Dr. Mustafa Merter İn Yeni Çağ Manevi Akımları İle İlgili Görüşleri |
08-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Dr. Mustafa Merter İn Yeni Çağ Manevi Akımları İle İlgili GörüşleriArkadaşlar , " 900 katlı İnsan" kitabının yazarı psikiyatrist Dr Mustafa Merter in , Yoga, Meditasyon gibi yeni çağ manevi akımları hakkındaki görüşlerini aşağıya alıntılıyorum , Bu alıntı kendisiyle yapılmış bir roportajın bir bölümüdür , Farkındalık tan bahsetmemiş ama, görüşleri kısmen onuda kapsayabilir, Görüşleri çok net ve anlaşılır, şahsen benim kafam karıştı ve bıraksam mı bu uygulamaları diye şüpheye düştüm, Özellikle Wish in cevabını merak ediyorum , Soru 1 :Son yıllarda ivme kazanan yoga, meditasyon vb Yeni Çağ Manevi akımları hakkında, bunları bizzat deneyimlemiş biri olarak ne düşünüyorsunuz ? Yoga, meditasyon gibi yeni çağ manevi arayışlarında, Yaratan ile bağlantı kurmadan, Onun tavsiyelerine uymadan, kendi başına, gerçek rehberi bulmadan bilinmez bir alana girme riski var Yine bir benzetme yaparsak, bu arayış hazırlıksız, rehbersiz Himalayalardaki bir doruğa çıkma isteğine benziyor Bir kere niye oraya çıkmak istiyoruz sorusunu sormak lazım Eğer burada benmerkezci nedenler (daha sağlıklı, daha etkin, daha güçlü, daha farkındalık içinde) devreye giriyorsa, bizim anlayışımıza göre bu iş baştan sakat demektir Çünkü tasavvufun bize öğrettiği gerçeklerden birisi işin başının da , sonunu da insanlığa ve dünyaya hizmet olduğu ilkesidir Bu gerçeği bilmezsek veya unutursak, kendimizi çıkmak istediğimiz doruk yerine, bir hedonizm ve menfaatperestlik vadisinde bulabiliriz Bir diğer büyük tehlike ise, insan - Rabb bağlantısı olmadığında, ortaya çıkacak sonuçları “ ben yaptım “ duygusuyla yaşamaktır Hayır efendim biz hiçbirşey yapamayız, verilirse alırız, edeple, temkinle o güzel hâlleri yaşarız Temkin o güzel hâller geldiğinde (bazen olağanüstü önsezi, telepati, keramet hâlleri olabilir) zerre kadar bu hâllerden dolayı gurur, kibir duymamak ve itidal dengesini kaybetmemektir, sır saklamaktır Yine yaşanan hâl ne olursa olsun, “Nirvana” nın statik bir durum olmadığını, hep yeni bir gelişme fırsatının önümüzde olduğunu bilmektir Dervişin “Nirvana” larının sonu yoktur, o hiçbir hâle takılıp kalmaz Ve tüm bu gelişim süreci boyunca hep “ mubarek Tur vadisinde “ olduğunu bilmesi ve oraya yakışan edebi muhafaza etmesidir Edep ilâhi kökenli evrensel bir değerler manzumesidir, her dinin aslında aynı edep vardır Soru 2 : Peki niyet baştan yanlışsa, hedonist (zevkperest) ve benmerkezci bir yapı oluşmuşsa ve birde edep korunmuyorsa, bunun neresi manevi gelişimdir? Böyle kitapsız, rehbersiz “dağlarda / doruklarda” dolaşmak bir süre sonra insanı yorar (bu süre onlarca sene olabilir), eller ayaklar üşümeye başlar, heyecan gider, ümit söner ve insan çaresizce yola çıktığı vadiye geri döner Ama artık orada da mutlu olamaz çünkü az da olsa yücelerin muhteşem manzarasını görmüştür Bir köşeye çöker kalır, ya kendini alkole veya başka bir maddeye verir ya da bizim “manevi aidiyetsizlik depresyonu / spritual no mans land depression” diye tanımladığımız bir rahatsızlığa duçar olur Bu nedenle yeni çağ manevi arayışlarının “manevi” kozmik lunaparkındaki araçlara binmeden tüm bu uyarılar üzerine ciddi tefekkür etmek gerekir |
Dr. Mustafa Merter İn Yeni Çağ Manevi Akımları İle İlgili Görüşleri |
08-20-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Dr. Mustafa Merter İn Yeni Çağ Manevi Akımları İle İlgili Görüşleriben buraya yazarım 30 sayfa sürer =) doğru söylemiş ama eksik olayın matrix filmindeki gibi olduğunu hayatın yalan ve yansıma olduğunu hesaba katmadan olmaz şu an sen bir yalanın içindeki saçmalıklar üzerine düşünüyorsun =) komik bence yunus emre gibi odunu ke sgetir yapcak birşey yok hadi oyunu çözdüm ne zaman perde açılacak da diyebilirsin (ki tasavvuf buna kavuşmak diyor ölmek istiyor) ya da tasavvufi (nirvana ile aynı şey) bir bakışta olmazsın bütün bunların yalan olduğunu bilirsin ve bu dünyanın kurallarına göre yaşarsın oyunu çözmüş ve istediği herşeyi elde edebilecek üzülmeyen düşüncelerinin hakimi farkında birisi olarak bunada ehli sünnet deniliyor islamiyette kısaca iki yol var; 1)tam teslimiyet (tasavvuf , nirvana) 2)dengeli yaşam (islamiyet ehli sünnet , zen buda) birini seçmek sizin elinizde ister tekkeye dergaha gidin teslim olun (aydınlanma), ister acıları tamamen yokedemesende büyük ölçüde azaldıp bu dünyada da birşeyler yapabilecek kadar zekanızı bırakın ileri tasavvufta abdallık vardır abdallar sadece Allah aşığı olur Bu dünyayı terkederler budizmde nirvana vardır , keşiş hayatı yaşanır dünya terkedilir ehli sünnette ise bunlar yanlıştır çünkü bu dünya hayatını da yaşamalıyızdır şimdi şaka gibi geliyor olabilir saki böyle yazılınca yapılıyor mu gibi farkındalık yazımı okuyup uygulamaları yapan bir insan kesinlikle gelip de bana " ya hoca okudum yazdıklarını hiçbirşey olmadı ordakileri yaptım düşüncelerimi izledim hiçbirşey değişmedi" diyemez bunlar çok basit şeyler ama zor olan karar vermek günahlarına takılıp ahh ben ne hatalar yaptım deyip pişman olmak mı? yoksa hatalara takılmayıp sadece sevaplara koşan ve şükreden olmakmı işte karar bu farkındalık uygulamaları ikinci seçimin uygulanması için gerekiyor birde 3 yol var istersen şeytanla arkadaş olursun ve büyücü olursun farkındalığı çözersin ve anlaşmalarını şeytanla yaparsın böylece satanist bir yolda büyü ile uğraşır cehennemi seçersin bu yolu seçenlerde oldu Allah bizi kötü yola düşmekten korusun |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|