| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| enstitüleri, enstitülerinin, kapatılması, köy | 
|  | Köy Enstitüleri Köy Enstitülerinin Kapatılması |  | 
|  08-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Köy Enstitüleri Köy Enstitülerinin KapatılmasıKöy Enstitülerinin kapatılması 2  Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru 1945 yılında Sovyetler Birliği lideri Stalin'in Türkiye'den Kars, Artvin ve Ardahan'ı ve Boğazlarda askeri üs istemesi üzerine, Milli Şef de ABD'den askeri destek istemişti  Bu desteği vermeye hazır olduğunu belirten ABD, Truman Doktrini ile yardıma başlamıştı ama karşılığında Türkiye'de serbest seçimlere dayanan demokrasi düzeninin yerleştirilmesini ve Milli Şeflik, "5 yıllık kalkınma planları" ve "Köy Enstitüleri"leri gibi Sovyet taklidi uygulamaların kaldırılmasını talep etti  [16] Fakat İsmet İnönü bu duruma şiddetle karşı çıkmıştır  1946 yılında Adnan Menderes'in başını çektiği milletvekillerinin muhalefetiyle okulların müfredatında ve yapılanmasında, okulların kuruluş amaçlarından uzaklaşan değişiklikler yapıldı  Yapısı değiştirilen okullar Menderesin iktidarının ilk yıllarında daha önceleri sıkı sıkıya bağlı olduğu "iş için iş içinde eğitim" ilkesinden uzaklaştırıldı  Önceleri yaratıcılığın ön plana çıktığı eğitim anlayışının yerine giderek geleneksel, ezberci eğitimin yerleştiği öğretmen okullarına dönüştürülmüş ve 1954'te Adnan Menderes tarafından tamamen kapatılmıştır  [17][18][19] Cumhuriyet Halk Partisi içinden Köylüyü topraklandırma Yasasına karşı çıkan bir kesim milletvekili Demokrat Partiyi kurdu  Bu parlamenterler içinde Atatürk Devrimlerine karşı olup tek parti diktatörlüğünde bu düşüncelerini açığa vuramayanlar olduğu, Atatürk devrimlerine muhalefet hisleri besleyen ancak bu karşıtlıklarını ortaya koymaya cesaret edemeyen siyasi ve toplumsal yapının bir karşı devrim atağı başlatarak Köy Enstitülerinin kapatılmasını sağladığı iddia edilmiştir  [20] Hasanoğlan Köy Enstitüsü eski müdürü Rauf İnan ve Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Köy Enstitülerinin kapatılmasının Atatürk Devrimleri karşıtlarınca başlatılan bir Karşı Devrim hareketi olduğunu söylemişlerdi  1945 yılında Köy Enstitüleri hakkında komünistlerin, dinsizlerin yetiştiği fuhuş yuvaları olduğu söylenerek saldırı kampanyaları başlatılmıştı  Parlamentoda bütçe görüşmelerinde milletvekili Emin Sazak'ın Köylere giden enstitü mezunları kendilerini birer Atatürk zannediyorlar demesi üzerine Hasan Ali Yücel, Bu çocukların her birinin birer Atatürk olması temenni edilir şeklinde cevap vermişti  [21] [22][23] Köy Enstitülerine yöneltilen ve kapatılmaları ile sonuçlanan belli başlı eleştiriler birkaç ana başlık altında toplanabilir  Enstitülerde öğrenciler tek tip üniforma giyiyordu ve enstitü müdürü bile buna uyup aynı üniformayı giyiyordu  Öğrenciler bizzat yönetime katılıyorlardı  Bu ve benzeri sebepler ile enstitülere komünistlik suçlamaları yapılıyor arada bir ihbar mektuplarını dikkate alan polisin baskınlarına uğruyordu  Kız öğrencilerin erkek öğrenciler ile karma eğitim görmesi sonu gelmez dedikodulara neden oluyordu  Genç ve sağlıklı köylüler kendi köylerindeki okul ve enstitü inşaatlarına yardım etmekte zorunluydu  Bu zorlamalar köylülere angarya olarak geliyordu    [24] Köylere atanan öğretmenler yörenin toprak ağalarıyla sorunlar yaşıyorlardı  Bu geçimsizlikler köy öğretmenlerinin toprak ağalarının seçtirdiği milletvekillerine şikayet olarak ulaşıyordu  Bu durum toprak sahiplerinin durmaksızın Ankara'ya baskı yapmalarına neden oluyordu  Halk arasında yayılan bir kısmı kasıtlı söylentiler de etkili olmuştu  İvriz Köy Enstitüsü'nden M  Ali Eren (1911-2001) "Düşünceler ve Anılar II"[25] adlı eserinde şunları aktarmaktadır : «   bir gün sabaha doğru tan yeri ağarırken, okul bekçisinin "Mehmet Ali Bey, Mehmet Ali Bey" diye bağırdığını duydum  "Kalk, hemşerilerin geldi  " dedi  O sırada okulda daimi elektrik yoktu  Bir motordan sağlanan elektrik gece yarısı kesiliyordu  Kapıyı açtım: Önde aksakallı bir erkek ve arkasında 7 kadın vardı  Hepsi birden ağlıyorlardı  "Hoş geldiniz hemşeriler" dedim  Onlar sızlanmalarını daha da hızlandırıp, hüngür hüngür ağlamaya başladılar  Neden sonra sakinleşen hemşeriler, dün akşam bir haber aldıklarını, enstitüde okuyan 20 Beyağıl'lı kızın okuldan kaçtıklarını, onunun İvriz Çayı'nda boğulduğu, onunun da kaybolduğu haberini aldıklarını söylediler  Onlara, "Çocuklarınız yatakhanelerinde mışıl mışıl uyuyorlar, hiçbir şeyleri yok  " dediysem de, benim sözüme inanmadılar  Mecburen giyindim  Kurallara göre kız yatakhanelerine erkek öğretmenler giremez, yalnızca bayan öğretmenler girerdi  Bu nedenle onları yanıma alarak, bayan kimya öğretmeninin yanına gittim  Öğretmeni uyandırdım  Bu velileri kız yatakhanesinin önüne kadar götürmesini ve çocuklarını uyandırarak, bu velilere gösterdikten sonra, tekrar yatırmasını istedim  Söylediklerim yapıldı  Veliler rahat bir nefes aldılar  Ama zamanla veliler, çocuklarını birer ikişer okuldan kaçırdılar    » Kaynak : Wikipedia | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |