08-05-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Alimin Gecikmiş Pişmanlığı
Salih Okur
Ülkemizin mümtaz ulemasından muhterem İsmail Çetin Hocaefendi ‘den bizzat dinlediğim bir hadiseyi ibret nazarlarınıza arz etmek istiyorum Şöyle anlattı hocamız;“Isparta’ya ilk geldiğim seneler(1971-72) bir köyde imamlık yapıyordum Benden önceki imam, kırk sene bu köyde vazife yaptığı halde kendi çocukları dâhil hiç kimseye bir şey öğretememişti
Neden kırk senedir kimseye bir şey öğretemediğini sorduğumda “benim pardösümün üzerine oturdular, kalkamadım, bir şey yapamadım” dedi(Halk partililerin engel olmasını kastediyor)
Kendisi Konyalı Mehmed Vehbi Efendi’nin talebelerinden imiş Ama seferberlik(Birinci Dünya Savaşı) çıkınca icazet alamamış Daha sonra da Mehmed Vehbi Efendi’ye ulaşamamış Ama ilmi çok güzel idi
Bir gün konuşurken Bediüzzaman’dan bahis açtı “Bir gün tarlada çalışıyordum O Barla’daki Kürt Hoca köye gelmişti Kitaplarını bana hediye etti, ben reddettim Kitapların köye girmesine de mani oldum Hatta bu olaydan sonra hoca, Atabey yolu bu köyden geçmesine rağmen bu yolu hiç kullanmadı ” dedi
Baktım ki üstadın aleyhinde Aynı gün Mesnevi-yi Nuriye’nin Arapçasını, dışını kâğıtla kaplayarak kendisine götürdüm Kitaptaki bir ibareyi göstererek “Hocam ben burasını anlayamadım Bana anlatır mısın?” dedim
Okudu, çok hoşuna gitti “Bu ibare Kadı Beyzavi’nin mi?” dedi Başka bir yer gösterdim, yine okudu, hayran kaldı Üçüncü defa aynı durum tekerrür edince “bu kitap Kadı Beyzavi’nin mi?” diye sordu “Hayır” dedim “Said Nursi’nin ”
Hayretle “Yahu bana onun için “ ümmi” demişlerdi “bir şey bilmiyor” demişlerdi deyince, “Ümmi olan böyle bir şey yazabilir mi” dedim
Sonra ona ; “Hocam, ben senin ilminin bereketinin neden olmadığını, kırk senedir neden kimseye faydalı olmadığını şimdi anladım Sen Bediüzzaman’ı rencide ettin O da senin ilminin feyzini kesti” dedim”
Durdu, düşündü, sonra hızla eli benim tütün tabakama gitti Ben, bana vuracak sandım O, büyük bir üzüntü ile onu kendi kafasına vurdu ve pişmanlık içinde “Eyvah! Hoca keşke kırk sene önce bu köye gelseydin” dedi
“Dedim ki “Hocam, Teâlâ iki kişiye harp ilan edeceğini haber veriyor;
1-Faiz Yiyenler; Bu ayetle sabittir
2-’ın velilerine eziyet edenler Bu kudsi hadisle sabittir Üstad Bediüzzaman’ın ise en büyük velilerden olduğuna şüphe yoktur ”
“Anladım anladım, ama şimdi anladım” dedi Çok üzüldü Ondan sonra nerede beni görse hüngür hüngür ağlıyordu Kısa bir süre sonra da hastalandı ve vefat etti
İsmail Hocamız bu hadiseyi anlattıktan sonra şunları söylediler; “Bediüzzaman asrı tedavi edecek çapta bir insandır Cem’ül Cem mertebesindedir Nadir ulema bu mertebeye çıkmıştır Bizim Bediüzzaman’ı tartacak terazimiz yoktur Bizim dar terazimize onu koymayın ”
Bir sorumuz münasebiyle de Hocamız şunları ifade ettiler “Üstad Bediüzzaman’ın dediği haktır O bir şey söylemişse başkalarının ne dediğine bakılmaz Bakın şunu söyleyeyim; Üstad, zamanının âlimleriyle, zamanımızın âlimleriyle kıyas edilemez Onlara benzetilemez Bunu akıldan çıkarmamak gerek ”
|
|
|