Mü'minûn Sûresi/Muminun Suresi |
09-01-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mü'minûn Sûresi/Muminun SuresiMÜ'MİNÛN SÛRESİ/Muminun Suresi Mekke döneminde inmiştir 118 âyettir Sûre adını, birinci âyette geçen Bismillahirrahmânirrahîm 1 Mü'minler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir 2 Onlar ki, namazlarında derin saygı içindedirler 3 Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler 4 Onlar ki, zekatı öderler 5 Onlar ki, ırzlarını korurlar 6 Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar 7 Kim bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır 8 Yine onlar ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riâyet ederler 9 Onlar ki, namazlarını kılmağa devam ederler 10 İşte bunlar varis olanların ta kendileridir 11 Onlar Firdevs cennetlerine varis olurlar Onlar orada ebedî kalacaklardır 12 Andolsun, biz insanı, çamurdan (süzülmüş) bir özden yarattık 13 Sonra onu az bir su (meni) halinde sağlam bir karargaha (ana rahmine) yerleştirdik 14 Sonra bu az suyu "alaka" haline getirdik Alakayı da "mudga" 2yaptık Bu "mudga"yı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik Nihayet onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şânı ne yücedir! 15 Sonra (ey insanlar) siz bunun ardından muhakkak öleceksiniz 16 Sonra yine muhakkak siz, kıyamet gününde (tekrar) diriltileceksiniz 17 Andolsun, biz sizin üzerinizde yedi yol yarattık3 Biz yarattıklarımızdan habersiz değiliz 18 Biz gökten belli bir ölçüde su indirdik de (faydalanmanız için) onu yeryüzünde tuttuk Bizim onu tamamen gidermeye de muhakkak gücümüz yeter 19 Onunla sizin için hurma bahçeleri ve üzüm bağları meydana getirdik Bu bağ ve bahçelerde sizin için pek çok meyveler vardır ve siz onlardan yiyorsunuz 20 Yine o su ile Sîna dağında biten bir ağaç (zeytin ağacı) yarattık ki hem yağ, hem de yiyenlere katık verir 21 Hayvanlarda sizin için elbette bir ibret vardır Onların içlerindeki sütten size içiririz Onlarda sizin için daha birçok faydalar da vardır ve onlardan yersiniz de 22 Onların üzerinde ve gemilerde taşınırsınız 23 Andolsun biz, Nûh'u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik de, "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin Sizin ondan başka hiçbir ilahınız yoktur Allah'a karşı gelmekten hâlâ sakınmaz mısınız?" dedi 24 Bunun üzerine kendi kavminden inkar eden ileri gelenler şöyle dediler: "Bu ancak sizin gibi bir beşerdir, size üstünlük taslamak istiyor Eğer Allah dileseydi bir melek gönderirdi Biz önceki atalarımızdan böyle bir şey duymadık" 25 "Bu, ancak cinnet getirmiş bir adamdır Öyle ise bir müddet onu gözetleyiniz" 26 (Nûh), "Rabbim! Beni yalanlamalarına karşı bana yardım et!" dedi 27 Bunun üzerine Nûh'a, "Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre o gemiyi yap" diye vahyettik "Bizim emrimiz gelip de tandır kaynamaya başlayınca, (sular coşup taştığında Nûh'a) dedik ki: "Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri aleyhinde daha önce hüküm verilmiş olanlardan başka aileni gemiye al ve zulmeden kimseler hakkında bana hiç yalvarma! Şüphesiz onlar suda boğulacaklardır" 28 Sen ve beraberindeki kimseler gemiye bindiğiniz zaman: "Bizi zalim kavmin elinden kurtaran Allah'a hamd olsun" de 29 Yine de ki: "Ey Rabbim! Beni bereketli bir yere kondur Sen konuk edenlerin en hayırlısısın" 30 Şüphesiz bu olayda ibretler vardır Biz gerçekten (kullarımızı) imtihan ederiz 31 Sonra onların (Nûh kavminin) ardından başka bir nesil yarattık 32 Onlara, kendilerinden, "Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka hiçbir ilahınız yoktur, hâlâ O'na karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" diye öğüt veren bir peygamber gönderdik 33 O peygamberin kavminden, Allah'ı inkar eden, ahireti yalanlayan ve bizim dünya hayatında kendilerine bol bol nimet verdiğimiz ileri gelenler şöyle dediler: "O da ancak sizin gibi bir insandır Sizin yediğiniz şeylerden yiyor, içtiğiniz şeylerden içiyor" 34 "Andolsun, kendiniz gibi bir beşere itaat ederseniz mutlaka ziyana uğrarsınız" 35 "O, öldüğünüz, toprak ve kemik haline geldiğiniz zaman sizin tekrar mutlaka (diriltilip) çıkarılacağınızı mı vaad ediyor?" 36 "Halbuki bu size vaad olunan şey, ne kadar da uzak!" 37 "Hayat, bu dünya hayatından ibarettir Ölürüz ve yaşarız Biz tekrar diriltilecek değiliz" 38 "Bu, Allah'a karşı yalan uyduran bir kimseden başkası değildir Biz ona inanmayız" 39 O peygamber, "Ey Rabbim! Yalanlamalarına karşı bana yardım et!" dedi 40 Allah, "Yakın zamanda mutlaka pişman olacaklardır!" dedi 41 Derken onları o korkunç ses kaçınılmaz olarak kıskıvrak yakalayıverdi de kendilerini çör-çöp yığını haline getirdik Zalimler topluluğu Allah'ın rahmetinden uzak olsun! 42 Sonra bunların arkalarından başka nesiller yarattık 43 Hiçbir ümmet, kendi ecelinin önüne geçemez, onu geciktiremez de 44 Sonra arka arkaya peygamberlerimizi gönderdik Her ümmete kendi peygamberi geldikçe onu yalanladılar Biz de onları birbiri ardından helak ettik ve onları birer ibretli hikaye yaptık Artık inanmayan bir kavim Allah'ın rahmetinden uzak olsun! 45, 46 Sonra Mûsâ ve kardeşi Hârûn'u mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun ve ileri gelenlerine peygamber olarak gönderdik de (onlar) büyüklük tasladılar ve kendilerini büyük görüp böbürlenen bir topluluk oldular 47 Bu yüzden, "Kavimleri bize kul köle iken, bizim gibi iki insana mı inanacağız" dediler 48 Böylece ikisini de yalanladılar, bu yüzden de helak edilenlerden oldular 49 Andolsun, hidayete ersinler diye Mûsâ'ya Kitabı (Tevrat'ı) verdik 50 Meryem oğlu İsa'yı ve annesini büyük bir mucize kıldık ve her ikisini de oturmaya elverişli, akarsulu yüksek bir yere yerleştirdik 51 Ey peygamberler! Temiz şeylerden yiyiniz ve iyi ameller işleyiniz Doğrusu ben, sizin yaptığınız şeyleri tamamen bilirim 52 Şüphesiz bu (İslâm) tek bir din olarak sizin dininizdir Ben de Rabbinizim Öyle ise bana karşı gelmekten sakının 53 (İnsanlar ise, din) işlerini kendi aralarında parça parça ettiler Her grup kendinde bulunan ile sevinmektedir 54 Ey Muhammed! Sen onları bir zamana kadar, gaflet ve şaşkınlıklarıyla baş başa bırak! 55, 56 Kendilerine bol bol verdiğimiz mal ve evlatla onların iyiliğine koştuğumuzu mu sanıyorlar? Hayır onlar farkına varmıyorlar! 57 Rablerinin azametinden korkup titreyenler, 58 Rablerinin âyetlerine inananlar, 59 Rablerine ortak koşmayanlar, 60 Rabblerine dönecekleri için verdiklerini kalpleri ürpererek verenler, 61 İşte bunlar hayır işlerine koşuşurlar ve o uğurda öne geçerler 62 Biz hiçbir kimseye gücünün yettiğinden fazla yük yüklemeyiz Katımızda hakkı söyleyen bir kitab vardır Onlar zulme, haksızlığa uğratılmazlar 63 Ancak kafirlerin kalbleri bu Kur'an'a karşı bir gaflet içindedir Onların bundan başka yapageldikleri birtakım (kötü) işleri de vardır 64 Nihayet refah ve bolluk içinde olanlarını azapla kıskıvrak yakaladığımız zaman, bakmışsın ki feryat edip duruyorlar 65 Boşuna feryat edip durmayın bugün Zira bizden yardım görmeyeceksiniz 66, 67 Çünkü âyetlerim size okunurdu da siz buna karşı büyüklük taslayarak arkanızı döner geceleyin toplanıp hezeyanlar savururdunuz 68 Onlar bu sözü (Kur'an'ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, önceki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi? 69 Ya da onlar henüz kendi peygamberlerini tanımadılar da o yüzden mi onu inkar ediyorlar? 70 Yoksa "O cinnet getirmiş" mi diyorlar? Hayır o, onlara hakkı getirdi Halbuki onların pek çoğu haktan hoşlanmamaktadırlar 71 Eğer hak onların arzularına uysaydı gökler ile yer ve onlarda bulunanlar elbette bozulur giderdi Hayır, biz onlara şereflerini (Kur'an'ı) getirdik Onlar ise bu şereflerinden yüz çeviriyorlar 72 Ey Muhammed! Yoksa sen onlardan bir vergi mi istiyorsun (da inanmıyorlar)? Rabbinin vergisi daha hayırlıdır O, rızık verenlerin en hayırlısıdır 73 Şüphesiz sen onları doğru bir yola çağırıyorsun 74 Fakat ahirete inanmayanlar, ısrarla bu yoldan çıkmaktadırlar 75 Biz onlara merhamet edip başlarına gelen zararı giderseydik yine de azgınlıkları içinde bocalayıp kalırlardı 76 Andolsun, biz onları azap ile kıskıvrak yakaladık da yine Rablerine boyun eğmediler ve ona yalvarıp yakarmadılar 77 Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımızda bir de bakarsın onun içinde ümitsizliğe düşüvereceklerdir 78 Halbuki O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri yaratandır Ne kadar az şükrediyorsunuz! 79 O, sizi yeryüzünde yaratıp türetendir Sadece O'nun huzurunda toplanacaksınız 80 O, diriltendir, öldürendir Gece ile gündüzün birbirini takib etmesi de O'na aittir Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz? 81 Hayır onlar, öncekilerin söyledikleri sözler gibi sözler ettiler 82 Dediler ki: "Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra mı tekrar diriltileceğiz?" 83 Andolsun, biz de bizden önce atalarımız da bununla tehdit edildik Bu öncekilerin uydurduğu masallardan başka bir şey değildir 84 De ki: "Eğer biliyorsanız söyleyin: Yer ve yerde bulunanlar kime aittir?" 85 Allah'ındır" diyecekler "Öyle ise siz hiç düşünüp öğüt almaz mısınız?" de 86 De ki: "Yedi kat göklerin Rabbi, büyük Arş'ın Rabbi kimdir?" 87 "Allah'ındır" diyecekler "Öyle ise ona karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" de 88 De ki: "Eğer biliyorsanız söyleyin: Her şeyin hükümranlığı elinde olan, kendisi koruyan, kendisine karşı korunulamaz olan kimdir?" 89 "Allah'ındır" diyecekler "Öyle ise nasıl aldanıyorsunuz?" de 90 Hayır, biz onlara gerçeği getirdik, fakat onlar kesinlikle yalancıdırlar 91, 92 Allah hiçbir çocuk edinmemiştir Onunla birlikte başka hiçbir ilah yoktur Öyle olsaydı her ilah kendi yarattığını alır götürür ve mutlaka birbirlerine üstün gelmeye çalışırlardı Gaybı da, görülen âlemi de bilen Allah, onların yakıştırdığı nitelemelerden uzaktır Onların koştukları ortaklardan çok yücedir 93, 94 De ki: "Ey Rabbim! Onlara yöneltilen tehditleri bana mutlaka göstereceksen, beni o zalim milletin içinde bulundurma" 95 Bizim onlara yönelttiğimiz tehditleri sana göstermeye elbette gücümüz yeter 96 Kötülüğü, en güzel olan şeyle uzaklaştır Biz onların yakıştırmakta oldukları şeyleri daha iyi biliriz 97 De ki: "Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım" 98 "Ey Rabbim! Onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım" 99, 100 Nihayet onlardan birine ölüm gelince, "Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım" der Hayır! Bu sadece onun söylediği (boş) bir sözden ibarettir Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar (devam edecek, dönmelerine engel) bir perde (berzah) vardır 101 Sûr'a üfürüldüğü zaman, (işte) o gün ne aralarında soy-sop yakınlığı kalacak, ne de birbirlerini arayıp soracaklardır 102 Artık kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir 103 Kimlerin de tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerini ziyana uğratanların ta kendileridir Onlar cehennemde ebedi kalacaklardır 104 Ateş yüzlerini yalar ve onlar orada sırıtır kalırlar 105 Allah, "Âyetlerim size okunuyordu da siz onları yalanlıyordunuz, değil mi?" der 106 Onlar da şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik düştük ve sapık bir toplum olduk" 107 "Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar Eğer (tekrar günaha) dönersek şüphesiz kendimize zulmetmiş oluruz" 108 Allah, "Aşağılık içinde kalın orada, artık benimle konuşmayın!" der 109 Kullarımdan, "Ey Rabbimiz! Biz inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın" diyen bir grup var idi 110 Siz ise onlarla alay ediyordunuz O kadar ki onlar size beni anmayı unutturdu Onlara hep gülüyordunuz 111 Sabretmiş olmaları sebebiyle, bugün ben onları mükafatlandırdım Şüphesiz onlar başarıya erenlerin ta kendileridir 112 Allah (inkarcılara) "Yeryüzünde kaç sene kaldınız?" diye sorar 113 Onlar, "Bir gün, ya da bir günden daha az bir süre kaldık Hesap tutanlara sor" derler 114 Allah şöyle der: "Çok az bir zaman kaldınız Keşke bunu (daha önce) bilmiş olsaydınız" 115 "Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?" 116 Gerçek hükümdar olan Allah yücedir Ondan başka hiç ilah yoktur O şerefli ve yüce arşın Rabbidir 117 Kim, hakkında hiçbir delili olmadığı halde Allah ile birlikte başka bir ilaha taparsa, onun hesabı ancak Rabbi katındadır Şüphesiz kâfirler asla kurtuluşa eremezler 118 De ki: "Rabbim! Bağışla, merhamet et Çünkü sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!" |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|