Japonca |
08-22-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
JaponcaBugün tek biçimli bir dil olan modern Japonca eski klasik yazı diliyle modern konuşma dilinin uzlaşması sonucunda ortaya çıktı Çince telaffuzunun Japonca'ya benzemesi yüzünden, önceleri yazı dilinde Çin dilleri Çin harfleri kullanıldı ve yazı dili konuşma dilinden farklı bir evrim geçirdi; Çin üslubunun etkisinde kalan bu yazı, daha sonra hece işaretleri (kana) biçiminde sadeleştirildi Bugün Japonca, düşey sütunlar halinde sağdan sola doğru yazılır ve bu yazı Çin harfleriyle kana'nın bir karışımıdır; kana'dan her biri kırk yedi sesten meydana gelen iki heceleme kitabı kalmıştır; resmen kullanılan ideogramların sayısı ise 2050'ye yükseldi Japonca'da çok sayıda ünlü vardır; sadeleşmiş konuşma dili ses bakımından ahenklidir; ama konuşma uzarsa bir tek düzelik duygusu uyandırabilir Yerli kelimeler daima açık hecelerle biter; Japoncaya aykırı düşmeyen n ile biten yabancı kelimeler dışında başka dillerden aktarılan kelimelerin son heceleri açıktır Çin harflerinden sonra Japoncaya birçok Çince kelimenin girmesi, orijinal çoğalma gücünden (oluşturucu sonekler, bileşim, çiftleme) hiç bir şey kaybetmeyen kelime hazinesini aşırı derecede doldurdu Çin harfleri birçok biçimde okunabilir; mümkün okuma biçimleri arasında bütün durumları tek tek belirlemek için eski biçimin alınması (goon) veya yeniden gözden geçirilmesi (kanon) veyahut yeniden tercümesiyle (kun) elde edilen Çin-Japon okumalarından birini seçmede son sözü kullanım söyledi; işte dilin en büyük güçlüklerinden biri de budur Morfoloji bakımından iki büyük kelime kategorisi vardır; bunlardan bazıları değişir, ötekiler değişmez (isimler bu kategoridendir) Değişken kelimelerin, az çok genişlemiş olan köklerine sonekler katılır; bu kökler bir kiplik, bir görünüş veya bir sözdizimi görevini tek başlarına belirtebilir Değişmez kısa parçacıklar olan eklentiler, halleri veya cümle içinde kelimeler arasındaki ilişkileri anlatır Dil şahsı veya çoğulu belirtmez, ama kelime hazinesi bir eksikliği giderir ve çoğunlukla şahıslar kullanım kibarlığının derecesiyle belirtilir Sözdiziminde, belirleyenin belirlenenden önce gelmesi, yüklemin daima sonda cümle sonunda yer alması gibi altay dil öbeğinde de görülen bazı kurallara rastlanır Japoncanın dünyadaki öbür diller ya da dil aileleri ile akrabalığı konusunda şimdiye kadar pek çok teori ileri sürülmüştür Shiro Hattori'nin de vaktiyle belirtmiş olduğu gibi, Japonca hemen hemen dünyada konuşulan bütün dillerle karşılaştırılmıştır Japoncanın soyca akraba olduğu ileri sürülen diller arasında Aynu, Bir şeyin, bir değişim ve gelişimler dizisi, derece derece gerçekleşen bir değişme süreci içinde, daha kompleks, daha farklı bir organizma ya da organizasyona doğru gelişmesi, dönüşmesi Bir şeyin potansiyelinin belli bir sonuç, hedef ya da amaç yönünde gelişmesi De*ğişme ya da oluş türlerinden biri olarak, ağır ağır, yavaş yavaş, farkına bile varılmadan gerçekleşen değişim Eskimo ve Aleut dilleri ile Çince, Burma dili, Tibetçe, Mon-Hmer dili, Korece, Korece, Kore yarım adasında ve komşu Yanbian özerk bölgesinde (Çin) yaygın olarak kullanılan bir dildir ve hem Kuzey Kore hem de Güney Kore'nin resmi dilidir Ural dilleri, Altay dilleri, Malay-Polinezya dilleri, Farsça, Grekçe, İrce ya da İrlanda dili, Baskça ve Sümerce gibi birbirinden farklı pek çok dil ve dil ailesi bulunur Son olarak da Japoncanın Güney Hindistan'da konuşulan Dravid dillerinden biri olan Tamilce ile akraba olduğu teorisi ortaya atılmıştır Bu teoriler içinde en eskisi Japonca ile Ural-Altay dilleri arasında soyca akrabalık bulunduğunu ileri süren teoridir Japonca ile Ural-Altay dilleri adı verilen diller arasında akrabalık olduğu görüşünü ilk ileri süren kişinin HJ Klaproth (1923) olduğu söylenir Oysa aynı görüş, 1832'de, yani Klaproth'tan aşağı yukarı yüz yıl önce, Siebold tarafından ileri sürülmüştü Bununla birlikte, bu görüş, 1857'de Anton Boiler'in yapıtı yayımlanıncaya kadar kimsenin dikkatini çekmemiştir Böylece, Boiler Japoncanın Ural ve Altay dilleri ile soyca akraba olduğunu açıkça ileri süren ilk bilgin sayılır Bununla birlikte, Boiler'in yapıtı ileri sürdüğü akrabalığı kanıtlamaktan uzaktı Ayrıca, bu bilgin Japoncayı yalnız Altay dilleri Ural dilleri ile de karşılaştırmıştı Ural ve altay dillerinin soyca akraba olduğunu varsayan kuramın doğru olmadığı anlaşılıp bu kuram bir yana bırakıldığı için Boiler'in yapıtında ileri sürdüğü eşitlemelerin bugün için pek bilimsel değeri yoktur Boiler'in teorisini destekleyen Avrupalı bilginler arasında Grunzel, Winkler ve Pröhle'nin adları anılmaya değer 1895'te Altay dillerinin karşılaştırmalı bir gramerini yazan Grunzel, Fin-Ugur, yani Ural dillerinin Altay dilleri adı altında toplanan dillerden ayrılması kanısında idi O, Japoncayı ikinci gruba, yani Altay grubuna giren bir dil sayıyordu Grunzel yapıtında birçok Japonca-Altayca eşitlemeler önermiştir ama onun bu karşılaştırmaları yanlışlarla doludur Sonuç olarak, bugün bunların hiçbir bilimsel değeri yoktur diyebiliriz Öte yandan Winkler (1884), Japoncanın Fin-Ugur, yani Ural dilleri ile akraba olduğu görüşünü savunmuştur Onun yapıtlarından birinin adı da zaten Finnisch-Ugrisch und Japanisch idi (1909) Fakat Winkler, sözcüğün gerçek anlamı ile bir karşılaştırmacı değildi Bu nedenle de seslerin ve sözcüklerin tarihine pek aldırış etmemiş, yalnız innerer Sprachbau (iç yapı) adını verdiği şeyle, yani Japonca ile Ural dilleri arasındaki yapısal benzerliklerle yetinmiştir Ancak, bilindiği gibi, yalnızca yapısal benzerlikler iki dilin soyca akraba olduğunu kanıtlamaya yetmez Uzmanlık alanı Türkçe olan Pröhle de aynı teoriyi desteklemiştir (1916-1917) Pröhle, Japonca dil malzemesini kullanma konusunda Boiler'den daha başarılı olmuşsa da, Japonca-Türkçe sözcük kıyaslamalarında aynı başarıyı gösterememiştir Yapıtının başlığından beklenenin tersine, Pröhle Japoncayı Ural-Altay dilleri ile değil, yalnızca Ural dilleri ile karşılaştırmıştır Sonuç olarak, onun kökenbilim denemelerinin pek azı sağlam ve inandırıcı sayılabilir Bu arada, Japonca ile Ural-Altay dilleri arasında soyca bir akrabalık olduğunu savunan teoriyi Japonya'da da destekleyen bilginler çıkmıştır Meici dönemi (1868-1912) süresince, Japonca, başlıca Ramstedt'in daha sonra bir Altay dili olduğunu ileri sürdüğü Korece ile karşılaştırılmıştır Japonca ile Korecenin akrabalığını savunan yapıtlar arasında şunlar anılmağa değer: W G Aston'un "A Comparative Study of the Japanese and Korean Languages", Shiratori Kurakichi'nin "Nippon no kogo to chosengo tono hikaku" (Eski Japonca ile Korecenin Karşılaştırmalı İncelemesi) ve Kanazawa Shozaburo'nun The Common Origin of the Japanese and Korean Language (Tokyo 1910) adlı yapıtları Meici döneminde, Japoncanın dünya dilleri arasındaki yeri sorununu ilk kez ortaya koyan Katsuki Fujioka olmuştur Fujioka, Japoncanın her şeyden önce Ural-Altay dilleri ile akrabalığı tezinin ileri sürülmesi gerektiği, çünkü Japonca ile bu diller arasında birçok ortak özellik bulunduğu görüşünde idi Ona göre Ural-Altay dillerinin kendine özgü ayırdedici özellikleri şunlardır: 1-Sözbaşında ünsüz gruplarının bulunmaması, 2-Sözbaşında /r/ ünsüzünün bulunmaması, 3-Ünlü uyumunun bulunması, 4-Adlarda belirlilik-belirsizlik edatlarının bulunmaması, 5-Dilsel cinsiyetin bulunmaması, 6-Bükün yerine bitişkenliğin bulunması, 7-Eylem eklerinin bolluğu, 8-Adılların Hint-Avrupa dillerindekinden farklı biçimde çekimi, 9-Öntakılar yerine sontakıların bulunması, 10-"Malik olmak" anlamında bir eylemin bulunmaması, 11-Sıfatların karşılaştırma biçimlerinin çıkma durumu eki ile oluşturulması, 12-Soru edatlarının azlığı, 13-Bağlaçların azlığı, 14-Belirticilerin belirtilenlerden, nesnenin de eylemden önce gelmesi Ural-Altay dillerinin bu ortak özelliklerine dikkati çeken Fujioka, Japoncada bu özelliklerin hepsinin bulunduğu ve bunlardan yalnızca birinin, ünlü uyumunun, bulunmadığı sonucuna varmıştır Bununla birlikte Fujioka, bugünkü Japoncada bulunmayan ünlü uyumunun Eski Japoncada bulunabileceğini de gözardı etmemiştir Bir yıl sonra Hashimoto Shinkinchi, Man'yo kana'yı, yani Man'yo dönemi yazı sistemini inceleyerek, Eski Japoncada, çok sınırlı da olsa, ünlü uyumu bulunduğunu kanıtlarla ortaya koymuşlardır Bu önemli buluşlarla Japoncanın Korece ve Altay dilleri ile akrabalığı olasılığı daha da artmıştı Bununla birlikte burada, ünlü uyumunun Eski Japoncada çok sınırlı olduğu ve eklerin ünlü uyumu dışında kaldığı gerçeği de vurgulanmalıdır Bundan başka, Hattori Shiro'nun da haklı olarak belirtmiş olduğu gibi, ünlü uyumu yalnızca yapısal bir özelliktir ve bu nedenle de dillerin akrabalığı için kesin bir kanıt sayılamaz Altay dilleri teorisinin kurucusu olan Ramstedt, Japoncanın Altay dilleri ile akrabalığı konusundaki düşüncelerini açıklarken oldukça ihtiyatlı davranmıştır "A Comparison of the Altaic Languages with Japanese" (Altay dillerinin Japonca ile Karşılaştırılması) adlı yazısında (1924), Ramstedt yalnızca Japoncayı Altay dilleri ile karşılaştırırken uyulması gereken ilkeleri belirtmekle yetinmiş ve pek az sözcük eşitlemesi yapmıştır: Jap kata "yarım" = Mo kaita(sun) ay = Tung kalta ay Jap kataki "katı" sözcüğündeki kata- = Mo katagu ay = Tung kata ay = Trk katıg, katı ay Fakat Ramstedt, Japoncanın tarihi ile ilgili ikinci yazısında bir düzine kadar, Japonca-Altayca eşitleme önermiştir: Jap hata-ke "tarla" = Ko pat ay = Mo atar ay = Trk atız ay Jap ha < pa "diş" = Ko pal "azı dişi" = Tung(Nanay) paloa ay (bunlara ayrıca Mo araga < arıga "azı dişi" ve Trk azıg ay örneklerini de ekleyebiliriz) Jap hi < pi = po "ateş" = Ko pıl, pul ay = Mo ör "alev" = Trk ört "alev, ateş" = Tung huri-, huli- "ısınmak", vb Ramstedt, bir yandan Korece ile Altayca arasında, öte yandan da Korece ile Japonca arasında bir akrabalık olduğu kanısına varmıştı O şöyle demişti: "Japon dili, eğer Altay dilleri ile akraba ise, bu onun Türkçe, Moğolca ya da Tunguzca ile doğrudan akraba olduğu anlamına gelmez Japonca Proto-Altaycanın, yani Ana Altay dilinin, en eski kaynağı olan dil ile akraba olabilir" Japoncanın Altay dilleri ile akrabalığı konusunda şüpheci bir davranış içinde olan Ramstedt'in Japoncanın Malay-Polinezya dilleri arasında akraba olabileceği yolundaki görüş karşısında aynı şüpheci davranışı göstermemiş olması ilginçtir Ramstedt Japonca'nın Malay-Polinezya dilleri ile akrabalığı teorisine kesin olarak karşı çıkmıştır A-Şahıs Zamirleri Watashi: Ben Watashi-tachi: Biz Anata: Sen Anata gata : Siz Kare: O (Erkek) Kare-ra : Onlar Kanojo: O (Bayan) Aşağıdaki zamirlere de rastlayabilirsiniz: Ware : Ben Boku: Ben (erkekler kullanır) Kimi: Sen (erkekler kullanır) Warera: Biz Wareware: Biz B-İşaret Zamirleri Kore: Bu (Konuşmacıya yakın) Sore: Şu (Dinleyiciye yakın) Are : O (Her ikisine uzak) İşaret sıfatları işaret zamirlerinden farklıdır: Kono (bu), Sono (şu), Ano (o) 2-は Wa edatı Japonca cümlelerde özneden hemen sonra gelir ve cümlenin konusunu belirleyici- dir Türkçe karşılığı yoktur Yazıda Hiragana ha ile gösterilir 3- Desu eylemi Japonca Desu, Türkçe "-yım, -sın, -dır, -yız, -sınız, -dırlar" eklerinin karşılığı gibidir Özne + wa + ad/sıfat + desu 私はトルコ人です。 Watashi wa Toruko-jin desu Ben Türk'üm Olumsuz cümlede desu yerine ではありません 'dewa arimasen' veya じゃありません 'ja arimasen' kullanılır 私は学生ではありません。 Watashi wa gakusei dewa arimasen 私は学生じゃありません。 Watashi wa gakusei ja arimasen Ben öğrenci değilim Geçmiş zamanda ise でした 'deshita' kullanılır Türkçe "idim, idin, idi, idik, idiniz, idiler" gibi bir anlamı vardır 私は先生でした。 Watashi wa sensei deshita Ben öğretmendim Geçmiş zamanda olumsuz cümlelerde ではありませんでした 'dewa arimasen deshita' veya じゃありませんでした 'ja arimasen deshita' şeklindeki yapı kullanılır 私は先生ではありませんでした。 Watashi wa sensei dewa arimasen deshita 私は先生じゃありませんでした。 Watashi wa sensei ja arimasen deshita Ben öğretmen değildim 4-Edatlar Japonca'da Türkçe'deki isim çekim eklerine benzer fonksiyonda kullanılan edat- ların başlıcaları şunlardır: へ e : -a, -e, -ya, -ye に ni: -a, -e, -ya, -ye; -da, -de, -ta, -te で de: -da, -de, -ta, -te の no: -(n)ın, -(n)in, -(n)un, -(n)ün を o : Nesneyi belirtir Türkçe -ı, -i, -yı, -yi ekine yakındır が ga: yalın hali belirtme takısı から kara: -den, -dan, -ten, -tan より yori: -den, -dan, -ten, -tan (kıyas) の他に no hoka ni: -den başka 以来 irai: -den beri の為に no tame ni: -den dolayı の前に no mae ni: -den önce の前で no mae de: -den önce の方へ no hoo e: -e doğru によれば ni yoreba: -e göre 迄 made: -e kadar の代わり no kawari ni: -in yerine 無しで nashi de: -sız, -siz, -suz, -süz の下に no shita ni: -in altına; -in altında の間に no aida ni: -in arasında, -in aralarında の後に no ato ni: -in ardından の後ろに no ushiro ni: -in arkasında 周り no mawari ni: -in etrafında Doko e : Nereye Toruko de: Türkiye'de Koko ni : Buraya; burada Anata o aishite-imasu Seni seviyorum vs Watashi no: Benim Anata no : Senin Kare no : Onun Kanojo no : Onun vs ka: Sorularda kullanılan edattır Kullanılış şekli soru işareti gibidir Yani her cümlenin sonunda bulunur Fiillerde kibar biçimde de bu böyledir Ancak arkadaşlar arasında kullanılan günlük konuşma dilinde, fiilden sonra no desu ka şeklindeki yapı kullanılır Anata wa Nihon-jin desu ka Siz Japon musunuz Kare wa kimasu ka O gelir mi O gelecek mi Anata wa itsu kita no desu ka Sen ne zaman geldin 5-Fiiller Japonca fiillerin şu şekilleri bulunur: A-Sözlük biçimi: Fiilin sözlüklerde bulunan biçimidir Arkadaşlar arasında kullanılan günlük konuşma dilinde geniş ve gelecek zamanı ifade eder: Watashi wa kuru Ben gelirim Ben geleceğim Sözlük biçimine koto, mono ve hito getirilerek isim-fiil yapılır: kurasu-koto: yaşamak, nakunaru-mono: kaybolan, kurasu-hito: yaşayan Buradaki mono bir nesne için, hito ise bir insan için kullanılır B-nai biçimi: Arkadaşlar arasında kullanılan günlük konuşma dilinde, geniş ve gelecek zamanın olumsuz şeklidir: Watashi wa konai Ben gelmem Ben gelmeyeceğim Arkadaşlar arasında kullanılan günlük konuşma dilinde, olumsuz emir şekli olarak nai biçimi + de kullanılır: ikanai! gitme! C-ta biçimi: Arkadaşlar arasında kullanılan günlük konuşma dilinde geçmiş zaman şeklidir Watashi wa itta Ben gittim D-masu biçimi: Kibar dilde geniş ve gelecek zaman şeklidir Watashi wa kimasu Ben gelirim Ben geleceğim E-masen biçimi: masu biçiminin olumsuzudur Watashi wa kimasen Ben gelmem Ben gelmeyeceğim Kibar dilde geçmiş zaman olumsuzda masen biçimi + deshita kullanılır Watashi wa kimasen deshita Ben gelmedim F-mashita biçimi: Kibar dilde geçmiş zaman biçimidir Watashi wa kimashita Ben geldim G-te biçimi: Emirlerde kullanılır itte! git! Emir şekline kudasai getirilerek kibarlaştırılır Kibar dilde şimdiki zaman olumlu şekli için te biçimi + imasu, olumsuz şekli için ise te biçimi + imasen kullanılır Watashi wa itte imasu Ben gidiyorum Watashi wa itte imasen Ben gitmiyorum Fiillerin başka şekilleri de vardır Aşağıda iku gitmek fiilinin çeşitli şekilleri bulunmaktadır: ikanai: gitmez- (samimi) ikanakatta: gitmedi- (samimi) ikanai de! : gitme! (samimi) ikanai de kudasai!: gitmeyin! (kibar) ikanakereba naranai: gitmek zorunda- (samimi) ikanakereba narimasen: gitmek zorunda- (kibar) ikanakereba nakute (mo) ii (desu): gitmek zorunda değil- ikimasu: gider- (kibar) ikimasen: gitmez- (kibar) ikimashita: gitti- (kibar) ikimasen deshita: gitmedi- (kibar) ikimashoo: gidelim ikitai: gitmek istiyor- ikitaku nai: gitmek istemiyor- (samimi) ikitaku arimasen: gitmek istemiyor- (kibar) ikitakatta: gitmek istedi- ikitaku nakatta: gitmek istemedi- (samimi) ikitaku arimasen deshita: gitmek istemedi- (kibar) iki nagara: giderek iku: gider- (samimi) iku rashii: gidermiş- iku soo desu: gidermiş- iku deshoo: gidecek- iku koto: gitmek, gitme(si) iku koto ga dekiru: gidebilir- (yeterlilik-samimi) iku koto ga dekimasu: gidebilir- (yeterlilik-kibar) iku kamo shirenai: gidebilir- (ihtimal-samimi) iku kamo shiremasen: gidebilir- (ihtimal-kibar) iku ni chigai nai: gitse gerek (samimi) iku toki: giderken iku hito: giden (kişi) iku ni chigai arimasen: gitse gerek (kibar) iku hoo ga ii (desu): gitmek daha iyi iku hazu datta: gidecekti- (samimi) iku hazu deshita: gidecekti- (kibar) iku ya inaya: gider gitmez iku to: gidince iku tame ni: gitmek için iku mae ni: gitmeden önce iku naraba: giderse- itta rashii: gitmiş- itta soo desu: gitmiş- itta toki: gittiği zaman itta naraba naa!: keşke gitse! itta ra naa!: keşke gitse! itta naraba yokatta noni!: keşke gitseydin(iz)! itta ra yokatta noni!: keşke gitseydin(iz)! itta naraba yokatta naa!: keşke gitseydim/gitseydik! itta ra yokatta naa!: keşke gitseydim/gitseydik! itte!: git! (samimi) itte kudasai!: gidin! (kibar) itte kudasaimasen ka: gider misin(iz) (rica) itte: gidip itte wa naranai: gitmemeli- (samimi) itte wa narimasen: gitmemeli- (kibar) itte mo ii desu ka: gidebilir miyim (müsaade) itte mo ii desu: gidebilirsin (müsaade) itte wa ikaga desu ka: gider misin(iz) (önerme) itte mo: gitsin, gitse de ike! git! (kaba) ikuna! gitme! (kaba) Dış Kaynaklar http://wwwjaponcacjbnet japoncacjbnet |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|