Ebû Müslim Havlânî

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ebû Müslim Havlânî




EBÛ MÜSLİM HAVLÂNÎ

Evliyânın meşhurlarından ve Tâbiînin büyüklerinden İsmi Abdullah bin Sevb'dir Doğum târihi bilinmemektedir 681 (H62) senesinde Şam'da vefât etti Kabri Şam'da olup, ziyâret mahallidir Peygamber efendimiz hayatta iken müslüman oldu Resûlullah'ı sallallahü aleyhi ve sellem görmek için Medîne'ye gitmek üzere yola çıkmıştı Yolda iken Peygamber efendimizin vefât ettiğini haber aldı Bunun üzerine yoldan geri döndü Daha sonra hazret-i Ebû Bekr'in halîfeliği sırasında Medîne'ye gitti

Ömer bin Hattâb, Muaz bin Cebel, Ebû Ubeyde bin Cerrah, Ubâde bin Sâmit, Ebû Zer ve diğer tanınmış sahâbîlerden hadîs-i şerîf rivâyet etti Ebû İdrîs Havlânî, Şurahbil bin Müslim Havlânî, Atiyye bin Kays gibi zâtlar da ondan hadîs-i şerîf bildirmişlerdir Hadîs sâhasında güvenilir bir zât olarak bilinir Kendisine; "Bu ümmetin hâkimi" denilmiştir

Zühd konusunda emsâli az görülen kimselerdendi Dünyâ işlerinden ancak zarûret mikdârı konuşurdu Alkama bin Mersed demiştir ki: "Zühd, dünyâya düşkün olmamak olup, bu da Tâbiînden sekiz kişi ile sona erdi Bunlardan biri de Ebû Müslim Havlânî'ydi Çünkü o hangi mecliste oturup konuşsa sözü dünyâ ile ilgili şeylerden çevirir, böyle şeylerin konuşulmasına mâni olurdu Bir gün mescide girmişti Orada bir cemâat, işlerinden, kölelerinden bahsederek konuşuyorlardı Onlara dikkatle bakıp; "Sübhânallah! Biliyor musunuz siz şu hâlinizle neye benziyorsunuz? Şiddetli yağmura tutulup sığınacak yer arayan bir kimseye benziyorsunuz Aranırken bir de bakıyor ki önüne iki kanatlı büyük bir kapı çıkıyor Kapıyı açıp yağmur kesilinceye kadar durmak için içeri giriyor Bir de bakıyor ki girdiği evin tavanı yok! Üstü açık! Sizin yanınıza oturdum ve istiyorum ki Allahü teâlânın zikri ile ve hayırlı şeylerle meşgul olasınız Yoksa siz dünyâ ehli, dünyâya düşkün kimseler olursunuz!" dedi

Ebû Müslim Havlânî hazretleri her ânı değerlendirir, devamlı ibâdet, tâat ile meşgul olurdu Yaşı ilerleyip vücûdu zayıf düştüğünde; "Yaptığınız tâatlardan birazını azaltsanız" dediler Bunu söyleyenlere; "Siz bir atı yarış için gönderseniz, yarışı tamamlayıp hedefe ulaşmadan atın sürücüsüne, buna yumuşak davran ve kendi hâline bırak demezsiniz değil mi?" dedi "Evet" dediler İşte ben de hedefi gördüm Fakat henüz geçemedim Her vaktin bir gâyesi vardır O vakit geçince bir şey hâsıl olur Bütün vakitlerin hedefi ise ölümdür Bütün zaman geçer, sonunda ölüm gelir" diye cevap verdi

Bir defasında da iki kişi ziyâret edip, sohbetinde bulunmak için evine gitmişlerdi Evde olmadığını öğrenince mesciddedir diye mescide gittiler Oradaydı ve namaz kılıyordu Bitirmesini beklediler Uzun müddet namazdan ayrılmadı Bunun üzerine seslenip; "Efendim arkanızda oturup sizi beklemekteyiz" dediler Namazını bitirip onlara döndü ve bu arzunuzu bilseydim, ben sizin yanınıza gelirdim Sizi beklettim Fakat yeminle söylüyorum ki çok secde etmek, çok namaz kılmak kıyâmet günü için elbette hayırlıdır" dedi

Gayr-i müslimler ile yapılan savaşlara katılır, cihâd ederdi Öyle bir zâtın İslâm askeri arasında bulunması asker için bambaşka bir moral ve gayrete getirici sebeb olurdu Çünkü duâsıyla, davranışlarıyla, nasîhatlarıyla ve kerâmetleriyle ordu için bir nîmet olurdu Bir defâsında Rum diyârında cihâd etmekte idiler Ordunun önüne derin bir nehir çıktı Ebû Müslim Havlânî hazretleri öne geçip; "Bismillâhirrahmânirrahîm" diyerek; "Geçiniz" dedi Kendisi önden gitti, ordu da peşinden yürüdü Nehrin suyu atların sırtlarına kadar yükseliyordu Geçtikten sonra; "Bir şeyini düşüren oldu mu?" diye sordu ve; "Bir şeyini düşüren olduysa, onu bulmaya kefilim"dedi Bir asker; "Benim torbam düştü" dedi Ona; "Beni takib et" deyip nehre daldı Torbayı nehrin suları arasından eliyle koymuş gibi bulup çıkararak askere verdi

Bir defâsında hanımı; "Evde un kalmadı" deyince, hanımına hiç para var mı? dedi Hanımı bir dirhem var deyince; "Ver, bir de torba getir" diyerek bunları alıp pazara gitti Yiyecek satan bir satıcıya yaklaştı O sırada bir dilenci; "Ey Müslim bana bir sadaka ver" dedi Yanında bir dirhemden başka bir şey olmadığından, oradan uzaklaşıp bir dükkana gitti Fakat dilenci onu takib ediyordu Gene sadaka istedi Oradan da uzaklaşıp başka bir dükkana gitti Dilenci peşini bırakmadı En sonunda cebindeki tek dirhemi çıkarıp dilenciye verdi Sonra bir marangoz dükkanına gidip atılmış ve toprakla karışmış talaşları yarı topraklı halde torbasına doldurdu Eve gidip kapıyı çaldı Hanımı kapıyı açınca içi talaş ve toprak dolu torbayı bırakıp dönüp gitti Hanımı un geldi diye sevinerek torbayı aldı Biraz sonra da ekmek yapmak için çuvalı açtı Baktı çuvalın içi hâlis unla dolu Bir mikdar alıp hamur yoğurdu ve ekmek pişirdi Ebû Müslim Havlânî hazretleri gece geç vakit eve döndü Hanımı sevinçli ve memnun bir hâlde karşıladı Sonra da sofra hazırladı Nefis çörekler getirdi "Bunları nereden buldun?" diye sordu "Efendim bugün getirdiğiniz undan yaptım" deyince, Allahü teâlâya hamdederek hem yedi hem ağladı Allahü teâlâ, onun kırık kalple evine getirip bıraktığı torba içindeki toprak ve talaşı una çevirmişti

Bir hizmetçisi vardı Ebû Müslim Havlânî'yi sevmez, düşmanlık beslerdi Bu sebeple onu zehirlemek için içeceklerine zehir katmıştı Ancak gözü önünde içtiği halde hiç tesir etmedi Tekrâr tekrâr içtiği halde zehirlenmediğini görerek bir gün; "Uzun zamandan beri seni zehirlemek istedim Zehir tesir etmedi" dedi"Niçin bunu yapmak istedin" deyince; "Çünkü sen ihtiyarladın" dedi Hizmetçiye; "Ben her ne zaman bir şey yemeye veya içmeye başlasam, Bismillâhirrahmânirrahîm derim" dedi ve sonra o hizmetçiyi serbest bıraktı

Osman bin Ebû Atîke şöyle anlatmıştır: Rum diyârında gazâda idik Komutanımız bir yere bir bölük asker gönderdi Dönecekleri zamânı da belirlemişti Belirtilen vakit geldiği hâlde gönderilen birlik dönmemişti Bu sırada Ebû Müslim Havlânî namaz kılmak için mızrağını önüne sütre olarak dikti Bir kuş gelip mızrağa kondu ve dile gelip; "Müfreze, askerî birlik selâmettedir Zafer kazanıp, ganîmet aldı Falan gün, falan saatte size gelecektir" dedi Ebû Müslim Havlânî, dile gelip konuşan kuşa "Allahü teâlânın rahmeti senin üzerine olsun, kimsin?" dedi Kuş; "Ben müminlerin kalplerinden üzüntüyü gideren bir kuşum" dedi Ebû Müslim, bu haberi komutana ulaştırdı Böylece komutan merakla beklediği asker hakkında haber almış oldu

Ebû Müslim Havlânî sözleriyle ve yaşayışı ile insanlar için üstün örnek bir zâttı Bir sohbetinde huzûrunda bulunanlara; "Ne dersiniz ben bir kimseye ikram ettiğim, istediğini verdiğim halde o yarın Allahü teâlânın indinde beni kötüler Fakat ben o kimseye zorluk göstersem, iş yaptırsam, sıkıntıya soksam yarın o Allahü teâlâ indinde beni metheder, över, benden memnun olduğunu söyler" dedi Dinleyenler şaşarak bu kimdir? diye sorduklarında; "Vallahi o benim nefsimdir" diye cevap verdi

Harâbe yerleri görünce, başında durup; "Ey harâbe senin sâhibin, senin üzerinde yaşayanlar nerede?" "Onlar ölüp gitti Sadece amelleri, yaptıkları işler kaldı Her türlü istekler arzu ve hevesler bitti Hatâlar, günahlar kaldı Ey insanoğlu! Hatâyı, günahı terketmek, tövbe etmekten ve af dilemekten daha kolaydır " derdi

Derdi ki: "Benim en güzel şekilde yetişip büyüyen çok tatlı bir evlâdım olsa ve en tatlı zamânında vefât etse benden alınsa, bu Allahü teâlânın takdîri ile olduğu için buna râzı olmak bana dünyâdan ve dünyâdaki şeylerden daha hayırlıdır"

Ceylanlar, Ebû Müslim Havlânî hazretlerine uğrar, çocuklar da ona, ne olur, Allahü teâlâya duâ et de ceylan bize duruversin, ona elimizle dokunalım, sevelim diye, ondan istirhamda bulunurlardı O da Allahü teâlâya yalvarır, çocuklar, ceylanlar duruverdiği için dokunup, severlerdi Yine çocuklar yanına gelip; "Efendim duâ ediniz de kuşlar bize yaklaşsın tutup oynayalım" derlerdi Duâ edince kuşlar çocuklara yaklaşır, çocuklar tutup oynarlardı

Muhammed bin Şuayb, bir zâttan şöyle bildirir: Humus'tan çıkıp, Şam'a doğru gidiyorduk Gece sonunda, Humus'tan dört mil ötede Umeyr denen yere uğradık, orada bulunan kilise papazı bizim geldiğimizi duyunca, yanımıza geldi "Siz kimsiniz?" dedi "Şamlıyız" dedik "Siz, Ebû Müslim Havlânî'yi tanıyor musunuz?" diye sordu "Evet" dedik "Ona gidince, selâmımı söyleyin Kendisini kitaplardan Îsâ'nın (aleyhisselâm) yakın dostu diye gördüğümü söyleyin Fakat göreceksiniz onu hayatta bulamayacaksınız" dedi Gerçekten Guta denilen yere vardığımızda onun ölüm haberi geldi

Ebû Müslim hazretleri buyurdu ki: "Bu ümmeti üç kısım buldum Birincisi,Cennet'e hesapsız girerler İkinci kısmı, azıcık sorguya çekilir, ondan sonra Cennet'e girerler Üçüncü sınıf ise biraz azap görüp, ondan sonra Cennet'e girerler Ben, birinci kısımda olanlardan olmak isterim Onlardan olamazsam, az bir hesaba çekilenlerden, onlardan da olamazsam, biraz azab görüp,Cennet'e girenlerden olmak isterim"

"Alçak ve düşük kimseler kibirlenir Böyle kimseler övünür Hatâ ve haksızlıkta ısrar edenler de bunlardır"

Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden biri şöyledir:

"Gadap (kızgınlık) şeytandandır Şeytan ise ateştendir Su ateşi söndürür Sizden birisi kızdığı zaman abdest alsın"

Buyurdu ki:

"Eğer Cennet'i ve Cehennem'i gözümle görseydim, şimdiki yaptıklarıma ilâve edeceğim bir şey olmazdı Çünkü, ben sanki her ikisini görmüş gibi hareket ediyorum"

"İyiliğin sevâbından daha güzel bir şey yoktur İyilik yapmaya gücü yeten herkeste iyilik yapma niyeti bulunmaz Bir kimsede hem iyilik yapma gücü hem de niyeti varsa, saâdet hâsıl olur Kalplere en çok tesir eden şey iyiliktir Ciğerleri serinleten iyilik, beklenen ve vâd edilip geciktirilmeden yapılan iyiliktir"

ATEŞ ALEVLENİNCE

Ebû Müslim hazretleri, aslen Yemenli olup sonradan Medîne'ye gelmiştir Yemen'de yalancı peygamberlerden Esvedi Ansî, Ebû Müslim Havlânî'yi sorguya çekip hazret-i Muhammed'in peygamber olduğuna inanır mısın?" dedi "Evet" deyince; "Benim peygamber olduğuma inanır mısın?" diye sordu Onun yalancı peygamber olduğunu belirtmek için; "İşitmedim" cevâbını verdi Bu soruyu birkaç defâ tekrarladı aynı cevâbı aldı Bunun üzerine ona çok kızan Esvedi Ansî onu öldürmeye karar verdi Büyük bir ateş yakılmasını emretti Büyük bir ateş yaktılar ve ateş iyice alevlenip kızarınca, Ebû Müslim Havlânî'yi içine atmalarını söyledi Attılar fakat kendisini ateş yakmadı Bu hâline şaşırıp kaldılar Sonra da Esvedi Ansî'ye; "Bunu memleketinde bırakma, memleketini karıştırır" dediler Bunun üzerine onu Yemen'den çıkardılar O da Medîne'ye gitti Medîne'ye vardığı sırada hazret-i Ebû Bekr halîfe idi Hazret-i Ömer onu görünce nereli olduğunu sordu Yemen'den geldiğini öğrenince; "Allahü teâlânın düşmanı Esvedi Ansî ateşe atıp da ateşin yakmadığı Müslim kardeşimiz ne hâldedir?" diye sordu O kimsenin kendisi olduğunu söyleyince, iyice anladıktan sonra onun alnından öptü Sonra hazret-i Ebû Bekr'in huzûruna götürdü ve; "Allahü teâlâya hamd olsun ki ölmeden önce Muhammed aleyhisselâmın ümmetinden İbrâhim aleyhisselâma yapılan muâmele gibi muâmele edilen birini görmeyi nasîb etti" dedi

NİÇİN ORUÇ TUTUYORMUŞ?

Ebû Bekr bin Ebî Meryem, Atiyye bin Kays'dan naklen şöyle anlatmıştır: "Şam'dan bir grup insan Ebû Müslim Havlânî hazretlerini ziyârete gitmişlerdi O sırada Rum diyârında bir gazâya katılmıştı Arayıp buldular Bir çadır içinde idi Yere deri bir yaygı sermiş, bir köşeye de su koymuştu ve oruçlu idi Oruçlu olduğunun farkına vardıklarında; "Kendine neden bu kadar sıkıntı veriyorsun? Sefer halinde oruç tutmayabilirsiniz, buna izin verilmiştir" dediler "Eğer fiilen savaş başlarsa tutmuyorum ki, güçlü kuvvetli bir halde cihâd edeyim Savaş yapılmıyorsa tutuyorum Bilmez misiniz iyice beslenip semizleşen at savaş sırasında hedeflere iyi koşamaz Ancak fazla yağlı olmazsa çevik koşabilir Önünüzde ibâdet ve hayırlı işler yapabileceğimiz belirli günler, kısa bir zaman var" diye cevap verdi

KAPANAN GÖZLER

Ebû Müslim hazretleri, mescidden evine döndüğü zaman evine yaklaşınca; "Allahü ekber" diyerek geldiğini haber verirdi İçerden hanımı da aynı şekilde söylerdi Kapıya kadar ve kapı önünde olmak üzere üç defâ böyle söyler ve cevap alırdı İçeri girince hanımı karşılar paltosunu ve ayakkabılarını alır, sonra da sofra hazırlardı Bir gün gene aynı şekilde tekbir getirerek evinin kapısına geldi Fakat içerden hiç cevap gelmedi İçeri girince hanımı karşılamadı Lamba yakılmamıştı Hanımı suratı asık bir hâlde bir köşeye oturmuştu "Sana ne oldu ki böyle üzgün bir haldesin?" deyince, hanımı; "Sen halîfe hazret-i Muâviye tarafından sevilen sayılan birisisin Halbuki bizim bir hizmetçimiz yok! Eğer ondan istesen sana bir hizmetçi verir" dedi Bunun üzerine üzülüp; "Allah'ım hanımın fikrini kim karıştırdı ise, gözlerini kör et" dedi O gün hanımının yanına bir kadın gelmişti ve ona; "Senin kocan halîfe tarafından sevilen birisidir Kocana söylesen sizin için halîfeden bir hizmetçi ister o da verir ve rahat edersiniz" demişti Bu sözleri söyleyip giden kadın o gece evinde otururken âniden lambayı neden söndürdünüz? dedi Yanında bulunanlar; "Hayır söndürmedik Lamba yanıyor" dediler Kadın gözlerinin âmâ olduğunun farkına vardı O gün Ebû Müslim Havlânî hazretlerinin hanımının kafasını karıştırdığını bu sebeple o mübârek zâtı üzdüğünü anladı Hatâsını anlar anlamaz Ebû Müslim Havlânî hazretlerinin kapısına gitti Ağlayarak özür diledi ve gözlerinin açılması için duâ etmesini yalvararak istedi Özrünü kabul edip affetti ve gözlerinin yeniden görmesi için duâ etti O anda kadının gözleri görmeye başladı

1) Hilyet-ül-Evliyâ; c2, s122
2) Tabakât-ül-Kübrâ; c1, s29
3) Tehzîb-üt-Tehzîb; c12, s235
4) Sıfat-üs-Safve; c4, s176
5) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c2, s103
6) Nevâdir-ül-Âlem; s41
7) Müsâmerât-ül-Ahyâr; c2, s239
8) İslâm ÂlimleriAnsiklopedisi; c1, s281

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.