|
|||||||
![]() |
|
|
Konu Araçları |
| çıktı, elbahrülmedid, kerim, kurani, tefsiri |
El-Bahrü'l-Medid (Kur'an-İ Kerim Tefsiri) Çıktı |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
El-Bahrü'l-Medid (Kur'an-İ Kerim Tefsiri) ÇıktıDr Dilaver SelviAhmed İbn Acibe el-Hasenî'nin (rah) El- Bahrü'l Medid (Kur'an-ı Kerim Tefsiri) Çıktı Ahmed İbn Acibe el-Hasenî'nin (rah) yazdığı ve Yrd Doç Dr Dilaver Selvi'nin tercüme ettiği Bahrü'l Medid tefsirinin ilk iki cildi çıktı el-Bahrü'l-Medid fî Tefsiri'l-Kur'âni'l-Mecîd isimli tefsir, zahirî ve bâtınî ilimlerde üstat Ahmed Ibn Acibe el-Hasenî es-Sâzelî'ye aittir (1124/1809) Bu tefsir, baştan sona yüce Kur'ân'ın zahiri tefsiri ile tasavvufî işaretlerini bir arada sunan; zahirle batını, şeriatla hakikati, ilimle irfanı, nakille tecrübeyi, delille müsşahedeyi, amelle edebi, dille gönlü, sözle aşkı kaynaştıran orijinal bir tefsirdir İbn Acibe elliye yakın eserin sahibi bir alim ve kamil mürşit olarak bu tefsirini mürşitlerinin tavsiyesi ile ömrünün son döneminde yani en verimli devresinde yazmıştır Eserin zahirî tefsir kısmı, Beyzâvî, Ebü's-Suûd, Nesefî, Kurtûbî, İbn Atiyye ve İbn Cüzey gibi Ehl-i sünnetin en muteber tefsirlerinden oluşmaktadır Tasavvufî işaretlerini ise, Kuşeyrî'nin Letâifü'l-İsârât'ı, Baklî'nin Arâisü'l-Beyânı, Hikem-i Ataiyye başta olmak üzere Kûtü'l-Kulûb, İhya, Avarif gibi tasavvufun ana kaynaklarından yapılan nakillerle, müellifin müşahede, tecrübe ve tavsiyeleri oluşturmaktadır |
|
El-Bahrü'l-Medid (Kur'an-İ Kerim Tefsiri) Çıktı |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
El-Bahrü'l-Medid (Kur'an-İ Kerim Tefsiri) Çıktı![]() El-Bahrü'l-Medid (Kur'an-ı Kerim Tefsiri) Çıktı 08 Şubat 2012 Çarşamba 15:28 El-Bahrü'l-Medid (Kur'an-ı Kerim tefsiri) ile ilgili merak edilenleri Yrd Doç Dr Dilaver Selvi Serhaber okuyucuları için cevapladı Semerkand okurlarının merakla beklediği 11 ciltlik EL-BAHRÜ'L-MEDİD tefsirinin ilk iki cildi çıktı Tefsirle ilgili merak edilenleri, Tefsiri tercüme eden Yrd Doç Dr Dilaver Selvi'ye sorduk İşte, Tefsirle ilgili merak edilenler, samimi bir sohbet eşliğinde ![]() ![]() S 1) Semerkand okurlarının merakla beklediği tefsir çalışmasında sona gelindi 11 cilt olarak çıkması planlanan tefsirin 1 ve 2 cildi çıktı ve okurlarla buluştu Bize bu tefsirden kısaca bahsedebilir misiniz? Tefsir hangi yönüyle daha çok ortaya çıkıyor? Tefsirin iki önemli yönü var; biri, Kur'an-ı Hakim'in zahiri tefsirini yapması, diğeri ise ayetlerdeki tasavvufi işaretlere değinmesidir Müfessirimiz Ahmed İbn Acibe el-Hasenî (rah) alim arif bir zattır Şâzelî terbiye yolunun mürşitlerindendir Bu tefsirde ilim ile tecrübe, zahirle batın, delil ile müşahede iç içe işlenmiştir Kur'an ayetleri, meşhur tefsirler esas alınarak zahiren yeterince açıklanmış, sonra bu ayetlerde kalp ve ruh hayatıyla, manevi terbiye ile ilgili işaret ve edeplere dikkat çekilmiştir Bu haliyle tefsir orijinal olup tercihe şayandır S 2) Piyasada okuyabileceğimiz çeşitli türden düşüncede bulunan âlimlerin tefsirleri var Siz Neden İbn Acibe'nin Kur'an tefsirini tercüme etme ihtiyacı duydunuz? Her şeyden önce bu tefsir, doğru bir zahir ve batın anlayışını, Semerkand ruhunu, ulu ariflerin başında bulunduğu terbiye yolunu en iyi tanıtan ve yansıtan bir tefsirdir Ayrıca tefsirin tercümesinin bulunmayışı, müfessirimizin seyyidlerden bir alim ve aynı zamanda kamil-i mürşit olması, Ehl-i sünnet ölçüleri içinde ayetlerin zahirini ve batınını birlikte ele alması, kendisinin bize yakın bir devirde (vefatı miladi 1809'dur) yaşaması, yani önceki tefsirlerin ve tasavvufî kültürün birikimini yansıtması bu tefsiri tercüme etmemize sebep olmuştur |
|
El-Bahrü'l-Medid (Kur'an-İ Kerim Tefsiri) Çıktı |
|
|
#3 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
El-Bahrü'l-Medid (Kur'an-İ Kerim Tefsiri) ÇıktıS 3) Tasavvuf tefsiri sadece İbn Acibe hazretlerinin yaptığı tefsir değil ondan başka tasavvufi tefsirlerde var Peki bu tefsirle diğerlerini kıyasladığımızda arada hacim ve içerik olarak ciddi farklılıklar var mı? Bu konuyu Tanta Kur'ân-ı Kerîm Külliyesi Dekanı ve Diyanet İşleri Yüksek Konseyi Âzası Prof Dr Cevdet Muhammed Ebü'l-Yezîd el-Mehdî'nin kaleme aldığı güzel bir makaleyle anlatalım: Gerçekten, ilk dönemden itibaren Allah Teâlâ'nın kitabının tefsiriyle meşgul olanların çalışmaları sonucunda çok sayıda tefsir çeşidi, tefsir usulü, ekolü ve yöntemleri ortaya çıktı Bazı müfessirler, Kur'an'ın tefsirinde, bütün gayret ve himmetlerini, Hz Peygamber'in [sallallahu aleyhi vesellem] sözleriyle, selef-i salihinden yani sahabe, tâbiîn ve onları takip eden üçüncü nesilden gelen rivayetleri toplamaya yöneltti Bunların bir kısmı, tefsire kendi görüşlerini katmadan, sadece âyetin tefsiriyle ilgili gelen rivayeti naklettiler; bazıları ise rivayetleri tesbit ve nakil yanında belirli kurallar çerçevesinde kendi görüşlerini de kullanarak açıklamalarda bulundular; İbn Cerîr-i Taberî gibi Müfessirlerin bir kısmı, tefsirinde lügat ilimlerine yöneldi; böylece tefsir alanında sarf, nahiv, beyan, belâgat gibi çeşitli renkleriyle lügat ağırlıklı tefsir ekolleri ortaya çıktı Bir kısmı, kelâm ve akaid yönünü tercih etti; tefsirini, derin kelâm mevzularıyla doldurdu, kendi mezhebinin diğer mezheplere karşı üstünlüklerini ele aldı, kendi mezhebinin görüşlerini öne çıkarttı Bir kısmı, tefsirinde, bir mezhebin fıkhî görüşlerine ağırlık verdi (bununla birlikte diğer hak mezheplerin görüşlerini de zikretti); böylece ahkâm tefsirleri ortaya çıktı Bu tefsirlerde usûl-i fıkıh kaideleri de kullanıldı ve belli bir mezhebin sınırları içinde kalındı Bir kısmı ise kıssalara önem verdi; bu kıssaların sahihi ile sakatını tam ayırmadan Kur'an kıssalarını tefsir sadedinde çeşitli rivayet ve nakilleri bir araya getirdi İşte bu şekilde tefsirle meşgul olan âlimler, değişik yollar, farklı usuller ve çeşitli yöntemler kullandılar Böylece kelime tahlili, özel mevzular, mukayese, tarihî mâlûmat, âyetlerden hüküm ve hikmetler çıkarmak gibi çeşitlerden oluşan tefsirler oluştu ve tarihte hiçbir kitaba nasip olmamış büyük bir ilim ortaya çıktı Bu, Kur'an'ın hak oluşunun ve icazının gereği bir durumdur Bütün bunlarla birlikte tefsir ilmi, varlığın hakikatlerini anlamada ve Allah'ın kitabının manalarını tam olarak ortaya koymada ancak işârî/tasavvufî tefsir ekolüyle kemale ermiştir Bu işârî tefsir, Allah tarafından ihsan edilen özel ilmin meyvesidir Buna, "vehbî ilim" denir ki o, müfessir için gerekli olan temel ilimlerden biridir İmam Süyûtî, el-İtkân fî Ulûmi'l-Kur'ân adlı eserinde der ki: "Müfessirin sahip olması gereken ilimlerin on beşincisi, ilm-i mevhibedir ki o da ilmiyle amel edenlere Allah Teâlâ'nın bahşettiği bir ilimdir Hz Peygamber'in [sallallahu aleyhi vesellem], 'Kim ilmiyle amel ederse Allah ona bilmediği şeylerin ilmini bahşeder' hadisi buna işaret etmektedir " İbn Ebü'd-Dünya, "Kur'an ilimleri ve ondan çıkan şeyler, sahili olmayan bir denizdir" demiştir İmam Süyûtî, sözüne devamla der ki: "Müfessir için alet hükmünde olan bu ilimleri tahsil etmeyen bir kimse müfessir olamaz Bu ilimler olmadan tefsir yapan, yasaklanmış olan re'yle tefsir yapmış olur Bu ilimlerle tefsir yaptığında ise nehyedilmiş olan re'yle tefsir yapmış olmaz " Evet, Kur'an ibaresinin bâtınını, irfanî zevkle ve manevi keşifle haber veren bu işârî boyuta bakmaksızın yapılan tefsir, Cenab-ı Hakk'ın, cihad-ı ekber kılıcıyla nefislerini öldürdükten sonra kalpleri ve ruhları tertemiz olan irfan sahibi dostlarına bahşettiği bu olgun meyveden, bu çarpıcı güzellikten yoksundur Bu âriflerin ilmi, Allah katından gelen gerçek bir ilimdir Cenâb-ı Hak onu, marifet tâliplerine, hakikat âşıklarına lütfetmiştir Böylece ?Şîa'daki değil, Ehl-i sünnet'teki anlamıyla- Kur'an'ın bâtınına vukufiyet kesbederek, onun zâhirî manasının, haddinin ve sırlarının anlaşılması yolunda tefsir ilmi kemale ermiştir Bütün bunlar, Kur'ân-ı Kerîm için irfan ilminin meyvesi ve destekleridir Nitekim Hz Peygamber [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmaktadır: "Muhakkak Kur'an'ın her âyetinin bir zâhiri, bir bâtını, bir haddi (sınırı) ve bir matlaı (hakikatin doğuş yeri ve Hakk'ı müşahede yeri) vardır " Zâhirden kasıt, zâhir ilmi ehlince Kur'an'ın manalarından anlaşılandır Bâtından maksat ise Allah Teâlâ'nın hakikat ehline vâkıf kıldığı âyetlerdeki sırlardır Şu halde bâtın, lafızların ruhudur Yani, kudsî ruhun cevheriyle alet hükmünde olan idraklere gelen manalardır "Had"den maksat, Kur'an'dan her âyetin, Allah Teâlâ'nın murat ettiği mana bakımından bir sonunun ve sınırının olmasıdır Had, ya zâhir ile bâtın arasındadır yahut bâtın ile matla' arasındadır Sıfatla isim arasındaki irtibat idrak edildiğinde ve Cenâb-ı Hakk'ın kelâm sıfatının tecellileri altında kulun sıfatı yok olduğunda, kul, bâtınıyla matlaa yani hakikatin doğuş yerine ve Hakk'ı müşahede makamına doğru yükselir Buna göre âyetin matlaı, kalbin, Allah Teâlâ'nın kelâmını okurken, ilâhî kelâmdan, onun sahibi yüce zata yükselmesidir Cafer-i Sâdık [rahimehullah], şu sözüyle bu duruma işaret etmiştir: "Şüphesiz Allah Teâlâ, kelâmı okunurken kullarına tecelli eder, fakat onlar bunu idrak edip göremezler " Buna göre matla' (veya muttala'), kulun, okuduğu kelâmdan yükselerek (kalbiyle), her şeyin sahibi bütün gaybı bilen Cenâb-ı Hakk'ı müşahede etmesidir Allah Teâlâ, varlığın efendisi Resûlullah'ın [sallallahu aleyhi vesellem] hürmetine, bizi bu makamın ehli olanlardan eylesin Görüldüğü gibi, "Kur'an'ın bir zâhiri bir bâtını vardır" hadisi ve benzerleri , işârî tefsirin temellendirilmesinde Kur'an'da yapılan işaretleri desteklemektedir İşârî tefsire işaret eden iki âyet verelim: "Onlar Kur'an'ı düşünmezler mi? Yoksa kalplerinde kilitler mi var?" (Muhammed 47/24) "Bu topluma ne oluyor ki hemen hiç söz anlamıyorlar?" (Nisâ 4/78) Bu âyetlerde işârî tefsire güçlü bir işaret vardır Bundan dolayı ilim şehrinin kapısı olan Hz Ali'den [radıyallahu anh] şu söz rivayet edilmiştir: "Eğer isteseydim, Fâtiha'dan yetmiş deve yükü ilim çıkarırdım " Yine Hz Ali [radıyallahu anh] demiştir ki: "Kim Kur'an'ı gerçekten anlarsa onun sayesinde bütün ilimleri açıklar " Tefsir âlimlerinin büyükleri, âriflerin gönlünde ortaya çıkan işârî/tasavvufî tefsiri geçerli saymış, tefsirlerinde bunlara da yer vermiştir Büyük müfessirler arasında himmet ve gayretini sadece zâhir tefsire hasreden, işârî tefsirle hiç ilgilenmeyenler vardır; Zemahşerî gibi Hüseyin ez-Zehebî, zâhir mana ile iktifa etme hususunda Kâdî Beyzâvî'nin de Zemahşerî gibi olduğunu iddia etmiştir; halbuki durum böyle değildir Biz, müstakil bir araştırmada, Beyzâvî'nin, sadece zâhirî mana ile yetinmeyip aksine tasavvufî tefsire yöneldiğini ve bunun çok güzel örneklerini verdiğini tesbit ettik Bazı büyük müfessirler içinde, sa'yü gayretinin çoğunu zâhir tefsire vermekle birlikte bir miktar işârî tefsire yer verenler de bulunmaktadır; Fahreddin Râzî, İmam Nîsâbûrî ile İmam Âlûsî bunlardandır Bazı müfessirlerin ise işârî yönünün ağır bastığını, zâhirî tefsire pek az yer verdiğini görmekteyiz; Vecîzü Celîli'l-Kadr adlı eserin sahibi Sehl b Abdullah-ı Tüsterî (v 283/896) gibi Bazı müfessirlerin ise tamamen işârî tefsirle iktifa ettiğini görmekteyiz Mesela Hakâiku't-Tefsîr sahibi İmam Ebû Abdurrahman es-Sülemî (v 412/1021) bunlardandır Müfessirler arasında belirli dengede, her iki tarafın da hakkını vererek zâhirle işârî tefsiri birleştiren âlimler de vardır ki artık bu şekilde hazırlanmış bir tefsir, cevherlerle, incilerle kemal bulmuştur Mesela Rûhu'l-Beyân adlı tefsirin sahibi allâme İsmail Hakkı Bursevî (v 1137/1725) bunlardan biridir Yine el-Bahrü'l-Medîd fî Tefsîri'l-Kur'âni'l-Mecîd adlı eşsiz tefsirin sahibi Şeyh Ahmed İbn Acîbe el-Hasenî de (v 1224/1809) bu zatlar arasındadır Sizlere takdim ettiğimiz el-Bahrü'l-Medîd fî Tefsîri'l-Kur'âni'l-Mecîd isimli bu tefsir, Kur'an tefsirinde parlak bir delildir Müfessir İbn Acîbe bu tefsirinde, zâhirî tefsirle işârî/tasavvufî işaretleri en güzel şekilde birleştirmiştir Bunu yaparken, zâhirî tefsir için gerekli olan bütün kural ve esaslara uymuş, bununla birlikte Sünnî çerçeve içinde kalarak, usul ve kurallarına son derece dikkat ederek, ehl-i bâtının (âriflerin) işaretlerinden, en güzel irfan ve hikmet meyvelerini sunmuştur Öyle ki bu eser ilâhî hakikatlerin ve seyrü sülûk ilminin öğrenilmesinde Kur'anî bir ansiklopedi sayılır Allah Teâlâ'dan, bizden bu ameli kabul buyurmasını ve bizleri, hak dostları olan Kur'an ehli arasında haşretmesini niyaz ederim Allah'ın salât ve selâmı, Hz Peygamber'in, onun âl ve ashabının üzerine olsun Tefsir kaç ciltten oluşuyor ve ne kadar sürede tamamlanması planlanıyor? Tefsiri aslı Arapça olup değişik zamanlarda yapılmış dört, altı ve sekiz ciltlik baskıları vardır Tercümede 30 yani son cüze gelinmiştir, inşallah bir ay içinde tamamlanacaktır Tercümenin toplam 11 cilt olarak basılması planlanmaktadır Tercümenin 1 ve 2 ciltleri basılmıştır Her cilt ortalama 750 sayfadan oluşmaktadır Diğer ciltlerin basımına hızla devam edilecektir Kıymetli okuyucularımızın dua ve sevgilerine ihtiyacımız vardır |
|
El-Bahrü'l-Medid (Kur'an-İ Kerim Tefsiri) Çıktı |
|
|
#4 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
El-Bahrü'l-Medid (Kur'an-İ Kerim Tefsiri) ÇıktıTefsir'in okunmasında izlenecek yol hakkında okuyucularınıza neler söyleyebilirsiniz? Bizi sonsuz kudretiyle insan olarak yaratan, rahmetiyle yaşatan, ilmiyle kuşatan, nuruyla aydınlatan, habibine ümmet, kitabına vâris yapan, ezelî kelâmında muhatap alarak bize, "Ey mümin kullarım!" diye hitap buyuran Allah Teâlâ'ya sonsuz hamd ve senâ olsun Bütün âlemlere rahmet kılınan, müminler için manevi tezkiye, terbiye ve terakki rehberi yapılan, Allah'ın habibi, yaratılmışların en hayırlısı efendimiz Hz Muhammed'e, onun tertemiz âline, Ehl-i beyt'ine ve güzide ashabına razı oldukları kadar salât ve selâm olsun Kıymetli okuyucularımız, size değerli bir eseri sunmanın mutluluğu içindeyiz Bu eser, büyük âlim ârif şeyh seyyid Ahmed İbn Acîbe el-Hasenî'ye [kuddise sırruhû] (v 1224/1809) ait el-Bahrü'l-Medîd fî Tefsîri'l-Kur'âni'l-Mecîd isimli tefsirin tercümesidir Bu tefsir, yüce Kur'an'ın zâhirî tefsiri ile tasavvufî işaretlerini bir arada sunan; zâhirle bâtını, şeriatla hakikati, ilimle irfanı, nakille tecrübeyi, delille müşahedeyi, amelle edebi, dille gönlü, sözle aşkı kaynaştıran orijinal bir tefsirdir Ahmed İbn Acîbe el-Hasenî [kuddise sırruhû], elliye yakın eserin sahibi bir âlim ve kâmil mürşid olarak bu tefsirini mürşidlerinin tavsiyesi ile ömrünün son döneminde yani en verimli devresinde yazmıştır Müfessirimiz, el-Bahrü'l-Medîd'in zâhirî "tefsir" kısmını Beyzâvî, Ebüssuûd, Nesefî, İbn Atıyye, Kurtubî ve Hâşiyetü'l-Fâsî gibi muteber tefsirlerin açıklama ve nakillerinden oluşturmuştur "Âyetlerin Tasavvufî İşaretleri" kısmında ise Kuşeyrî'nin Letâifü'l-İşârât'ı, Rûzbihân-ı Baklî'nin Arâisü'l-Beyân'ı, İbn Atâullah-ı İskenderî'nin Hikem'i başta olmak üzere Kûtü'l-Kulûb, İhyâ, Avârifü'l-Maârif gibi pek çok tasavvuf klasiğinden istifade etmiş, bazan ilk dönem sûfîlerinin sözlerine yer vermiş, yer yer Şâzelî pîrlerinden nakillerde bulunmuş, ayrıca kendi tecrübe ve müşahedeleriyle konuyu desteklemiştir İbn Acîbe el-Hasenî [kuddise sırruh], "Âyetin Tasavvufî İşaretleri" kısmında, daha önce tefsirini yaptığı âyetlerin muhtevasını göz önüne alarak açıklamalarda bulunmuş; bu arada mürşidlere, müridlere, muhiplere veya münkirlere en az bir hatırlatma yapmıştır Bu bölümde bazan tasavvufî kaynaklardan konuyla ilgili geniş açıklamalar nakletmiştir Kıymetli okuyucularımız, her mümin, kendisine hitap eden ilâhî emir ve nehiyleri bilmekle yükümlüdür Bunun birinci kaynağı Kur'ân-ı Hakîm'dir Sonra sünnet ve sahabe uygulaması gelir İlâhî emirleri doğru anlayıp uygulamak için Kur'an mealleri yeterli değildir Buna sadece tefsirler de cevap vermez Halk için bunun en güzel yolu, bağlı olduğu mezhebe göre ibadet ve muamelatı anlatan güvenilir ilmihallerdir Âlimler için durum farklıdır Tefsirleri fıkıh ve ilmihal kitabı gibi görmemek gerekir Bununla birlikte halk için Kur'ân-ı Hakîm'deki hikmet, ibret, kıssa, zikir, dua, mesaj, ahlâk ve uyarıları öğrenmenin en güzel yolu, güvenilir müfessirlerin tefsirlerini okumaktır Bu tefsirlerin, çok uzun veya çok kısa olanları değil, orta hacimli olup ihtiyaca cevap verenleri tavsiye edilir İşte siz kıymetli okuyucularımıza tavsiye edeceğimiz tefsirlerden biri de bahsettiğimiz vasıflara uyan elinizdeki bu tefsirdir Biz el-Bahrü'l-Medîd'i incelediğimizde bunun halkımıza faydalı bir tefsir olduğunu tesbit ettik ve istişarelerimiz sonucunda tercümesine karar verdik Tefsirin tercümesi için izin ve dua alındıktan sonra, tarafımızca tercümeye başlandı ve -yüce Allah'a sonsuz hamdolsun- birinci cildin basım aşamasına gelindi Tefsirin tamamı -inşallah- on bir ciltte tamamlanacaktır Bu arada tercüme sırasındaki dipnot kısmındaki ilave çalışmalarımızı "Tercümede Takip Ettiğimiz Usul" başlığında zikrettik "Giriş" kısmında zikredilen "İbn Acîbe'nin Tefsirindeki Metodu" bölümü de tefsirin genel özellikleri ve bizim tefsir üzerindeki tasarruflarımız hakkında ilave bilgi vermektedir Tefsirin "Giriş" kısmı tarafımızca hazırlanmıştır Bu kısmın birinci bölümünde Kur'an'ın zâhiri ve bâtını meselesini, işârî/tasavvufî tefsirlerin tanımını, tefsirler içindeki yerini ve değerini, ayrıca müfessirleri konu eden inceleme çalışmalarımız oldu Giriş kısmının ikinci bölümünde İbn Acîbe'nin doğumu, ailesi, yetişmesi, hocaları, eserleri ve tefsirindeki metodu yeterince tanıtıldı Müfessirimizin nasıl bir âlim, mücahid ve kâmil mürşid olduğunu anlamak için bu bölümün okunmasını özellikle tavsiye ediyoruz Üçüncü bölümde ise Kur'an'ın tarifiyle birlikte, eûzü besmelenin mana, hüküm ve hikmetleri işlendi Tefsir, müfessirimizin önsözü ve Fâtiha sûresiyle başlamaktadır Kıymetli okuyucularımız, tercümesini sunduğumuz bu kıymetli tefsiri, bazıları farklı yönlerden tenkit edebilir Mesela, hüküm bildiren âyetlerin tefsirinin kısa geçildiği, bazı kıssa ve haberlerde çok seçici davranılmadığı, tasavvufî işaretlerde bazan herkesin anlayamadığı konuların işlendiği, yer yer cezbe ve aşk diliyle söylenmiş kapalı manaların bulunduğu, bazan vahdet-i vücûd ve Cebriyye anlayışını vehmettiren ifadelerin mevcut olduğu söylenebilir Bütün bunların cevabı tefsirin içinde mevcuttur Tefsir sabır ve insafla okunursa, onun baştan sona Ehl-i sünnet çizgisinden hiç ayrılmadığı görülecektir Tefsirde fazla olmasa da herkesçe anlaşılamayan bazı manaların ve konuların bulunması tabiidir Bu tür konular için müfessirimizin cevabı şudur: "Bir kâmil mürşid terbiyesine girip seyrü sülûk yapmadan ve müşahede halinde safi tevhide ulaşmadan bunlar anlaşılmaz!" Bu tür konuları ehline havale etmek ve anlaşılan mana ile yetinmek en doğrusudur Zaten âyetlerin bir kısmı müteşâbih olup manaları ehli olmayana kapalıdır; onlara iman etmek yeterlidir Burada, tercümenin mana ve muhteva yönünden incelenmesini üstlenerek kıymetli değerlendirme ve tavsiyeleriyle katkıda bulunan sayın Prof Dr Abdulaziz Hatip hocamıza ve eseri sizler için yayına hazırlayan bütün Semerkand ekibine teşekkür ederiz Bizi, takip, uyarı, sevgi ve dualarınızla destekleyiniz Bütün yardım ve başarı sonsuz kerem sahibi Mevlâmız'dandır Hamdolsun âlemlerin Rabb'i yüce Allah'a Yrd Doç Dr Dilaver Selvi'nin Hayatı, yazdığı ve tercüme ettiği eserler 1962 Tokat/Reşadiye doğumludur İlkokul eğitimini doğum yeri olan Çınarcık köyümde tamamladı Bu arada Kur'an Kursu eğitimi alıp hafızlık yaptı 1982'de İstanbul/Zeytinburnu İmam Hatip lisesini bitirdi 1986'da Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu 1989'da aynı üniversite bünyesinde Tefsir Ana Bilim Dalında yüksek lisans çalışmasını tamamladı 1996'da Meşhur Tefsir Literatüründe Tasavvuf Bakış konulu çalışmasıyla tefsir doktoru oldu İstanbul'da bulunan âlimlerden özel dersler aldı Semerkand özel Araştırma Merkezi'nde çalışmalarını yürüten yazarın, Semerkand dergisinde yayınlanmış yetmişin üzerinde makalesi mevcuttur Yazar halen Semerkand Aile Dergisi'nde aylık olarak yazmaya devam etmektedir Selvi, Radyo Onbeş'te 3 sene boyunca Hayatın Kalbinden Sözler programını hazırlayıp sundu Yazar, evli ve dört çocuk babasıdır Yazarın yayımlanmış telif çalışmaları Semerkand Yayınları'ndan: Kaynaklarıyla Tasavvuf (2 cilt), Ehl-i Sünnet İnancı, Allah Yolunda Yardım ve Cömertlik, Dinimi Öğreniyorum, Kulun Yolculuğu (Mi'rac ve Nefs Terbiyesi), Ateşin Yakmadığı Âşık (Kıssaların Diliyle İman) Şûle Yayınları'ndan: Kur'an ve Tasavvuf Umran Yayınları'ndan: Kur'an ve Sünnet Işığında Rabıta ve Tevessül (Heyetle), İslam'da Velayet ve Keramet Yazarın yayımlanmış tercüme çalışmaları Semerkand Yayınları'nda:Avarifü'l-Mearif Tercümesi (Gerçek Tasavvuf), Sühreverdî'den, Kalplerin Azığı (Kûtu'l-Kulûb tercümesi), Ebû Tâlib el-Mekkî'den heyetle, 4 cilt, Kuşeyri Risâlesi, İmam Kuşeyrî'den, Hak Yolunun Esasları, İmam Gazâlî'den Şûle Yayınları'ndan: Hz Peygamber ve İlimi Kardavî'den, Hucciyyetü's-Sünne, AbdülĞanî Abdülhalik'den |
|
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
| Görünüm Modları | |
|
|