|  | Aztekler Ve Tanrıları |  | 
|  08-16-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Aztekler Ve TanrılarıAztekler Ve Tanrıları Tarih 15  yüzyıl ile 16  yüzyıl başlarında, bugünkü Meksika’nın orta ve güney kesimlerinde büyük bir imparatorluk kurmuş halk  Nabuva dili konuşan Azteklerin adı, atalarının bir olasılıkla Kuzey Meksika’da bulunan anayurdu için kullanılan Aztan’dan (Beyaz Ülke) gelir  Öteki adlarından “Tenoçka”, ataları Tenoch’tan kaynaklanır  Gene Aztekler için kullanılan “Meksika” adı, Texcoco Gölünün mistik adı Metzliapan (Ay Gölü) ile ilişkilendirilir  En büyük kentleri Tenochtitlan’ın adı “Tenoch”tan türetilmiş, “Meksika” ise önce kentin ve çevresindeki vadinin, sonradan da tüm ülkenin adı olmuştur  Azteklerin kendilerinden söz ederken kullandığı “KulhuaMeksika” adı ise, Meksika Vadisinin en gelişmiş merkezi olan Colhuacan ile özdeşleşmek çabasını yansıtır  Azteklerin kökeni kesin olarak bilinmemektedir  Ama bazı gelenekleri, 12  yüzyılda Orta Amerika’ya gelene değin, daha kuzeydeki Meksika Platosunda avcılık ve toplayıcılıkla geçinen bir kabile oldukları izlenimini verir  Gene de, Aztlan, yalnızca destanlarda doğmuş bir yer olabilir  Azteklerin güneye göçünün, Toltek uygarlığının çöküşünü izleyen ve belki de bu çöküşü hızlandıran genel bir göç hareketinin parçası olduğu sanılır  Texcoco Gölündeki adalara yerleşen Aztekler, tarihleri boyunca başlıca merkezleri olan Tenochtitlan’ı IS 1325’te kurdular  Büyük bir devlet ve sonunda bir imparatorluk kurabilmelerinin temelinde, kullanılabilir tüm toprakların entansif biçimde ekildiği, gelişkin bir sulama ve bataklık kurutma sistemine dayalı olağanüstü tarım düzenleri yatar  Bu yöntemlerle sağlanan yüksek verimlilik, zengin ve kalabalık bir ülkenin doğmasını sağlamıştır  Tenochtitlan, Itzcoatl döneminde (1428-40) komşu Texcoco ve Tlacopan devletleri ile ittifak kurarak Orta Meksika’da egemen güç durumuna geldi  Daha sonra hem ticari ilişkiler, hem de fetihler yoluyla, 400-500 küçük devletten oluşan, 5-6 milyonluk nüfusuyla 1519’da 207  200 km2’lik alana yayılan bir imparatorluğun merkezi oldu  Kent, en gelişkin döneminde, 13 km2’yi aşkın bir alanda 140 binden çok insan barındırıyordu; dolayısıyla Orta Amerika uygarlıklarınını tarihinde en yoğun nüfuslu yerleşim yeriydi  Aztek devleti, askerlerin egemenliğindeki bir despotluktu  Kastlara ve sınıflara bölünmüş ama dikey akışkanlığını da koruyan Aztek toplumunda yükselmenin en güvenli yolu savaşta kahramanlık göstermekti  Devlet işlerini rahipler ve bürokratlar yürütürdü  Toplumun alt katmanlarında, serfler, sözleşmeli hizmetkarlar ve köleler yer alırdı  Aztek dini, birçok Orta Amerika kültüründen değişik unsurları özümsemiş, çeşitli inanç sistemlerinden karşıt öğeleri bir araya getirmişti  Önceki halkların birçok kozmolojik inancını paylaşan bu din, özellikle evrenin bir dizi yaradılışın sonuncusu olduğu ve 13 gök katı ile 9 yeraltı dünyası arasında bulunduğu yolundaki Maya inancını benimsemişti  Azteklerin başlıca tanrıları, Savaş ve Güneş Tanrısı Huitzilopochtli, Yağmur Tannsı Tlaloc ve yarı tanrı-yarı kahraman Tüylü Yılan Quetzalcoatl idi  Insan kurban etme töreninde, kurbanın yüreği Güneş Tanrısı’na sunulurdu  Kan akıtma töreni de yaygındı  Dinle yakından ilişkili Aztek Takvimi, rahiplerin uğraşı olan kapsamlı bir ayinler ve törenler döngüsünün temeliydi  Orta Amerika’nın büyük bölümünde kullanılan bu takvim, 365 günlük (20’şer günlük 18 ay, artı 5 uğursuz gün) bir güneş takvimi ile 260 günlük (20’şer günlük 13 devre) bir dinsel yıldan oluşuyordu  Birbirine koşut giden bu iki yıl döngüsü, 52 yıllık daha büyük bir döngünün parçasıydı  Yöreye 1519’da gelen Ispanyol kaşifler bu uygarlığın gelişmesine son verdiğinde Aztek Imparatorluğu’nun genişlemesi ve toplumsal evrimi henüz durmuş değildi  Son Imparator Il  Montezuma (hd 1502-20), Hernan Cortas tarafından tutsak, alındı ve hapiste öldü  Imparatorluk, üstün silahlarla donanmış Avrupalılarca hızla fethedildi  Azteklerin Batı dünyasında Codic olarak bilinen ve geyik derisi ya da sabırotu liflerinden yapılmış kağıtlara yazılmış kutsal metinleri ve elişleri, tapınaklarda korunurdu  Yazıcılar, ideogram, resimyazı ve fonetik imgelerin karışımı bir teknik kullanırlardı  Dinsel tören takvimi, kehanetler, törenler ve tanrılar ile evrene ilişkin yorumlar da yazıcıların ilgi alanına girerdi  Ülkenin fethedilmesinden sonra bu metinlerin çoğunun yok edilmesine karşın, Codex Borbonicus, Codex Borgtav, Codex Fejervary-Mayer ve Codex Cospuno gibi bazı örnekler günümüze ulaşabilmiştir  Bu el yazması metinlerin anlaşılması çok güçtür ve pek azı gerçekten Azteklere aittir  Arkeolojik kalıntılar arasında tanrı heykelleri, dinsel içerikli taş alçak kabartmalar, duvar resimleri, kilden yapılmış insan heykelleri ve vazolar ile taş ve ahşap maskeler bulunur  Aztek sanatı temelde simgesel olduğu için bu kalıntılar yardımıyla önemli bilgiler elde edilebilir  Aztek Takvimi Tonalpohualli denen 260 günlük dinsel yıl ile 365 günlük güneş yılını birleştiren takvim sistemi  Örnek aldığı Maya takvimi gibi, Aztek takvimi de 20'şer günlük 13 döneme bölünen dinsel yıl ile 20'şer günlük 18 aya bölünen ve ayrıca uğursuz sayılan beş günlük bir dönemi (nemontemi) içeren toplumsal yıldan oluşuyordu  Gene Maya takviminde olduğu gibi, dinsel ve toplumsal Aztek yılları her 52 yılda bir, birbirlerine göre aynı konuma gelirdi  "Yılların Bağlanması" ya da "Yeni Ateş Töreni" adıyla kutlanan bu olaya hazırlık olarak önce tüm kutsal ateşler ve evlerdeki ateşler söndürülürdü  Törende heyecanın doruğa ulaştığı anda rahipler yeni bir kutsal ateş yakardı  Ardından Aztek halkı da ocaklarındaki ateşi yeniden tutuşturur ve şölene geçerlerdi  1790'da Mexico'da yapılan kazılarda bazalttan yapılmış, ağırlığı 25 tonu bulan, 3,7 metre çapında daire biçiminde bir takvim taşı ortaya çıkarılmıştır  Bugün Mexico Ulusal Antropoloji Müzesi'nde sergilenmekte olan taşın tam ortasında Aztek Güneş Tanrısı Tonaiuth'un yüzü görülür  Bu yüzün çevresinde de tanrının önceki cisimleşmiş biçimlerini yansıtan ve dünyanın dört eski çağını simgeleyen kare biçimindeki dört pano vardır  Bunları da Aztek ayının 20 gününü simgeleyen işaretler çevreler   Aztek Tanrıları Huitzilopochtli Uitzilopochtli olarak da yazılır (Nahuva dilinin Nahuvatl lehçesinde huitzilin: “kolibri” ve opochtli: “sol”)  Güneş ve savaş tannsı  Aztekler ölen savaşçıların ruhlarının kolibri (çok güzel, parlak renkli bir kuş) bedenine büründüğüne inanırlar ve güneyi dünyanın sol yanı olarak kabul ederlerdi  Bu nedenle Huitzilopochtli’nin adı “güneyin dirilen savaşçısı” anlamına geliyordu  Öteki adlarından ikisi Xiuhpilli (Turkuvaz Prens) ve Totec’ti (Efendimiz)  Nahual’ı (büründüğü hayvan biçimi) kartaldı  En eski inanışa göre Huitzilopochtli, Coatepec Dağında, Tula kenti yakınında doğmuştu  Annesi Yeryüzü Tanrıçası Coatlicue, gökten düşen bir top kolibri tüyünü (Yani bir savaşçının ruhunu) bağrında sakladıktan sonra Huitzilopochtli’ye hamile kalmıştı  Erkek kardeşleri olan güney yarıküre yıldızları Centzon Huitznaua (Dört Yüz Güneyli) ve kız kardeşi Ay Tanrıçası Coyolxauhqui onu öldürmeve karar vermişler, ama Huitzilopocthli, Xiuhcoatl'ıı (turkuvaz yılan) silah olarak kullanıp onları yok etmişti  Başka efsanelere göre Huitzilopochtli, Aztekleri geleneksel yurtları Aztlan'dan Meksika vadisine ulaştıran uzun göç sırasında kabilenin kutsal önderiydi  Rahipler onun colibri biçimindeki tasvirini omuzlarında taşıyorlardı  Bir gece onun buyruk veren sesi duyuldu;bu bu buyruk gereğince Aztek başkenti Tenochtitlan 1325’te Meksika Vadisindeki gölde küçük ve kayalık bir adada kuruldu  Ilk tapınak, rahiplerin bir kartalı bir yılanı yutarken gördükleri kaya üzerinde yer alıyordu  Sonraki Aztek hükümdarları bu sunak yerini genişlettiler  Sekiz Kamış yılında (1487) imparator Ahuitzotl burada görkemli bir tapınak yaptırdı  Huitzilopochtli genellikle kolibri biçiminde ya da kolibri tüylerinden miğfer ve zırh giymiş bir savaşçı olarak betimlenirdi  Bacakları, kolları ve yüzünün alt bölümü maviye, yüzünün üst bölümüyse siyaha boyanırdı  Ayrıntılarla işlenmiş tüylü bir başlık giyer, elinde bir kalkan ile bir turkuvaz yılan bulunurdu  Dinsel takvimin Panquetzaliztli (Değerli Tüy Bayraklar Şöleni) adı verilen yılının 15  ayı  Huitzilopochtli’ye ve yardımcısı Paynala (Tez Canlı: Paynal’ı canlandıran rahip, tören alayı kentin çevresinde dolanırken en önde koşardı) adanmıştı  Bu ayda, savaşçılar ve auıanime (fahişeler) tanrıya adanan tapınağın önündeki alanda geceler boyunca dans ederlerdi  Savaş esirleri ya da köleler Huitzilopochco’da (bugün Churubusco, Mexico yakınında) kutsal bir kaynağın suyuyla yıkanır, Paynal’ın başını çektiği tören alayının kenti dolaşması sırasında ya da daha sonra tapınağın sunak taşında kurban edilirlerdi  Rahipler ayrıca tanrının en önemli silahını simgeleyen, ağaç kabuğundan yapılmış bir yılan yakarlardı  Son olarak Huitzilopochtli’nin öğütülmüş mısırdan yapılan bir tasviri törensel olarak okla öldürülür, rahipler ve rahip adayları arasında paylaşılırdı  “Huitzilopochtli’nin bedeni"ni yiyen gençler bir yıl boyunca ona hizmet etmek zorundaydılar  Aztekler güneş tanrısına günlük besin olarak (tlaxcaltiliztli) insan kanı ve yüreği sunmak gerektiğine ve "güneş insanları" olarak kendilerinin de tanrıya bu kurbanı bulmakla yükümlü olduklarına inanırlardı  Kurban yürekleri quauhtlehuanitl'e (yükselen kartal) sunulur ve quauhxicalli'de (kartal vazosu) yakılırdı  Savaşta ya da sunak taşında ölen savaşçılara quauhteca (kartalın insanları) denirdi  Savaşçıların öldükten sonra, ilkin güneşin parlak kuyruğunun bir parçasına dönüştüğüne, dört yıl sonra da sonsuza değin kolibrilerin bedeninde yaşamaya başladıklarına inanılırdı   Büyük Huitzilopochtli rahibi Quetzalcoatl Totec Tlamacazqui (Tüylü Yılan, Efendimizin Rahibi), Yağmur Tanrısı Tlaloc'un büyük rahibiyle birlikte Aztek din adamlarının başıydı Quetzalcoatl Nahuatl dilinde quetzalli: "değerli tüy" ve coatl : "yılan"  Eski Meksika tanrılarının en önemlilerinden olan Tüylü Yılan  Tüylü Yılan betimlemelerinin ilk örneklerine ülkenin merkezindeki Teotihuacan kültüründe (3-8  yy  ) rastlanır  O dönemde Quetzalcoatl, Yağmur Tanrısı Tlaloc'la yakından ilgili bir yer ve su tanrısıydı  Nahua dili konuşan kabilelerin kuzeyden göç etmesiyle Quetzalcoatl inanışında önemli değişiklikler oldu  Tula kenti çevresinde gelişen Toltek kültüründe (10-12  yy  ) gökcisimlerine tapınmayla ilişkili olarak savaşın ve insan kurban edilmesinin önemi arttı  Quetzalcoatl sabah ve akşam yıldızı tanrısı sayıldı ve tapınağı Tula'daki törenlerin merkezi oldu  Aztek döneminde (14-16  yy) Quetzalcoatl rahiplerin koruyucusu, takvimin ve kitapların mucidi ve demircilerle başka el sanatçılarının koruyucusu sayıldı  Aynı zamanda Venüs gezegeniyle eş tutuldu  Sabah ve akşam yıldızı olarak ölümün ve yeniden dirilişin de simgesiydi  Arkadaşı köpek başlı Tann Xolotl’la birlikte ölmüş ataların kemiklerini toplamak için Mictlan’ın yeraltı cehennemine indiğine ve topladığı kemikleri kendi kanına bulayarak bugün yeryüzünde yaşayan insanları doğurduğuna inanılıyordu  Bir başka önemli efsaneye göre OuetzalcoatI Tolteklerin başkenti Tula’nın rahip kralıydı  Insan değil, yalnızca yılan, kuş ve kelebek kurban ederdi  Ama Gece Göğünün Tanrısı Tezcatlipoca büyü yaparak onu Tula’dan atmıştı  Quetzalcöatl da “tanrısal su” (Atlas Okyanusu) kıyılarına inmiş ve kendini ateşe atarak Venüs gezegeni haline gelmişti  Bir başka öyküye göreyse yılanlardan yapılmış bir sala binerek doğu ufkunda kaybolmuştu  Tezcatlipoca’nın Tüylü Yılan’a karşı kazandığı zaferde gerçeklik payı olabilir  Toltek uygarlığının ilk yüzyılında Teotihuacan kültürünün rahipler düzeni ve barışçı ilkeleri geçerliydi  Kuzeyden göç edenlerin baskısı toplumsal ve dinsel bir devrime yol açmış, yönetim rahiplerden askerlerin eline geçmişti  Ouetzalcoatl’ın yenilgisi klasik teokrasinin çöküşünü haber veriyordu  Onun doğuya yaptığı deniz yolculuğu, Toltek özellikleri gösteren Itza kabilesinin Yucatan’ı istilasıyla ilişkili olabilir  Quetzalcoatl’ ın takvim adı Ce Acatl’dı (Tek Kamış) ve onun Tek Kamış yılında doğudan geri döneceğine inanılırdı  Bu inanç Aztek hükümdarı Il  Montezuma’nın, Meksika Körfezine çıkışları (1519) Tek Kamış yılına rastlayan Ispanyol fatih Hernan Cortes ile arkadaşlarını tanrısal elçiler olarak görmesine yol açtı  Quetzalcoatl tüylü bir yılandan başka, sık sık sakallı bir erkek olarak da betimlenirdi  Rüzgar Tanrısı Ehecatl kimliğiyle içinden rüzgar geçen iki oluklu bir maske takar ve kuzeydoğudaki Meksika kabilesi Huasteklere özgü koni biçiminde bir şapka giyerdi  Azteklerin başkenti Tenochtitlan’daki (bugün Mexico) tapınağı Ehecatl’a uygun, yuvarlak bir yapıydı  Çünkü Ehecatl’ın, rüzgara karşı keskin köşeleri bulunmadığı için dairesel tapınaklardan hoşlandığına inanılırdı  Bu tür anıtlara özellikle Huastek yöresinde sık rastlanır  Ouetzalcoatl hem ehecatl (rüzgar) günleri, hem de ayin takviminin 13 günlük dizilerinin 18  ‘si boyunca egemenlik sürerdi  Ayrıca gün saatlerinin 13 tanrısı arasında dokuzuncu sayılırdı  Genellikle birinci derece tanrılar listesine alınmakla birlikte, kendisine adanmış bir tören ayı yoktu  Eğitim, yazı ve kitap tanrısı olarak rahip adaylarıyla soyluların çocuklarının eğitildiği calmecac’ta (tapınağa bağlı din okulu) özellikle saygı görürdü  Tenochtitlan dışında Quetzalcoatl inanışının önemli merkezleri arasında Pueblo Platosundaki Cholula sayılabilir  Tlaloc (Nahuatl dilinde “Tomurcuk Verdiren”)  Yağmur tanrısı  Iri, yuvarlak gözlü ve uzun azı dişli bir maske takmış olarak betimlenen figürlerinin ilk örneklerine IS 3-8  yüzyıllar arasındaki Teotihuacan kültüründe rastlanır  Aynı dönemde Mayaların taptığı yağmur tanrısı Chac’la büyük benzerlikler taşır  Aztek uygarlığı döneminde bütün Meksika’ya yayılan Tlaloc kültüne büyük önem verilirdi  Kahin takvimlerinde Tlaloc günlerin sekizinci hükümdarı ve gecelerin dokuzuncu efendisi olarak yer alırdı  On sekiz yıllık dinsel yılın beş ayı Tlaloc’a ve dağ doruklarında yaşadıkların inanılan öteki tanrılara (Tlaloque) adanmıştı  Dinsel yılın ilk ayı Atlcaualo ile üçüncü ayı Tozoztontli'de Tlaloc’a çocuklar kurban edilirdi  Altıncı ay Etzalqualiztli’de yağmur yağdırmakla görevli Aztek rahipleri gölde yıkanır, yağmur yağması için su kuşlarının seslerini taklit eder ve büyülü sis çıngıraklarını (ayauhchicauaztli) kullanırlardı  On üçüncü ay Tepeilhuitl ise Tlaloque’ye adanmıştı; bu ayda yoğrulmuş horozibiği etinden yapılma küçük tasvirler dinsel törenle "öldürülerek” yenirdi  On altıncı ay Atemoztli’de de benzer bir tören yapılırdı  Tlaloc, kuzeyli savaşçı kabilelerin Orta Meksika’yı ele geçirmesinden önce, yüzyıllar boyunca bölgedeki çiftçi kabilelerinin ana tanrılarından biri olarak varlığını korumuştu  Savaşçı kabilelerle birlikte bölgeye Hluitzilopochtli ve Tezcatlipoca kültleri de girdi  Aztekler bağdaştırıcı bir yaklaşımla hem Huitzilopochtli’yi, hem de Tlaloc’u en büyük tanrı olarak benimsediler  Başkent Tenochtitlan kentindeki Büyük Tapınak’ta (Teocalli), her iki tanrıya ayrılmış, eşit büyüklükte iki kutsal bölüm yer alıyordu  Yağmur tanrısı başrahibi Quetzalcoatl Tlaloc Tlamacazqui’nin (Tüylü Yılan, Tlaloc’un Rahibi) ünvanı ve konumu Güneş tanrısı başrahibininkine eşitti  Saygı gördüğü kadar korku da uyandıran Tlaloc, yağmur yağdırdığı gibi kuraklığa ve açlığa da neden olabilirdi  Yeryüzüne yıldırımlar fırlatır, korkunç kasırgalar estirirdi  Tlaloque ise Yeryüzüne bereketli vağmurlar yağdırabilir ya da ekinlere zarar veren seller gönderebilirdi  Bu tanrıların ayrıca cüzam, romatizma, vücutta su toplanması gibi hastalıklara da neden olduklarına inanılırdı  Azteklerin ölüleri yakma geleneğine karşın, bu hastalıklardan ölenlerle boğulma ya da yıldırım çarpması sonucunda ölenler gömülürdü  Bu yollarla yaşamı sona erenlerin Tlalocun cenneti olan Tlalocan’da sonsuza değin mutlu bir yaşam süreceklerine inanılırdı  Tatlı su gölleriyle küçük akarsuların tanrıçası olan ve Matlalcueye (Yeşil Etekli Kadın) olarak da bilinen Chalchiuhtlicue (Yeşim Etekli Kadın) Tlaloc’un eşi sayılırdı  Tezcatlipoca (Nahuatl dilinde “Puslu Ayna”)  En önemli Aztek tanrılarından  Büyükayı takımyıldızının ve karanlık gökyüzünün tanrısıdır  Tezcatlipoca kültü, IS 10  yüzyılın sonlarına doğru, kuzeydeki savaşçı Tolteklerce Orta Meksika’ya getirilmiştir  Tezcatlipoca’nın, Tanrı Ouetzalcoatl’ı (Tüylü Yılan) Tula kentinden nasıl kovduğunu anlatan çok sayıda efsane vardır  Istediği kılığa giren büyücü Tezcatlipoca kara büyüyle birçok Toltekin ölümüne neden olur; erdemli Ouetzalcoatl’ı içkiye, günaha ve bedensel tutkulara sürükleyerek Tolteklerin altın çağına son verir  Orta Meksika’daki insan kurban etme geleneği onun etkisiyle başlamıştır  Tezcatlipoca’nın nahual'ı jaguardır; bu jaguarın benekli postu, yıldızlı bir gökyüzünü andınr  Yaratıcı Tanrı Tezcatlipoca bugünkü evrenden önce yaratılıp yok edilmiş dört evrenden ilki olan Ocelotonatiuh’ta (Jaguar-Güneş) hüküm sürmüştür  Tezcatlipoca genellikle yüzünde siyah bir şeritle betimlenir; ayaklarından birinin yerinde obsidiyenden bir ayna vardır  Guatemala’daki Mayalar ve Kiçeler 10  yüzyılda sonra Tezcatlipoca’ya Hurakan (Tek Ayak) adını verdikleri bir şimşek tanrısı olarak taptılar  Bazı betimlemelerde ayna Tezcancatlipoca’nın göğsünde yer alır  Bu aynada her şeyi gören Tezcatlipoca görünmeyen ve her yerde var olan bir tanrıdır; insanların bütün eylemlerini ve düşüncelerini bilir  Tezcatlipoca Aztekler döneminde (IS 14-16  yy) Huitzilopochtli, Tlaloc ve Ouetzalcoatl’la birlikte en yüce tanrılardan biri durumuna geldi  Bu dönemde Tezcatlipoca’ya Yoalli Ehecatl (Gece Rüzgarı), Yaotl (Savaşçı) ve Telpochtli (Delikanlı) adlarıyla tapılırdı  Geceleri dörtyol ağızlarında savaşçılara meydan okuduğu söylenen Tezcatlipoca, halktan kimselerin ilköğretim ve askerlik eğitimi için erkek çocuklannı gönderdiği telpochcalli'lere de (delikanlılar evi) başkanlık ederdi  Ayrıca köleleri korur, “Tezcatlipocanın çocukları”na kötü davranan köle sahiplerini cezalandınrdı  Erdemi zenginlik ve ünle ödüllendirir, yanlış yol tutanları ise cüzam gibi hastalıklarla ya da kölelik ve yoksullukla cezalandırırdı   Tezcatlipoca için, beşinci ayin ayı Toxcatl’da törenler düzenlenirdi  Rahip genç ve yakışıklı bir savaş esirini seçer, bu genç bir yıl boyunca tanrının yerini alarak lüks içinde yaşardı  Tanrıçalar gibi giydirilmiş dört güzel kız da ona eşlik ederdi  Ayin günü bu genç, çaldığı flütleri kıra kıra tapınağın merdivenlerini tırmanır, tepeye geldiğinde yüreği sökülerek kurban edilirdi  Azteklerin başkenti Tenochtitlan dışında Tezcatlipoca’ya özellikle Texcoco’da ve Oaxaca ile Tlaxcala arasında yaşayan Mikstek ve Puebla Yerlileri tapardı  Tlazoltéotl (Nahuatl dilinde “Kirlilik Tannçası”)  Ixcuina ya da Tlaelquani olarak da bilinir, saflıktan uzak, günahkar davranışlan temsil eden tanrıça  Huaxteca körfez ovalarındaki halklardan alındığı sanılır  Önemli ve çok yönlü bir toprak ana tanrıçaydı  Yaşamın değişik evreleriyle bağlantılı dört ayrı kimliğe bürünürdü  Genç bir kadın olarak hafifmeşrep ve baştan çıkarıcıydı  Ikinci kimliğinde insanları kötü alışkanlıklara sürükleyen yıkıcı bir tanrıçaya dönüşürdü  Orta yaşlarda, insanların günahlarını yüklenebilen büyük bir tanrıça biçimini alırdı  Son kimliğinde gençlere musallat olan öldürücü ve korkunç bir kocakarı olarak ortaya çıkardı  Aztekler tören kurallarının çiğnenmesini, yasak cinsel ilişkileri ve geleneklere uymayan davranışları günah ya da “kirli” sayarlardı  Tlazoltéotl, rahiplerine itirafta bulunan insanların günahlarını bağışlama gücüyle ünlüydü  Bir kimliğiyle insanları günaha sürüklerken, başka bir kimliğiyle günah işleyenleri bağışlayabiliyor ve dünyayı günahtan arındırıyordu  Kaba pamuktan yapılma süslü bir başlıkla, bazı tasvirlerinde de bir kurbanın derisini sarmış olarak ya da Ay simgeleri taşıyan giysiler içinde betimlenirdi  Xipe Totec (Nahuatl dilinde “Derisi Yüzülmüş Tanrımız”), Meksika’da yağmur mevsiminin başlangıcı olan ilkbaharın ve yeni yeşeren bitkilerin tanrısı  Aynı zamanda kuyumcuların koruyucusuydu  Yeni yeşeren bitkilerin simgesi olarak Xipe Totec, insan derisine bürünürdü  Bu deri ilkbaharda yeryüzünü kaplayan “yeni deri”yi temsil ederdi  Heykellerinde ve taştan yapılma masklarında da hep yeni yüzülmüş bir deriye bürünmüş olarak betimlenirdi  Anauatl iteouh (kıyı tannsı) olarak tanımlanan Xipe Totec, başlangıçta altın yönünden zengin olduğuna inanılan bugünkü Oaxaca ve Guerrero eyaletlerinde yaşayan Zapotek ve Yopi Yerlilerinin tanrısıydı  Zapotekler onu bir bitki tanrısı olarak kabul ediyor ve Quetzalcoatl’la (Tüylü Yılan) ilişkşili görüyorlardı  Kesinlikle yabancı bir tanrı sayılan Xipe Totec’in tapınağı Yopico ya da Yepi Evi olarak anılıyordu  Xipe Totecin ilk temsili resimleri, Teotihuacan yakınlarındaki Xolalpan’da ve Texcoco'da Mazapan kültürüyle bağlantılı olarak yani klasik sonrası Toltek döneminde (10-12  yy  ) ortaya çıktı  Aztekler bu kültü daha sonra Axayacatl yönetimi (1469-81) sırasında benimsedi  Aztek yılının ikinci dinsel tören ayı olan Tlacaxipehualiztli'de (Insanlann Yüzülmesi), rahipler yüreklerini çıkararak insanları kurban ederlerdi  Daha sonra bu kurbanların yüzülerek sarıya boyanan ve teocuitlaquemitl (altın giysi) denen derilerini üzerlerine giyerlerdi  Öteki kurbanlar ise bir çerçeveye bağlanarak oklarla öldürüldü  Yere damlayan kanlarının verimli ilkbahar yağmurlarını simgelediğine inanılırdı  Xipe Totec, onuruna söylenen bir ilahide, Yoalli Tlauana (Gece Içkicisi) olarak anılırdı  Bunun nedeni bereketli yağmurların gece yağdığına inanılmasıydı  Aynı ilahide Xipe Totec'e, bereketin simgesi Ouetzalcoatl’ı getirdiği ve kuraklığı önlediği için şükranlar sunulurdu  Mictlantecuhtli Ölüler tanrısı  Genellikle yüzü bir kurukafa biçiminde betimlenir  Karısı Mictecacfhuatl’la birlikte yeraltı dünyası Mictlan’ı yönetir  Savaşta, kurban edilerek, çocuk doğururken, boğularak, yıldırım çarpması sonucu ya da bazı hastalıklardan öldükleri için çeşitli cennetlerin hiçbirine giremeyenler, Mictlan’ın dokuz cehenneminde yargılanmayla geçen dört yıllık bir yolculuğa başlar  Mictlantecuhtli’nin yaşadığı sonuncu cehenneme ulaşınca ya yok olur ya da huzura kavuşurlar  Coatlicue (Nahua dilinin Nahuatl lehçesinde “Yılan Etekli”)  Yeryüzü tanrıçası  Yaratıcı ve yok edici özellikleriyle yeryüzünün simgesi, tanrıların ve insanların anası olarak kabul edilir  Mexico kentinde, Ulusal Antropoloji Müzesi’ndeki heykeli mitolojideki anlamını çok güçlü bir biçimde somutlaştırır: Yüzü birbine dolanmış iki yılandan oluşmuş, eteği gene yılanlardan örülmüştür; yılanlar verimliliği simgeler  Insanları ve tanrıları beslediği için göğüsleri sarkıktır  Ellerden, kalplerden ve bir kafatasından oluşan kolyesi vardır  Ayak ve el parmakları pençeyi andırır; yeryüzünün insanları yutması gibi o da insanlarla beslenir  Teteoinnan (Tanrıların Anası) ve Toci (Büyük Anamız) olarak da bilinen Coatlicue, korkunç doğum tanrıçası Cihuacoatl (Yılan Kadın; Tonantzin Anamız olarak da bilinir) ve Kirlilik Tanrıçası Tlazolteotl olarak ortaya çıkan yeryüzü tanrıçasının bir görünümüdür   Aztekler’den Dua Örnekleri Ölmek İçin Güzel Bir Gün(Ayinde Okunan Dua) Onaltı gündür at sırtında general atlar susamış ve yorgun hain şefin!! izini sürmekte onun gelişini takdir etti! askerler tepelerin gerisinde saklanmıştı kampın etrafı sarılmıştı bir atlı surdu atini reise doğru onlar koyu almak ve yağma etmek icin gelmişlerdi "kollarınızı aşağı indirin" "mızraklarınızı aşağı indirin" Reisin gözlerinde hüzün vardı Fakat gözlerinde korku görünmüyordu "Ölmek için güzel bir gün" Gözlerinizi kurulayın çocuklarım ağlamayın "Ölmek için güzel bir gün" O konuşmuştu beyaz adam gelmeden çok önce, Onların silahları ve wiskisi hakkında Halkını uyarmıştı Onlar tarihlerini yazmadan önce General inanmadı onun sözlerine ne de yüzüne   Fakat O biliyordu daha çok insan öleceğini sonrada bu kara lekenin yaşanacağını Bu kanun nasıl yıkılır Ne yanlış yaptım ben? ki beni gömmek öldürmek istiyorsun bu kan izleri üzerinde Biz topraklarımız, toraklarımız bizim için endişeli Ve bu yol daima olmalı Asla daha fazlasını sorma asla Ve şimdi şöyle bana son sözünü Silahlarımı aşağıya indirdim Başımı eğdim Simdi istersen beni atabilirsin bu yerden Gidecek bir yeri olmadan Ve insanlarına dönüp yaşlı gözlerini kurulamalarını söyledi bizler huzurlu ve rahatız ve sesi gökyüzünde yankılandı Kutsal Ruh'a Dua " Ulu Tanrı , rüzgarın içinde duyduğum ses kimin sesi,bütün dünyaya hayat veren kimin nefesi -duy beni-  Senden önce geldim  Senin çocuklarından biriyim  ben küçük ve güçsüzüm , senin gücüne ve bilgeline ihtiyacım var  Güzellikler içinde yürüyelim ve gözlerim hep farkına varabilsin kırmızı ve mor gün batımının  Ellerim saygı göstersin senin yaptığı ve yarattıklarına,kullaklarım açıkca duyabildin sesini  beni öyle bilge yap ki ben benim insanlarıma öğrettiklerini anlayabileyim ve kayalara ve yapraklarına arasına gizlediğin derslerini anlayabileyim  En büyük düşmanım olan kendimle savaşıp kendi içimdeki gücü bulabileyim ve hazır olayım sana gelirken;Temiz ellere ve saf gözlere , öyle ki yasam batan bir günbatımı gibi solmaya başladığında ruhum sana saf ve lekesiz gelebilsin  " | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |