08-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sürrealizm (Gerçeküstücülük) - Tanrıcılık (Deizm) - Tanrıtanımazlık (Ateizm)
Sürrealizm (Gerçeküstücülük)
Ruhsal özdevimle sanat yapma temeline dayanan çağdaş bir sanat akımı Birinci Dünya Savaşından sonra (1920'lerde) Fransa'da ortaya çıkan bu sanat akımı, savaşın getirdiği toplumsal bunalımları bilimsel olarak çözememekten doğan bir umutsuzlukla, tümüyle usa aykırıcı bir felsefesel düşünce temeline dayanır
Dadacılık, Freud’un erosalcılığı, Bergson'un sezgiciliği ve Husserl'in olaybilimi gibi çürük temeller üstünde yükselen gerçeküstücülük'ün kurucusu Fransız ozanı ve düşünürü Andre Breton'dur Gerçeküstücü düşünce, dünyayı saçmaya indirger; nitekim sonunda da Albert Camus'un saçmacılığını doğurmuştur
Alman düşünürü Husserl'in fenomenolojisinde olduğu gibi "kendimizi anlamak için doğadan değil doğayı anlamak için kendimizden yola çıkmalıyız" diyen Breton, salt ruhsal özdevim adını verdiği yöntemini şöyle anlatır; "Usun hiç bir denetine, hiç bir töresel ya da estetik tasaya bağlı olmaksızın, düşüncenin kendini olduğu gibi ortaya koyması için, düşüncenizin kendi üstüne kapanmasına en elverişli bir yerde oturun Önünüzde kağıt ve kalem bulunsun Bütün bilgilerinizden ve yeteneklerinizden sıyrılın (Husserl, fenomenolojisinde bunu bütün dünyalıları paranteze alın deyimiyle dilegetirir) Önceden bir konu düşünmeksizin, duraksamayarak ve yazdıklarınızı okuyup düzeltmeden, yapabildiğiniz kadar hızla yazın Sözcükleri, hiç bir düşünsel düzen katmadan, gelişigüzel art arda sıralayın Elde edeceğiniz yapıt, gerçeküstü bir yapıt olacaktır"
Breton, 1929 yılında yayımladığı ikinci bildirisinde de şöyle demektedir: "Ruhumuzun öyle bir yeri var ki, bu yerden bakınca, artık, yaşamla ölüm, geçmişle gelecek, gerçek ve tasarım, dilegetirilen ve dilegetirilemeyen, yukarı ve aşağı çelişik değildirler İste bu yer, gerçeküstü'dür" Toplumsal bunalımların bilimsel çözümünü gerçekleştiremeyen düşüncelerin varacakları sonuç da elbette bundan başka bir şey olamaz Usaaykırıcı sanat anlayışının amacı, Camus'nün deyişiyle saçmanın zevki'ni vermektir Çünkü, gene Camus'nün deyişiyle çevremizde saçmanın iklimi vardır
Çevremizde, bilimsellikten uzaklaşanların meydana getirdiği, saçmanın saçması bir iklim bulunduğu doğrudur Ne var ki sorun, bu iklimi överek ve ona uyarak değil, ona karşı çıkarak ve onunla savaşarak çözülebilir Gerçek şu ki saçmadan alınan zevkle ancak saçmalanır ve bu da kısa bir süre sonra, gerçeküstücülük gibi, yitip gider Ardında da hiç bir iz bırakmaz
Tanrıcılık (Deizm)
Evreni yaratan ve yöneten, vahiy yoluyla insanlara buyruklar veren bir tanrının varlığına inanma Tanrıcılık deyimi, usu ve iradesi olan kişisel bir tanrının varlığını ileri sürmekle neden-tanrıcılık ya da yaradancılık (Deizm), tanrıtanımazlık (Ateizm) ve kamutanrıcılık ya da doğatanrıcılık (Panteizm) deyimlerine karşıttır
Bağnaz dinsel bir felsefe öğretisidir Bilimi yadsır Tanrıya insansal duygular yükleyen biçimine kişisel tanrıcılık, tanrıyı tüm nesnelerin nedeni sayan biçimine ussal tanrıcılık denir
Tanrıtanımazlık (Ateizm)
Tanrıyı yok sayan öğretilerin genel adı Tanrıtanımazlık (ateizm), tanrıyı kesin olarak ve açıkça yok saymaktır Örneğin, tanrıların politik hesaplarla halkı sömürmek için ileri sürülmüş uydurmalardan başka bir şey olmadıklarını söyleyen antikçağ Yunan düşünürlerinden bilgici (sofist) Prodikos gerçek bir tanrıtanımazdır
Antikçağ Yunan düşüncesinde Kirene okulundan Evhemeros'un öğretisi (Evhemerizm) de tanrıtanımaz bir öğretidir Evhemeros'a göre tanrılar, zamanla halkın gözünde büyütülmüş ve tanrılaştırılmış insanlardır Tanrıtanımazlık, tanrının varlığını dinsel anlayışa uygun olmayan aykırı düşüncelerle belirtenlere de yakıştırılmıştır
Bu anlamda Descartes, Spinoza, kamutanrıcılar ve doğatanrıcılar tanrıtanımaz sayılmışlardır Gerçekte bu öğretiler tanrıtanır öğretilerdir, çünkü tanrıyı su ya da bu biçimde düşleseler bile sonuç olarak tanrı düşüncesinde birleşirler
|
|
|