![]() |
Su Kasidesi Açıklaması Ve Söz Sanatları |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Su Kasidesi Açıklaması Ve Söz Sanatları1 ![]() u Kasidesi Açıklaması ve Söz Sanatları[/url]Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su Eşk: Gözyaşı Denlü: Denli, gibi, kadar Od: Ateş (Ey göz! Gönlümdeki içimdeki ateşlere gözyaşımdan su saçma ![]() ![]() Mübalağa: Şairin gönlündeki ateşlerin su ile söndürülemeyecek derecede çok olması Mecaz: Od’un aşk ateşi yerine kullanılması ![]() Tezat: Su-ateş Buradaki ateş gönüldeki manevi ateştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Normal şartlarda gözyaşı, ağlamak insanı rahatlatır; ama şair burada bunu tam tersini istiyor ![]() ![]() 2 ![]() Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su Âb: Su Gûn: Renk, gidiş, tarz Âb-gûn :Su rengi, Mavi, mavi renkli; suya benzer ![]() Devvâr: Devredici, devreden, çok dönen ![]() Günbed-i devvâr rengi: Gökyüzünün rengi ![]() Muhît: Etrafını çeviren, kuşatan, çevre (Dönüp duran kubbenin rengi su rengi midir, yoksa gözümden akan su devreden kubbeyi mi kaplamıştır, bilemem ![]() Tecahül-i Arif: Gökyüzünün neden mavi olduğunu bilmemezlikten geliyor ![]() Mübalağa: Gözyaşının gökyüzünü kaplaması ![]() Hüsn-i Talil: Göğe kendi gözyaşlarının renk verdiğini söylemesi ![]() Tenasüp: ‘Göz, aşk, su, saç-; od, dutuş-’ kelimeleri arasında anlam ilgileri vardır ![]() Âb-gûndur Azeri lehçesinin özelliği olan bir soru cümlesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gökyüzünün su renginde olduğu ifadesini açıklamanın iki yolu var ![]() ![]() ![]() Dünya bir su değirmeni gibi düşünürse, değirmeni döndüren sürekli akan sudur ![]() ![]() ![]() 3 ![]() Kim mürûr ilen bırağur rahneler divâra su Tîg: Kılıç Zevk-i tîg: Kılıcın zevki Aceb yoh: Şaşılmaz ![]() Çâk çâk: Parça parça kılıç şakırtısı ![]() Mürûr: Geçme, akma, bir yandan öbür yana geçme, sona erme ![]() Mürûr ilen: Geçmek akmak suretiyle, zamanla ![]() Rahne: Yarık, yırtık, zarar, ziyan; oyuk Dîvâr: Duvar ![]() (Senin kılıca benzeyen keskin bakışlarının zevkinden gönlüm parça parça olsa buna şaşılmaz ![]() ![]() Açık İstiare: Bakışları keskin kılıca benzetilmiş ![]() ![]() Tenasüp (leff ü neşr): tıg-gönül-çak çak Su-divar-rahne sözcükleri birbiriyle karşılıklı olarak uygundur ![]() Teşbih: Aşığın parça parça olmuş gönlü yarılmış açılmış duvara benzetilmiş ![]() Şair sevgilinin kılıcının açtığı yaralarının zevkindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Burada aynı zamanda yaz sıcağında kerpiç evlerin kuruması ve o kuraklığın ardında yağmur yağdığında da kerpiç evlerin duvarlarında yarık açtığını dile getirmiştir ![]() ![]() Bu beyitte aynı zamanda “kılıca su verilmesi” de dikkati çeker ![]() ![]() Sevgilinin o gamze kılıcı, o bakışının kılıcı geldiğinde aşığın bağrındaki yangına su gelmiş olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Toprakta ve kılıçta su gizlidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Özet olarak; “Ey sevgili! Yaşamak için senin o gamze kılıcına su kadar muhtacım, suya olan ihtiyacım kadar muhtacım (Burada sevgilinin iyi su verilmiş kılıç gibi keskin bakışlarıyla suya olan ihtiyacını gidermek istediğini söylüyor ![]() ![]() 4 ![]() İhtiyât ilen içer her kimde olsa yâre su Vehm: Kuruntu; boşuna, yersiz korku Dil: Gönül Mecruh: Yaralı Dil-i Mecruh: Yaralı gönül Peykan: Temren, okun ucundaki sivri çelik parça ![]() İhtiyat: Tedbirli olma (Yaralı gönül senin, ok temrenine benzeyen kirpiklerinin sözünü korka korka söyler ![]() ![]() Ad aktarması: “Temren” söylenerek okun hepsi kastedilmiştir ![]() Tenasüp (leff ü neşr): Vehm-ihtiyat; dil-i mecruh-yara; peykan Teşbih: Yaralı gönül hasta bir insana benzetilmiştir ![]() Açık istiare: Peykan ile sevgilinin kirpikleri kastedilmiştir ![]() Şair “peykan” sözcüğünü korkarak söyler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oklar servi fidanından yapılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peykan sözcüğünü korkarak söylemesinin bir nedeni de temrenin içindeki sudur ![]() Çelikleşirken verilen su ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şair sevgilisinin kirpiklerini (peykanın) adını anarken korkuyor ![]() ![]() ![]() 5 ![]() Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gülzâre su Suya vermek: Sele vermek, mahvolmaya bırakmak ![]() Bağ-bân: Bahçıvan Gül-zar: Gül bahçesi Tek: Gibi; yalnız Min: Bin (Bahçıvan nafile yorulmasın, gül bahçesini sele versin; çünkü gül bahçesini bin kere sulasa senin yüzün gibi bir gül açılmaz ![]() Teşbih: Sevgilinin yüzü güle benzetilmiş ![]() Hüsn-i Talil: Bahçıvanın görevi gül yetiştirmektir ![]() ![]() ![]() Tevriye: ‘Tek’ kelimesinin hem ‘bir’ anlamı hem de ‘gibi’ anlamı vardır ![]() Tenasüp: Suya vermek, bağban, gülzar, gül, su “Suya vermek” bu beyitte kötü anlamdadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu beyitteki “teg” sözcüğü iki anlam gelir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Su Kasidesi Açıklaması Ve Söz Sanatları |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Su Kasidesi Açıklaması Ve Söz Sanatları6 ![]() Hâme tek bahmahdan inse gözlerine kara su Ohşatmak: Benzetmek Gubâr: Toz, Gubârî: Toz gibi ince yazı türü ![]() Muharrîr: Yazan, yazar ![]() Hâme: Kalem (Hattatın gözlerine bakmaktan kalem gibi kara su inse de gubârî yazısını senin yüzündeki tüylere benzetemez ![]() Tezat: Bakmak ve gözlerine kara su inmek yani kör olmak arasında tezat sanatı vardır ![]() Benzetme: Gubarî yazısını sevgilinin yüzündeki tüylere benzetiyor ![]() ![]() ![]() Kinaye: 1 ![]() 2 ![]() ![]() Tenasüp: “gubâr-hat; muharrir-hâme-kara su (mürekkep)” kelimeleri arasında ![]() Bu beyitteki “gubâr” iki anlamdadır ![]() ikinci anlamı, sevgilinin dudak etrafındaki ayva tüyleri ![]() Yazı için düşünülürse: Yazar, gubarî yazısını senin yanağındaki tüylere benzetemez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resim için düşünülürse: Ressam onun ayva tüylerini resmedemez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gubârı yazanlar çok ince iş yaptıkları için gözleri çabuk bozulur yani gözlerine kara su inermiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şaire göre yanak parlaklık, ayva tüyleri de buradaki yazıdır ![]() “Sen kainatın efendisi olduğun için Allah Kur’an-ı Kerim’i senin saf yanağına yazdı ![]() ![]() ![]() 7 ![]() Zayi’ olmaz gül temennâsiyle vermek hâre su Ârız: Yüzün iki yanı, yanak Yâd: Hatırlama, anma; hatır, gönül Nem-nâk: Nemli, ıslak Müjgân: Kirpikler Temenna: Dileme, isteme, dilek, istek Hâr: Diken (Senin yanağının anılması sebebiyle kirpiklerim ıslansa ne olur, buna şaşılır mı? Zira gül elde etmek dileği ile dikene verilen su boşa gitmez ![]() Teşbih: Yanak güle, diken kirpiğe benzetilmiş ![]() Kinaye: Kirpiklerim nemlense 1 ![]() ![]() Leff ü neşr: “ârız-gül, “yâd-temennâ”, “nem-nâk-su”, “müjgân-hâr” Tenasüp: “Ârız-müjgan; gül-hâr-su vir-; hâr-gül; yâd-temennâ” kelimeleri arasında ![]() Fuzûlî, sevgilinin kirpiklerini şekli ve batıcılığıyla dikene, yanağın şekli ve rengiyle güle benzetmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 8 ![]() Hayrdur vermek karanu gicede bîmare su Bîmâr: Hasta, aşık Dil-i bîmâr: Hasta gönül Dirîğ etmek: esirgemek Karanu: karanlık (Gamlı günümde hasta gönlümden kılıç gibi keskin olan bakışını esirgeme; zira karanlık gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir ![]() Leff ü neşr: Gam güni-karabu gice, dil-i bimar-tıg-su Tenasüp: “Gam güni, dil-i bimar, karanu gice, bîmar, hayr, su” kelimelerinin arasındaki anlam ilgisi göz önünde bulundurularak bir araya getirilmiş ![]() Açık istiare: Sevgilinin keskin, yaralayıcı bakışları kılıca benzetilmiş ![]() ![]() İrsal-i mesel: “Geceleyin hastaya su vermek sevaptır” sözü (Karanlık gecede hastaya su vermek sevaptır ![]() Bu beyitte “bîmâr” sözcüğünün seçilmesi buradaki acının manevi bir acı olmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Burada gönül aşk hastası olarak kabul edilmiştir ![]() ![]() Bu beyitteki gam günü ölüm anı; su, kelime-i şahadet; gam günü, kıyamet günü; bimâr, şair; tıg, Hz ![]() ![]() Şair ölüm anında su istiyor yani kelime-i şahadeti ve tevhidi kastediyor (Zaten ölüm döşeğindeki insanın başında su bulunur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beytin ikinci anlamı da şudur: Karanlık gece rüya olabilir ![]() ![]() ![]() ![]() 9 ![]() Susuzam bir kez bu sahrada menüm-çün ara su Peykân: Okun ucundaki sivri demir ![]() Hecr: Ayrılma, ayrılık ![]() Şevk: Gönül meyli, arzu, şiddetli arzu, istek, Keyif, neşe, sevinç ![]() (Gönül! Onun ok temrenine benzeyen kirpiklerini iste ve ayrılığında özlemimi yatıştır; susuzum, bu çölde bir defa da benim için su ara ![]() Açık istiare: Kirpik yerine peykan sözcüğü kullanılmış ![]() ![]() ![]() Tezat: Sahra-su Tevriye: kez (defa, kere) kelimesinin “gez” şeklinde “gezip ara” anlamında okunmasıyla ![]() Teşhis/ Kapalı istiare: “gönül” şaire su arayan birisi gibi düşünüldüğünden kirpik yerine “peykan” kelimesi kullanılarak ![]() Şair burada sevgilinin peykanını istiyor, böylece gönlü sükûnete erecek, özlem bitecek ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ok ile ayrılık arasında bağ vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Şair peykanın ayrılığını istiyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şair aynı zamanda kez yerine “gez” anlamı da vermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 10 ![]() Nitekim meste mey içmek hoş gelür huşyâra su Leb: Dudak Müştak: Arzuyla, hararetle, isteyen, özleyen; susamış ![]() Zühhad: Dünya nimetlerinden el çeken kimse ![]() Kevser: Çokluk, kalabalık; cenneteki bir ırmak adı ![]() Hûş: Akıl, can ![]() Hûş-yâr: Akıllı, canlı, ayık (Ben dudağını özlüyorum, sofular da Kevser istiyorlar ![]() ![]() Tezat: Tüm beyte yayılmış ![]() Leff ü neşr: Renkleri ve sarhoş ediciliyle leb-mey; helal olmasıyla su, Kevser ilgili sözcüklerdir ![]() Ben senin dudağını arzuluyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şarap dinen yasaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Burada Yunus Emre’nin şu dizeleri akla gelir: “Cennet cennet dedikleri Birkaç köşkle birkaç huri İsteyene ver onları Bana seni gerek seni ![]() Zaten böyle karşılıksız davrandığı için Allah aşığa her şeyi verecektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Su Kasidesi Açıklaması Ve Söz Sanatları |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Su Kasidesi Açıklaması Ve Söz Sanatları11 ![]() Âşık olmuş galibâ ol serv-i hoş-reftâre su Ravza: Bahçe, bol ağaçlı, yeşillik yer; cennet ![]() Kûy: Köy Ravza-ı kûy: Cennet gibi bahçe ![]() Dem: Soluk; içki; vakit; zaman ![]() Güzâr: Gezme, dolaşma ![]() Reftâr: Gitme, yürüme ![]() Hoş-reftâr: Hoş, nazlı gidişli (Su, her zaman senin cennet misâli mahallenin bahçesine(Ravza) doğru akar ![]() ![]() Kişileştirme (Kapalı istiare): Suyun aşık olması ![]() Hüsn-ü Talil: Sular normalde servilerin dibinden akar ![]() ![]() Teşbih-i Beliğ: Sevgilinin bulunduğu yer cennete benzetilmiş ![]() Açık istiare: Servi ile sevgili kastedilmiştir ![]() “Su, o hoş salınışlı, servi boylu sevgiliye yani Hz ![]() ![]() ![]() Normalde doğada su, servilerin yanındadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Su, servi boyluya, cennete kavuşacak, onun ayağına kavuşacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 12 ![]() Çün rakîbümdür dahı ol kûya koyman vara su (Toprak olup su yolunu o mahalleden kesmeliyim, çünkü su benim rakibimdir, o yere varmaya bırakamam ![]() Tevriye: a ![]() ![]() b ![]() ![]() Teşhis/Kapalı istiare: Suyun şairin sevgilisine aşık olması Şair burada suyun yolunu kesmek için toprak olmak istiyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 13 ![]() Kûze eylen toprağım sunun anınla yâre su Dest: El; fayda; zafer; mevki; tarz Bus: Öpme, öpüş, öpücük -bus: Öpen Dest-bus: El öpme Kûze: Toprak (Dostlarım! Onun elini öpmek arzusunu gideremeden ölürsem toprağımdan bir testi yapın ve sevgiliye onunla su verin ki hiç olmazsa mezar toprağımdan yapılan testi onun eşerine ve dudaklarına değsin ![]() Aliterasyon: “s” sesiyle yapılmış ![]() Leff ü neşr: **mek-toprak, dost-yar ![]() Tenasüp: Arzû toprag, su, kûze Şair gerçek hayatta sevgiliye kavuşamayacağını ve aşk arzusunu onu öldüreceğini söylüyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 14 ![]() Dâmenin duta ayagına düşü yalvara su Ser-keş: Baş çeken; baş kaldıran, asi Kumrî: Kumru Niyaz: Yalvarıp yakarma, yalvarış, dua ![]() Dâmen: Etek (Sivri kumrunun yalvarmasından dolayı dik başlılık ediyor Onu ancak suyun eteğini tutup ayağına düşmesi vazgeçirir ![]() Kişileştirme: Kumrunun yalvarması ![]() Hüsn-i talil: Servinin başını iki tarafa sallaması, kumrunun ötmesi, suyun ağaçlık yerde olması ![]() Açık istiare: Servi sevgiliye, kumru aşığa benzetilmiş ![]() Gül ile bülbül aşkı neyse servi ile kumru aşkı da odur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci bir bakış açısı olarak: Kumru yalvaran kuldur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 15 ![]() Gül budagınun mizacına gire kurtara su Reng: Renk; hile, oyun; şekil; can, kuvvet ![]() Mizac: Bir şeyle karşılaştırılan şey, huy, yaratılış; sağlık ![]() (Gül fidanı bir hile ile bülbülün kanını içmek istiyor; bunu, ondan suyun gül dallarının damarlarına girmeci kurtarabilir ![]() Telmih: Gül ile bülbülün aşkı ![]() Hüsn-i Talil: Gülün kırmızılığını bülbülün kanından alması ![]() Tevriye:“Reng” kelimesi hem renk hem de hile anlamında kullanılımıyla Kişileştirme: Su ve gül kelimeleri kişileştirilerek Tenasüp: “Bülbül-gül-reng-kan; kan-su-gül” kelimeleriyle (Bülbül, güle aşıktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gül bir hile ile bülbülün kanını almak ister ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Burada “Su, gülün mizacına girsin, onun huyuna gitsin, onu yatıştırsın ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Su Kasidesi Açıklaması Ve Söz Sanatları |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Su Kasidesi Açıklaması Ve Söz Sanatları16 ![]() İktidâ kılmış târîk-i Ahmed-i Muhtâr’e su Tıynet: Yaratılış Tıynet-i pâk: Temiz yaratılış İktidâ: Uyma, tabi olma ![]() Tarîk: Yol; usûl; meslek Tarîk-i Ahmet-i Muhtâr: Hz ![]() ![]() (Su, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Kişileştirme: Su, peygamberimize bağlı bir insan olarak gösterilmiştir ![]() Bu beyit iki şekilde yorumlanabilir: Su, Hz ![]() ![]() Su, Hz ![]() ![]() Bu beyitteki tema, temiz yaratılıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tıynet yaratılış, tıyn ise toprak demektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 17 ![]() Kim sepüpdür mucizâtı âteş-i eşrâra su Seyit: Hz ![]() ![]() Nev’: Çeşit Seyyid-i nev’-i beşer: İnsan cinsinin efendisi Dürr: İnci ![]() ![]() ![]() ![]() Istıfa’: Seçme, ayırma; bir şeyin iyisini, temizini seçip alma ![]() Mu’cizat: Mucizeler Eşrâr: Şerler, kötüler, şer sahipleri ![]() Âteş-i eşrâr: Şer sahiplerinin ateşi ![]() (İnsanların efendisi, seçme inci denizi olan Hz ![]() ![]() Açık İstiare: Dürr ile peygamberimizin canı, derya ile de bedeni kastedilmiştir ![]() Tezat: Ateş-su Tenasüp: Dürr, serpmek, su, derya ![]() Telmih: Peygamberin doğumundaki Mecusilerin ateşinin sönmesi mucizesi ![]() Teşbih: Hz ![]() ![]() Burada yukarıdaki ayetle bağlantı söz konusudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beyitteki “eşrar” sözcüğünün iki anlamı vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci anlam ise kıvılcımlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dünyanın çoğu sudur ![]() ![]() ![]() Hz ![]() Şair bu beyitte aynı zamanda şiirin sözden çok daha zor ve değerli olduğunu söylüyor ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamberimizin inci ile bir başka bağlantısı da şöyledir: Peygamberimiz yetim olduğu için dürr-i yetim de denirdi ![]() Hz ![]() ![]() ![]() 18 ![]() Mucizinden eylemiş izhâr seng-i hâra su Nübüvvet: Nebilik, peygamberlik Gül-zâr: Gül bahçesi Gül-zâr-ı nübüvvet: Peygamberliğin gül bahçesi ![]() Revnâk: Güzellik, parlaklık ![]() Izhâr: Gösterme, meydana çıkarma, gösteriş ![]() Seng: Taş ![]() Hârâ, hâre: Katı, sert ![]() Seng-i hâra: Çok sert taş, mermer Mu’ciz: Mucize (Katı taş, peygamberliğin gül bahçesinin parlaklığını tazelemek için onun mucizesinden dolayı su çıkarmış ![]() Telmih: Hz ![]() ![]() Tenasüp: Gül-zar, tâze, revnak, su ![]() Teşbih: Peygamberlik gül bahçesine benzetilmiş ![]() Burada nebilik ve peygamberlik makamlarından bahsediliyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Burada gül bahçesinin yetiştirilmesinden bahsediyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün peygamberimize bir grup adam geliyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her peygamber, peygamberliğin gereği olarak mucize gösterir ![]() ![]() ![]() Fuzûlî’nin yaşadığı yerde demek ki gül bahçesi solmuş ![]() ![]() ![]() Burada peygamberler veliler arasındaki farktan söz etmek gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 19 ![]() Yetmiş andan min min âteşhâne-i küffâra su Bahr: Deniz Pâyân: Son, uç; kenar ![]() Bî-payan: Sonsuz, uçsuz bucaksız ![]() Ateş-hâne: Mecusilerin tapınağı Âteş-hâne-i küffâr: Kafirlerin ateşhanesi ![]() (Hz ![]() ![]() Benzetme: Peygamberimizin mucizelerini uçsuz bucaksız bir denizi benzetilmesi ![]() Tezat: Bahr-su-ateş ![]() Tevriye: “Yetmiş” kelimesi hem erişmiş, hem de kifayet etmiş anlamında kullanılmıştır ![]() Telmih: Beyitte Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Burada “yetmiş” sözcüğünün iki anlamı vardır: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Bu beyitte Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 20 ![]() Barmagından virdigün şiddet güni ensâra su Barmağını dişlemek: Parmağını ısırmak ![]() İstima’: Dinleme, işitme, kulak verme ![]() Ensâr: Yardım edenler, yardımcılar, hicrette Mekkeli Müslümanlara yardımcı olan Medineliler ![]() (Mihnet günü ensara parmağından su verdiğini kin işitse hayret ile parmağını ısırır ![]() Telmih: Hz ![]() ![]() Tenasüp: Hayret ile parmağını dişlemek Peygamberimizin parmağından o şiddet gününde ensara su verdiğini duyan hayretinden parmağını ısırabilir ![]() Hicretten sonra Medine’deki ensarlar muhacirlere yardım etmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan parmağını dişlediğinde de kan çıkar, kan da bir çeşit sudur ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Su Kasidesi Açıklaması Ve Söz Sanatları |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Su Kasidesi Açıklaması Ve Söz Sanatları21 ![]() Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâre su Mâr: Yılan Zehr-i mâr: yılan zehri Âb-ı hayat: **ümsüzlük suyu Hasm: Düşman (Dostu yılan zehri içse bu zehir onun dostu için âb-ı hayat olur ![]() ![]() Tezat-Tenasüp: Dost düşman, yılan zehri, âb-ı hayat ![]() Telmih: Peygamberin mucizesine atıf ![]() Leff ü neşr: Dost-hasım, zehr-i mâr-su, olur-döner, âb-ı hayat-zehr-i mar” kelimelerinde ![]() ![]() ![]() ![]() (AB-I HAYAT) Hızır, İlyas ve İskender ab-ı hayatı bulmak için yola çıkarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zehir bazen tedavi amaçlı kullanılır ![]() ![]() ![]() Peygamberimiz yılan sokan birine yılanın soktuğu yeri tükürüğüyle mest etmiş ve hayatını kurtarmıştır ![]() Hz ![]() ![]() Zehir Hz ![]() ![]() ![]() Tebük’ten dönerken Semud kavmi’nin harabelerinden geçilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hicret sırasında Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 22 ![]() El sunup urgaç vuzû içün gül-i ruhsâra su Katre: Damla Rahmet: Acıma, koruma; merhamet, nisan yağmuru Bahr-ı rahmet: Rahmet denizi Mevc: Dalga Mevc-hîz: Dalga kaldıran, dalgalandıran ![]() Vuzu’: Abdest, abdest alma ![]() Urgaç: Vurunca, vurduğu zaman ![]() Ruhsâr: Yanak, yüz ![]() Gül-i ruhsâr: yanağın gülü, güle benzeyen yanak ![]() (Abdest almak için el uzatıp gül yanaklarına su vurunca sıçrayan her su damlasından binlerce rahmet denizi dalgalanmıştır ![]() Benzetme: Peygamberimizin yanağı güle benzetilmiş ![]() Tezat: Katre- bahr Tenasüp: Su ile ilgili sözcüklerin hepsi ![]() Abdest günahları döker ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (O çiğ tanesi olmasa belki de gül solacak ![]() ![]() Şair; gül yapraklarının üzerindeki çiğ tanelerinin nasıl rahmet olduğunu anlatabilmek için Hz ![]() ![]() ![]() Tasavvufta her damla denizi özler ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tasavvufa göre damla çokluğuyla kesret; denizse vahdettir ![]() ![]() ![]() ![]() 23 ![]() Başını taşdan taşa urup gezer âvâre su Hâk: Toprak Pây: Ayak Hâk-i pây: ayak toprağı, ayak tozu, ayağın bastığı yer, ayağın bastığı toprak; mezar ![]() Muttasıl: Ulaşan, kavuşan; bitişen; ara vermeden… Ur: vurmak (Su, ayağının toprağına ulaşayım diye başını taştan taşa vurarak ömürler boyu, durmaksızın başıboş gezer ![]() Kişileştirme: Suyun peygamberimize olan aşkı, ona kavuşamadığı için kendini taşlara vurması ![]() Hüsn-i Talil: Suyun gezmesinin sebebi olarak ![]() Kapalı İstiare: Su insana benzetilmiş ![]() ![]() Tezat: Ayak ve baş kelimeleri arasında ![]() Şair önceki beyitlerde Dicle’nin Medine’ye doğru aktığını söylüyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Burada isyankâr insanlara sesleniyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dicle sürekli Hicaz’a doğru akıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 24 ![]() Dönmez ol dergâhdan ger olsa pâre pâre su Der-gâh: Kapı yeri, eşik; padişah kapısı, saray; Allah’ın huzuru, Şeyh kapısı, tekke Hâk-i der-gâh: Eşiğin toprağı ![]() (Su, onun eşiğinin toprağına zerrecikler halinde ışık salmak ister ![]() ![]() Kişileştirme: Suyun aşık insan gibi davranması ![]() Hüsn-i Talil: Su parça parça olsa bile yine bir araya gelir ![]() ![]() Leff ü Neşr: Zerre zerre- pâre pâre, nûr-su ![]() Teşhis: Su, insan gibi, âşık gibi düşünülmüş ![]() İster toprak ister toz olsun her zerre ışığını güneşten alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şelale kenarında yüzümüze su damlaları çarpar ama biz onu göremeyiz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Ateş ile suyun moleküler yapısı birbirine benzer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 25 ![]() Eyle kim def’-i humâr içün içer meyhâra su Zikr: Anma anılma ![]() Na’t: Övme, Hz ![]() ![]() Vird: Dile dolanan, sürekli tekrarlanan söz ![]() Ehl-i hatâ: Hata ehli, günahkar kişiler Humâr: Şarabın verdiği sersemlik, baş ağrısı, uykudan önceki ve sonraki mahmurluk ![]() Mey-hâr: içki içen (Sarhoşlar içkiden sonra gelen baş ağrısını gidermek için nasıl su içerlerse, günahkarlar da senin na’tının zikrini dillerinde tekrarlamayı derman bilirler ![]() Benzetme: Benzeyen: Ehl-i hatâ Benzetilen: Meyhâra Benzetme Edat: Eyle ki Benzetme Yönü: Pişmanlığı ifade için yapılan fiiller( su içmek, bir şeyi su gibi içmek, ezberden okumak ![]() Tezat: Humar-derman Tenasüp: Meyhâra, içer, def’-i humar İçki içen kimsenin bir süre sonra çektikleri baş ağrısı ve ağırlığıdır ![]() ![]() ![]() ![]() İlk dizeye dönersek; Zikir ve vird bir şeyi tekrarlamaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kâb b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kâb b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Vird” sözcüğü “verd” şeklinde de okunabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Burada şairin söylediği her sözcük birbirine ulaşarak dönüp dolaşıp nata geliyor ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Su Kasidesi Açıklaması Ve Söz Sanatları |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Su Kasidesi Açıklaması Ve Söz Sanatları26 ![]() Eyle kim leb-teşneler yanup diler hemvâra su Habîbullâh: Allah’ın habibi, sevgilisi, Haz ![]() ![]() Hayrü’l-beşer: İnsanların en hayırlısı Teşne: Susamış, susayan Leb-teşne: Susuzluktan dudağı kuruyan Hem-vâr: Daima, her an, sürekli; uygun yer ![]() (Ey Allah’ın sevgilisi! Ey insanların en hayırlısı! Susamışların sürekli su diledikleri gibi ben de seni özlüyorum ![]() Tenasüp: Müştâk-habib; leb-teşne-su-yan” kelimeleriyle ![]() Benzetme: Susuzluktan dudağı kurumuşların su dilemesi gibi seni özlüyorum ![]() Tezat: yan-, su kelimeleriyle ![]() Şair burada özleminin büyüklüğünden bahsediyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 27 ![]() Şebnem-i feyzün yetürmiş sâbit ü seyyâr su Kerâmet: İkram, olağanüstü durum ![]() Bahr-ı keramet: Keramet denizi, Hz ![]() Şeb: Gece ![]() Şeb-i Mi’râc: Miraç gecesi Şeb-nem: Çiğ Seyyar: Gezen, gezici ![]() (Sen o keramet denizisin ki Miraç gecesinde feyzinin çiğleri sabit yıldızlara ve gezegenlere su ulaştırmıştır ![]() Benzetme: Peygamberimizi keramet denizine benzetmiş ![]() Tezat: Bahr-şebnem ![]() Tenasüp: Bahr-şebnem-feyz-su Telmih: Miraç gecesi Şaire göre onun feyz ve bereketi, yani şebnemi veya su buharı hem yıldızları hem gezegenleri doldurmuş durumda ![]() (Eskiden isin denilen bir maddenin dünyayı kapladığı düşünülürdü (Bu şimdiki atmosferdir ![]() ![]() ![]() ![]() Hicret’ten bir buçuk yıl önce Miraç olayı gerçekleşmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beyitte geçen keramet sözcüğü iyilik, cömertlik, ihsan anlamındadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 28 ![]() Hâcet olsa merkadün tecdîd iden mi’mara su Çeşme: Pınar, kaynak, göz Hûrşîd: Güneş Zülâl: Soğuk, güzel, tatlı su Merkad: Türbe, mezar Tecdîd: Yenileme, yenileşme, onarma, tamir etme ![]() (Senin kabrini onaran mimara su lazım olsa, güneş çeşmesinden her an bol bol saf, tatlı ve güzel su iner ![]() Teşbih: Güneş çeşmeye, ışıklar zülale benzetilmiş ![]() Tenasüp: Mimar- tecrid, zülal-çeşme Tezat: hurşid ve su kelimeleri arasında Bu beyitte şair toprağının çatısını düzeltecek olan mimara güneşin bile çeşme olup su vereceğini söylüyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 29 ![]() Var ümîdüm ebr-i ihsânun sepe ol nâra su Bîm: Korku, tehlike ![]() Dûzah: Cehennem Bîm-i dûzah: Cehennem korkusu Nâr: Ateş; cehennem Nâr-ı gam: Gam ateşi Sûzân: Yanan, yanık Dil-i Sûzân: Yanık gönül Ebr: Bulut İhsan: Bağış, lütuf, iyilik Ebr-i İhsan: İhsan bulutu (Cehennem korkusu, yanık gönlüme gam ateşi salmış ama o ateşe senin ihsan bulutunun su serpeceğinden umutluyum ![]() Tezat: Cehennem, nar, suzan-ebr, su serpmek bîm ümîd Tenasüp: Ümîd etmek-su serpmek ![]() Leff ü neşr: “Bîm-i dûzah-ümid, nâr-ı gam- ebr-i ihsan, salmak-sepmek, suzan-nâr” Burada cehennem korkusuyla yanan bir kalp var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şair aynı zamanda Hz ![]() ![]() “Sevgili senin ihsan bulutun seni sıcak günlerin ateşinden koruduğu gibi benim günahlarımın neticesi olan ateşi de söndürecek diye bir umudum var ve bu umutla yaşıyorum ![]() ![]() (Ateş ile cezalandırmak Allah’a mahsustur ![]() ![]() İnci, nisan yağmurundan olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yusyuvarlak ve herkesin elde etmek istediği bir istiridye olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Tac Beyit) 30 ![]() Ebr-i nîsândan dönen tek lülü-i şehvâra su Yümn: Uğur, bereket ![]() Na’t: Överek anlatma, niteleme ![]() Yümn-i na’t: Na’tın uğuru, bereketi ![]() Güher: Cevher, inci, mücevher ![]() Ebr-i Nisan: Nisan bulutu Lü’lü: İnci ![]() Şeh-vâr: Şaha, hükümdara yakışır, şahane ![]() Lü’lü-i Şah-vâr: Şahlara yakışır iri, kıymetli inci ![]() (Seni övmenin bereketinden dolayı Fuzûlî’nin sıradan sözleri nisan bulutundan düşüp iri inciye dönen su damlası gibi birer inci olmuştur ![]() Benzetme: Sözlerini inciye benzetmiş ![]() Telmih: İncinin, nisan yağmurundan olduğu inancına ![]() Hüsn-i Talil: Fuzûlî’nin sözlerinin güzel olması Peygamberi övmenin bereketiyledir ![]() Tevriye: “Fuzuli’nin sözleri” hem Fuzuli'nin sözleri hem de değersiz boş sözler anl***** gelebileceğinden Tenasüp: “yümn-ebr-i nisan-su; lü’lü-güher ve na’t-şahvar sözlerinin birlikte kullanılmasıyla ![]() Şair burada biraz kendini övüyor ve şiirinin güzelliğini farkına varılmasını istiyor ![]() ![]() ![]() Bir damla yağmur nasıl inciye dönüşürse ben de su gibi bir söz söyledim ama sonra adını andığım için o su damlası inciye dönüştü ![]() 31 ![]() Eşk-i hasretden tökende dîdew-i bîdâra su 32 ![]() Çeşm-i vaslın vere men teşne-i dîdâre su Hâb: Uyku ![]() Hâb-ı Gaflet: Gaflet uykusu ![]() Bidâr: Uyanık ![]() Rûz: Gün ![]() Rûz-ı haşr: Mahşer günü Eşk: Gözyaşı Eşk-i Hasret: Özlem gözyaşı, hasret gözyaşı Tökende: Döktüğünde Dîde: Göz Dîde-i bîdâr: Uyanmış göz, uyanık göz Çeşme: Pınar, su kaynağı ![]() Vasl: Kavuşma, ulaşma, vasıl olma ![]() Çeşme-i Vasl: Kavuşma pınarı Teşne: Susamış, susuz, çok istekli ![]() Teşne-i Dîdâr: Yüzün susamışı; görmeye, görüşmeye, güzel bir yüz görmeye susamış olan ![]() (Kıyamet gününde gaflet uykusundan uyanan düşkün göz, hasretten su döktüğü zaman, mahşer günü, güzel yüzüne susamış olan bana vuslat çeşmesinin su vereceğini, mahrum bırakmayacağını ummaktayım ![]() Tezat: Gaflet-bîdâr Tenasüp: “dide-eşk-su-tök-” kelimeleri arasında ![]() Fuzûlî, öncelikle bu hayatın gaflet geçtiğini, bunun önünü almak için Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Fuzûlî mahşer yerini şiddeti ve herkesin aynı kapıya ilticası göz önünde bulundurarak son beyitte tam bir dua ile kendisinin bağışlanma emelinden bahsediyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hayır yapmak isteyenlerin su hayrını tercih ettikleri, çeşme ve sebil yaptırdıkları meşhurdur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|