Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Gezelim, Görelim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
beyazıt, edirne, ikinci, külliyesi, müzesi, sağlık

İkinci Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi (Edirne)

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İkinci Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi (Edirne)







Yeryüzünde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi

Sağlık Müzesi, dekoru ve konu mankenleriyle ziyaretçilerine dikkat çekici bir atmosfer yaratırken, Osmanlı döneminin şartlarını ve tedavi yöntemlerini de oldukça gerçekçi bir şekilde yansıtmaktadır






Darüşşifalar; genel anlamıyla içinde kamuya yönelik sağlık hizmetlerinin sunulduğu, temeli vakıflara dayalı olan, halktan kişilerin veya hanedan üyelerinin kurdukları hayır kurumlarıdır Arapça "Dâr-Ev" ve "Şifa" kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiş hastalara şifa dağıtılan yer, şifa evi, hastane anlamlarında kullanılmıştır
Vakfiyelerinde kuruluş amaçları, yönetimi, gelir kaynakları, çalışma şekilleri ve gelirin nasıl dağıtılacağı gibi konular, en ince ayrıntılarına kadar anlatılmış ayrıca nasıl denetleneceği de gösterilmiştir







(Sultan II Bayezid)

Edirne'de Yeni İmaret semtinde Tunca Nehri kıyısında kurulan Sultan II Bayezit Darüşşifası, Osmanlı Padişahlarından Sultan II Bayezid tarafından 1484 yılında temeli atılıp, 1488 yılında hizmete açılan Edirne Sultan II Bayezid Külliyesi'nin birimlerinden biridirMimarı; Mimar Hayrettin'dir




Darüşşifa mimari bakımdan:
  • Birinci Avlu,
  • İkinci Avlu,
  • Ana Blok olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır
IIBeyazıd Darüşşifası, Edirne Sağlık Müzesi olarak 23 Nisan 1997 tarihinde hizmete açılmıştır




Bölümlerinin Açılması


Müzenin hizmete geçmesiyle birlikte, odalarda yeni bölümler açılması için harekete geçilmiştir İlk etapta, Darüşşifa'nın birinci avlusunda yer alan poliklinik odalarında, Sultan II Bayezid Külliyesi, XV yüzyılda Osmanlılarda Cerrahi, Darüşşifalarımız, Eczacılık Tarihi, Bulaşıcı Hastalıklar, Tarih Boyunca Hekimliğin Gelişmesi, Ord ProfDr ASüheyl Ünver ve DrRifat Osman Bey Odaları hizmete açılmıştır Bunları, 1999 yılında Mimar Sinan ve Eserleri Sergi Salonu, Hat ve Minyatür Sergisi, İmaret Mutfak Eşyaları Seksiyonu, 2000 yılında Türk Pskiyatri Tarihi Bölümü açılışı ve 2001 yılında Kartpostallarda ki "Yüzyıllık Edirne" sergi odasının açılışları takip etmiştir




İkinci Avluya geçişte yer alan krokide 7 ve 26 numara ile gösterilen iki büyük salondan, 26 no 'lu salonda düzenlenmiş olan bulaşıcı hastalıklar seksiyonu buradan kaldırılarak I Avluda yer alan "6 no' lu" odaya taşınmış, boş kalan bu salon sergi salonu haline getirilerek burada Mimar Sinan'ın eserlerinin yer aldığı bir sergi açılmıştır 86 parça eserlerin yer aldığı bu sergideki eserler dönemin Edirne Valisi Mehmet Canseven tarafından 1999 yılında satın alınarak Müzeye armağan edilmiştir

Diğer odalar ise konularına uygun olarak tablolarla düzenlenmiştir








Sultan II Bayezid Külliyesi bölümü


Başlangıçta bu bölümde Evliya Çelebinin resmi, ünlü eseri Seyahatnamesinde Darüşşifa ile ilgili yazdıkları ve külliyenin vakfiyesi ile birlikte, külliye birimleri ile Darüşşifa'ya ait tablolar yer almaktadır





XV Yüzyılda Osmanlılarda Cerrahi bölümü


XV yüzyılda yaşamış ünlü Osmanlı cerrahlarından olan Amasyalı hekim Sabuncuoğlu Şerafeddin'in hayatı "Cerrahiyet-ül Haniye" adlı eserinden alınmış tablolarla o dönem Osmanlı cerrahisi anlatılmaktadır


Darüşşifalarımız


Bu odada Anadolu Selçukluları ve Osmanlılar döneminde Anadolu'da kurulmuş olan Darüşşifalar tanıtılmakta ve Darüşşifalar hakkında bilgi verilmektedir




Eczacılık Tarihi Bölümü


Bu odada eczacılığın gelişimi ile birlikte Diascorides'in Metaria Medica adlı kitabından eserler sunulmaktadır Ayrıca kavanozlar içerisinde halk arasında ilaç olarak kullanılan bitkilerden örnekler verilmektedir





Bulaşıcı Hastalıklar Bölümü


Tarih boyunca insanlık için büyük tehlike oluşturmuş, hastalıklarla birlikte bulaşıcı hastalıklarla uğraşarak bu konuda önemli buluşlar yapmış adamları tanıtılmaktadır




Tarih Boyunca Hekimliğin Gelişmesi


İlk çağlardan günümüze kadar, hekimliğin tarihi seyir içindeki gelişimi anlatılmaktadır Salonda vitrinler içerisinde yer alan tıbbi aletler, Edirne'de hekim olarak çalışmış kişilere ait olup, onlar tarafından müzeye bağışlandığı gibi bugün hayatta olmayan kişilere ait tıbbi aletler ise onların yakınları tarafından müzeye armağan edilmiştir









Ord ProfDr ASüheyl Ünver Odası


İkinci avluda yer alan Darüşşifanın hizmet verdiği dönemde ilaç deposu "eczahane" olarak kullanılmış olan ve krokide 23 no'lu oda olarak gösterilmiş olan bu odada; Prof Dr Süheyl Ünver çeşitli yönleriyle tanıtılmakta ve Edirne ile ilgili yapmış olduğu sulu boya resimler, yazdığı kitaplar, kendi kalemi ile çizmiş olduğu Edirne Tıp Fakültesi simgesini taşıyan çelenk ve Tıp Fakültesi kuruluşu sırasında göstermiş olduğu çabaları canlandıran fotoğraflar yer almaktadır


DrRıfat Osman Bey Odası


Müze ilk hizmete açıldığı zaman Süheyl Ünver Odasının karşısında yer alan bu odada; İlk radyologlarımızdan ve Edirne sevdalısı Dr Rıfat Osman Bey çeşitli yönleri ile anlatılmaktadır Onun, Edirne ile ilgili yapmış olduğu çalışmaları ve yazdığı kitapları sergilenmektedir "2003 yılında yapılan yeni düzenlemeler sırasında bu bölüm 10 no' lu odaya taşınmış, bu oda hekimbaşı odası olarak yeniden düzenlenmiştir"

Bunların dışında ikinci avluda, Müdür Odası ile birlikte Dr Ratıp Kazancıgil'in odası yer almaktadır "2003 yılında yapılan değişiklikte müdür odası IAvludaki 6 nolu odaya taşınmıştır





İmaret Mutfak Eşyaları Odası


Birinci avluda sol tarafta yer alan krokide 29 nolu oda olarak gösterilen mutfak bölümünde; Kız Teknik Anadolu Meslek Lisesi Müdürü Gülten Mayadağ'ın hediye ettiği tepsi, bakır mutfak eşyalar ile Kerim Ünver'in armağanından oluşan eşyalar sergilenmektedir

Kartpostallardaki "Yüzyıllık Edirne" Sergi Odası


Bu oda; birinci avlunun hemen girişinde yer alan odaların yanında sonradan ek olarak yapılmış olduğu düşünülen, üstü tonozla örtülü krokide 28 numara ile gösterilmiş olan oda dır Burada yer alan sergide gösterime sunulan kartpostallar, 2001 yılında Marmara Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof Dr Emre Dölen tarafından tanzim edilerek müzeye armağan edilmiştir
Sol tarafta, kapıdan girişte yer alan 31 no'lu oda kantin olarak düzenlenmiştir




Birinci avluda düzenlemeler yapılarak çiçeklendirilmiş Emekli Öğretmen Mübeccel Korkmaz, evlerinin bahçesinde bulunan balıklı havuz ile girişte hemen birinci oda ile tuvaletler arasında yer alan çeşme taşını müzeye armağan etmiştir

Eski Edirne'nin kendine özgü bir su kültürü bulunmakta ve havuzlar eski Edirne evlerinde önemli bir yer tutmakta idiler Mübeccel Korkmaz'ın müzeye armağan etmiş olduğu bu havuz eski Edirne evlerinden geriye kalan son örneklerindendir




Yine birinci avluda yer alan revaklı sahanlık bölümde, Sultan IIBayezid Darüşşifası ile ilgili kitap, kartpostal, broşürlerin satışı yapıldığı gibi, Edirne kültürünü tanıtan, badem ezmesi, deva-i misk, mis sabunu satışları da yapılmaktadır Ayrıca buralara konulmuş olan masalarda, ziyaretçiler müzeyi gezdikten sonra, havuzdan yükselen suları izlerken, çaylarını yudumlayıp, Ney sesi ile günün yorgunluğunu da üzerlerinden atmaktadırlar

Yataklı hastane bölümü 2000 yılına gelinceye kadar olduğu gibi ziyarete açılmış ancak zaman zaman buradaki Musiki Sahnesinde TÜDevlet Konservatuarı tarafından konserler düzenlenmiş, müzeler haftasında sergiler açılmıştır 2000 yılına gelindiğinde buranın da dönemine uygun olarak canlandırılması söz konusu olmuş ve bu bölümde Türkiye'de ilk olan "Psikiyatri Tarihi Bölümü" Ruh Hastalarını Readaptasyon Derneği tarafından kurularak ziyarete açılmıştır
































Alıntı Yaparak Cevapla

İkinci Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi (Edirne)

Eski 08-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İkinci Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi (Edirne)





Sağlık Müzesi


Müze, Sultan IIBayezid Külliyesi içindeki Darüşşifa bölümünde yer almaktadır Külliye ise Fatih Sultan Mehmet'in oğlu ve 8 Osmanlı Padişahı Sultan IIBayezid tarafından yaptırılmıştır Sultan II Bayezid'in Akkirman seferine çıkarken 1484 yılında temelini attığı, yapılar topluluğu 4 yıl kadar kısa bir süre içinde bitirilerek hizmete açılmıştır Sitenin mimarının Hayrettin olduğuna dair yaygın bir görüş vardır Ancak bu görüş bugün kesin tarihi belgelerle güçlendirilmemiştir Bazı araştırmacılar, site mimarının Yakup Şah Bin Sultan Şah olduğunu ileri sürüyorlar

Yüzyıllar boyunca bu külliyede tıp öğrencileri yetiştirilmiş, hastalara şifa dağıtılmış ve fakir fukara doyurulmuştur Külliyenin İslam aleminin en saf ve yalın anlatımlı camilerinden biri olarak kabul edilen camisi önemli bir ibadet yeri olmuş, mumhanesinde Edirne'yi aydınlatıcı mumlar dökülmüş ve tabhanelerinde ise misafirler ağırlanmıştır




Darrüşifa kısmı ise dönemin en önemli sağlık merkezlerinden biridir Kuruluşunda her türlü hastalara hizmet vermiştir, öyle ki kuruluş vakfiyesinde hastanenin personeli sayılırken 2 cerrah ve 2 göz doktorundan da söz edilir Demek ki 1500’lü yıllarda bu mekanlarda göz hastalıklarına dahi bakılmaktaydı

Daha sonraki yıllarda şifahane, ruh hastalarına yönelik hizmet vermeye başlamış ve hastalar, dönemin tıp bilgi ve ilaçlarının yanı sıra, su sesi, musiki, güzel kokular ve çeşitli meşguliyetlerle tedavi edilmişlerdir



(Kronik psikozlu hasta)

Uzun yıllar boyunca hastalara şifa dağıtan bu şifahane, 1850’li yıllardan sonra, sadece ruh hastalarının tecrit edildiği bakımsız bir kurum haline gelmiştir Bina bir yandan bakımsızlıktan, diğer yandan yatağı dolan Tunca Nehri’nin taşkınları sonucu büyük zararlar görmüştür

1875 yılında Edirne'yi ziyaret eden Safvet Paşa, külliyeye de uğramış ve buradaki içler acısı durumu görüp, sadrazama rapor etmiştir Hemen ardından patlayan 1877-78 Osmanlı Rus Savaşı esnasında Edirne işgal edilince, buradaki hastalar İstanbul'a gönderilmiştir Bunun üzerine İstanbul'dan Edirne Valiliği’ne bir emir gönderilerek, İstanbul'da bu tür hastalar için yer kalmadığı belirtilmiş ve şifahanenin onarılarak tekrar kullanıma açılması istenmiştir Bunun üzerine 1896 yılında onarım görmüş ve ruh hastalarının tecrit ve tedavilerinde bir süre daha kullanılmıştır 1910 yılında Alman mimar Cornalius tarafından bir onarımı daha gerçekleştirilmiştir Hastanenin 1916 lara kadar açık olduğu bilinmektedir
Külliyenin Trakya Üniversitesi'ne Devri Külliyenin, camii hariç diğer bölümleri Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1984 yılında Trakya Üniversitesi'ne devredilmiştir Bir süre Trakya Üniversitesi Edirne Meslek Yüksekokulu'nun Restorasyon ve Duvar Süsleme Bölümleri burada eğitim öğretimini sürdürmüştür

Darüşşifanın, Trakya Üniversitesi bünyesinde Sağlık Müzesi’ne dönüştürülmesi çalışmalarına ise 1993 yılında başlanmış ve Kültür Bakanlığı'nın 11041997 tarihli onayı ile müze olması resmileşmiştir Ruh Hastalarını Readaptasyon Derneği'nin katkılarıyla 30 Haziran 2000 tarihinde de Şifahane kısmı, Psikiyatri Tarihi Bölümü olarak düzenlenmiştir Tasarım Sanat Yönetmenliğini Türkan Kafadar'ın yaptığı çalışmalarla bu bölüm tarihine uygun bir şekilde mankenlerle canlandırılmıştır

Müzenin Darüşşifa'dan sonra ikinci bölümü olan Tıp Medresesi (Medreset-ül Etıbba) 23 Nisan 2008 tarihinde hizmete girmiştir Uluslararası Rotary 2420Bölge Guvarnörlüğü işbirliği ile düzenlenerek hizmete açılan bu bölümde zıyaretçiler 15yüzyılın tıp eğitiminie bir zaman yolculuğuna çıkarılmaktadır






Bu müze, Edirne merkez Yeniimaret semtinde bulunan Sultan IIBayezid Külliyesi Darüşşifası bünyesinde hayata geçirilmiş olup, Trakya Üniversitesi’nin, kültürel miras ve korumacılık alanında gerçekleştirdiği en büyük projelerden biridir

Bu projeyle, Osmanlı İmparatorluğu’nun ikinci başkenti olan Edirne’nin önemli bir eserinin yıkılıp gitmesi önlenmiş ve bu şehrin turizm hayatına önemli bir marka kazandırılmıştır

Trakya Üniversitesi’nin bu önemli yapılara sahip çıkmasının altında, Edirne’nin yükseköğretim ve tıp tarihine sahip çıkması yatmaktadır Çünkü 1488 yılında hizmete giren bu külliyenin medresesi döneminin temel tıp bilimlerinin öğretildiği bir üniversite konumundaydı, hastanesi ise bu öğrencilerin uygulama yaptıkları yerdi

Günümüzde de hem tıp eğitimi ve uygulaması veren Trakya Üniversitesi, bundan beş yüz yıl öncesinin eğitim ve uygulama anlayışını da günümüzde yaşatarak tarihe karşı olan sorumluluğunu da ortaya koymaktadır

Edirne’nin Ruslar tarafından işgal edildiği Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında başlayan ve Balkan Savaşları ile zirveye ulaşan Edirne’nin kötü günleri, külliye gibi birçok yapının da sahipsiz kalmasına yol açmıştır Cumhuriyet sonrası yaşanan ekonomik sıkıntılar ve kültürel mirasa gereken önemin verilmemesi nedeni ile yıkılıp yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan tarihimizin bu önemli yapıları, 1984 yılında Trakya Üniversitesi’ne devredilmiş ve bir restorasyon süreci sonrasında, eğitim alanları olarak kullanılmaya başlanmıştır

1997 yılında müzeye dönüştürülen külliyenin darüşşifa bölümü, dünyanın en prestijli müzecilik ödüllerinden olan Avrupa Konseyi 2004 Yılı Avrupa Müze Ödülü’nü alarak önemli bir tanıtım fırsatı yakalamıştır

Burada 500 yıl öncesinin bir “Osmanlı bimarhanesi” (bimar:hasta, hane:ev) canlandırılmıştır Tedavide, dönemin hekimlik bilgilerinin yanı sıra müziğin, su sesinin, güzel kokuların ve meşguliyetin kullanıldığı bu mekanlar geçmişi zengin bir görsel anlatımla günümüze taşımaktadır




Daha birinci avluya girince musikinin güçlü nağmeleri sizi sarıyor Müzenin ana mekanı olan “Psikiyatri Tarihi Bölümü” ne girince kendinizi yüzyıllar öncesinin bir müzik terapi ortamında buluyorsunuz Ortadaki havuzun şadırvanından akan suyun sesi, neyin mistik sesiyle birleşerek sizi bir zaman yolculuğuna çıkarıyor

Başarılı bir canlandırma Hastalar, hekimler, hasta bakıcılar, hanende ve sazendeler canlı gibi karşımızda duruyor Işık ve ses düzeni bu canlandırmayı bütünlüyor

Tüm bunlar, Edirne’de Tunca Nehri kenarında mimarlık tarihimizin en görkemli yapılarından birinde yaşanıyor

Buna yapılar topluluğu demek daha doğru olur

Son derece başarılı taş işçiliği ile camisi, imareti, tabhanesi (misafirhane), köprüsü, medresesi ve şifahanesi

Birbirini tamamlayan yapılardan oluşan külliye burası

Mimarisi ilk bakışta insanın gözünü okşuyor Yüzün üzerinde irili ufaklı kubbe külliyeye mistik bir görünüm kazandırıyor

Birbirini tamamlayan grafik yapılar zarif bir bütünlük oluşturuyor
Henüz çok genç olmasına rağmen, önemli başarılara imzasını atan, Edirne’nin kültür hayatının önemli merkezlerinden biri haline gelen bu müze, önümüzdeki dönemlerde, külliyenin diğer bölümlerini de içine alarak daha da büyüyerek farklı bir müzecilik anlayışı ile tarihi değerlerimizi dünyaya tanıtmaya devam edecektir

Külliye'nin kuruluş amacı, dönemin en önemli şehirlerinden ve 2 başkent konumundaki Edirne'yi bir darruşşifaya (Hastane) kavuşturmaktı Geniş amaçlı düşünülen,Külliyedeki diğer üniteler ise hastane hizmetini doğrudan veya dolaylı olarak tamamlayan sosyal, kültürel ve dini nitelikteki yapılardır Tüm birimlerin aynı amaca yönelik hizmetleri döneminin sağlık ve sosyal yardım anlayışını yansıtmaktadır Tüm yapılar topluluğunun 4 yıl gibi kısa bir sürede bitirilmesi ise imparatorluğun ekonomik ve teknik gücünün bir göstergesidir





Külliye'nin içinde şu üniteler bulunmaktadır:

  • Darüşşifa (Hastane)
  • Tabhane (Misafir ve Dinlenme Evi)
  • Tıp Medresesi (Temel Bilimler Fakültesi)
  • Camii
  • İmaret (Mutfak, yemekhane, depo, vs)
  • Köprü (Tunca Nehri üzerinde)
  • Hamam
  • Değirmen ve su deposu
  • Sıbyan Mektebi (İlkokul)
  • Mehterhane (Dönemin musiki konservatuarı)
  • Muvakkithane (Günün saatlerini, takvimi bildiren kuruluş)
Bu ünitelerden günümüze kadar ayakta kalmış olanlar 1-6 numarada yazılmış olanlardır 7-11 numarada belirtilenler yıkılmışlardır 9-10 ve 11 numarada belirtilenler ise külliyenin vakfiyesinde gösterilmemiş olup, bunlar sonradan yapılmışlardır

Hastanenin Kuruluş Yıllarındaki Kadrosu


Hastane kadrosunda,
  • 1 baştabip,
  • 2 tabip,
  • 2 göz mütehasısı,
  • 2 operatör ,
  • 1 eczacı vardı
Diğer personelle birlikte personel sayısı toplam 21'ye ulaşıyordu Çeşitli dönemlerde bu personel sayısında değişiklikler olmuştur



Alıntı Yaparak Cevapla

İkinci Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi (Edirne)

Eski 08-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İkinci Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi (Edirne)











Bölümler


Müze Darüşşifa ve Tıp Medresesi olmak üzere iki ana bölümden meydana gelmiştir

Darüşşifa


Birinci Avlu:


İlk avlunun bulunduğu birinci bölümde geçmişte poliklinik odaları olarak kullanılan sütunlar yanındaki sıra odalarda, çeşitli sergiler yer almaktadır Hizmet Odaları olarak kullanılan mutfak, çamaşırhane, ve şuruphane gibi odalarda ise, darüşşifanın eski mutfağı canlandırılmıştır Burada ayrıca eski Edirne fotoğrafları sergisi vardır Aynı avluda geçmişte eczane ve ilaç depoları olarak kullanılan 2 geniş salonun birinde hekimliğin tarihini anlatan bir sergi bulunmakta, karşısındaki oda ise hem sunum odası hem de Edirne Sarayı çizimlerinin sergilendiği bir oda olarak kullanılmaktadır

İkinci Avlu:


İkinci avluda küçük bir bahçe ve karşılıklı yer alan 4 oda vardır Bu odalar geçmişte yönetici odaları olarak kullanılmıştır Şu an ise 1 oda yine müze yöneticisi tarafından kullanılmaktadır, diğer bir oda da hekimbaşı odası olarak canlandırılmıştır Diğer iki oda ise Dr Rıfat Osman ve OrdProfDr Süheyl Ünver odası olarak düzenlenmiştir





Şifahane:


Üçüncü bölüm geçmişte hastaların yatırıldığı bölümdür Burada 4 yazlık, 6 kışlık oda ve bir musiki sahnesi vardır Ortadaki havuzun şadrıvanından su akmaktadır Geçmişte ruh hastalarının musiki, su sesi ve güzel kokularla tedavi edildiği akustiği ile ünlü bu mekan İstanbul Ruh Hastalarını Readaptasyon Derneği tarafından dönemin atmosferine uygun manken ve ışık sistemi ile düzenlenmiştir Bu bölümü gezen ziyaretçiler, son derece başarılı yapılmış mankenler, musiki ve şadırvandan akan su sesi ile geçmişteki tedavi ortamını bire bir yaşamaktadırlar




Tıp Medresesi (Medreset-ül Etıbba)


Geçmişte tıp medresesi olarak kullanılan ve dönemin hekimlerinin yetiştirildiği ve Medrese-i Etibba adı verilen eğitim bölüm Uluslararası Rotary 2420 Bölge Guvenörlüğü katkıları ile Sağlık Müzesi'nin yeni seksiyonu olarak düzenlenmiş ve 23 Nisan 2008 tarihinde törenle hizmete açılmıştır Burada 18 öğrenci odası, bir dershane ve bunların açıldığı bir orta avlu vardır Bu bölüm bekçi odası, öğrenci odaları, uygulamalı eğitim odası, müderris odası, dersane ve kütüphane olarak mankenlerle canlandırılmıştır


Evliya Çelebi Darüşşifayı Anlatıyor


1652 yılında Edirne’yi ziyaret eden Evliya Çelebi, külliyeden; “Orada bir Darüşşifa vardır ki dil ile tarif edilmez, kalemler ile yazılmaz “ diye bahseder Ünlü seyyah, ayrıca külliye için şu ilginç tanımlamaları kullanmıştır:



(Evliya Çelebi)


Adı geçen bağın ortasında, göğe baş uzatmış bir yüksek kubbedir ki güya aydınlık hamam camekanı gibi tepesi açıktır Bu açık yerde altı adet ince mermer sütunlar üzerinde Kiyanıyan tacı gibi bir kubbecik vardır San’atkar iş üstadı, bu küçük kubbenin ta tepesine halis altın ile yaldızlanmış bir çeşit demir mil üzerine bir bayrak yapmış, ne taraftan rüzgar eserse, o bayrak o tarafa döner Garip görünüşlüdür Ama aşağı büyük kubbe sekiz köşelidir Bu kemerli kubbe içinde dahi sekiz kemer vardır Her kemerin altında bir kış odası vardır Bu odaların her birinde ikişer pencere vardır Bir penceresi odanın dışında olan gülistanlı ağaçlığa bakar, diğeri de bu büyük kubbenin ortasındaki büyük havuz ve şadırvana bakar Bu sekiz adet kış odalarının önünde , yine büyük kubbe içinde sekiz adet yazlık odalar vardır

Üç tarafı kafesli mermerler ile yapılmış bu büyük kubbe altındaki büyük havuzun çevresindeki sel sebillerden berrak su çağlayıp havuza girince , fıskiyelerden berrak su, kemerli kubbenin göbeğinde nihayet bulur

Böyle dikkat ve özenle yapılmış şifa yurdunun anlatılan odalarında çeşitli hastalıklara tutulmuş zengin ve fakir, ihtiyar ve genç doludur

Bazı odalarda ilkbaharda delilik mevsiminde Edirne’nin aşk denizi derinliğine düşmüş sevdalı aşıklar çoğalıp, hekimin emriyle bu tımarhaneye getirilerek altun ve gümüş yaldızlı zincirlerle kerevetlerine takılıp, her biri aslan yatağında yatar gibi kükreyip yatarlar Kimisi havuz ve şadırvanlara bakıp kalender hülyası kabilinden sözler eder, nicesi dahi o kemerli kubbenin etrafında olan gülistan ve bağ ve bostan içindeki binlerce kuşların cıvıltılarını dinleyip, delilerin perdesiz ve ölçüsüz sesleriyle feryada başlarlar

Bahar mevsiminde çiçek kısmından sim ve zerrin, deveboynu, müşkü rumi, yasemin, gülnesrin, şebboy, karanfil, reyhan, lale, sümbül gibi çiçekler hastalara verilip güzel kokuları ile hastalar iyileştirilirler Fakat delilere bu çiçekleri verince kimini yerler, kimini ayakları altında çiğnerler Bazıları dahi meyveli ağaçları seyredip, ah daha hel hope pe pohe pelo deyip, çimenlik temaşası ederler





Avrupa Müze Ödülü


Müze 2004 yılında Avrupa Konseyi Avrupa Müze Ödülü’nü kazanmıştır Bu ödül dünyanın en prestijli müzecilik ödüllerinden biridir 2005 yılında ise Hırvatistan’ın Dubrovnik kentinde yapılan “Dünya Ödüllü Müzeler Buluşması’nda” en iyi 2 sunumu gerçekleştirerek kültürümüzün tanıtımına büyük bir katkı daha sağlamıştır Müze Avrupa Kültür Mirası Birliği tarafından “Mükemmellik Kulübü’ne” kabul edilmiştir





Kültürel Mirastaki En Iyiler-Mükemmellik Kulübü En Iyi Sunum Ödülü

Saglik Müzesi 31 Ekim-03 Kasim 2007 tarihleri arasinda Almanya'nin Köln kentinde düzenlenen "Kültürel Mirastaki En Iyiler" ve "Mükemmellik Kulübü"nün düzenledigi ödüllü müzeler bulusmasinda en iyi sunum ödülünü kazanmistir

Alıntı Yaparak Cevapla

İkinci Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi (Edirne)

Eski 08-04-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İkinci Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi (Edirne)







Darüşşifa ve Tıp Medresesi, II Beyazıt'in 1484 yılında Akkirman seferlerinden elde ettiği ganimet gelirleri ile 1484-1488 yılları arasında yaptırılan külliyedeki 10 farklı birimden birisiydi Darüşşifa'da tedavi hizmeti ücretsiz verilmekteydi Medresede okuyan öğrenciler, darüşşifadaki uzman hekimler yanında yetiştirilmekteydi
Hastane üç bölümden oluşmaktadır:



  • Birinci bölümde, poliklinikler (göz mütehassısı, cerrah, nöbetçi odaları), kiler, özel diyet mutfağı, bekçi odaları, akıl hastaları tecrit odası, ilaç olarak kullanılan şurupların pişirildiği mutfak ve personel odaları bulunmaktadır
  • İkinci bölümde 4 oda ve 2 sofa bulunmaktadır Odalardan ikisi ilaç deposu ve eczane olarak, diğer ikisi de üst düzey personelin kullanımına tahsis edilmiş
  • Üçüncü bölüm yataklı kısımdır Bu bölüm 6 kışlık oda ile 5 açık sofadan oluşmaktadır Sofalardan 4'ü yazlık yatak odası biri de musiki sahnesidir Odalar ve sahne büyük ve yüksek bir kubbeyle örtülü şadırvanlı bir salon etrafında çevrelenmiştir Odaların dış bahçeye, iç salona açılan pencereleri vardır Ortadaki büyük kubbenin tepesindeki fenerden gelen ışık iç mekânı aydınlatır ve havayı, pis kokuları dışarı atar Bir merkez çevresinde toplanmış hasta odaları az personelle hizmet verilmesini sağlar Personel tüm odaları kolaylıkla gözetleyebilir ve gereğince acil olan hastaların yardımına koşarlar Bu bölümün yapısında akustik sistemi de oldukça hassastır Haftada üç gün verilen musiki konserleri yankılanmadan binanın her tarafından rahatça dinlenebilir



Musiki ile hasta tedavisi, bu hastanenin özellikleri arasındadır Tedavide yalnız musikiden değil, su sesi ve güzel kokulardan da yararlanılmaktadır Büyük kubbe altındaki şadırvandan fışkıran suların kubbeye kadar yükseldiğini görenler yazmışlardır O yükseklikten düşen suyun çıkardığı melodiler hastaları huzura kavuşturmaktadır Tüm hastalar için musiki konserleri verilmekte ve hastalar bundan yarar görmektedirler Çalışanlara yapılan günlük ödeme ise Baştabip 30 akçe, Tabipler 10'ar akçe, 2 kehhal 7'şer akçe, 2 cerrah 7'şer akçe, kâtip 4 akçe, hizmetliler 3'er akçe, Ferraş 3 akçe gassal 3 akçe, bevvap 3 akçe, hadim 3 akçe idi





Hastalara iyi gelen makamlar şunlardır:
  • Rast makamı: Havale ve felce
  • Irak makamı: Afakana ve dar mizaca
  • İsfahan makamı: Zihin açmaya, zekayı artırmaya, anıları tazelemeye
  • Zirevgent makamı: Sırt ve eklem ağrılarına
  • Rehavi makamı: Baş ağrısına
  • Büzürk makamı: Ateşli hastalıklara, zihni temizlemeye, vesvese ve korkuyu uzaklaştırmaya
  • Neva makamı: Kadın hastalıklarına
  • Zengule makamı: Kalp hastalıklarına
  • Hicaz makamı: İdrar zorluğuna, cinsel yönden uyarılmaya
  • Buselik makamı: Kulunç ve bel ağrılarına
  • Uşşak makamı: Kalp, karaciğer, sıtma ve mide hastalıklarına
  • Hüseyni makamı: çocukların karaciğer ve kalp hastalıklarında beden ısısını düşürmede, mide hararetinde ve ergin erkeklerde gizli humma ve 4 günde bir gelen ayak ağrılarına faydalı

Alıntı Yaparak Cevapla

İkinci Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi (Edirne)

Eski 08-04-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İkinci Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi (Edirne)











Nasıl Gidilir ?


Edirne İstanbul’a 220 km uzaklıktadır Şehirlerarası otobüslerle non-stop olarak 25 saatte gelmek mümkündür Özel aracıyla gelenler için bu süre 15 saate kadar düşmektedir Edirne’ye gelenler 2 ayrı güzergahla müzeye ulaşabilirler

1güzergah: Şehir merkezinden E 5 karayolu ile Kapıkule’ye doğru giderken Gazimihal Köprüsü’nü geçtikten sonra hemen sağa saparak 500m ilerideki müzeye ulaşılabilir

2güzergah: Edirne Valilik Binası’nın solundan Tunca Nehri’ne doğru inilip Yalnızgöz ve Sultan II Bayezid Köprüsü’nü geçtikten sonra müzeye varılabilir

Özel araçları dışında minibüsle gelenler de otogardan ve şehir içindeki herhangi bir duraktan A harfini taşıyan minibüslere binerek müzeye ulaşabilirler








Ziyaret Saatleri



Her Gün: 0900-1800



Ücret

  • Normal Giris : 10 YTL
  • TC Vatandaslari : 5 YTL
  • Gruplar : 3 YTL
  • Ögrenci : 1 YTL
(İlköretim öğrencileri, erler,Trakya Üniversitesi ve Vakıflar Genel Müdürlüğü çalışanları, şehit ve gazi yakınları 75 yaşını aşmış vatandaşlar ve tur rehberleri müzeden ücretsiz yararlanır)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.