![]() |
Dâvûd-İ Tâî |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Dâvûd-İ TâîDÂVÛD-İ TÂÎ Sekizinci yüzyılda Horasan ve Irak taraflarında yetişen evliyânın büyüklerinden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çocukluğundan îtibâren ilim öğrenmeye başlayan Dâvûd-i Tâî, zamânının âlimlerinden çeşitli ilimleri tahsîl etti ![]() ![]() Gençliğinde ilim tahsîliyle meşgûl olan Dâvûd-i Tâî'nin kalbinde dünyâya karşı sevgi de vardı ![]() Hangi güzel yüz ki toprak olmadı, Hangi tatlı göz ki yere akmadı ![]() beytini işitince, dünyâya karşı sevgisi azaldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dâvûd-i Tâî hazretleri hem İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe hazretlerinin derslerine devâm etti, hem de zamânındaki tasavvuf ehli velî zâtların sohbetlerinde bulundu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yirmi sene müddetle İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe hazretlerinin derslerine devâm edip başta fıkıh olmak üzere bütün aklî ve naklî ilimleri tahsîl eden Dâvûd-i Tâî, yüksek bir âlim oldu ![]() ![]() ![]() İlimde yüksek dereceye ulaşmış olan Dâvûd-i Tâî, bir gün İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe hazretlerinin huzûrunda bulunuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dâvûd-i Tâî tasavvufta Habîb-i Acemî hazretlerinin sohbetlerine devâm edip, ondan feyz aldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dâvûd-i Tâî halktan tamamiyle ümidini, alâkasını kesti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yemek yerken vakitten tasarruf olsun diye ekmeği suyun içine doğrar, çorba gibi yapıp öyle yerdi ![]() ![]() ![]() Dâvûd-i Tâî hazretleri o derece riyâzet ve takvâ üzere idi ki, zarûrî ihtiyaçları dışında evinden çıkmamış, ağzına lezzet veren bir nîmet koymamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir defâsında hacamat yaptırarak kan aldırmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dâvûd-i Tâî, evinden sâdece namaz vakitlerinde çıkar, câmide namazını kılar kılmaz hemen kalkar, aceleyle evine dönerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dâvûd-i Tâî'ye; "İnsanların arasına, niçin karışmıyorsun?" dediler ![]() ![]() ![]() ![]() Fudayl bin Iyâd hazretleri, Dâvûd-i Tâî ile ömründe iki defâ görüşmüş karşılıklı sohbette bulunmuştu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn-i Semmâk hazretleri, Dâvûd-i Tâî'ye gelip; "Bana nasîhat et ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birisi kendisinden nasîhat isteyince; "Dünyâ için, dünyâda ne kadar kalacaksan, o kadar; âhiret için, âhirette ne kadar kalacaksan o kadar çalış ![]() ![]() Akrabâlarından birisi: "Akrabâyız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kûfe'de bir cenâze vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün Dâvûd-i Tâî pazara çıktı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dâvûd-i Tâî hazretleri dünyâya önem vermediği gibi elinde olanları da yetim veya fakirlere tasadduk ederdi ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Dâvûd-İ Tâî |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Dâvûd-İ TâîDâvûd-i Tâî, dâimâ hüzünlü hâlde bulunurdu ![]() ![]() ![]() ![]() Geceleri feryâd ederek ağlar; "Ey geceler bana bu gam herkesten fazladır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hâlid der ki: "Bizim evlerimiz karşı karşıya idi ![]() ![]() ![]() ![]() Mârûf-i Kerhî hazretleri; "Dâvûd-i Tâî kadar dünyâya değer vermeyen ve nazarında dünyâ hiç olan bir başka kimse görmedim ![]() ![]() ![]() Dâvûd-i Tâî'ye göre ilim, amel etmek içindi ![]() ![]() ![]() ![]() Rebî'i Vâsıtî, Dâvûd-i Tâî'ye seslenerek; "Bana nasîhat eyle ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dâvûd-i Tâî hazretleri çok az görüştüğü insanlardan zaman zaman kendisinden nasîhat isteyen kimselere şöyle buyurmuştur: "Her nefs, dünyâdan susuz olarak gidecektir ![]() ![]() "Uzun emele dalan bir kul, üzerindeki kul borçlarını unutur ve tövbe etmeyi sonraya bırakır ![]() ![]() "Her an kusur ve günahları çoğalan, kabahatları yenilenen bir kul, nasıl olur da üzülmez ![]() "Dünyâya düşkün kimsenin, insanlardan ayrı yaşamasının ve uzlete çekilmesinin bir faydası olmaz ![]() ![]() ![]() "Dünyâyı sevenler, dünyâlıkları için âhiretlerini terkediyorlar ![]() ![]() "Senin ayıplarını araştıran, kötü insanlarla arkadaş olma ![]() "Hayâtımda, gece ibâdet edenlerden başka hiç kimseye imrenmedim ![]() Vefâtından bir gün önce kendisini ziyâret eden zât şöyle anlatmıştır: "Hazret-i Dâvûd'un hastalandığını duydum ve ziyâretine gittim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vefât ettiği gece sabaha kadar Kur'ân-ı kerîm okumuş, duâ ve zikirde bulunmuş, uzun uzun ağlamıştı ![]() ![]() ![]() Vefât ettiğinde semâdan bir ses; "Ey insanlar! Dâvûd, Allahü teâlânın rahmetine kavuşmuştur ![]() ![]() ![]() Salât bin Hâkim diyor ki: "Dâvûd-i Tâî'nin vefât edeceği gece, nur ve çok melekler gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dâvûd-i Tâî'nin vefâtından sonra halîfeleri, Ahmed el-Antâkî, Sa'dûn-ı Mecnûn ve yerine vekîl bıraktığı Mârûf-i Kerhi onun tasavvuftaki yolunu devâm ettirdiler ![]() ![]() SECDEDE VEFÂT ETTİ Bir kimse anlatıyor, duydum ki Dâvûd Tâî, Hastalanmış yatıyor, hava da güzel idi ![]() Ziyâret maksadıyle, gittiğimde yanına, Gördüm koymuş başını, kerpiçten yastığına ![]() Hem ızdırap çekiyor, hem Kur'ân okuyordu, Bir âyeti durmadan, hep tekrar ediyordu ![]() O âyetin mânâsı, şöyle idi meâlen: "Cehennem'de şiddetli, azap var ebediyyen ![]() Dedim ki: "Dışarıda, çok güzel bir hava var, Dışarı çıkarayım, isterseniz bir miktar ![]() Buyurdu ki: "Ömrümde, hiç uymadım kendime, Böyle şey istemekten, sığınırım Rabbime, Ölürsem gömün beni, şu duvar arkasına, Görmesin kimse beni, vasiyettir bu sana ![]() Muhterem vâlidesi, anlatır ki şöylece; Oğlum, ibâdet ile, sabahladı bir gece ![]() O gün sabaha kadar, namaz kıldı huşûyla, Sonra da ağlıyarak, meşgûl oldu duâyla ![]() En son vardı secdeye, bekledi uzun mikdâr, Kaldırmadı başını, fecir sökene kadar ![]() Merak ettim doğrusu, onun bu durumunu, Bir de baktım secdede, teslim etmiş rûhunu ![]() Vefât ettiği gece, bir ses geldi gâibden, İşitti cümle âlem, şöyle diyordu aynen: "Bilin ki Dâvûd Tâî, Rabbine kavuşmuştur, Cennet nîmetleri, şimdi onun olmuştur ![]() Cennetler hazırlanıp, süslendiler hep ona, Ne mutlu Dâvûd'a ki, tam vardı murâdına ![]() Onun cenâzesini, taşımak gâyesiyle, Binlerce kişi gelip ağladı gözyaşıyle ![]() Hazret-i İbn-i Semmâk, gelip cenâzesine, Şu târihî sözleri, söyledi kendisine: "Zâten ölü gibiydin, sen ecelin gelmeden, Görmüştün hesâbını, hesâba çekilmeden ![]() Sen onun hürmetine, affeyle yâ Rab bizi, Âhiret derdi ile, dertlendir hepimizi ![]() HESAPTAN KURTULUŞ YOKTUR Bir gün, Halîfe Hârûn Reşîd, Ebû Yûsuf'a; "Beni, Dâvûd'un yanına götür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dâvûd-i Tâî'nin bu tesirli sohbetini dinleyen halîfe kendinden geçip, göz yaşları döktü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hârûn Reşîd ve İmâm-ı Ebû Yûsuf keseyi alıp gittiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ASLANDAN KAÇAR GİBİ Dâvûd-i Tâî dünyâ malına aslâ kıymet vermezdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() NE İÇİN ŞEREFLİYDİ? "Hangi güzel yüz ki, toprak olmadı? Hangi tatlı göz ki, yere akmadı ![]() Bir şarkıcı kadından, duyunca bu sözleri, Hidâyete gelerek, yaşla doldu gözleri ![]() Ve İmâm-ı A'zam'ın, hânesine giderek, Anlattı bu hâlini, çok taaccüp ederek ![]() Dedi ki: "Ey efendim, bir söz duydum birazdan, Şuûrum alt üst oldu, soğudum bu dünyâdan ![]() Hidâyete gelmeme, sebep oldu bu şiir, Bu fakire, şu anda, nasîhatiniz nedir?" İmâm'ın emri ile, öğrendi din ilmini, Ve ilmine göre de, düzeltti her hâlini ![]() Sonra da, öyle kavî, sarıldı ki İslâma, Örnek oldu hayatı, bilcümle müslümâna ![]() Geldi bir gün Câfer-i Sâdık'ın huzûruna, Dedi ki: "Bir nasîhat, eyleyin lütfen bana ![]() Buyurdu ki: "Ey Dâvûd, zâhidisin zamânın, Benim nasîhatime, var mı ki ihtiyâcın?" Dedi ki: "Sen Resûl'ün, torunusun bir kere, Ve mübârek kanından, taşıyorsun bir zerre, Bu yüzden var elbette, bizlere üstünlüğün, Senin nasîhatine, muhtaçtır herkes bu gün ![]() Buyurdu: "Korkum şu ki, mahşer günü, Peygamber, Bana şöyle bir bakıp, buyurursa "Ey Câfer! Sen, evlâdım olarak, böyle mi olacaktın? Ve benim sünnetime, böyle mi uyacaktın?" Dâvûd bunu duyunca, başladı ağlamaya, Uğraştı sırf kalbini, Allah'a bağlamaya ![]() İnzivâya çekilir, sever idi uzleti, Buna rağmen cihâna, yayılmıştı şöhreti ![]() Sordular sebebini, devrin âlimlerinden: "Dâvûd, uzlette iken, bu şöhreti nereden?" Dediler ki: "Kalbinde, sırf Allah vardır onun, Yâni Allah'tan başka, kimsesi yok Dâvûd'un ![]() Mahlûktan yüz çevirip, kul, dönerse Rabbine, Öyle şeref bulur ki, akıl ermez hâline ![]() Bir gece otururken hânesinin damında, Allah'ın kudretini, tefekkürü ânında, Başladı ağlamağa, Rabbini düşünerek Düştü komşu damına, kendisinden geçerek ![]() O zât sesi duyunca bacaya çıktı birden, Onu görüp dedi ki: "Sen mi düştün deminden?" Buyurdu ki: "Tefekkür, ediyordum Rabbimi, Bayılmışım ve sonra, burda buldum kendimi ![]() Su içine doğrayıp, yerdi hep yavan ekmek, Nefsi azmasın diye, yemezdi yağlı yemek ![]() Bir gün bâzı dostları dediler: "Zaîfsiniz, Size yağlı bir yemek, getirsek yer misiniz?" "Evet" dediği için, getirdiler önüne, Lâkin biraz düşünüp, yemedi ondan yine ![]() Dedi: "Filân kimsenin, nasıldır yetimleri? Alıp ona götürün, bu nefis yemekleri ![]() 1) Hilyetü'l-Evliyâ; c ![]() ![]() 2) Tabakâtü'l-Kübrâ; c ![]() ![]() 3) Tezkiretü'l-Evliyâ; s ![]() 4) Risâle-i Kuşeyrî; s ![]() 5) Câmiu Kerâmâti'l-Evliyâ; c ![]() ![]() 6) Nefehâtü'l-Üns; s ![]() 7) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; s ![]() 8) Min Alâmi'l-Ârifîn; s ![]() 9) Envârü'l-Kudsiyye fî Menâkıbı-ıs-Sâdetü'n-Nakşibendiyye; s ![]() 10) Vefeyâtü'l-Â'yân; c ![]() ![]() 11) Keşfü'l-Mahcûb; s ![]() 12) Eshâb-ı Kirâm; s ![]() 13) Şezerât-üz-Zeheb; c ![]() ![]() 14) Tabakâtü's-Sûfiyye (Sülemî); s ![]() 15) Sıfât-üs-Safve; c ![]() ![]() 16) Sefînetü'l-Evliyâ; s ![]() 17) Tabakât-ı İbni Sa'd; s ![]() 18) El-A'lâm; c ![]() ![]() 19) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Dâvûd-İ Tâî |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Dâvûd-İ TâîMevlam gani gani razı olsun abim,hepside çok değerli büyüklerimiz,bu çalışmanızı takdirle karşılıyorum,ahlakımızı düzeltmek için bu değerli büyüklerimizin hayatını okumaya hepimizin ihtiyacı var ![]() ![]() ![]() Özellikle gençlerimiz büyük ışık, çünkü öyle yanlış insanları örnek alıyorlar ki, karanlık olunca kılavuz karanlığa götürür ![]() ![]() Mevlam muhafaza etsin hepimizi ![]() ![]() ![]() Kılavuzumuz aydınlık Nurlu insanlar olsun inşaallah ![]() |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|