Mâlik Bin Dînâr Hazretleri

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mâlik Bin Dînâr Hazretleri




Mâlik bin Dînâr hazretleri evliyânın büyüklerindendir 748 (H131) târihinde Basra’da vefât etti Ömrünü Basra’da geçirdi Güzel halleri ve çok kerâmetleri görüldü Nefsini hesâba çeker, bir an onu boş bırakmazdı

BÜTÜN MALINI TALEBELERE VERDİ

Bu mübarek zat, gençliğinde mal mülk sâhibi bir zengin yiğitti Hasan-ı Basrî hazretlerine talebe olunca, bütün mallarını ve parasını, fakir talebelere harcadı Kalbinden Allahü teâlânın aşkından başka her şeyin sevgisini çıkardı Basra’nın kuru veya yaş hurmasından yemezdi Hurma mevsimi geçince; “Ey Basralılar! Benim hâlimi görüyorsunuz Hurma yememekle bir şeyim eksilmedi Sizin de hurma yemekle bir şeyiniz artmış değil” buyurarak nefsini, ibâdeti özler ve yapar hâle getirdi

Hikmetli sözleri çoktur Buyurdu ki:

“Kulun lüzumsuz ve boş sözlerle vakit geçirmesi, kalbi karartır, bedeni zayıflatır, geçim sebeplerini de zorlaştırır

“Bahar yağmurları yeryüzünü yeşillendirdiği gibi, Kur’ân-ı kerîm de kalbin yağmurudur ve onu canlandırır

Basra vâlisi bir gün Mâlik bin Dînâr’a; “Ey Mâlik, bize bu kadar ağır konuşabilmen için sana cesâret veren ve bizi karşı koymaktan âciz bırakan şey nedir biliyor musun?” diye sorduktan sonra cevabı kendisi verir: “Çünkü sen, dünyâya hiç kıymet, değer vermiyor ve bizden bir şey beklemiyorsun!

Mâlik bin Dînâr hazretlerinin yanına bir köpek gelip oturduğu zaman ona bir şey yapmaz ve uzaklaştırmazdı “Onu neden kovalamazsın?” dediklerinde; “Bu köpek, kötü arkadaştan daha iyidir; kişinin iyi insanları yanında bulup da doğru yola gitmemesi, kötülük olarak kendisine yetişir” buyurdu


BİR HASTAYI ZİYARETE GİDER

Mâlik bin Dînâr hazretleri bir gün hasta ziyâretine gider Orada şahit olduklarını şöyle anlatır:

“Hastanın hâlinden, son anlarını yaşadığı anlaşılıyordu Kendisine Kelime-i şehâdeti telkin etmek (söyletmek) için uğraştım Fakat ne kadar uğraştımsa söylettiremedim O durmadan ‘on, on bir’ diyordu Sonra kendisine gelip bana; ‘Ey üstâdım! Önümde ateşten bir dağ var! Ne zaman şehâdet kelimesini söylemeye çalışsam, bu ateş bana hücûm ediyor’ dedi Bunun üzerine mesleğini sorduğumda; malını ribâya veren, fâiz yiyen, ölçü ve tartıda hîle yapan biri olduğunu anladım





Alıntı Yaparak Cevapla

Mâlik Bin Dînâr Hazretleri

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mâlik Bin Dînâr Hazretleri




Mâlik bin Dînâr hazretleri, evliyânın büyüklerindendir Künyesi Ebû Yahyâ, lakabı Zeynüddîn’dir Benî Süleym kabîlesindendir Basra’da doğdu Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir 748 (H131) târihinde Basra’da vefât etti HASAN-I BASRİ’YE TALEBE OLDU
Mâlik bin Dînâr, gençliğinde mal mülk sâhibi bir zengin yiğitti Hasan-ı Basrî hazretlerine talebe olunca, bütün mallarını ve parasını, fakir talebelere harcadı Kalbinden Allahü teâlânın aşkından başka her şeyin sevgisini çıkardı
Bir gün kendisine; “Dünyâda en güzel kazanç nedir?” dediler Cevap olarak; “Şu üç şey dünyâda en güzel kazançtır 1) Allahü teâlânın sevgili kullarının sohbetinde bulunmak ve din kardeşleri ile sohbet etmek, 2) Geceleri teheccüd namazı kılmak ve doya doya Kur’ân-ı kerîm okumak, 3) Allahü teâlâyı hiç unutmayıp, O’nu zikretmek, anmak” buyurdu
Yine bir gün; “Kimin gözü ve gönlü, şu fânî hayattan ebedî hayat için iyi bir ders almamış ise, onun kalbi perdeli ve ameli azdır” buyurdu
Mâlik bin Dînâr hazretleri bir hâtırasını şöyle anlatır:
“Bir gün toprakla oynayıp bâzan gülen bâzan ağlayan bir çocuğa rastladım Önce çocuğa selâm vermek istedim Fakat kibirden selâm vermedim Hemen nefsime; ‘Ey nefis! Peygamber efendimiz büyüklere de küçüklere de selâm verirdi’ diyerek çocuğa selâm verdim Çocuk;
-Ve aleyküm selâm, ey Mâlik bin Dînâr! diye cevap verdi Hayret içinde kalarak çocuğa;
-Sen beni hiç görmediğin halde nasıl tanıdın? diye sordum Çocuk;
-Ruhlar âleminde benim rûhumla senin rûhun karşılaştı Orada bizi Allahü teâlâ karşılaştırdı, dedi Çocuğa;
-Akıl ile nefs arasında ne fark var? diye sorunca, çocuk;
-Nefsin seni selâmdan men etti Aklın ise seni selâm vermeye teşvik etti, diye cevap verdi
-Sen neden toprakla oynuyorsun? diye sordum Çocuk;
-Topraktan yaratıldık, yine toprağa karışacağız, dedi Ben yine;
-Seni bâzan ağlarken, bâzan gülerken görüyorum Sebebi nedir? diye sordum;
-Rabbimin azâb edeceğini hatırladığım zaman ağlıyorum Rahmetini hatırladığım zamansa tebessüm ediyorum, dedi
-Ey oğul! Senin hangi günâhın var ki ağlıyorsun? diye sorunca, çocuk;
-Ey Mâlik! Böyle söyleme Zîrâ ben, anam ateş yakarken, küçük odun olmadan, büyüklerin tutuşmadığını gördüm, diye cevap verdi
Bunları söyledikten sonra “Allah” diye feryad edip ruhunu oracıkta teslim etti



Alıntı Yaparak Cevapla

Mâlik Bin Dînâr Hazretleri

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mâlik Bin Dînâr Hazretleri






Büyük velî Mâlik bin Dînar hazretleri sekizinci asırda (hicrî ikinci asır) Basrada yaşamıştır Hikmetli sözleri çoktur Buyurdu ki:

“Din bakımından faydalanmadığın kimse ile dostluğu terk et Amellerin en güzeli ihlâsla yapılan ameldir

“Bahar yağmurları yeryüzünü yeşillendirdiği gibi, Kur’ân-ı kerîm de kalbin yağmurudur ve onu canlandırır

“Üç şey gönlü öldürür: Çok yemek, çok uyumak, çok konuşmak KARGA İLE GÜVERCİNİN DOSTLUĞU!

“İki şahıstan birinde diğerindeki bir özellik bulunmadıkça anlaşamazlar İnsan şekilleri de kuş cinslerine benzer Kuşların iki çeşidi arasında bir ilgi, münasebet olmadıkça uyuşamazlar” Böyle söyleyen Mâlik Hazretleri, günün birinde bir kargayla bir güvercinin dost olduğunu gördü Aralarında bir benzerlik bulunmayan bu iki cinsin nasıl uyuştuklarına hayret etti! Bir de ne görsün, ikisi de topalmış! O zaman anladı ki, bu sebeple uyuşmuşlar Bunun içindir ki âlimler şöyle demiş: “Her insan kendi benzeriyle anlaşır Aralarında benzerlik bulunmayan iki kişi bir müddet arkadaşlık yapsalar, çok sürmeden ayrılmaları kaçınılmazdır

Hırsızın biri Mâlik bin Dînar hazretlerinin evine girmiş, fakat çalacak bir şey bulamamıştı Dışarı çıkmaya hazırlanırken, onu gözetleyen Mâlik Hazretleri yaklaşıp selam verdi:

“Eline dünyalık bir şey geçmedi; ahiretten bir şey kazanmak ister misin” dedi Hırsız, bu teklife evet dedi O da abdest alıp namaz kılmasını söyledi Hırsız sabaha kadar öyle yaptı Mâlik Hazretleri sabahleyin hırsızla birlikte mescide gitti Arkadaşları bu yabancının kim olduğunu sordular Mâlik bin Dînar dedi ki:

“Bu şahıs bizden bir şeyler çalmak için gelmişti de, biz onu çalıverdik!”


TÖVBEKÂR OLAN KOMŞU

Bir gün şöyle anlattı:

Kötü şeyler yapan bir komşum vardı Komşular onun halinden eziyet çekiyordu Ona “Bu mahalleden çık!” dedik Adam da: “Ben kendi evimde duruyorum, buradan çıkmam!” dedi “Seni sultana şikâyet ederiz” dedik “Ben onun adamlarındanım” dedi “Sana beddua ederiz” dedik, “Allah bana sizden daha merhametlidir” deyiverdi Adamın bu tavrı beni kızdırdı Gece olunca ona bedduada bulundum Fakat sabah olunca ağlayarak ve tövbekâr olarak yanıma geldi Sonra bizden ayrılıp gitti Nice zaman sonra onu Mescid-i Haram’da hasta ve yüzüstü kapanmış vaziyette görebildik Devamlı tövbe ediyordu Fazla gecikmeden de öldü






Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.