Ankara... Yakup Kadri Karaosmanoğlu... |
08-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ankara... Yakup Kadri Karaosmanoğlu...KİTABIN ADI Ankara KİTABIN YAZARI Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU YAYINEVİ VE ADRESİ İletişim Yayınları Cagaloğlu / İSTANBUL BASIM TARİHİ 6 Basım 1983 1KİTABIN KONUSU: Cumhuriyet inkılabı ile birlikte Anadolu’nun yeniden dirilişi konu alan bir kitap 2KİTABIN ÖZETİ : Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun“ Ankara romanı ütopik bir romandır Bu romanda yazarın özlediği, özlemini çektiği geleceğin Ankara’sı dolayısı ile Türkiye’sidir Cumhuriyet inkılabı ile birlikte Anadolu’nun yeniden dirilişi yeniden yapılanması gerekmektedir Bu yeni yapı üzerine acil bir şekilde bina inşaa edilmelidir Bunu yapacak olanlar ise dönemin idealist vatansever insanları olacaktır Ankara romanında ise bunu gerçekleştirecek idealist insanların verdiği mücadele anlatılmaktadır Bu idealist insanlar inkılap hareketini özümsemiş, milli şuura sahip karakterlerdir Bu insanlar hayat serüveni içerisinde karmaşık yollardan geçerek romanın son bölümünde bir araya gelirler Kendi hayatlarını geleceğin çağdaş, modern, öz benliği ile çelişmeyen maddi ve manevi varlığını kaybetmeyen, değerleri ile övünen yeni Türk toplumu yaratma mücadelesi içinde geçer Ankara romanı üç bölümden oluşmaktadır; Birinci bölüm : Sakarya savaşı öncesi ( 1922’ye kadar ) İkinci bölüm : Cumhuriyetin ilanını izleyen yıllar ( 1926’ya kadar ) Üçüncü bölüm : Cumhuriyet sonrasının 14 ve 20 Yılları (1937-1943’e kadar ) Kısaca söylemek gerekirse romanın konusu bu üç dönemin Ankara’sıdır Bu üç bölümdeki olaylar yazarın her bölümde ayrı bir kişilik olarak karşımıza çıkardığı Selma Hanım’ın çevresinde geçer Selma Hanım’ın arayışı Ankara’nın arayışıdır Yazgısı Ankara’nın yazgısıdır Yaşamı da Ankara’nın yaşamıdır Selma Hanım’ın ilişki kurduğu erkekler ise birer simgedirler Birinci bölüm: Kurtuluş Zaferi ile sonuçlanan, savaş yıllarındaki Ankara’yı kısa hatlarla açıklamaktadır Romanın kahramanı olan Selma Hanım hayatını bu üç bölümde üç ayrı erkekle geçiriyor Milli mücadele yıllarında bir banka şefinin karısıdır yerli bir Ankaralı olan Sungurluzade Ömer Efendi’nin kiracısıdır Kocası Nazif’le Ankara’nın yabancısıdır İstanbul'lu hanım için Ankara’da hayat tek düze ve sıkıcıdır, yoksulluklarla doludur Ev sahipleri ile birlikte gündelik ev işleri ile meşgul olmaktadır Boş zamanlarında Hatçe Hanım ve Halime Hanım ile sohbet eder Bu sohbetlerinde gündelik Ankara hayatını tüm çıplaklığı ile gözler önüne serer Daha sonraları Nazif Bey’in vekil arkadaşı Murat Beyle tanışırlar Murat Beyler’le aile ortamı içerisinde karşılıklı davetlerde bulunurlar Bu sırada binbaşı Hakkı Beyle de tanışırlar Hakkı Beyle birlikte Etlik’te gezintiye çıkarlar Bu dönemlerde Hakkı Bey’in milli mücadele ruhu ve azmi kendisini fazlasıyla etkiler Hakkı Bey artık Selma Hanım için muzaffer bir kumandan, muhterem bir kahramandır Bütün ümitlerin zafer’e bağlandığı, başka hiçbir şeyin ehemmiyetli olmadığı bu devirde, herkesin mütevazı bir hayatı vardır Yalnız kocası Nazif Bey’in milli davaya bir erkekten beklediği heyecan ve alaka ile bağlanmadığını gören Selma Hanım yavaş yavaş kocası Nazif Bey’den kopmaya başlar Erkân-ı Harp Binbaşı’sının fikir ve hareketlerine yakınlık duyar Birinci bölüm Selma Hanım’ın binbaşının cazibesine kendisini kaptırdığı bir zamanda sonuçlanır İkinci bölümde Selma Hanım Nazif Bey’den boşanmıştır Bu bölüm zaferden sonraki Ankara’dır Selma Hanım eski binbaşı emekli Miralay Hakkı Bey’in karısıdır Ancak koşullar değişmiş değişen koşullar Cumhuriyet öncesinin kişilerini de değiştirmiştir Hakkı Bey ordudan, Murat Bey vekillikten ayrılmışlardır Artık bu iki insan yeni türeyen bir sınıfın üyesidirler Vurguncu harp zengini şirket meclisi idarelerinde dolaşan, ecnebi gruplarla komisyon işleri yapmaya çalışan Hakkı Bey’in yeni yüzüyle karşılaşırız Hakkı Bey milli idealleri bir tarafa bırakmış, maddi refah içerisinde sadece kendi hesabına çalışan, son derece alafrangalaşan Yenişehir garplılığı, batılı hayat tarzının kötü yanlarını almıştır Bu zümreye göre artık halkçılık diye bir dava kalmamıştır Selma Hanım bir süs çiçeği, bir zevk aleti gibi kısır ve avare yaşayıp gitmektedir Her şey kendi dar çevrelerinden kendi acayip zevklerinden ibarettir Her gece çay partileri ve balolar düzenlenir ecnebi iş adamlarıyla dans edilir Eğlenceler tertiplenir Bu bölümde halk ile bu zümre arasında nasıl doldurulmaz bir uçurum açıldığını, inkılabı böyle anlayanları, hep kendi lehlerine çekenlerin eleştirisi yer alır Selma Hanım asıl halka lakayt kalıp acayip bir hayatın egoist zevklerine dalan yeni kocasından da uzaklaşır Bu sırada muharrir olan Neşet Sabit genç kadını görmek için onların bazı alemlerine iştirak eder Selma Hanım bu hayatın acılarını onunla paylaşır Bu hayatın zavallı yüreğinde büyük ıstıraplar yarattığını, bu çıkmaz yoldan biran önce kendini söküp atmakla, kökten tedavi olmak gerektiğini anlar Binbaşı Hakkı Bey’den boşanır Bundan sonraki hayatında toplumsal hizmetlerin en değerlisi olan öğretmenlik görevine atılır Son bölüm yazarın hayalindeki Ankara’dır Yazarın bu hayali Cumhuriyet’in Onuncu Yıl Dönümü Bayramıyla başlar Gazi Mustafa Kemal’in Türk milletine hitabesi, bir devir başlangıcının, bir yeni sabahın ilk işareti gibi olmuştur Türk milleti ilim, imar, iktisat, güzel sanatlar sahasında büyük bir gelişme içerisindedir artık Ankara’nın çehresi değişmiştir Yeni stadyumlar, yeşil çimenli sahalar, büyük fabrikalar, büyük binalar , alaca halk yığınları ve coşkuyla kutlanan büyük bir bayram Selma Hanım basına ayrılmış iskemlelerin birinde dinlenmektdir Bundan sonra egoist bir zümrenin zevkine ve menfaatine karşı şiddetli matbuat hücumu başlamıştır Tiyatro, şiir, edebiyat, karikatür, musiki, hep bize yeni hayatı söyler Halk evleri, Toplumsal Mükellefiyet Teşkilatı yeni hayatın odakları olmuştur Selma Hanım Neşet Sabit’le evlenmiş, bu iki insan yeni hayatın imar ve inşasında elele vererek büyük bir aşkla çalışıyor, yeni değerleri halk yığınlarına götürürler Harf İnkılabı, Tarih Cemiyeti, Yüksek İktisat Enstitüsü, Halk Evleri gibi daha bir çok alanda büyük atılımlar, büyük yenilikler gerçekleşir Selma Hanım ve Neşet Sabit bu on yıl boyunca mutlu bir evlilik yaşarlar Fırsat buldukça Anadolu’nun muhtelif yerlerine seyahat eder, bu seyahatlerinde gördükleri yerlerin yeni çehresiyle karşılaşırlar Anadolu toprağı, suyu, kırı, bayırı, dağı, taşıyla eşsiz güzelliğiyle cennetten bir parça gibi tasavvur ederler, bundan doyumsuz bir haz alırlar Hele Pınarbaşı’nda düzenledikleri eğlencelerde halk ezgileri ve türküleri çalınır söylenir, sabaha kadar hoşça vakit geçirirler Roman yazarın bu tasavvuruyla son bulur 3KİTABIN ANAFİKRİ: İnsanların içinde bulundukları durum ne olursa olsun her zaman mücadele etmeleri gerektiği 4KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ: Selma Hanım:İyi bir öğrenim görmüş haksızlıklara boyun eğmeyen vatansever, vatan sevgsi uğruna oradan oraya koşan; hep birşeyler arayan, aradığını bulamayan; azimli ve hoşgörülü, halden anlar, olgun bir kişidir Nazif Bey: İyi bir eğitim görmüş banka şefidirSessiz sedasız, vatanından çok canını seven bir kişidir Binbaşı Hakkı Bey: Milli mücadele yıllarında atılgan ve yiğit bir askerdirMilli mücadele bitince tavır ve hareketlerinde değişmeler olurMilli mücadele vurguncusudur, sömürücüdür, vurdumduymaz biridir Neşet Sabri Bey: İyi bir öğrenim görmüş, genç bir yazardırMilli mücadelenin her yanında görev almış, gönülden desteklemiş, inkilabın yanıbaşında canla başla çalışan ; sorumluluğunu bilir; azimli, hoşgörülü halden anlayan bir kişidir Murat Bey: Kendisi Anadolu’nun bağrında yetişmiş, milli mücadelenin yanında yer almış, tutucu, kendi çıkarlarını herşeyin üstünde tutan bir insandırMilli mücadele vurguncusudurMilli mücadele sonunda zengin olmuş, harvurup harman savuran bir kişidirAilesi ile Avrupa’ya kaçmıştır Ömer Efendi ve Ailesi: Kültür düzeyleri düşük insanlardırKendilerinin ayıp saydıkları şeyleri başkaları yaparsa ayıp sayarlarKebdileri yaparsa olağan karşılarlarTutucudurlarİş hayatında başarıdırlar Yıldız Hanım:Tiyatro sanatçısıdır Şeyh Emin: Dindar, tutucudur 5KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER: Kitap Cumhuriyet inkalabı sonrası durumu akıcı bir şekilde anlatıyor 6KİTABIN YAZARI HAKKINDA BİLGİ: Yakup Kadri Karaosmanoğlu 27 Mart 1889'da Kahire'de doğdu İlköğrenimine ailesiyle birlikte gittiği Manisa'da başladı 1903'te İzmir İdadisi'ne girdi Babasının ölümünden sonra annesiyle yine Mısır'a döndü, öğrenimini İskenderiye'deki bir Fransız okulunda tamamladı 1908'de başladığı İstanbul Hukuk Mektebi'ni bitirmedi 1909'da arkadaşı Şehabettin Süleyman aracılığıyla Fecr-i Âti topluluğuna katıldı 1916'da tedavi olmak için gittiği İsviçre'de üç yıl kadar kaldı Mütareke yıllarında İkdam gazetesindeki yazılarıyla Kurtuluş Savaşı'nı destekledi 1921'de Ankara'ya çağrıldı ve bazı görevler verildi 1923'te Mardin, 1931'de Manisa milletvekili oldu Bir yandan da gazeteciliğini ve roman yazarlığını sürdürdü Kadro Dergisi 1932'de Vedat Nedim Tör, Şevket Süreyya Aydemir, Burhan Asaf Belge ve İsmail Hüsrev Tökin ile birlikte Kadro dergisinin kurucuları arasında yer aldı Savunduğu bazı görüşler aşırı bulunduğu için Kadro dergisinin 1934'te yayımına son vermek zorunda kalmasından sonra Tiran elçiliğine atandı Daha sonra 1935'te Prag, 1939'da La Haye, 1942'de Bern, 1949'da Tahran ve 1951'de yine Bern elçiliklerine getirildi 27 Mayıs 1960'tan sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi Siyasal hayatının son görevi 1961-1965 arasındaki Manisa milletvekilliği oldu 13 Aralık 1974'te Ankara'da öldü ESERLERİ: Roman: Kiralık Konak, Nur Baba, Hüküm Gecesi, Sodom ve Gomore, Yaban, Ankara, Bir Sürgün, Panaroma, 2 cilt, Hep O Şarkı Hikaye Bir Serencam, Rahmet, Milli Savaş Hikâyeleri Anı: Zoraki Diplomat, Anamın Kitabı, Vatan Yolunda, Politikada 45 Yıl, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|