Allah'a Aşık Olmak..

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Allah'a Aşık Olmak..




Aşk, şiddetli sevginin adıdır Tasavvuf dilinde, Allah’a muhabbet anlamında kullanılır (Nursî, Mektubat, s 450) Allah'ın zatı, sıfatları ve isimleri mahlukatına benzemediği gibi, ona olan sevgi de asla mahlukata olan sevgiye benzemez ve benzememelidir

İnsan, aşkı ya mecazi kullanır, ya da hakîkî Mecazî aşk, fanilere gönül bağlamaktır Hakiki aşk ise, Allah’ı sevmektir Bazen mecazî aşk, hakîkî aşka vesile olur (Eraydın, Tasavvuf ve Tarikat, s 203) Hak aşığı olan zat, her şeyi “Mevla’nın diyarından” gelmiş olarak görür

Kur'an ve sahih hadislerde aşk kelimesi geçmez "Sevgi" çoğunlukla "hub" ve "muhabbet", bazan da "meveddet" kelimeleri ve bunların müştaklarıyla ifade edilir Allah sevgisinden çok Allah korkusuna ağırlık veren ilk zâhidler de aşktan söz etmemişlerdir İlk defa II (VIIIM) yüzyılda Allah ile kul arasındaki sevgiyi anlatmak üzere nadiren de olsa aşk kelimesinin kullanılmaya başlandığını gösteren rivayetler vardır Nitekim söylendiğine göre Hasan-ı Basrî (ö 110/728) Allah'ın, "Kulum bana, ben de ona âşık olurum" buyurduğunu belirtmiştir Abdülvâhid b Zeyd ise (ö 177/793) peygamberlerden birinin, "Allah bana, ben de O'na âşık oldum" dediğini söyler Başka bir rivayette buna benzer bir söz Ebü'l-Hüseyin en-Nûri'ye (ö 295/908] isnat edilmiştir

Alimler, hatta ilk dönemlerde mutasavvıfların büyük çoğunluğu, Allah sevgisini ifade etmek üzere Kur'an ve Sünnet'te yer alan hub ve muhabbet yerine aşk kelimesinin kullanılmasına karşı çıkmışlar Râbia el-Adeviyye 185/801), Bâyezîd-i Bistâmî 234/848), Cüneyd-i Bağdadî (ö, 297/909), Hallâc-ı Mansûr 310/922) gibi sevgi temasını işleyen ilk sûfîler, genellikle aşk, âşık ve maşuk yerine hub, muhabbet, habîb, mahbûb kelimelerini kullanmayı tercih etmişlerdir Şer'î hükümlere titizlikle bağlı olduğu bilinen İbn Hafîf de [ö 371/98İ) Allah sevgisinin aşk kelimesiyle ifade edilmesine uzun süre karşı çıkmıştır Ancak onun Cüneyd-i Bağdâdî'ye isnat edilen aşkın mahiyetine dair bir risaleyi okuduktan sonra görüşünü değiştirdiği, hatta bu konuda bir de risale yazdığı rivayet edilir

Haris el-Muhâsibî, Hâce Abdullah el-Herevî, Muhammed b Hüseyin es-Sülemî, Ebû Tâlib el-Mekkî, Hakîm et-Tirmizî, Ebû Nasr es-Serrâc, Muhammed b İbrahim el-Kelâbâzî, Ebû Nuaym, Abdülkerîm el-Kuşeyrî, Hücvîri, Gazzâlî gibi mutasavvıf yazarlar da eserlerinde aşk kelimesine ya hiç yer vermemişler veya nadiren kullanmışlar; bunun yerine büyük önem verdikleri Allah sevgisi konusunu hub ve muhabbet terimleriyle anlatmayı tercih etmişlerdir Bunlardan Kuşeyrî'nin naklettiğine göre, Allah ile kul arasındaki sevginin aşk kavramıyla ifade edilmesine karşı olan Şeyh Ebû Ali ed-Dekkâk bu görüşünü şöyle açıklamıştı:

Aşk aşırı sevgi yani sevgide ölçüyü aşma anlamına gelir Allah için böyle bir aşırılık düşünülemeyeceğinden, O'nun kuluna olan sevgisine aşk denemez Öte yandan kulun Allah'a duyduğu sevgi ne kadar güçlü olursa olsun yine de O'nu yeterince ve lâyık olduğu ölçüde sevemeyeceğinden kulun Allah sevgisi de aşk diye adlandırılamaz (bk Risale, s 615) Bununla birlikte Kuşeyrî sûfîlerin Allah sevgisini aşk kelimesiyle ifade etmelerini müsamaha ile karşılamıştır Nitekim o eserinin "Muhabbet" bölümünü, "Âşıklar söyledikleri sözlerden dolayı kınanmazlar" cümlesiyle bitirir (ae, s 625)

Aşk kelimesinin dinî bir terim olarak kullanılmasını caiz gören sûfîlerin dayandıkları bazı âyet ve hadisler vardır Meselâ onlara göre, "İman edenler Allah'ı daha şiddetle severler" (Bakara 2/165) âyetindeki şiddetli sevgiden maksat aşktır Diğer bir âyette de (Tevbe, 9/24) müminlerin Allah'ı her şeyden çok sevmeleri gerektiği belirtilmiştir Hz Peygamber (sav) Hz Ömer (ra) 'e "Ben sana herkesten daha sevimli olmadıkça iman etmiş olamazsın" demişti (Buhârî, "îmân", 8-9; Müslim, İmân", 67-70) Mutasavvıflar, bu mânaya gelen âyet ve hadislerden, Allah'a ve Resulü (asv)'a âşık olmanın lüzumu mânasını çıkarmışlardır

Hücvîrî, meşâyihin aşk konusunda farklı görüşler taşıdıklarını belirterek başlıca görüşleri şöyle açıklar:

Bir zümreye göre aşk, sevgilisinden ayrı düşenin bir niteliğidir Kul da Allah'tan ayrı kaldığına göre onun Allah sevgisine aşk demek caizdir Buna karşılık Allah hiçbir şeyden ayrı ve uzak bulunmadığına göre O'nun sevgisi aşk kelimesiyle ifade edilemez Başka bir görüşe göre aşk, sınırı aşma demek olduğu, Allah da sınırsız varlık olduğu için O'na duyulan sevgi hiçbir şekilde aşırı olamaz, dolayısıyla aşk diye adlandırılamaz

Hücvîrî, dayandıkları çeşitli gerekçeleri de sıralayarak müteahhirînin, Allah'a duyulan sevginin muhabbet terimiyle ifade edilmesi gerektiği, bunun yerine aşk kelimesini kullanmanın caiz olmadığı görüşünü benimsediklerini belirtir (Keşfü'l-mahcûb, s 401)

Gazzâlî İhyayü Ulûmi'd-dîn'in Allah sevgisi konusunu işlediği "Kitâbü’l-Mahabbe ve'ş-Şevk ve'l-Üns ve'r-Rızâ" başlıklı bölümünde aşk kelimesine iltifat etmemiştir Bununla birlikte o aynı eserin semâ konusu ile ilgili bölümünde Allah'ı seven, O'na âşık olan ve O'na kavuşma iştiyakı duyan kişinin semâından da söz etmekte ve bu semaın kişinin şevk, aşk ve sevgisini coşturacağını belirtmektedir Gazzâliye göre Allah'ı tanıyan O'nu sever Tanıma (marifet) arttıkça sevgi de gelişir ve güçlenir İşte bu sevgiye aşk denir Sevginin bu şekilde aşk halini alması, kulun marifette yetkinleşerek ilâhî güzelliği idrak etmesinden ileri gelir; bu idrak arttıkça aşk da güçlenir

Nitekim Hz Peygamber (sav)'in Hira'da ibadete kapandığını gören Mekke müşrikleri, "Muhammed Tanrı’sına âşık oldu" demişlerdi Gerçek âşık kalbindeki Allah sevgisine hiçbir varlığın sevgisini ortak etmez Bu yüzden başka şeylere karşı duyulan sevgiye ancak mecaz yoluyla aşk denebilir; çünkü ortağı olmayan, dolayısıyla ortaksız sevilebilen tek varlık Allah'tır (Ihyâ, II/ 279-280; bk Süleyman Uludağ, TDV İslam Ansiklopedisi, Aşk md)


Alıntı

Dy!nG

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.