|  | İskenderiye Kütüphanesi |  | 
|  08-21-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   İskenderiye Kütüphanesi“Bilinende sınır vardır, bilinmeyende sınır yoktur  İnsan aklı anlaşılmazlığın engin okyanusunda barınacak bir ada sağlar  Her kuşağa düşen iş, bu okyanustaki adaya biraz daha toprak katarak büyütmektir  ” T  H  Huxley Tarih işaret parmaklarını ileri uzatıp birbirlerini gösteren ama hiçbir zaman sorumluluğu üstlenmeyen farklı kültürlerin, birbirlerinin birikimlerini yaktığı küller üzerinde, her yıkımda daha da kadim bilgi birikimini azaltarak süre gelmiştir  Kitap ve onun sunduğu bilgi dogmanın hıncından insanlık tarihi boyunca kurtulamamıştır  Her topluluk kendi işine gelen bilgiyi kabul etmiş, kurduğu sisteme en ufak bir tehlike oluşturabileceğini hissettiği bilgi ve kaynağı kurutmak için büyük bir hızla harekete geçmiş ve tüm birikimi hatta o birikime yakın olan insanları dahi yakmaktan çekinmemiştir  Kendince kendi çıkarları doğrultusunda dünyaya hizmet eden bu insana benzemez yaratıklar yüzyıllarca her toplumda inlerinde yaşamaya devam etmiş, vakti gelince meşalesi ile ortaya çıkıp eserleri ve sahiplerini acımasızca yakıp, kurutmuşlardır  M  Ö  3  yüzyılda İskenderiye'de kurulmuş olan büyük kütüphane insanlık tarihinde meydana getirilmiş önemli eserlerden biridir  İskenderiye şehri M  Ö  382 yılında, Makedonyalı Büyük İskender tarafından kurulmuştur  Zaman içerisinde fizik, kimya, tıp, astronomi, matematik, felsefe, edebiyat ve fizyoloji bilgilerini içeren binlerce eser, Mısırlıların kadim gelenek ve görenekleri ile de zenginleşerek bu büyük kütüphaneyi doldurmuştur  Ayrıca botanik bahçesi ve bir rasathanesi de vardır  Devrin en büyük ilim merkezi olan kütüphanede metinler, Mısır’da bol bulunan papirüs üzerine yazılmıştır  “Mısır’a giren her kitabın buraya götürülmesi mecburiyeti varmış  Kitabın burada bir nüshası çıkarılıp sahibine verilir, kitabın aslı ise kütüphanede kalırmış  Bir taraftan da yurt dışına gönderilen memurlar, başka ülkelerde buldukları kitapları satın alıp, getirirlermiş  Böylece, o zamana kadar birçok bilime ait dağınık halde ve kaybolmaya mahkûm durumda olan eserler emin bir yerde toplanmış olurmuş  ” İskenderiye Kütüphanesi Yunan eserlerini, Akdeniz, Asur, Çin, Roma, Ortadoğu ve Hindistan’daki çeşitli dillerden Yunancaya yapılmış tercümeleri de kapsıyordu  Bulunabilen Yunan, İran ve Hint elyazmaları, Yunanistan’ın ve Asya’nın bütün bölgelerinden Mısır’a getirilmiştir  “Hatta Yunan yazarı Galen’e göre (M  Ö  2  yüzyıl) İskenderiye limanına yabancıların girmesi beyana tâbi tutulur ve yanlarındaki kitapların teslimi istenirdi  İskenderiye Kütüphanesinde tahminen 500  000 – 900  000 rulo bulunmaktaydı  Değişik ülkelerden toplanan kitaplar standartlaştırılmış kopya tekniğiyle çoğaltılmış ve konularına göre ayrılmıştı  Kyreneli Kallimakhos, kütüphanenin 120 ciltten oluşan sistematik bir kataloğunu hazırlamıştı  ” Kütüphanenin önem verdiği yedi özgür sanat şöyledir; Gramer, Diyalektik, Retorik, Aritmetik, Geometri, Müzik ve Astronomi  Bunların öğretilmesini amaçlayan okullar, kütüphaneler her çağda düşünce tarihinde etkili olan akımlara ve düşünsel gelişmelere etki etmişlerdir  “ Kütüphane, hem bugünkü manasiyle bir kütüphane, hem akademi ve hem de yüksek tahsil veren bir müessesedir  Bu yüzden İskenderiye zamanla ilim âleminin merkezi haline gelip sanatkâr ve bilgin şehri olmuştur  Eski dillerin gramer kurallarını tayin eden lisan âlimleri, dünyanın ilk haritalarını çizen coğrafyacılar, eserleri sonradan meslekdaşlarına örnek olan şairler, ayrı bir felsefe ekolü kurarak insanlığa yeni bir dünya görüşü hediye eden filozoflar, şehre şeref vermişler, bu şehirden yetişmiş olmakla övünmüşlerdir  ” “İskenderiye Feneri’ni bile gölgede bırakan kütüphanede günümüz biliminin bazı temellerini atan pek çok felsefeci ve bilim adamı da, ya burada araştırma yapmış ya da araştırmalarıyla kütüphaneyi zenginleştirmiştir  Arşimed, suyun kaldırma kuvvetini bu kütüphanede yaptığı çalışmalar sonunda keşfederken, Eratosthenes dünyanın çapını, Euclid ise geometrinin kurallarını İskenderiye ve kütüphanede yaptığı araştırmalarla ortaya koymuştur  Ptolemy ise yazdığı Almagest’i ile kâinatın oluşumu konusunda bilimsel bir çığır açmıştır  ” Kütüphanenin yakılma teorileri çeşitlidir  İlk büyük yıkımın Sezar tarafından, İskenderiye'yi kuşattığı sırada gerçekleşmiş olduğu görüşü çeşitli eserlerde yer almaktadır  Bunun bilinçli bir yıkım değil, bir yangın olduğu söylenegelir  Kütüphane M  Ö  47 yılında Sezar’ın İskenderiye’yi istilâsı sırasında tahrip ve kısmen yağma edilmiştir  Kütüphanenin bir kısmı zarar görmüştür  Geri kalan kitaplar Serapeum Mabedinin kütüphanesine taşınmıştır  Hıristiyanlık resmî din hâline geldikten sonra, 391 yılında pagan tapınaklarının imhası sırasında kütüphanenin, Bizans’ın Mısır Valisi Theophilos tarafından yıkıldığı en çok dile getirilen görüştür  Theophilos, dine yabancı olan bütün kitapları “dine aykırı boş şeyler” olarak ilân etmiştir  İskenderiye Kütüphanesi’ndeki tüm eserler şehrin hamamlarında yaktırılmıştır ve böylece insanlık tarihinin bu bilim ve kültür hazinesi yok olmuştur  Bir görüşe göre bu yıkımlardan geri kalan eserlerin de Hz  Ömer’in “Eğer bu Grek yazmaları Allah’ın kitabı ile uyumlu ise karışmayın, yok eğer Allah’ın kitabına ters iseler yakın  ” veya “Bu kitaplardaki bilgiler Kuran'a aykırı ise haramdır, Kuran'da yazanlarla aynıysa gereksizdir  ” emriyle Mısır Fatihi Amr İbnül-As tarafından 639 senesinde yakılarak tahrip edildiği ileri sürülmüştür  “Kütüphanenin yıkılışıyla birlikte yok olan kitaplar arasında babilli rahip Berossus'un yazdığı söylenen üç ciltlik dünya tarihi de bulunmaktadır  ” İster Julius Sezar tarafından, ister 4  yüzyılda İskenderiye'de puta tapanların çokluğuna bozulan Hristiyan İmparator I  Theodosius tarafından, isterse Mısır Fatihi Amr İbnül-As tarafından yok edilsin, İskenderiye Kütüphanesi’nin damla damla biriktirdiği kıymetli bilgiler zamanla bir okyanus olmuştur ve sonuçta bu kadim bilgelik kaynağı yok olup gitmiştir  Kurtarılabilen sınırlı bilgiler ezoterik sistemlerce kuşaktan kuşağa taşınagelmiştir  Tarihte bu tip kültürel yıkımlar sonrası birbirlerini parmakla gösterenler yüzleri kızararak sorumluluktan hep kaçmışlardır  Bu tip olaylara fanatik taraftar gömleği giyerek at gözlüğü ile bakmak hiçbir sonuç vermeyecektir  “Biz yapmayız, onlar yapar” deli gömleği ile hareket edip kesin yargılar vermek yerine tarihin er ya da geç neyin, nasıl olduğunu objektif kanıtlarla aydınlatması beklenmelidir  İskenderiye Kütüphanesinde, yoğun olarak hermetik bilgi mevcut idi  Kütüphanede bulunan eserler için “Jamblichus “Misterler” isimli kitabında son Toth aşığı olarak anılan Mısır’lı Rahip Manethon’nun Hermes-Toth’un 36  525 kitabı olduğunu söylediğini nakleder  İskenderiyeli Clement (M  S  200) bu eserlerin Eski Mısır dini geleneği ile irtibatını açıkça belirtir ve Hermes-Toth’a 42 kitap atfeder ki bunun 10’u teolojiyle, 10’u ritüellerle, 2’si ilahilerle ve kralların riayet etmeleri gereken kurallarla, 4’ü astronomi ve astrolojiyle ve son 10’u da kozmografya, coğrafya ve diğer meselelerle ilgilidir  ” Bir görüşe göre, putperest sayılarak Mısır’dan göç edenleri Bağdat sarayı kabul etmiştir  Arapların gelişiminin yolu bu göçmen kesimin de yardımı ile sağlanmıştır  Bölgede bir anda ilim ve fende beklenmeyen çıkışlar olmuştur  Benzer sıçrama aynı altyapıyı sağlayan rönesans ve reform Avrupasında olmuştur  Kütüphaneler çağlar boyu kör dogmanın hedefi olmuştur  Kitler, cehaleti ile gözü dönmüş biçimde koşarak birikime, bilgiye, kendinde olmayana, işine gelmeyene savaş açarak elindeki meşalesini fırlatmıştır  Diğer bir yakma çeşidi ise imparatorlukların, krallıkların ve inanç sistemlerinin kendi geleceklerini kurtarmak için doğruluğunu bildikleri bilgiye bilinçli savaşlarıdır  Kitaplar, Persepolis’te, İskenderiye’de, Bizans’ta yakılmıştır  Cengiz Han 13  yy  ’da girdiği Bağdat’ta, Alamut’ta kitaplardan ısınmıştır  “Katolik Kilisesi 15yy  ’da İspanya’daki Endülüs’teki kitaplıkları yok ettirmiştir  Eski Keltler’in onbin kadar eski elyazma ruloları kayıptır  Kumran Yazmaları ise ancak gizlenerek kurtarılabilmiştir  “Çin İmparatoru Qin Şi Huang  M  Ö  212 yılında pek çok felsefe ve tarih kitabını yakar  Hıristiyanlığın ilk yıllarında Efes'te pek çok eser “tehlikeli” olduğu için yakılır  Ortaçağ'da Avrupa’da nerede ise bulunan tüm kitaplar yakılmıştır  Kilise İncil'in çevirilerine bile tahammül etmemiş ve ateşler hemen yükselmiştir  Nazilerin 1933'de Berlin'de Opera Meydanı'nda yaktığı büyük ateş hafızalardan hiç kaybolmamıştır  Musevi inanç sistemi de tarih boyunca belli aralıklarla en çok eseri yakılanlardan biridir  Birçok Batı dünyasında büyük bir dalga halinde yakılan kitaplardan biri de Amerika'daki çeşitli kiliseler "şeytani" buldukları için "Harry Potter" kitapları olmuştur  ” “Sibylline Kitapları”, kutsal kitaplar, onların farklı yorumları, muhalif sesler, özgür düşünce her daim kibritin ucundadır  13  yüzyılda Katharlar Katolik kilisenin kampanyasından kurtulamamış kendileri ve eserleri küllere karışmışlardır  1562 de Maya kitapları meşalenin ucundadır  Aztek kültürünün birçok eseri de İspanyollarca eller avuşturularak ateşe verilmiştir  Martin Luther’in Almanca çeviri İncil’i 1624’te Papanın emri ile ısınma amaçlı kullanılmıştır  Naziler “dejenere” olarak nitelendirdikleri 20  000 eseri ideolojilerine uymadığı için yakmışlardır  Irağın işgalinde de ırak kütüphanesi ve içindeki eserleri büyük ölçüde zarar görmüştür  Bilimin insanları aydınlatma ve geliştirme işlevi vardır  Bacon’a göre bilim, doğanın özüne yönelmelidir  Kant, aydınlanma düşüncesinin kurucu ilkesi olan akıl konusunda şöyle der: “Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır  Bu ergin olmayış durumu ise, insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanamayışıdır  İşte bu ergin olmayışa insan kendi suçu ile düşmüştür; bunun nedenini de aklın kendisinde değil, fakat aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanmak kararlılığını ve yürekliliğini gösteremeyen insanda aramalıdır  (Sapare Aude! Aklını kullanma cesaretini göster!)” “Onlar”ın kitaplarını, eserlerini, birikimini ortadan kaldırıp “kendininki”ni benimsetmeye çalışmak hastalığı yüzyıllardır süregelmektedir  Kitap yakmanın tarihi milattan öncelere kadar gider  Ağzını açıp gökyüzüne bakarak ateşi körükleyenlerin hep bir bahanesi vardır  Din, ahlak, ırk, vs    Kitap yakmak sistematik kitlesel bir sansürdür  “Tarih boyunca, insanları boyunduruk altında tutarak onlara hükmetmek isteyenler, bilgi, belge ve kültür kaynaklarını yok etmekle işe başlamışlardır  ” Bilgisizlikle savaşmak ve bilgilenip bu bilgiyi yaymak çok önemlidir  Arşivlerin ve kitaplıkların yakılarak ortadan kaldırılması yoluyla bilgilerin yok edilerek bilgisizlik ve cehaletin getirilmesi amaçlanır   Bu yolla bilginin yerine dogmaların konulması sağlanmış; bu da yıkım ve esareti beraberinde getirmiştir  Bilgiden korkanlar ve onu kendi menfaatine kullananlar için en büyük tehdit kitlelerin ulaşabileceği bilgidir  Bu, edindiği bilgiyi kendi menfaatine kullananlar ya da dogmatik at gölüklüler için kabul edilemezdir  Ezoterik eserler, bilimsel eserler, felsefefi ve edebi eserler, hayata farklı bir bakış açısı verdiği bireye, sorgulama, düşünme, okuma, aklını kullanma ve kendi yolunu çizme imkânı sağladığı için yakılacakların başında gelir  Din kullanılır, ırk kullanılır, ahlak kullanılır, toplumların üzerine titrediği, en kutsal hangi değerleri varsa onun üzerine oynanır ve hedefe ulaşılır  Binlerce yılın birikimi bir alana yığılıp mümkünse düşünenleri de yakarak tehlikeden günü kurtararak uzaklaşılır  Bu insana benzemezler zaman kazanırlar fakat katlettikleri o yüce insanlar ve onların hayatını verdiği ölümsüz eserlerinin asla ölmeyeceği de onların alınlarına nesiller boyu kazınır  Alman yazar Heinrich Heine 1821’de 15  yüzyıl İspanyol istilası sırasında geçmişe dair iz kalmasın ilkel mantığı ile Endülüs'te yakılan kutsal kitaplar için şöyle der: “Kitapları yaktıkları yerde, en sonunda insanları da yakacaklar  ” Bir yüzyıl sonra Nazilerin yaktığı kitaplar arasında söz konusu yazarın eserleri de vardır    Alıntı  | 
|   | 
|  | 
|  | İskenderiye Kütüphanesi |  | 
|  08-21-2012 | #2 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   İskenderiye KütüphanesiBİLGİ : 57/1 - 8  8  89/20  45 İskenderiye Kütüphanesi’ndeki 400  000 kitabın yok edilmesi, tarafımızdan uygun görülerek uygulamaya konmuştur  Onların yakılmaları için gerekli ilham indirilmiştir; çünkü onlarda bulunan önemli bilgiler, o devrin varlıkları ve çalışma sisteminin sonuçlarını ortaya koyan önemli belgelerdi ve bu belgelerin devamı, günümüzde çok tehlikeli buluşların yapılmasına neden olacaktı  Ve Dünya’nın sonunu hazırlayacaktı; oysa sözü edilen KIYAMET için henüz erkendi  Tüm bilgilerin yeryüzüne indirilmesi gerekmekteydi; zira o bilgilerle son çok yakına çekilecekti  Buna engel olduk ve Dünya Varlığını kurtardık  O bilgilerin bir kısmı hala gizli odaklarda kullanımdadırlar, ancak geniş kitlelere maledilmeleri halen tehlikelidir  Bunlar öyle bilgilerdi ki sözgelimi atomun parçalanışı, daha o dönemlerde gerçekleşebilirdi  Bu bir örnektir…Dünya’nın ve insanlığın var olagelmesinden bu yana çok değişik yöntemler uygulandı ve birbirini izleyen, tamamlayan bilgiler gönderildi  Ancak soyun arınmışlığı aranırken, yozlaştığı görüldü  Yozlaşmayla birlikte, bilgilerde de daha doğrusu bilgilerin özümlenmesinde ve yansıtılmasında da yozlaşmalar ortaya çıktı  Sözgelimi, güçlü telepat soy giderek zayıfladı  Bugünün insanının telepatik güçleri, o dönem insanlarının, âdemlerinin güçleri yanında 1/10 bile değildir  Çünkü gidiş kötüyeydi… kötüyle tekamül, sonu davet edebilirdi; öyle an gelirdi ki ALTIN ÇAĞ’a ulaşamadan dönüşü olmayan noktada evrensel kurallar devreye girerdi  Müdahale edilmiştir… gerekliydi; öyle gerekliydi!Doğru ile yanlışın, iyi ile kötünün, güzel ile çirkinin arasında salınım yapan insan cüz-i iradesinin alabora olması önlendi  Bu yüzden üzülmeyiniz; ancak böylesine değer verilen şeylerin bir Allah’ın indinde ne ölçüde değerde olduğunun – insan karşısında- bilincine varınız  Bu da, bu konuya eğilenlere bir derstir  Araştırınız, bilgileniniz! Bilgilenmek size yakışır, gecikenlerden olmayınız  Artık her şeyin ortaya döküleceği, döküldüğü; yeni tecrübelerin sonuçlarının alındığı; o döneme göre daha akılcı bir çağ var önünüzde  Bunu değerlendiriniz  Bu kadar  EK BİLGİ: - 8  8  89/21  45 İlahi kurallar, yasalar devrededir, daima işler durumdadır  Bu yasalara nasıl müdahale edileceğinin de yasaları vardır; biz bu yasaları kullandık  Aksi halde, Nostradamus’un kehanetlerindeki pek çok felaketin gerçekleşmesi gerekirdi  O, zamanın kesitlerinden görüntüler almıştır; ancak bu kesitlerde değişiklikler yapmak, insan soyunun geleceği ve tekâmülü için gerekliyse, bu müdahaleden kaçınılmaz; çünkü bunlar da ilahi iradenin kurallarıdır, tezahürleridir  İlahi Adalet Sistemi, bu müdahaleye yetkilidir, KAADİR-İ MUTLAK tarafından  Çünkü aksi halde, üzerinde titrediğimiz ve tekâmülüne çalıştığınız insanlık fiilinin anlamı kalmaz, insan olmanın anlamı kalmaz  Amaçtan ayrı düşmüş olur, doğru değildir  Pek çok kâhinin gördüğü ve haber verdiği büyük dönemler ise amacın parçalarıdır, bunlar Din Günü sınırları içindeki uygulama planlarıdır  Bunlarda bile zaman zaman düzeltmelere gidilmektedir; çünkü ZAMAN’ın Yoğunluğu, zamanın ENERJİ’si, madde üzerinde zorlayıcı etkilerde bulunmaktadır  Bu da enerji üzeri enerji biçiminde yüklenerek, evrensel programın doğasındaki yoğun enerji birikimini yönlendirmektedir  O da olayın yön değiştirmesine, amacından sapmasına neden olmaktadır  Tabii ki bu saptırma işlemi de görevli varlıklar ve yasalar doğrultusunda olmaktadır  Her şey planlıdır, programlıdır   bunun dışında, düzen dışında bir olayın düşünülmesi yanlıştır; yanlış düşünüldüğünü idrak ve ikrar etmek bile bir prensibin sonucudur  Tüm kurallar konmuştur, bunların dışına çıkılamaz… çıkılıyorsa bile, çıkılması için ihsan edilmiş başka bir kuralın devrede olması sonucudur; bunu iyi anlayınız! Bir olayın çok uzun vadeli ve çok yönlü sonuçlarını düşününüz; her bir ufak müdahale ya da değişik kararın, sonuçta ne tür değişimler yaratabileceğini düşününüz… bu, tahminlerin çok ötesinde muazzam bir olaydır   ve asıl olan da insanlığın TOPYEKÜN TEKAMÜL’üdür! EK KADEME BİLGİ: 57/3 - 24  7  90/14  10 İskenderiye Kütüphanesi’nin yaktırılmasının bir sebebi de, halen yaşamakta olduğunuz tüm TEKSİR ve TEDRİÇ planlarının vakanüvistlerce zabıtlarının bulunmasıydı  O planları tekrar yaşıyorsunuz  O dönem bilinseydi zararlı olur ve çok ülke yok edilmeye kalkışılırdı; toplu katliamlar yapılırdı ki amaç bu değildir  Ana program değiştirilmiştir  Bu kadar  (3) EK KADEME BİLGİ: 57/4 - 28  8  89/10  00 İskenderiye Kütüphanesi, büyük bir kitaplıktı  Buraya Mısır, Atlantis ve Uzay bilgileri toplanmış; hatta kıta aşırı varlıkların (insanların, hayvanların ve bitkilerin) yaşamlarıyla ilgili bilgiler mevcuttu  Bunlar, yüzyıllarca biriktirilmiş; binyıllarca anlatılmış bilgi ve öykülerin derlenmesiydi  Orada şu bilgiler mevcuttu: 1  Evren Yaratıcıları, Kudretler ve BİR Kanunları  a  Yaradılış – “OL” anı  b  Evren Hukuku, Evren Kimyası, Evren Korunması, Evren Bilgisi, Evren Zekâsı ve Allah’ın tüm Teknik açıklama şifreleri  c  Kader Planları, Karma Yasaları, Tekâmül Yasaları, Evren Ahlak Yasaları,d  Yaradılış, Yaratım Bilgi ve Kudretini kazanma ve HAKK olma yetkisine kavuşma esasları, Kanun ve Nizamları  e  Küf olma yasaları, Evrende Yaradılış-Yokoluş Sistem ve Yasaları ve Madde evrenin ömrü  Ne zaman varolduğu ve ne zaman yok olacağı; yeni Küf olacağı  f  Evrensel varlıkların öz bilgileri; geçmişten ve gelecekten öyküler  2  Göksel olayların esrarı, astronomi=yıldız hesapları, astroloji=burçlar  a  Göksel varlıkların gelişi ve onlarla ilgili bilgiler,b  Göksellerle ilişki ve onlardan olan Melez ırk,c  Göksellerle savaşlar,d  Göksel araç modelleri ve bilgileri,3  Tekâmül eden insanlık ve tekâmül aşamaları;a  İnsanın Yaradılışı,b  Genlerin devreleri ve evrimleri,c  Âdem soyları ve geçirdiği evreler,d  Tekâmül eden ırkların yükselmeleri ve ruhsal güce erişmeleri,e  Tekâmüldekilerin teknik, matematik, astrolojik, fizik, kimya ve yaşam üzerine inceleme ve buluşları; bunların teknik izahları,f  İnsanlığın ATA ağaçları: i  Yerli Soy, ii  Göksel Soy, iii  Melez Soy,g  Bunların gen kopyalarının evrensel döngüsü  Bu kopyaların türevleri, üretimleri  h  Genetik yaratıklarla ilgili geniş bilgi,ı  Simya ile ilgili geniş bilgiler,j  Meditasyon ve Nirvana=zirveye çıkışla ilgili geniş bilgiler,k  Kaç tekâmül basamağının atlandığı ve makamsal değer kazanıldığı,l  Çeşitli yaşam şekilleri atıfları ve Sistem şemaları,m  Atom bilgisi, Gen bilgisi, yaşam (ölümsüzlük) bilgisi   n  Çeşitli teknik araçlarla ilgili çizimler, buluşlar,o  Çeşitli peygamber, nebi, veli… soy ağaçları ve Gen sıralanışları,p  Sosyal ve tarihsel sıralama, sanat ve kültürde gelişilen nokta  Bu bilgi sınırlarını genişletmek mümkündür; ancak bunları yeniden HAKK etme yolunda performans gösteriyorsunuz; şöyle ki:1  Geçmiş anıları yöntemi, geleceğin tahribi ve intikam duygusunu körükleyebilir ve birbirlerini katletme ve yok etme yarışı hızlanırdı; bu yüzden UNUTMA denen şuur bulanıklığı genlere işlendi  2  Ancak, giderek ÖZ bilgilerini açma hakkını kazanan varlıklar; zaman barajını aştıkça (4), geçmişi önlerinde görmeye başlayacaklardır  Bu da geleceğe atfedilen, mazi planlarının genlerden okunan şifreleridir  Bu yüzden her şey HAL’dir ve haller yaşanmaktadır; geçmiş ve gelecek sizdedir denmektedir (5); öz bilginizde ikisi de vardır; gen olarak ve öz=ruhsal enerji olarak  Hedefiniz CEVHER olmak ve IŞIMAK’tır  Altınlığın bir başka tanımı da CEVHER OLUŞ’tur! Cevher olun ki, EVREN BEDEN’in gerdanına dizilin birer mücevher olarak  (Bu da bir kademe bilgidir, Evren Sanatı gözüyle!)3  Kötülüğün temsilcileri de enkarne olmuşlardır  Bunlar, kapalı genler kullanmayı (6), Melezleri tercih etmişlerdir ve zaman okuma yetilerini kullanarak ölüm silahları’nı yeniden diriltmeye çabalamışlardır  Halen de o temsilcilerden yeryüzünde mevcuttur!4  İskenderiye Kitaplığındaki bilgiler; özellikle genlerin oynanması ile ilgili bilgiler, çok şaşırtıcı ve korkutucu gelmiştir insanlara  (Yaktıranlar, ne tür bilgiye havi olduğunu biliyorlardı) Bunların bilgilerinin deşifresi ise daha büyük tehlikelere yol açacaktı  Üstelik DİN DÖNEMİ koşullarının ve kanunlarının ışığında; Vicdan mekanizması hatırlatma yaptı; geçmişte çekilen acıların tekrarlanmaması için empozisyon yaptırıldı  Halen o anıları hatırlıyorsunuz; ancak roman ve öykülerde; çizim ve resimlerde canlandırmayı yeğliyorsunuz ki öz bilgidir ve kaynakları da halen mevcuttur  5  Atom ve ölüm silahlarının mevcudiyeti, eski savaş planlarının tekrarı mahiyetinde sonuçlar doğurabilir ve giderek şuuru kapalı genlerin elinde yani yıkıcıların perspektifinde, yapıcılara Hayat Hakkı tanınmazdı  I  ve II  Dünya savaşlarınızda bunların bir kısmını denediniz ve karma program yaşadınız  (7)İnsan ırkı, geldiği yere DÖNME heyecanı içindedir  Bu, KOZMİK BÜTÜNLÜĞE dönüş çırpınışlarıdır ve kendi kendine yaptığı bu ispat, aynada gördüğü hayalin canlılığı ile orantılıdır  O bütünü hissetmekte, kavramaya çalışmakta; ancak bütüne karşı da kendini savunma yöntemleri aramaktadır  Bu, doğa kanunudur ve şu kısa yaşamında, her şeyi bir anda kavrayamamanın telaş ve endişesi içinde, kendini, aslını, aynayı bulmaya çalışmaktadır  Bu da YARADILIŞ KANUNLARI’ndan biridir1  KADER PLANCILARI, kaderi Planları’n tekrarında, bilinçlenen insanlığın takınacağı tavrı görmek ve tekerrürü bilinçlendirmemek için planları yok ettirdiler  Sadece İskenderiye değil; çok kitaplıklar o şekilde ortadan kaldırmışlardır; çünkü bilinçsiz ve saldırgan bir varlığın elinde tehlike her zaman yüksek boyutlara çıkar  Bunu bir taş ustası ve çocuklarla örneklemiştik  (8) O taşın şuuruna varılıncaya kadar el altında kaldırmakta yarar vardır  Ne zaman ki ihtiyaç duyacak ve gerçek anlamda onu kayra yöneltecektir; o zaman arayıp bulacaktır ve o zaman o taş, onun için bir DEĞER ifade edecektir  Ancak yine açık şuur varlıkların sadece HIRS veya KİBİR basamaklarında kendilerini kilitlemelerinin de tehlikelerini yaşamaktasınız  EL-RAKİP yasalarının tezahürleri ile EL-KİBİR yasalarının tezahürleri olarak devrededirler  kaynak: Anonim-Us-1 | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |