Artvin Gelenek Ve Görenekleri |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Artvin Gelenek Ve GörenekleriArtvin Gelenek ve Görenekleri GİYİM-KUŞAM Cumhuriyet dönemine kadar yöredeki en dikkat çeken erkek giysisi, yerli yünden köy tezgahlarında dokunan ve şal adı verilen kaba kumaştan dikilmiş şalvar ve çuha idi Paçaları aşağıya doğru daralan yan dikişleri siyah ve koyu lacivert kaytanlar geçirilen bu şalların bel kısımları sıkılırdı Ceket yerine giyilen cepken biçimindeki uzun kollu çuhanın göğüs kısımlarının iki yanında cepleri vardır Bu ceplere, içinde görünecek şekilde fişeklik için dikilmiş parçalar dikilirdi Başlarında kabalak denilen başlıklar vardı Kadınlar ise fistan ve üstüne sıkma yelek giyerlerdi Bellerine kuşak ve peştamal sarar, başlarına tepesi düz fes, bunun üstüne renkli yazma, en üstüne de beyaz uzun bir örtü (leçek) örterlerdi Fesin altına Mahmudiye olarak adlandırılan para takarlardı Yazma üzerine alından tüm şerit halinde dolanan poşu takılırdı Ayaklarına yünden örülmüş çorap, çapula ve yemeni adı verilen ayakkabılar giyilirdi HALKOYUNLARI Artvin, dik yamaçlı dağlarla çevrili, derin vadilerce uzanan, topraklarının büyük bir kısmının ormanlarla çevrili olduğu bir yöredir Artvin'de doğa ile girişilen mücadele her zaman için zor olmuştur Yöre insanı mücadeleci, çalışkan, içten bir karakter taşır Bununla birlikte Artvin, stratejik konumu itibarı ile de kültür sirkülasyonunun yaşandığı bir ildir Artvin Halk Oyunları, Karadeniz - Kafkas ve Doğu Anadolu'ya has özelliklerin harmanlanmış olduğu bir estetiğe sahiptir Artvin yöresel oyunları kendi içinde; sadece erkeklerin oynadığı sadece kadınların oynadığı ve hem erkek hem de kadınların oynadığı oyunlar olarak sınıflandırılabilir Ezgi ve figür bakımından en zengin yöremizdir 1936'da İstanbul'da yapılan Balkan Festivali'ne Artvin ekibi de katılmıştır 2 Eylül gecesi Beylerbeyi Sarayı'nda Atatürk'ün huzurunda gösteri yapan Artvin ekibi, Artvin Barı'nı oynarken, Atatürk de oyuna iştirak etmiş ve sonuna kadar oynamıştır Bu hatıra üzerine Artvin halkı da oyunun ismini ATABARI olarak değiştirmiştir Oyunun sözleri de artık "Atamızdan yadigâr bizde Atabarı var" şeklinde söylenmektedir Çalgı olarak akordion, davul-zuma, tulum, kemençe, mey ve def kullanılmaktadır Başlıca oyunlar ise; Sarıçiçek, Deli Horon, Düz Horon, Hemşin Horonu, Coşkun Çoruh, Karabağ, Uzundere, Kobak, Cilveloy, Atom ve Atabarı'dır TÜRKÜLER Kız Belin İncedir İnce, Sini Kalaylı, Ağlama Gelin Ağlama, Karanfilli Gelin, Yamadan Gel Yamadan, Cilveloy, yörenin bilinen başlıca türküleridir DÜĞÜN ADETLERİ (KIZ KÖÇÜRME – OĞLAN EVERME): Kız isteme: Kız isteyecek kişilere "elçi" denmektedir Elçiler yörenin hatırı sayılır kişilerinden seçilir Kız tarafı gelenleri hoş karşılar Bunun tersi ayıp sayılır Kız verilmese bile elçi ağırlanmalıdır Elçi tarafından konu "Allah'ın emri, Peygamberin kavli" sözleriyle açılır Kız tarafı düşünmek için müddet ister Verecek olsa bile ilk gelişte "evet" demez İkinci ya da sonraki gelişlerde, eğer verecekse "evet" der Nişan: Söz verildikten sonra nişan töreni için gün belirlenir Her iki taraf yakınlarını çağırırlar Belirlen günde nişan yüzükleri takılır Aileler ve yakınları, gelin ve damat adaylarına çeşitli takılar sunarlar Erkek tarafının, kız tarafı ailesinin kişilerine getirdiği, çoğu giysi türünden hediyeler sunulur Bu hedilere "yolluk" denir Nişan törenini bazı aileler, kız ile erkeği yan yana getirmeden yaparlar Buna "kah nişan" denir Bazı aileler ise kız ile erkeği yan yana getirerek yaparlar, buna da "açık nişan" denir Eskiden hemen bütün düğünlerde kız tarafı erkek tarafından başlık parası almaktaysa da bugün bu adet kalmamıştır Düğün: Düğün günü iki aile tarafından kararlaştırılır Buna "kesim kesme" denir Düğün günü olarak eskiden halkın "cuma akşamı" dediği Perşembe günü tercih edilirdi Düğünler köylerde evlerde, açık havada yapıldığı gibi ilçe merkezlerindeki salonlarda da yapılmaktadır Düğün gününden önceki akşam kız tarafında, evlenecek kızın akrabaları ve arkadaşları toplanarak "kına gecesi" yaparlar Bazen kına gecesinde oğlan yengesi de bulunur Düğün günü sabahı, erkek tarafından davet edilmiş olan ve kendilerine "makar" adı verilen davetliler erkek evinde toplanırlar Makar grubu, yanına "oğlan yengesi"ni, sağdıç denilen düğün sorumlusunu ve damat adayını (bazen damat götürülmez) da alarak kız evine gider Eskiden düğünlere atlarla gidilirse de şimdi bunun yerini motorlu araçlar almıştır İki taraf da köy içinde ise yayan da gidilebilmektedir Kız tarafı makar grubunu, sağdıcı ve yengeyi karşılayarak ağırlar Kahve ve yemek ikram edilir Bu sırada davul-zurna ya da başka çalgılarla oyunlar oynanır, çeşitli eğlenceler yapılır Kadınların oturduğu odada gelin hazırlanır Bu arada erkek yengesi gelinin başı üstünde bir tepsi pastayı keserek ortadakilere ikram eder Gelin hazırlanırken gereken malzemenin (kolonya, tarak, bıçak, kemer, eşarp vb) erkek yengesi tarafından sağlanması zorunludur Bu arada yengeye şaka amaçlı bazı zorluklar çıkarılır Hazırlanan gelin odadan çıkarılırken, yakın bir kimsesi tarafından kapı tutularak bahşiş alınır Bu arada sağdıç tarafından orada bulunanların üzerine şeker, bozuk para vb atılır Vedalaşmadan sonra gelin, oğlan yengesi ve kız yengesinin arasında olmak üzere, atlara ya da arabalara binilerek erkek tarafına doğru yola çıkılır Bu sırada makar kapının önüne toplanmıştır ve davul-zurna "gelin ağlatma" adı verilen havayı çalmaktadır Kız anası ve yakınları bu yanık havayı dinleyince kendilerini tutamaz, ağlamaya başlarlar |
Artvin Gelenek Ve Görenekleri |
08-02-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Artvin Gelenek Ve GörenekleriGelin köyden çıkarılırken genellikle delikanlılar gelin alayının önüne çeper veya ip gererek sağdıçtan bahşiş alırlar Yine gelin alayının önünde güreş tutularak bahşiş alınır Bu bahşiş "koç parası" adı ile köyün delikanlılarına verilir Yol boyunca makar istedikleri yerde durup eğlence yaparak ilerlerler Makar oğlan evine yaklaştığında delikanlılar oğlan evine müjdeyi götürmek için at yarışı düzenlerler Buna "papaga gitme" denir Delikanlılar "papağı almak" için çatlatırcasına at koşturur Atı altında çatlayan delikanlının adı yıllarca söylenir Papağı kazanan delikanlının atının boynuna "vala" denilen üçgen şeklindeki renkli acem kuşağı bağlanır Delikanlıya da yağda kızarmış tavuk budu ikram edilir Yarışçılar geri dönüp tekrar makara karışırlar Gelin oğlan evinin kapısına geldiğinde sağdıçtan ve oğlan babasından geline damızlık hayvan bağışlaması istenir Atın üzerinden eğilerek bir eliyle kendine hediye edilen koçu kaldırıp kucağına alan gelinin adı yıllarca dillerden düşmez Ayrıca gelinin ayağının altında kurban kesilir ya da kan çıkacak şekilde yalnızca hayvanın kulağı kesilir Gelinin sağ başparmağını bu kurbanın kanına bulayarak alnının ortasına sürerler Böyle olursa kocasının yiğit olacağına inanılır Gelin eşiğine getirilir Kaynata evine tatlılıkla girsin diye avucuna bal sürülür, yarısını kendisi yer, diğer yarısını da üst eşiğe sürer Bu arada ayağının ökçesini hızla vurarak ters çevrilmiş bir porselen tabağı kırar O anda damat dama veya balkona çıkıp havaya silah atar veya bozuk para ve şeker serper Fişek ilk tetikte patlamazsa uğursuzluk sayılır Böylece sağdıç ve yengelerin arasında damat ve gelin içeri girerler Erkekler ve kadınlar ayrı ayrı meclislerde eğlenirler, yemekler yenilirken köyün delikanlıları erkek davetlilere, kızları ve gelinleri de bayan davetlilere hizmet ederler Akşam olunca dini nikah yapılarak gelin-güvey gerdeğe verilir Sabah olunca makar toplanır Sabah kahvaltısı edildikten sonra, geline makar tarafından verilen bahşiş toplanır Bahşişe karşılık makara çeyiz dağıtılır (çorap, seccade gibi) Kadın meclisinde ya da açık havada sağdıç tarafından gelinin yüzü açılır Bu arada oğlan ve kızın yakınların tarafından yeni çiftlere para ve çeşitli takılar sunulur Bundan sonra yine eğlenceye devam edilir Eğlence faslı bittikten sonra genç çiftler ve yakınları tebrik edilerek düğün sona erer Bazen düğün bir gün sürecekse makar gerdek gecesinden önce hediyesini takdim eder, gelin de çeyizinden aynı gün veya daha sonraki günlerde makara hediye gönderir Artvin ve çevresinde evliliğe sadakat yüksektir ve boşanmalara çok az rastlanır Düğünden bir süre sonra gelinle damat birlikte kız tarafına giderek büyüklerin elini öperler ve akrabaları ziyaret ederler Buna "Enişteliğe gitmek" denir Eniştelikte damadı çeşitli şakalar ve ikramlar beklemektedir Enişte kelimesi de damat kelimesi yerine kullanılmakta, eniştenin ismi verilmeden çoğu zaman "enişte" olarak hitap edilmektedir EĞLENCELER Harfanalar: Artvin ve çevresinde uzun kış gecelerinde yapılan latifeli, eğlenceli, türkülü eğlencelerdir Daha çok kış günlerinde, mutlu bir olaydan sonra, mahalleye ya da köye samimi bir misafir geldiği zaman veya bunlara benzer bir durumda daha çok gençler anlaşarak birinin evinde toplanırlar Ya evlerinden getirmek suretiyle ya da topluca bir yerden alıp masrafını böl üşme k suretiyle yiyecek maddeleri sağlarlar Bazen kebap, döner yapmak, üzere koyun" da alabilirler Toplantı evinde kendileri keser, yapar, pişirir ve servis yaparlar Birlikte yer, içer ve bol bol eğlenirler Şarkılar, türküler, fıkralar söylenir, anılar anlatılır, güncel konular tartışılır, varsa müzik çalınır, oyunlar oynanır, taklitler yapılır Böylece çok samimi ve coşkulu eğlenceler sürer gider Buna benzer toplu eğlenceler yaz aylarında kırlara, yaylalara gidilerek yapılır Geçmiş yıllarda daha sık yapılan bu harfanalar, son yıllarda gençlerin köylerde bulunamaması nedeniyle azalmıştır Aşık atışmaları: Aşıklar (saz şairleri) özellikle kış aylarında köy köy dolaşarak geceleri eğlenceye dönüştürürlerdi Genellikle köyün ileri geleninin evinde konuk olurlar ve atışmalarını buralarda yaparlardı Aşıklar ya karşılıklı deyişler söyleyerek ya da bazen bir aşık tek başına hem deyiş diyerek hem de hikayeler anlatarak seyrini sürdürürdü Deve oynatma: Seyirlik oyunlardan biri ve en meşhurudur Köyün gençleri ve gün görmüş bu işleri iyi bilen genç/yaşlı liderleriyle beraber deve oynatma oyununu sunarlardıTamamen doğaçlamaya dayalı ancak içinde sabit figürlerin bulunduğu bir oyun türüdür Deve, iki kişi tarafından temsil edilir, üzerlerine giyilen kostümlerle canlandırılırdı Deve, kokmuş ve şişman bu oyunun vazgeçilmez figürleridir Bunlardan başka yine oyuna renk katabilecek yeteneği olanlarda da katılırdı Bunlar köy içerisinde kap kapı dolaşarak oyunlarını sergilerler ve bu çabaları karşılığında bahşiş olarak ağartı ve para toplarlardı Bu oyunun en önemli özelliği halkın bir yere toplanarak sunulmaması, aksine kapı kapı dolaşılarak her eve ayrı ayrı sunulmasıdır Oyunu sergileyenler köylüleri tanıdıkları için de oyunlarını ve şakalarını ev sahibinin sosyal/ruhi durumuna göre davranırlardı Oyunlar evin içinde değil hemen giriş kapısı önünde ya da bahçede sergilenirdi EL SANATLARI Bir orman yurdu olan Artvin'de ahşap işlemeciliği de çok gelişmiştir Yörede ahşap mimari tarımsal hayat ve günlük işlerde kullanılan araç gereçler de ahşaptır Yörede şal dokumacılığı başta olmak üzere ehram halı ve kilim dokumacılığı yapılmaktadır YÖRE MUTFAĞI Artvin yöresinde Türk halk kültürü içindeki mutfak geleneği bütün renkleriyle yaşamaktadır Çorbalar: püşürük, çılbır, pancar, çinçar ve lor çorbası yöresel özelliktedir Süt ve süt ürünlerinde yapılan yemekler: ağartı denilen süt ürünlerinde yapılan kuymak başta gelmektedir Sebzelerden ve kır otlarından yapılan yemekler: Artvin her çeşit sebze ve kır otlarının yetiştiği bir yöredir Bu çeşitlilik yöre yemeklerine de yansımıştır: dağ pancarı, kuş yemeği, kımı, yabani semiz otu Hamur işleri: Kete en meşhur hamur işlerinden biridir, pekmezli, ceviz içli, mısır içli, peynirli, kavurmalı gibi çeşitleri mevcuttur Ayrıca katmer, erişte, ev makarnası, hınkal, çerkebaz, bişi, lokum, poğaça, çadı da vardır Et ve et yemekleri: kebaplar ve kavurmaların yanında ağaç şişlerde yapılan kebaplar, dönerler yöreye mahsus yemeklerdendir Tatlılar: hasuta, kaysefe, zurbiyet, ballı lokum ve laz böreği başlıcalarıdır NELERİ İLE ÜNLÜ Boğa Güreşleri, Barhal Kilisesi, Sarp Sınır Kapısı, Çoruh Nehri, Karagöl - Sahara ve Hatilla Vadisi Milli Parkları İL İSMİ NEREDEN GELİYOR İskitler tarafından kuruldu Artvin sözü iskitçe'dir |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|