Vahşi Bir Kız Sevdim |
11-03-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Vahşi Bir Kız SevdimVahşi bir kız sevdim Vahşi bir kız sevdim kitap özeti Abdulhamidin saltanatı sırasında adil adında otuz bir yaşında yakışıklı bir türk subayı İstanbuldan Makedonyaya Cesri Mustafa Paşa Tepesini içine alan mıntıkaya memur edilir Burada başında güzel bir kızın bulunduğu bulgar çetesinin olayları ile karşılaşır ve bu çeteye son vermek için görevlendirilir Bir gün bu çetenin mıntıkadan geçen treni sabote edeceği haberini alır Kendide dahil olmak üzere tüm karakol demiryoluna devriyeye çıkarlar Adil Beyin ormanda dolaştığı esnada birşeyler farkeder Hemen saklanıp olap biteni anlamaya çalışır Askerlerinden biri bir bulgar tarafından bağlanıp öldürülmek üzeredir Ne yapacağını bilemez tam bu sırada bulgar miferini çıkarır Gözlerine inanamaz Müthiş bir güzellik ve şimşekler çakan vahşi bir çift gözle karşı karşıyadır Askerini kurtarmak için tabancasına sarılır ve kızı vurur Kız Adil Beyi tanımaktadır Bağıra bağıra ölüm tehditleri savura savura oradan uzaklaşmayı başarmıştır İstihbarattan kızın Kristina olduğunu öğrenen Adil Bey içinde garip bir duygu taşımaktadır Kristina çeteye girmeden önce gizliden gizliye bu yakışıklıyı takip etmiş ve onu başkasına yar etmeme düşüncesiyle de çeteye girmiştir Aşkına karşılık alamazsa onu öldürecektir ama Adil Bey de ona aşıktır Bir gece vahşi kız Adil B eyin odasına gizlice girer Onu uykusunda öldürmeyi dener Ama başaramaz gene bir kuşun yer bayılır Adil bir yandan onun yaralarını sarar bir yandan da o güzelliği doya doya seyreder Bir an o sımsıcak dudaklardan öpmek ister ve bir anda kız kendine gelir, tehditler savurmaya başlar Aynı gece köprüde bir çatışma olmuş ve kızın kardeşi ölmüştür Neden öldürdüklerini sorar O da tatlı bir dille onların yaptıklarını ve kendisinin bir asker olduğunu hatırlatır Bu konuşmalar kızı öyle etkilemiştir ki kadınsı duyguları bir anda ön plana çıkmış ve Adil Bey hakkında tüm düşüncelerini orada ona anlatmıştır ve o gece beraber olmuşlardır Aşklarını göstermişler ve sevgilerini kanıtlamışlardır Ama onlar düşmandır Farklı dünyaların insanlarıdırlar Birgün karakola kadar gelir ve babasının karakolu bombalamak üzere olduğunu söyler ve uzaklaşır Tam karakol boşaltılmıştır ki bir patla her tarafı harap eder ve çeteciler kaçar Adilin ona olan aşkı iyice alevlenir Aylar süren sessizlikten sonra çobanlık yapan bir çocuk ona Kristinadan bir mektup getirir Onu dağda sürünün orda beklediği çok özlediğini yazmıştır Ama bu bir tuzaktır Kristinanın babasının bir oyununa gelir Onu bir mağaraya götürür ve gözlerinin önünde babası kızını tek kurşunda öldürür ve Adil Bey de acıdan bayılır Uyandığında karakolun yakınında karşısında ise aşkının güzel yüzü durmaktadır Öldüğüne inanamaz o sımsıcak dudakları tekrar hissetmek ister Ama o sıcak dudaklar bir buz kadar soğuktur |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|