Sevebılme İhtımalı

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sevebılme İhtımalı



Herkes bilir ama olsun içimden geldi, daha önce yazıldı ise arkadaşımdan özürdilerim Anlayışınız için şimdiden teşekkürler




Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan

Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam

Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim

İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında

Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman

özlemeye başladım herkesi

Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra

Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı

Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı

Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,

solculuk oynamaya başladık

Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla

Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve

Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle

Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi

Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu

Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri

Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben

Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim

Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak

Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu

Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri

Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim

Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım

Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece

Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun

Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde

Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu

Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum


Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum


Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini

Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü

Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum

Muş ovasının yalancı maviliğini

Otobüs oluyordum bir süre

Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde

Otobüs oluyordum

Bir ülkeden bir iç ülkeye

Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum

Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin

Korkuyordum

Sonra iniyordum otobüsten

Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,

ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,

ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum

Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda

Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan

Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam

Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda

Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği

bir yol üstü lokantasında

Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan

Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında

Ben seninle herhangi bir insan elinin

terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim


Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!


YILMAZ ERDOĞAN

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.