Mevlana Türbesi, Konyanın Tarihi Ve Turistik Yerleri

Eski 08-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mevlana Türbesi, Konyanın Tarihi Ve Turistik Yerleri



Mevlana Türbesi, Konyanın Tarihi ve Turistik Yerleri


Selçuk mimarisinin ve Türk Çadırı türünün en güzel örneklerinden biri olan Konya'daki Mevlana Türbesi, Mevlana Celaleddini Rumi'nin oğlu Sultan Veled tarafından Mimar Tebriz'li Bedrettin'e yaptırılmıştır Mevlana Celaleddin'in babası Sultan-ül Ulema Bahaddin Veled'e Selçuklu Sultanı tarafından hediye edilen gül bahçesine 1274 yılında bir türbe (Kubbe-i Hadra), 1396 yılında da Çini kaplı külah yapılmıştır Hz Mevlana 17 Aralık 1273 yılında vefat edince, Bahaeddin Veled'in de kabrinin bulunduğu bu yere defnedilmiştir



Aynı zamanda bir Mevlevi Dergahı olan türbenin inşaatı genişleyerek 19 yüzyılın sonuna kadar sürmüştür Dergahın avlusundaki üzeri kapalı şadırvan 1512 yılında Osmanlı Hükümdarı Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılmıştır Türbe salonuna girilen Gümüş Kapı, 1599 yılında Sokollu Mehmet Paşa'nın oğlu Hasan Paşa tarafından yaptırılmıştır Yeşil Kubbe'nin tam altında yer alan Hz Mevlana ve oğlu Sultan Veled'in mezarları üzerinde yer alan iki bombeli mermer sanduka 1565 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır Sandukalar üzerindeki altın sırma tellerle işlenmiş puşiler ise 1894 yılında Sultan 2 Abdülhamit tarafından yaptırılmıştır





Mevlana'nın babası Bahaeddin Veled'in üzerinde bulunan ve Selçuklu ahşap işlemeciliğinin şaheserlerinden olan sanduka 1274 yılında yapılmıştır Semahane ve mescid bölümü 16 yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır Mevlana Dergahı'nın ön avlusunun batı ve kuzey yönünü çevreleyen, her birinde birer küçük kubbe ve baca bulunan hücreler 1584 yılında Sultan 3 Murat tarafından dervişlerin ikamet etmesi için inşa ettirilmiştir Matbah denilen ve Mevleviler için özel bir anlamı olan dergah mutfağı yine 1584 yılında Sultan 3 Murat tarafından yaptırılmıştır

Türbe her devirde büyük ihtimam görmüştür Bunun sebebi, burasının yedi yüzyıldan fazla bir zamandır gönüllerde yaşayan, eserleri hemen hemen bütün dillere çevrilmiş büyük Türk mutasavvıfı ve şairi Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin türbesi olmasıdır

Türbenin harika olması yalnızca mimari özelliğinden değildir Müze haline getirilen türbede Selçuk sanatının halı, kilim, kumaş örnekleri, mevlevi sanatının çok değerli eserleri, neyler, kudümler sergilenmektedir


Mevlana Celaleddin'in türbesi olan bu yer, 1927 yılında müze olarak ziyarete açılmıştır İçinde dergah zamanından korunan Hz Mevlana'ya, mevleviliğe ait eserler, mevlevi musiki aletleri, hat, kumaş örnekleri ve halılar sergilenmektedir 1993 yılında resmi kayıtlara göre 1200000 kişi ziyaret etmiştir Taban düzenlemesi 10 Aralık 1993 tarihinde gerçekleştirilmiştir

Türbedeki ceviz sanduka Selçuk oymacılığının bir şaheseridir Bu sandukanın baş tarafının yüksekliği 2,65 metre, ayak tarafının yüksekliği 2,13 metre ve uzunluğu da 2,91 metredir Türbenin içi ve dışı çini döşeli, duvarları çok değerli yazılarla süslüdür

Mevlana'nın yanında mezarı olan babasına ait koruyucu tabut yatay değilde, düşey durur Bu konuda şu açıklama yapılır: Mevlana'nın babası Bahaeddin Veled vefat ettikden sonra, geçen zaman diliminden sonra Mevlana da vefat eder ve babasının yanına gömülür İkinci gün babasının tabutu ayağa kalkar Babası, oğlunun kendisinden çok daha bilge ve ulema bir kişinin yanında yatamayacağından dolayı yanında saygıdan ayağa kalktığı söylenir



Büyük Türk mutasavvıfı Mevlana Celaleddini Rumi'nin pek çok eseri vardır En önemli eseri 25700 beyitten oluşan 6 ciltlik Mesnevi'sidir Gazel ve rubailerinin bulunduğu Divan-ı Kebir adlı eseri 30000 beyitten fazladır Ayrıca sohbetleri, vaazları ve mektupları kitap halinde yayınlanmıştır Yazıları, davranışları ve sözleri ile örnek bir insan olan Mevlana, eserlerini güzel hikayelerle, fıkralarla süsler ve bunları şiir diliyle anlatır Onun devrinde edebiyat dili olarak bir çok Türk bilgini ve edebiyatçısı Farsça kullandığı için eserlerinin büyük bir bölümünü Farsça yazmıştır Ancak Türkçe, Arapça ve Rumca yazdığı beyitleri de vardır:

Gel, gel, ne olursan ol, gene gel!
Putperest, mecusî, kâfirsen de gel!
Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değil,
Tövbeni yüz kere bozduysan da gel

diyen Mevlana'nın ünlü yedi öğüdü aşağıda yer almaktadır:

Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol
Hoşgörürlükte deniz gibi ol
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.