|  | Ali Şiir Nevai |  | 
|  08-23-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Ali Şiir NevaiAli Şir Nevai (Ali Şîr Nevâî) -------------------------------------------------------------------------------- Türklüğün Çağatay sahasında bilgin ve devlet adamı  1441’de Herat’ta doğdu  Timur Hanın meliklerinden Sultan Ebu Said’in vezirlerinden olan babası Kiçkine Bahşi, Ali Şir Nevai’nin terbiye ve eğitimine çok önem verdi  Sultan Hüseyin Baykara ile mektepte ders arkadaşıydı  İkisinden hangisi devlet idaresine geçerse, diğerini unutmamak üzere aralarında sözleşmişlerdi  Ali Şir, bir müddet Horasan’da, sonra da Semerkant’ta tahsil ile meşgul oldu  Bir hayli zaman sonra, Hüseyin Baykara Herat’ta tahta geçti  Verdiği sözü yerine getirmek için Ali Şir’i arattırdı  Semerkant’ta olduğunu öğrendi  Maveraünnehir meliki Ahmed Mirza’ya yazarak Ali Şir’in kendisine gönderilmesini istedi  Ali Şir, Sultan Ahmed’in yardımıyla Herat’a geldi  Hüseyin Baykara tarafından yakın ilgi ile karşılanarak önce mühürdarlığa, sonra da vezirliğe tayin edildi  Ali Şir, boş vakitlerini kitab okuma, inceleme ve araştırma yapmakla geçirdi  Bu sebepten çevresi alimler ve edipler cemiyeti haline gelmiş idi  Edip ve şairler ile bütün ilim, sanat, hüner sahiplerine yardım ederdi  Böylece maarif ve sanayinin gelişmesine yardımcı oldu  Sultan Hüseyin kendisini çok severdi  Hatta, Herat’ta bulunmadığı zamanlar, yerine Ali Şir vekalet eder, onun namına fermanlar çıkarırdı  Bir müddet sonra siyasetten usanıp, istifa etmek istemiş ise de Sultan razı olmamış, ısrarı üzerine Esterabad valiliğine tayin etmiş idi  Ali Şir Nevai orada da çok durmayıp vazifeden ayrılarak kendisini ilim ve sanata verdi (1490)  Sultan ona daima ihsanlarda bulunurdu  Şehzadeler de Ali Şir’in meclisinden eksik olmazlardı  1501 (H  906) yılında vefat etti  Mezarı Herat’tadır  Ali Şir Nevai, devlet ve siyaset adamlığı yanında her şeyden önce bir şair ve alimdi  O devirde örnek gösterilen İran edebiyatını Türk geleneklerine uygun hale getirmeye çalıştı  Türkçe'ye büyük hizmetlerde bulundu  Ayrıca güzel sanatların hemen hepsi ile meşgul olmuş; hattat, nakkaş ve benzeri sanatçıları korumuştur  Ali Şir, tarih, edebiyat ve lisanda söz sahibi idi  Türkçe ve Farsça şiir yazmasının yanında Arapça’yı pek iyi öğrenmişti  Şiirlerini Türkçe ve Farisi yazdığı için Züllisaneyn (iki dil sahibi) ismiyle tanınır  Meşhur alim Molla Cami onunla şiir sohbetleri yapardı  Molla Cami, İran insanının yetişip aydınlanması için eser yazarken, Ali Şir Nevai de ona paralel olarak Türk insanının yetişmesi için çalıştı  Gerçekte her iki edebiyatçı ve alim de, inanç ve fikir yönünden aynı şeylere yer vermişlerdir  Ali Şir Nevai, Kaşgarlı Mahmud’dan sonra Türk diline hizmet eden en büyük Türk edebiyatçısıdır  Muhakemet-ül-Lugateyn (iki dilin muhakemesi) adlı eserinde Türkçe ile Farsça'yı karşılaştırmış ve birçok yerlerde Türkçe'nin üstünlüğünü göstermiştir  Bu eserini Türkçe'yi bırakıp, Farsça'yı üstün görenleri uyarmak için yazmıştır  Kendisinden sonra gelen birçok şairi etkilemiş, ona nazire yapan, onun görüşlerini savunan pek çok şair görülmüştür  Türkçe şiirlerinde Nevai, Farisi şiirlerinde Fani mahlasını kullanmıştır  Hayrat ve iyilikleri de çok olup, bir çok medreseler ve binalar yaptırmıştır  Büyük bir kütüphanesi olup, bu kütüphaneden pek çok kişi istifade etmiştir  Eserleri: Ali Şir Nevai’nin dördü Türkçe, biri Farsça olmak üzere beş divanı vardır  Türkçe divanlarının genel adı Hazain-ül-Maani’dir  Türkçe divanlar, sırasıyla; 1) Garaib-üs-Sıgar: Çocukluğunda yazmış olduğu şiirlerden meydana gelmiştir  2) Nevadir-üş-Şebab: Gençliğinde yazdığı şiirleri ihtiva etmektedir  3) Bedayi-ül-Vasat: Olgunluk devresine ait şiirleri bu eserde toplamıştır  4) Fevaid-ül-Kiber: Yaşlılığında söylemiş olduğu şiirlere ayrılmıştır  Ali Şir Nevai’nin diğer eserleri şunlardır: 1) Hayret-ül-Ebrar: İslam ahlakı, tasavvuf, iman, adalet, doğruluk, ilim, cehalet, yiğitlik, edeb gibi konular üzerine yazılmış, manzum makale ve hikayelerden müteşekkil bir mesnevidir  2) Ferhad ve Şirin  3) Leyla ve Mecnun: Nevai’nin üçüncü mesnevisidir  Bu mesnevi, Nizami’nin ve Hüsrev-i Dehlevi’nin izinde yazılmış olmakla beraber, olayların psikolojisi, tasviri ve sosyal hayat içinde işleyişi bakımından tamamiyle orijinal, milli ve mahalli bir eser görünüşündedir  Hikayede şahısların ve olayların tasviri, kelimelerle yapılan bir tablo halinde, adeta Orta Asya hayatını ortaya sermektedir  4) Seb’a-i Seyyare: Bu mesnevi, meşhur Sasani Hükümdarı Behram-ı Gur’un hikayesidir  Daha çocukken babası tarafından Medain’den çıkarılan ve babasının ölümünden sonra çıkan taht kavgaları arasında, bir ordu ile Medain’e gelerek hükümdar olan Behram-ı Gur’un yaptığı savaşlar, av maceraları bu mesnevinin mevzuunu teşkil etmektedir  5) Sedd-i İskenderi: Bu mesnevi, Zülkarneyn aleyhisselamın hayatını, fetihlerini, kahramanlıklarını ve adaletini anlatan bir İskendernamedir  Beş mesnevisinden meydana gelen Hamse’si ile Türk edebiyatında ilk hamse yazan da Ali Şir Nevai’dir  6) Lisan-üt-Tayr: Büyük alim Feridüddin-i Attar’ın Mantık-ut-Tayr’ına nazire olarak yazılmış, 3500 beytten meydana gelen tasavvufi bir eserdir  7) Muhakemet-ül-Lügateyn, 8) Mecalis-ün-Nefais: Bu eser, Türk edebiyatında ilk defa Ali Şir Nevai tarafından yazılan bir şairler tezkeresidir ve pek çok şair tarafından örnek alınmıştır  9) Mizan-ül-Evzan: Türkçe olup, bu eserde, Orta Asya Türk nazım şekilleri hakkında bilgiler ve örnekler verilmektedir  10) Nesaim-ül-Mehabbe: Orta Asya’da yaşayan velilerin hayat ve menkıbelerini anlatan bir Tezkiret-ül-Evliya’dır  Tasavvufun Türkler arasında nasıl karşılandığı, büyük velilerin Türklerden nasıl saygı ve sevgi gördüğü, Türk tasavvufu hakkında bilgiler veren bu eserde, özellikle halk psikolojisi bakımından önemli çizgiler vardır  11) Nazm-ül-Cevahir (Türkçe), 12) Hamset-ül-Mütehayyirin, 13) Tuhfet-ül-Müluk (Farisi), 14) Münşeat (Türkçe), 15) Sirac-ül-Müslimin, 16) Tarih-ül-Enbiya (Türkçe), 17) Mahbub-ül-Kulub fil-Ahlak, 18) Seyf-ül-Hadi ve Rekabet-ül-Münadi | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |