|  | Mantıksal Pozitivizm |  | 
|  08-21-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Mantıksal PozitivizmMantıksal Pozitivizm, sadece matematiğin totolojilerinin veya empirik bilimin, yani deneyle bilgiye ulaşan bilimlerin sentetik ifadelerinin anlamlı ifadeler olduğunu öne süren ve deneyle doğrulanamayan önermeleri gerçek bilgi içermeyen metafizik yargılar olarak gören felsefi doktrin   Mantıksal pozitivizme göre, bilimsel olmayan bütün ifadeler, mesela ahlak veya dinin önermeleri, anlamsız söz kümeleridir  ==Felsefi konum== Mantıksal pozitivizm, 19  yüzyıl sonlarında belirginleşen  pozitivizmin yeniden değerlendirilerek devam ettirilmesidir  Sonradan etkisi kaybolmakla birlikte Genel olarak, modern bilimi temele alan, ona uygun düşen ve batıl inançları, metafizik ve dini, insanlığın iler*lemesini engelleyen bilim öncesi düşünce tarzları ya da formları olarak gören dünya görüşü  20  yüzyıl felsefesinde çok etkili olmuş, bilim ve felsefe eksenli tartışmalarda belirleyici bir koum elde etmiştir  Pozitivizm, bilindiği gibi deneyci (ampirist) bilgi anlayışını temel alan, deney ve gözleme dayalı olgulardan hareketle bilginin kaynağını ve geçerliliğini kabul eden bir yaklaşım biçimidir  Bilginin kaynağı duyu verileri olmakla kalmaz, aynı zamanda bu duyu verilerinden kalkarak tümevarımsal bir yöntemle ulaşılan genellemelerle de yasa'lar oluşur  Ve bu yasalar pozitivist düşüncede, belirli bir olay ve olgunun açıklanabilmesi için gerekli olan yasalardır  Bilgi dış-dünya kaynaklıdır ve bu anlamda dış-gerçekliğe tabidir; buna göre bilgi ile gerçeklik arasında bir tekabüliyet ilişkisi vardır  Mantıksal pozitivizme gelindiğinde 20  yüzyıl felsefesi, 19  yüzyıl sonlarından başlayıp günümüze kadar gelen ve devam eden düşünce geleneklerini ve felsefi akımları kapsar  Her çağın felsefesinin kendi toplumsal, kültürel ve siyasal koşullarıyla etkileşimli olması gibi, 20  yüzyıl felsefesi de kendi siyasal ve toplumsal gelişmelerinden etkilenmiştir  dil ve Dil, insanlar arasında iletişimi sağlayan sesli ya da yazılı simgeler sistemi  Dil simgelerine "gösterge" adı verilir  Bu göstergeler, saymaca bir nitelik taşır; anlamlan doğal bir bağlantıdan kaynaklanmayıp toplumsal bir anlaşmadan, bireyler arasında üstü kapalı bir uzlaşmadan doğar  Bu tanıma göre dil, yalnızca insan toplumlarında bulunan bir yetenektir  Hayvan türleri de sesler ve beden hareketlerinin yardımıyla birbirleriyle iletişim kurar, hatta birçokları bir noktaya kadar insan dil mantık alanlarının öne çıktığı görülür  Mantıksal pozitivizm bu anlamda pozitivizmin bilim/bilimsellik iddialı felsefi statüsünü devam ettirir; felsefenin deney dışı kalan niteliğini yadsıyarak, metafizik ilan ederek kendilerine göre felsefeyi doğru bir temel oturtma iddiasındadırlar  Bilim ve felsefe ikiye ayrı bölüm olarak ele alınır ve felsefenin görevi ''dil'' olarak belirlenir  Buna göre felsefe dil çözümlemeleriyle sınırlı kalmalı, onlara dayanarak olguları dile getirdiğimiz ''önermeler'' üzerine ve bu önermelerin dilsel  bağlamları üzerine açıklama yapmakla görevlidir  Bu görüş özellikle Wittgenstein mantıksal pozitivist sayıldığı yaklaşımda belirgin olarak görülür  Mantıksal pozitivizm, bunlardan hareketle, ikili bir görevi yerine getirmeyi üstlenir; birincisi, dünyanın bilimsel kavranışında ''metafizik ögelerin ve teolojik unsurların kuramsal olarak arındırılması'' ve ikincisi felsefeye ''bilimsel bir nitelik'' kazandırılması   Felsefi tezleri Mantıksal pozitivizmin temel fesefi sorununu ya da konumunu Mantık doğru düşünmenin bilimidir  Doğru düşünmenin kurallarını koyan normatif bir bilimdir   Mantık, düşüncenin doğru ve yanlış olduğunu ortaya koymakta yardımcı bir bilimdir  İnsanın doğru düşünmesini düzenlemeye çalışır  Bunun için birçok prensipler ve çeşitli araştırma usulleri tesbit edip kanun şekline koyar   anlam ve anlamsızlık meselesi bağlamında ileri sürmek mümkündür  Buna göre anlamlı önermeler dogrulanabilirlikleriyle belirlenen önermelerdir  Doğrulama denilen kavram bu filozoflar için temel önemdedir, çünkü bir dilsel ifadenin doğru olup olmadığı ve buna bağlı olarak anlamlı olup olmadığının belirlenmesi bu doğrulama işlemiyle belirlenmektedir  Bir anlamda bu düşünce akımının öncüsü sayılan Schlick, bir önermenin anlamının onun dogrulama yöntemi olduğunu belirtir  Doğrulamada öncelikli olan ise duyusal veriler, yani  deney ve Alm  Versuch (m)- Experiment (n), Fr  Experience epreuve (f), essai (m), İng  Experiment  1) Herhangi bir maddenin özellikle ticâret malının birleşiminin anlaşılması, saflık derecesinin tesbit edilmesi, bozulma veya hile durumlarının meydana çıkarılması için yapılan analiz  Meselâ yemek yağının serbest asit muhteviyâtının ne mertebede olduğunun bulunması için yapılan iyot indisi deneyi gibi  gözlemle elde edilen verilerdir  Böylece mantıkçı pozitivistlere göre, doğrulanabilir olmayan her her şey ''anlamsızdır'', yani Gözlem Alm  Beabochtung, Fr  Observation, İng  Observation  Araştırmada veri ve bilgi toplama metodlarından biri  Öteki bilgi toplama metodları anket ve deneydir  Diğer metodlarla birlikte de kullanılabilen ve anket metoduna nazaran daha objektif olabilen gözlem metodunda araştırma konusu olan kişiler, birimler, nesneler ve olaylar hakkındaki bilgiler, hiçbir müdahalede bulunmadan, sadece gözlem yapmak suretiyle toplanır   Gözlem metodunda gözlemler göz metafiziktir  Anlamsız önermeler iki türlüdür; birinciler cümle yapısı itibariyle düzgün olmalarına rağmen anlamsız olanlardır ( mutlak,  hiçlik,  koşulsuz olan,  gerçekte olan gibi kullanıldığı cümlelerin yapısı doğru fakat anlamca doğrulanabilir olmayan önermeler)  İkinci türdekiler ise cümle kuruluşları itibariyle anlamsız olanlardır (kuşlar sebzedir gibi tümceler)  Metafizik olarak belirtilen ve yadsınan önermeler asıl olarak birinci tür önermelerdir  Bunlar ''sözde-sorunlardır'', çünkü anlamsızdırlar, deney ve gözlem alanının dışında kalırlar  Mantıksal pozitivizm,   sentetik önermeleri ve  mantıksal önermeleri kabul eder, ancak felsefenin görevini metafizik önermeleri cözümlemek olarak belirtir  Felsefeden ''metafizik arındırmalı'' ve ''dünyanın bilimsel kavranışı'' ortaya konulmalıdır  Mantıksal pozitivizmin felsefi tezleri bu iki temel yaklaşım üzerinden geliştirilmektedir  ''Dünyanın bilimsel kavranışı'' yaklaşımınında ikili niteliği vardır; yukarda söylenenlere bağlı olarak bunlar, ilkin bilginin temelinde ''gözlem ve deneye dayalı olguların bulunması'' ve ikinci olarak da ''kesin bir mantıksal çözümleme'' ile meydana gelmesidir  Bilimsel etkinlik, bu noktada, deneysel verileri mantıksal analiz yoluyla çözümlemek ve ortaya koymaktır   Eleştiriler Mantıksal pozitivizm, öncelikle bilgi konusunda empirik felsefenin aldığı eleştirileri alır  Deney ve gözlemlerin kuram-dışı, her tür kavramın başlangıç noktası olarak alınması, bazı deney-dışı teorik kavramların ele alınmasıyla empirizmin bir dogması olarak eleştirilmiştir ve bu mantıksal pozitivizmi ya da empirizmi de içine alır  Lenin,  Ampriokritisizm olarak adlandırarak Mach'a ve onun geliştirdiği ''duyumculuk'' anlayışına itiraz eder;  diyalektik materyalizm anlayışını doğrulama çabası içinde ortaya konulan bu itiraz, genel çercevesi bakımından tartışmalı argümalarla yürütülmüş olsa da Lenin'in bu geleneğin ilk eleştiricilerinden biri saymak gerekir  Öte yandan bilim felsefecisi  Karl Popper, bir zamanlar mantıksal pozitivizmin içindeki isimlerden biri olarak anılmış olmakla birlikte, ve ayrıca halen geliştirdiği bilim görüşünün pozitivist düşünceyle ilişkisi tartışılır olmakla birlikte, temel ilkeyi, yani bilginin temelindeki  doğrulanabilirlik ilkesinin dışında başka bir yol ortaya koymuş, buna karşı  yanlışlanabilirlik ilkesini formüle etmiştir  Yine  bilim felsefesi içinde  Thomas Kuhn bilimsel etkinliğin tarihselliğini ve kuram-yüklü niteliğini ortaya koyarak saf deney ve gözlem eksenli bilim anlayışının kırılmasında önemli bir alan oluşturmuştur  Paul Feyerabend ise gözlem ve deneyin sanıldığı kadar saf olamadıklarını hem kuramsal hem tarihsel örnekleriyle ortaya koymuş, yanlışlanabilirlik ilkesine rağmen pozitivist bilgi anlayışı içinde duran hocası Popper'i eleştirmiştir  Feyarebend,  bilimsel bulgu denilen şeylerin kendi başına herhangi bilgiye ayrıcalıklı bir kuramsal statü kazandırmadığını, bilimsel yöntemin tek ve biricik yöntem olarak kutsanmasının olanaksız olduğunu öne sürmüştür  Willard Van Orman Quine'ın empirizme yönelttiği  analitik önermeler ile  sentetik önermlerin ayrımı konusundaki eleştiri de ayrıca mantıksal pozitivistler için geçerlidir  Yapısalcılık ve  Postyapısalcılık felsefeleri ise empirizmi, pozitivizmi ve dolayısıyla mantıksal pozitivizmi bir bütün olarak kabul edilemez yaklaşımlar olarak eleştirmişlerdir  | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |