Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hastalıklarteşhis, tanı, tedavi

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #61
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!





DEPRESYONUNUZUN SEBEBI KENDINIZ OLMAYIN


Depresyon vak alarının büyük ekseriyetinde sebep üç temele dayanıyor:

1 Beyaz güneş ışığı eksikliği

2 Şeker ağırlıklı beslenme

3 Tatmin edici bir beraberlikten uzak kalma Eskiden birçok insan günlerinin önemli bir kısmını açık havada, gün ışığında çalışarak geçirirdi Köylüler ve işçiler çiftliklerde, inşaatlarda, yol yapımlarında çalışırlardı Tezgâhtarlar, memurlar, iş adamları da uzun uzun yürür ya da ata binerlerdi Kısacası hergün muazzam bir egzersiz içerisindeydiler Yalnızca zenginler eve kapanırdı Zengin ev hanımları depresyon ve sıkıntı içerisinde ömürlerini tüketirken, köylü hanımlar dinç, sağlıklı ve üretken konumda idiler Zenginlerin bu durumunu, bakın, şu olay nasıl anlatıyor:

Zengin bir ailenin şoförü, bu ailenin çocuğunu hergün lüks arabaya taşır, nereye götürecekse götürür, sonra kucağına alıp eve taşırmış Bu adamın birinin dikkatini çekmiş "Hanımefendi! Çocuğunuz yürüyemiyor mu?" diye sormuş Kadın "Elbette yürüyebiliyor, ama çok şükür, öyle bir zorunluluğu yok" diye cevap vermiş

Rafine şeker kullanımına gelince: Köylüler asırlardır, dünyanın dört bir yanında pancardan, kuru üzümden, tatlı meyvelerden doğal şeker elde ediyor, damak tadına uyan değişik tür tatlandırıcılardan faydalanıyorlardı Rafine şeker zenginlerin seçimiydi

Bugün tıp dünyası, şeker ağırlıklı beslenmenin, gut, böbrek hastalıkları, şeker hastalığı ve hipoglisemin (kan şekerinin düşmesiyle oluşan karbonhidrat metabolizması bozukluğu) gibi hastalıkların önemli bir sebebi olduğunu bildiriyor

Zenginler eskiden eti öğün için temel besin olarak görüyorlardı Ete parası yetmeyen ve zenginlerin topraklarında avlanmaları yasak olan köylüler ise balık, sebze ve meyvelerle besleniyorlardı Sonuçta sağlığı korumak için çok yönlü beslenmenin uzağına düşen zenginler, tek boyutlu beslenme tarzıyla, guatr başta olmak üzere, çeşitli metabolizma hastalıklarına kolayca yenik düştüler

Üçüncü depresyon kaynağı son yıllarda ortaya çıktı Artık toplumun her kesimindeki insanlar toplumdan ve sosyal ilişkilerinden kopar hale geliyorlar Kalabalıklar arasında bir tür yalnızlık yaşıyorlar

Yaşlılar arasında yapılan incelemelerde, emekli olduktan sonra pasif bir hayatın içine düşenlerin işten ayrılmalarının üçüncü senesine ulaşmadan hayata veda ettikleri kaydediliyor İşlerinden nefret etseler, emekliliklerini iple çekseler ve pasif hayatı özleseler de aslında çalışma hayatı onların vazgeçemeyecekleri birşey

Problem ortada Peki çözüm ne?

Yaşam tarzımızı değiştirmek

Cep telefonu çalınca açan kişinin tansiyonunun bir derece yükselmesi, iş hayatının baskıları bizi ilâç kullanmaya yöneltiyor Kullandığımız bu ilâçlar ise kimyasal madde özelliği taşıyor

Kendimizi mi kandırıyoruz? Kitleler halinde dünyanın parasını vererek sağlık kulüplerinde oksijenden mahrum "adale sporu" yapıyoruz, gün ışığında koşmak dururken

Binaları yüksek yaparken havalanmayı ihmal ediyor, "air condition" kullanıyor ve mikrop, polen ve allerjen maddeleri solumaya başlıyoruz

Kimyasal işlem gören yiyeceklere bayılıyoruz

Mahalle pazarı yerine ithal besinlere yöneliyoruz

İçme suyumuz başlı başına bir mesele

Her zaman pişirmeye , kızartmaya, doğal yiyeceklerin doğallığını bozmaya çalışıyoruz

Canımız sıkılınca doktorumuz bize bir mutluluk hapı yazıyor Bu bir müddet kendimizi iyi hissettiriyor, ama içme suyumuzu, oturma şeklimizi, uykumuzu, siyah ekmeğimizi, iş ortamımızı, güneşimizi nereye kadar ihmal edeceğiz?

Depresyonumuzun sebebi kendimiz olmamalı

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #62
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



DIABETES INSIPIDUS (SEKERSIZ DIYABET)


İsim ve belirtilerdeki benzerliğe rağmen bu rahatsızlık şeker hastalığı ile karıştırılmamalıdır İnsülin (hücrelere enerji temin etmek için vücudun glikozu kullanmasını ve korumasını temin eden hormon) yetersizliği nedeniyle ortaya çıkan şeker hastalığının (diabetes melitus) aksine, şekersiz diyabet (diabetes insipidus) antidiüretik hormon (ADH) yetersizliği nedeniyle ortaya çıkar Bu hormon hipofiz bezinin arka lobu tarafından salgılanırEğer antidiüretik hormon yetersizliği varsa, vücutta su dengesini kontrol olayı kaybolur Uygun sıvı seviyesini korumak için gerekli olan suyu yeniden emmenin yerine, böbrekler suyu dışarı atar

Belirtiler

- Aşırı susama

- idrar miktarının artışı

- Su kaybı, fiziki çöküntü ve düşük tansiyon koma halini ortaya çıkarabilir

Şekersiz diyabet hastalığı olanların yaklaşık yarısında rahatsızlığın nedeni bilinmez Ancak belirtilerin ortaya çıkmasından birkaç yıl sonra bir hipofiz tümörü açıkça görülebilir Kafada herhangi bir yaralanma veya hipofiz tümörleri için herhangi bir yaralanma veya hipofiz tümörleri için herhangi bir ameliyat nedeni ile hipofiz bezlerinde ortaya çıkan zararlar tanımlanabilen nedenler arasındadır

Teşhis

En önemli bulgu idrar artışıdır 24 saatte 5 ila 20 litre idrar çıkarılabilir Gece ve gündüz her yarım saatte bir idrara çıkılır İdrardaki bu artış aşırı su kaybına yol açar, sonuçta deri kuruluğu ve aşırı susama hissi ortaya çıkar

Eğer doktorunuz şekersiz diyabetten kuşkulanıyorsa susuzluk testi yapacaktır Bu testte şahıs birkaç saat susuz bırakılır Bu süre içersinde çıkardığı idrar ölçülür Bu testte, antidiüretik hormonu normal düzeyde olan birinde idrar miktarı azalırken, şekersiz diyabeti olan-da ise idrar miktarı azalmaz Doktorunuz ayrıca su ve tuz dengesini saptamak için kan testleri yapacaktır

Şekersiz diyabet hormon takviyesi ile etkili bir şekilde tedavi edilebilir Belirlenen nedenin (bir tümör veya hastalık) sorunları ortaya çıkardığı durumlar dışında, şekersiz diyabet hastalığı olan bir kişinin normal bir yaşam sürmesi beklenir

Tıbbi Tedavi

Bir burun spreyi şeklinde veya sentetik bir hormonun enjekte edilmesi ile antidiüretik hormon verilecektir Bu hormon tedavisi genellikle yaşam boyunca sürer Ancak bilinen nedenin baştaki bir yaralanma veya herhangi bir ameliyat olduğu durumlarda bir kaç ay ile bir yıl arasında değişen bir süre içerisinde bez normal fonksiyonunu yeniden kazanır hale gelebilir Bu durumda ilaç tedavisi kesilmelidir

Thiazid grubundan diüretik bir ilaç da önerilebilir Diüretiklerin aslında idrar miktarını artırmak için kullanıldığı gerçeğinin yanı sıra, thiazidler bazı kişilerde şekersiz diyabetin tedavisinde etkilidir

Cerrahi Tedavi

Neden hipofız bezindeki bir tümör ise ameliyat veya radyasyon terapisi uygun olabilir

Beslenme

Bazı durumlarda sodyumun kısıtlanmasına yardımcı olduğundan, yemeklerde tuz miktarının sınırlandırılması tavsiye edilebilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #63
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



DIFTERI (KUS PALAZI)


Difterinin nedeni olan Corynebacterium diphtheriae bakterisi oldukça tehlikeli bir zehir salgılar Bakterinin salgıladığı bu zehir kalpte ve sinir sisteminde oldukça ciddi bozukluklara yol açar Mikrobun kaynağı hastalar ve bakteriyi taşıyan kişilerdir Genellikle damlacık yoluyla bulaşır Çok ender vakalarda doğrudan temasla geçer Vücudun hemen kabul ettiği bir hastalık değildir Bebeklerde çok ender olarak rastlanır Çocuklarda 2-6 yaş arası çok sık görülür Yaş ilerledikçe hastalığa yakalanma olasılığı giderek zayıflar

Oluştuğu yerlere göre difterinin aşağıdaki çeşitleri vardır:

Burun difterisi

Difterinin bebeklerde en çok görülen şeklidir Bazen çok az ateş yapar Solunum güçleşir En belirgin işareti burun akıntısının iltihaplı ve kanlı olmasıdır Burun difterisi çoğu zaman fark edilmez ve ağır hastalık olması nedeniyle tehlikelidir

Ağız ve boğaz difterisi

En sık görülen difteri şeklidir (yüzde 50) Boğaz ağrısı ve yutkunma güçlüğü ile başlar Bademciklerin üstü ve küçükdil boğazın arka duvarına (ağır seyreden vakalarda ağız dokusuna) kadar uzanan beyazımsı gri renkli lekelerle kaplanır Lekeler, tahta bir spatula ile kazındığında kanama olmaz Boyun lenf bezlerinde şişme görülür

Gırtlak difterisi

Kimi zaman kendiliğinden kimi zaman da boğaz difterisinden yayılarak oluşur Çocuklarda 1-4 yaş arası çok sık görülür Yavaş yavaş sıcak basması, kuru ve boğucu öksürük ve solunum güçlüğü ile başlar Bu belirtiler birkaç gün içinde şiddetlenir Belirtilerin nedeni gırtlak zarındaki şişliklerin difteri pasına dönüşmesidir Eğer gerekli müdahale yapılmazsa solunum yollarında hayati tehlike oluşturabilen sıkışmalar olabilir Solunum güçlüğü giderek artar ve soluk alınırken ıslığa benzer bir ses duyulur Boğaz kasları gerilir Göğüs kafesi ve karın boşluğu zorlanır Çocuklarda morarma olur Yüz soluk, nabız zayıf, kalp atışları hızlıdır Boğulma krizleri ölümle sonuçlanabilir

Göz difterisi

Gözün bağdokusu üzerinde oluşur Göz şişer ve beyazımsı gri renkli bir tabakayla kaplanır Bazı durumlarda göz açılamayacak kadar şişer, gözden kanla karışık iltihap akar Saydam tabakanın zedelenmesi sonuçta kör olma olasılığı vardır

Deri ve yara difterisi: Oldukça tehlikelidir ve belirli bir yara tabakası oluşturarak kendini belli eder

Göbek difterisi : Yara difterisinin göbekte görülen şeklidir

Ortakulak difterisi : Çok ender olarak görülür

Kuluçka devresi: 1-7 gün

Belirtileri

Hastalık ateşle başlar Baş ağrısı, kusma, çocuklarda karın ağrısı olur Belirtileri bakterilerin yerleştiği bölgeye göre değişiklik gösterir

Seyri

Çok hafif geçen durumlarda hasta olan kişiyi fazla sarsmaz ve ateş aşırı derecede yükselmez (38,5 dereceye kadar) Çok belirgin olmayan yutkunma güçlüğü görülür Kimi zaman, difterinin belirgin özelliği olan iltihaplı tabaka bile olmaz Bu takdirde hastalığın hızla yayılma olasılığı vardır, çünkü hastalık teşhis edilemediği için hastanın ayrılması söz konusu olmamıştır

Hastalık sürekli ilerleme gösteriyorsa boğaz, burun ya da gırtlak difterisi vb gibi difteriler ortaya çıkabilir Hastalık seyrinin çok ağır geçtiği durumlarda kuvvetli zehir etkileri görülür Çok yüksek ateş, nabız düzensizliği, huzursuzluk, sürekli kusma, burun ve deride ufak tefek kanamalar, boğazda şişme gibi ağır yan etkiler ortaya çıkar

Difteri bakterilerinin salgıladığı zehir kana geçerse kalp, kan dolaşımı ve sinir sistemlerinde bozukluklar baş gösterir Sonunda kan zehirlenmesinden kaçınılamaz

Hastalığın seyri sırasında en belirgin işaretler şunlardır:

Aşırı solukluk, kusma, nabız atışlarının düzensizliği, soğukluk duygusu, ısı ve tansiyon düşmesi, 2 ya da 3 hafta içinde kalp kaslarındaki iltihaplanma sonucu ani ölüm İyileşme sırasında bile kalp kaslarının iltihabı sonucu ölüm görülebilir Diğer bulaşıcı hastalıklara oranla kalp daha çok etkilenir 2 ve 4 haftalar arasında görülen felçler, sinir sisteminin de hastalıktan ötürü etkilendiğine işarettir Hastalık nedeniyle oluşan felçler hastayı ve ailesini korkutursa da, hastalık teşhisinde yardımcıdır ve çoğu kez birkaç ay sonra felç durumu ortadan kalkar

Tedavi

En iyi ilaç l894te bulunan difteri serumudur Difteri serumu, kanda serbestçe dolaşan zehirli maddeleri yakalar, ama kalp kasları ya da sinir sistemine yerleşmiş olan zehirli maddelere ulaşamaz ve hastalığa neden olan bakterileri öldüremez Bu nedenle difteri serumu mümkün olduğu kadar erken verilmelidir Serumla birlikte penisilin de verilmelidir Penisilin yalnızca difteri bakterilerini yok eder, zehirleri etkileyemez Kan dolaşımının sürekli kontrol altında tutulması çok önemlidir Kalp üzerindeki yan etkisi dikkate alınarak hastanın 8-14 gün süreyle yatakta tutulması gerekir Difterinin her çeşidinde ve kalpteki yan etkilerinde hastanın mutlaka bir hastane tedavisi altına alınması zorunludur

Korunma

Burun ve gırtlak salgılarının bakteriyolojik laboratuvar araştırmasında sonuç negatif alındığında hastalık bulaşıcı niteliğini kaybetmiş demektir Çocuklara difteri aşısı yapılmalıdır Hastalığın bulaşmasını önlemek amacıyla hastanın mutlaka ayrılması gerekir Beklenir bir difteri olasılığına karşı çocuklara serum verilebilir

Difteri aşısı dört haftalık aralarla yapılır İlk aşı, bir yaşına kadar yapılmalı, 2 ve 6 yaşlarında tekrarlanmalıdır Difteri aşısı tetanos aşısı ile birlikte de yapılabilir Hastanın evde tedavi edilmesi halinde, hastaya bakan kişinin hastanın yanına girerken bir maske takması ve oksijen peroksitli suyla gargara yapması gerekli önlemler arasında sayılabilir

Difteride penisilin, eritrosin ve streptomisin kullanılır Ağır vakalarda kortikosteroidler kullanılabilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #64
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



DIS KULAK ILTIHABI (EXTERNAL OTIT)


Yüzücü Kulağı diye de bilinir Yüzücü kulağı (External otitis) dış kulak kanalının ısrarlı biçimde tahriş olması ve iltihaplanması halidir Ayrıca bir enfeksiyon da bulunabilir Kanalda cildin kat kat soyulması (egzama) gelişebilir Egzamayı kaşırken cilt çatlar ve kulak kanalını bakteri ve mantar istila eder Kirli suda yüzmek bu hastalığı kapmanın yollarından biridir Kulak salgısı kanaldan temizlenmeye kalkışıldığında, cilt tahriş olur, kaşınır veya yırtılır Bu da o kişinin en gözde "aletiyle" (toka vs) kulağını daha fazla karıştırmasına sebep olur Bir risk daha da vardır 0 da kulak zarını delme olasılığıdır Saç spreyleri ve saç boyaları da kulak kanalını tahriş edebilir Dış otit yüzücü kulağı bazen mantardan kaynaklanır Aspergillus niger en sık görülen mantardır Belirtileri, urukkulosisle aynıdır furunkulosis tekrar tekrar çıbanlar çıkması halidir ve kulak kanalındaki bir tüy kesesinin mikrop kapmasıyla başlar Bu rahatsızlık sık sık tekrar eder Dış otit (yüzücü kulağı) genç yetişkinlerde görülür

Belirtileri

- Dış kulak kanalının kaşınması

- Kulak ağrısı

- Kulakta sarı veya yeşil sarı kötü kokulu cerahat oluşması

- Başın hareketiyle kulakta ağrı duyulması

- Duyma kaybı

Teşhis

Eğer kulağınızda kaşınma,kulağınızın içinde pullanma ya da kulak kanalınızda ağrı varsa, bunlar dış kulak yolu iltihabının göstergesi olabilir Çoğu kez kulaktan dışarı doğru sarımsı ya da sarımsı yeşil bir akıntı olur ve bazen bu akıntıdan sonra ağrı hafifler Eğer iltihap ya da dokudaki şişme kulak kanalını tıkarsa duyma-da bir azalma olabilir

Doktorlar otoskop denen bir aletle kulak kanalına bakarak dış kulak yolu iltihabı tanısını koyarlar Eğer iltihap varsa örnek alınarak laboratuvara gönderilebilir

Çoğu dış kulak yolu enfeksiyonu rahatsızlık duygusu yaratsa da, uygun tedavi edildiklerinde genellikle tehlikeli değildirler Bu enfeksiyon,özellikle şeker hastalarında tedavi edilmezse çevre kemiklere ve kıkırdaklara yayılarak hasar verebilir

Tedavi

Eğer yüzücü kulağı rahatsızlığınız olduğundan şüphelenirseniz, doktora gitmeden önce sancıyı geçirecek bazı şeyler yapabilirsiniz Kulağınızın üzerine ılık (sıcak değil) bir ufak yastık koymak faydalı olur Aspirin veya başka bir ağrı kesici de sancıyı azaltır

Teşhisten sonra doktorunuzun kulak kanalını bir emme aletiyle veya pamuklu çubukla temizlemesi beklenir Bu tahrişin ve sancının geçmesini sağlayabilir Doktor daha sonra çeşitli tedavi metodlarından birini önerebilir Ekseriyetle kortikosteroidli (kaşıntıyı durdurmak ve iltihabı azaltmak için) bir kulak damlası ve bir antibiyotik (enfeksiyon kontrol etmek için) verilir Bazen ağızdan alınan haplar da kullanılabilir Şiddetli ağrı olduğundan ağrı kesici tavsiye edilir İyileşme sırasında kulağa su kaçmamasına dikkat edilmelidir

3 veya 4 gün sonra eğer gözle görülür bir iyileşme olmazsa, doktorunuz ağızdan alınmak üzere antibiyotik verebilir Enfeksiyona neden olan organizma laboratuvar testleriyle belirlenmişse, özellikle onu etkileyecek antibiyotik seçilir Dış kulak iltihabı (yüzücü kulağı) mantardan kaynaklanıyorsa sülfanilamid tozu serpilerek urunkolisisden kaynaklanıyorsa, ağızdan alınan veya kulak damlası şeklinde verilen antibiyotikle tedavi edilir Özellikle neden mantar olduğunda bu durum birçok defa tekrar edebilir

Önlenmesi

Dış otit ekseriyetle önlenebilir Pis suda yüzmeyin Banyodan ve yüzmeden sonra kulaklarınızı kurutun Kulak kanalının rutubetli olması enfeksiyon kapmasını kolaylaştırır Saçınızı boyarken veya saç spreyi kullanırken kulak deliklerinizi kuzu yününden ufak toplarla kulağınızı kapayın Bunlar suyu geçirmez

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #65
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



DISKI TUTAMAMA


Abdest tutamama hali bağırsak hareketlerini kontrol edebilme yeteneğinin kaybolmasıdır Bu bozukluk yetişkin bir kimsede görülürse problem bu durumu yaratan şartlardan kaynaklanır Çocuklarda görülen benzer durum için (Encopresis) kontrol edememe halini doğurabilecek, sebebi tespit edebilmek ıçın doktorunuz size sorular soracaktır

Sorular hapşırmakla, öksürmekle ilgili olabilir, ayrıca bu hal geceleri mi oluyor ve başka ilgili belirtiler var mı? Doktor bunları da öğrenmek isteyebilir Ancak sfinkterinizi (kas) muayene ederek bu bölgedeki adalelerin sağlam olup olmadığını belirleyecektir Doktorunuz ayrıca özel incelemeler de isteyebilir Elektromiografi veya rektal ve anal bölgedeki çeşitli baskıları belirlemek için özel aletlerin kullanılması bu incelemeler içine girer Dışkıyı tutamamak, rektumdaki, anüsdeki veya preanal bölgedeki apsenin veya iltihabın arkasından ortaya çıkabilir Bu bölgede yapılan bir ameliyatın neticesi olabilir Doğum sırasında olabilecek bir yara olaya yol açabilir Özellikle eğer anal sfinkter iyiyse bu hal sinir sistemindeki bir rahatsızlıktan bilhassa omuriliği etkileyen bir bozukluktan sonra meydana gelebilir

Abdest tutamamak genelde yaşlılarda görülür İleri yaşlarda küçük ve büyük abdest kontrol eden kaslar ve bağlar zayıftır ve fiziki rahatsızlardan daha çabuk etkilenirler Tutma kabiliyetinin kaybı yaşlılığın şartı değildir Ayrıca yaşlılarda dışkıların birikip sıkışması da daha sık görülür Genelde kabız kimselerde olur Fakat sıkışan dışkı bağırsağı tamamen tıkamaz ve dışkının sıvı halindeki bölümü geçer ve kontrol edememe halini doğurur

Yetişkinler arasında özellikle eğer anal sfinkter iyi durumdaysa bu problemi halletmek için bağırsakları terbiye etme programına başlanabilir Bazen hacim genişletici (kronik kabız) de buna dahildir Doktorunuz tuvalete çıkmak için her gün belli bir süre tuvalette oturmanızı tavsiye edebilir

Bu günün kalan zamanında kontrolü sağlamanızı temin edebilir Su içmeniz ve taze meyve sebze yemeniz de tavsiye edilecektir Bu bazen daha normal dışkı yapmanızı ve daha seyrek dışarı çıkmanızı sağlar

Bazı zaman özellikle eğer sfinkter zedelenmiş ise doktorunuz bir cerrahi müdahale tavsiye edebilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #66
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!





DIYAFRAGMATIK FITIK


Diyafragmatik fıtık, diyaframda normal olmayan bir açıklığın karın bölgesi içeriğinin bir kısmının göğüs bölgesine doğru taşmasını mümkün kıldığı durumlarda meydana gelir Çok ciddi vakalarda, mide ve barsakların büyük bir kısmı, kalp ve akciğerlerin yer değiştirmesine neden olur

Bu anormallik doğumdan kısa bir süre sonra bebeğin fıtık yüzünden solunum güçlüğü çekmesi ile teşhis edilir Bu durum bebeğin yaşamını tehdit eden bir durumdur ve acilen ameliyat edilmesi gerekir Bununla beraber; çoğunlukla fıtık aylar sonrasına kadar kendini belli etmeyebilir

Geç ortaya çıkan diyafragmatik fıtık semptomları arasında kusma, ağır karın ağrıları, beslenme sonrası rahatsızlık ve kabızlık sayılabilir Kimi zaman herhangi bir belirti ortaya çıkmaz ve problem ancak rutin röntgen çekimleri esnasında keşfedilebilir Eğer doktorunuz bebeğinizde diyaframatik fıtıktan kuşkulanıyor ise, teşhisi desteklemek için röntgen çekimine gerek duyulabilir

Ameliyat gerekli bir tedavi şeklidir Doğduktan sonraki ilk 3 gün esnasında diyafragmatik fıtık teşhisi konan ve hastalıktan ciddi şekilde etkilenmiş olan bebeklerde, ölüm oranı %50 dir Bununla beraber, solunum güçlüğü şikayeti olmayan bebeklerin çoğu hayatta kalmayı başarabilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #67
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



DIZ YARALANMALARI


Diz eklemi, bacağınızın üstüne bastığınızda ortaya çıkan darbe etkisini azaltmak için yastık benzeri oluşumları kapsar Bu oluşumlarda yırtılma veya zedelenme ortaya çıkarsa ağrılı diz hastalığı da denilen diz incinmeleri oluşur

Belirtiler

- Dizde ağrı ve şişme

- Dizin sağlam basamaması, sendeleme duygusu

- Bir patlama sesi, bir sürtünme duygusu veya eklemin fiziki olarak kilitlenmesi

- Diz belirli bir pozisyonda sertçe kilitlenirse veya bir travma olayı şiddetli bir ağrı meydana getirip de diz normal fonksiyonunu yapamaz olursa derhal tıbbi yardım sağlayınız

Diz eklemini yaralanmalara duyarlı hale getiren iki önemli faktör bulunmaktadır İlki, dizin konumu, dizi beklenmedik darbelere maruz kalmasına ve sürekli kullanılan bir eklem olmasına neden olmaktadır İkincisi, dizin yapısının karmaşıklığıdır Dizin hareket aralığı, vücuttaki diğer eklemlere benzemez: Bükülme dışında, daha karmaşık hareketleri de yapmamızı sağlar

Teşhis

Bir diz yaralanmanız olduğu zaman, çeşitli pozisyonlarda muayene edilmesi gerektiği için, doktorunuz hareket ettirdiğinde ağrıyı azaltmak amacıyla uyuşturucu bir ilaç verebilir

Dizin dıştan muayenesinden sonra, dizin içindeki yapıların ve oluşan hasarın görülmesi-ni sağlayan testler yapılabilir Geleneksel yöntem diz röntgeninin çekilmesidir Diğer yöntemler arasında, artrografi (eklem boşluğuna boyalı bir madde verildikten sonra röntgen çekilmesi) ve manyetik rezonans (MRI; manyetik bir alana dokunun verdiği yanıtın bir bilgisayar tarafından yorumlandığı, eklem yapısını gösteren yöntem) sayılabilir Artroskopi (eklem boşluğunun, küçük bir kesiden eklem içine sokulan fiberoptik bir boru aracılığıyla incelenmesi) de yapılabilir

Diz incinmelerinin şiddet derecesi farklılık gösterir, bu mafsalın uğradığı hasarın tipine bağlıdır Çoğu diz incinmelerinin sınıflandırıldığı birkaç ana grup vardır Hepsi de mafsalda ağrı ve dengesizlik güçsüzlük meydana getirebilir

Menisküs Yırtıkları

Menisküs dizde, uyluk kemiğinin ucuyla kaval kemiği uçları arasında bulunan yarımay şeklinde bir kıkırdaktır Belirli darbe ve bükme zedelenmeleri ve menisküsde yırtılmaya yol açar ve mafsalda ağrı yapar Bazen zedelenme anında bir ses duyulur

Çoğu zaman bu zedelenme sizin bükülüp kalmanıza yol açacaktır Bazı durumlarda, ayağa kalkıp hatta aktiviteye devam edebilirsiniz, fakat büyük ihtimalle dizdeki bir kıkırdak yırtılması derhal şişmeye ve sürekli ağrıya sebep olacaktır Birkaç haftalık bir sürede iyileşse bile nüksedebilir

Serbest Cisimler

Bazı diz zedelenmelerinde diz kapağının veya kıkırdağın (menisküs) parçaları yerlerinden kopar ve mafsal boşluğunda rasgele dolaşmaya başlar Bunun yaptığı etki bir kapıya kalem sıkışmasına benzer Küçük bir başıboş kıkırdak parçası bile diz mafsalına takılıp mafsalı "kilitleyebilir veya ağrı yapabilir

Tedavi

Diz incinmesi için gereken tedavi her incinmeye göre farklıdır Nispeten küçük diz zedelenmeleri için uygun tedavi yaklaşımı koruma, dinlenme, buz, kompres ve yükseltme olarak özetlenebilir incittiğiniz zaman dizinizi kullanmayı bırakın Şişmeyi sınırlı tutmak için buz ve bandaj (sarma, sıkıştırma kullanın Ağrıyı ve şişmeyi azaltmaya yardımcı olmak için bacağınızı yükseğe kaldırın

Eğer ekleminiz ağır şekilde hasar görmüşse rekonstrüktif cerrahi gerekecektir, belki kemikleri, eğer yerinden çıkmış veya kırılmışsa yerine yerleştirmek için, veya kopan veya yırtılan bağları tekrar yerine bağlamak için çoğu zaman, ufak zedelenmeler için büyük bir yer açmadan küçük bir bölgede yapılan bir işlem olan artroskopi ile tamir edilebilir

Rehabilitasyon

Ameliyattan sonra, ilk iyileşme süresi içinde bir destek aracı, aparey veya alçı uygulanabilir Dizi hareket ettirmenize izin verildikten sonra hareket kapasitesini geri döndürmek ve mafsalın gücünü tekrar kazanması için size bir egzersiz program verilecektir İyileşmenizi bir fizik tedavi teknisyeni veya rehabilitasyon uzmanı gözlemleyebilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #68
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



DOLAMA


Dolama, tırnağın çevresindeki derinin yüzeysel bir enfeksiyonu olup en büyük sıklıkla stafilakoklar veya mantar tarafından meydana getirilir Bu durum genellikle bir şeytan tırnağını ısırıp kopartma gibi bir yaralanmanın veya tırnak dibindeki deriyi bir işleme tabi tutmak veya deri itmek gibi hareketlerin sonucu olur

Tırnağa bitişik olan cildin üzerinde kırmızı, şişkin bölge ile kendini gösterir

Bakteriyel dolama genellikle ani ve ıstıraplı bir enfeksiyondur Yüzeysel cerahat dolu kabarıklar belirebilir Tutulan bölgeyi bastırınca cerahat sızıntısı olabilir

Dolamanın bir başka çeşidine mantar enfeksiyonu sebep olur ve bu, şeker hastalığı olan kişilerde ve ellerini uzun süre su içinde bulunduranlarda yaygındır Mantar enfeksiyonları ağır ağır gelişir, fakat inatçı olma eğilimi gösterir Bazen hem bakteriler hem de mantar vardır, böylece daha fazla şişme ve cerahate yol açılır

Akut bir enfeksiyon tırnağın çevresinden ve epidermisten dolaşarak bunların altına işleyip ağrılı bir apse meydana gelmesine yol açar Tırnak dibindeki deri kabarır Tırnak ayrılabilir

Tırnakta bozulma veya renk atması meydana gelir Nadir olmakla birlikte, bu enfeksiyon parmağın içine işleyerek tendon dokusuna yayılabilir Deri boyunca görülen kırmızı çizgiler, bakteriler kanınıza karıştığının işaretidir Eğer böyle bir durum olursa, doktora gidin Teşhis için dolamaya hangi tip mikroorganizmanın neden olduğunu belirlemek amacıyla cerahat kültürü yapılabilir

Tedavi

Sıcak banyolar: Dokuların iltihapla şişmesini azaltmaya yardım edecektir Bunları takiben bir antibakteriyel madde (bakteri enfeksiyonları için) sürülebilir veya eğer bir mantar enfeksiyonu varsa yüzde 1 lik gentian violet solüsyonu kullanılabilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #69
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



DUPUYTREN KONTRAKTURU


Bu hastalık adını 19 yüzyıl başlarında yaşamış ve onu tarif etmiş olan Fransız cerrahı Baron Dupuytren den almıştır özelliği cildin altındaki dokunun üstünün sertleşmesidir (palmar fascia)

Belirtiler

- Bir veya birkaç parmağı açamamak,

- Avuç içinde küçük bir şişkinlik veya sertlik

Dupuytren kontraktürü genellikle ağrılı değildir, fakat elde ilerleyen bir deformasyon meydana getirebilir Aynı zamanda ayak tabanında da buna benzer doku sertleşmesi ve çekmesi görülebilir Bu rahatsızlık en çok yüzük parmağı ve küçük parmakta oluşur fakat herhangi bir parmağı, ayak tabanını hatta penisi etkileyebilir

Hastalığın nedeni bilinmemektedir Fakat kalıtım öğesi güçlü görülmektedir Çünkü bu problem aynı ailenin bireylerinde daha fazla görülür Bir diğer ortak özellik, orta yaşlı erkekler olup bazıları alkolik veya epileptiktir Bu bağlantının nedeni bilinmiyor Tek bir travmatik olaya bağlı olma ihtimali fazla değildir

Teşhis

Bu hastalığın teşhisi için fizik muayene genellikle yeterlidir Hasta bölgenin üzerindeki derinin çukurlaşması oldukça karakteristiktir Derinin altında, hareket ettirilemeyen bir doku şeridi de olabilir Bileğin pozisyonundaki bir değişiklik kontraktürü etkilemez

Teşhis koyulduktan sonra, hastalığın ilerlemesini gözlem altında tutmak önemlidir Doktorunuz avuç içiniz aşağı gelecek şekilde elinizi düz bir yüzeye koymanızı isteyebilir Eğer bu durumda parmağınızı açamazsanız, tedavi gerekebilir Testin sonucu negatif bile olsa, zaman zaman bu testi tekrarlamanız gereklidir Sonuç, durumun kötüleştiğini gösterirse, ameliyat yapılabilir

Bu sık rastlanan hastalık, çoğunlukla ağrılı olmamasına rağmen parmakların esnekliğinin gittikçe azalması zaman içinde rahatsızlığa yol açabilir Fakat birçok vakada tedavi gerekmez

Ameliyat gerekli olduğu zaman sıklıkla, normal hareket yeteneğinin tamamı veya çoğu geri dönebilir, yine de, bazı kimselerde rahatsızlık nüksedebilir

Tedavi Ameliyat

Ameliyat, büzüşmüş dokuların çıkarılması ve bazı vakalarda vücudun diğer bölgelerinden alınan derinin bu bölgeye nakledilmesi (gref) ya da diğer cerrahi girişimlerden oluşur El birkaç gün ya da hafta açık pozisyonda parmaklarla birlikte sarılacak ve daha sonra parmak ve el egzersizlerinden oluşan fizik tedavi başlayacaktır

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #70
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



DUSUK TANSIYON (HIPOTANSIYON)


Kan basıncının düşük olması nadir olarak görülen bir durumdur Genel olarak sağlık açısından her hangi bir tehlikesi yoktur; dahası tansiyonu düşük insanların daha uzun yaşasığını ve kalp ve böbrek hastalıklarına daha az yakalandıklarına dair bulgular mevcuttur Bununla birlikte, bazı araştırmacılar tarafından sikulatuvar asteni (dolaşım zayıflığı denebilir) denilen bir hastalık tanımlamışlar ve bunun tedavisine yönelik oalrak, kan basıncını yükselten ilaç geliştirmişlerdir

Tansiyon düşüklüğü olanlarda ani kalkışlar sırasında; hafif bir başağrısı ve zihin bulanuklığı olabilir Bunu engellemenin en iyi yolu pozisyon değiştirirken dikkatli olmaktır

Sürekli yorgunluk ve halsizlik hissedenlerin bazılarında sinirsel kaynaklı tansiyon düşüklüğü olduğu ileri sürülmektedir Bu kişilerde uzun süre ayakta durmaya, egzersize veya sıcak ortamlarda uzun süre kalmaya bağlı olarak ani tansiyon düşmeleri meydana gelmektedir Johns Hopkins Universitesinde gerçekleştirilen bir çalışmada, bu tür rahatsızlığı olanlara bol-tuzlu diyet ve kan basıncını yükselten ilaç vermeyi müteakip hastaların %75 inde, yorgunluk şikayetlerinin ortadan kalktığı gözlenmiştir

Benzer bir durum yaşlılarda da meydana gelebilir Yaşlılarda özellikle yemeklerden sonra kanın sindirim organlarına hücum etmesine bağlı olarak, bir halsizlik hissedilebilir Bu duruma yemek-sonrası tansiyon düşüklüğü adı verilir ve genellikle tansiyonu yüksek olan hastalarda gözlenir Bu kişilerde asıl problem, kan basıncının yüksekliğinden dolayı, göreceli olarak dolaşımda azalmış olan kanın hayati organlardan olan beyne pompalanmasının azalmaya uğramasıdır Eğer böyle bir probleminiz varsa, günde en az 6 bardak su içerek damar içinde dolaşan kan miktarını arttırın ve yemeklerden sonra az bir miktar yürüyün

Kan basıncı düşük olan yaşlılarda ölüm oranının daha fazla olduğunu iddia eden araştırmacılar bulunmakla birlikte, sorunun kanbasıncından kaynaklanmadığını öne sürenler de vardır; bunlara göre sorun kalpten kaynaklanmaktadır ve tedavi edilebilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #71
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!





EGZAMA


Atopik dermatit oalrak da bilinen egzama, allerjik bir deri hastalığıdır Yeni doğanlarda, çocuklarda ve genç yetişkinlerde sık olarak gözlenir Kaşıntılı, kalınlaşmış, kırmızı alanlarla kendini gösterir ve vücudun değişik yerlerinde olabilir Kaybolup tekrar ortaya çıkabilir ve astım gibi allerjik hastalıklarla birlikte bulunabilir

Tedavide genelde steroidli pomadlar kullanılmaktadır Ancak uzun süre bu tür tedaviler almış ve tedavi olamamışsanız, aşağıdaki tedavi yöntemi sizin için uygun olabilir

- Diyetinizden süt ve tüm süt ürünlerini çıkarın

- Günde iki kez 500 mg kuş üzümü yağı veya bulamıyorsanız 50şer gram kuş üzümü yiyin 12 yaşından daha küçükler için miktarların yarısını verin Buna 6-8 hafta devam edin

- Sizi rahatlatacak herhangi bir yöntem bulun, bu hipnoz olabilir Hipnozun allerjik durumlarda fayda sağladığını ortaya koyan sonuçlar vardır

- Kaplıcalar egzamada son derece faydalı olabilir Bunun için uzun süre her gün kaplıca suyu ile yıkanmanız gerekir Bu süre içerisinde ilaç kullanmamanız daha iyi olabilir

- Sarı sabır bitkisinden elde edilen krem ve nergis losyonu etkilenen bölgelere sürülebilir

- Protein tüketiminizi azaltın, günlük kalori alımınızın %10unu geçmesin Protein kaynağı olarak hayvansal ürünler yerine bitkisel ürünleri tercih edin

- Doğal şartlarda yetiştirilmiş sebze ve meyveleri tüketin, suni gübre ve ilaçlarla yetiştirilen besinlerden uzak durun

- omega-3 yağ asitlerini daha fazla tüketin

- hidrojenize veya kısmen hidrojenize yağlardan kaçının (margarinler, hamburger yağları)

- banyodan sonra sadece kurulanın, derinizi ovalamayın

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #72
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



EKTODERMAL DISPLAZI (Ectodermal Dysplasia)


Deri ve derinin eklerinin (saç, tırnaklar, dişler ve ter bezleri) gelişim bozukluğu ile kendini gösteren kalıtımsal bir hastalıktır Ektodermal displazinin çok sayıda tipi bulunmakla birlikte en sık rastlanılan tipi; X-kromozomuna bağlı olarak geçiş gösteren anhidrotik ektodermal displazidir (terleme yokluğu/azlığı ile birlikte olan tipi) ve sadece erkeklerde gözlenir Otozomal kromozomlara (cinsiyet kromozomları dışındaki kromozomlar) bağlı olarak dominant (baskın) geçiş gösteren diğer bir tipi ise hem erkek hem de kız bebeklerde aynı oranda gözlenir Otozomal dominant tip ile X-geçişli tipde gözlenen şikayetler ve belirtiler aynıdır

Ektodermal displazide, derinin tüm ekleri değişik derecelerde etkilenmiş olabilir Anhidrotik ektodermal displazide ter bezlerinin anne karnında iken gelişmemesi sonucu meydana gelir Etkilenen bebeklerde vücut sıcaklığının kontrolünde sorun vardır ve çok hafif hastalıklarda bile son derece yüksek ve tehlikeli ateş yükselmesi gözlenebilir, çünkü teleyerek ateşin kontrol mekanizması ortadan kalkmaktadır Yetişkin hastalarda ise sıcak ortamlarda bulunmak ve çalışmak zorlaşır

Mukozaların (vücudun iç boşluklarını döşeyen deri) tutulduğu hastalarda burunla ilgili kronik enfeksiyonlar daha sık gözlenir, solunum yolu enfeksiyonları artmıştır ve burundan sürekli kötü kokulu bir akıntı gelebilir Saç telleri çok ince olabilir veya saçta dökülmeler görülebilir Cİlt ince ve rengi açık olabilir Diş gelişimi anormaldir ve bir çok diş eksik olabilir

Bu hastalıktan korunmak için yapılması gereken en önemli şey; ailesinde ektoermal displazi olduğu bilinen anne - babaların hamilelik öncesi genetik danışmanlık hizmetleri için için ilgili bir birime müracaat etmeleridir, hamilelik sırasında hastalığın saptanmasını sağlayacak bir analiz bulunmamaktadır

Belirtiler ve Şikayetler

- diş sayısının az olması

- sivri dişler

- diş çıkmasının gecikmesi

- terleme yokluğu

- gözyaşı yokluğu (nadiren)

- ince deri

- cilt rengi açıklığı

- kötü kokulu burun akıntısı

- sıcağa tahammül edememe

- vücut sıcaklığınd aani yükselmeler

- ince saş telleri

- saç yokluğu

- tırnaklarda şekil bozukluğu (kalınlaşma)

- burunda basıklık

Tanı

Biyopsi ile tanı konur (deri ve mukozalardan örnek alınır)

Tedavi

Ektodermal displazinin özel bir tedavisi yoktur

Tedavide genelde kozmetik yöntemler kullanılır: Takma diş veya protez, saç için peruk gibi çözümler kullanılabilir Gözlerde kurumayı engellemek için sentetik gözyaşı damlaları kullanılabilir Burundaki akıntıları ve enfeksiyon gelişimini engellemek için sık sık bir hekim tarafından burun iç kısmının temizlenmesi gerekebilir

Erken yaşlarda panaromik diş grafisi çekilir Erken aşamada protezlerin kullanılması yüzde yapısal anomalilerin ortaya çıkmasını önleyebilir Daha yeni yöntemlerden biri de protetik dişlerin içine yerleştirildiği kemik implantları kullanmaktır

Vücut sıcaklığının kontrolü sürekli bir problem olabilir; sık sık soğuk su ile duş almak, serin ortamlarda bulunmak ve serinletici spreyler kullanmak gerekebilir Aktiviteler, giysiler, soğutma yöntemleri ve hatta daha serin iklimli bir yere taşınmak gerekebilir

Anhidrotik ektodermal displazili hastalarda atopik ekzema da sıktır ve tedavi edilmelidir Hastaların çoğunun derisi kurudur ve nemlendiriciler kullanılmalıdır Palmoplantar keratoderma varsa keratolitikler kullanılır

Bu hastalıkla birlikte bulunabilecek yarık damak ve dudak, uretral stenoz, vaginal adezyonlar, mukozal ve kutanöz malignite, sindaktili ve diğer yapısal anormallikler için cerrahi tedavi gereklidir Mukozal lökoplaki ve atrofik deri bulunursa malignite açısından; diskeratozis konjenita varsa kan diskrazileri için düzenli izlem gereklidir

Tırnak distrofisi olan hastalarda özel ayakkabı kullanılmalıdır Akut paronişi varsa antibiyoterapi uygulanır

Sonuç

Ektodermal displazi hayat boyu sürecek ve gerekli önlemler alındığında hayatı tehdit etmeden kontrol edilebilecek bir hastalıktır Ancak özellikle vücut sıcaklığının kontrolü konusuna özellikle dikkat edilmelidir

Ateş yükselmesine bağlı havale geçirilebilir, bu konuya özellikle dikkat edilmelidir Ayrıca vücut sıcaklığındaki aşırı yükselmeler beyinde hasara neden olabilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #73
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



EPIGLOTIT (NEFES BORUSU KAPAKCIGI ILTIHABI)


Epiglotit nefes borusunun üstündeki ufak kıkırdağın iltihabıdır En sık 2-5 yaş arasındaki çocuklarda görülür ama yetişkinlerde de rastlanır Erkeklerde kadınlardan, beyaz ırkta diğerlerinden daha sıktır Epiglotit bakteri enfeksiyonudur Hodgkin hastalığı, lösemi ve bağışıklığı yok edici hastalıklar epiglottitisli ortam yaratırlar

Belirtiler

- Boğaz ağrısı

- Ateş,

- Yutma zorluğu

- Kısık-boğuk ses

- Nefes alma güçlüğü (acil)

Teşhis

Epiglotit belirtileri farenjit ve bademcik iltihabı belirtilerine benzer Çocuğunuzda boğaz ağrısı görülür ve yutma çok güçleşir Ateşlenirler ve sesleri kısılır 1-2 günden uzun sürerse doktora başvurun Doktor boğazını muayene edip, kültür testi yaptırmak için örnek alacaktır Bakteri bulunursa, doktor antibiyotik tedavisine başlar Belki boğaz röntgeni de ister iltihap hızlı bir şekilde başlayıp 1-2 saatte akut hale gelir Küçük dil şişince nefes borusunu tıkayıp nefes almayı güçleştirebilir Kişi boynunu ileri uzatıp öne eğilerek daha yi nefes almaya çalışır Böyle bir durumda derhal ambülans çağırın ve hastaneye ulaşın

Tedavi

Genelde antibiyotik tedavisiyle bakteri yok edilebilir Çok güç nefes alma hallerinde nefes borusundan içeri tüp sokularak nefes almaya yardımcı olunur (tracheostomi)

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #74
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



EPILEPSI (SARA)


Epilepsi (nöbetleri), beyindeki ani elektriksel aktivite artışları sonucu meydana gelen ve beynin normal işlevlerini hasara uğratan bir durumdur Epilepsili hastalar, genelde doğumsal olarak bu hastalığı taşırlar, ancak bazılarında daha sonraki yıllarda (kaza sonrası gibi) gelişebilir Epilepsi ataklarının şiddeti çok değişken olabilir İlk kez gözlendiğinde kesinlikle bir acil servise ve nöroloji uzmanına müracaat etmek gerekir

Epilepsi tedavisinde antikonvülzan adı verilen ilaç grubu kullanılır, bunlar genelde yatıştırıcı etki gösterirler Bunlardan en eskisi fenobatbital ve fenitoindir Şu an için piyasada bu amaçla kullanılan çok sayıda ilaç bulunmaktadır İlaçlarınızı kesinlikle bir nöroloji uzmanının kontrolünde kullanmanız gerekir

Epilepsi için önerilen tedaviye yardımcı yöntemlerden birisi ketojenik diyettir Bu diyet yüksek oranda yağ, az miktarda karbohidrat ve protein ile sınırlı miktarda sıvı içerir Bu diyet vücutta keton cisimlerinin artmasına yani ketozise neden olur Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte bu durum (ketozis) epilepsi ataklarının sıklığını ve oluşumunu azaltır Özellikle 1-10 yaş arasındaki çocuklarda ve ilaçlarla yeterli derecede tedavi edilemeyen (ilaçlardan fayda görmeyen) hastalarda etkilidir Yetişkinlerde ve adölesan dönemde etkin olmadığı gözlenmiştir

Aşağıda epilepsi hastalarının tedavilerine yardımcı olabilecek bazı öneriler sunulmuştur, ancak BU YÖNTEMLERDEN FAYDA GÖRSENİZ BİLE KESİNLİKLE HEKİMİNİZE DANIŞMADAN İLAÇALRINIZI BIRAKMAYI VEYA İLAÇ DOZUNU DEĞİŞTİRMEYİN

- uyarıcı özelliğe sahip tüm alışkanlıklarınızı bırakın: tütün, kahve, kola, çikolata gibi

- yemeklerle birlikte hergün 3 kez 500 mg kalsiyum ve 250 mg magnezyum alın Bunlar sinirlerin aşırı uyarılabilirliğini azaltmaya yöneliktir

- vitamin - E alın bu konudaki çalışmalar yetersiz olmakla birlikte, fayda sağladığı hastalar bulunmaktadır önerilen doz 40 yaş altındakiler için 400 IU / gün, daha yaşlılar içinse günde 800 IU dir

- solunum egzersizleri ve stres kontrol egzersizleri yapın

- bu yöntemler muhtemelen ilaç kullanma gereksiniminizi ortadan kaldırmayacaktır, ancak uzun sürede ilaç dozunu azaltmanıza yardımcı olacaktır

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #75
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



FARENJIT


Farenks (Pharynx) bademciklerle ses kutusu arasında kalan kısımdır Dolayısıyla farenjit boğaz ağrısı denilen hastalığın başka bir adıdır Bu akut veya kronik olabilir Akut farenjite sebep ya bir bakteri (beta-streptococcus) veya bir virüstür Beta-Streptococcus hastalığına strep throatı adı da verilir Kronik şekli sürekli sinüs, akciğer veya ağız enfeksiyonundan olabilir ve sinüslere yayılır

Belirtiler:

- Boğaz ağrısı,

- Yutma güçlüğü,

- Ateş

Ayrıca çok alkol, sigara veya kötü, dumanlı hava solumak da başlıca sebepleri arasındadır

Teşhis

Boğazınız kızarıp şişerek, yutkunmayı ve bazen soluk almayı bile zorlaştırabilir Cerahat da görülebilir Boğazınızda yanma hissedebilirsiniz Bu belirtiler birkaç günden fazla sürerse doktorunuza başvurun

Doktorunuz boğazınızı muayene edecek ve enfeksiyon etkeninin bir bakteri olup olmadığını belirlemek için, laboratuvara gönderilmek üzere bir kültür örneği alacaktır Ayrıca burun ve solunum yolları enfeksiyonu gibi diğer hastalıklar yönünden de muayene edecektir

Tedavi

Çoğunda tedavi gerekmez Ancak bakterinin yaptığı farenjit için antibiyotik verilebilir Virüs nedeniyle olanlarda antibiyotiğin yararı olmaz

Bol bol dinlenmeli, aspirin veya benzer bir ilaç olmalı ve günde birkaç kez ılık tuzlu suyla gargara yapmalısınız Pastiller de rahatlatabilir

Yumuşak yiyecekler yiyerek boğazınızı tahrişten kaçınabilirsiniz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.