Eeprom Tarihçe |
08-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Eeprom TarihçeTarihçe Uçucu olmayan ilk yarı iletken (NVSM) bellek Dawon Kahng ve Simon Sze tarafından 1967 yılında önerildi Öneri yük depolamak ve non-lineer taşıma sistemlerini programlamak ve silmek icin düşünülmüştü Bu bellekler şu an enerji kesilse bile uzun süre bilgiyi saklama (10-100 yıl ), elektriksel olarak yazılma, düşük güç tüketme ve yüksek bit yoğunluğuna sahip olma özelliklerini barındırmaktaydı Buluş, daha sonraları içinde EPROM EEPROM ve Flash bellek gibi bellek birimlerini içeren bellek ailesinin hızla yükselmesini sağladı 1990'ların başında NVSM (the nonvolatile semiconductor memory) telefon, bilgisayar, dijital kamera, mp3 çalar vb birçok taşınabilir elektronik cihazın temel bellek birimi olarak kullanılmaya başlandı Sadece geçen 5 yılda bile 10 milyarın üstünde ürünün üretiminde NVSM teknolojisi kullanıldı 2010 yılında bu sayının 40 milyarı aşacağı tahmin ediliyor 1960'lı yıllarda programlanabilir-salt okunur bellekler (PROM'lar) mühendislerin kullandığı en büyük güçlerden biriydi Fakat bu belleklerin çok göze çarpan bir kısıtlaması vardı: bu bellekler tekrar programlanamıyorlardı ROM tipi belleklere bilgisayar kartlarının üretimi sırasında üretici firmalar tarafından sistemi destekleyen programlar bir defa olmak üzere yazılırlardı Bu tip yongalar bilgisayar kartlarına takıldıktan sonra sisteme sadece bilgi vererek çalışırlardı ROM'dan komut işletmek için adresin tanımlanması yeterlidir ROM'lara yapıları itibarıyla veri yazma imkanı yoktur Bütün doneler üretici firma tarafından belirlenir ve bir defa ve o sistemde kullanılmak üzere üretilirlerdi ROM belleklerde yapılarından dolayı bilgiler bilgisayar sistemi kapatılsa bile kaybolmaz Bu bellekler Dov Frohman yeni bir fikir ortaya çıkarana kadar kullanıldı Frohman kontrol kapısı üzerinde -yüzer vaziyette duran ve herhangi bir bağlantısı olmayan -extra geçit bulunduran yeni bir MOS tasarladı Kaynak (source)-savak (drain) hattı üzerinden akım geçirerek kayan geçitin üzerinde yük birikmesini sağladı Daha sonra güç kaynağını kestiğinde kayan geçitin üzerinde biriken yükün olduğu gibi korunduğunu, kaybolmadığını ispatladı Bu biriken yükü seçilen sıralı transistörlerin kayan geçitler üzerinde gezdirerek elektrikle programlanabilen-salt okunur bellek (EPROM) yapmayı başardı Böylece mikroelektronik teknolojisindeki hızlı gelişmeler PROM belleğin daha kullanılmadan yere gömdü ve hem silinip hem yazılabilen EPROMLAR PROM'ların yerini almış oldu EPROMlar X ışınlarına maruz bırakılarak silinmekteydi Bu yöntemi kullanmak için çok fazla enerji gerekiyordu, bu nedenle EPROM'lar sızdırmaz özel paketler içinde siliniyorlardıFakat X ışınları bir problem yaratıyordu; oksit istikrarsızlığı gösteriyorlardı Bu nedenle Frohman X ışınlarından pek memnun değildi Frohman X ışınlarının yaptığı elektronları uyararak kayan geçitlerde depolama işini yapacak başka radyasyon şekilleri araştırmaya başladı ve aklına UV ışınları geldi (UVPROM) Ancak yine bir problem vardı Kullanıcıları UV ışınlarının bir paket içinde güvenilir şekilde EPROMları yazıp sileceğine nasıl inandıracaktı? Gordon Moore, Eprom'ları şirketin terasında uzun süre güneş ışınlarına maruz bırakmayı teklif etti Teklif uygulandığında kayan geçitlerin yüklerinde herhangi bir düşüş söz konusu olmamıştı Güneş ışığı testi bilimsel bir değerlendirmeye direnmediği için bu test, müşterileri EPROM'un belleğini yitirmediğine ikna etmek için yeterliydi 1971 yılında Intel firması ticari bir mikroişlemci olan 4004 modelini tanıttı Bu model EPROMlara pazarda büyük bir zemin hazırlamış oldu Mikroişlemci bir program istedi; öyle ki bu program değişmeye yatkın olacaktı Bu da EPROMların kullanımını artırdı EPROM çok büyük faydalar sağlıyordu Tekrar tekrar programlanabilip kullanıldığından dolayı, üretim hızını artırıyor ve daha ucuza mal oluyordu 4004 piyasaya çıktıktan birkaç ay sonra Intel firması 1702 modelini çıkardı Bu model 2k-bitlik P-kanal bir EPROMdu Bu bellek {+5, -12, - 25} voltajlarıyla çalışıyordu ve bu voltajlar birçok sistem için uygun değildi 1974 yılında George Perlegos Intel firmasına katıldı ve n-kanal EPROM(model:2708 8k-bitlik) tasarlamayı başardı N-kanal EPROMlar p-kanal EPROMlardan daha hızlı çalışıyordu ve bu yongayı programlamak daha kolaydı Ayrıca hem p-kanal EPROM'un kullandığı {+5 , -5 , -12} voltaj değerlerini kullanıyordu Buna ek olarak +25 V sadece çevre birimleri için kullanıldı Perlegos sadece +5 V ile çalışan 2716 modelini tasarladı Programlama için hala yüksek voltaja ihtiyaç duyan bu model + 15 V ile bu ihtiyacını da gideriyordu 1978 yılında Perlegos büyük bir buluş icat etti Öyle bir EPROM tasarladı ki ultraviyole ışınlarına ya da yarı iletken malzemelerin silikon dioksitinde yük birikmesine ihtiyaç kalmayacaktı Bu bellek sadece 1 baytı ya da belli bir zamanda bir 'bayt dizisini' okuyan, yazan veya silebilen bir cihazdı Çok fazla zaman harcamıyordu, ayrıca kullanılması zor olan geçite (BULK) de ihtiyaç kalmamıştı Çok ince bir oksit tabakası kullanılarak 100 angstrom (santimin yüzmilyonda biri) elektronların yüzer vaziyetteki tabakaya tünelle ulaşmaları sağlandı Kapı (gate) ve savak arasına 220 V gerilim uygulanarak elektronlar yüzeydeki tabakaya ulaştılar Böylece elektrikle programlanabilen "silinebilen" EPROM üretilmiş oldu ve adında da EEPROM ya da E2PROM denildi Kaynak : Wikipedia |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|