Mustafa Kemal’Le 1000 Gün

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mustafa Kemal’Le 1000 Gün



KİTABIN ÖZETİ :

Atatürk mükemmel bir insan, dahi bir komutan ve siyaset adamı ve yüzyılımızın en büyük beyinlerinden biriydi Bu kitap Mustafa Kemal'in evlilik yıllarını ve Latife Hanım’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki yerini anlatmak için yazılmıştır Genel olarak 1922-1925 yıları arasında geçen olayları kapsamaktadır

Kitap sadece evlilik ve onunla ilgili konuları anlatıyormuş gibi gözükse de aslında bu 3 yıllık dönemin tarihi gerçeklerine de değinmekte ve bu evliliğin yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ne ne gibi etkileri olduğunu da göstermektedir

Latife Hanım (1898-1975) Mustafa Kemal’in eşi, İzmir’in tanınmış ailelerinden Uşakizade (sonra Uşaklıgil) Muammer Bey’in kızıdır; İzmir Lisesi’ni bitirdikten sonra Paris Sorbone Üniversitesi’ne hukuk öğrenimi için gitmiştir Bir yıl sonra Londra’ya giderek İngilizce çalıştıktan sonra yine Paris’e dönmüştür

Büyük Taarruz başarıyla gerçekleştirilmiş İzmir'e ulaşılmıştı Mustafa Kemal; artık muzaffer bir Komutan ve Anadolu’nun kurtarıcısı olarak görülüyordu İzmir'deki ilk günlerinde, yoğun bir programı olmasına rağmen biraz da zorlamayla Latife Hanımla tanıştı ve karargahını onun evine taşıma davetini aldı Önceleri buna hiç sıcak bakmazken, zorunluluklar onu bu yöne sevk etmişti Gerek tanışmalarını sağlayan olay ve gerekse Beyaz evde (Latife Hanımın babasının Köşkü) geçen 20 gün, Mustafa KEMAL ve Latife Hanım üzerinde derin etkiler bıraktı

Mustafa KEMAL, bir yandan işleri ile uğraşırken diğer yandan annesi Zübeyde Hanım, Fikriye hanım ve Latife Hanım’ların üçgeninde bulunuyordu Çünkü Fikriye Hanım’ı incitmek istemiyor, annesinin onayını alma gereğini duyuyordu ve Latife Hanımdan da vazgeçemiyordu Bu zaman zarfında Mustafa Kemal bir yandan yabancı gazetecilerle görüşüyor, diğer yandan da Mudanya Konferansı ile ilgili çalışmalar yapıyordu

Bu arada Fikriye Hanım, tedavi için Avrupa’ya gönderildi Mustafa Kemal’in annesi de sağlığı açısından faydalı olacağı bahanesiyle İzmir’e gönderildi ve Latife Hanımla tanıştırıldı Fakat Zübeyde Hanım, Latife Hanımı çeşitli sebeplerden dolayı pek beğenmedi ve bunu açıkça belli etti

Lozan Konferansı sonrasında Mustafa KEMAL; kararsızlık içersindeydi Tam bu sırada İzmir’den acı bir haber geldi ve Zübeyde Hanım’ın vefat ettiğini, öğrendi Mustafa Kemal bazı sebeplerden dolayı cenazeye katılamadı Fakat kısa bir süre sonra İzmir'e geri döndü Önce annesine olan vefasını gösterdikten sonra son kararını verdi ve Latife hanımla o günün şartlarına pek uymayan, ancak onun gelecekte yapacağı yeniliklere gösterge olacak bir törenle evlendi

Latife Hanım, artık yeni, modern ve medeni Türk kadınının simgesi olmalıydı Ancak Latife Hanımın evlenirken hesaba katmadığı daha doğrusu kendisine verilen tüm öğütlere karşın görmezden geldiği gerçekler, yavaş yavaş ortaya çıkmakta gecikmedi

Latife Hanım; Ankara’da bulundukları sürede Mustafa Kemal’in yoğun işleri nedeniyle oldukça sıkıntılı günler geçirdi Hayatının yarısını Avrupa’da geçirmiş olan biri için Ankara o zamanlar bir köyden farksızdı Çankaya Köşkü ise o günlerde bir bağ evi gibiydi Ata’ya göre ise Ankara, milli mücadelenin başladığı yer ve geleceğin başkenti olarak gelişecek bir şehirdi

Her gün yeni bir gelişme oluyordu Bu arada Latife Hanım TBMM’ye giren ilk Türk kadını olma unvanını aldı Ancak Latife Hanım yavaş yavaş Mustafa Kemal'in gözünde ikinci planda kalmaya başladığını hissetti ve buna dayanamıyordu Latife Hanım, Mustafa Kemal'in sadece ona değil, tüm Türk Milletine ait olduğunu kavrayamıyor ve bunu anlamak da istemiyordu Yeni seçimler, Cumhuriyetin ilanı, Mustafa Kemal'in Cumhurbaşkanı olması derken Latife Hanım gittikçe geçimsizleşiyor ve bu konuda çeşitli dedikodulara sebep oluyordu Latife Hanım artık Mustafa Kemal'in arkadaşlarını da kendisine bir rakip olarak görüyor ve O’nu arkadaşları ile paylaşmak istemiyordu

Bu sırada Mustafa Kemal, ilk kalp spazmını geçirdi ve buna bağlı olarak Latife Hanım’ın Ata’ya içki içmeme konusundaki baskıları arttı Fikriye Hanım ise , bu evliliği Avrupa’da iken öğrendi ve bunun üzerine acele yurda döndü Daha sonra ise herkes tarafından bilindiği gibi Çankaya Köşkü’nde intihar etti

Gün geçtikçe Latife Hanım daha kızgın, dengesiz ve kıskanç bir hal alıyordu Mustafa Kemal’in derdi sadece bu değildi O, tüm Türkiye Cumhuriyeti’nin derdi ile uğraşırken doğal olarak eşine çok fazla zaman ayıramıyordu Artık yavaş yavaş çeşitli şekillerde Latife Hanımı ikaz ediyordu Ayrılık konusunda imalarda bulunuyordu Bir yurt gezisi esnasında Latife Hanımın hareketleri çekilmez bir hal almıştı Atatürk böyle zor ve karmaşık bir özel hayat yüzünden asli görevi olan Devlet işlerini aksatmaya meydan vermek istemiyordu Bunun sonucunda 05 AĞUSTOS 1925’te Latife Hanımla olan evliliğini bitirdi

Latife Hanım, bundan sonra büyük bir şok geçirdi ve İzmir’de babasının evine kapandı Daha sonra yavaş yavaş kendisini toparladı ve ailesinin ısrarı ile Avrupa’ya gidip tedavi oldu Ancak hayatının sonuna kadar yaptığı işten pişmanlık duydu Çünkü suçun kendisinde olduğuna inanıyordu Daha sonra İstanbul'a dönüp yerleşti ve hayatının bundan sonraki bölümünü sessiz ve üzüntü içinde bir bekleyişle geçirdi Ayrılıktan sonra evliliği ve eşi hakkında konuşmayı yada yazmayı kesinlikle kabul etmedi Latife Hanım 13 TEMMUZ 1975'te İstanbul’da vefat ederek Edirnekapı Şehitliğindeki ebedi istirahatgahına çekildi

Türk kadınlarının, çağdaş dünya kadınları düzeyine ulaşması yolunda Mustafa Kemal tarafından başlatılan harekette, eşine açıklayıcı ve aydınlatıcı yardımları asla unutulmayacak olan Latife Hanımın Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı eşi olarak da tarihimizde önemli bir yeri vardır

Sonuç olarak yazar; Mustafa Kemal’in üç yıllık evlilik dönemini incelediği bu kitabında özel hayatı ve işi arasında yaşadığı zorlukları ele almış ve neticede Fikriye Hanım’ın intiharı, Latife Hanımın boşandıktan sonra içine düştüğü bunalım, Mustafa Kemal’in üç yıl boyunca şu veya bu şekilde enerjisini ve düşüncelerini ikiye bölmek zorunda kalması ve evliliği süresince yaşadığı sorunların çeşitli dedikodulara sebep olması ve bu durumun Cumhuriyeti ve Ata’yı yıpratması sonucuna ulaşmıştır Tarihi olayları ve anekdotları bir roman havası içerisinde ilişkilendirerek tarihe yeni bir boyuttan bakılmasını sağlamıştır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.