Prof. Dr. Sinsi
|
Diş Nedir?
Diş
Diş Alm Zahn (f), Fr Dent (f), İng Tooth Sindirim sisteminin başlangıcı olan ağızda, iki kavis halinde bulunan, besinlerin koparılması, parçalanması ve öğütülmesi işini yapan sert yapılar Dişler, bu fonksiyonlarının yanında, estetik, konuşma, kendini destekleyen organların korunması ve çene gelişiminde de aktif rol oynar Dişler kendilerini taşıyan canlının bünyesine en münasip bir şekilde yaratılmışlardır Geviş getiren hayvanların, yırtıcı hayvanların, balıkların, sürüngenlerin dişleri birbirlerinden çok farklıdır Burada insan dişleri hakkında etraflı bilgi verilmeye çalışılacaktır İnsan dişleri, anne karnındaki hayatın altıncı haftasında “Dental Lamina” denen bir plakçık üzerinde tomurcuklanmalar şeklinde gelişmesine başlar Bu dönemde annenin beslenmesi ile yavrunun dişlerinin sıhhati yakından alakalıdır Dişler, anne karnında çeşitli devrelerden geçip şekillenir Doğumdan sonra yavrunun ağzında ilk çıkan dişler alt orta kesici dişlerdir Bunlar ağızda altı aylıktan itibaren görülebilirler 2,5 yaşında bir çocuğun ağzında 20 süt dişi bulunur Daha sonra süt dişleri sürekli aşınarak, çürüyerek ve kökleri eriyerek 11-13 yaşına kadar kaybedilirler 6 yaşından itibaren yerlerini daimi dişlere bırakırlar Erişkin bir insanda 32 adet daimi diş bulunur Dişlerin Çıkma Zamanları Süt dişlerinin sürme zamanları Alt orta kesici6-8 ay Üst orta kesici8-9 ay Alt yan kesici9-10 ay Üst yan kesici10-11 ay Alt ve üst I süt azısı12-15 ay Alt ve üst köpek dişi15-20 ay Alt ve üst II süt azısı20-24 ay Daimi dişlerin sürme zamanları: I büyük azı6 yaş Alt-üst orta kesici7 yaş Alt-üst yan kesici8 yaş I küçük azılar9 yaş Alt-üst köpek dişi10 yaş II küçük azılar11 yaş II büyük azılar12 yaş III büyük azılar16-20 yaş Eksik beslenme, vitamin noksanlığı, çocuklukta geçirilen şiddetli ateşli hastalıklar, raşitizm ve bazı hormonal hastalıklar dişlerin zamanında sürmesini geciktirebilir Eğer zamanı geldiği halde dişler ağızdaki yerlerini almamışlarsa diş hekimine müracaat edilmelidir Dış görünüş itibarıyle, ağız bozukluğunda diş etinden dışarda kalan kısmına “kion”, çene içinde gömülü olan kısmına “kök”, ve kionla kökün birleştiği yere de dişin “kole”si (boynu) denir Dişin tabakaları dıştan içe doğru incelendiğinde: 1 Mine, 2 Sement, 3 Dentin, 4 Pulpa olmak üzere dört kısmı vardır Mine: Dişin taç kısmını dışarıdan saran parlak saydam kısma “mine” denir Çiğneme yüzeyinde 2,5 milimetreye yaklaşan mine, boyna doğru gittikçe incelir Köke doğru gittikçe mine yerini semente bırakır Minenin % 96’sı inorganik maddedir Minedeki başlıca inorganik maddeler, kalsiyum, fosfor, magnezyum, karbondioksit, sodyum, potasyum, klor, flor, kükürt, silisyum ve çinkodur Mine, trikalsiyum fosfat yapısındaki hidroksi kapatit kristallerinden meydana gelmiştir Bu kristaller çok düzgün bir altıgen yapısındadır Bir azı dişinde yaklaşık 12 milyon kristal mevcuttur Mine vücudun en sert dokusudur Mineralleri sertlik itibarıyle talktan elmasa kadar 10 dereceye ayırmışlardır Minenin sertlik derecesi 7 civarındadır Dentin: Fiziksel sertliği ve biyolojik özelliği bakımından gözeneksiz- sıkı bir kemiğe benzer % 28 organik madde ihtiva eder Dentin kanallarında “odontoblast” denilen hücrelerin uzantıları bulunur Canlı bir doku olup, kendi kendini tamir etme özelliği vardır İlerleyen bir çürüğe karşı (tamir dentini) imal eder Sement: Kökü saran ve dişin alveol (diş çukuru) kemiğine bağlanmasını sağlayan kısımdır Sement ile alveol kemiği arasında elastiki özellikte “sharpey lifleri” mevcuttur Bunlar, diş, kuvvetli basınçlara maruz kalınca kemikteki boşluğu içinde yaylanabilir, lifler burada amortisör vazifesi görür Böylelikle diş 70 kilogramlık bir basıncı rahatlıkla karşılar Pulpa: Kan damarları ve sinirlerin bulunduğu dişin canlı kısmıdır Pulpa, dentin maddesini imal eder Dişin beslenmesini sağlar Ağrı duyurucu sinirler ile dişin sıhhati hakkında haber verip, aynı zamanda tamir dentini imal eder Dişler gördükleri vazife ve biçimlerine göre: 1 Kesici dişler, 2 Köpek dişleri, 3 Küçük azılar, 4 Büyük azılar olmak üzere birbirinden ayırd edilir Kesici dişler: Kürek yahut keski biçimindedirler Tek köklüdürler Gıdaları koparıp kesmeye yararlar Alt ve üst çenede dörderden 8 tanedir Kanin dişleri (Köpek dişi-göz dişi): Ağzımızdaki en uzun diştir Üst köpek dişlerinin kökleri göz boşluğuna kadar uzanır Kesici kenar sivri bir uçla son bulur Ağzımızda alt ve üst çenede ikişerden 4 tanedirler Görevi besinlerin parçalanmasıdır Küçük azılar: Kesicilerle azılar arasındadır Çiğneme işini görür Alt ve üst çenede dörderden 8 tanedir Büyük azılar: Gıdaları öğütebilmek için çiğneyici yüzeyleri geniş ve çok pürtüklüdür Alt ve üst çenede altışardan 12 adettirler Diş Hastalıkları Dişin çürümesi: Dişlerin çürümesinde etkili pekçok sebep sayılabilir Başlıcaları; beslenme, irsiyet, yaş, cins, hamilelik, hormonal bozukluklar, bazı meslekler ve bakterilerdir En mühim sebebi de kötü ağız bakımıdır Dişlerin sıhhatini anne karnından itibaren ele almalıdır Hamile annelerin kalsiyumdan, flordan, A, D ve C vitaminlerinden zengin beslenmeleri çocuğun dişlerinin direncini arttırır Yine bu dönemde annenin noksan beslenmesi, antibiyotik kullanması, ateşli hastalık geçirmesi, röntgen ışınlarına maruz kalması çocuğun dişlerine daha doğmadan birçok zarar verir Günümüz insanı çok miktarda sun’i şekerli gıdalar almaktadır Özellikle yapışkan şekerli maddeler, dişler arasında kalarak bozunurlar Çocukların dişleri çürümesin diye şekerden tamamen menetmemeli, lakin dişlerini temizlemesini öğretmelidir Diş araları bakteri gelişimi için son derece müsait, kuytu, harareti uygun köşelerdir Buralarda bir de gıda artıkları bırakılırsa bakteriler süratle çoğalıp gıdaları parçalarlar Bozunan gıdalar asitli bileşikler halinde minenin derinliklerine sızarlar Minenin kalsiyumunu kaybetmesine sebeb olarak mineyi harab ederler Yine günümüz insanı tarafından külliyetli miktarda kullanılan uyuşturucular, alkollü içki ve aşırı içilen sigara da diş sağlığını tehdid etmektedir Diş çürüklerinin sıklığı ve fazlalığı dünyanın çeşitli bölgelerinde ayrı grafikler çizer Özellikle pirinç ile beslenen Çinlilerde çürük oranı en üst seviyededir Büyük oranda av hayvanları ile beslenen ve karbonhidratlı gıdaları alamayan Eskimolar’da çürük oranı bir hayli azdır Güneşin çok az alındığı Kuzey Avrupa ülkelerinde raşitizm vakaları dişleri etkilerken, Afrikalı zencilerde sağlam diş oranı bir hayli fazladır Yurdumuzda da diş sağlığı maalesef arzu edilenin çok altında olup, ilkokul çağındaki çocukların % 90’ı ağzında çürük diş bulundurmaktadır Hamilelikte diş etlerinde iltihap ve şişme durumları meydana gelir Anne adayı şiddetli kanama sebebiyle dişlerini fırçalayamaz Devamlı kusması ağız asiditesini arttırır Bu dönemde ağız bakımı daha fazla hassasiyet ister İlerleyen yaşın, her organ gibi, dişleri de yıprattığı bilinen bir hakikattir Yaşlılarda çürükten ziyade diş eti çekilmesi ve kemiğin erimesi ile desteğini kaybeden ve sallanan dişler problem olurlar Bazı meslekler de dişler üzerine ters tesirlidir Civa ve civalı bileşiklerle, kurşun, arsenik gibi kimyasal maddelerle uğraşanlar, fırıncılar, çivileri dişleri ile tutan marangoz ve ayakkabıcılar, X ışınlarına devamlı maruz kalan röntgenciler ve radarcılar, nefesli çalgıları dişlerine dayayarak çalmak zorunda olan müzisyenlerde diş rahatsızlıklarına sık rastlanır İrsiyet, özellikle dişlerin şekilleri üzerinde etkilidir Anne veya babadan birinden dar çene şekli, diğerinden geniş ve iri dişler alan çocuğun dişleri alveol kavisine sığmaz, dil veya dudak tarafına devrilir, çarpık olur Çeneler arasındaki uyumsuzlukta da büyük oranda irsiyetin önemi vardır Şüphesiz ki dişlerde en büyük tahribatı bakteriler yapar Dişler arasında ve çürük oyuklarında yerleşen başlıca mikroplar, streptokoklar, leptobasiller, aktinomikozlar veya mantarlardır Bunlar gıda artıklarını hızla fermente ederler ve asitli bileşikler haline getirirler Dişin yapısını bozarlar Diş eti cebinden hareketle diş çevresinde rahatsızlıklara sebeb olurlar Dişin hayatiyetine son vermekle de kalmaz, kök ucuna doğru ilerleyerek alveol kemiği içerisinde iltihaba sebebiyet verirler Aslında iltihaplı bir diş sadece ağız için bir tehlike değil, bütün vücuda mikrop yayan bir odaktır Sinsi bir düşman gibi vücudun zayıf bir anını bekler Vücud direncini kırar Bulunduğu bölgede şişlik, kulaklarda, şakaklarda şiddetli ağrılar yapar Gözleri ve yüz sinüslerini de iltihaplandırabilir Dişlerde çok yerleşen streptokoklar kalp kapakçıklarını iltihaplandırarak buralarda haraplanmalara sebeb olur Ağız kokuları, boğaz ağrıları, hatta bazı asabi bozuklukların temelinde diş problemi olabilir Diş Bakımı Dişlerimizi günde üç kez mekanik olarak temizlemeliyiz Boy boy reklamları yapılan diş macunlarından bembeyaz pırıl pırıl dişler beklemek hayalcilik olur Aslında diş macunlarının diş sıhhati üzerinde fazla bir tesiri olmadığı gibi sıhhatli diş, mutlaka süt beyazı olacak diye de bir kaide yoktur Dişe rengini veren minenin altındaki dentin tabakasıdır Bunun yaradılıştaki rengi neyse daha sonra da odur Diş fırçalarını seçerken orta sertlikte, kuytu köşelere girebilen ve özellikle plastikten mamul olanlar tercih edilmelidir Kıl fırçalar domuz veya at kıllarının aklaştırılmasıyla imal edilirler Kıllar büyük oranda suyu emerler Her kılın içinde mevcut olan kanalcık ise bakterilerin yerleşmesi için çok müsaittir Ayrıca kıl fırçaların düzensiz olan uçları diş etini tahriş edicidir Bir fırça bir kişi tarafından kullanılmalı ve 3-4 ayda bir değiştirilmelidir Macun kullanılması arzu ediliyorsa mercimek büyüklüğünde bir macun parçası yeterlidir Fırçalarken diş etlerine de masaj yapılmalıdır Önceleri diş etleri kanar, ancak düzenli fırçalama ile diş etleri pekişir Fırçalama etten dişe doğru yapılmalıdır Sıhhatli bir diş eti gülpembesi rengindedir Ağzında diş taşı olanlar gecikmeden bir hekime müracaat etmelidir Florun suda yetersiz miktarda bulunduğu bölgelerde flor tabletleri almak da yararlıdır Ağız ve diş sağlığında misvak kullanmanın büyük yeri vardır Gerek hoş kokusu, gerekse kullanma ve taşıma kolaylığı misvağın cazibesini arttırır Düzenli olarak misvak kullananlarda çürüklerin durduğu, diş etlerinin pekiştiği, ağız kokusunun kalmadığı görülür Misvak, Arabistan’da yetişen Erak (Salvadore Persica) adlı bir ağacın dallarından yapılır Diş ipi de fırçanın ulaşamadığı dişler arası bölgelerde kullanılabilir Diş Hekimliği Diş hekimliğinin tarihi, insanların diş ağrısı çekmeleri kadar eskidir Binlerce yıl evvelki diş tababeti hakkında elimizde fazla bir belge yoktur Eski Mısırlılardan kalma proaaae benzer parçalar bulunmuştur Çinliler akupunktur ile diş ağrısına müdahale etmişler, Güney Amerika’da Perulular koka yaprakları ile dişi uyuşturma cihetine gitmişlerdir İslamiyetin cihanı aydınlatmasıyle emredilen temizlikten dişler de ziyadesiyle nasibini almıştır Peygamber efedimiz Sahabe-i kirama misvakı öğretmişler ve ümmetine kullanmayı emretmişlerdir Peygamberimiz buyuruyorlar ki: “Misvak kullanılarak kılınan namaz, misvaksız namazdan yetmiş kat üstündür” Bugün hala diş hekimliğinde kullanılan sakinleştirici, ağrı kesici ve antiseptik özelliği olan Eugenol (karanfil ruhu) yüzyıllardır İslam dünyasında kullanılır Tarihi kaynaklar Türk hekimlerinin kendilerine has usullerle ağrısız ve çabuk diş çektiklerini bildirmektedir Diş hekimliğinin kat ettiği büyük mesafe asrımız içerisinde olmuştur Anasaaaik maddelerin keşfi, röntgen ışınlarının tababette kullanılması, antibiotiklerin, ağrı kesicilerin ve çeşitli mukavim estetik dolgu maddelerinin imali pek eski değildir Günümüzde diş hekiminden korkmak için bir sebep kalmamıştır, denilebilir Dakikada 300000 devir yapabilen, bir yandan hava, bir yandan su vererek ısınmayı önleyen elmas frezli aşındırıcılar çürükleri birkaç dakikada temizlemekte, dişlerin görünmeyen köşeleri röntgen filmleri ile apaçık tesbit edilmektedir Diş çekimleri ağrısız yapılmakta, eksik dişlerin yerine sağlam, estetik ve temiz proaaaler yapılabilmektedir Diş hekimliği kendi içinde Cerrahi, Ortodonti (çene-yüz ortopedisi), Periondontoloji (dişi taşıyan dokular ve hastalıkları), Oral Diagnoz (ağız içi teşhisler), Pediodonti (çocuk dişleri), Endodonti (kanal tedavileri), Konservatif tedavi ve proaaa gibi dallarda ihtisaslaşmışlardır Modern cihazlarla diş hekimliği ürkütücü değil, sevimli bir hale gelmiştir Diş hekiminden değil dişleri ihmal etmekten korkmalıdır Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
|