Şehr-İ İstanbul’Dan Payımıza Düşendi |
08-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Şehr-İ İstanbul’Dan Payımıza DüşendiŞehr-i İstanbul’dan payımıza düşendi aşk,Ellerimi bıraktığın yerden başlıyorum ; Bekleyişlerimin ardındaki zayıf kadın rolünden Uzaklaşmaya ; Kendimle uzlaşmaya … Gittin … Şiirlerindeki kadınlar gibiydi gidişin, Özenti düşlerle kaplı çoğul yalnızlığına Göç etti şair duruşun … Gitmek istediğin yer Vardığın yer miydi acaba bilmek isterdim Sen hep benim en yanımdın oysa, Gidişlerine susturdun beni, Ağlamalarımı yasakladın ardından … Veda değildi, ayrılık hiç değil … Kavuşmaları ertelemek içindi gidişin … Gidişlerine iklimsiz üşüyen ellerimi Kavuşturduğunda ellerine, Yeni bir şiire başladığını sanırdım hep, İstanbul sağanağa boyanırdı, Bir kavuşma için yaşanmalı mıydı hep bu gidişler, Gittin ; kente vedaydı suskunluğun … Gittim … İçime sıcak üşüyen ellerini Bir kent kalabalığında unuttuğumu mu sandın yoksa, Şiirlerimdeki kadınlar gibi miydi Gidişim ?… Bir adım kaldı sandım bir adım gerimde, Oysa, Bir hayattı gözlerinde beklettiğim ; Yarını taşıyan bugünsüzlüğünde … Bir adın kaldı sandım bir adım ötemde, Oysa, Attığım her adımda sinemi parçalayan hasretindi adın … Sıfat bilip de adıma adını, Düştüm yollara … Ardımda şehr-i İstanbul, İçinde sen … Şimdi söyle, gittim mi ! … Sen hep aşk söylersin, Her şeyi aşka vardırırsın … Kurduğun cümleleri ilk bende ıslatırsın, Şairliğine kılıf uydurmaya çalışırken herkes, Sen kendine Gözlerimden bir dünya kurarsın dizelerinde… Dizlerinde soluklanan çocukluğuma sarılırsın sendeki idamlık hüznü asınca kendini … Ben hiç İstanbul olamadığımı düşünürüm sevgine, Sen Marmara’da yüzdürürken küllerini ömrümüzün … Hiç düşündün mü, Bir çocuk nasıl atardı ilk adımını Sevdaya doğru ; Üstelik bilmezken bilinmezken sevda, eksik dağarcığında … Yürüdüğünde, aşka kaç gömlek fazla gelirdi yüreği, Ya da kaç yaş küçülürdü … Ben sende attım ilk adımımı, Sevdaydı, sevdandı, bildim … Çocuk yüreğimi kanatandı kalemin Sonra sarıp sarmalayan … Ben en çok, Omzuna yasladığımda yorgun başımı, Gözlerime yerleşip içinde tereddütler arayan bakışlarına verdim cevabımı, Şehirde bir çocuk daha sevdadan geliyor evine, Şimdi git, yoksa gitme diyeceğimden korkuyorum … Gittim … Tereddüt aramadım hiç gözlerinde, Cevapta … Kendimdi aradığım ; Ve bulduğum … Bulduğum kendime ant içtim ; Gözlerindeki tereddütsüzlüğümü … Ben hep gözlerinden giriş yapardım ya kentine, sen daha bir İstanbul olurdun o zaman … Şimdi düşünüyorum da , İstanbul biraz da sen varsın diye güzel … Hani demiştim ya, Bazen çekip gidebilmeli Terk edebilmeli gerektiğinde bu şehri, Kız kulesi, galata … Boğazından geçip yutkunabilmeli gidişleri … Aşkın adressizliğiyse yüreğe yol gösteren, Bazen gidiş sunabilmeli hayata dönüşler için … Bazen yeni fetihlere fatih olabilmeli … Gittim … şiirlerimdeki kadınlar gibi mi ?… Herkes sana hayrandı, Gülüşüne hüznü, hüznüne gülüşü karışan adam … Bir ben miydim, Ömründe beklettiğin, Bunca yıl sustuğun ben miydim !… Hayat ne tuhaf , Aramızda mayın döşeli yollar olduğunu bile bile, Gülüşlerimize kahkahalar ekliyoruz… Gün telaşı yaşanırken sevgisiz yüreklerde, Biz bir ömrü beklemeye koyuluyoruz… Senle aşk, Bildiğim tüm ezberleri unutmaktır biraz da… Bekliyorum… beklettiğinim … Sen hiç gitmedin ki … Orhan KARIN |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|