Mesnevi'den

Eski 08-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mesnevi'den




Mesnevi'den



Bunların hepsini söyledik ama Tanrı inayetleri olmadıkça Tanrı yolunda hiçiz, hiç! Tanrı’nın ve Tanrı erlerinin inayetleri olmazsamelek bile olsa defteri kapkaradır Ey Tanrı, ey ihsanı hacetler reva eden! Sana karşı hiçbir kimsenin adını anmak layık değil Bu kadarcık irşat kudretini de sen bağışladın, şimdiye kadar nice ayıplarımızı örttün Ezelde bağışladığın irfan katrasını, denizlerine ulaştır
Canımdaki, bir katra ilimden ibarettir; onu ten havasından, ten toprağından kurtar! Bu topraklar, onu örtmeden; bu rüzgarlar, onu kurutmadan önce sen halas et! Gerçi rüzgarlar, onu kurutsa, mahvetse bile sen, onlardan tekrar kurtarmağa ve almağa kadirsin

Havaya giden, yahut yere dökülen katra, senin kudret hazinenden nasıl kaçabilir? Yok olsa, yahut yokluğun yüz kat dibine girse bile sen onu çağırınca başını ayak yapıp koşar

Yüz binlerce zıt, zıddını mahveder; sonra senin emrin yine onları varlık alemine getirir Aman ya Rabbi! Her an yokluk aleminden varlık alemine katar katar yüz binlerce kervan gelip durmakta! Hele her gece, bütün ruhlar, bütün akıllar, o ucsuz bucaksız derin denizde batar, yok olurlar Yine sabah vakti, o Tanrı’ya mensup ruhlar ve akıllar, balıklar gibi denizden baş çıkarırlar

Güz mevsiminde o yüz binlerce dallar, yapraklar; bozguna uğrayıp ölüm denizine giderler Kara kuzgun; yaslılar gibi siyahlar giyinerek bağlarda, yeşilliklerin matemini tutar Varlık köyünün sahibinden, yokluğa, “Yediklerini geri ver” diye tekrar ferman çıkar

“Ey kara ölüm; nebattan, ilaç olacak otlardan, köklerden, yapraklardan ne yedinse geri ver!” (diye emredilir) Kardeş, bir an için aklını başına al! Sende de her an hazan ve bahar var Gönül bahçesinin yemyeşil, terütaze, goncalar, güller, serviler ve yaseminlerle dolu olduğunu gör! Yaprakların çokluğundan dal gizlenmiş; güllerin fazlalığından kır ve köşk görünmüyor

Akl-ı Külden gelen bu sözler de, o gül bahçesinin, o servi ve sümbüllerin kokusudur Gülün olmadığı yerden gül kokusu geldiğini, şarap olmayan yerde şarabın kaynayıp çoştuğunu hiç gördün mü ki? Koku sana kılavuz ve rehberdir Seni ta ebedi Cennete ve kevser ırmağına götürür

Koku, göze ilaçtır, nurunu artırır Yakub’un gözü, bir kokudan açıldı Kötü koku gözü karartır Yusuf’un kokusu ise göze nur verir Yusuf değilsen bile Yakup ol; onun gibi matlubuna erişmek için ağla!

Hakim-i Gaznevi’nin şu nasihatini dinle de eski vücudunda bir yenilik bul: “Naz için gül gibi bir yüzün yoksa kötü huyun etrafında dönüp dolaşma, nazlanma! Çirkin ve sarı bir yüzün nazı da çirkindir Gözün hem kör, hem de hastalıklı oluşu müşküldür

Yusuf’a karşı nazlanma, güzellik iddia etme! Yakub’casına niyaz etmek ve ah eylemekten başka bir şey yapma!

Dudunun ölümünün manası niyazdı Sen de niyaz ve yoksullukta kendini ölü yap! İsa’nın nefesi seni diriltsin, kendisi gibi güzel ve mutlu bir hale getirsin! Baharların tesiriyle taş yeşerir mi? Toprak ol ki renk renk çiçekler bitiresin

Yıllarca gönüller yırtan, kalblere elem veren taş oldun; bir tecrübe et, bir zaman da toprak ol!

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.