Hastalık Rehberi |
08-12-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hastalık Rehberi[A] Abse: İçi cerahat dolu şişliklere verilen isimdir Vücudun her tarafında ortaya çıkabilir Nedeni vücuda giren mikroplardır Adale romatizması: Çoğunlukla, şiddetli soğuk algınlıklarından sonra görülen ve hareket etmenin zorlaşmasına neden olan bir çeşit romatizmadır Tıp dilinde Myalgia, Fibrozit denir Korunmak için terli çamaşırları, en kısa zamanda değiştirmek ve üşütmemek gerekir Adenit: Boyundaki lenf damarlarının şişmesi sonucu meydana gelen iltahaplı şişliğe adenit denir Ağız yaraları: Ağız yaraları, "basit" ve "derin" veya "sert kenarlı" yaralar olmak üzere iki grupta toplanabilir Çoğunlukla, üşütme veya hazımsızlıktan kaynaklanır Yaraların etrafı, kırmızı bir çizgi ile çevrilidir Başlangıçta, içi su dolu kabarcıklar halindedirler Sonradan patlayarak etrafa yayılır ve sancılı ağrılara neden olurlar Çocuklarda; kızamık ve çiçek hastalıkları sırasında da aynı yaralar meydana gelebilir Ağrılı aybaşı hali: Tıp dilinde dysmenorrhoea/dismenore denilen bu hâl, özellikle aybaşı kanamasının başladığı ilk gün görülür Bazı kimselerde, ağrılar aybaşı kanamasının başlamasından bir kaç gün önce ortaya çıkar ve kanamanın başlamasıyla kesilir Bir kısmında da kanama başlamadan, kanama görülen günlerde ve sonraki birkaç gün içinde hissedilir Bu çeşit ağrılara, çoğunlukla 18-24 yaşları arasındaki kadınlarda rastlanır Ağrı, göbek altında veya bacakların üst kısmında kasılmalar şeklinde başlar Kusma görülebilir Yüz, sararır ve terleme artar Akrep sokması: Akrep; sıcak ve nemli yerlerde yaşayan, kıvrık ve kalkık kuyruğuyla zehirli bir iğnesi olan böcektir Akrep soktuğunda yapılacak ilk iş; soktuğu yerin altını ve üstünü sıkıca bağlamaktır Sonra; iğnenin bulunduğu yer, iki parmak arasına alınıp, kan akıncaya kadar sıkılır ve üzerine amonyak sürülür Albüminüri: İdrarda, albümin bulunmasına; Tıp dilinde Albüminüri; halk arasında ise, aktutma denir Bir çok hastalıklarda, özellikle Böbrek hastalıklarında, idrarda albümin görülür Mümkün olduğu kadar süt içmeli, patates haşlaması ile muhallebiyi sofradan eksik etmemelidir Baharatlı yiyecekler, biber, turşu ve tuz kesinlikle terk edilmeli; kahve ve fazla miktarda su içilmemelidir Alerji: Vücudun, bazı madde veya hava şartlarından etkilenmesi yahut psikolojik etkenler sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır Önce, alerjiye neden olan etkenleri bulmak gerekir Alerjinin belirtileri de; şahsa göre değişir Kiminde kaşıntı, kiminde kurdeşen, kiminde astım görülür Hasta, eğer bazı maddelerle temasından dolayı alerji oluyorsa, o maddenin uzaklaştırılması ile mesele kendiliğinden çözümlenmiş olur Altını ıslatmak: Tıp dilinde Enuresis denir Altına ve yatağına işeyen çocuklar; genellikle anne ve babasından yeteri kadar sevgi ve ilgi görmeyen çocuklardır Hastalık, belli bir nedenden kaynaklanmıyorsa; yapılacak iş, çocuğa ihtiyacı olan sevgiyi vermektir; ancak altını ıslatmak, herhangi bir böbrek rahatsızlığı veya şeker hastalığından da kaynaklanabilir Bu nedenle doktora gitmek gerekir Anne sütünün azlığı: Anne sütünü artırmak için bol bol sulu gıdalar yemek, üzüntülerden sıyrılıp bir süre dinlenmek faydalıdır Anus kaşıntısı: Anus (şerç); yani sindirim kanalının doğrubağırsak denilen son kısmındaki çıkış deliği veya çevresinde (oturak yerinde) görülen kaşıntıların nedeni çeşitlidir Bunlar arasında; kılkurtları, sümüksü akıntı, basur, çatlak, ishal veya kabızlık, egzama (mayasıl), sinir bozukluğu veya yeteri kadar temizliğe dikkat edilmemesi sayılabilir Apandisit: Körbağırsağın iltahaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır Müzmin apandisitte; kat’iyetle ilaç verilmez Ameliyat gerekir Had apandisit; karnın ortasından başlayıp, sağ alt kısma yerleşen bir ağrı ile kendini gösterir Hazımsızlık ve gazdan şikayet edilir Kusma görülebilir bazen de miğde bulantısı olur Arı sokması: Arı; bal ve balmumu yapan fakat, iğnesiyle sokan bir böcektir Hassas bünyeli kimseleri soktukları zaman,onların şok geçirmelerine neden olabilirler Eşek arıları ise; bal arılarına nazaran daha tehlikelidir Arı sokmasında yapılacak ilk iş; arının iğnesini, ucu yakılmış bir iğne ile çıkarmaktır Sonra arının soktuğu yerin alt ve üstünden sıkıca boğulur Üzerine soğuk su dökülür Arpacık: Halk arasında it dirseği de denir Doktorların Hordoleum dedikleri hastalıktır Göz kapağındaki herhangi bir kılın dibinde; içi dolu bir şişlik meydana gelir Acı ve zonklama vardır Arpacıkla, hiçbir şekilde oynamayın, onu sıkmayın! Beslenmenize önem gösterin, üzüntülerinizi bırakıp biraz daha mutlu olmaya bakın Astım : Hasta, kriz geldiği zaman soluk almakta zorluk çektiğini zanneder, gerçekte nefes vermekte zorluk vardır Bunun nedeni de, akciğerlerdeki küçük hava borularının daralmasıdır Buralardan geçen hava, ıslığa benzeyen bir ses çıkarır, ki buna hırıltı denir Astım, bir kaç grup nedenden kaynaklanır Bunların başında da bünye gelir Yani, bazı kimselerde baş ağrısı ne kadar tabi bir şeyse, diğerlerinde de astım o kadar doğaldır Bazı kimseler, toz, kıl, yumurta, süt, aspirin, çiçek tozu ve benzeri şeylere karşı hassastırlar Bu hassasiyet, astım krizleri şeklinde kendini gösterir Tedavi için, hastayı etkileyecek bu unsurların ortadan kaldırılması yapılacak ilk iştir Aşırı heyecan veya korku da astım krizine yol açabilir Bu gibi durumlarda hastayı sakinleştirmek yapılacak ilk iştir Bazı kimselerde de, Had Bronşit sonucu astım krizi görülebilir Kalp yetmezliği de astım krizine neden olabilir Astigmatlık: Göz yuvarlağı çaplarının düzensiz olması sonucu ortaya çıkan bir çeşit göz bozukluğudur Hasta; noktaları bir çizgi halinde görür Çoğunlukla doğuştandır Miyopluk veya hipermetroplukla beraber de görülebilir Bazı astigmatlar, baş ağrılarından da şikayet ederler Tedavi için doktorun vereceği gözlüğü kullanmak gerekir Aşırı aybaşı kanaması: Aybaşı görme arasındaki süre normaldir Fakat kanama çoktur ve normal süresinden fazla devam eder Nedenleri çeşitlidir: rahimde ur, rahim çarpıklığı, yorgunluk, sinir bozukluğu, ateşli hastalıklar veya evlilik hayatındaki uyuşmazlıklardan kaynaklanabilir Ateş: Vücut sıcaklığının yükselmesine ateş denir Vücut sıcaklığı bedenin her yerinde aynı değildir Örneğin; termometre ağıza konulduğunda görülen ısı, koltuk altına konulduğunda gösterdiği ısıdan 0,5 derece daha düşüktür Diğer taraftan, vücut ısısı gün boyunca da 0,5 derece oynar Sabahın erken saatlerinde ısı düşük, akşam saatlerinde yüksektir Vücut ısısı 36,2 - 37,5 arasında ise normaldir Ateşle birlikte; üşütme, titreme, baş ağrısı, bunalma, huzursuzluk, vücut kırgınlığı, iştahsızlık, kabızlık, sayıklama, havale veya koyu renkli idrar çıkarmada görülebilir Ateşin nedeni, genellikle soğuk algınlığı, grip, bademcik iltihabı, boğaz ağrısı, bronşit, sinüzit, kulak iltihabı, bağırsak iltihabı veya böbrek hastalıklarından biri olabilir Bu nedenle tedaviden önce nedeni tespit etmek gerekir Ayak ağrıları: Çoğunlukla yorgunluk, bağ yerlerinin burkulması, fazla kilo almak veya bazı hastalıklardan kaynaklanabilir Önemli bir hastalıktan kaynaklanmayan ağrılarda yapılacak masaj ve dinlenme çok faydalı olur Ayak burkulması: Yürürken, koşarken veya atlarken ayak kaslarının beklenmedik bir durumla karşılaşması sonucu görülür Burkulmadan hemen sonra ağrı, şişme ve morarma olabilir Ayak çıbanı: Ayak derisindeki ter bezleri ve kıl keselerinin mikroplanması sonucu ortaya çıkar Çıban yerinde, ilk önce sert ve kırmızı bir kabartı belirir Ağrı vardır Sonra iltihaplanır Çıbanı sıkmamak gerekir Ayak şişmesi: Ayak şişmesi; uzun süre ayakta durma, dolaşım sisteminin yetersiz olması, gebelik, uzun süre hareketsiz kalma veya incinme, burkulma sonucu ortaya çıkar Ayak terlemesi: Ayakların normalden fazla terlemesi genellikle ter bezlerinin aşırı derecede çalışmasından kaynaklanır Diğer taraftan, kalın çorap giymek, ateşli bir hastalık veya normal vücut sıcaklığının düşmesi de ayak terlemesine neden olabilir Aybaşı düzensizliği: Aybaşı kanaması normal olarak 2-7 gün sürer Normal olarak 28 günde bir görülen aybaşı kanaması, bazı hallerde vaktinden önce veya sonra da görülebilir Nedeni; asabi krizler, hormon dengesizliği veya bünye zayıflığı olabilir Aybaşı kanaması azlığı: Aybaşı kanının normal miktarı; sağlam kadınlarda 7-77 gram arasında değişir Çoğunda 27-75 gram arasındadır Ortalama miktar 50 gram kabul edilir Aybaşı kanının yukarıda belirtilen miktarlardan az olması, çoğunlukla ruhsal durumla veya kansızlıkla ilgilidir Aybaşı kanamasının gecikmesi: Normal olarak zamanı geldiği halde aybaşı kanaması başlamazsa; gebelik, kansızlık, tiroid veya karaciğer hastalıkları akla gelebilir Ayrıca yorgunluk, sinirlilik veya adetten kesilme de düşünülebilir Aybaşı kanamasının uzun sürmesi: Normal aybaşı kanaması 2-7 gün devam eder Bazı kimselerde bu süre uzar O zaman rahimde ur veya kist olduğundan, yumurtalıkların üşütülmüş olmasından, sinir veya kalp hastalığından şüphe edilir Tedaviye geçmeden önce esas nedeni bulmak gerekir Önemli bir durum yoksa aşağıdaki reçetelerden arzu edilen uygulanır Aybaşı kanaması yokluğu: Genç bir kız buluğ çağına geldiği halde, aybaşı görmeye başlamamışsa, aybaşı yokluğundan söz edilir Bu durum karaciğer hastalıklarından, kansızlıktan veya tiroit bezi bozukluğundan kaynaklanabilir Öncelikle nedeni bulmak gerekir Normal aybaşı gören kadının da; kansızlık, karaciğer rahatsızlıkları, beslenme bozuklukları veya tiroid bezi hastalıkları sonucu aybaşı kanamaları kesilebilir Öte yandan aybaşı yokluğu, gebeliğin veya menapozun işareti olabilir [b] Bademcik iltihabı: Bademciklerin iltihaplanmasına tıp dilinde tonsilit denir Bademcikler şiş, kırmızı ve yeşilimtrak beyaz renkte cerahatlı görünümdedir Yutkunma sırasında ağrı yapar Hastada kırıklık, baş ağrısı ve vücut ağrıları vardır Hastalık birdenbire üşütme ve ateş ile başlar Gereği gibi tedavi edilmezse orta kulak iltihabı, böbrek iltihabı, romatizma ve kalp hastalıklarına neden olabilir Bağırsak gazı: Bağırsaklarda hissedilen şişkinlik, bağırsak gazından kaynaklanır Nedeni, bağırsakları besleyen bezlerin yeteri kadar çalışmaması, yemek yerken fazla hava yutma veya sinir bozukluğudur Bağırsak iltihabı: Beslenme bozuklukları, soğuk veya sıcak içecekler veya kullanılan bazı ilaçlar, hastalığın nedenleri arasındadır Tıp dilinde kolit denir Tedavide rejim ve istirahat esastır Yenmemesi gerekenler: Lahana, karnıbahar, kabak, domates, yağlı et suları, yağlı et ve balıklar, konserveler, av etleri, pastırma, sucuk, salam, börek, taze ekmek, bütün baharatlar, alkol Yenilmesinde sakınca olmayanlar: un veya sebze çorbaları, yağsız ızgara etler, yoğurt, patates püresi, pilav, beyaz peynir ve sebze yemekleri Bağırsak kanaması: Önemli bir hastalığın işareti olabilir Önce kanamanın nedenini tespit ettirmek gerekir Kısa sürede kesilmeyen kanamalarda mutlaka doktora başvurmak gerekir Bağırsak solucanları: Bağırsak solucanları, insan vücudunda asalak olarak yaşarlar Bunlara bağırsak kurtları da denir Genellikle 5 grupta toplanırlar - Yuvarlak kurtlar - Kıl kurtları - Kamçı kurtları - Kancalı kurtlar - Şerit Balgam: Sümüksü, cerahatli veya kanlı görünüşte bir maddedir Bronşitin işareti olabilir Basur: Son bağırsakta bulunan siyah kan damarlarının genişleme, şişme ve kanamalarına; halk arasında basur, tıp dilinde hemoroid denir Başka bir hastalığın da belirtisi olabilir Kabızlık, hamilelik, şişmanlık, soğuk yerlerde fazla oturma, alkol alışkanlığı ve son bağırsaklardaki bazı hastalıklar, basura neden olur Basurlar iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılır İç basur; makatın içinde meydana gelen basurlara verilen isimdir Dış basur; makatın dışında, küçük, yuvarlak, eflatuni renkte tümörlerdir Tedavide ilk şart, kabızlığı gidermektir Baş ağrıları: Baş ağrıları çeşitli nedenlerden kaynaklanır Bunlar; şöyle sıralanabilir - Aşırı yemekten sonra görülen veya açlıktan kaynaklanan baş ağrıları - Göz, kulak veya burun hastalıklarından kaynaklanan baş ağrıları - Ateşli hastalıkların neden olduğu baş ağrıları - Alkol kullanmanın neden olduğu baş ağrıları - Kafa bölgesinde meydana gelen, kırık, ezik, çatlak veya sarsıntılardan kaynaklanan baş ağrıları - Beyin urlarının neden olduğu baş ağrıları - Kahve tiryakilerinde kahvesizlikten doğan baş ağrıları - Kabızlık çekenlerde görülen baş ağrıları - Saralılarda görülen baş ağrıları - Çikolata, sarımsak, lahana, yeşil biber, kuru yemiş yedikten sonra görülen, alerjik baş ağrıları - Menenjit hastalığının neden olduğu baş ağrıları - Fazla miktarda şekerli yiyecek yemekten doğan baş ağrıları - Diş hastalıklarının neden olduğu baş ağrıları - Fazla çalışma ve ruhi çöküntülerin neden olduğu baş ağrıları Baş ağrılarının gerçek nedenini bulabilmek için mutlaka doktora başvurulmalıdır Başdönmeleri: Hasta, kendisinin veya etrafındaki eşyanın boşlukta döndüğünden şikayet eder Tıp dilinde vertigo denen baş dönmelerinin nedenleri çeşitlidir Bunlardan başlıcaları şunlardır: - Kulak ağrısı - Araç tutmaları - Ani hava değişimi - Bazı göz hastalıkları - İlaç zehirlenmeleri - Düşük veya yüksek tansiyon - Damar sertliği ve bazı kalp hastalıkları - Kansızlık ve kan hastalıkları - Mikrobik hastalıklar - Beyin hastalıkları - Sara ve bazı ruh hastalıkları Tedaviye başlanmadan önce hastalığın gerçek nedeninin tespit edilmesi gerekir Baş dönmelerine yapılacak ilk iş; hemen oturmak veya öne eğilmek ve mümkünse hemen yatmaktır Baş dönmesi sık sık oluyorsa mutlaka bir doktora gitmek gerekir Bayılmalar: Geçici olarak uyanıklık halinin kaybolmasına halk arasında bayılma tıp dilinde senkop denir Bu durumda beyin hücrelerine giden oksijen azalmıştır Bayılmanın nedeni; yorgunluk, uzun süre ayakta kalmak, ani heyecanlar, tansiyon yüksekliği, gebelik, kansızlık, damar sertliği ve kalp hastalıklarıdır Bayılmadan önce baygınlık hissi gelir Sonra yüz kül rengini alır Arkasından da terleme, çarpıntı, göz kararması ve baş dönmesi görülür Bu gibi durumlarda yapılacak ilk iş hastayı hemen yatırmak, elbise ve çamaşırlarını gevşetmektir Sonra yüzüne su serpilir ve amonyak koklatılır Bel ağrısı: Esaslı bir hastalıktan kaynaklanmayan bel ağrıları, çoğunlukla yorgunluk sonrası görülür Dinlenmekle geçer Uzun süren bel ağrılarında mutlaka doktora görünmek gerekir Bel gevşekliği : Cinsel ilişki sırasında, meninin vaktinden önce boşalmasına verilen isimdir Halk arasında erken boşalma Tıp dilinde ise ejakulasyon denir Nedeni çoğunlukla ruhsaldır Tedaviye sinirleri dinlendirmek, açık havada dolaşmak, sabah akşam ılık banyo yapmak ve hazmı kolay şeyler yemekle başlanır Belsoğukluğu : Tıp dilinde gonore denilen bir çeşit zührevi hastalıktır Cinsi münasebetle bulaşır İdrar yollarında acıma, yanma, şişlik ve akıntı ile belirir Akıntı cerahatlıdır Bu cerehat ellere bulaşacak ve eller de gözlere sürülecek olursa, körlüğe neden olabilir Kadınlarda da, beyazımtırak cerahatlı akıntı, sık sık idrara gitme, idrar yaparken ağrı ve yanma ile kendini gösterir Üreme organlarında akıntı görüldüğünde, mutlaka tedavi edilmesi gerekir Aksi halde kendisinde bel soğukluğu görülen, bu hastalığı cinsel ilişkide bulunduğu herkese bulaştırır Boğaz ağrısı : Havasızlıktan, toz, sigara içmek, burun tıkanıklığı, dişeti iltihabı gibi nedenlerden kaynaklanır Boğaz iltihabı : Tıp dilinde farenjit veya anjin adı verilen bu hastalığın nedenleri; nezle ve grip gibi ateşli hastalıklarla, havadaki zararlı maddeler, sinüzit, alkol veya sigaradır Yapılacak ilk iş; istirahat etmektir Mümkün olduğu kadar az konuşmak da yararlıdır Boğmaca : Bulaşıcı bir hastalıktır Tıptaki adı Pertussis'dir Çoğunlukla 1 ila 4 yaşları arasındaki çocuklarda çok görülür Ortalama olarak 4-6 hafta devam eder Hastanın burnu akar, nöbet halinde gelen öksürük görülür Bazen kusmaya neden olur Tedavi için kesin yatak istirahati şarttır Hastaya sık sık fakat az miktarda yumuşak yiyecekler verilmelidir Boyun tutulması : Soğuk almaktan, boynun çarpık durumda bir süre kalmasından veya nezleden kaynaklanır Böbrek ağrısı : Böbrek ağrısının nedenleri çeşitlidir Bunlar arasında: böbrek taşı, böbreklerden idrar akışının tıkanıklık nedeniyle düzensizliği, böbrek uru, böbreklerden çıkan zehirli atıkları mesaneye taşıyan borularda taş, ur veya kan pıhtısı, böbrek apsesi olabilir Ağrılar sırasında terleme ve kusma da görülebilir Böbrek iltihabı : Böbreklerin iç kısımlarının iltihaplanmasıdır Tıp dilinde piyelonefrit adı verilir İki çeşiti vardır: - Akut Böbrek İltihabı : Ani olarak ortaya çıkan, titreme, kaburga altlarında ve yanlarında başlayıp, kasıklara kadar yayılan bir ağrı ile kendini gösterir Sık sık idrara gitmek ihtiyacı duyulur İdrar çıkarken de yanma ve ağrı hissedilir İlk önlem olarak belin iki yanına sıcak su torbası konur Bol su, limonata ve açık çay içilir - Kronik Böbrek İltihabı : Akut böbrek iltihabının gereği gibi tedavi edilmemiş olması, kronik böbrek iltihabının başlıca nedenidir Hastada iştahsızlık, ateş, halsizlik, baş ağrısı, ağrılı idrar etme ve bel ağrıları görülür Yapılacak ilk iş, bol bol meyva suları içmek ve aşağıdaki reçetelerden birini uygulamaktır Ayrıca tuz ve hayvani gıdalar azaltılmalıdır Böbrek kumu : Yeterince su içilmemesi, A vitamini eksikliği, böbrek üstü bezlerinin fazla çalışması ve bazı böbrek hastalıkları, böbreklerde kum birikmesine neden olur Böbrek taşı : İdrarda bulunan oksalat billurlarının meydana getirdiği böbrek taşları, kum tanesi kadar olabildiği gibi pinpon topu büyüklüğünde de olabilir Ufak taşlar böbrekten kolaylıkla çıkabilr Büyükler ise böbreklerden mesaneye giderken şiddetli ağrılara neden olur Göğsün yukarı ve ön kısmında, kaburgaların altında, ani ve kıvrandırıcı ağrı hissedilir Terleme ve kusma da görülebilir İdrarın rengi bulanık ve bazen kanlıdır Böcek sokması : Böceğin ısırdığı yerde şiddetli kaşıntı, kızarıklık ve şişlik görülür Böceğin zehirli olabileceğini düşünerek aşağıda tarif edilen işlem yapılır Vakit kaybetmeden böceğin soktuğu yerin alt ve üstünden sıkıca bağlanır Sonra böceğin soktuğu yer iki parmak arasına alınıp, sıkılır ve zehirli kanın akması sağlanır Bronşit : Akciğerlere giden havayollarının iç yüzündeki zarın iltihaplanmasıdır Akut ve kronik olarak iki gruba ayrılır - Akut Bronşit : Genellikle grip, kızamık, boğmaca veya tifo gibi hastalıklar sırasında görülür Sisli ve soğuk havalarda çok rahatsız olurlar Hastalığın başlangıcında kuru ve ağrılı öksürük, az yapışkan balgam, sonraları sümüksü cerahatli balgam ile hafif ateş ve halsizlik görülür Mutlaka tedavi edilmesi gerekir - Kronik Bronşit : Bu çeşit bronşitte; havayollarını yağlayan bezler büyümüş, iç yüzlerinde bulunan tüyler görevini yapamaz olmuştur Mutlaka tedavi edilmesi gerekir Her iki bronşitte de yapılacak ilk iş sigarayı bırakıp istirahat etmektir Burkulmalar : El ve ayak bilekleri herhangi bir kaza sonucu burkulabilir Bu gibi durumlarda, bilekte ağrı ve şişme görülür Yapılacak ilk iş, burkulan yeri rahat bir duruma sokmaktır Burun ahtapotu : Burunda et büyümesinden kaynaklanan bu hastalığa tıp dilinde adenoid ve polip denir Hastanın burnundan soluması güçleşir Daha çok ağzından nefes alıp verir Burun akıntısı : Burun akıntısının nedeni; nezle, saman nezlesi, sinüzit, müzmin nezle, alerjik burun iltihabı veya burna herhangi birşey kaçmış olmasıdır Ayrıca kızamık başlangıcında da görülür Burun kanaması : Çeşitli nedenlerden kaynaklanan burun kanamalarına tıp dilinde epistaksis denir Genç erkeklerde genellikle ergenlik dönemlerinde, genç kızlarda ise, çoğunlukla aybaşı kanamaları sırasında görülür Bir de; yüksek tansiyonun neden olduğu burun kanamaları vardır Gençlerde görülen ve önemli olmayan burun kanamaları çok kolay durdurulur ve korkulacak bir şey yoktur Tansiyon yüksekliğinden kaynaklanan ve genellikle orta yaşlarda görülen burun kanamalarını durdurmak ise biraz zordur Yapılacak ilk iş hastayı hemen oturtmak, başını öne doğru hafifçe eğip, burnunun kanayan deliğini on dakika kadar bastırmak, bu sırada ağızdan nefes almasını ve yutkunmasını söylemektir Burun tıkanıklığı : Saman nezlesi ve sinüzitte görüldüğü gibi, başka bir hastalığın da belirtisi olabilir [C-Ç] Cinsel soğukluk : Tam manasıyla tatmin olamayan kadının cinsel ilişkiye gereği gibi cevap vermemesine; tıp dilinde firijidite denir Nedeni daha çok ruhsaldır Çarpıntı : Tıp dilinde palpitasyon denilen çarpıntının nedenleri çeşitlidir Bir kalp hastalığı söz konusu değilse; fazla sigara içmek, alkol, yorgunluk, sinirlenmek, kansızlık, hazımsızlık, çay, kahve veya zehirlenmelerden kaynaklanabilir Çıbanlar : Derideki kıl keseleri veya bezlerinin hastalanması sonucu ortaya çıkan sızıntılı, ıslak kabarcıklara çıban denir Katiyetle sıkılmamaları gerekir Çıkıklar : Kemiklerden herhangi birinin oynak yerinden kısmen veya tamamen ayrılmasına çıkık denir Bu durumda yapılacak ilk iş doktora gitmektir Çiçek hastalığı : Tıp dilinde variola denilen bulaşıcı bir hastalıktır Hastalık şiddetli titreme ve 41 derece ateşle ortaya çıkar Hastalık mikrobunun vücuda girmesiyle ortaya çıkması arasında geçen süre 10-14 gündür Hasta istirahat ettirilir , başkaları ile görüşmesi yasaklanır Doktorun tavsiyelerine uyulur Bol su ve şerbet içirilir Çiller : Çoğunlukla beyaz tenli, kırmızı saçlı kimselerde görülen çiller, yüze serpilmiş ufak lekeler halindedir Nedeni; cildin güneşe karşı gösterdiği tepkidir Olgunlaşmış çillerin yok edilmesi mümkün değildir Ancak koruyucu önlemler alınır Yüzünde çil olanların güneşte fazla durmamaları ve yüzlerini sık sık yıkmaları tavsiye edilir Çocuk felci : Omuriliğin ön kordonlarının iltihaplanması sonucu felçle neticelenen bir hastalıktır Tıp dilinde poliomelitis denir Bilhassa yaz ve sonbahar aylarında görülür Nedeni bir çeşit virüstür Lağım sularının yiyeceklere bulaşması, sineklerin taşıdığı mikroplar, hastalığa yakalanmış kişinin ağız ve burnundan çıkan damlacıklarla bulaşır Çocuk felcine küçükler yakalanabileceği gibi büyükler de yakalanabilir Hastalık mikrop kapıldıktan 7-21 gün içinde ortaya çıkar Hastada ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, kusma, yorgunluk, boyunda kasılma, ve sırt ağrıları vardır Hastalığın ilk günlerinde gerekli tedaviye başlanmazsa, özellikle kol ve bacaklarda felç görülür Hastalığın başlangıcında hastayı diğer kimselerden ayırmak ve yatırmak gerekir Çocuk felcinden korunmak için Salk aşısı veya Sabin aşısı yaptırmak gerekir Bu aşının ilki çocuk 6 aylık olmadan önce, ikincisi ilk aşıdan 2 ay sonra, üçüncüsü, ikinci aşıdan 6 ay sonra yapılır 5 ve 15 yaşlarında da tekrarlanır Tedavi için mutlaka doktora başvurm k gerekir Çocuklarda gelişme bozuklukları : Çocuklarda görülen gelişme bozukluklarının çoğu kötü beslenmeden kaynaklanır Bunun yanı sıra; geçirilen bir hastalıktan kaynaklanan veya irsi olarak da gelişme bozukluğu görülebilir Nedeni test etmek için doktora başvurmak gerekir Çok uyumak : 1 ila 4 yaşları arasındaki çocukların; geceleri 13, öğleden sonra da 2 saat olmak üzere, günde 15 saat uyumaları, sıhhatli büyümelerini sağlar 5 ile 7 yaşları arasındaki çocuklara ise, geceleri 11-13 saat uyku yeterlidir 8-14 yaşları arasında 9-11 saat; 15 yaşından sonra da 8 saat uyku yeterli gelir 20 yaşını geçenlere 6-8 saat gece uykusu yeterlidir Çürükler : Cilt yırtılmadan altındaki bir kılcal damarda görülen kanama halk arasında çürük denir Tıp dilinde ise ekimoz denir Bu gibi durumlarda yapılacak ilk iş, çürüğün üzerine soğuk su ile kompres yapmaktır [D] Dalak hastalıkları : Karın boşluğunun solunda, midenin arka tarafında bulunan dalak; eskimiş kırmızı kan hücrelerini yok eder, gerektiği zaman da yeni kırmızı kan hücreleri imal eder Sıtma ve tifo gibi bulaşıcı hastalıklar veya kansızlık sonucu dalak hastalanabilir Damar sertliği : Vücuttaki kan damarlarının bir kısmının veya tamamının sertleşmesi sonucu, esnekliklerini keybetmesine; halk arasında damar kireçlenmesi tıp dilinde ise Arterio Skleroz veya Atheremo denir Nedeni, kan damarlarının iç kısımlardaki hücrelerin esnekliğini kaybedip, zayıflaması veya kandaki yağlı maddelerin birikinti yaparak, damarı darlaştırmasıdır Belirtileri baş dönmesi, baş ağrısı, titreme, yürürken sendeleme, düşünme ve öğrenme gücünde zayıflama, sinirlilik veya damarın sertleştiği bölgelerde ağrılar görülür İlk belirtiler görüldüğünde önlem alınacak olursa, korkulacak bir şey yoktur Hastanın neşe ve cesaretini kaybetmemesi ve doktorun tavsiyelerini yerine getirmesi iyileşmede atılacak ilk önemli adımdır Damar sertliği teşhisi konan kimse, perhiz yapmalı, alkol ve sigara gibi keyif verici maddeleri bırakmalı, yumurta, tereyağı ve benzeri yiyecekleri terk etmeli, tuzu da azaltmalıdır Ayak damarlarında meydana gelebilecek herhangi bir hastalığı önlemek için de dar ayakkabı giymekten kaçınmalıdır Deri iltihabı : Çoğunlukla kullanılan sabun, deterjan, boyalar ve bazı bitkilerin neden olduğu bu hastalığa tıp dilinde Dermatit denir Tedaviye deride iltihaplanmaya sebep olan şeyi belirleyip, onu terk etmekle başlanır Deri kanseri : Deri üzerinde ufak bir şişlik veya bir türlü iyileşmeyen bir yara şeklinde başlayabilen bir çeşit kanserdir Şişlik, başlangıçta ufak bir yumru şeklindedir Bir süre sonra aynı yer açılır ve yara haline dönüşür, sonra kabuk bağlar Bu gibi durumlarda telaşlanmamak; ancak acele etmek gerekir Erken tedavi edildiği takdirde iyileşir Deri kuruluğu : Tıp dilinde iktiyoz denen bu hastalıkta deri, kuru, pul pul ve bazen de çatlak görünümdedir Merak edilecek bir durum yoktur Sık sık sıcak banyo yapmak şikayetlerin çoğunu geçirir Deri lekeleri : Deride görülen esmer lekelere "Karaciğer lekeleri", beyaz lekelere de "Vitligo" adı verilir Bunlar merhem veya kremlerle gizlenebilir Dil büyümesi : Kısa süreli dil büyümelerinde aşağıdaki reçeteler kullanılır 2-3 günde geçmeyen dil büyümesinde, doktora başvurmak gerekir Dil felci : Sinir sistemindeki bir bozukluktan dolayı, dil gücünün kaybolmasıdır Doktor tarafından tedavi edilmesi gerekir Dil iltihabı : Tıp dilinde Glossit denilen bu iltihaplanmanın nedeni, çürük dişler, dişeti iltihabı, sigara, çok sıcak veya çok soğuk şeyler yemeyi alışkanlık haline getirmiş olmaktır İhmal etmemek gerekir Çünkü dil kanseri veye dil ülseri belirtisi de olabilir Mutlaka doktora başvurmak gerekir Yapılacak ilk iş, sigarayı bırakmak, çürük dişleri tedavi ettirmek, ve kötü alışkanlıkları terk etmektir Dil ülseri : Dilde görülen; etrafı kırmızı, içi su dolu küçük kabarcıklar, dil ülserinin belirtisi olabilir Derin ve sert kenarlı dil yaralarında, mutlaka doktora başvurmak gerekir Diğer dil yaraları, hazımsızlık veya gripten kaynaklanabilir Diş ağrısı : Diş ağrısı; dişin çürümesi, minesinin aşınması, dişetlerinin iltihaplanması veya bunlara benzer nedenlerden kaynaklanır Dizanteri : Bulaşıcı ve salgın bir hastalıktır Hastada, ishal görülür Dışkısı kanlı ve sümüklüdür İştahsızlık karın ağrısı ve ateş de vardır Su veya besinlerle bulaşır İki çeşit dizanteri vardır - Amipli Dizanteri : Vücuda mikrop girmesinden 10-21 gün sonra hastalık belirtileri ortaya çıkar Hastada kanlı ishal, ateş, karın krampları, kilo kaybı, ve halsizlik görülür - Basilli Dizanteri : Mikrobun vücuda girmesinden 2-7 gün sonra belirtileri ortaya çıkar Hastalığın salgın halini almasında kara sinekler başrolü oynar Hastada; kanlı ve balgam kıvamında ishal, karın ağrısı, halsizlik ve ateş görülür Yapılacak ilk iş; hastayı, sağlamlardan ayırmaktır Doğum sancıları : Doğum sancıları; doğumun habercisidir Başlangıçta 20 dakikada bir gelen doğum sancıları, daha sonra sıklaşır ve her seferinde döl yatağı kasılıp, sertleşir Sancılar sırasında kanama görülmezse korkulacak bir şey yoktur Dolama : Şeytan tırnağı veya parmağa iğne ya da kıymık batması sonucu, tırnak dibinde meydana gelen iltihaplanmaya; halk arasında dolama, tıp dilinde paronychia denir Başlangıçta kırmızı bir benek halindeyken daha sonra içi dolu sivilceye dönüşür Dolama, kan zehirlenmesine neden olabilir Bu nedenle ihmal edilmeden doktora başvurmak gerekir Alkol pansumanı veya sıcak su kompresi çok faydalıdır Donmalar : Üşümenin en ağır şekline donma denir Donan kişiyi birdenbire ısıtmamak gerekir Böyle durumlarda yapılacak ilk iş; vücuda bir battaniye sarıp, ılık bir yere taşımak; orada başı hafif geriye doğru olmak üzere sırtüstü yatırmak, kol ve bacaklarını soğuk su ile iyice ovmaktır Limonsuyu ile masaj yapılabilir Dölyolu akıntısı : Halk arasında beyaz akıntı; tıp dilinde ise; Gleet denilir Arasıra görülen beyaz akıntı pek önemli değildir Çünkü üşütmek, ruhi bunalım, uzun süren bir hastalık veya yüksekçe bir yerden düşmekten kaynaklanabilir İç çamaşırında krem rengi beyazlıkta bir leke görülür Kuruduğu zaman kahverengiye çalan sarı bir renk alır Önce beyaz akıntının nedenini bulmak gerekir Dudak çatlaması : Dudaklar, güneş veya soğuk havanın tesiriyle çatlayabilir Endişe edilecek bir durum yoktur [E] Egzama : Mayasıl diye bilinen egzama, derinin sulanması ile meydana gelen bir iltihaptır Tıp dilinde; Erythema pernio denir Kaşıntı ve kızartı ile ortaya çıkar nedeni; ruhsal olabileceği gibi alerjik tepkiler veya deriyi tahriş eden maddeler de olabilir Bazı kimselerde de ırsidir Vücudun hemen hemen her yerinde görülebilir ve bulundukları yere göre isimlendirilirler Tedavinin ilk prensibi; üzülmemek ve egzamalı yerleri kaşımamaktır Ayrıca, su ve sabunlu sudan olduğu kadar uzak kalmak da gerekir Su yerine permanganatlı su ve rivanollu su kullanılır Perhiz yapılır Acılı, baharatlı ve yağlı yenmez Ekstrasistol : Kalbin normal atışlarına, fazladan atış eklenmesine Ekstrasistol bir başka deyişle fazladan atış denir Kalbin bir atışı, vaktinden önce olur Sonra, bir süre atış olmaz Bu atışlar, tek tek veya arka arkaya meydana gelir Kalp hastalıklarında görüldüğü gibi; fazla sigara, içki içmek; heyecanlanmak ve hazmı güç yemeklerden sonra da görülebilir El ve ayak titremeleri : Hafif el ve ayak titremeleri; daha ziyade nevroz, isteri ve nevrastenide görülür Enfarktüs : Kalbi besleyen büyük damarlardan birinin aniden tıkanması sonucu ortaya çıkan bir durumdur Enfarktüs krizi geçiren hasta; kalp bölgesinde ani bir ağrı hisseder Bütün benliğini ölüm korkusu sarar Nefes almakta zorluk çeker Yapılacak ilk iş, hastanın 45 derece bir meyille oturmasını sağlamaktır Sonra; vakit geçirmeden doktor çağrılır Enfarktüs krizini atlattıktan sonra kesin istirahat ve doktorun dediklerine uymak şarttır Ergenlik sivilceleri : Ergenlik yaşındakilerin yüz, omuz, sırt ve karınlarında görülürler Siyah noktalar, beyaz benekler, kırmızı veya mor lekeler halindedirler İçleri cerahat dolu bu sivilcelere; akne de denir nedeni; yağ bezlerinin tıkanmış olmasıdır Ergenlik sivilceleri kendiliğinden kaybolur Sıkmamak, oynamamak gerekir Tedavinin ilk şartı sabırdır Yüzü günde 3-4 kere kükürtlü sabunla yıkamakta fayda vardır Bu arada baharatlı yiyecekleri ve çikolatayı terketmek gerekir Ezikler : Eziklerde yapılacak ilk iş; eziğin üzerine buz koymak veya soğuk su ile kompres yapmaktır Ayrıca; dışarı kan çıkmışsa, önce oksijenli su ile temizlenir Aşağıdaki reçetelerden de faydalanılır [F] Fazla terlemek : Haddinden fazla terlemek; sinir bozukluğu, fazla sıcak, tiroid bezinin çalışmasında görülen bozukluk, tüberküloz, raşitizm veya iskorbütten kaynaklanır Ergenlik yaşlarında da fazla terleme görülür Bu nedenle terlemenin asıl nedenini bulmak gerekir Felç : Sinir sisteminde meydana gelen bir bozukluktan dolayı, kas gücünün kaybolmasına felç, nüzül veya inme denir Tıp dilinde ise paralizi veya serebral tromboz denir Hafif ve ağır olmak üzere iki şekli vardır Tedavinin ilk ve önemli şartı hastanın neşesini kaybetmemesi ve en kısa zamanda iyileşeceğine inanmasıdır Ferç kaşıntısı : Kadınların üreme organlarının dış kısmının kaşınması; döl yolundan gelen akıntıdan kaynaklanabilir Ayrıca, böyle bir neden olmadığı halde kullanılan sabun ve iç çamaşırın cinsi de kaşıntıya neden olabilir İç çamaşırı veya kullanılan sabundan kaynaklanan ferç kaşıntılarında; bunları kullanmamakla şikayet ortadan kalkar Fıtık : Vücudun herhangi bir organının; genellikle bağırsağın, kaslar arasındaki zayıf bir noktadan dışarı çıkmasına fıtık denir Fıtık olan yerde, şişlik görülür Öksürünce veya ıkınınca büyür Ağır işler yapmaktan, öksürmekten ve ıkınmaktan, hoplayıp zıplamaktan kaçınmak gerekir Ameliyat olunmayacaksa, fıtıkbağı kullanmak faydalıdır Fil hastalığı : Özellikle bacakların şişip, genişlemesi şeklinde ortaya çıkan bu hastalığa halk arasında gelincik, tıp dilinde elefantiasis denir Nedeni lenf kanamalarının iltihaplanıp, şişmesidir Fistül : Çoğunlukla anüs yakınında meydana gelen, içi cerahat dolu, ufak, kırmızı ve akıntılı bir şişliktir Etrafında ağrı vardır Tedavi edilmedikçe geçmez Frengi : Zührevi bir hastalıktır Bulaşıcıdır Tıp dilinde sifilis denir Frengili kadının doğurduğu çocuğa, doğuştan geçmesi şekli istisna edilirse; hemen hemen her zaman cinsel ilişkiyle geçer Mikrop vücuda girdikten 3 hafta sonra belirtilerini göstermeye başlar Mikrobun vücuda girdiği yerde, yani erkeklerde peniste, kadınlarda vajinada Şankr adı verilen bir yara meydana gelir Bu yara dudakta, meme ucunda, makatta veya parmaklarda da görülebilir Zamanla akıntılı bir yara haline gelip; çevresi kızarır ve sertleşir Mikrobun vücuda girmesinden 6-12 hafta sonra hastada; baş ağrıları, ateş, boğaz ağrısı, deri döküntüleri ve iştahsızlık, görülmeye başlar 6 ay sonra ise, mikrop vücudun belli başlı organlarına oturur Tedaviye en kısa zamanda başlanması gerekir [G] Gastrit : Midenin iç yüzündeki zarın iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır Mide iltihabı veya mide nezlesi de denir Hazırlayıcı nedenler : Ağır yemekler, fazla kuru veya sert yiyecekler, hamur işleri, tatlılar, acı ve baharatlı yiyecekler, alkol, fazla miktarda çay, kahve veya sigara içmek, yemek saatlerinin düzensiz olması, çabuk çabuk ve çiğnemeden yemek, fazla ilaç kullanmak, ateşli hastalıklar, karaciğer veya safra kesesi hastalıkları, kalp hastalıkları veya romatizmadır Tedaviye başlamadan önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir Belirtileri : Mide ağrısı, bulantı veya kusma, baş ağrısı, iştahsızlık, aniden çıkan ateş, baş dönmesi, dilde beyaz pas, yorgunluk görülür Midenin üzerine bastırlınca da ağrı hissedilir Bu belirtiler özellikle ilk bahar ve son bahar aylarında artar Tedavisi : Perhiz ve istirahat şarttır Hastalığı doğuran nedenler ortadan kaldırılır Hafif yiyecekler yenir Aspirin gibi ilçlar kullanılmaz Yemekler, yavaş yavaş ve çok çiğnenerek yenir Gazlar : Midede veya bağırsaklarda gaz birikebilir Nedeni; hava yutmak veya mide hastalıklarıdır Gece körlüğü : Beslenmedeki A vitamini eksikliğinin neden olduğu bir hastalıktır Hasta; alacakaranlıkta gereği gibi göremez Geğirmek : Çoğunlukla sinirli kimselerde görülür Bunlar yemeklerde haddinden fazla hava yutarlar Ayrıca geğirme mide veya safra kesesi hastalıklarının bir belirtisi olabilir Bu nedenle esas nedeni tespit etmek gerekir Gevşek penis : Erkeklik organının sertleşmemesi, sağlık durumunun bozukluğundan kaynaklanır En önemli neden sinir bozukluğudur Kendine güvenememe, yorgunluk, içki, şeker hastalığı, uyuşturucu madde alışkanlığı da diğer nedenler arasında sayılabilir Tedavinin ilk şartı; kötü alışkanlıkları bırakmak, kendine güvenmek, temiz havada dolaşmak ve yeterince gıda almaktır Gıda zehirlenmeleri : Gıda zehirlenmeleri; çoğunlukla bayatlamış ve bozuk yiyecekler veya bayat balık yedikten sonra görülür Belirtileri : Hasta solumakta, yutkunmakta güçlük çeker Kaslarında ağrı ve kramplar vardır Baş dönmesi, halsizlik, mide ağrısı ve bulanık gördüğünden şikayet eder Bazı hastalarda kabızlık, bazılarında da ishal görülür Yapılacak ilk iş, hastayı kusturmaktır Gerekiyorsa sunni solunum da yapılır Vakit kaybetmeden hastaneye götürülür Göğüste su toplaması : Tıp dilinde sulu zatülcemp denilen hastalıktır Akciğerlerin etrafını saran zarın iltihaplanması sonucu meydana gelir Zarın iki yaprağı arasına su toplanmıştır Nedeni; şiddetli soğuk algınlığı, bronşit, böbrek hastalıkları veya kulak iltihaplarıdır Göğsün yan taraflarında şiddetli ağrı hissedilir Bunlara bastırıldığı zaman ağrı şiddetlenir Nefes darlığı vardır Yatak istirahati ve doktor tedavisi şarttır Göz ağrısı : Göz ağrısının nedenleri çeşitlidir Az ışıkta çalışmak sonucu gözlerin yorulması, gözdeki herhangi bir kısmın iltihaplanmış olması, göze yabancı bir cisim kaçmış olması, sinüzit, yarım başağrısı, grip, nezle ve ateşli hastalıklar göz ağrısına neden olabilir Önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir Göz iltihabı : Halk arasında göz nezlesi veya pembe göz denir Göz yuvarlağının üstünü örten ince zarın iltihaplanması sonucu ortaya çıkar Tıp dilinde konjonktivit denir Çoğunlukla ilk bahar aylarında görülür Gözde sulanma; kanlanma, batma hissi veya ağrı vardır Hasta ışığa bakmakta güçlük çeker Göz kanlanması : Göz kanlanması ile birlikte ağrı yoksa aşağıdaki reçeteler uygulanır Kanlanma ile birlikte ağrı varsa; mutlaka göz doktoruna gitmek gerekir Göz kaşıntısı : Gözlerin kaşınması, önemli bir hastalığın işareti olabilir Bu nedenle doktora başvurmak gerekir Göz sulanması : Göze toz kaçması, çapaklanma, göz iltihabı, nezle veya bazı alerjik hastalıklar göz yaşının fazlalaşmasına neden olur Şikayetler soğuk havalarda daha da artar Doktora başvurmak gerekir Göz tiki : Aniden ortaya çıkan, fakat önemli olmayan bir durumdur Alışkanlık spazmı da denir nedeni, yorgunluk, üzüntü, heyecan ve yaşlılarda adale zafiyetidir Yapılacak ilk iş, istirahat etmektir Gözbebekleri iltihabı : Gözün bir kazayla yaralanması veya romatizmalı hastalarda üşütme sonucu ortaya çıkar Bazen; şeker hastalığı, burun hastalıkları, ve frengili hastalarda da görülür Tıp dilinde iritis denilen bu hastalık vakit kaybedilmeden tedavi edilmesi gerekir Hasta, ışığa fazla bakamaz Gözlerinde veya gözlerinin üst kısmına gelen bölgede şiddetli ağrılar vardır Gözlerde; sulanma ve kızarıklık da görülür Göze dikkatle bakıldığında; renkli kısmın etrafındaki rengin de koyulaştığı görülür Gözkapağı iltihabı : Göz kapağı kenarlarının iltihaplanıp, kızarma, kabuklanma ve ağrı yapmasıyla ortaya çıkar Tıp dilinde blefarit denir Gözkapağı şişliği : Gözkapakları, çoğunlukla fazla ağlama sonucu şişer Nezle veya kızamık sırasında da görülür Bunlardan başka, kalp, böbrek, hastalıkları veya beze iltihaplanmasının da bir işareti olabilir Bazı kimselerde de alerjiktir Grip : Tıp dilinde influenza adı verilen bu hastalık bulaşıcıdır Grip olan kişinin nefesindeki damlacıklarla yayılıp, salgın hale gelebilir Paçavra hastalığı da denir Aniden başlar ve devamlı olarak ateş yükselir Baş ve sırt ağrıları, titreme nöbetleri, nezle, öksürük, iştahsızlık, baş dönmesi de görülür Tedavinin ilk şartı istitrahat etmektir İyi tedavi edilmezse, başka hastalıklara da yol açabilir Guatr : Tiroid bezinin büyümesi sonucu ortaya çıkan ve boynun ortasında, yutkundukça aşağı yukarı hareket eden şişlikle kendini belli eden bu hastalığa guşa veya cedre de denir Tıp dilindeki adı strumadır Guatr, özellikle geceleri nefes darlığı yapar Bazen de rahatsız edici öksürüklere neden olur İki çeşit guatr vardır Basit Guatr : Bu çeşit guatrda tiroid bezi balon gibi şişer Nedeni alınan iyotun yetersiz olmasıdır Dağlık bölgelerde oturanlarda, ergenlik yaşlarında ve hamilelerde çok görülür Guatr (Yumrulu): Bu çeşit guatrda, tiroid bezinin iki yanında kabarıklık veya üzüm salkımını andıran şişlikler görülür Her iki çeşit guatrda da endişelenecek bir durum yoktur Ancak tedaviye erken başlamak gerekir Yemeklerde iyotlu tuz kullanmak, mümkün olduğu kadar çok balık, pırasa, kuru erik, yumurta, taze fasulye, pazı, soğan, sarmısak, dut veya dut kurusu, havuç yemek; inek sütü, erik hoşafı, ve havuç suyu içmek çok faydalıdır Ayrıca kabız olmamaya gayret etmek gerekir Lahana, mısır ve turp da yenmemelidir Güneş çarpması : Uzun süre güneşte veya sıcakta kalmak sonucu; aşırı terleme, ağrılı kramplar ve kanın koyulaşması şeklinde kendini gösterir Yapılacak ilk iş; hasta giyinikse, hemen elbiseleri gevşetilip, gölgeye taşınır Yüzü, göğsü ve kolları soğuk su ile ıslatılır Durumu ciddi ise, ıslak bir çarşafa sarılarak hastaneye götürülür Güneş yanığı : Vücudun güneşte kalan kısımlarında bir süre sonra yanma, kızarma ve kaşıntı başlar Kısa bir süre sonra da su toplar [H] Halsizlik : Bazı kimseler, aşırı yorgunluktan, çalışamamaktan, baş ağrısından, sırt ağrılarından, hazımsızlıktan veya huzursuzluktan şikayet ederler Bu duruma tıp dilinde debilite veya asteni denir Hararet : Sıcak havada aşırı derecede veya ateşli hastalıklar sırasında vücut kaybettiği suyu karşılayamayacak olursa, hararet başlar Havale : Vücut kaslarının ani ve şiddetli olarak kasılması sonucu ortaya çıkan duruma havale denir Büyüklerde havale çoğunlukla sara nöbetleri sırasında görülür Küçük çocuklarda görülen havale, sinir sisteminin değişik nedenler karşısında göstermiş olduğu bir tepkidir Bu tepkiler de; kemik hastalıkları, yüksek ateş, boğmaca, devamlı hazımsızlık, bağırsak şeritleri veya diş çıkarmalardan kaynaklanabilir Ayrıca bu duruma sinir sistemi veya beyinde meydana gelen bir hastalık da neden olabilir Havale geçiren çocuğun gözleri sabit bir noktaya çevrilir, çenesi de kenetlenir Dudakları, yüz kasları, kol ve bacakları, önce şiddetli bir şekilde kasılır, sonra da çırpınmaya başlar Ağzından da köpük gelir Bütün bunlar bir iki dakika devam eder Sonra bütün belirtiler kaybolup, uykuya dalar Hastalığın bir nedenini bulmak için mutlaka bir doktora başvurmak gerekir Bu arada çocuğu sessiz, loş bir odaya yatırmak, elbise ve çamaşırlarını gevşetmek faydalıdır Hava yutma : Tıp dilinde aerofaji diye bilinen bu hastalık, genellikle asabi mizaçlı kimselerde görülür Bunlar yemek sırasında farkına varmadan hava yutarlar Hava yutma, mide ve bağırsak gazlarının oluşmasına yardımcı olur Hazımsızlık : Sindirimin normal şekilde olmaması ve bağırsakların seyrek çalışmasına; halk arasında hazımsızlık, tıp dilinde ise dispepsi denir Nedenleri çeşitlidir Ağır yemekler, yemekleri gereği gibi çiğnememe, diş veya dişeti iltihapları, içki veya sigara içmek, çok miktarda çay veya kahve içmek, fazla miktarda şekerli veya unlu şeyler yemek, kansızlık, yorgunluk, sinir bozukluğu ve üzüntü hazımsızlığı doğuran nedenler arasında sayılabilir Yemekten bir süre sonra; midede şişkinlik veya yanma hissi ortaya çıkar Sık sık yemek ihtiyacı hissedilir Kabızlıktan şikayet edilir Bazı kimselerde halsizlik, uykusuzluk, unutkanlık veya çarpıntı görülür Tedavinin ilk şartı; sıkıntı ve üzüntülerden sıyrılmaktır Zararlı şeyler terkedilir Et yemekleri de mümkün olduğu kadar azaltılır Haddinden fazla yemek yenmez Yemeklerden sonra soğuk su içilmez Yemek aralarında acıkınca süt ile birkaç galete yenir Hemofili : Kanın normal sürede pıhtılaşmaması şeklinde kendini gösteren, erkeklere has bir çeşit kan hastalığıdır Halk arasında kanama hastalığı denir Irsi bir hastalıktır Doktor tedavisi gerekir Bu hastalığa tutulanların; az su içmeleri ve limon, portakal, kiraz veya ahududu yemeleri tavsiye edilir Ayrıca vücudun herhangi bir yerinde kanamaya neden olabilecek davranışlardan da kaçınmaları gerekir Hıçkırık : Solunum kasları ve özellikle diyaframın uyarılması sonucu ortaya çıkar Tıp dilinde singultus denir Nedenleri çeşitlidir Basit hıçkırıklar; çoğunlukla mide gazı, sıcak ve baharatlı yemekler, sinir bozukluğundan kaynaklanır Ayrıca; bazı kalp, karaciğer, bağırsak ve pankreas hastalıkları, zatülcenp veya zatürreede de görülebilir 3 saatten fazla süren hıçkırıklarda, doktora başvurmak gerekir Horlama : Horlamanın nedenleri çeşitlidir Derin bir uyku, sırt üstü yatmak horlamaya neden olabileceği gibi; burun polipleri, burnun çarpık olması, burun iltihabı, burunda ahtapot ve ağzı kapayamamak da neden olabilir Yan yatarak uyumak, belin tam ortasına küçük bir lastik top koyarak yatmak horlamayı önler Bu tedbirlerle geçmeyen horlamalarda, gerçek neden bulunup ona göre bir tedavinin uygulanması gerekir Husye torbası şişliği : Husye torbası (erbezi) şişkinliklerinde; nedenin ne olduğunu araştırmak gerekir Bazı şişliklerde, husye torbasının görünüşü ışık geçirecek kadar şeffaflaşır Bazıları da ağrılı olur Husyelerde, şişlik ile birlikte ağrı da hissedilirse, iltihaplanma veya kanama ihtimali vardır [İ-I] Ileitis : İnce bağırsağın iltihaplanmasıdır Hastada, karın ağrısı ve ishal görülür Buna Crohn hastalığı da denir İdrarda kan görülmesi : İdrarda kan görülmesine tıp dilinde hematuri denir İdrar renginin kanlı olması; yenilen şeylerdeki boyalardan olabileceği gibi, herhangi bir hastalığın işareti de olabilir Bu nedenle bir doktora gitmekte fayda vardır İdrar torbası iltihabı : İdrar torbasının (mesanenin) bakteri ve virüsler tarafından iltihaplandırılması sonucu ortaya çıkan bu hastalığa, tıp dilinde sistit denir Hastanın karın bölgesinin alt kısmında ve bacak aralarında ağrı vardır Sık sık idrar yapmak ihtiyacı hisseder İdrar yaptıktan sonra da mesanede veya penisin ucunda şiddetli ağrı hissedilir Bazı durumlarda idrar yollarında yanma ve kanlı idrar da görülür Ağrıları dindirmek için, karına sıcak su torbası konur İdraryolları iltihabı : İdrar torbası iltihabı; idrar yolları taşı, belsoğukluğu veya eklem hastalıklarının neden olduğu bir hastalıktır Çok içki içenlerde görülür İdrar yollarında acıma hissedilir Tedaviye yardımcı olmak için bol miktarda su içilir, sıcak banyolar yapılır İdrar yollarında yanma : İdrar yollarında veya idrar yaparken yanma çeşitli nedenlerden kaynaklanır Belsoğukluğu, ülser, mesane iltihabı, prostat iltihabı, mesane uru, yumurtalık iltihabı, apandisit düşünülebilir Bu nedenle tedaviye geçmeden önce, hastalığı doğuran nedeni tespit etmek gerekir Tedavi, hastalığı doğuran nedene göre yapılır İdrar tutukluğu : Mesane (idrar torbası) dolu olduğu halde idrar yapılamaz Karnın alt bölgesi gerginleşmiştir Bastırılınca ağrı hissedilir Tıp dilinde akut retansiyon adı verilen bu durumun nedenleri çeşitlidir Örneğin, böbreklerde taş, prostat büyümesi, idrar yollarının doğuştan kusurlu olması, fazla miktarda alkol içmek, mesane felci, belsoğukluğu, sinir hastalıkları veya üşütmek idrar tutukluğuna neden olabilir İlk tedbir olarak hastanın karnına içinde sıcak su olan bir şişe konur Sıcak su ile banyo yapılırken, idrar çıkarmaya çalışılır İdrar tutamamak : Bazı kimseler, öksürme, aksırma, gülme, ağlama, hallerinde veya heyecanlandıkları zaman idrarlarını tutamayıp kaçırırlar Bu durum bilhassa çok doğum yapmış kadınlarda sık görülür Nedeni ön ve arka boşaltım kanallarındaki kasların zayıflamış olmasıdır Ayrıca böbrek veya idrar yollrındaki taş veya tümör, omuriliğin hastalanması da idrar tutamamaya neden olabilir Küçük çocuklarda ise, bağırsak solucanları idrar kaçırmaya neden olabilir İdrar zorluğu : Hastanın günlerce idrara çıkmaması şeklinde kendini gösteren bu hastalığa; tıp dilinde Anüri adı verilir Mesane (idrar torbası) boştur Hastada uyuklama, baş ağrısı, adalelerinde oynama ve kusma görülebilir Nedeni böbrek hastalıkları, mesane, veya rahim hastalıkları, yaralanma ve idrar yollarında taş bulunmasıdır Tedavi için doktora başvurmak gerekir İktidarsızlık : Erkeklik organının (penisin) yeteri kadar sertleşmemesi sonucu, cinsel ilişkide bulunamamaya; halk arasında iktidarsızlık, tıp dilinde ise empotans denir Kendine güvenememek, yorgunluk, tiksinti, sinir bozukluğu, alkolizm, şeker hastalığı, doğum kontrolü için uygulanan metotlar veya aşırı şişmanlıktan kaynaklanır Ilık banyolar, açık havada dolaşmak ve dinlenmek başvurulacak ilk çarelerdir İncinmek : Herhangi bir eklemin, burkulması sonucu ortaya çıkan bir durumdur Çoğunlukla ayak, el bileklerinde veya diz kapağında görülür Eklem; incindiği zaman, kısa süren bir ağrı hissedilir Sonra eklemin bulunduğu yerde şişme, zonklama, morarma görülür Yapılacak ilk iş, incinen yeri sargı bezi ile sarmak ve üzerine soğuk su dökmektir İshal : İshal; normal katılıktaki dışkının sulu veya yumuşak; sümüklü, kanlı veya yağlı bir şekil alıp, sık sık tuvalete çıkmak ihtiyacını doğurmasıdır Bazen de ağrı yapar İshal ve kabızlığın birbiri ardınca sık sık görülmesi kesinlikle ihmal edilmemesi gereken bir durumdur İshale halk arasında amel ve sürgün; tıp dilinde ise diare denir İshalin nedenleri arasında; yiyeceklerin bozuk olması, veya yiyecek çeşitlerinin değişikliği, üşütme, isteri, bağırsak hastalıkları, kolera, dizanteri, tifo, nefrit, kalp, karaciğer veya akciğer hastalıkları sayılabilir Bu nedenle kısa sürede geçmeyen ishallerde mutlaka doktora başvurmak gerekir Neden ne olursa olsun tedavinin ilk şartı sıkı bir perhizdir Hastaya açık çay, maden suyu içirilir, yoğurt yedirilir Sütlü ve yağlı yiyecekler verilmez, peynir yedirilmez Bol limonlu pirinç çorbası ve patates püresi yedirilir Her saat başı bir elmayı yemesi tavsiye edilir İsilik : Terledikten sonra derinin üzerinde görülen kızarıklılara halk arasında isilik denir Tıp dilinde ise miliare denir İsteri : Psikonevrozlar grubuna giren bir çeşit hastalıktır Tıp dilinde babinski hastalığı veya pithiatisme adı verilir Hastalığın belirtileri; hastanın sosyal ve entellektüel seviyesine göre değişir Hastanın gayesi, çevresinin ilgisini üzerine çekmektir Bunun için aşağıdaki şikayetlerin biri veya birkaçı birden görülebilir Hastada; ağrılar, baş dönmesi, bayılma, iştahsızlık, titreme, boğazında düğümlenme duygusu, kaslarda gerilme, geçici körlük, sağırlık, herhangi bir uzuvda uyuşma, hafıza kaybı görülür Tedavinin temeli telkindir İştahsızlık : Soğuk algınlığı, mide rahatsızlıkları, bağırsak hastalıkları, karaciğer hastalıkları, safra kesesi hastalıkları, böbrek veya kalp hastalıkları, kadınlarda aybaşı halleri, isteri, yorgunluk, can sıkıntısı, iştahsızlık gibi nedenlerden kaynaklanabilir Tedaviye yemekleri belirli saatlerde yemeye alışmakla başlanabilir Üzücü ve sıkıcı olaylardan uzak durmaya çalışılır Nedeni bulmak için doktora başvurulur [J] Jinjivit : Dişetlerinin iltihaplanmasına; halk arasında dişeti iltihabı, tıp dilinde ise piyore veya paradontal hastalığı denir Dişetleri çevresinde toplanan besinlerin orada mikroplanması sonucu ortaya çıkar Dişetlerinin kenarları düz, parlak, kırmızı ve hafifçe şikin bir şekil alır Fırça ile dokunulduğunda kanar Tedavi için yapılacak ilk iş, diş temizliğine itina göstermektir [K] Kabakulak : Daha çok çocuklarda görülen bulaşıcı bir hastalıktır Hastanın ağzından çıkan tükürük damlacıklarıyla bulaşır Tıp dilinde parotitis epidemica denilen bu hastalık; genellikle kulak altında bulunan tükürük bezlerinin iltihaplanması sonucu ortaya çıkar Kuluçka devresi, 18 gündür Hastanın ateşi birdenbire yükselir, genel bir halsizlik görülür Çok defa kulağın ön ve altında bulunan tükürük bezleri şişer ve acıma hissi duyulur Yanak ve kulağın altı kabarır, kulak memesi de hafifçe yukarı doğru kalkar Ağızda kuruluk, dilde pas vardır İştah da azalmıştır Bu durum birkaç gün devam ettikten sonra tükürük bezlerindeki şişlik yavaş yavaş kaybolmaya ve hasta iyileşmeye başlar Hastalığın kendisi çok tehlikeli bir hastalık olmadığı halde; başka hastalıklara zemin hazırlar Bu hastalıklar arasında; pankreas, gözyaşı keseleri, böbreküstü bezleri, erkeklerde husyeler, kadınlarda yumurtalıkların etkilenmesi önemli sonuçlar doğurabilir Bu nedenle en iyi şekilde tedavi edilmesi gerekir Hastanın sağlıklı kimselerle konuşması, görüşmesi önlenir Sulu yiyecekler verilir Kabız olmaması sağlanır Kabızlık : Tuvalete hiç çıkmama veya çok seyrek çıkmaya kabızlık, peklik ya da inkıbaz denir Tıp dilinde ise konstipasyon adı verilir Yeterince sulu şeyler yememe, sinir bozukluğu, bağırsak tıkanıklığı, sindirim sistemi bozuklukları, hormon dengesizliği, basur, fıtık boğulması, kabızlığı doğuran nedenler arasındadır Ayrıca günlerinin büyük bir kısmını oturarak geçirmek zorunda olanlarla, hamilelerde ve yaşlılarda görülür Öncelikle kabızlığa neden olan hastalığı tespit etmek gerekir Esas nedeni tespit etmeden alınacak müsil ilaçları kötü sonuçlar doğurabilir Kabız omayı önlemek için, sebze çorbaları ve yemekleri, mercimek, ıspanak, salata, balık ve çavdar ekmeği yemek çok faydalıdır Ayrıca erik reçeli, bal, üzüm, kayısı veya elma yemek; bol su veya şerbet içmek de yararlıdır Müzmin kabızlıktan şikayet edenlerin de; fazla et, yumurta, peynir, beyaz ekmek, muz gibi yiyecekleri azaltmaları, kahve çay ve sigarayı en az miktara indirmeleri, alkolü bırakmaları gerekir Kabızlığı gideren ilaçların fazla miktarda ve uzun süre kullanılması kötü sonuçlar doğurabilir Bu nedenle ilaçları kullanırken tavsiye edilen miktarları aşmamak gerekir Kalp hastalıkları : Düzensiz bir hayat, yorgunluk, sinir bozuluğu, şiddetli romatizma veya doğuştan meydana gelen kalp hastalıklarında; daha geniş bir ifadeyle bütün kalp hastalıklarında aşağıdaki maddelere dikkat etmek gerekir - Sinirlenmeyin - Sigarayı bırakın - Şişmanlamamaya ve kilonuzu muhafaza etmeye çalışın - Fazla yorucu işler yapmayın - Uyku ve dinlenmenizi ihmal etmeyin - Koşmayın, acele etmeyin - Her gün bir öncekinden daha iyi olduğunuza inanın - Kabız olmamaya dikkat edin - Çürük dişleriniz varsa, tedavi ettirin - Fazla miktarda yağlı sığır veya koyun eti, sütlü şeyler yemeyin Konserve, pastırma, salam, peynir, turşu, balık ve çikolata gibi şeyleri mümkün olduğunca azaltın - Yemeklere tuz koymayın Yemeklerinizi mısırözü, ayçiçeği veya haşhaşyağı ile hazırlayın - Bol bol taze sebze ve meyve yiyin - Bol bol yoğurt yiyin Kalp ağrısı : Kalp üzerinde hissedilen ağrıya tıp dilinde prekardiyal ağrı denir Kalp ağrısı nefes darlığı ve şok ile görülürse; enfarktüs krizinden şüphe edilir Bu gibi durumlarda hastayı fazla hareket ettirmemek, istirahat etmesini sağlamak ve doktora başvurmak gerekir Kalbin ön kısmında devamlı olarak ağrı varsa; nedeni psikolojik olabilir Kalbin hızlı atması : Kalbin; dakikada 90'dan fazla atmasına, tıp dilinde taşikardi denir Ancak bu sayı, yaş gruplarına göre değişir Normal Kalp Atışları : 0 - 1 yaşları arasında; dakikada 120-140 1 - 3 yaşları arasında; dakikada 90-120 3 - 7 yaşları arasında; dakikada 90- 100 7 - 20 yaşları arasında; dakikada 80 - 90 20 yaşından sonra; dakikada 60-80 arasında değişir Her yaş grubunda; normal atışın 1 fazlası; kalbin hızlı attığını gösterir Kalbin atışları, göğüsten, köprücük kemiği üzerindeki nabızdan veya el bileğinin dış kısmında, kemikle kiriş arasındaki yerden sayılabilir Taşikardi; her zaman kalp hastalığının belirtisi değildir Çünkü koşmak, sindirilmesi güç şeyler yemek, heyecanlanmak, sigara, içki, çay, kahve içmek, zehirlenmek, bazı ilaçlar ve kadınların aybaşı halleri taşikardiye neden olabilir Bu çeşit taşikardi, nedenin ortadan kalkmasıyla geçer Ancak kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, ateşli hastalıklar ve zehirlenmeler de taşikardi yapar Bu nedenle, doktora başvurmak gerekir Kalp romatizması : Romatizma, iyi tedavi edilmeyecek olursa; kalbin içindeki kapakçıklara yerleşir Bu kapakçıklardan; en fazla mitral kapakçık etkilenir ve daralıp, sertleşir, büzülür Daha çok kadınlarda görülen kalp romatizması sonucu ortaya çıkan hastalığa mitral darlığı veya mitral stenoz denir Hastada nefes darlığı, kuru öksürük, sık sık soğuk alma, morarma, el ve ayaklarda üşüme ve yorgunluk görülür Tedavinin ilk şartı üzülmemek, her gün bir öncekki günden daha iyi olduğuna inanmak ve doktorun tavsiyelerine uymaktır Kalp yetmezliği : Kalbin sağ, sol veya her iki karıncığının; içindeki kanı, her vuruşunda muntazaman boşaltamaması şeklinde ortaya çıkar Üç şekilde görülür Sol Kalp Yetmezliği : Hastada nefes darlığı ve kuru öksürük vardır Geceleri daha zor nefes alır Çarpıntı, baygınlık ve terleme görülebilir Buna kalp astımı adı verilir Nedeni; aort veya mitral kapaklarının hastalanması veya koroner rahatsızlığıdır Sağ Kalp Yetmezliği : Hastanın ayak ve ayak bilekleri şişer Buralara, parmakla bastırılınca bir süre çukur kalır El, ayak ve yüzde morarmalar; hazımsızlık ve iştahsızlık görülür Nedeni, mitral kapağı hastalığı, müzmin bronşit veya doğuştan olan kalp hastalığıdır Kaonjestij Kalp Hastalığı : Sağ ve sol kalp yetersizliği bir arada olduğu zaman görülür Nedeni aort veya mitral kapaklarının hastalanması, müzmin bronşit veya akciğer hastalıkları, romatizma ve tiroid hastalıklarıdır Aşağıdaki tavsiyelere uymak gerekir: - Sigara içmeyin - Yemeklere fazla tuz koymayın - Uykularınızı ihmal etmeyin - İstirahat edin ama devamlı olarak yatmayın - Sinirlenmeyin, üzülmeyin, her şeyi kendinize dert etmeyin Kalınbağırsak iltihabı : Daha ziyade bağırsakları zayıf olanlarda görülen bir hastalıktır Bazen iltihapla birlikte ülser de görülür Buna tıp dilinde ülserli kolit denir Hastalık aniden başlayıp, hiç beklenmedik bir anda kaybolabilir Hastada aniden veya yavaş yavaş gelen ishal görülür Dışkısı kanlıdır Hasta, karın ağrılarından şikayet eder, ateşi de yüksektir Doktora başvurmak şarttır Bu arada istirahat etmek ve bol vitaminli gıdalar almak gerekir Alkol, fazla miktarda meşrubat ve süt içilmez Çekirdek gibi kabuklu şeyler yenmez Kan çıbanı : Kılların dibinde başlayıp süratle büyüyen bir iltihaptır Özellikle sırt, ense ve yüzde meydana gelir Nedeni stafilokok cinsi mikroptur Tıp dilinde füronkül denir Kan çıbanı küçük kırmızı ve sert bir şişliktir Büyüdükçe ağrısı ve gerginliği artar En sonunda baş verir Bir süre sonra da orta kısmı yumuşar, sarılaşır ve içindeki cerahat boşalır Kabuk döküldükten sonra da yerinde ufak bir iz kalır Kan çıbanlarını, kesinlikle sıkmamak ve hatta dokunmamak gerekir Kan işemek : Tıp dilinde hematüri adı verilen bu durum, önemli bir hastalığın işareti olabilir Bu nedenle vakit kaybetmeden bir doktora başvurmak gerekir İdrarda kan görülmesi; idraryolu iltihabı, prostat iltihabı, mesane taşı, böbrek kanaması, böbrekte taş veya kum, kan hastalıkları veya bir başka hastalığın belirtisi olabilir Ayrıca bazı ilaçlar ve gıdalar da idrarda kan görülmesine neden olabilir Örneğin çilek, domates, ıspanak veya ağrı kesici ilaçlar kan işemeye neden olabilir Kan tükürmek : Tıp dilinde hemoptizi denilen kan tükürmek, önemli bir hastalığın habercisidir Akciğer kanseri, verem, bronşit, mitral darlığı veya zatürreeden şüphelenilir Ancak dişeti kanaması gibi pek önemli olmayan bir durumda olabilir Bu nedenle, hastanın sırtına bir yastık konup, oturtulur Vakit kaybetmeden doktor çağrılır Kanda kolestrol yüksekliği : Kolestrol, kanda, sinirlerde, beyinde, karaciğerde, dalakta, böbrek üstü bezlerinde ve safrada bulunan, yağ yapısında, kristal gibi beyaz görünümde bir maddedir Görevi dokulardaki su dengesini sağlamak, alyuvarları zehirlere karşı korumak, sinir dokularının dayanıklığını sağlamak ve deri altında, dışarıdan gelecek mikroplara karşı koruyuculuk yapmaktır 100 gram kanda; 180-230 miligram kolestrol bulunur Bu miktar normaldir 230 miligram kolestrol miktarı, kanda kolestrolün yükselmiş olduğuna işarettir Tedavi edilmezse; damarsertliği, beyin ve kalpteki ince damarların tıkanmasına neden olur Meydana Gelişi : Böbrek üstü bezleri, husyeler, yumurtalıklar bünyenin ihtiyacı olan kolestrolü imal ederler Ayrıca hayvansal yağlar, süt, yumurta ve bitkisel hormonlarla da kolestrol alınır Kanda, kolestrolün yükseldiğini anlamak için bir seri test yapmak gerekir Ayrıca, hastanın cildinde oluşan sarı lekeler, göz altlarında beliren siyah halkalar, göz akında görülen sarı lekecikler, genel yorgunluk, iştahsızlık, hazımsızlık, baş dönmesi, baş ağrısı, görme zayıflığı, ağız acılığı, nefes ve ter kokusu kolestrolün yükselmiş olduğuna işaret olabilir Kanser : Kanser; anormal vücut hücrelerinin başıboş kontrolsüz bir şekide üremeleri ile meydana gelen bir çeşit hastalıktır Başka bir deyişle vücutta meydana gelen kötü tümörlere kanser denir Kanser hücreleri, ya etraftaki dokuları istila ederek ya da ak veya kırmızı kan damarları ile vücudun diğer taraflarına yayılır Buna metastaz (yavrulama) denir Kanserin esas nedenini bilinmemekle beraber, hava kirliliği, ve sigaranın kansere zemin hazırlayıcı oldukları ileri sürülmektedir Kanserden korkmayınız, geç kalmaktan korkunuz! Bu nedenle aşağıdaki belirtilerin biri görüldüğü zaman doktora başvurunuz - Makat veya rahimden gelen anormal kanama veya akıntılar - Göğüslerde veya vücudun herhangi bir yerinde görülen ve ele gelen şişlik veya sertlikler - İyileşmeyen yaralar - Ses kısıklığı veya belirli bir sebebi olmayan öksürük - Yutma güçlüğü ve hazım bozuklukları - Ben ve siğillerde görülen değişmeler Bu işaretlerin herhangi biri iki haftadan fazla devam ederse mutlaka doktora başvurmak gerekir Kanserin görüldüğü yerler aşağıda gösterildiği şekilde tespit edilmiştir - Beyin ve omurilikte %1 - Ciltte %10 - Tenasül yollarında, erkeklerde %10, kadınlarda % 6 - Memelerde %14 - Sindirim sisteminde %25 - Solunum yollarında, erkeklerde %2, kadınlarda %3 - Karaciğer ve safra kesesinde %3 - Diğer organlarda %8 Bu bilgilerin ışığı altında, akciğer, deri, dil, dudak, gırtlak, mide, incebağırsak, kalınbağırsak, mesane, meme, ve prostat daha fazla görüldüğü söylenebilir Kanser tedavisinde uygulanan makro biyotik gıda rejiminin çok etkili olduğu, bu rejimi uygulayan hastaların iyileştikleri ve sağlıklı kimselerin de kanser olmadıkları ileri sürülmektedir Makro-biyotik Gıda Rejimi: Bir günlük gıdanın, %60'ı buğday, arpa, mısır, darı, esmer pirinç veya çavdar unundan yapılmış gıdalardan seçilir %23-25'i hayvan gübresiyle gübrelenmiş bahçelerden toplanmış taze ve olgun meyvelerden, patates, patlıcan, ıspanak, veya domatesten seçilir %5-10'u tahıl veya sebze çorbalarından seçilir %10-15'I deniz ürünleri arasından veya soya fasulyesi, taze fasulye, kırmızı pancar veya şalgamdan seçilir Haftada bir kere beyaz etli balık yenebilir Ancak her hafta pişirme şeklini değiştirmek gerekir Haftada iki kere de fazla şekeri olmayan meyveler yenebilir Çay içilebilir Aşağıdaki yiyecek ve içecekler de yasaktır Beyaz unla yapılmış ekmek, pasta gibi şeyler, beyaz pirinç, tavuk, peynir, yumurta, konserveler, dondurulmuş yiyecekler, şeker, üzüm, şekerli meyve suları, olgunlaşmış meyve ve sebzeler, kuru fasulye, ve kuru bezelye, mercimek, mantar, pekmez, bulama, çikolata, kakao, gazoz dahil bütün meşrubatlar, ve alkollü içecekler, turşu, sirke, hardal, sofra tuzu, bayat yiyecekler, sığır eti Yukarıda anlatılan gıda rejimi hiç aksatılmadan uygulanmalıdır Kansızlık : Tıp dilinde anemi denilen kansızlık, kandaki kırmızı hücrelerin veya hemoglobin denilen kırmızı maddelerin ya da her ikisinin de azalmasıdır En önemli nedeni yeteri kadar beslenememektir Ayrıca, müzmin basur kanamaları, aybaşı kanamalarının haddinden fazla olması, doğuştan olan bazı hastalıklar, romatizma, lösemi ve kanserde de görülür Kansızlığın tipik belirtileri şöyle özetlenebilir Yüzde solgunluk, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik, ve ayak bileklerinde şişkinlik görülür Hastanın burnu sık sık kanar, dilinde acılık vardır İştahsızlık ishal ve bazen de kusma görülür Tedavinin ilk şartı, istirahat, temiz hava ve kan yapıcı gıdalar yemektir Karaciğer hastalıkları : Karaciğer, diyaframın hemen altında, sağ tarafta, yaklaşık olarak 2 kilogram ağırlığında koyu kırmızı renkte yumuşak bir organdır Yaşamak için gerekli olan bir çok kimyasal olay burada meydana gelir Karaciğerin görevi : - Günde yaklaşık olarak 4 su bardağı (1 litre) safra salgılar - Yağ, protein ve şeker metabolizmasını düzenler - Vücudun ısısını ayarlar - Vücudun ihtiyacı olan su ve vitaminleri yapar - Yağ, protein, şeker ve kan yapımı için gerekli olan maddeleri depolar Kan miktarını ayarlar - Hormonların görevleri üzerinde etkili olur Karaciğer yukarıda belirtilen görevlerinden herhangi birini yapamaz hale gelecek olursa, çeşitli hastalıklar ortaya çıkar Bunların en önemlileri, karaciğer yetersizliği, karaciğer iltihaplanması, karaciğer sirozu, safra kesesi iltihabı ve safra kesesi taşıdır Karaciğer Hastalıklarının Ortak Belirtileri : Hasta, sağ böğründe ağrı hisseder Bağırsaklarında fazla miktarda gaz vardır Karnı şişer, anüsten çıkan gaz pis kokar Cilt rengi ve bazen de göz akı sararır Yüzünde ve ellerinde çil gibi lekeler görülür Hazımsızlıktan şikayet eder Sabahları dilinde pas ve ağzında acılık hisseder Nefesi de kokar Sabah saatlerinde ensede ağrı hisseder Çarpıntı, iştahsızlık vardır İdrarın rengi sabahları sarı ve koyu, daha sonraki saatlerde ise, duru ve açıktır Sık sık idrara gider Baldır kasları ağrır El ve ayaklarında şişlik görülür Geceleri uyumak istemez Görme ve işitme duyguları da zayıflar Karaciğer şişmesi : Herhangi bir karaciğer hastalığı sırasında, karaciğer hücrelerinin şişip, safra yollarını tıkanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıkktır Tıp dilinde hepatit sarılık denir Hastanın bütün dokuları, hatta gözlerinin akı bile sarıya boyanır İdrarı esmerleşir Deride kaşıntılar görülür Karaciğer yetersizliği : Karaciğerin görevini yeterince yapmaması sonucu görülen bir hastalıktır Belirtileri bağırsaklarda gaz, karın şişliği, sağ böğürde ağrı, burun kızarması, solgun renk, yüz ve elde çil gibi lekeler, paslı dil, ağızda acılık, mide bulantısı, kabızlık, çarpıntı, el ve ayak şişleri, görme ve işitmede azalma görülür İdrar rengi, sabahları koyu, gündüz ise açık ve durudur İdrara çok çıkılır Hastanın çukulata, baharatlı yiyecekler, turşu, kızartmalar, ve yağlı şeyler yememesi gerekir Karın ağrısı : Karın boşluğunda bulunan mide, bağırsaklar, karaciğer, safra kesesi, pankreas, dalak, böbrekler, idrar torbası ve kadınlarda yumurtalık veya rahimde görülen herhangi bir rahatsızlık, karnın çeşitli yerlerinde ağrılara yol açar Bu nedenle karın ağrılarının nedenleri pek çoktur Karın ağrıları, hastalığın yerine ve özelliğine göre ya aniden ya da yavaş yavaş başlar Ağrı ile birlikte bulantı, kusma, ishal, ve ateş de görülebilir Kısa sürede geçmeyen karın ağrılarında, mutlaka bir doktora başvurmak gerekir Doktora danışmadan ilaç, müshil almak çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir Kaşıntı : Vücudun herhangi bir yerinde hissedilen ve böcek dolaşıyormuş hissi, hafif yanma ve batma gibi rahatsızlıklarla ortaya çıkan kaşıntıya, tıp dilinde pruritus veya kaşeski denir Kaşıntıyı doğuran nedenler çok çeşitlidir Bunlar şöyle sıralanabilir: - Sabun, çamaşır tozları ve bazı boyaların neden olduğu kaşıntılar - Yün veya naylon iyeceklerin neden olduğu kaşıntılar - Bazı kimyasal maddelerin neden olduğu kaşıntılar - İstiridye, yumurta, süt, çilek, soğan gibi bazı besinlerin neden olduğu kaşıntılar - Bazı ilaçların neden olduğu kaşıntılar - Şeker, karaciğer, böbrek hastalıkları veya löseminin neden olduğu kaşıntılar - Kurdeşen, egzama, su çiçeği, kızamık, kızıl, kızamıkçık veya deri iltihabının neden olduğu kaşıntılar - Mantarın neden olduğu kaşıntılar - Kıl kurdunun neden olduğu kaşıntılar - İshal veya kabızlığın neden olduğu kaşıntılar - Sinirlilik ve ruhi sıkıntıların neden olduğu kaşıntılar Tedavinin ilk şartı, kaşıntıyı doğuran sebebi bulmaktır Bu arada mümkün olduğu kadar kaşımamaya gayret edilir Katarakt : Göz merceğinin bulutlanıp, görmenin bozulmasına halk arasında aksu, akbasma veya göze perde inmesi adı verilir Çoğunlukla 50 yaşından sonra görülür Nedeni göz yaralanması, şeker hastalığı, gözün uzun süre ışığa maruz kalması, damar sertliği veya beze hastalığıdır Bazen doğuştan da olabilir En çok rastlananı yaşlılığın neden olduğu katarakttır Kekemelik : Daha ziyade erkeklerde görülen bir çeşit konuşma bozukluğudur Nedeni, ya sinir gerginliği ya da gırtlak çevresindeki kasların ahenkli bir şekilde çalışmamasıdır Üzülecek bir durum yoktur Konuşma bozukluklarını tedavi eden bir uzmanla görüştükten sonra tavsiyelere sabırla uymak ve sonucu beklemek gerekir Kellik : Saçlı deride, deriden 2-3 santimetre kadar yüksekte kabuklar şeklinde ortaya çıkan ve bir çeşit mantarın neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır Hastalığın ortaya çıktığı yerdeki saçlar ya tamamen dökülmüş ya da bir iki kıl kalmıştır Tedavinin ilk şartı, temizliğe çok dikkat etmektir Kemik iltihabı : Kemiğin ve iliğin iltihaplanması sonucu ortaya çıkar Tıp dilinde osteomyelit denir Nedeni, cerahat yapan mikropların kana karışması veya derideki herhangi bir yaradan dağılan mikroplardır Hastalanan kemik, dokunulmayacak kadar hassastır Hastada, terleme ve titreme görülür Ağrılar aniden başlar Vakit geçirmeden tedavi ettirmek gerekir Kemik veremi : Uzun kemiklerin son kısmındaki, kemik yapıcı kıkırdakların verem olmasına, kemik veremi denir Kalça, diz kapağı oynakları ve bazen de omurlarda görülür Nedeni veremin ikinci devresinde, verem basillerinin kan damarları aracılığıyla bütün vücuda yayılmış olmasıdır Hastada baş ve eklem ağrıları görülür Kemiklerinde yaralar ve delikler açılır Ateşi de, inip çıkar Vakit geçirmeden tedavi edilmesi gerekir Doktorun tavsiyelerine uyulur, verdiği ilaçlar kullanılır Kemik yumuşaması : Kemiklerin zamanla yumuşayıp, kırılabilir hale gelmesiyle ortaya çıkan bu hastalığa tıp dilinde osteomalasi denir Nedeni, kalsiyum veya D vitamini eksikliğidir Kırıklar : Çarpma, vurma, düşme veya bunlara benzer bir kaza sonucu meydana gelen kırıklar, kapalı ve açık kırıklar olmak üzere ikiye ayrılır Kemikler ya bir yerinden basit bir şekilde ya da birkaç yerinden kırılıp, parçalanırlar Kemik kırılan yerde, şiddetli ve şişkinlik meydana gelir Kırılan yer, elle yoklandığı zaman birtakım tıkırtılar duyulur Bazen de, kırılan kemikler, kasları, etleri ve deriyi delerek dışarı fırlayabilir Kemik kırıklarında yapılacak ilk iş, kemik uçlarını karşı karşıya getirerek, kıpırdamayacak şekilde sıkıca sarmaktır Kısırlık : Erkek veya kadının döl vermemesi haline, halk arasında kısırlık, tıp dilinde ise sterilite denir Nedenlerini, erkek ve kadında ayrı ayrı incelemek gerekir - Erkeklerde KısırlıkNormal cinsel ilişkide bulunmayan veya menisi olmayan erkeklere kısır denir Psikolojik etkenler, iktidarsızlık, erkek uzvunda görülen şekil bozukluğu, gereği gibi tedavi edilmemiş belsoğukluğu, yumurtaların yerlerine inmemiş olması, kabakulak hastalığı sırasında husyelerin iltihaplanmış olması kısırlığı doğuran en başta gelen nedenlerdendir - Kadınlarda Kısırlık Cinsi münasebetlerin, hamile kalma ihtimalinin çok az olduğu zamanlarda yapılması, fallop borularının tıkalı olması, döl yatağında görülen hastalıklar, hormon salgılarının yetersiz olması, rahim veya dış üretim organlarında görülen şekil bozuklukları, şeker hastalığı veya tiroid bozuklukları, beden yorgunluğu, sinir bozukluğu en başta gelen nedenlerdendir Çocuk sahibi olmayan eşlerin, tepeden tırnağa kadar muayene olup, gerçek nedenleri, tespit ettirmeleri gerekir Kızamık : Daha ziyade 3-10 yaşları arasında görülen bulaşıcı bir hastalıktır Tıp dilinde morbilli denilen bu hastalığın nedeni, bir çeşit virüstür Kızamıklı hastanın tükürük damlacıkları aracılığı ile sağlamlara da bulaşır Bu nedenle, kızamık lekeleri kaybolduktan sonraki 10 gün içinde de hastayı, sağlıklı kimselerle görüştürmemek gerekir Hastalık mikrop alındıktan sonra 10 gün içinde orataya çıkar Hastanın gözleri kızarır, burnu akar, hapşırır, öksürür Ateş yükselir Baş ağrılarından şikayet eder Kuvvetli ışıktan rahatsız olur Bu belirtilerden aşağı yukarı 4 gün sonra küçük kırmızı ufak lekeler görülmeye başlar Bunlar grup halindedir Bu dönemde dudaklarda kuruluk ve dilde paslanma dikkati çeker Bir süre sonra da kızamık lekeleri yüzün her tarafına, boyuna, göğse, kollara, karına, ve bacaklara yayılır Bu dönem 3-4 gün devam eder Sonra ateş yavaş yavaş ya da birdenbire düşerek belirtiler kaybolur Hastanın odası güneş görmeli ve çok temiz olmalıdır Oda ısısı 18-20 derece arasında tutulmalı, günde en az iki kere havalandırılmalı ve hastanın üşütmemesi için azami dikkat gösterilmelidir Ayrıca, hastanın ağız, burun ve beden temizliğine özen gösterilmelidir Bunlara dikkat edilmediği takdirde hastalık, zatürree, bronkopnömoni, zatülcenp, ortakulak iltihabı veya ensafalit gibi tehlikeli hastalıklara neden olabilir Kızamık geçirenler, bağışıklık kazanıp bir daha kızamık olmazlar Ayrıca çocuklara 2 yaşında yaptırılacak kızamık aşısı da bağışıklık sağlar Kızamıkçık : Deri döküntüleri, hafif ateş ve hafif nezle ile ortaya çıkan Alman kızamığı da denilen bulaşıcı bir hastalıktır Tıp dilinde, rubella denir Daha ziyade çocuklarda görülür Ancak, hamile kadınların da, gebeliğin ilk üç ayı içinde kızamıkçık olma ihtimali vardır Bu durumda, ana rahmindeki cenin de etkilenir Hastalık, havadaki zerreciklerle bulaşır Kuluçka devresi, çoğunlukla 17 gündür Hastanın vücudunda pembe, düz lekeler görülür Bazen boynun arka tarafındaki bezler de şişer Tedavi için kullanılacak özel bir ilaç yoktur Hastalık genellikle 4 gün içinde geçer Bu süre içinde hastanın odasını ayırmak ve sağlam kimselerle görüştürmek gerekir Kesin istirahat da şarttır Kızıl : Kendine has bir deri döküntüsü ve boğaz ağrısı ile ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır Tıp dilinde scarlatina denir Nedeni, bademciklere yerleşen bir çeşit mikroptur Hastalık aniden ortaya çıkan baş ağrısı, titreme, boğaz yanması, bulantı, ve havale ile başlar Ateş yükselir Nabız hızlanır ve bademcikler de şişer Bu belirtilerin ortaya çıkmasından çok kısa bir süre sonra, ağız çevresi hariç vücudun diğer yerlerinde kırmızı lekeler belirir Dilin üstü de beyaz bir tabakayla kaplanır Bu tabaka 3 gün sonra kalkar ve dil ağaç çileği görünümünü alır Hastalık en fazla 6 hafta içinde geçer Bulaşmayı önlemek amacıyla, hastanın odası ayrılır Başkaları ile görüşmesi engellenir Odası sık sık havalandırılır Sulu ve sindirilmesi kolay yiyecekler verilir İyi tedavi edilmezse böbrek iltihabına neden olabilir Kloroz : Bir çeşit kansızlıktır Kanda hemoglobin miktarının azalması, bu duruma neden olur Çarpıntı, halsizlik, nefes darlığı, yüzde solgunluk ve ayak bileklerinde şişme görülür Kolera : Kolera vibriyonu denilen mikropların meydana getirdiği en tehlikeli bulaşıcı hastalıklardan biridir Daha ziyade, su, kanalizasyon ve tuvalet durumu elverişli olmayan çevrelerde görülür Kolera mikrobu içme sularına karışan sularla yayılıp, salgın haline gelir Ayrıca hastaların dışkısı, kusmuğu ile bulaşır Kolera mikrobu bulaşmış yiyecek maddeleri de hastalığın yayılmasına neden olur Korunmak için, meyve ve sebze bahçeleri hiç bir zaman lağım suları ile sulanmamalıdır Lağım sularının, içme sularına karışması engellenmelidir Yiyecek ve içecekler sinek, böcek ve fare giremeyecek yerlerde saklanmalıdır Yemeklerden önce ve tuvaletten çıktıktan sonra eller mutlaka sabunlu suyla yıkanmalıdır Kör çıban : Özellikle sırt, ense veya yüzde meydana gelip, kıl diplerinin iltihaplanmasıyla beliren bir çeşit çıbandır Küçük, kırmızı ve sert bir şişliktir Büyüdükçe, ağrı artar, fakat çoğu zaman baş verme görülmez Kör çıbanları kesinlikle sıkmamak ve kurcalamamak gerekir Kramp : Kaslarda, şiddetli bir ağrı ile beraber istek dışı meydana gelen kasılmalara kramp denir Çoğunlukla yorgunluk, fazla terleme ve ishalden sonra görülür Atardamar hastalıkarından kaynaklanan kramplarda mutlaka bir doktora başvurmak gerekir Kuduz : Kuduz hayvanın ısırması ve salyasının insan vücudundaki herhangi bir sıyrıktan girip, kana karışması sonucu ortaya çıkan bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır Tıp dilinde rabies veya hydrophobia denir Kuduz virüsü, vücuda girdikten sonra sinir sistemine yerleşerek, beyne kadar gelir ve orada iltihap yapar Bu iltihaplanma, ısırıldıktan sonra geçen 7 ila 60 gün arasında meydana gelir Bu nedenle kuduz aşısının bu süre içinde yapılması gerekir Kuduz belirtileri ortaya çıktıktan sonra yapılacak kuduz aşısı ile kuduz serumunun kıymeti yoktur Kuduz hastalığının başlangıcında, yorgunluk, durgunluk, sinir bozukluğu, baş ağrısı ve kalpte sıkışma görülür Hasta yerinde duramayacak kadar sıkıntılıdır Bir süre sonra boğaz ve solunum yollarındaki kramplar başlar Bu dönemde sudan da korkmaya başlar Kuduz şüphesi olan bir hayvan ısırdıktan sonra ısırılan yerden bol kan akıtılır Sonra oksijenli suyla yıkanıp, tentürdiyot sürülür Bu işlem sık sık tekrarlanır Kulak ağrısı : Kulak ağrısı başka bir hastalığın belirtisidir Kulak borusu zarı iltihabı, kulak nezlesi, ortakulak iltihabı, kulak yolundaki çıban, boyun bezeleri, yüz nevraljisi, bademcik iltihabı veya çene mafsalındaki hastalık, kulak ağrısına neden olabilir Bu nedenle doktora başvurmak gerekir Kulak akıntısı : Dış veya ortakulak iltihabından kaynaklanır Akıntı azsa, dışkulak iltihabı, koyu sarıysa ortakulak iltihabı düşünülür Mastoid iltihabının neden olduğu akıntı ise, krem kıvamında olup, çoktur Kulaktan kanlı akıntı gelmesi, kulak zarının delinmiş olması veya kafatası kırığından kaynaklanabilir Doktora başvurmak gerekir Kulak çınlaması : Kulak çınlaması, kulak uğultusu veya kulak vızıltısına, tıp dilinde tinnitus denir Çok çeşitli nedenleri vardır Bunlar arasında, kulak kiri, içkulak iltihabı, ortakulak iltihabı, menier hastalığı, ateşli hastalıklar, yorgunluk, zafiyet, bazı ilaçlar, yüksek veya düşük tansiyon sayılabilir Bu nedenle doktora başvurmak gerekir Kulak iltihabı : Ortakulakta veya kulak arkası kemikte görülür Vakit geçirilmeden doktora başvurmak gerekir - Ortakulak İltihabı Bademcik veya gırtlakta meydana gelen iltihaplar grip, kızamık, kuşpalazı, kızıl gibi hastalıklar ortakulağın iltihaplanmasına neden olabilir Hastada, yüksek ateş ve kulak ağrısı görülür Kulağa sıcak pansumanlar yapmak, ağrıları dindirir - Kulak Arkasındaki Kemiğin İltihabı Nedeni, genellikle ortakulaktaki iltihabın, kulak arkasındaki kemiğe doğru yayılmış olmasıdır Hastada ateş, kulak ağrısı, koyu kulak akıntısı, halsizlik görülür İşitme azalır Çaresi ameliyattır Kulak kiri : Dışkulak borusundaki ufacık bezler; kulak kiri adı verilen hafif sarımtırak yağlı bir madde salgılarlar Bu salgı fazla olduğu zaman, dışarıya atılamayıp kulak içinde kuruyacak olursa, bir tıkaç meydana getirir ve kulak zarını etkileyerek rahatsızlık verir Dışkulak borusu, kulak kiri ile tamamen kapanacak olursa, uğultu, çınlama gibi arızalara neden olur Tamamen tıkanmış boru, ancak doktor tarafından açılabilir Kulunç ağrısı : Şiddetli ağrılara ve özellikle kalınbağırsak kaslarının kasılması sonucu meydana gelen ve omuz başlarında hissedilen ağrılara, halk arasında kulunç denir Bu çeşit ağrıların bazıları sabit, bazıları da gezici ağrı şeklindedir Kalınbağırsağın kasılmasından kaynaklanan bu çeşit ağrılara, tıp dilinde kolik denir Kum sancıları: Böbrek kumlarını dökmek ve onların neden olduğu sancıları gidermek için, perhiz yapmak ve bol bol su içmek çok faydalıdır Kurdeşen: Tıp dilinde Ürtiker denilen kurdeşen, bir çeşit alerjidir Ciltte aniden başlayan ve birkaç saat süren dayanılmaz kaşıntılarla kendini gösterir Ciltte görülen küçük, kırmızı kabarcıklar, bir süre sonra şişebilir Bu belirtiler, bazen çok kısa zamanda geçer, bazen de uzun süre devam eder Nedeni, böcek veya arı sokması, bozuk yiyecekler, bazı yiyecekler, bazı ilaçlar veya aşırı derecede heyecanlamadır Kusmak : Midenin içindekilerini, elde olmayarak ağız yolu ile dışarı atmaya kusmak, kusulan şeye de kusmuk denir Kusmanın bir çok nedeni vardır Örneğin, zehirli, bozulmuş yiyecekler, içki, gastrit ve ülser gibi mide hastalıkları, bazı besinlere karşı hassasiyet, bazı ilaçlar, kanser, mide kanaması, mide fıtığı, sinirlenme, migren, araç tutması, zehirlenme, kansızlık, sarılık, tiroid hastalıkları, hamilelik ve çocuklarda kabakulak, bademcik veya bağırsak hastalıkları sırasında kusma görülür Tedavinin ilk şartı, kusmanın nedenini belirlemektir Tedavi nedene göre yapılır Hasta kustuktan sonra, sırt üstü yatırılır Birşey yedirilmez Bir bardak buzlu su, yudum yudum içirilir Kuşpalazı : Difteri de denilen bu hastalığa tutulanlarda yutkunma zorluğu, ses kısıklığı, nefes darlığı, kuru öksürük, yüzde morarma, bademcikler üzerinde kurşuni beyaz renkte bir zar, boğaz ağrısı, boyun bezlerinde şişlik, iştahsızlık, kol ve bacaklarda ağrılar görülür Ateş 38-40 derece arasındadır Nabız süratlidir Hastalık başlangıcında teşhis edilip, hastanın nefesi tamamen kesilmeden müdahale edilmezse, ölümle sonuçlanır Bulaşıcı bir hastalıktır Hastanın bulunduğu yerdeki havaya yayılan mikroplarla bulaşır Korunmak için en iyi çare difteri aşısı yaptırmaktır Vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir [L] Loğusa humması : Bazı loğusalarda görülen ciddi bir hastalıktır Halk arasında albastı denir Nedeni, üreme organı yollarında iltihaplanma, doğum esnasında temizliğe yeteri kadar önem verilmemesi veya idrar yollarının iltihaplanması olabilir Doğumdan 3 veya 7 gün sonra ateş yükselir Karnın alt bölümünde yumuşaklık hissedilir Akıntı fazlalaşır ve loğusa genel bitkinlikten şikayet eder Doktora başvurmak gerekir Lösemi : Halk arasında kan kanseri denilir Kandaki alyuvarların aşırı derecede çoğalması sonucu meydana gelir Lumbago : Sırtın aşağı kısmında hissedilen çok şiddetli ağrıya lumbago denir Belirtileri çeşitlidir Mesela, hasta otururken, bir yerden kalkarken, eğilerek bir iş yaparken sırt bölgesinde şiddetli ağrılar hisseder Ağrı belirtili bir noktadan başlayıp, kasıklara ve kalçaya doğru yayılır Hastalığın belirli bir nedeni olmamakla beraber, bağların ve kasların fazla gerilmesi, disk kayması veya bel kemiği ile kalça kemiği arasındaki eklemlerin fazla zorlanması nedenler arasında sayılabilir Tedavinin ilk şartı istirahat etmektir Ayrıca sırta sıcak su torbası koymak ve masaj yapmak da çok faydalıdır [M] Mide tembelliği: Midenin besinleri gereği gibi ve normal sürede hazmedememesine mide tembelliği bir başka ifadeyle mide zafiyeti denir Nedeni, midede asit fazlalığı, mide kaslarının zayıflamış olması veya midenin hazım için gerekli olan salgıyı yapamamasıdır Mide ülseri: Midenin iç yüzündeki belirli bir kısmın aşınması sonucu meydana gelen yaraya mide ülseri denir Sinir bozukluğu, midede asit fazlalığı, zamanında ve iyi tedavi edilmeyen gastrit, mide zafiyeti, karaciğer yetersizliği veya safra azlığı, kalp hastalıkları, sindirilmesi güç yiyeceklerin aşırı derecede kullanılması, haddinden fazla sigara, çay, kahve veya asit yapıcı meşrubat içmek, alkol kullanmak veya bazı ilaçların uzun süre kullanılması mide ülserini doğuran nedenler arasındadır Hastalığın başlangıcında mide ekşimesi ve ağırlık hissi vardır Hastanın ağzına, sık sık ekşi su gelir Tat alma duygusu hafiflemiştir, dil paslıdır, hastanın rengi solmuştur Karnın üst kısmına bastırılınca, acıma hissedilir Bu belirtiler ortaya çıktıktan sonra; en kısa zamanda tedaviye geçilmezse; yemeklerden 2-3 saat sonra sırta doğru yayılan şiddetli mide ağrıları baş gösterir Baş dönmesi ve terleme de görülür Bu devrede, kusma ile bir miktar kan da görülebilir Bazı kimselerin büyük abdestleri katran gibi olur Bu işaretler, ülserin ilerlemiş olduğunu gösterir Mide ülseri, bilhassa ilk bahar ve son bahar aylarında, çok rahatsız edici bir hal alır Ağrı ve kanamalar artar Mide ülseri, başlangıcında teşhis edilip de tedaviye başlanılacak olursa, telaşlanmaya ve korkmaya gerek yoktur Bu durumda yapılacak ilk iş, üzüntüye kapılmamak, aksine bütün üzüntülerden sıyrılmaya gayret sarf etmektir Sonra tedaviye yardımcı olmak amacıyla aşağıdaki hususlara kesinlikle uymak gerekir - Tedavi süresince istirahat edin - Yemeklerinizi, her gün belirli saatlerde yiyin - Bağırsaklarınızın düzenli bir şekilde çalışmasını sağlayın - Sigara, çay, kahve ve alkolü bırakın - Diş sağlığına önem verin - Süt ve sütlü yiyecekler, yumurta, kızarmış ekmek, tereyağı, pelte ve haşlanmış balık, sebze püreleri ve patates yemeğini sofranızdan eksik etmeyin Mide yanması: Göğüs kemiğinin arka tarafında hissedilen yanma ile kendini gösterir Nedeni midede fazla miktarda asit bulunmasıdır Migren: Halk arasında yarım baş ağrısı diye bilinen ve soğuk bir terleme ile birlikte gelip, başın ve yüzün yarısını kaplayan özel bir baş ağrısıdır Ağrılar bazen dayanılmayacak kadar şiddetli olur Birkaç dakika sürebileceği gibi saatlerce hatta günlerce devam eder Migren, herhangi bir hastalığın belirtisi olabildiği gibi, belirli bir neden olmadan da görülebilir İrsi olanlar da vardır Başın yarısında zonklamalar, bulantı ve bazen kusma görülür Gözünün önünde siyah benekler, bulanık lekeler, uçuşur Bazı kimseler, konuşmakta da zorluk çekerler Ağrı geldiği zaman, karanlık bir odada sırt üstü yatmak oldukça etkilidir Ayrıca, hazımsızlığı önlemek, haftada iki kere ılık banyo yapmak, sebze yemek ve kahve, çay, sigara, içki, gibi zararlı şeyleri terk etmek gerekir Miyopluk : 5 metreden daha uzağı yeteri kadar görememeye miyopluk denir Nedeni, göz kaslarının yorulmuş ve kuvvetlerini kaybetmiş olmasıdır İrsi olanları da vardır |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|