|  | İ. Dünya Savaşı Savaşın Nedenleri |  | 
|  08-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   İ. Dünya Savaşı Savaşın NedenleriSavaşın Nedenleri Siyasi Nedenler Avrupa'da 16  yy'da yaşanan Katolik-Protestan ayrışmasıyla, Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu'na bağlı Prenslikler, farklı taraflarda savaşmışlar, tarihte Otuz Yıl Savaşları (1618-1648) olarak bilinen bu savaş da Vestfalya Antlaşması'yla sona ermiştir  Savaş sonucunda, bugün bile Avrupa Birliği'nin kökenini oluşturan Kutsal Roma Germen İmparatorluğu birliği dağılmıştır  Savaşın sonunda Fransa'nın güçlenmesi, tam aksine Kutsal Roma Germen İmparatorluğu'nun ve Habsburg Hanedanı'nın zayıflaması sözkonusudur  Bu sonuç Almanya için 19  yy'a kadar sürecek bir zayıflık dönemine ve yine bu tarihlere kadar birliğini kuramamasına neden olmuştur  Sanayi Devrimi ve Sömürgecilik hareketlerinde de bu olay etkisini göstermiş ve İngiltere,Fransa sömürgecilik alanında hızla güçlenirken Almanya'nın bu alanda geri kalmasına neden olmuştur  1815'te yapılan Viyana Kongresi ile Avrupa'ya ve geniş anlamda dünyaya yeni bir statü getirilmiş ve buna göre güçler dengesi kurulmuştur  Kırım Savaşı'nda(1853-1856) bu dengelerin Rusya lehine değişmesine engel olmak için, Haçlı Seferleri'nden sonraki en önemli ittifakla, Avrupa Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu ile birlikte Ruslara karşı savaşmıştır  Yenilgiye uğrayan Ruslar,etkisi 1917 Ekim Devrimi'ne kadar sürecek siyasi ve ekonomik dalgalanmaların etksine gireceklerdir  Yine bu savaşın sonunda, İtalya Birliği'ne gidecek yollar da açılmıştır  1870 Sedan Savaşı ile Almanya ve İtalya'nın birliklerini kurmaları, bunların büyük devletler olarak devletler arası ilişkilerde yer almak için girişimlerde bulunmaları, Viyana Kongresi statükosunu ve güçler dengesini büyük ölçüde değiştirmişti  Bundan sonrası ise yeniden bir dengenin kurulması girişimlerine, o da Avrupa'da yeni blokların ortaya çıkmasına ve bunların birbirleriyle çatışmasına yol açmıştır  Bloklar arasındaki gerginlik de karşılıklı *****lanmaya yol açmıştır  Bu da *****lı barış dönemini ortaya çıkarmıştır  Bu dönemde bloklar ve devletler arası ilişkilerde çok yönlü gelişen çatışmalar gerginliği daha da arttırmış ve devletleri bir savaşın eşiğine getirmiştir  Bu genel çerçeve içinde I  Dünya Savaşı'nın nedenleri çeşitli ekonomik, siyasi, askeri gelişmelere dayanmaktadır  Bunlara büyük devletlerin çıkar hesaplarını da eklemek gerekir  Özelikle Prusyanın Avusturyayı yenip Alman birliğini sağladıktan sonra yeni ortaya çıkan Alman Kralığının elinde önemli sömürgeleri olmamasına rağmen dönemin süper gücü İngiliz İmparatorluğu'na karşı koyabilecek hatta onu geçebilecek bir sanayi insan gücü ve teknolojı haline gelmesi ve bunun basta İngiltere ve Fransa tarafından engellenmek istemesi başlıca çekişme kaynağıdır  Ekonomik Nedenler Sanayi Devrimi ve Sömürgecilik sonucunda ekonomik pozisyonlarını güçlendiren İngiltere ve Fransa, karşı taraftaki Almanya ve İtalya gibi ülkelerden ekonomik olarak çok ilerideydi  Almanya ve İtalya, siyasi birliklerini oluşturduktan sonra, 1914'e kadar olan süreçte aradaki farkı kapatmaya çalışmışlardır  İngitere ve Fransa'nın ekonomik hakimiyet alanlarını korumak, Almanya'nın ise bu alanları ele geçirmek niyeti savaşın başlıca ekonomik nedenlerindendir  Bu, sömürgeler, deniz yollarının hakimiyeti, uluslarası ticaret imtiyazları gibi ana başlıklarda değerlendirilebilir  Öte yandan 19  YY sonlarından itibaren kullanılmaya başlayan ve neredeyse 20  yy'a damgasını vuran petrol yataklarının mülkiyeti de savaşın temel ekonomik nedenlerindendir  Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyeti altındaki Ortadoğu Petrol varlığı,19  yy sonlarında özellikle İngilizler tarafından,çeşitli gizli/açık yöntemlerle tesbit edilmişti  İngiltere, petrol siyasetini, 1900'lerde tüm stratejilerinin birinci sırasına koymuştu  Diğer bir konuda Rus İmparatorluğu'nun ekonomik durumudur  Rusya,19  yy'ın sonlarında 20  yy'ın başlarında toplumsal dalgalanmanın en fazla görüldüğü ülkedir  Toplumun en büyük kesimini oluşturan köylü sınıfı ve o büyüklükte olmasa da etkin bir işçi sınıfı 1905 Devrimi ile 1917 Ekim Devrimi'ne giden yolu açmıştı  Toplumsal dalgalanmalar ekonomik açıdan Rus İmparatorluğu ve Çarlık Rejimi için tehlike oluşturuyordu  Rus Yönetimi bu dalgalanmaları engellemek için siyasi ve ekonomik güç kazanmak zorundaydı  Ülkelerin Stratejileri İngiltere 1  Elizabeth'in uzun ve başarılı saltanatında(1558-1603) İskoçya'da İngiliz etkisinde farklılık görülmeye başlandı  İngiltere'deki Tudor hanedanıyla, İskoçya'daki Stuart hanedanı arasındaki evlenmeler, iki geleneksel düşmanı birbirine yaklaştırdı  İskoçya Kralı 1  James İngiltere kralı oldu  1707 yılında iki krallığı birleştiren bir antlaşma imzalandı  Bu tarihten sonra Büyük Britanya tarihi başlar  1642-1651 yılları arasında gerçekleşen İngiltere İç Savaşı sonucunda krallık devrildi  Bunun yerine önce parlamento idaresinde (1649-1653) sonra da Oliver Cromwell iktidarında (1653-1659) kısa süren bir cumhuriyet kuruldu  Cromwell'in ölümünün ardından parlamento iç karışıklıkları önlemek için sürgündeki kral 2  Charles'ı krallığı yeniden kurmak üzere İngiltere'ye davet etti  18  ve 19  yüzyıllarda İngiltere, büyük bir sanayi devleti ve sömürge gücü haline gelen Britanya İmparatorluğu'nun merkezi konumundaydı  19  yüzyılın başlarında Avustralya, Kanada, Hindistan, Afrika'da bazı devletler, Antil Adaları ve Hong Kong gibi dünyanın büyük bir kısmına yayılan dev bir sömürge imparatorluğu kurulmuştu  Kraliçe Victoria (1837-1901) zamanında İngiltere dünyanın en büyük gücü durumuna geldi  1877'de Hindistan sömürgeleştirildi  1882'de Mısır ele geçirildi  İngiltere 1900'lere gelindiğinde dünyanın en büyük gücü konumundaydı  Bu gücü sömürgeler, deniz yolları hakimiyeti, küresel şirketler aracılığıyla, askeri ve siyasi anlamda da sağlamayı başabilmiştir  1871'ten itibaren Alman İmparatorluğu'nu kendi etkinliğine karşı en önemli tehdit olarak algılamıştır  Çünkü güçlü bir Almanya İngitere için en büyük tehdit olacaktır  Fransa ile sürdüğü ortaklıkta(özellikle Kırım Savaşı bir örnektir  ), Fransa'nın da 1871 yenilgisinden itibaren Alman İmparatorluğu'na karşı olan düşmanlığı belirleyici nokta olmuştur  Yine aynı şekilde Rusya ile 1  Dünya Savaşı öncesinde temin ettiği ittifak da, Balkanlar ve Doğu Avrupa'da Rusya'nın Pan-Slavizm Politikası ile Almanya'nın Pan-Germen Politikası karşıtlığı temeline oturmuştu  İngiltere,bir ada ülkesi olması nedeniyle,savunma stratejisini Hollanda ve Belçika'nın Almanya'ya karşı dirençli olması esasına dayandırmaktaydı  Alman İmparatorluğu'nun İngiltere için gerek ekonomik gerekse de siyasi tehdit haline gelmesi İngiltere için tartışmasız bir savaş nedeniydi  Aynı zamanda, sömürgelerin korunması, deniz yollarının kontrol altında tutulması, küresel şirketlerin hakimiyeti ve en önemlisi Ortadoğu Enerji Koridoru'na sahip olmak stratejileri tamamen Almanya İmparatorluğu çıkarlarıyla çatışmaktadır  Fransa Fransa'da krallık sistemi 1789 yılında gerçekleşen Fransız Devrimi'ne dek hüküm sürdü  Fransız Devrimi sırasında dönemin Fransa kralı XVI  Louis ve eşi Marie Antoinette ile onlara yakınlığı olduğu düşünülen yüzlerce Fransız vatandaşı öldürüldü  Kısa süreli bir dizi yönetim denemesinden sonra Napolyon Bonapart 1799'da cumhuriyetin kontrolünü ele aldı ve kendini önce Birinci Konsül, daha sonra, günümüzde Birinci İmparatorluk (1804-1814) adıyla anılan devletin imparatoru ilan etti  Napolyon Savaşları olarak bilinen bir dizi savaşın ardından, Bonaparte ailesinin yardımıyla Napolyon kıta Avrupasının büyük bölümünü ele geçirdi  Yeni elde edilen bu topraklara daha sonra Bonaparte ailesinin üyeleri Fransa'ya bağlı kral olarak atandı  1815 yılında yapılan Waterloo Savaşı'nda Napolyon'un son yenilgisinden sonra Fransa'da krallık yönetimine geri dönüldü  Ancak bu kez kralın yetkilerine anayasal kısıtlamalar getirildi  1830 yılında çıkan bir sivil ayaklama olan Temmuz Devrimi'yle Bourbon Hanedanı tümüyle kaldırılarak anayasal krallığa dayanan Temmuz Monarşisi getirldi  Bu yönetim biçimi 1848 yılına dek sürdü  Bu arada kurulan İkinci Cumhuriyet oldukça kısa süreli oldu ve 1852 yılında III  Napolyon İkinci İmparatorluğu kurunca yıkıldı  1870 yılında başlayan Fransa-Prusya Savaşı'nda yenilen III  Napolyon bunun üzerine tahttan indirildi ve bu yönetim rejimi de Üçüncü Cumhuriyet'in kurulmasıyla fesholdundu  Fransa 17  yüzyıldan başlayarak 1960'lara dek bir sömürge devleti kimliğiyle var oldu  19  ve 20  yüzyıllarda dünyanın dört bir yanında edindiği sömürge toprakları Fransa'yı İngiltere'den sonra ikinci büyük sömürge imparatorluğu haline getirdi  Fransa ve Almanya,1871 yılından itibaren birbirlerini tehdit olarak görmüşlerdir  Fransa için, kaybettiği Alsace-Lorraine bölgesi hem ekonomik hem de askeri açıdan büyük öneme sahipti  Öte yandan Ren Nehri üzerindeki köprüler ve Belçika'nın güçlü savunmaya sahip olması,Fransa için diğer iki askeri strateji unsuruydu  Fransa için Alman İmparatorluğu, Merkezi Avrupa'da olduğu kadar, sömürgeleriiçin de büyük tehdit oluşturuyordu  Çünkü Fransız Askeri-ekonomik-siyasi gücünün temeli sömürgeler üzerine kuruluydu  Rusya Rusya İmparatorluğu'nun başlangıcı 1721 yılındadır  1866 yılında toprakları Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika'nın belirli bölümlerini kapsamıştır  19  yüzyılın başında dünyanın en büyük ülkesi olmuş, toprakları kuzeyde Kuzey Buz Denizi'nden güneyde Karadeniz'e, doğuda Büyük Okyanus'dan batıda Baltık Denizi'ne kadar uzanmıştır  19  YY  sonu-20  YY  başında, İmparatorluğun ekonomik yapısı geniş ölçüde köylü ve sayıca daha az ama etkili bir işçi sınıfına dayanmaktaydı  Sanayileşme yetersizdi ve üretim büyük ölçüde tarıma dayalıydı  Şehirleşme 2-3 şehir dışında son derece az ve nüfusun büyük çoğunluğu taşrada yaşamaktaydı  1905 Devrimleri ve ardından gelen 1917 Devrimleri, Rusya'nın bu ekonomik ve siyasi yapısından kaynaklanmıştır  Rusya 19  YY  'da temelde dört hedef doğrultusunda siyasetini konumlandırmıştır: a)Batısında Pan-Slavizm Politikalarıyla(böylece Slav kökenli halkların kontolünü eline geçirmek) ve Balkanlar/Doğu Avrupa'da hakimiyetini sağlamak  b)Güneyde, Osmanlı İmparatorluğu (Boğazlar ve Doğu Anadolu'yu ele geçirmek)ve İran(Petrol alanları)politikaları ile hakimiyetini sağlamak  c)19  YY  'da Ortaasya'nın büyük bölümünü ele geçiren Ruslar, bu hakimiyetlerini korumak  d)Doğuda, Japonya-Rusya-İngiltere-ABD arasındaki güç dengesini kaybetmemek  1904-1905 Rus Savaşı'nda büyük yenilgiye uğrayan Rusya, aynı tarihlerde, İngiltere ile İngiliz-Rus Sömürge Antlaşmasını imzalamak zorunda kalmıştır  Batıda Almanya İmparatorluğu'nun Pan-Germenizm Politikaları, güneyde Osmanlı İmparatorluğu ile yüz yılı aşkın süren savaşlar, Pasifik'te İngiltere'ye karşı ABD ile yardımlaşma vb  stratejiler nedeniyle Rusya, İtilaf Devletleri safında yeralmıştır  Almanya 18 Ocak 1871 yılında Versailles Antlaşması'yla kurulan Alman İmparatorluğu, tüm dağınık Alman Devletçik'lerini -Avusturya hariç-bir arada topladı  İmparatorluk 1884 yılından itibaren ülke dışında sömürgeler kurmaya başladı  Alman İmparatorluğu 1914 yılına kadar, birliğini geç oluşturması nedeniyle geri kaldığı İngiltere-Fransa-Rusya ittifakıyla, ekonomik,siyasi ve askeri yönden başabaş noktasına geldi  Hatta sanayileşme ve işgücü alanında İngiltere'den (1914 verilerine göre)daha ileri bir seviyeye ulaştı  II  Wilhelm döneminde, Almanya, diğer Avrupa güçleri gibi emperyal bir politika izlemiş ve zaman zaman sömürgeleri konusunda komşu devletlerle sürtüşmeye girmiştir  Bu, bir takım dostlukları zedelemiş ve Almanya'ya karşı Fransa, Birleşik Krallık ve Rusya İmparatorluğu bir anlaşma imzalayarak kutup oluşturmuştur  Almanya ise sadece Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile ittifak kurabilmiştir  Almanya'nın emperyal politikası ülke dışına taşmış ve devlet diğer Avrupa güçleri gibi Afrika'nın paylaşımına katılmıştır  Berlin Konferansı'nda bu kıta Avrupa güçlerine pay edilmiştir  Almanya'nın payına Alman Doğu Afrikası, Alman Kuzey-Batı Afrikası, Togo ve Kamerun düştü  Büyük güçler arası Afrika'da olan bu mücadele I  Dünya Savaşı'nın nedenlerinden biri olacaktı  Almanya siyaset alanında ve denizlerde,o sırada Britanya'ya ait olan küresel konumu ele geçirmek ve böylece Britanya'yı otomatikolarak daha alt statüye indirgemek istiyordu  1900'lerde emperyal ve emperyalist çağın en yüksek noktasında hem Almanya'nın yegane küresel statü iddiası(Alman Ruhu dünyayı yenileyecektir!)deyişiyle, hem de Avrupa Merkezli bir dünyanın tartışmasız^^büyük güçleri^^olan Britanya ve Fransa'nın iddiası henüz etkiliydi  [10] Alman Ulusal Birliği'nin kurulduğu 1871 ile 1  Dünya Savaşı'nın çıktığı 1914 tarihleri arasında Avrupa Tarihi'nin hiç değişmeyen öğesi Almanya ile Fransa arasındaki düşmnlıktır  [11] Fransa'nın 1871 Alman yenilgisi bu düşmanlığın en önemli etkenidir  Aynı zamanda Alsace-Lorraine'in kaybedilmesi ve iki ülke için, hem ekonomik hem de askeri önemi, bu düşmanlıklarda etkili olmuştur  Çünkü iki ülke arasındaki en önemli savunma noktaları olan Alsace-Lorraine ve Ren Nehri Köprüleri'ne sahip olmak önemliydi  Öte yandan, Hohenzollern Hanedanı yönetiminde ve mutlakiyetçi yapıdaki Almanya İmparatorluğu, siyasi olarak cumhuriyetçi İngiltere ve Fransa'nın yönetim sistemi yönünden de rakibiydi  Bu rekabet,1  Dünya Savaşı'nı,bir nevi mutlakiyet/cumhuriyet mücadelesi şekline de getirmiştir  (Zaten, savaş sonrasında mağlubiyete uğrayan tarafta, bütün mutlakiyetler çökmüş, yerine yeni cumhuriyetler kurulmuştur  )[12] Almanya İmparatorluğu 1914'e gelinirken, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile ittifakı dışında,Avrupa'da güçlü bir müttefike sahip değildi  Belki de savaşın daha başındaki bu durum,savaşın sonucunu belirleyecek olaylarda Alman Stratejisi'nin savaşın kaybı konusundaki en büyük eksikliğiydi  Çünkü Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun çok uzun ömürlü olamayacağı,1914'lerde neredeyse kesin gibi duruyordu  Bu konuda Adolf Hitler bile,Eğer Reich,Schoenerer'in Habsbourglar hakkındaki ikazlarına kulak vermiş olsa idi,Almanya'nın başına bütün dünyaya karşı savaşa girerek uğradığı felaket gelmeyecekti demiştir  [13] Almanya'nın oluşturmak zorunda kaldığı diğer ittifakları da (Osmanlı İmparatorluğu-Bulgaristan) savaşın sonucuna etki edebilecek ekonomik ve askeri düzeyde değildi  Almanya için güvenilmesi gereken temel güç, kendi öz gücüydü  [14] Avusturya-Macaristan Kutsal Roma İmparatorluğunun etkinliği azaldıkça Avusturya'nın arşidükleri bağımsız olarak hareket etmeye başladılar  1804 yılında arşidükler kendilerini imparator ilan ettiler  1866'da Prusya - Avusturya Savaşı yenilgisi ve Alman Konfederasyonunun dağılmasından sonra prestijini kaybeden Avusturya İmparatorluğu 1867 yılında da Macaristan'la birleşerek Avusturya-Macaristan İmparatorluğunu kurdular  Avusturya ve Macaristan aslında içişlerinde bağımsız olan iki ayrı ülkeydiler  Fakat dışişleri açısından tek bir Habsburg İmparatoru tarafından yönetilmekteydiler  Emperyal bir devlet olan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nda,onbirin üzerinde etkili etnik grup mevcuttu  Bu etnik grupların büyük kısmı Almanlar,Slavlar ve Macarlar'dan oluşmaktaydı  Etkinlik sahasında(doğu bölgesinde yoğun Slav devletleri, batısında da Germen toplumları)farklı etnik gruplar bulunmaktaydı  1789 Fransız Devrimi ve beraberinde getirdiği süreç,emperyal devletlerin sonunu hazırlamaktaydı  Uyanan milliyetçilik akımları 19  YY'da en fazla Osmanlı İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'na zarar vermiştir  Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, karşısındaki en büyük tehdit, Rusya ve Rusya'nın Pan-Slavizm Politikalarıydı  Rusya,Doğu Avrupa'ya ve Balkanlar'a doğru güç alanını genişletmek istiyordu  Bu amaçla gerek Osmanlı içindeki, gerekse de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu içindeki tüm etnik unsurlara-başta slavlar olmak üzere-açık/kapalı destek veriyordu  Öteki taraftan batı tarafının güvenliğini,Almanya ile ittifak ile sağlamlaştıran Avusturya-Macaristan İmparatorluğu,diğer taraftaki Rusya etkinliğini yok etmek istiyordu  Aslında, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun da durumu Osmanlı İmparatorluğu'ndan farklı değildi  İki imparatorluk da kendi geleceklerini tamamen savaş sonunda alınacak bir galibiyete bağlamışlardı  Yani savaş,bir ölüm-kalım mücadelesi idi  1882 Yılında yapılan antlaşmayla kurulan Üçlü İttifak ile Almanya,Avusturya-Macaristan ve İtalya arasında oluşturulan birliktelik(1902 yılında yenilenerek) 1  Dünya Savaşı'na kadar sürmüştür  (İtalya,savaşın başında tarafsız kaldıktan sonra,İtilaf Devletleri safında savaşa girmiştir  )[15][16] İtalya 19  yüzyılın ilk yıllarında İtalya I  Napolyon tarafından işgal edilerek Fransız etkisi altına girdi  Viyana Kongresi İtalya'nın Fransız işgalinden önce yöneten hanedanlara geri verilmesini öngörüyordu  Böylece Papalık Devleti, Sardinya-Piemonte Krallığı, Toskana Grandüklüğü, Modena Düklüğü ve Lombardiya-Venedik Krallığı tekrar kuruldu  Ancak Carbonari adı verilen gizli dernekler İtalya'nın birleşmesi için çalışmaya başladılar  Giuseppe Mazzini ve Giuseppe Garibaldi birleşme hareketinin öncüleri arasında yer alıyorlardı  Ayrıca Sardinya kralı II  Victor Emmanuel de bu birleşme hareketini destekleyenler arasındaydı  1848 yılında Lombardiya Avusturya'nın elinde bulunuyordu  İtalya'yı birleştirmek konusunda Fransa'nın desteğini almayı başaran İtalya, 1859'da Fransa ile birlikte Avusturya'yı mağlup etti ve 11 Kasım 1859'da Avusturya ile Piyemonte arasında Zürih'te barış antlaşması yapıldı  Buna göre; Avusturya, Lombardiya'yı Piyemonte'ye verdi  Venedik dahil olmak üzere diğer İtalyan Devletleri arasında bir konfederasyon oluşturulması ve konfederasyonun fahri başkanının papa, fiil başkanının Piyemonte olması kabul edildi  Bir süre sonra Kuzey İtalya'daki küçük devletler de Piyemonte'ye katılma kararı aldılar  Böylece bütün Kuzey ve Orta İtalya Piyemonte'ye katılmış oldu  1870'de Roma ve 1886'da Venedik, İtalya birliğine dahil oldular  Bunların da katılımı sonucu İtalyan Mill Birliği tamamlanmış oldu  İtalya Krallığı kuruldu  İtalya, Roma devrinden sonra ilk kez tek bir ülke haline gelebilmişti  Yeni İtalyan Krallığı'nda 20  yüzyılda kuzey İtalya hızlı sanayileşerek gelişirken, güney İtalya'da nüfus hızla yükseliyor ve milyonlarca insan daha iyi bir yaşam için yurdışına göç etme yolları arıyordu  19  yüzyılın son yirmi yılından başlayarak İtalya da diğer Avrupa ülkeleri gibi sömürgeleşme yoluna gitti  Osmanlı Devleti'na karşı yaptığı Trablusgarp Savaşı'nı kazandı  Batı Türkiye'de Oniki Ada, Afrika'da Libya, Etyopya ve Somali gibi bazı ülkeleri de işgal ederek sömürgeleştirdi  1882 Yılında, Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile Üçlü İttifak'ı oluşturan İtalya,1  Dünya Savaşı'nın başında tarafsız olmasına rağmen, 1915'te Londra Paktı ile İtilaf Devletleri arasına katıldı  İtalya'ya savaşa girmesi koşuluyla Trento, Trieste, Istria, Dalmaçya ve Osmanlı Devleti'nin bazı bölgeleri vadedildi  Savaş süresince 600  000 İtalyan askeri yaşamını yitirdi ve İtalya ekonomisi çöktü  Savaşın sonucunda İtalya'ya verilen sözlerden çoğu tutulmadı  St  Germain Antlaşması ile İtalya galip tarafta olmasına karşın yalnızca Trento, Trieste ve Bolzano'yu alabildi  Bu sonuç İtalyan toplumu arasında büyük hoşnutsuzluklara yol açtı  [17] İtalya savaş öncesi dönemde mevcut sömürgelerini korumak isterken, aynı zamanda Ortadoğu,Balkanlar ve Afrika'daki gücünü de arttırmak amacındaydı  Fransa ile eski düşmanlıkları ve yeni ortaya çıkan durum nedeniyle 1915 yılına kadar ortada bir siyaset takip ederken, bu tarihte itilaf devletleri safında savaşa katılmıştır  Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu, 1699 Karlofça Antlaşması'ndan beri süregelen gerileme döneminin,son ağır yenilgisini 1912-1913 Balkan Savaşları ile almıştı  Bu savaşlarda,imparatorluktan ayrılmış küçük devletlerle dahi başaçıkamaz durumda olduğu görülmüştür  Genel Durumu şöyledir: Ekonomik yönden; maliye iflas etmiş, yıllık enflasyon yüzde 300'lerde(Temmuz-Kasım 1914 aralığında %50)[18], tamamen dışa bağımlı ve cari harcamaları dahi karşılayamayacak durumdadır  Siyasi yönden; Balkanları ve Mısır'ı kaybetmiş, Ortadoğu bölgesinde kalan toprakları için de endişeli bir Osmanlı İmparatorluğu vardır  Etnik gruplarındaki milliyetçilik ve ayrışma hareketleri nedeniyle, Anadolu'da dahi güvenlik sorunları en üst düzeydeydi  İmparatorluk, İngiliz ve Fransızlar'ın Ortadoğu konusundaki niyetlerini ve -sanılanın aksine- petrolün yeni dönemdeki önemini son derece iyi bilmekteydi  Öte yandan yüzyıldan fazla süredir aralıklarla savaştığı Rusya'nın da Boğazlar ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi üzerindeki hedeflerinin farkındaydı  Askeri yönden; Balkan Savaşları sonucunda ordunun son derece zayıflamış yapısının ortaya çıkmasına rağmen, İttihat-Terakki Hükümeti iki yıldan kısa bir sürede bu yapıyı reforme ederek, yeni bir ordu yaratma başarısı göstermiştir  Hükümet, ordu yapısı içerisindeki alaylı/okullu sistemini değiştirerek, okullu subayları faal birliklere, alaylı subayları da ya emekliye ya da geri görevlere sevketmiştir  Öte yandan personel yapısında çok başarılı bir değişim gösteren ordu, aynı başarıyı -ekonomik nedenlerden dolayı- teknoloji ve *****lar yönünde yakalayamamıştır  Alman ekolünün hakim olduğu Osmanlı Ordusu, özellikle lojistik ve sevkiyat konusunda da gerekli düzeyde kabiliyete sahip değildi  1913 Bab-ı Ali Baskını ile iktidara gelen İttihat-Terakki Hükümeti, savaşın kaçınılmaz olduğunu farkettiği andan itibaren, İngiltere ve Fransa ile uzlaşmak amacıyla çalışırken, Almanya ile de ilişkilerini aynı ölçüde sıkı tutmaya çalışmıştır  Hatta bu öylesine yoğun bir çift taraflı mücadele olmuştur ki, her iki tarafla da son dakikaya kadar görüşmeler devam etmiştir  [19] İngiltere ile yapılan görüşmelerde Osmanlı Hükümeti'nin ittifak için temel beklentisi olan savaş sonrası toprak bütünlüğünün garanti altına alınması isteği, İngiliz tarafından ancak savaş sonrası görüşülebileceği şeklinde yanıtlanmıştır  [20] İngiltere ve Fransa ile ittifakı sağlayamayacağı kesin görünen İttihat ve Terakki hükümeti, 2 Ağustos 1914 günü Almanya ile gizli bir ittifak antlaşması (Osmanlı-Alman Gizli Antlaşması) imzalayarak savaşa İttifak güçleri yanında girmeyi taahhüt etmiş ve *****lı kuvvetlerinin genel sevk ve idaresi için bir Alman askeri heyetini yetkili kılmayı uygun görmüştür  [21] Anlaşmadan haberdar olan İngiltere, Osmanlı Devleti'nin sipariş ettiği iki zırhlıyı Osmanlı Devleti'ne teslim etmekten vazgeçer  Rauf Orbay ve ekibi Londra'dan eli boş döner  Kalabalık bir İngiliz donanmasının Çanakkale Boğazı'na kadar kovaladığı Goben ve Breslav adlı iki Alman zırhlısının Çanakkale Boğazı'ndan geçmesine izin verilir  İki gemi 11 Ağustos'ta İstanbul'a gelir  İngiltere'nin bu durumu yansızlığın ihlali olarak değerlendiren bir nota vermesi üzerine, Alman zırhlıları Osmanlı donanmasınca 'satın alınmış' ve gemi mürettebatı fes giydirilerek Osmanlı hizmetine alınmıştır  Goeben (Yavuz Muharebe Kruvazörü), Breslau ise (Midilli Kruvazörü) ismini almıştır  26 ekimde Osmanlı donanması bir keşif tatbikatı için hazırlanma emri aldı ve ertesi gün toplanma bölgelerine gitmek için Haydarpaşa'dan ayrıldı  28 Ekimde Osmanlı filosu 4 ayrı görev gücüne ayrılarak Rusya kıyılarında farklı hedeflere yöneldi  Koramiral Souchon 29 ekim 1914 sabah 6:30'da 3 Osmanlı destoreyerinin refakatinde bulunan Goeben ile Sivastopol'daki kıyı bataryalarına ateş açtı  Hamidiye kruvazörü 6:30'da Kefe'ye geldi ve yerel yetkilileri 2 saat içinde çatışmaların başlayacağı konusunda uyardı  Hamidiye 9:00 da bir saat süren bir ateşe başladı ve daha sonra da Yalta'ya giderek burada 7 Rus ticaret gemisini batırdı  2 Osmanlı destroyeri 6:30'da Odessa'ya hücum etti ve 2 Rus gambotunu batırarak birkaç tahıl silosunu tahrip etti  Breslau kruvazörü ve ona eşlik eden Osmanlı destroyeri Novorossisk'e geldi yerel yetkilileri uyararak 10:30'da kıyı bataryalarına ateş etti ve 60 mayın döşediler  Limandaki 7 gemi hasar gördü, biri battı  30 Ekim günü Rusya Osmanlı Devleti'ne savaş açmış, bundan birkaç saat sonra Enver Paşa, Osmanlı Devleti'nin Rusya'ya savaş ilan ederek, savaşa İttifak Bloku yanında girdiğini duyurmuştur  Bu duyurudan sonra İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etmiştir  [22][23][24] Daha çok bilgi için: Osmanlı-Alman İttifakıDaha çok bilgi için: Yavuz ve Midilli Olayı Bulgaristan Osmanlı Devleti'nin gerilemeye başlaması ve Çarlık Rusyası'nın da desteğiyle, Balkanların tümünde olduğu gibi Bulgaristan'da da ulusal kurtuluş hareketi alevlenmiş, 93 Harbi'nden yenilgiyle çıkan Osmanlı Devleti, Bulgaristan'ı 1878 yılında içişlerinde bağımsız prenslik olarak, 1908 senesinde ise tam bağımsız çarlık olarak tanımıştır  Bulgaristan Krallığı'nın,Balkan Savaşları sonrası konumu,Yunanistan-Sırbistan-Karadağ-Romanya ile batıda Osmanlı İmparatorluğu arasında sıkışmasına yol açmıştı  Savaş öncesi dönemde diğer Balkan Devletleri ile olan düşmanlığı,Bulgaristan için Almanya ile ittifaktan başka bir seçenek bırakmamıştır  Kaynak : Wikipedia | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |