Orman Kurbağası

Eski 08-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Orman Kurbağası








Orman kurbağalarının vücutları kış aylarında donuyor; bedenleri şurup kıvamında bir sıvı gibi oluyor; ilkbaharda çözülerek yeniden hayat buluyor Bilim adamları şimdi bu kurbağaların metabolizmalarını inceleyerek, aynı yöntemin insanlara da uygulanıp uygulanamayacağını araştırıyor


Kanada, Ottowa?daki Carleton Üniversitesi biyokimya laboratuvarında "cryogenics-soğubilim" üzerinde çalışmalar yapan Ken ve Janet Storey, deney hayvanı olarak kurbağalardan yararlanıyorlar Ancak Storey?ler, hareket etmeyen, soluk almayan, háttá kalbi atmayan ve beyin faaliyetleri durmuş olan kurbağalarla ilgileniyor Deneylerde kullanılacak olan kurbağalar endüstriyel dondurucuların içine atılıyor Buradan çıkan kurbağaları Ken Strorey şöyle tanımlıyor: "Vücutları esas olarak şurup kıvamında bir kütleye dönüşüyor"


Bilimsel adı "Rana sylvatica" olan orman kurbağası aslında biyolojik açıdan bir bilmece Kış aylarını sıfırın altındaki sıcaklıklarda uyuyarak geçiren kurbağalar, bahar gelince uyanıp normal yaşamlarına dönüyorlar


Kısaca bu kurbağalar, hayvanlar áleminin Rip va Winkle?ı


Discover?da yayımlanan araştırma makalesine göre (Şubat 05) Storey?ler son 20 yıllarını, yeniden hayata dönüşü gerçekleştiren genetik açma/kapatma düğmesini ve biyokimyasal süreçleri keşfetmeye çalışarak geçirmiş


Organ nakline destek


Organ nakli konusunda araştırmalar yapan bilim adamları bu çalışmaları yakından izliyor


Vericinin kalbi veya böbreği zarar görmeden dondurulup saklanabilirse, doktorlar çok daha fazla sayıda nakil gerçekleştirebilecek


Orman kurbağasının "ölüm uykusu"ndan uyanarak yaşamına kaldığı yerden devam etmesi, ticari kryonik laboratuarların faaliyete geçtiği fütüristik hayalleri de körüklüyor Bilim kurgu dünyasının en sık kullanılan temalarından biri olan insanların dondurulup, ileri bir tarihte yeniden yaşama döndürülmesi, ölümsüzlük peşindeki insanoğlunun en büyük umudu


Sıcak kanlı hayvanlar sabite yakın bir sıcaklıkta Ğinsanlarda 365 derece santigrat- yaşamlarını sürdürürler Bunlar soğumaya başlayınca, metabolizmaları hızını değiştirerek bir iç ısı yaratır Sistem rayından çıkıp hayvanlar donarsa, buz iç organlarını parçalar, çünkü hücrelerindeki su, donarken genişleyerek hücre zarının parçalanmasına yol açar


Doğal antifriz


Orman kurbağaları ve bazı spesifik kaplumbağalar gibi az sayıda hayvan bunun tam tersini yapar


Sıcaklık, donma derecesinin altına düşerse, kurbağanın metabolizması durma noktasına gelir


Böylece hücreler çok az hidrojen ve enerji ile yaşayabilir Bu arada karaciğeri glikoz pompalamaya başlar


Sonuçta bu hayvanların kanlarındaki glikoz oranı, şeker hastası insanlarınkinin 50 misline çıkar Kurbağanın vücut boşluklarında kristalize olan buz, et ve organlardaki hücrelerin suyunun bir kısmını çeker Bu, hücrelerin içindeki glikoz yoğunluğunu biraz daha artırır


Sonuçta oluşan antifriz geride kalan suyun donarak katılaşmasını engeller (Ticari antifriz glikoza çok benzeyen, etilen glikol denilen şeker alkolünden yapılır)


Hücrelerindeki antifriz ile kurbağa bir sonraki ilkbahara kadar uyku durumunda kalır İlkbaharda kurbağanın metabolizması yaşama geri döner


Kurbağa ve buzul çağı


Storey?ler orman kurbağalarının donmasının ve bahar aylarında çözülmesinin 15000 yıl önceki Buzul Çağı döneminde evrimleşmiş olabileceğini ileri sürüyor


Kurbağanın ıslak, nemli hassas derisi hálihazırda su kaybını önlemek için optimum yapıdadır Buzul koşulları hayvanların yaşama geri dönme şansını artırmak için çok sayıda yararlı süreci yaşama geçirmiştir


Normal olarak, kandaki yüksek şeker oranı, glikasyon denilen bir süreci başlatır Bu süreçte glikoz molekülleri vücudun yapısal proteinlerine bağlanarak, hücresel hasarlara yol açar


Ancak orman kurbağalarında bu olmaz Storey?ler son olarak glikasyon denilen süreci engelleyen bir geni ayrıştırmayı başardı


Diğer DNA testleri de, metabolik süreci kapatan, donma sırasında hücresel hacmi kontrol eden ve bahar aylarında hücrelere geri dönen oksijenin yaratacağı zararları sınırlayan genleri tespit etmelerini sağladı


Diğer hayvanlar üzerinde uygulamalar


Berkeley?deki Kaliforniya Üniversitesi?nden Boris Rubinsky, Storey?lerin elde ettiği bu sonuçları insanlar dahil diğer hayvanlar üzerinde de uygulamaya çalıştı


1999 yılında Rubinsky ve meslektaşları dondurucu-koruyucu maddeleri sıçanların karaciğerlerine yollayacak bilgisayar kontrollu bir pompa geliştirdi Karaciğerleri, yaklaşık 2 saat boyunca -15 derecede (santigrat) dondurdu


Daha sonda bunları çözerek diğer sıçanlara nakletti Karaciğer nakli yapılan 9 sıçandan 8?i, organ naklinden sonra birkaç saat hayatta kalabildi, biri ise 5 gün yaşadı


Bu da karaciğerinin kısmen çalıştığını gösteriyordu


Bu deneyden sonra Rubinsky, İsrail, Tel Hashomer?deki Sheba Tıp Merkezi?ndeki meslektaşlarıyla işbirliği yaparak, benzer bir dondurma tekniğini donmuş sıçan kalplerine uyguladı 2003?teki bir deneyde, kalpler canlılıklarını korurken, çözülüp nakledildikten sonra bir saat kadar pompalama yapmayı başardılar


İnsan vücudunu dondurmak


Dondurularak korunan organlar bir gün nakil konusunda devrim yaratacak


Ancak bazı bilim adamları gözlerini daha büyük bir hedefe dikmiş durumda Bunların hedefi insan vücudunu dondurmak


Arizona?daki Scottsdale, Alcor Yaşam Uzatma Vakfı 2002?de bir dava ile gündeme geldi Amerikalı ünlü beysbol oyuncusu Ted Williams öldükten sonra vücudunun dondurulması isteği ile vakfa yüklü miktarda para bağışlamıştı Ancak ünlü sporcunun yeğenleri şirketi mahkemeye verdi, çünkü şirketin bu işi yapmak için gerekli izne sahip olmadığını düşünüyorlardı Alcor, mahkeme henüz bir karara varmadığı için ünlü sporcunun naşını koruyor


Alcor, Web sitesinde belirttiği üzere ölen müşterilerini, "gelecekte tıbbi müdahale yapılabilecek durumda" sakladıkların iddia ediyor Kryo-biyologlar bu iddiayı pek ciddiye almıyorlar Sözgelimi Ken Strorey, Alcor ile görüşlerini şöyle dile getiriyor:


Çok sayıda bilinmeyen var


"Bu insanlar binlerce aşamayı bir anda hayata geçirmek istiyor Çok sayıda bilinmeyeni aynı anda deneyerek işleri içinden çıkılmaz bir hale getiriyorlar Şu anda kullandıkları sıcaklık, doğada olmayacak kadar düşük Dolayısıyla doku hasarının ve hücrelerdeki su kaybının geriye döndürülemeyecek bir düzeye çıktığını tahmin ediyorum"


Bedendeki farklı dokular


Kaldı ki Alcor şirketi de müşterilerinin 150000 dolarlık yatırımının getirisiyle ilgili bir garanti veremiyor Alcor?un üst düzey yetkililerinden Joe Waynick, "Bu bir deneme Söz konusu olan spekülatif bir bilim Kesin bir şey söylemek mümkün değil" diyor


Şirkette görevli bilim adamları "Yapının hayatta kalması, insanın hayatta kalması anlamına gelir" fikrinden hareketle, vücutları, minimal doku hasarıyla, "total metabolik arest" denilen duruma yol açan sıcaklıklarda dondurmaya çalışıyor


Yaklaşık -195 dereceye eşit olan bu sıcaklıkta, vücudun binlerce yıl bozulmadan dayanacağı düşünülüyor Bu amaca yönelik olarak ölen müşterilerinin vücutlarına, Storey?in laboratuarındaki kurbağaların doğal olarak ürettiği antifrize benzer bir sıvı olan karbohidrat tabanlı antifriz karışımı enjekte ediyorlar


Waynick, 1970?li ve 1980?li yıllarda kendilerin başvuran müşterilerinin vücutlarının, dondurma işlemi sonucu bir daha geri döndürülemeyecek derecede hasar görmüş olabileceğine değinerek, "Ancak şimdiki teknikler çok daha umut verici" diyor


Eski müşterilerin dokularına aşırı miktarda dondurucu-koruyucu madde pompalandığı için bir daha katı hale gelmeleri olanaksız gibi görünüyor Ayrıca antifrizin dokular üzerindeki zehirli etkisi ve bu maddenin vücutta eşit dağılımının sağlanamaması gibi konular hálá bilinmezliğini koruyor


Waynick, "Farklı organlar dondurucu-koruyucu maddeyi farklı hızlarda emiyor Dolayısıyla tüm organların bu maddeden aynı oranda fayda sağladığını söyleyemiyoruz" diyor


Ölümsüzlük şimdilik bir hayal


Storey?ler için, Alcor şirketinin ve dinlerin vaat ettikleri arasında fazla bir fark yok


Ken Strorey, "Sonsuz bir yaşam, herkes için çok cazip" diyerek Alcor?un bir anlamda insanların ölüm karşısındaki acizliğinden yararlandığını imá ediyor


Bütün bunlara karşın, Storey?ler, kryo-biyolojinin insanlığa çok büyük yararlar sunabileceğine inanıyor:


"Gelecekte uzun yolculuklara çıkan astronotları dondurmak gibi hedeflerimizi tutturabiliriz Ancak şu andaki hedefimiz bu tekniği insanlara uygulamak değil İlk başta biyolojik sistemlerin nasıl çalıştığını çözmek zorundayız Ancak bu aşamadan sonra sıra uygulamaya gelebilir"


İlginç bir gözlem


İngiliz káşif Samuel Hearne, 18Yüzyılda Kanada Kuzey Kutbu?nda yol alırken, ormanlık arazide önüne çıkan donmuş kurbağalardan çok etkilenmiş: "Donmuş kurbağaların bacakları pipo sapı gibi kolayca kırılıyordu Ancak bunları sıcak derilere sarıp, yavaş yavaş ateşe yaklaştırınca, yeniden yaşama geri döndüklerini gördük"


SIFIR TOLERANS


Bir orman kurbağasının karaciğer hücrelerinin elektron mikrografisi, bunların donma derecesinin altındaki sıcaklıklarda nasıl dayandığını ortaya koyuyor Görüntü A, canlıyken -4 derecede dondurulmuş bir kurbağadan alınmış hücreleri gösteriyor Su paketleri (w) hücrenin içinde duruyor, ancak normal kış şartlarında yüksek yoğunlukta glikoz bunların buz haline gelmesini engelliyor Görüntü B, buz kristallerinin yapabileceği hasarı gösteriyor Donmuş bir kurbağadan alınan bu karaciğer hücresi -20 dereceye kadar soğutulmuş Bu sıcaklıkta glikoz dokuları koruyamıyor Bu hücre, dondurucu-koruyucu olmadan -20 dereceye kadar dondurulan hücreye göre daha az küçülmüş olmakla birlikte, çözülme sürecine dayanması mümkün görünmüyor

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.