Osmanlı Meskukat Lügati Nedir?

Eski 08-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Meskukat Lügati Nedir?





Osmanlı Meskukat Lügati Nedir?


Akçe: Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşundan IIMahmud döneminin sonlarına kadar kullanılan gümüş para birimidirRumca “aspro” kelimesinden gelirOsman Gazi’ye ait akçenin (tek örnektir) dışında ilk kez Bursa’da 1327’de Orhan Gazi tarafından kestirilmiştir İlk örnekleri900 ayar gümüşten1152 gram (yaklaşık) ağırlığındaydı Bu ağırlık zamanla değişmiş575 kırat IIMehmed(Fatih) devrinde 525 kıratasonra 4 kırata Süleyman (Kanuni) zamanında 375350275 ve 250 kırata düşmüş sonunda 100 dirhem gümüşten 500 akçe kesilerek son halini almıştır İlk dönemlerde 900 olan gümüş ayarıIIBayezid devrinde 850’ye daha sonraları da 465’e kadar inmiştirAltınla karşılaştırıldığında akçe Fatih’in sultanisi karşığı 10 Orhan akçesi idi Bu altın bugünkü Ata liranın yarı ağırlığındaydıIIBayezid’in sultanisi devrinin akçesiyle 54Yavuz ve Kanuni’nin sultanileri 60IISelim’in altını ise 63 akçe karşılığı idi Sultan Süleyman 100 dirhemden 500 akçe kesilmesini kanun haline getirmiş iken sonraki yıllarda bu kanun terkedilmiş 100 dirhemden 2000 akçe kesilir olmuş altın fiyatları da 120 Akçeyekuruş fiyatı 45 akçeden 80 akçeye çıkmıştı İlk akçelerde tarih yoktu İlk kez Yıldırım Bayezid zamanında akçelere tarih kondu(Hicri792)Bir taraflarında kelime-i şahadet ile 4 halifenin adları diğer tarafda hükümdarın adı yazılırdıYıldırım’ın Ankara savaşıyla Timur’a yenilmesi ile başlayan Fasıla-i Saltanat veya Fetret Devri’nde Çelebi Mehmed ilk kez paraların bir kısmının üzerine Timur Gürkan şeklinde kendi adı ile birlikte Timur’un da adını koydurmuş (Hicri 806) ve onun egemenliğini tanımıştıRahmetli hocam MBülent Coşkun’un tabiri ile bu “korku paraları” Osmanlı’nın yeniden birliğini kurması ile (Hicri 816) Timur’un adı kaldırılmıştıYıldırımın oğlu Emir Süleyman’ın kestirdiği ilk akçelerde de Tuğra’nın ilk kez kullanıldığı görülürYine bu dönemin bitişi ile ilk kez Çelebi Mehmed’in unvan kullandığı adını “Sultan İbn-i Sultan Mehmed İbn-i Bayezid Han” (Bayezid Han’dan Sultan oğlu Sultan Mehmed Han) şeklinde yazdırdı ve “HalidemülkehuHalled Allahe mülkehu”(Allah mülkünü korusundevamlı kılsın)duasını da “azze nasrühü”(Allahaziz yardımları ile galip kılsın) şekline çevirdi IIOsman (Genç) zamanında onluk akçe basıldı ve zamanın darphane emini Bekir Efendi’nin adıyla halk arasında Bekir Efendi Akçesi adıyla anıldı

Akçe-i Büzürg / Gümüş-i Sultanıyye / Muhammed Hani : Osmanlıda ilk kez 1470’de (IIMehmed/Fatih) bastırılan 10 ‘luk akçe

Alman Talarisi : Bu günkü Doların isim babası bu alman parası orta ve yeni çağ Avrupasının moda para birimiydiOsmanlı topraklarında da yaygın biçimde kendisi ve benzerleri tedavül etti(Zolta maddesi)

Arslanlı Kuruş : bkz > Esedi

Aspro / Asapire : Osmanlı tebaası Rumlar tarafından akçenin söyleniş biçimiaynı zamanda kelime itibarı ile akçe’nin orijinal kelime yapısı

Azze: Aziz olsun anlamında dua

Balad / Beled : Aydın’da antik Milet şehri üzerine kurulan yerleşim yeri

Bilyon / Billon: %50'den aşağı oranda gümüş içeren bir alaşımdır Doğal olarak da bulunabilir

Beşlik : Osmanlı para birimiGuruş/Kuruş’un sekizde biri5 paraIIMahmud zamanında darbedilen Cihadiye 5 kuruşa da beşlik denmiştirAbdülmecid döneminde başlayan ve cumhuriyete kadar süren para silsilesinde Mecidiye (20 Kr)nin dörtte biri gümüş beş kuruşa da bu isim verilmiştirBu paralar cumhuriyetin ilk yıllarında da beşlik ismi ile tedavül etmiştir

Buçuktepe Vakası : 1446’da Edirne’de IIMehmed / Fatih’in birinci saltanatının bitmesinin asıl sebebi olan ilk yeniçeri ayaklanmasıdır İlk defa para ayarının düşürülmesi/sikke tağşişi olayından rahatsız olan yeniçeriler isyan eder ve yevmiyelerine yarım akçe (buçuk) zam yapılarak hadise yatıştırırlır Asker bu olaydan sonra IIMehmed’i sevmez ve güvenmez IIMurad yeniden tahta geçer Buçuktepebugün Edirne şehir mezarlığının olduğu yerdir

Buğday : Ağırlık ölçüsü 051 gram

Bukşa : bkz > Usmani

Canca / Canice: Canca Trabzon yakınında bulunan Gümüşhane'dir Evliya Çelebi diyor ki : Kale Fatih Sultan Mehmed Han'ın eline girmiştir O asırda burada bulunan maden-i sim hiç bir diyarda yoktu Şehre o zaman da Gümüşhane denilmişse de Defterhane-î Âli Osman'da Canca yazılmıştır (EVLİYA ÇELEBİ SEYAHATNAMESİ cilt-1)

Ceb-i Hümayun akçası : Sadece Bursa’dan toplanan vergiden padişahın şahsına verilen 5000 altın liraBu özel vergi Tanzimat ile kaldırılmıştır

Cedid: Yeni şimdiye kadar kullanılmamış

Cedid Adli Altın : Adli ya da Atik Adli altınların taklitlerinin sıkça ele geçirilmesi ve altın ayarının 19'dan 17'ye düşürülerek hazineye gelir temini amaçlanarak yeniden darbedilen bu sikke tipine Cedid (yeni) adli altın adı verilmiştir Önceki tipten farklı olarak Tuğranın çevresine “Sultan-ı Selatin-i Zaman Mahmud Han”yazı yüzüne merkeze ” duribe fi Kostantiniyet’il-mahruse” çevresine de “dame mülke(hu) ve saltanatühu” yazılmıştır (AH 1239 AD1823)

Cedid Eşrefi : Istanbul ve Mısır'da basılan Eşrefi altınlar rayiç olarak eşit tutulmasına rağmen ne ağırlık ne de ayar olarak birbirini tutmuyor İstanbul darbı altınlar Mısır’a götürülüp burada eritiliyor piyasadaki Mısır altınının sürekli olarak çoğalmasına sebep oluyordu Bu duruma mani olmak için bakır ve gümüş ilave edilen yeni altınlara Tuğra basılmış 300 akçeye karşılık olacağı benimsenen bu yeni paraya Cedid Eşrefi adı verilmiştir Bu paralar çoğalıncaya kadar diğer altınların darphane-i Amire’ye getirilerek eritilmesi ve yeni tipde tuğralı olarak darbedilmesi için için irade çıkmış Mısır valisine de ferman ile 22 ayarda 100 adedi 115 vezine eşit sikke kesilmesi emrolunmuştur(Hammer 12c409) 1696 da IIMustafa adına farbedilen bu tuğralı paralar altın üzerinde ilk uygulama olması açısından çok önemli olup örnek teşkil etmiş her ne kadar Cedid Eşrefi adı verilmişse de halk arasında Eşrefi adı ile veya Tuğralı Altun adı ile anılmaya devam etmiştir Bu ad zamanla Zer-i Mahbub şekline dönüşecektir

Cedid İslambol / Zer-i İslambol : Cedid Eşrefilerin istenen beklentiye cevap vermemesi üzerine 100 adedi 110 dirhem gelmek üzere 1716’da basılarak piyasaya sürülmüş bu altın parada kenarlar zincirli dairenin çevresi nakışlı bir yüzü sadece Tuğralı yazı yüzünde ise “duribe fi Islambol yazılı idi 3 kuruş bedel ile tedavül etmiş bu altına Zer-i İslambol adı da verilmiştir

Cedid Zencirikli : İbrahim Artuk İslami Sikkeler Kataloğu IIden aldığımız bilgilere göre Tebriz Seraskeri nin talebi üzerine Tebriz’de bir darphane kurularak burada 24 ayar altından 100 adedi 110 dirhem ağırlığında 400 akçe kıymetinde altın paralar basılmış(1138 hicri 1725-26 miladiIIIAhmed dönemi) bu paralar önce İstanbul altınları ile eş değer tutulmuş Tiflis ve Revan’da da bu tip darbı gerçekleştirilmiş ancak ayar konusunda takip eden günlerde sahtekarlık yapıldığı tesbit edilmiş Tebriz darphanesi önce uyarılmış sonra Istanbul’da bastırılan örnekler gönderilmiş yanlışda ısrarın devamı üzerine bu darphaneler kapatılmıştır

Cezayir-i Bahri Sefid: Eyalet17yy başında Gelibolu Eğriboz İnebahtı Karlıeli MizistreRodos Midilli Kocaeli Biga Sığla ve Sığacık Sakız Nakşe ve Mehdiye sancaklarından oluşuyordu 19yy ortalarında merkezi önce Çanakkale’ye sonra da Sakız’a nakledildi Kıbrıs da bu dönemde eyalete bağlı sancaktı

Cezayir-i Garb Ocağı : Cezayir ve çevresi Cezayir

Cihadiye : IIMahmud döneminde 3cülus yılında harp masraflarını çıkartmak maksadı ile tedavül ettirilen gümüş beş kuruş

Cihar-i Yar-i Güzin : Dört Halifenin (Ebubekir Ömer Osman Ali) Osmanlı paraları üzerindeki ortak ismi

Cülus : Arapça oturmak anlamındadırPadişahların tahta geçmesi anlamındadır

Cülus Bahşişi : Yeni padişahın tahta geçişi sebebi ile ulemayaaskere ve memura verilen bahşişStandart hale gelen ifade aynen şöyledir “kullarımın cümle bahşiş ve terakkileri makbulümdürverilsin” Bu olayı kanun haline getiren Fatih Sultan Mehmed’dir

Çekirdek : 08775 gram ağırlığında ölçü birimi

Çeşnici : Basılacak altın ve gümüş paranın ayarını tutturankontrol eden kişi

Çeyrek: Farsça Cihar (4) ve yek (1)(tavla oynayanlar bilirler)kelimesinden bozularak dörtte bir anlamında kullanılmıştır

Çil akçe/akça : Tam ayarında yeni basılmış para

Çürük akçe / zayıf akça/ Züyuf akçe : Ayarı düşük madeni para

Dame Mülkuhu: Mülkü daim olsun ülkesi hep yaşasın

Darbhane : Para basılan yer

Darbhane emini : Devlet darphanesinin sorumlusu

Darbhane-i Amire : Osmanlı Devlet darphanesinin resmi adı

Dar-ül Hilafe : Hilafetin kapısı anlamındadır İstanbul kast olunmaktadır

Dar-ül Hilafe altını : IIMahmud döneminde 2 kez basılan altın Surre altını da denirdi

Davud Yıldızı (Mührü Süleyman) : Bu günkü İsrail devleti bayrağında da yer alan iki üçgenden oluşan yıldız Bu motif ilk dönemlerindeki sikkelerden son dönem kağıt paralarının filigranlarına kadar Osmanlı paralarında yer almıştır
Denk : 08775 gram ağırlık birimi

Dersaadet : Istanbul'un diğer bir adı

Dımışk: Şam

Dinar: İlk İslam devletlerinin altın parasına verilen genel ad Latince denarius kelimesinden gelmedir

Dirhem : Okkanın dörtyüzde birine tekabül eden ölçü birimidir Osmanlı ekonomik hayatında aşağıdaki tabirlerle kullanılırdı :
”dirhem-i ceyyid” bozuk-karışık olmayan dirhemgümüş para
“dirhem-i halis”saf gümüşten ibaret olup başka bir maden ile karışık olmayan dirhem
“dirhem-i örfi” onaltı kırattan ibaret dirhem
“dirhem-i rayic” gerek ceyyid gerek züyuf olsun halk arasında alınıp verilen dirhem
“dirhem-i şer’i” ondört kırattan ibaret dirhem (zekatta mehirde diyette nisab-ı sirkatde muteber olan da bu dirhemdir)
Dirhemdaha çok Doğu AnadoluGüneydoğu Anadolu ve Arapça konuşulan Osmanlı topraklarında kullanılırdı Araplara da İran’dan geçen bu para birimi Osmanlı devleti tarafından ticari hayatın devamlılığının bozulmaması adına fethedilen bu topraklarda aynı tipde darbedilerek kullanılmaya devam etmiştir

Dirhemen Fıddıyyen Raicen Fi’l Vakt : Osmanlı hukuki belgelerinde günün geçer parası ile şu kadar gümüş dirhem manasında tabirdir

Duka : Osmanlıların Floransa’ya verdikleri isim

Duka/Düka altını : Osmanlı altını kıymetinde Venedik veya Floransa altını

Ebukelb / Esedi : Arslanlı Kuruş'a doğu anadolu'da verilen ad Kelb arapçada köpek demektir Paranın üzerindeki arslan köpeğe benzediğinden bu isimle anılmıştır (bkz
Zolta )

El Adil El kamil Ebul Lutf : Lutuf sahibiadil olanadalet dağıtan ve olgun

Esedi : Arslanlı guruş/kuruş Osmanlı topraklarında ticarette kullanılan üzerinde arslan resmi bulunan gümüş Hollanda parası 80 akçe kıymetindeydi

Eşrefi : Akkoyunlular devrinde kullanılan gümüş para 50 akçe kıymetindeydi

Eşrefi altın : Yavuz Sultan Selim Mısır’ı aldıktan sonra orada adına bastırdığı altın paraya Mısırlılar tarafından verilen isim

Fıdda: Gümüş anlamında olup zaman zaman Osmanlı paralarında tuğra altına yazılırdı (örnek Mahmud IITrablusgarb 1223/28 40 para)

Fındıkı / Fındık altını : IIIAhmed zamanında 23 ayar 34575 gram ağırlığında kesilen altın para Ağırlığına göre adlandırılırdı fındık birbuçuk fındık iki fındık gibi İlk adları Cedid zer-i İstanbul iken Mısır’da önce zincirli sonra fındık adıyla tanınmışlardır

Fi-i Miri : Devlet tarafından konulmuş fiyat

Filandire : Felemenk veya Hollanda’ya Osmanlılarca verilen isim

Filordin : Floransa’ya Osmanlılarca verilen isim

Filori / Filuri / Düka : Floransa’da XIyüzyıldan önce basılan üzerinde zambak resmi bulunan altın
paraAynı zamanda Osmanlı topraklarında tedavül eden yabancı memleketlere ait altınlara verilen genel isimdir

Firade : Darphanede kullanılan nizami ayarAltın için binde 916666 gümüş için binde 930’du

Firançe : Osmanlıların Fransa’ya verdikleri isim

Firenk : Önce Fransızlara sonra bütün Avrupalılara verilen isim

Fitil : Ağırlık ölçüsü002505541 gram

Frengistan : Avrupa’ya verilen isim

Garb Ocakları : TrablusgarbTunus ve Cezayir

Gazi: Halk dilinde "Hayriye" veya "Sandıklı" olarak bilinen IIMahmud'un tahta çıkışının 21 ve 22yıllanrında bastırılan altın Ön yüzünde ortada tuğra çevrede "Sultan- Selatin-i zaman" diğer yüzünde "duribe fi kostantiniye 1223" çevrede "Gazi Mahmud Han" yazısı vardır

Gresham Kanunu : Osmanlı'da tedavüldeki paralar ağırlıklarına göre değil adetlerine göre hesaplanırdı Bunla tedavüldeki aynı tip paraların maden ağırlığının kimseye ilave kazanç getirmesi engelleniyorduAksi halinde herkes elindeki ağır paralarını aynı kıymetde işlem görecek ancak maden olarak daha az kıymetde paralarla değiştirmek üzere darphaneye götürürdü ki buna da Gresham Kanunu denir

Habbe : 71 miligramlık ağırlık ölçüsü 2 arpa tanesi bir habbe sayılırdı

Hakan-ül bahreyni : Denizlerin sultanı

Halled Allahu mülkehu : Allah mülkünü devamlı kılsın

Hayriye altını : IIMahmud’un 21 ve 22cülus yılında çıkartılmış altın parasıdırtam yarım ve çeyrek olmak üzere üç çeşittir

Hicri sene (AH) : Peygamber Efendimizin Mekke’den Medine’ye hicretleri sebebi ile başlatılan müslüman takviminin yılı Hicri yıl günümüzde kullanılan yıldan 11 gün daha kısa olduğundan aylar durmadan yer değiştirir en belirgin örneği Ramazan ayının her sene 11 gün geriye gelmesidir

İbrahimi : Sultan İbrahim döneminde bastırılan 10’luk akçe

İrsaliye Akçesi : Mısır’dan her sene gelen padişahların cep harçlığı Bu para 17yüzyıl ortalarında 600000 altın civarındaydı

Kabe altını : Darülhilafe veya Surre altınının diğer bir adı

Kantar : Ağırlık ölçüsüdür44 okka veya 564444 kilograma eşittir

Karabeşlik : Karakuruş aksamından beş kuruş

Karakuruş : Mevcut ekonomik sıkıntıyı gidermek için IIMahmud'un 21cülus yılında akıl edilen bu dahiyane (!) buluş neticesidüşük ayarlı (%17 ila 22) gümüş ile para basılmışbu paralar halk tarafından kullanıldıkça yüksek bakır oranı sebebi ile kararmaya başlamış ve bu kuruşa karakuruş veya bu tip paralara (5 kr100 para40 para20 para10 para) karakuruş aksamı denmeye başlanmıştır

Kebir : Büyük

Kese : Madeni paranın konduğu deri veya bez torbaPara ölçüsü:II:Mehmed (Fatih)devrinde 1 kese 30000 akçeKanuni devrinde 20000 akçe olarak karşılık bulmuştur16yüzyıl sonlarında 1 kese 50000 akçe olarak hesaplanırdı

Kırkıcılık / Akçe kırkıcılığı : Özellikle yahudilerin sikke tağşişi dönemlerinde eski ağır akçelerin kenarlarını kırparak gümüşlerinden çalmaları olayı

Kıtmir : 002045415 gram

Kıyye : Okka’nın diğer adıdır400 dirhem karşılığıdır

Mangır : Akçenin dörtte biri değerinde bakır sikke Kelimenin Moğolca mungun/mongon’dan geldiğini biliyoruz Osmanlılarda renginden dolayı buna “kızıl mangır”dendiği gibihalk arasında da “pul” olarak da geçerİslam dünyasında mangır daha ziyade Osmanlı bakır sikkesi için kullanılır Osmanlı’da ilk mangırın Orhan Gazi zamanında darbettirildiği öne sürülürse de örneği görülmediğinden bu tesbit muallaktadır Kesin olan IMurad döneminde mangırın var olduğudur ki örnekleri de elimizdedir 1879 kararnamesi ile Sultan Abdülhamid Han döneminde tedavülden kaldırılmıştır

Maydın : Medini'nin diğer bir adıdır

Mecidiye : Adını Sultan Abdülmecid’den alan bu gümüş para devam eden padişahlarca da ayarı ve ağırlığı bozulmadan bastırılmış ve cumhuriyetin ilk yıllarına kadar tedavülde kalmıştırAltının beşte biri kıymetinde 20 kuruşluktu

Medini : Genelde Mısır Sudan ve Süveyş kıyılarındaki Osmanlı topraklarında kullanılan yaklaşık 2 akçe kıymetinde gümüş para birimi İsmail Galib "Medini" kelimesinin tarihçesinden bahsederken Halife Müeyyed zamaınında bastırılan paralar "Müeyyidi" dendiğini bunun zamanla değişrek önce "Midi" sonra da "Medini" şeklini aldığını anlatır Hammer 1568'de (976 AH) Venedik Düka'sının 41 Medini ile eş tutulduğunu aynı yıllarda bir Sultanii'nin 80-82 akçe ettiğini bundan hareketle bir Medini'nin 2 akçe kıymetinde olduğunu anlatır

Mehmed : Mim he mim dal şeklinde yazılan bu isim arapça Muhammed karşılığıdırTürk inanışı ile peygamber efendimizin adının taşınmasının zor olduğu ve Ona duyulan saygı sebebi ile türkçeleştirilmiş Mehmet şekline gelmiştir

Miskal : Birbuçuk dirhem veya 24 kırat ya da 481125 gram ağırlığında ölçü

Novaberde : Sırbistan'da Priştina'nın 14Km doğusunda bulunan Novaberde altın ve gümüş yatakları bakımından zengin bir ticaret merkezi idi Burası ilk defa IIMurad zamanında 1441'de (841 AH) Osmanlılar tarafından fethedilmişse de Segedin Muahedesi ile tekrar sırplara verilmişti 1455'de (859 AH) Osmanlı Hükümeti bir önceki başarısızlığını telafi etmek üzere tekrar sefere çıkmştır Fatih Sultan Mehmed'in şahsen idare ettiği bu seferde Kratova'ya gelindiğinde madenleri ile meşhur Novaberde'nin de alınmasına karar verilmiş 40 gün kadar süren kuşatmadan sonra şehir ele geçirilmiştir

Nuhas : Bakır anlamında olup zaman zaman Osmanlı paralarında tuğra altına yazılırdı örnek Mahmud IITrablusgarb 1223/28 mangır

Ordu-yu Hümayun : Sefer sırasında ordu ile birlikte hareket eden seyyar darphane

Osmani : Medini veya İkilik Akçe'nin diğer bir adı

Para : IVMurad devri ile basılmaya başlanan bir sikke birimi

Pe : Arap alfabesinde olmamasına rağmen Türk etkisi ile Farısiden alınan para/pare anlamındaki bu harf yine Mısır darblı madeni paralarımızda tuğranın altında bulunurdu solunda rakamı olurdu10p = 10 para gibi

Pul : Para’nın diğer bir adıdır

Sagir : Küçük

Sah : Hakikidirsahihtir manasına zaman zaman para veya evrakın üzerine vurulan kontrol damgasıdır

Sandıklı : Hayriye altınının diğer bir ismidir

Serbrenice : Bugün Bosna-Hersek'te bulunan Serbrenice darphanesi ve bugün tükenmiş olan gümüş madenleri ile meşhurdu Evliya Çelebi Serbrenice hakkında kısaca şu bilgileri veriyor : Serbrenice bulgarca ve sırpça gümüş manasına olup bu kalenin dağlarında dahi gümüş madeni bulunmakla bu isim verilmiştir (EVLİYA ÇELEBİ SEYAHATNAMESİ cilt-5)

Sikke Tağşişi : Akçenin ayar ve tartısını düşürmek

Sikke Tashihi : Sikke tağşişinin tam olarak tersinin padişah emri ile yapılması

Sikke Tecdidi : Tahta geçen padişah ilk olarak para bastırırselefine ait paranın da tedavülünü yasaklardıEski akçeler darphaneye döneryeniden işlenir bu sırada zaman zaman ağırlığı ile oynanırdüzenli olarak ağırlığı düşürülürdü Bu şekilde halk farkında olmadan gizlice vergilendirilirdi IIMehmed buna defalarca başvurmuş her defasında akçe ağırlığı bir buğday düşürülmüştür (1444 1451 1460 1475 1481)

Sultani : İlk kez Fatih (IIMehmed) döneminde bastırılmış yaklaşık 345 gram ağırlığında klasik Osmanlı altın parasıdır Diğer bir adı da “Altın”dır

Sultan-ül berreyni : Karaların sultanı

Surre altını : Osmanlı padişahlarınca her sene hac için surre alayları oluşturulur ve hacca giden bu kafile yolu üzerinde bulunan ihtiyaç sahiplerine para dağıtarak Mekke ve Medine'ye gider bu mübarek topraklarda yaşayan ve burayı ziyarete gelenlere yine para dağıtırdı Dönüşe geçmeden önce bir sonraki alayın gelişine kadar hasıl olacak ihtiyaçlar ve bakım onarım masrafları için de para bırakılırdı Bu iş için zaman zaman özel olarak para da basılmıştır (Dar-ül Hilafe altını)

Şahi : İran kaynaklı bu para birimiOsmanlı'nın Azerbaycan ve güneyindeki topraklarında tedavül etti Akçe karşılığı daha değerli ve itibarı daha yüksek olduğundan süratle yaygınlaştıİran'a komşu darphanelerde basımına izin verildi Bunlardan bazıları Bağdad Basra Haleb Amid ve Van'dır1513'de gümüş sikke olarak bir miskal 4608 gr ağırlığında yaklaşık 65 akçe değerindeydi IISelim Amid darphanesinde şahinin yerine selimi adıyla bir sikke kesilmesini emretti ise de şahinin de basımı sürdü 1583'de doğu darphanelerinde basılan ayarsız ve bozuk vezinli şahiler toplattırıldı1588/89'da Istanbul'da şahinin değeri 8 akçe olarak belirlendi

Ş(ın) : Arap alfabesindeki bu harf Mısır darblı Osmanlı madeni paralarında tuğranın altında kuruş yerine kullanılırdı bu harfin hemen solunda ise rakkam ise paranın değerini gösterirdi 100 ş = 100 kuruş gibi

Tashih-i Sikke : 1840 tarihinde paranın ayarına ve ağırlığına son şekli veren sikke düzenlemesi ile paraya getirilen standard şekli veren kanunname Fermanla ilan olunan bu standartlar Osmanlının sonuna kadar bozulmadan devam etmiş cumhuriyetimizde de bastırılan altın paralarda bu sistem aynı kalıplar revize edilerek sürdürülmüştür

Trablusşam : Bugünkü SuriyeLübnan ve İsrail’in bir bölümünü kapsayan Osmanlı eyaletidir

Terakki : Ücrete yapılan zam

Tuğra : Hükümdar işareti anlamındadır 3 tuğ ve imzadan oluşan bu işaret hem hükümdar için ayrıca düzenlenirdi Genelde paranın bir yüzüne basılırdı Bugün dilimizde kullandığımız yazı-tura ifadeside paranın bir yüzünün yazı diğer yüzünün tuğra olmasından kaynaklanır Paralarda ilk olarak Emir Süleyman akçelerinde görülür

Tutili Flori : Cenova Ceneviz altını

Usmani : Yemen bölgesinde kullanılan gümüş para birimi Diğer adı Bukşa'dır

Yaldız altını : Venedik dükasının diğer bir adı

Yarım Zolta : İki ikilik çift çifte anlamındadır Daha ziyade arapça konuşulan kuzey afrika topraklarında halk arasında bu tabir kullanılmıştır

Yasakçılar : Çarşı Pazar gezerek eski hükümdarlara ait paraların tedavülünü önleyen görevliler

Yük : İki keseden oluşan 40000 ila 100000 akçe arasında değeri değişen para ölçüsüdür

Zer-i Mahbub : IIMustafa tarafından ilk defa bastırılan tuğralı altın paraya Mısır’da verilen isimdirBu isim yayılarak Istanbul da dahil olmak üzere bütün Osmanlı topraklarında kullanılmıştır

Zevc : İki ikilik çift çifte anlamındadır Daha ziyade arapça konuşulan kuzey afrika topraklarında halk arasında bu tabir kullanılmıştır

Zolta / Zolota/Atik Zolta : Alman Taler’i örnek alınarak yapılan gümüş veya bilyon para birimiBu birim Osmanlı kuruşuna örnek olmuşturAlman Taler’i halk dilindeki adı ile Alman Talarisi Osmanlı topraklarında da tedavül etmiş15 taler bir düka veya Osmanlı altını sayılmıştırZolta son dönemlerinde 30 para kıymeti ile IAbdülhamid dönemi sonuna kadar tedavül etmiştirBelirgin özelliği tuğrasız olmasıdır
GURUŞ: Guruş ya da 40 para Osmanlı Devleti'nde ilk defa 1687 (hicri 1099) yılında sultan II Süleyman döneminde kullanılmıştır İçerdiği gümüş ayarı değişmek ile birlikte Osmanlı'da imparatorluğun sonuna kadar kullanılmıştır

KAİME :Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk banknotlar idari sosyal ve yasal reformların gündeme geldiği tanzimat döneminde tedavüle çıkarılmıştır Banknotlar bu dönemde esas olarak reformların finanse edilmesi amacıyla basılmıştır


İlk Osmanlı banknotları Abdülmecit tarafından 1840 yılında “ Kaime-ı Nakdiye-ı Mutebere ” adıyla bugünkü dille “Para Yerine Geçen Kağıt” bir anlamda para olmaktan çok faiz getirili borç senedi veya hazine bonosu niteliğinde olmak üzere çıkarılmıştır Bu paralar matbaa baskısı olmayıp elle yapılmış ve her birine de resmi mühür basılmıştır Kaimelerin zaman içerisinde taklidinin kolayca yapılması ve kağıt paraya olan güvenin azalması nedeniyle 1842 yılından itibaren matbaada bastırılmasına başlanarak el yapımı olanlarla değişimi sağlanmıştır Osmanlı İmparatorluğu’nda 1862 yılına kadar çeşitli şekil ve miktarlarda kaime ihraç edilmiştir


Osmanlı İmparatorluğu’nda 1856 yılında İngiliz sermayesi ile kurulan Osmanlı Bankası “Bank-ı Osmani” 1863 yılında Fransız ve İngiliz ortaklığında “Bank-ı Osmanii Şahane” adıyla bir devlet bankası niteliğini kazanmıştır Osmanlı İmparatorluğu’nun sık sık Avrupa piyasalarından borçlanmak zorunda kaldığı dönemlerde İngiltere ve Fransa devletten ziyade kendi idaresi altındaki bu bankaya güven duymuş ve mali ilişkilerini bu banka kanalıyla yürütmeyi tercih etmiştir


Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı Bankası’na hükümetin hiç bir biçimde kağıt para basmayacağı ve başka bir kuruma da bastırmayacağı taahhüdünde bulunarak 30 yıl süre ile kağıt para ihracı imtiyazını vermiştir Osmanlı Bankası ilk olarak 1863 yılında istendiğinde altına çevrilmek üzere Maliye Nezareti ve kendi mühürlerini taşıyan banknotları tedavüle çıkarmış 1863-1914 yılları arasında da çeşitli şekil ve miktarlarda banknot ihraç etmiştir


Yukarıda belirtilen taahhüt verilmekle birlikte Osmanlı yönetimi Osmanlı Bankası ile anlaşarak halk arasında "93 Harbi" olarak bilinen 1876-1877 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında savaş masraflarını karşılayabilmek amacıyla kaime ihraç etmiştir

EVRAK-I NAKDİYE : Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Bankası hükümetin avans ve banknot ihraç isteğini geri çevirmiştir Bu anlaşmazlık Banka’nın savaş döneminde banknot ihraç ayrıcalığını kullanmayacağını açıklaması üzerine giderilmiş ve Osmanlı yönetimi 1915 yılından itibaren altın ve Alman hazine bonolarını karşılık göstererek dört yıl boyunca yedi tertipte toplam 160 milyon liranın üzerinde banknot çıkarmıştır Bu banknotlar “evrak-ı nakdiye” adı altında Türkiye Cumhuriyeti’ne intikal etmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.