|  | Çakralar |  | 
|  08-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   ÇakralarÇakra, Sanskritçe’de tekerlek anlamına gelir, ateş çarkı da denir  Bedenimizin içerisinde çakralar olarak bilinen yedi temel enerji merkezi hormonal salgı bezlerinin ve büyük sinir ağlarının üzerinde ya da çok yakınında olup belirli noktalarda omurgayla kesişirler  Kadim metinlerde “Yedi Mühür” ya da “Yedi Kutsal Salgı Bezi” olarak bilinir  Yoga asanalar ve nefes teknikleri ile çakraları harekete geçirir  Çakraları açmak ve enerji akışını artırmak demek o kadar sağlıklı olmak demektir  Sistemdeki bir hastalık, enerjideki dengesizlik ya da enerji akışının engellenmesinden kaynaklanır  Ancak çaba göstermeksizin ve olgunlaşmadan açık kalmaya psikolojik olarak hazır değiliz  Onun için öncelikle kendimizle uğraşalım diyoruz  Her çakra, varlığımızın-büyüme ve sağlığı da kapsayan-çeşitli fonksiyonlarını kontrol eden hormonal sistemdeki bir salgı bezi ile bağlantılıdır  Bu salgı bezlerinin fonksiyonlarındaki ağırlaşma; hayata bakışımız, ruh halleri, davranışlar ve mücadele yeteneğimiz üzerinde etkiler meydana getirecektir  Salgı bezlerinin durumuna bağlı olarak;sıkıntılı  öfkeli, korkulu, kötümser ya da mutlu, huzurlu, güvenli ve iyimser hale gelebiliriz  Salgı bezleri beyine ve buradan da varlığımızın duygusal, zihinsel ve spiritüel yönlerine bağlıdır  Bu çakraların fiziksel bedenimizde bulundukları yerlerdeki kısımları, kendileri ile ilişkili olan (duygusal-zihinsel) hallere bağlayan iletkenler gibidir  Hasta olmak suç değildir, hastalanmak, hayat deneyiminin bir parçasıdır ve herkes bu deneyimden farkında olarak ya da olmayarak geçer  Zihninizi, bedeninizi ve ruhunuzu iyileştirmede etkin ve olumlu bir rol oynayabilirsiniz  Çakraların içerdikleri yetenekleri hayatımızda kullanmak için amaç;her çakradan yayılan enerjinin farkına varmak ve gerektiğinde o çakra üzerinde çalışmaktır  Bedenlerimiz, iç içe geçmiş karmaşık dünyalar gibidir  Nerede başladığını ve nerede bittiğini biliriz, fakat çok büyük ve hiçbir zaman anlayamadığımız gizemlerle doludurlar  İnsanın tasarlamış olduğu hiçbir makine insan bedeni kadar karmaşık ve ustalıklı değildir   Bedenimiz büyük oranda sudan oluşur ve tıpkı bedenimizde sürekli bir akışın olması gibi çakralar ve onlara yüklediğimiz yetenekler arasında da bir akışın olduğunu bilmeliyiz  Çakraların psikodinamik işlevi, auranın 3 bedeni ile ilgilidir, yani bedenin dünya planında fiziksel, duygusal ve mental etkileşimleri ile ilgili katmanlarla  Birinin kalp çakrası olması gerektiği gibi işliyorsa, o kişi sevme işinde başarılıdır  Auranın her katmanı bir çakra ile ilişkilidir  Auranın incelenmesi, tıp ile bizim psikolojik kaygılarımız arasında bir köprü görevi görebilir  Fizik beden üzerindeki 7 ana çakranın yerleri vücudun o bölgesindeki ana sinir ağları ile uyum gösterir  Bunun yanında enerji çizgilerinin kesiştiği 21 çakra bu 14 noktaya denk düşer  Bu girdap noktaları Çin tıbbının uyguladığı akupunktur noktalarına denk gelmektedir  Aurik beden çakralarının 3 ana işlevi vardır: 
 1  ÇAKRA (Kök çakra) RENK: Kırmızı YETENEK: Kabullenme ÇAKRA ALGILAMASI: Dokunma, hareket ve varlık, kinestetik, BİLGİNİN YAPISI: Bedeninizdeki kinestetik his: denge, titreşim, tüylerin diken diken olması, enerji akışı, fiziksel acı ya da zevk alma hisleri  MEDİTASYON PRATİĞİ: Yürüme, meditasyon, dokunma, derin gevşeme GÖLGE DUYGU(LAR): Kızma, gücenme, sertlik ELEMENT: Yer ( toprak ) ASTROLOJİK BURÇLAR VE GEZEGENLER: Koç/Mars: İlk yaşam enerjisi, başarma gücü, saldırganlık Boğa: Dünyaya yakınlık, kararlılık, sahip olma, maddi zevk  Oğlak/Satürn: Bünye ve kararlılık  Aurik düzeylerde şuurun ifade edilişi: Esiri düzey Şuur ifadesi: Fiziksel duyumsamalar Affirmasyon: Fiziksel olarak hissediyorum  YERİ: Boşaltım organlarının bulunduğu apış arasında, omurganın en altında, bağırsakların ve anüsün birleştiği güç merkezinde bulunur  Alışkanlıkların, yaşamımızı sürdürmek için otomatik davranış ve derin içgüdüsel, kalıplaşmış hareketlerimizin vatanıdır  Burası zekamızı, konumumuzu ya da yaşımızı hiç önemsemeden hepimizde derinlemesine yer etmiş olan bilinçsiz merkezimizdir  Önce alışkanlıklar edinirsiniz, sonra da bu alışkanlıklar sizi oluşturur  Yaşam iradesi ile bütünleşen bu fiziksel yeterlilik hali, kişiye güç ve canlılık “mevcudiyeti” sağlar  Bu kapalı veya bloke edildiğinde fiziksel canlılığı sağlayan şeyler de engellenmiş olur ve kişi fiziksel dünyada var olma isteğini yitirir  Fiziksek aktiviteden kaçar, enerjisi düşüktür ve kendini “hasta” hisseder  Gerçekten kabul etmek için, kendi insan doğamızla barış yapmamız gerekir  Eğer kendimizi kendi bedenimizde desteklenmiş, kök salmış ve rahat hissetmezsek, bu çakranın gölge duygusu olan kızgınlıkla dolarız  Acı ve öfke ile dolu olan insanlar acınacak haldedirler, fakat yine de kendi zavallılıklarına sıkı sıkıya bağlı kalırlar, çünkü en azından bu duygu onlar için tanıdıktır  Birinci çakranın enerjisi uyarılıp bedene dağıtıldığında kendimizi yenilenmiş hissedersiniz  Sonra yer elementi, yani bedeninizin boğa gibi güçlü, cesur yanı canlanır  Buna ihtiyaç duyduğunuzda tek yapmanız gereken zihinsel olarak bu bölgeyi sıkmaktır  Sonra kendi zirvenize çıkarsınız  Çakranız size bu konuda yardımcı olur  Yere kök saldığımızda, önemli bir duygusal iş olan kabullenme kapasitemiz daha fazla olur  Kabulleniş, yargılamanın tersidir  Kabullenme zarafet dolu ve saf bir lütuf gösterme hareketidir  Kabullenici olmak için önce taklit edin ve sonra gerçekten yapmaya başlarsınız  Harekete geçin, duygu ve iyileşme bunu izleyecektir  Eğer birisini kabul etmek için mükemmel zamanı beklersek bu zaman hiç gelmez  Eğer birinin davranışlarının bizi artık sıkmayacağı anı beklersek hiçbir kabulleniş olmaz  Korku ve güvensizlik duymadığımız zaman kabullenme kapasitemiz artar  Kabullenme ya da kabulleniş, dünyadaki hemen her dinin temel öğretisidir  Pek çok insan, kabullenmenin bize büyük yararlar sağladığında fikir birliği etse de, sürekli olarak gücenme ve yargılama içinde yaşamayı seçtiğimizde ödenmesi gereken bedensel bir bedel olduğunu anlamamaktadırlar  Yargılamak ve aklımızı bu yargıya takmak bedenimizde oluşan hastalıklar şeklinde kendini gösterir  Eğer kendinizi kabul eder ve kendinizi eleştirmemeyi öğrenirseniz bedensel, zihinsel ve ruhsal anlamda gerçek sağlığa ulaşırsınız  Sindirim ve boşaltımla ilgili sorunlar, pek çok insanın kendini tam anlamıyla sağlıklı hissetmesine engel olan çeşitli endişelerden kaynaklanan nedenlerdir  Düzenli bedensel çalışma, yoga ve meditasyon yaparak olumlu bir zihinsel tutum geliştirerek, bol meyve ve sebze yiyerek kişi sağlığına kavuşabilir  Yedikleriniz 18 saat içinde boşaltılmazlarsa bedeniniz zehirlenir  Öfke duyduğumuz kişi ile aramızda ortak herhangi bir nokta olduğunu iddia ettiğimiz sürece onu kabullenmemiz olanaksız olacaktır  Eğer bunun yerine, diğer kişinin ne hissettiğini hayal etmeyi denersek, öfke ve kızgınlığın demir zincirlerinin gevşemeye başladığını hissederiz  Empati duymak sempati anlamına gelmez  Sempati “senin gibi hissediyorum”derken empati “nasıl hissettiğini biliyorum” der  Empatinin en iyi yanı sağlıklı bir ayrılığa olanak tanımasıdır  “Senin acını hissetmeye ihtiyacım yok, sadece benim de senin gibi acı çektiğimi hatırlatmaya ihtiyacım var” der  Empati hepimizin ayrı fakat aynı zamanda birbiriyle bağlantılı olduğumuzu anlamamızla ilgilidir  Eğer kendinizi bir başkasının davranışına tepki verirken buluyorsanız yapacağınız ilk şey bu kişinin 7 yaşında olduğunu hayal etmek olsun  Trafikte size yumruğunu sallayan adam, gerçekte onunla ilgilenmek için zamanı olmayan bir babaya sahip küçük bir çocuktan daha fazlası değildir  Resmi bir binada çalışan kaba memura, gerçekte kendisine pek çok kereler çirkin ve aptal olduğu söylenmiş, utangaç küçük bir kızdan başkası değildir  Eğer, incinme ve acıyı görmek için kendinize zaman ayırırsanız sevecenlik hissetmek ve gününüze devam etmek sizin için kolaylaşır  Sevecenlik duymadan yaşamak kişinin için için yanmayı kabullenmesi demektir  Zehir, bedeninizin her hücresine sızar ve genellikle kanser gibi feci bir sonuca neden olur  Kendinizi sevin, hayatınızı sevin ve geçmişi bırakın  Geçmişin acıları size sadece acı verir  Kendinize zarar vermek zorunda değilsiniz  Kabullenme, hayatınızı değiştirmek için uygulayacağınız reçetenin bir unsurudur  Eğer gününüze kabullenme ve minnetle başlarsanız Buda, Muhammet, İsa, Dalay Lama, Rahibe Teresa gibi her olağanüstü insan gibi, her şeyi kabullenme yeteneğine sahip olanlarla aynı yolu izlersiniz  Hiç bir şey sadece iyi ya da kötü değildir: düşünce onu iyi ya da kötü yapar  Derin düşünün, iyi düşünün  Büyük düşündüğünüzde büyük olursunuz  2  ÇAKRA (Sakral – Cinsel Çakra) Kişinin ikamet ettiği yer anlamına gelir  Dalak, pankreas ile bağlantılıdır  Bedende bulunduğu bölge cinsel organlardır  Bedendeki şuursuz faaliyetler, cinsel dürtüler ve düşük seviyeli ilişkiler ile ilgilidir  YETENEK: Yaratıcılık RENK: Portakal rengi GÖLGE DUYGULAR: Aşırı uca gitme, suçluluk ELEMENT: Su ÇAKRA ALGILAMASI: Duygusal BİLGİNİN YAPISI: Duygusal his;neşe, korku, öfke MEDİTASYON PRATİĞİ: Esenliğin rahatlatıcı duyusu üzerine meditasyon Aurik düzeylerde şuurun ifade edilişi: Duygusal düzey Şuur ifadesi: Kişisel duygular Affirmasyon: Duygusal olarak hissediyorum ASTROLOJİK BURÇLAR VE GEZEGENLER: Yengeç/Ay: Duygu zenginliği, alıcılık, verimlilik  Terazi/Venüs: Kişinin kendine ilgi göstermesi, eş olma temelinde ilişkiler, bedensellik, yaratıcılık  Akrep/Pluton: Bedensel arzu, cinsel birleşme sırasında kişinin, egosunu terk ederek kişiliğini dönüştürmesi  İnsanlığın büyük bir çoğunluğu için cinsel enerji doyum sırasında yüklenir ve boşalır  Bu hareket bedeni enerji ile doldurur ve bir enerji banyosuyla yıkar, beden sistemini tıkanmış enerjiden, atık ürünlerden ve derin gerilimden kurtarır  Cinsel doyum kişinin fiziksel esenliği için önemlidir  Cinsel birleşme yolu ile sağlanan derin birleşmedeki ortaklaşa terk ego “ayrılığını”terk etmek ve birliği deneyimlemek için insanlığın sahip olduğu ana yollardan biridir  Sevgiyle ve eşinizin kendisine, özgürlüğüne saygı duyularak yapıldığında fiziksel düzeyde içsel evrimleşmeye ait eşleşme dürtülerini ve ilahi olanla birleşmeyle ilgili derin ruhsal özlemlerin birleşiminden oluşan kutsal bir deneyimdir  İki insan varlığının hem ruhsal hem de fiziksel unsurlarının birleşimidir  Kasık merkezindeki blokajlar, kendini açık tutamayan ve eşinden cinsel beslenme alamayan bir kadının fiziksel doyum yaşamasını önler, cinsel organıyla bağlantı kuramaz ve cinsel ilişkiden zevk alamaz, ayrıca saldırgan olabilir  İlişkide üstte olmayı ve hareketlere hakim olmayı isteyebilir  Her zaman kontrolü elinde tutmak istemektedir  Sağlıklı ilişkide ise bu değişir, kadın bazen aktif bazen kabul edici olmak isteyebilir  Eşinin nazik ilgisi ve kabulüyle, kadının kasık çakrası zamanla ve yavaşça açılabilir(Burada cinsel ilişkide sadece vermek ve almak arasındaki dengesizlikten bahsediliyor)  Erkeğin kasık çakrasında blokaj varsa erken doyum ya da ereksiyon olmama durumu görülür  Tüm cinsel vermekten korkmaktadır ve bunu tutar, enerji akışı sekteye uğrar, tıkanık ya da geriye doğru, kuyruk sokumu çakrasına doğru yönelir  Doyumda, enerjiyi penis yerine, sırttaki 2  çakradan bırakır, bu da bazen acı verici olur ve kişiyi ilişkiden soğutur  Çoğu kez “sahte” çözüm, bir diğerini suçlamak veya bir başka eş aramak şeklinde olur  Sorunun kökünden kaynaklanan ve imgeleri kazıp çıkartma yoluna kadar sürüp gider  İki insan birbirini suçlamak yerine zorluğu kabul eder ve sevgi vermek üzerinde yoğunlaşır, eşine anlayış ve destek gösterirse sorun kolayca halledilir  Bu zaman ve sabır ister, karşılık beklemeden gerçek vericiliği gerektirir  Derken, suçlamaları bırakıp sevgi vermekten karşılıklı güven ve saygı doğar, cinsellik de güç kazanır ve olumlu bir deneyim haline gelir  2  çakra, arzu, ihtiras, ikicilik, kutupsallık, hareket, değişim ve yaratıcılık ile ilgilidir  İçimizdeki pek çok çekişmeyle ilgilidir  Bu merkezdeki titreşimler olumlu olduğunda yaşam renkli, canlı ve derin bir anlama sahip olur  Tıkalı olduğunda yaşamı da neşesiz, boştur ve dünya ona yorucu ve sıkıcı gelir  Ürememiz hakkında karar verme yeteneğine sahip olmamıza rağmen bilinçli olarak çocuk sahibi olma düşüncesini kabul ya da reddeden tek türüz  İnsanoğlu, cinsel anlamda bilince sahip tek yaratıktır ve bunun sonucu olarak ta dünya üzerindeki cinsel anlamda belki de güvensiz yaratıklarız  Dünyada geçirdiğimiz bu sınırlı zamanda ne yapacağımız hakkındaki kararımız, yaratıcılık konusundaki yapabileceğimiz en büyük çalışmadır  Bu kararı her gün, hayatımızın her anında tekrar gözden geçirmemiz gerekir  Genelde insanlar yaratıcılığı sanatçılarla bağdaştırırlar;gerçekte ise, yaratıcılık herkesin doğuştan gelen hakkıdır  Şimdi ve burada yaşamak, sizi neyin mutlu ettiğini bulma ve sonra da yaşam yolunu izleme eylemidir  Yaratıcı bir hayat yaşamak için yanlış yapma korkumuzu yenmemiz gerekir  Yaratıcılıkla ilgili olan 2  çakramızı geliştirmenin iyi bir yolu bedensel çalışmalardır  Beden uyumlu çalıştığında huzur vardır  Fakat bedenin herhangi bir parçası bedenin ritmini bozacak biçimde uyumsuz çalışıyorsa o zaman rahatsızlık görülür  Rahatsızlık, bedenin uyumsuz bir biçimde çalışmasından, ritmi kaybetmesinden başka bir şey değildir  2  çakradaki rahatsızlıklar: regl döneminin sorunlu gedmesi, kısırlık, böbrek ve mesane ile ilgili sorunlar, prostat kanseri, yumurtalık kanseri, hormonal dengesizlikler  Suçluluk, “ben şundan daha değersizim” düşüncesi ile özetlenebilir  İnanç, birisinin size söylediği, suçluluk ise sizin kendi kendinize söylediğiniz bir şeydir  İlişkilerde en sık rastlanan sorun para ve cinselliktir  Para ve cinselliğin yuvası olan 2  çakrada gereğinden fazla suçluluk duygusu vardır  Paranın hayatımızda doğal bir şekilde akmasına olanak tanımamızın ne kadar önemli olduğunu kendinize hatırlatmanın pratik bir yolu bolca su içmeyi hatırlamaktır  Eğer kendinizi para ile ilgili olarak korku ve suçluluk hissederken bulursanız, yeterince su içtiğinizden emin olmalısınız  Her şey yaratıcı tarafından yaratılmıştır: paramız, ailemiz, her şey      Eğer zenginliği her şeyin bol olduğunu düşünmek olarak görüyorsanız, hayatınızın her gününde zengin olursunuz  Yaratıcılığımızı kullanarak çevremizde bizi saran imajları seçmek farkındalığımızı geliştirir  Çevrenizin farkında olun  Cinselliğiniz konusunda farkındalık eylem size kalmış bir şeydir, suçluluğunuzu arkanızda bırakın, bunun yerine kendinizi inceleyin  Suçluluğun bir amacı vardır, tıpkı öfke, korku ve acının kendine özgü yeleri olması gibi suçluluk duygusunun da bir yeri vardır  Suçluluğun size bize uyarı olmasına izin verin, eğer uyarı olarak kullanmazsak içimizde iltihaplanmaya başlar ve bizi yaratıcılığımızdan yoksun bırakır  Eğer bir konuyu öğrenmek istiyorsanız onu okuyun  Eğer bir konuyu anlamak istiyorsanız onu inceleyin ve o konuda ustalaşmak istiyorsanız onu öğretin  Yoğun suçluluk ve keder duygusu, kendinden nefret etmenin uç aşamasıdır  Bu, asla yeteri kadar çekici, yeteri kadar akıllı, yeteri kadar iyi olmadığımızı söyleyen bir sestir  Hayatınız boyunca yaratıcılığınızı kullanma şansı bulabileceğiniz pekçok şeyle karşılaşacaksınız, hiç bir zaman başlamak için geç değildir, seçim size kalmıştır  Sonuç olarak üreme organlarımızın bulunduğu bölgede yer alan 2  çakra içimizdeki yaratıcılık yeteneğini bulduğumuz yerdir  3  ÇAKRA (Solar Plexus Çakrası) “Mücevherler şehri” anlamına gelen Manipura da denilir  Hükmetme, ben merkezci duygular ve kendi kendine eş koşmayla ilgilidir  Akli ve zihinsel süreçler duygusal hayatın düzenleyicileridir  Solar pleksusu adı da verilen bu çakra kalp ile cinsellik arasında bir blok görevi görür  Yaşamımızdaki kavramsallaşmayı, hayal gücümüzü sağlayan ve tamamlayan bir itici güçtür  Bir şeylere inanıp onu yapma kararlılığını gösterme gücünü burada buluruz  RENK: Sarı YETENEK: Kararlılık GÖLGE DUYGULAR: Öfke, açgözlülük, hırs ELEMENT: Ateş Aurik düzeylerde şuurun ifade edilişi: Zihinsel düzey Şuur ifadesi: Düşünme Affirmasyon: Düşünüyorum ÇAKRA ALGILAMASI: Sezgi BİLGİNİN YAPISI: Spesifik olmayan bir şeyi bilmenin belirsiz duyusu;mutlak bir ölçü, şekil duyusu ve duyusal olmayı isteme MEDİTASYON PRATİĞİ: Zihnin tek noktalılığı YERİ: 8  Toraksta, göbek deliğinin üstünde ASTROLOJİK BURÇLAR VE GEZEGENLER: Aslan/Güneş: Sıcaklık, güç, bolluk, takdir toplamak, güç ve toplumsal mevki için uğraşmak  Yay/Jüpiter: Yaşam deneyimini kabullenme, gelişim ve genişleme, sentez, bilgelik, bütünlük  Başak/Merkür: Sınıflandırma, analiz, itaat, nefsini yenerek hizmet etme, kendini adama  Mars: Enerji, faaliyet, eylem iradesi, öne çıkarma  Psikolojik işlevi: Büyük zevk ve coşku, ruhsal bilgelik, yaşamın evrenselliğinin şuuruna varma, evrende olduğunu bilme    Güneş sinir ağı ve böbreküstü bezleri, karaciğer, bedendeki tüm sindirim sistemini kapsar  Adrenalin bezleriyle ilişkilidir  HEDEF MERKEZ GÖBEKTİR  Meditasyon pratiğinde zihnin tek noktalılığı sağlanmalıdır  Ana rahminde göbek kordonu yoluyla besleniriz, doğduktan sonra da güçlü bir enerji merkezi olmaya devam eder  Etkin duruma gelince kendimizi daha canlı ve güçlü hissetmemizi sağlar  3  Çakra ateş elementi tarafından yönetildiği için mum alevinin ucunun rengi olan sarı(1 ve 2  çakranın devamında kırmızı-turuncu=sarı) varoluşumuzun içinde yanan bir alevi oluşturmaktadır  3  Çakra üzerinde çalışmalar size anı ve sonsuzluğu deneyimleme becerisi kazandırır  Sigarayı bırakmak veya rejim yapmak isteyen bir kişinin 3  çakra enerjisini uyarması ve bu enerjiyi hayatına daha fazla sokması yararlıdır  Çünkü bu çakranın, insanın eylemleri üzerinde denetimi vardır ve göbek deliğindeki ateşin, tüm alışkanlıkları, davranış tarzlarını yakıp kül etmek ve bunlardan arınma için kullanılabilmektedir  İlk 3 çakra tıpkı bir ağacın kökleri ya da bir binanın temeli gibidir, enerji bedenimizin olduğu kadar fiziksel bedenimizin de temelini oluştururlar  Göbek çakrasının ilginç işlevi de aslında kalp çakrasının görevi olan solunumdaki rolüdür  Akciğerler kalp merkezinde olsalar da diyafram, akciğerlerin altında olan kaslar göbek bölgesinde yer almaktadır  Akciğerlerinizden nefes almayı bırakıp karnınızdan nefes almaya başlayın  Çünkü nefes alış-verişinizin uzunluğu ve derinliği sizin ruhunuzun karşınızdaki insan üzerindeki etkisini belirleyecektir  Başlangıç için aşağıdaki egzersizi kendinizi zorlamadan yapın  
  Nefesle kararlılık yeteneğinin ilgisi: nefes alış-verişinizde kararlı olursanız her konuda kararlı olursunuz  Önemli bir iş için hareket etmeden önce ne yaparız?       Önce derin bir nefes alıp sonra harekete geçeriz  YEDİKLERİNİZİ, GİYDİKLERİNİZİ YA DA EN ÇOK YAPTIĞINIZ BİRŞEYİ DEĞİŞTİRDİĞİNİZDE TÜM HAYATINIZ DEĞİŞEBİLİR  3  Çakranın diğer duygusu da öfkedir  Çok öfkeli birisi için “çok aksi” veya “safra ile dolu” gibi tabirler kullanırız  Safra, öd  çakradaki karaciğerin ürettiği bir maddedir  Kızdığımızda sinirden karnımıza ağrı girer veya midemiz bulanır  Annemizin kalıplaşmış pekçok bedensel ve duygusal alışkanlığı ana rahmindeyken bize geçer  Bu arada onun nefes alış-verişini de doğduktan sonra taklit ederiz  Bu yüzden yoga ve nefes teknikleri üzerinde bilinçli olarak kendimizi eğitip, karından nefes alıp vermeyi yaşadığımız her ana geçirmeliyiz  Teknik bilmiyorsanız;dakikada 50 kez nefes alıp verirsiniz  Eğer 10 kez ise canlanırsınız, 5 kez ise akıllı olursunuz  Dakikada 1 kez nefes alıp verirseniz yenilmez olursunuz  Nefesinizin gücü sizin denetiminizde olmalıdır  Sadece nefes ve yoga çalışarak kronik sırt, boyun, beden ağrılarından kurtulanların sayısı az değildir  Kararlılık yeteneğinizi geliştirmek için yoga da esneme duruşu vardır  Bunu günde 1 dakika ile başlayıp 3 – 4 dakikaya çıkarabilirsiniz  Burada hareketin yanında burnunuzdan ateş solunumu (burun deliklerinden çok hızlı nefes alıp vermek) yapmaya başlamaktır  Bu solunum sinir sisteminizi güçlendirir, kanı temizler, enerji verir ve kendinizi canlı ve parlak hissedersiniz  Öfkenin bedende kendini ilk gösterdiği yer karaciğerdir  Karaciğer endokrin bezidir ve kanımızdaki zehirleri atmak için iyi bir filtredir  Siroz, alkol veya uyuşturucudan olduğu gibi hissettiğiniz abartılı acı ve öfkeden de oluşur  İş stresi nedeniyle karaciğerin kötü çalışması sonucu hepatit oluşabileceği gibi  Karaciğer için pancar ve pancar yaprağı ya da pancar suyu (günde 50-6- cl), her tür turptan, özellikle Japon turpu yemek, yogi çayı içmek önerilmektedir  BASTIRILMIŞ ÖFKE KENDİNİ HASTALIK OLARAK DIŞA VURUR  3  Çakrada bulunan adrenalin bezleri “öfke-stres döngüsü” dediğimiz süreçte büyük rol oynar  Bedende “savaş ya da kaç” karşısında tepki vermek için adrenalin ve kortizon salgılayan bu bezlerdir  İnsandaki her yeteneğin diğerleri üzerinde tıpkı bir domino taşı gibi etkisi vardır  Eğer azminizden küçük düzeyde bile onurlandırmaya başlarsanız, hayatınızda gelişme ve iyileşme olduğunu göreceksiniz  KARARLILIK, KURTULUŞUNUZ OLABİLİR  4  ÇAKRA (Kalp çakrası) Şifa sürecinde kalp dünya planına ait enerjileri ruhsal plana ait enerjilere, ruhsal plan enerjilerini de dünya planı enerjilerine dönüştürür  Fiziksel dünyadaki davranışlarımızın merkezi burasıdır  Ego iradesi ya da irade ile ilgilidir  YETENEK: Sevecenlik, şefkat, sevgi, muhabbet  RENK: Yeşil, pembe GÖLGE DUYGULAR: Korku, bağımlılık ELEMENT: Hava Aurik düzeylerde şuurun ifade edilişi: Astsal düzey Şuur ifadesi: Ben-Sen duyguları Affirmasyon: İnsani seviyorum ÇAKRA ALGILAMASI: Sevme BİLGİNİN YAPISI: Bir başkasını sevme duyusu MEDİTASYON PRATİĞİ: Sevginin gül pembe ışığı, bir çiçeği sev Psikolojik işlevi: Diğer insanlara karşı sevgi duyma, yaşama açık olma ASTROLOJİK BURÇLAR VE GEZEGENLER: Aslan/Güneş: Duygusal sıcaklık, içtenlik, cömertlik  Terazi/Venüs: İlişki, sevgi, uyum arayışı, benliğin büyümesi  Satürn: Bireysel egodan kurtulma ve böylece gerçek sevgiyi mümkün kılma  YERİ: Bedende 1  toraksta timüs bezinin yakınında yer alır  Bedenin en güçlü çakrasıdır  Kanınız, bedeninizdeki her organı beslemek için bu merkezden pompalanır  Olaya ruhsal bakarsak, gökyüzü ya da cennet ve yer bu merkezde birleşir  Kalpten duanın gücü bundandır  KALP, ALLAH’IN VAR OLDUĞU MERKEZDİR  Bu farkındalık merkezi sayesinde, “BEN” kavramının “BİZ” e dönüşümü mümkün olmaktadır  Kalp, sevginin çeşitli ifadeleri olan pekçok duyguyu yayar; sıcaklık, sevecenlik, ihtiras, iyilik, nefret  Dünyadaki her duygu kalp merkezinden yayılır  Hayata, zenginlik, derinlik ve anlam veren bu merkezdir  İhtirası denetler  Kişinin sezgileri ile denetlenmediği zamansa, yıkım getirir  Kalp çakrasının titreşimi ve ritmi o kadar güçlüdür ki saklamak ya da belli etmemek gibi bir şey mümkün değildir  Nasıl konuşacağınızı, ne tür titreşim yayacağınızı bilirseniz, “ben” ve “sen” değil, “ biz” diyen titreşimler yayarsınız  KALBİNİZ, BAŞKALARINA AÇIK DEĞİLSE, SİZE DE AÇIK OLAMAZ  Korku duygusu, kalp çakrasında başa çıkılması gereken karanlık yandır  Bu korku, sevgi duyduğumuz şeyi kaybetmekten korkmaya, bir başkasını fazlaca korumaya ve onun ihtiyaçlarının sizinkilerin üzerine çıkmasına izin vermeye kadar varır  Sevgi, korkunun tersidir  Minnettarlık, korkudan kurtulmanın ilk adımıdır  Karşınızdaki kişinin siz olduğunuzun farkına varmak işinizi kolaylaştırır  Minnettarlık duymayı günlük hayatımıza geçirmek zorundayız  Günün her saatinde, evde, işte, çarşıda kısaca nerde olursak olalım, düşmanca duygularımız uyandığında nefes egzersizi (burundan al-ağızdan ver, burundan al-burundan ver) yapalım  Eğer kötü bir insan veya olayla karşılaşırsanız, Allah2a öyle olmadığınız için şükredin, iyi bir insan veya olayla karşılaşırsanız, iyi bir şey gördüğünüz için ve o kişi siz de olabileceğiniz için Allah’a şükredin, teşekkür edin  Kalp rahatsızlıklarının, akciğer hastalıklarının ve göğüs kanserinin bu bölgede olduğunu bilirseniz korku ve bağımlılığın neden olup insanı nasıl öldürdüğünü anlarsınız  Hayatta işe yarayan iki güç vardır: Sevgi ve Korku, bir madalyonun iki yüzü gibidir  Korku duyduğunuzda bununla baş etmeniz gerekmektedir  Korkudan minnettarlığa geçiş için ruhsal ve bedensel çalışmalar yapmak, hayatınızı ve sağlığınızı daha iyiye gidecek şekilde değiştirecektir  İnsanlığın en büyük korkusu ölüm ve ölme korkusudur  Herkesin yüzleşeceği bu deneyimden korkmak aslında aptalcadır  Ölümün getireceği acı ve belirsizliktir bizi korkutan  ÖLMEK BİR SANATTIR  YÜCE KİŞİLER, YÜZLERİNDE BİR GÜLÜMSEMEYLE ÖLMEYİ ÖĞRENEN KİŞİLERDİR  Bedeninizin sahibi değilsiniz;onun kiracısısınız ve bu süre bitince onu teslim edeceksiniz  Bedeniniz, Allah’ı sevmeyi öğreneceğiniz evinizdir  Bu bedenle hayata geliyoruz  Çünkü Allah sevgisini burada tam olarak yaşayabiliriz  İnsanlar üzerinde denetimi olmayan bir şey olduğunda sanki kendilerine karşı yapıldığını düşünerek “endişeleniyorum” derler  Fakat bu doğru değildir  ENDİŞELENİYORUM, çünkü bunu seçiyorum demek daha doğrudur  Size güç veren nedir? DÜŞÜNCELERİNİZ Sizi uyandıran nedir? DÜŞÜNCELERİNİZ Sizi mahveden nedir? DÜŞÜNCELERİNİZ, DÜŞÜNCELER sizi geliştirmek içindir  Her göz kırpışınızda zihninizden binlerce düşünce geçer  Peki siz hangisini düşünmeyi seçiyorsunuz?          Genellikle olumsuz olanları, çünkü onlar olumludan daha güçlüdür  Zihin eğitilebilir ve en iyi şekilde de sevgi, övgü ve sevecenlik kullanılarak eğitilir  Burada tutum çok önemlidir  “Minnettar olma tutumu”bedenimizdeki belirli alışkanlığı nasıl değiştireceğimizle ilgilenir, sonra zihinsel, duygusal ve ruhsal tepkimizi değiştirmemize yardım etmek için bedensel düzeltmeyi kullanır  Endişelendiğinizde, bedende gerginleşen ilk kasınız dilinizdir  Gerildiği an nefesinizi ve kalp merkezini karıştırır  Nerede olursanız olun hemen dilinizi dışarı sarkıtıp, çenenizi gevşetip, burundan nefes alıp ağızdan verin  Minnettar olmayı düşünün, omuzlar gevşemiş, kalp merkezinin arkası açılır, akciğerlerin genişlemesi için yer açılır, kalp atışları yavaşlar, tansiyon düşer  Bu endişe sırasında bu bana ne kazandırır?ne kadar önemlidir? sorularını sorun  5  ÇAKRA (Boğaz çakrası) Gırtlak bölgesindeki 5  çakra, bedenimizde sesimizi bulduğumuz, kişideki dürüstlük yeteneğini barındıran ve iletişim, ifade, yüksek düşünsel süreç ile ilişkilidir  Bedende gırtlak bölgesinde, 3  omur hizasında, troid bezinin yakınındadır  YETENEK: Doğruluk RENK: Mavi GÖLGE DUYGULAR: İnkar, yalanlama, sertlik Aurik düzeylerde şuurun ifade edilişi: Esiri kalıp düzeyi Şuur ifadesi: Yüksek irade Affirmasyon: Yapacağım ÇAKRA ALGILAMASI: İşitme, konuşma BİLGİNİN YAPISI: Sesler, sözler ve müzik duyma, aynı zamanda tatmak ve koklamak MEDİTASYON PRATİĞİ: Ses dinleme ELEMENT: Eter(dünya atmosferinin ötesinde bulunan ince, göksel bir enerjidir)  Algılaması: İşitme ve konuşma Duyuları: Sesler, sözler ve müzik duyma, aynı zamanda tatmak ve koklamak Astrolojik burçlar ve gezegenler: İkizler/Merkür: İletişim, bilgi ve deneyim alış verişi  Mars: Kendini ifadede aktif oluş Boğa/Venüs: Şekil ve oylum(hacim) duyguları Kova/Uranüs: İlahi esin, bilginin ve bilgeliğin iletimi, bağımsızlık  Çakralar, yüksek zihinsel ve ruhsal diyarlara doğru yükseldikçe, ilerledikçe bu çakralarla ilgili elementler dünyasal olmaktan çıkar  Gerçek sesimizin nasıl olduğunu, yaşadığımız sürece insanlara söylediklerimizin “gerçekte” ne anlama geldiğinin farkına bu çakra ile varırız  5  çakra boyun, omuzlar, ağız, burun ve kulakları, baş ve kalp arasındaki geçidi içerir  KENDİN OL! Bu çakra ile mümkündür  Özde kim olduğunuz gerçeğine ulaşmanın en harika yollarından biri, kendi sesiniz üzerinde çalışmak ve onu sevmekle başlar  Bu dünya sözle yönetilir ve sözü yüzeysel olan kişi de yüzeysel demektir  Sözler önemsiz değildir  Sözler gerçek güçtür  Tüm evren manyetik bir alandır  Eğer pozitif sözcükler üretirsek sevgiyi, negatif üretirsek nefreti hissederiz  Sözlerimizle olayları gerçek yaparız  Sözlerimizin gücünün ve nasıl konuştuğumuzun bedenimizi, zihnimizi ve ruhumuzu etkilediğinin gerçekten bilincine vararak, yaşantımızı sözlerin gücüyle değiştirebiliriz  Ruhun sesi, bir çan kadar berrak çınlar  Olumsuz bir düşünceye kapıldığınızda, bunu olumlu bir düşünce ile yenin, olumsuzluğun tersini zikir gibi tekrar edin, en İYİ sonucu alacaksınız  Bir arkadaşıma ne zaman “hayat nasıl gidiyor” diye sorsam hep “gerçekten zor gidiyor” derdi: ona bu cümleyi 40 gün boyunca sözlüğünden silmesini sadece hayatında neler olup bittiğini görmesi için bunu denemesini istedim  Bu çok zor bir şeydi  Buna inanmıyordu, ama sonuç muhteşemdi  NE SÖYLÜYORSANIZ O SUNUZ Söylediğimiz sözler önemlidir ve bedenimizde güçlü bir şekilde etkileri görülür, hele kötü ya da sert iseler dokularımızda hücre tahribatına neden olur  Kendinizi kabullenme sevgiyle güçlendirmek isterseniz şu pratiği yapın: “istiyorum” ve “ben varım”  Boğaz çakramızı açmak ve doğruyu söyleme yeteneğimizi geliştirmek için bu şekilde belirli sözcükleri tekrarlamak beynimize olumlu duyguları güçlendiren ve hücresel kodlanmamız içindeki eski yaralarımızı iyileştiren mesajlar göndermemizi sağlar  Belirli bir sesi tekrarlamaya dünyanın her yanındaki kültürlerde rastlanır (bizde zikir)  Şifa veren sesler: bir doktorun sesi insan sesi veya müziğin tedavi edici gücü ve bedenin %70 i sudan oluştuğu ve ses suda kolayca iletildiği için su sesinin hücresel düzeyde iyileşme sağladığı iddia edilmektedir  Düzenli sesler meditasyon, yoga, nefes çalışmaları  Tüm bu yöntemler gerilimi azaltmada bedeni güçlendirmede ve kişiye huzur vermede işe yaramakta ve hayatları değiştirmektedir  Size acısız bir değişim sözü veren birinin bir yalan satmaya çalıştığına inanın! Bazen değişimle birlikte kayıpların da geldiği yadsınamaz; sizin için sağlıklı olmayan bir şeye yapışmak asla mutluluk getirmez  Eğer değişim çok hızlı ya da yoğun olursa zamanla bilinç altımız direnmeye başlar  Bazen insanlar bilinçsiz olarak kendi karakterlerinde gerçek değişiklikler yapmak yerine bir başkasını suçlamanın daha kolay ve daha rahat olduğuna karar verirler  Bu “bende yanlış giden bir şeyin aslında nedeni sensin” sendromudur  Eğer hayatınızın herhangi bir bölümünde mutsuzsanız onu değiştirebilecek kişi de sizsiniz  Size ne zaman susmanız söylense, boğaz çakranızın bir bölümü kapanır, burnunuzdan aldığınız her temizleyici nefesle boğaz çakranızda açılmaya ve iyileşmeye başlar  Sağlıklı bir diyet işe zevki karıştırmaz;önemli olan dengedir  İyileşme ve gelişmenin zorlayıcı yanlarından biri olan denge yeteneğibedenimizde boynumuzdur  Başımız ve kalbimiz arasındaki dengeyi sağlamak hayat kalitemizin en önemli etkenlerinden biridir ve bu dengesevecenlik, iyilik olarak adlandırılır  Dürüstlük bir şeydeki küçük gerçeklerden daha önemlidir  Bu, eyleme dönüşmüş dürüstlüktür  Eğer 5  çakra hastalıkları ya da bağımlılıklarınız varsa ve bunlar hayatınızı etkiliyorsa, bedeniniz sizi uyarmak için bilgiyi tek dil olan acı verahatsızlığı kullanarak size bir dengesizliğin süre gittiğini söylemektedir  Bunlar kalıtsal hastalıklar değildir  Ruhunuzun kendi gerçeğini bağırarak söyleme gereksinim ile doğrudan ilişkilidir  1  Köpek gibi solumak=köpek solunumu -Ağzınızı açarak oturun, dilinizi olabildiğince dışarı çıkarın ve tıpkı bir köpek gibi hızla nefes alıp verin  Diyafram ve göbek deliğinin gücünü de bu nefese ekleyin  Nefes aldığınızda göbek deliği dışarı doğru çıksın, nefes verirken göbek deliği içe doğru gelsin  -Karnınızı bir pompa gibi kullanın, 1, 5 dakika sonra soluk alış veriş sesinizin gırtlağınıza doğru inmesine izin verin  -Bunu 3 dakika kadar yapın  Bu sayede bedeninizde ve gırtlak çakranızdaki toksinler temizlenir, kendinizi yorgun hissediyorsanız canlanırsınız, virüsten kaynaklanan hastalıklardan kurtulmayı ve sezgi gücünüzü artırmayı başarabilirsiniz  En önemlisi de eski yalan ve korkularınızı temizlemenize yardım eder, sizi doğruyu söylemeye yönlendirir  2  Şarkı söylemek 3  “İstiyorum ve ben varım” egzersizi 4  Boyun hareketleri 5  çakra boğazın önünde yer alır, kişisel ihtiyaçlar ile ilgili sorumluluk alabilme ile ilgilidir  Nasıl ki yeni doğmuş bebek annesinin göğsüne bastırıldığında beslenmek için emmek zorundadır  Bütün hayat boyunca geçerlidir  Kişi olgunlaştıkça ihtiyaçlarını gerçekleştirmek işi kendi omuzlarına binmektedir  Kişinin hayattaki eksiklikleri yüzünden başkalarını suçlamayı bırakıp, ihtiyaçlarını ve isteklerini yaratmak için harekete geçtiğinde iyi işliyor demektir  Bu merkez, kişinin kendisine doğru gelen şeyi almak açısından hangi konumda olduğunu gösteren yerdir  Bu da kişinin imgelemesi ile ilişkilidir  Kişi dünyayı olumsuz görüyorsa, verilen şeylere şüphe ve olumsuz bakış getirecek, düşmanlık bekleyecek, sevgi yerine vahşet ve aşağılanma bekleyecektir  Olumsuz beklentiler, evrendeki “benzer benzeri çeker” yasası ile ona bu olumsuz girdileri çekecektir  Bu açma-kapama süreci, alma-verme ile ilgili yanlış anlamaların hepsi, iyicil ve besleyici bir evrene güvenmeye dönüşünceye kadar sürer  Bazen 5  çakranın arkasında meydana gelen özümseme unsuru, kişinin toplum, mesleği ve yaşıtları içindeki benlik hissi ile ilgilidir  Eğer kişi yaşamın bu parçasında rahat hissetmiyorsa, kendine güven eksikliğini telafi etmek için bu rahatsızlık aşırı gurur ile örtülebilir  Boynun arkasındaki merkez, kişi başarılı, işinde güvenli ve yaşam mesleği olarak seçtiği işten tatmin duyuyorsa genellikle açıktır  Eğer kişi zorlu bir meslek seçmiş ve bunda da üstüne düşeni yapabiliyorsa merkez oldukça sağlıklıdır  Kişi profesyonel anlamda başarılıdır ve evrensel alan bu anlamda kişiyi besler  Eğer durum bu değilse kişi elinden gelenin en iyisini yapmamaktadır  Başarısızdır ve bu eksikliği gururu ile örtmeye çalışmaktadır  Daha iyisini yapsa ya da daha çok mücadele gerektiren bir işe girse daha iyi olacağını gizli gizli bilmektedir  Ancak bu kişi ikisini de yapamaz ve altta yatan gerçek umutsuzluktan kaçınmak için gurur ile savunmaya geçer  Aslında hayatta başarılı olmadığını bilir  Muhtemelen kurban rolünü oynayacaktır  Hayat ona büyük becerisini geliştirmek için fırsatları vermemiştir  Bu gururun salınması gerekmektedir, acı ve ümitsizlik de açığa çıkartılmalıdır  Bu merkezde, kişinin çok istediği bir şeyi yapmak için harekete geçmesine engel olan BAŞARISIZ OLMA KORKUSU da yer alır  Ayrıca kişisel arkadaşlıklar ve genel sosyal yaşam ile de alakalıdır  İlişkiden kaçınarak kişi kendini ortaya koymaktan kaçar ve bir yandan beğenilmeme korkusu, bir yandan da rekabet ve “senden daha iyiyim, benim kadar iyi değilsin” türü bir gururu barındırır  Reddedilme hislerimiz içerden kaynaklandığından ve sonra biz onları diğerlerine yansıttığımızdan reddedilmekten kaçmak için diğer insanlardan kaçınırız  Arzuladığımız mesleğe girme şansını kullanmak, özlediğimiz temasları kurmak ve bu duyguları serbest bırakmak bu çakrayı açma yollarıdır  6  ÇAKRA (Üçüncü Göz Çakrası) Alın çakrası da denilen “ajna” kendi kendinin farkında olma, içsel vizyon, mutluluk, neşe ve zihin gücü ile ilgilidir  Kendini iyi hissetmemizi sağlayan serotonin salgılayan hipofiz bezinin (1  omur ) bulunduğu yerdir  Üçüncü göz noktasına yoğunlaşmak, kendimizi yatıştırmanın, dikkati toplamanın en kolay ve etkili yollarından biridir  RENK: Çivit mavisi YETENEK: Sezgi gücü(fiziksel ve duyu dışı görme yeteneği) YERİ: Yogilerin üçüncü göz noktası dedikleri kaşların arasındaki noktada bulunur  GÖLGE DUYGULAR: Zihinsel karmaşa, bunalım Algılaması: görme imgeleme şeklinde bilgi sembolik ya da düz anlamlı resimler görmek şeklinde olabilir  Aurik düzeylerde şuurun ifade edilişi: Göksel düzey Şuur ifadesi: Yüksek duygular Affirmasyon: Evrensel seviyorum ÇAKRA ALGILAMASI: Görme, imgeleme BİLGİNİN YAPISI: Sembolik ya da düz anlamlı net resimler görmek MEDİTASYON PRATİĞİ: Birlik şuuru ELEMENT: Yok  İLGİLİ SALGI BEZİ: Hipofiz ASTROLOJİK BURÇLAR VE GEZEGENLER: Merkür: Entelektüel düşünce, akılcı düşünce Yay/Jüpiter: Holistik düşünce, iç ilişkilerin farkına varma Kova/Uranüs: İlahi olarak esinlenmiş düşünce, yüksek bilgi, sezgi kıvılcımları Balık/Neptün: Hayal gücü, sezgi, kendini adayarak iç doğruya ulaşmak İlk temel titreşim açısından bakıldığında farkındalığın gelişimi yolundaki her adım yeni ve farklı bir titreşim kalıbı yaratır  Böylece saf eterik oluştan maddenin en yoğun haline kadar yaratılışın düzeyleri insan yaşamında belirir ve çeşitli titreşim düzeyleriyle birlikte çakralarla temsil edilirler  Bu gelişim, içimizde ve üzerimizde meydana gelir  Üçüncü göz, bilince ulaşmanın mekanı olduğundan, burada maddeyi belirleyip, ayrıştırabilirsiniz    Fiziksel düzeyde yeni gerçeklikler yaratabilir, eskileri çözebilirsiniz  Kural olarak: Bu süreç bizim yönümüzden otomatikman ve bilinçsizce gelişir  Yaşamımızdaki kararlı düşüncelerin çoğu çözümlenmemiş duygusal kalıplarla kontrol edilir ve kendimizin ve diğerlerinin fikirlerine ve ön yargılarına göre programlanır  O halde, zihnimiz çoğu kez, duygu yüklü düşüncelerimizin efendisi değil uşağıdır  Bu düşünceler yaşamımızda da ortaya çıkar çünkü dışarıdan algıladığımız ve yaşadıklarımız aslında öznel gerçekliğimizin belirtileridir  Bilincimizi geliştirerek ve üçüncü gözü açarak, bu süreci daha iyi denetleyebiliriz ve hayal gücümüz de isteklere ulaşmak için gerekli enerjiyi yaratabilir  Aynı zamanda fiziksel gerçekliğin ötesindeki tüm yaratılış düzeylerine ulaşabiliriz  Bunun bilgisi bize, sezgi altıncı his ya da aşırı duyarlı işitme, hissetme şeklinde ulaşır  Önceden belirsizce şüphe ettiğimiz şeyler şimdi daha açık bir şekilde algılanır  Altıncı çakra resimler ortaya çıkarır  Bunlar sembolik olabileceği gibi, hasta için çok kişisel bir anlama sahip ya da düz anlamlı da olabilir  Var olan şeylerin (çoktan mevcut olan bir şeyi almaktır)yansımasıdır  Burada resimleri almaktan söz ediyoruz, ALGILAMA=ALMA anlamına gelir  İmgeleme ise farklı bir şeydir  İmgeleme süreci, aktif olarak yaratmayla ilgilidir  İmgeleme sırasında zihninizde bir imge yaratır ve enerji verirsiniz  Eğer bu imgeyi zihninizde net bir şekilde tutar ve enerji vermeye devam ederseniz, en sonunda yaşamınızda gerçekleştirebilirsiniz  Böylece o imgeye form ve madde vermiş olursunuz  İmge ne kadar net ve sizin ona yansıttığınız duygusal enerji çok olursa, onu yaşama o kadar iyi geçirebilirsiniz  Kişinin evren ve gerçeklilik yani dünyayı nasıl gördüğü ve bunun ona ne ifade ettiği ile ilgilidir  6  çakra sağlıklı olarak saat yönünde döner  Pandül ile bu uygulamalar yapılabilmektedir  Ayrıca çakranın olumlu ve olumsuz çalışması ile de açıklamalar yapılabilmektedir  Eğer 6  çakra saat yönünde ters hareket ediyorsa;kişinin zihinsel kavramlar hakkında kafası karışmış ve gerçeklik hakkında yanlış ve olumsuz demektir  Kişi bunları yansıtarak kendi dünyasını oluşturur  Eğer tıkanık ve zayıfsa çakraya enerji akışı az olduğu için kişinin yaratıcı fikirleri engellenmiş demektir  Eğer çarka güçlü bir şekilde saat yönüne tersse kişi olumsuz fikirler yaratma da yeteneklidir  Eğer bu durum başın arkasındaki yönetici merkezin güçlü işleviyle birleşmişse, bu durum kişinin yaşamında bir yıkım yaratabilir  6  çakra önde iki kaşın arasında, başın arkasında arkaya açılım gösterir  Ön merkezin açık, arkanın ise kapalı olması özellikle hayal kırıklığı yaratan bir durumdur  Kişi yaratıcı fikirler ortaya atar ama bunları uygulamaya koyamaz  Bu duruma, genelde suçu dış dünyaya yükleme bahanesi eşlik eder  Kişinin fikirlerini hayata geçirmek için adım adım yardımcı temel eğitim alması gerekmektedir  Hayatımıza sezgi gücümüz olmadan devam etmek sanki yan ve dikiz aynaları olmayan bir otomobili sürmeye benzer  Tüm görebildiğiniz sadece önünüzdür  Yoga, sezgi gücünü geliştirmek için çok değerli bir araçtır, çünkü her çalışma ya da meditasyon bize bedenimiz, zihnimiz ve ruhumuzla yaptığımız küçük bir araştırma olanağı tanımaktadır  Kundalini yoga bilimi, bedenimizin her hücresinde bilgi ve farkındalık olduğunu söyler  Dünyadaki sözlerin hepsi birleşse, içimizdeki sezgi gücünü hücresel düzeyde uyandıramaz  Varlığınızın tamamı bedeninizin her bir hücresinde vardır  Bu kadim yoga bilimi de sizi hücresel düzeyde uyandırmak için özel olarak tasarlanmıştır  Bedeniniz sizinle, simgesel anlamda ve çeşitli hastalıklar yoluyla, bu dili kullanarak konuşur  Sezgi gücü gerçek güçtür  Hepiniz buna sahipsiniz  Yoga ve meditasyonun, kandaki serotonin ve beta endorfin salgısını artırdığı bilimsel olarak da kanıtlanmıştır  Sezgi bize pek çok yolla fısıldar;bizimle konuştuğu en önemli yollardan biri de, rüyalar ve simgelerdir  Kendinizi çok basit yollarla sezgilerinize açarsanız, gerçekten büyük mesajlar da bulursunuz  7  ÇAKRA (Tepe çakrası) Taç çakrası da denilen bu çarka beynin işleyişinin yanında sinir sistemi, iskelet sistemi ve dolaşım sistemi de dahil olmak üzere bedenin tüm sistemini yönettiği söylenir  RENK: Mor (soyluluk rengi), eflatun, menekşe YETENEK: Sınırlandırılmamış olmak ELEMENT: Yok GÖLGE DUYULAR: Acı, ıstırap, keder Aurik düzeylerde şuurun ifade edilişi: Ketherik düzey Şuur ifadesi: Yüksek kavramlar Affirmasyon: Biliyorum, benim  ÇAKRA ALGILAMASI: Bütün kavramı bilmek BİLGİNİN YAPISI: Tüm duyuların ötesine geçen bütün kavramı almak MEDİTASYON PRATİĞİ: Sakinim ve Tanrı nın benimle olduğunu biliyorum  YERİ: Başın tepe noktası, bebeklerde bıngıldak dediğimiz nokta EPİFİZ BEZİ ile bağlantılıdır ASTROLOJİK BURÇLAR VE GEZEGENLER: Yengeç/Satürn: İç görüş, öz üzerinde yoğunlaşabilme, maddenin ilahi ışıkla girişimi Balık/Neptün: Sınırların yıkılması, kendini adama, her yerde olanla birlik  Bilim bu bezin, sağlıklı bir uyku uyumak için anahtar unsur olan melatonini salgıladığını keşfetti    Melatoninin son derece güçlü bir antioksidan olduğunu ve beynimizin yaşlanmasının başta gelen nedeni yağ asitlerinin yarattığı tahribatın önlenmesinde yardımcı olduğunu belirtmektedir  Tüm çakra enerjilerinin kaynağı ve başlama noktasıdır  Kişisel enerji alanımız evrenle bir olur  Çakralar pek çok insanda kapalı kalmakta ya da minimal düzeyde işlev görmektedir  Şuurlu olarak geliştirilirlerse açılmaya başlarlar ve böylece daha yüksek şuurluluk seviyelerine ulaşmamızı sağlarlar  7  çakra “sahasrara” diye de adlandırılır  İnsandaki sınırlandırılmamış olma yeteneğini denetler  Fiziksel bedenimizin ruhsal merkezidir  Bütünsel bir kavram biçiminde bilgi almamızı sağlar  Bu bilgi insanın sınırlı duyularının ve iletişim sisteminin ötesinde bir şeydir  7  çakra kapalı ise, ruhsallığı ile deneyimsel bir ilişki kuramaz  Kişi o “kozmik his” ten uzaktır ve insanlar ruhsal deneyimlerinden bahsederken ne anlattıklarını anlayamazlar  7  çakra açıksa, kişi bireysel ve kişisel formda ruhsallığını tanıyor demektir, kelimelerle basitçe açıklanamaz  Kısaca var olma hali, dünyasal gerçeklikten sonsuzluğa doğru bir aşkınlık halidir, denilebilir  (fiziksel dünyanın ötesindedir) 7  çakra açıldığında diğer altı çakra da kalan tüm tıkanıklıklar çözülür ve enerjileri mümkün olan en yüksek frekanslarda titreşmeye başlar  Her çakra, kendi düzeyinde, ilahi oluşun bir aynasıdır ve kendini mümkün olan en yüksek potansiyelle ifade eder  Yogi dilinde elektromanyetik alan denilen alanı içerir  Bu bizim fiziksel bedenimizi çevreleyen auramızdır  Batı bilimi bu alanın varlığını fiziksel gerçek olarak kanıtlamıştır aydı  İnsanın aydınlanma ve ışıma yeteneği bu çakradadır  Her tür egzersiz, beyne giden kan akışını artırır fakat, Kundalini Yoga da inanılmaz derecede harika olan, bu egzersizlerin özellikle endokrin sistemindeki tüm salgı bezlerini uyarmak için tasarlanmış olmasıdır  Yoga biliminde, salgı bezleri hep “sağlığın koruyucuları” olarak adlandırılırlar  Verdiğimiz mücadeleler, gelişme fırsatlarımızdır  Aldığımız her soluğun değerini bilmek için, bir gün kesinlikle son nefesimizi alacağımı gerçeğini bilmeliyiz  Sonsuz Zekanın frekansını yakaladığımız daha yüce güce ulaşmak için teslim olmak gerekir  Bu çağrıyı ancak bu şekilde duyarız  Bedenimiz sınırlıdır, ruhumuz ise sınırsızdır  Çakra sistemini, hiçbir katın diğerlerinden daha önemli olmadığı bir binanın katları arasında hareket eden bir asansör olarak düşünebilirsiniz  SINIRLANDIRILMAMIŞLIK İÇİNDE MEDİTASYON Asıl önemli olan daha büyük resim ile bağlantıda olmamızın basit bir yolu da bize beden ile ruh arasındaki bu ilişkiyi hatırlatan hareketleri kullanmaktır  
  HERKES BİR KANDİLDİR  FAKAT HERKES AYDINLATMAZ  Alıntı:http://reikienerjivekuantummerkezi  wordpress  com/ | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |