Prof. Dr. Sinsi
|
Devlet Başkanı Hz. Ömer'in Örnek Kişiliğin Gerçekl
Devlet başkanı Hz Ömer'in Örnek Kişiliğin Gerçekleştirdiği Sonuçlar
İyi örnek olma mahkûmlara ne kadar hayır ve bereket getiriyorsa, sahibine yani hâkime de o nisbette zorlukların kaynağı olur Ömer (r a ), insan olarak katılığının ve sertliğinin cezasını hem kendi nefsine hem de ehline tattırmış ve bunu itiraf etmişti Mü'minlerin annesi Aişe (r a )'dan kızkardeşi Ümmü Gülsüm'ü istediği zaman Ümmü Gülsüm onu reddetmişti Aişe onu azarlayarak kendisine şöyle demişti [56]
“Sen mü'minlerin emirini istemiyor musun?” Ümmü Gülsüm şu cevabı verdi:
“Evet, o katı bir insandır, kadınlara karşı da serttir ”
Ömer (r a ) ölüm döşeğindeyken Mugire b Şu'be oğlu Abdullah'ı halife seçmesi için kendisine nasihatta bulunmuştu Ömer ona şu cevabı vermişti:
“Allah canını alsın! Vallahi ben Allah'tan bunu dilemedim Sizin işlerinize ihtiyacım yok Evimin ehlinden herhangi birine bunu istemiyorum Nefsimi sıkıntıya ve kedere sokup ehlimi de (güzel şeylerden) mahrum ettim Şayet kifaf olarak ne günahkâr ne de ecir sahibi olarak kurtulduysam ben mutluyum ”
İyi örnek olma hali halifeyi bizzat sıkıntıya sokup yorduğu gibi, ehlini de birtakım nimetlerden mahrum etmişti Lâkin şurası bir gerçek ki, bu iyi olma hali, pahalı fiyatıyla birçok sahada meyvasını vermişti
Ailesiyle ilgili olarak verdiği meyva bunların başında gelir Daha önce de belirttiğimiz gibi, oğlu Abdurrahman, tamamen babasının izindeydi Diğer bir tabirle ikinci bir Ömer'di Diğer bir halife ise Ömer b Abdülaziz'dir Herkes onu Ömer b Hattab'a benzetmektedir Ömer b Abdülaziz, halife Ömer'in torunudur Ömer b Abdülaziz, kısa süren halifeliği esnasında, dedesinin izini takip etmiş, metodunu uygulamış, Müslümanlara örnek olmuştu Hatta bazıları "El Ömereyn", yani iki Ömer sözünden onları kastetmektedirler Katade şöyle rivayet etmektedir:
"Çocuklu annelerin azad edilmesi hakkında sorulduğu zaman şöyle söylendi: El Ömeran ve dönem arasındaki halifeler, (Ömer b Hattab'tan Ömer b Abdülaziz'e kadar olan) halifeler anne olanların azad edilmesine dair hükmettiler "
Burada asıl kastedilen, Ömer b Hattab ile Ömer b Abdülaziz'dir Halbuki Ebu Bekir'le Ömer arasında halife yoktu
İyi örnek olmanın tesirleri Ömer (r a )'in ve ehlinin dışında halkın üzerinde de kendisini göstermişti Çünkü örnek olmak için kastedilen onlardı Örnek olma hali bugün bize ilk bakışta abartılmış gibi görünse de yalnızca örnek olma ancak bunu açıklayabilir Bunlardan bazıları aşağıdadır:
a- Ganimetlerin toplanmasında askerin dürüstlüğü:
"El-Medayin"in fethinden sonra, tarih kitaplarının bu konuda kaydettiklerini takdim etmekle yetineceğiz:
Sa'd b Ebi Vakkas'in Kisra'nın hazinelerinde 3 000 000 000 000 000 x 3 dinar bulduğunu söylediler Yezdicerd'den sonra çıkanlar inci ve cevherlerle işlenmiş Kisra'nın tacını, tamamen ipekle, altın ve cevherlerle işlenmiş olan elbiselerini getirmişlerdi
Ka'ka'a b Amr (r a ), bir İranlıyı kovalamış, sonra yakalayıp öldürmüştü Kendisinden iki çanta almıştı Çantalarda Kisra, Hirakl, Türk hakanları, Numan ve Farsları istilâ eden veya Farsların onları istila ettiği diğer krallara ait kılıçlar ve kalkanlar vardı
İsmet b Halid ed-Dabbi iki sepetle gelmişti Sepetlerin birinde altından bir at vardı Atın eğeri gümüştendi, ağzı ve göğsünün üstü ile gemi yakut ve zümrütle işlenmişti Gümüşten binicisinin başında mücevherlerden bir taç vardı Diğer sepetle ise gümüşten bir deve vardı Üzerindeki gem, karın kuşağı ve çizgiler altındandı Bütün bunlar yakutla işlenmişti Üzerinde ise altından bir adam vardı, başında mücevherlerden bir taç bulunuyordu
Müslümanlar kurşunla mühürlenmiş sepetler buldukları zaman, bunları yemek sanmışlardı Oysa onlar altın ve gümüşten ibaret olan kaplardı Ele geçirilen bütün ganimetler getirilip valiye teslim edilmişti Sa'd (r a ) kendi görüşünü açıklasın Bir asker valiye çok değerli bir şey getirmişti Vali ve yanındakiler dediler ki:
“Yanınızda ne bunun gibi, ne buna eş değer, ne de buna yakın değerde herhangi bir şey görmedik ” Adama "Bundan bir şey aldın mı?" diye sorduklarında asker şu cevabı vermişti:
“Vallahi almadım Allah korkusu olmasaydı bunları zaten size hiç getirmezdim ” Kendisine kim olduklarını sordukları zaman ise şöyle konuştu:
“Size hüviyetimi açıklamayacağım Şayet söylersem o zaman bana hamdedersiniz Ben bunun sevabı için Allah'a hamdederim ”
Sa'd b Ebi Vakkas, bunun ve benzerlerinin sırrını anlayınca söyle söylemişti:
“Vallahi ordu dürüsttür Bedir ehlinin faziletinden daha önce bahsedilmemiş olsaydı, derdim ki, bunlar Bedir ehlinden daha faziletlidirler!”
Bişr b el-Hasasiye (r a ), fey'in beşte biriyle Medine'ye gidip Ömer (r a )'e teslim edince, Ömer (r a ), bu eşyaların çokluğundan, pahalı değerlerinden ve Müslümanların tamamen ve eksiksiz bir şekilde getirmelerinden dolayı dehşete düşmüş, etrafındakileri gözden geçirerek şöyle demişti:
“Bunlar ne kadar dürüst insanlardır!” Ali b Ebi Talib şöyle söylemişti:
“Sen dürüst idin dolayısıyla raiyen de dürüst oldu Eğer lüks içinde yaşasaydın raiyen de lüks ve israf içinde yaşayacaktı ”
Ali b Ebi Talib, bu sözüyle gerçek sebebe, yani Hz Ömer'in tarihte eşi benzeri görülmeyen dürüstlüğüne işaret ediyordu Bütün bu dürüstlük örnekleri ve ibretli tablolar Ömer (r a ) devrinde Arapların girdiği bütün savaşlarda kendini göstermişti
b- Birçok hâkimin (valinin) Ömer (r a )'in küçük bir kopyası gibi olması:
Ömer (r a ) çizdiği yolda kendisini takip ederek örnek olan şahsiyetlerden bazıları:
1- Humus valisi, Said b Amir el-Cumehi Humus halkı da Küfe halkı gibi fazla şikâyetçiydi Ömer (r a )'e bu valiyi şikâyet etmişler, suç olarak da dört şey ileri sürmüşlerdi
A- Güneş yükselinceye kadar halkın arasına çıkmıyor
B- Geceleyin kimseyle ilgilenmiyor
C- Ayda bir gün evinden dışarı çıkmıyor, kimseyi kabul etmiyor,
D- Bazı günlerde baygınlık geçiriyor
Ömer (r a ), durumu araştırınca şu gerçekler ortaya çıkmıştı:
1- Sabah erken dışarı çıkmamasının sebebi, hizmetçisinin olmamasıdır Bu sebeple hamurunu yapar, hamurun ekşimesini bekler Ekşidikten sonra pişirir Ondan sonra ancak dışarıya çıkma imkânı bulur
2- Geceleyin kimseyi kabul etmemesine veya kimse ile ilgilenmemesine gelince, gündüzünü halkın hizmetine, geceyi ise Allah'a ibadet için ayırmıştı
3- Ayda bir gün dışarıya çıkmaması ise şundandı: Elbisesini yıkayacak hizmetçisi yoktu Elbisesini değişmek için başka bir elbisesi de mevcut değildi Bu sebeple anılan günde elbisesini yıkar, kurumasını bekler, ancak ondan sonra dışarı çıkabilirdi
4- Bazı günlerde baygınlık geçirmesinin sebebi şuydu: Hubab el-Ensari'nin Mekke'de şehit edildiğini görmüştü Kureyş onun vücudunu parçalayıp ağacın gövdesine asmış ve kendisine şöyle demişti:
“Senin yerinde Muhammed'in olmasını ister miydin?” O yüce sahabi şu cevabı vermişti:
“Vallahi değil, yerimde olmasını ayağına bir diken batmasını bile istemem ” Bunları söyledikten sonra "Muhammed!" diye haykırmıştı Bugünü hatırladıkça, onun yardımına koşmadığı için Allah'ın bu günahını asla affetmeyeceğini düşündükçe baygınlık geçirmekteydi Ömer (r a ) şöyle dedi:
“Allah'a şükürler olsun ki, ferasetimi başarısızlığa uğratmadı Ve ona işlerini ve durumunu düzeltmesi için bin dinar gönderdi ” Said b Amir ise gönderilen parayı halka dağıttı
Umeyr b Sa'd: Umeyr'den bir senedir hiçbir haber gelmiyordu Bundan dolayı Ömer (r a )'in içini şüphe sarmıştı Kendisine yazdığı mektupta şunları söylüyordu:
“Bu mektubumu alınca hemen gel Beraberinde Müslümanların feyini de getir ”
Mektubu alan Umeyr, sırt çantasını hazırladı, içine tahtadan oyma tabağını ve yiyeceklerini yerleştirdi Asasını eline alarak Humus'tan Medine'ye kadar yürüdü Medine'ye girerken rengi sararmış, toz toprak içinde kalmış ve saçları uzamıştı Bu haliyle Ömer (r a )'in yanına girdi Vaziyeti Ömer (r a )'i korkuttu, kendisine dedi ki:
“Binmen için sana kimse bir hayvan bağışlamadı mı?” Takva sahibi vali dediki:
“Onlar vermediler, ben de kendilerinden istemedim ” Fey hakkında kendisine sorunca da şunları söyledi:
“Hemen gelmem için bana mektup gönderdin Şehrin salih ve takva sahibi kişilerini topladım Kendilerinden fey'i toplamalarını istedim Onlar toplayıp yerine koyacaklar Eğer bir şey olursa, ben fey'i getiririm ” Ömer (r a ) Umeyr'in ahdini yenileyin, diye emir verince vali reddetti ve dedi ki:
“Artık geçti Bundan sonra ne sana ne de senden sonra geleceklere valilik yaparım ” Ve Medine civarındaki evine gitmek için izin istedi Daha sonra bir elçiye yüz dinar vererek kendisine şöyle söyledi:
“Umeyr'e misafirmişsin gibi git Şayet kendisinde bir şey varsa, servet görürsen geri gel Yok eğer durumu iyi değilse kendisine bu yüz dinarı ver ” Elçi gider, kendisine üç gün misafir olur Umeyr'in evinde arpa ekmeğinden başka birşey yoktu Eşiyle birlikte bu ekmekten yemek zorundaydı Elçi çıkarıp dinarları kendisine verince Umeyr haykırarak dedi ki:
“Onlara ihtiyacım yoktur!” Eşi kendisine dedi ki:
“Ya Umeyr! Al, belki ihtiyacın olur Veya nereye verilmesi gerekiyorsa oraya ver ” Bunun üzerine Umeyr yüz dinarı alıp şehitlerin ve fakirlerin çocuklarına dağıttı Durum Ömer (r a )'e iletilince Umeyr'i çağırdı ve kendisine bir yük yiyecek ile iki elbise verilmesi için emir verdi Takva sahibi insan dedi ki:
“Yiyeceğe gelince ihtiyacım yok Evimde iki mikyal (ölçü birimi) arpam var Bunu bitirinceye kadar Allah bana rızkımı gönderir ” Böylece yiyeceği almayı reddetti, ancak elbiseye gelince, falancının annesi çıplaktır (elbisesi yoktur) diye elbiseleri alarak evine döndü
Valilerin Ömer (r a )'in emirlerini harfiyyen uygulamaları: Tarih boyunca, Ömer (r a )'in devri gibi, devlet büyüklerine karşı olan itaati görmek başka herhangi bir devlette mümkün değildir İnanıyoruz ki bu birinci planda Hz Ömer (r a )'in kendi nefsinden ve ehlinden örnek misaller vermesine bağlıdır Yoksa yalnızca heybetine bağlamak mümkün değildir Bu sebeple Hz Ömer valileri hesaba çekmek için kendisinden önce dünyada kimsenin bilemediği metodIar keşfetmişti Kendisiyle birlikte çalışanlar da Hz Ömer'in isteklerini memnuniyetle uygulamışlardı Çünkü onlar Hz Ömer'in keşfettiği metodları halifenin tavırlarının yankıları olarak bulmuşlardı Bunlardan bazıları aşağıdadır:
Valilerin servetlerini kamulaştırması: Rivayet edilen haberlere göre, Ömer (r a ), birini bir yere tayin etmeden önce servetini tesbit ederdi Görevi bitince malı fazlalaşmışça gözden geçirirdi Eğer bu fazlalığın helâl yolla gelmediğinden şüphe ederse duruma göre ya servetin yarısını veya hepsini kamulaştırırdı Bu sebeple valiler eğer Medine'ye geleceklerse gündüz gelmelerini emrederdi Bir şeyler saklamamaları için geceleyin şehre girmelerine izin vermezdi
Ömer (r a ), kamulaştırma prensibini birçok valiye uyguladı Hatta akidelerinin doğruluğundan ve ihlâslarından şüphe etmediği Müslüman büyüklerini bile istisna etmedi Bunlardan bazıları aşağıdadır:
Resulullah (s a v )'ın dayısı, Ömer (r a )'in kendisinden sonra halife seçilmesi için aday gösterdiği altı kişiden biri ve Kadisiye kahramanı Sa'd b Ebi Vakkas bunlardandır! İslâm'ın kılıcı, savaşların rakipsiz kahramanı Halid b Velid de bunlardandır Bazı rivayetlere göre Ömer (r a ) vefat etmeden önce şöyle demiştir:
“Şayet Halid yaşamış olsaydı benden sonra halifeliği ona terk ederdim ”
Meşhur muhaddis ve Resulullah (s a v )'ın arkadaşı Ebu Hureyre (r a ), Mısır fatihi Amr b As ve isimlerini sayamadığımız birçok yüce şahsiyet Halid b Velid'in itaati öyle bir merhaleye varmıştı ki, Ömer (r a )'in elçisi olan Ebu Ubeyde (r a )'nin karşı çıkmasına rağmen bir ayakkabının bir çift ayakkabıya eşit olduğunu, çünkü herhangi biri olmadan diğerinin işe yaramayacağını belirtmesine rağmen Ömer (r a )'in elçisi Halid b Velid'in bir ayakkabısını istimlâk etmişti Hiç şüphe yok ki, bu kamulaştırmanın sebebi, Allah'ın hükmüne ters düşmenin isbat edilmiş olduğu değildi Şayet öyle bir muhalefet olsaydı Ömer (r a )'in ona karşı başka bir metodla davranmasını bilirdi Fakat bu, kasıtsız haram kazanç tahminlerine dayanıyordu Raiyenin valiye karşı olan nezaketi veya valinin kendi statüsünden istifade ederek işlerini kolaylaştırması gibi Daha önce de gördüğümüz gibi Ömer (r a ) bu prensibi önce kendi çocuklarına, bunların başında en fazla sevdiği Abdullah b Ömer'e ve eşlerine uyguladı Onların mallarını pisliklerden arındırdı Kendisinden hiçbir şey gizlenmeyen hâkimler hâkimi Allah'ın muhasebesinden onları kurtardı Böyle bir halifenin valileri onun emirlerini yerine getirmekte hiç tereddüt ederler mi dersiniz?
Bazı tarihî kayıtlara göre, birtakım valiler, halkın karşısında şüpheli bir duruma düşme icraatını kabul edemedikleri için, Ömer'le çalışmayı reddedip görevlerinden ayrılmışlardır Bu valilerden biri de Ebu Hureyre'dir Ömer, Ebu Hureyre (r a )'yi hesaba çektikten sonra görevine tekrar dönmeyi reddetti O zaman Ömer (r a ) kendisine şöyle hitap etmişti:
“Çalışmaktan nefret mi ediyorsun? Senden daha hayırlı olan çalışmayı diledi ” (Allah'ın peygamberi Yusuf (a s )'ı kastediyor ) Ebu Hureyre şöyle dedi:
“Yusuf, peygamber oğlu peygamberdir Ben ise Ebu Hureyre b Emime İki şey (yapıp) üç şeyden korkarım: Bilmeden (ilmî gerçeklere dayanmadan) bir şeyi söylemekten ve hüküm (nas, kanun maddesi) olmadan hükmetmekten, uygulamaktan korkarım (Bilmeden söyleyip gerekçesiz uygulama yapmam sebebiyle sırtımdan vurulmaktan, ırzıma küfredilmekten ve malımın elimden alınmasından korkarım )”
Çok açık bir şekilde görüldüğü gibi, "Bu servet sana nereden geldi?" diyerek hesaba çekme sistemini getiren ve pratik bir şekilde uygulayan ilk insan Ömer b Hattab'dır (Allah ondan razı olsun )
Bu sistem, dış görünüşe göre uygulanan, itibarlı kişilere göre değişen bir sistem değildi Aksine Ömer (r a ) zayıf kuvvetli, güçlü güçsüz, amir memur, köle efendi vb herkese bilâ istisna uygulamıştı
d- Sapık valilerin vali olmadan önce alışkanlık haline getirdikleri aynı şartlarda (vali olduktan sonra) devam ettirmeleri, Hz Ömer'in onlara karşı uyguladığı görev içinde takip etme metodu:
Asırlar boyu idarelerin ve hükümetlerin imtihan edildiği en büyük şer (kötülük) hâkimlerin kendi asırlarını ve yetişmiş oldukları toplumsal çevrelerini unutup müreffeh ve lezzetli hayata yönelmiş olmalarıdır Bu hastalık milletlerin büyük dönemeçler değiştirmeye maruz kaldıkları zamanlarda daha bariz bir şekilde ortaya çıkar
Araplar birinci plânda güçlerini sabit akidelerinden, ikinci plânda basit yaşantılarından, katılıktan, çok yiyip içmekten sakınan hayattan aldılar Ne var ki insan tabiatıyla refaha, hayatın zevklerini yeteri kadar tatmaya ve eğlencelere meyleder Özellikle gençliğinde bunlardan mahrum olmuşsa, daha sonra gerçekleşen şartlar istikametinde bu meyil daha ziyade kendini gösterir
Öyle sanıyoruz ki, bu hastalık, tarihin ilk çağlarından bugüne kadar devletlerin çökmelerine sebep olan ortak illettir Parıltı ve önsezi simgesi olan Ömer (r a )'in bu tehlikeyi gözden uzak tutması mümkün değildi Bu sebeple ısrarlı bir şekilde, alışılmış hayatını ve adetlerini değiştirmeyi reddetti Önce kendi kişiliğini örnek olarak gözler önüne serdi, valilerinin de kendisi gibi olmaları için azamî itinayı gösterdi Kimin ki nefsanî ve dünyevî zevkleri kendine galip gelmeye başlıyorsa, değişme alâmetleri görülüyorsa kesin ve âcil olarak tedavi edilmesi gerekiyordu Ancak bu şekilde illeti ortadan kaldırmak, yayılmasına engel olmak mümkündü Buna iki örnek vermekle yetineceğiz:
Birinci Örnek: Ömer b Hattab halkla tokalaşıp emirlerin durumlarını ve haberlerini kendilerinden soruyordu Humus halkının arasından geçerken mezkûr şehrin halkı emirlerinin yüksek bir köşk yapıp içine kapandığını ve kendilerine görünmediğini söylediler Ömer (r a ) emiri çağırdı ve kendisini işaret ederek;
“Üç gün güneş altında hapsedin” dedi Üç gün sonra kendisine getirdiklerinde valiye:
“Ya İbn Kard! Benimle harraya gel,” dedi (Harrada zekât develeri ve koyunlar vardı ) Emir gelince üzerine bir cübbe atarak kendisine dedi ki:
“Elbiselerini çıkar ve bunu giyin!” Sonra valinin eline bir kova verdi ve dedi;
“Bununla develere su ver!”
Vali Hz Ömer’in emirlerine boyun eğerek yoruluncaya kadar hayvanları suladı Mü'minlerin emiri kendisine şunu söyledi:
“Ya İbn Kard! Ne zamandan beri bu işi yapıyorsun?” Emir:
“Uzun zamandan beri, ey mü'minlerin emiri,” dedi Ömer (r a ) sordu:
“Onun için o köşkü yapıp Müslümanlara, yetimlere ve dullara yukarıdan baktın? Görevine dön ve bir daha bu yaptıklarını tekrarlama!”
İkinci örnek: Mısır halkı valileri olan İyaz b Ganem'i, halktan uzak kaldığı, kendi işleriyle uğraştığı gerekçesiyle halifeye şikâyet ettiler Halife valinin gelmesi için emir verdi Kendisi bedevi idi Mısır'ın iklimiyle karşılaşınca hem teni beyazlaşmış, hem de şişmanlamıştı Ömer (r a ) onu bu şekilde görünce azarlayıcı bir tavırla şöyle dedi:
“Seni görevlendirdim ve bazı şartlar ileri sürdüm Sana emrettiklerimi terk ettin Yasakladıklarımı ise yaptın Vallahi seni katı bir şekilde cezalandıracağım Bana bir dıra'eh (bir çeşit elbise), âsâ ve üçyüz tane zekât koyunu getirin ” Daha sonra valiye dönerek şunları söyledi:
“Bu elbiseyi giyin Sen, babanı gördün Bu elbise babanınkinden daha iyidir! Bu âsâ da babanın asasından daha iyidir! Git, bu koyunları şu şu yerlerde otlat Süt isteyen kimseyi bu hayvanların sütünden mahrum etme Şunu bil ki Ömer ve ehli, zekât koyunların etinden de sütünden de almazlar!”
Aradan bir süre geçtikten sonra valiyi gözden geçirdi ve yanına çağırarak dedi ki:
“Söylediklerimi anladın mı?”
Üç defa aynı sözü tekrarladı Üçüncü tekrarında vali kendini yere atarak dedi ki:
“Artık bu işi yapmayacağım İstersen boynumu vur ” Ömer sordu:
“Şayet seni görevine geri gönderirsem nasıl bir kişi olursun?” Vali şu cevabı verdi:
“Sevdiklerinin dışında benden hiçbir şey görmeyeceksin!” Ömer onu tekrar görevine gönderdi Adı geçen vali o günden sonra görevini en iyi yapan valilerin arasında anıldı
Verdiğimiz bu iki örnek üzerinde çok düşünülmesi gereken olaylardandır Her iki örnekte de Ömer (r a ) valileri görevlerine tekrar göndermektedir Her ikisinde de durumlarını düzeltmesi Ömer (r a )'in beşerî nefsin gizliliklerini keşfettiğine delâlet etmektedir Böyle durumlarda sapıtmanın büyük bir ihtimal dahilinde olduğunu da kesinlikle biliyordu Ömer'in maksadı intikam almak veya ceza vermek değildi Hedefi, yanlış yapan görevliyi suçunun düzeyiyle uyararak terbiye etmek, değerlendirerek ıslah etmekti
Iyaz b Ganem'e söylediği sözde, kendisine verdiği elbisede, koyunları gütmek için eline verdiği âsâda, babasının elinde olanlardan daha iyidir sözünde büyük delâlet vardır Görevli kimselerin verdikleri emirlerin uygulanmasını istemeleri en tabiî haklarıydı Çünkü o, görevlileri için uyarı veya ceza sayılan işleri gönüllü olarak yapıyordu Daha önce de geçtiği gibi oldukça sıcak bir günde, Ömer (r a )'in kaybolan zekât develeri peşinde nasıl koştuğunu, Osman (r a ) aşırı sıcaklık sebebiyle dışarı çıkıp onu karşılayamadığını gördük
Kendisinin giydiği elbise, azarlamasına maruz kalan valilerine giydirdiği elbiselerden daha iyi değildi
Bugün birçok çağdaş ülkenin takip ettiğiyle kıyaslayacak olursak, Ömer (r a )'in o zor şartlar altında yaptıklarına hayret eder İşte uygulama esnasında takip ettiği metod, bugün bazılarının kendileri için yeni bir buluş saydığı hata yapan görevlilerin uyarı ile terbiye edilmesini Ömer (r a ) basit bir şekilde idrak etmiş ve etkili bir şekilde uygulamıştı Ömer (r a )'i en fazla meşgul eden konu, halk liderlerinden yeni bir tabakanın (sınıfın) oluşup toplumun menfaatlerini ellerine geçirmeleri korkusuydu Buna kesin ve katı icraatlarla karşı koydu Bütün bunlar yaratılıştan gelen liderlik özellikleridir
Verdiği emirlerle valilerin kamu yönetimiyle ilgili hayatlarını düzene soktuğu gibi, özel hayatlarına da müdahale ediyordu Bunun bir ifadesi olan şu olayı belirtmekte fayda vardır:
Kadisiye'nin fethinden sonra Acem kadınlarının güzelliği Müslüman erkekleri celbetmişti Ehl-i kitap (Hıristiyan ve Yahudi) kadınlarıyla evlenenler çoğalmıştı Ömer (r a ) bu akımın arkasından gelecek tehlikeyi sezdiği için buna bir sınır koymak istedi Medain'deki valisi Huzeyfe'ye yazdığı mektupta şöyle
diyordu:
“Medain ehlinden ehl-i kitap bir kadınla evlendiğin haberini aldım Bu mektubu aldığında onu boşa ”
Huzeyfe cevabında şöyle yazıyordu:
“Helâl veya haram olduğunu bana yazıncaya kadar boşamam Bununla neyi kastediyorsun ” Ömer (r a ) mektuba cevap olarak şunları yazıyordu:
“Helâldir Ancak Acem kadınları hilekârdırlar Kandırmasını bilirler Onlara uyar ve rağbet gösterirseniz, sizleri eşlerinize karşı kullanırlar ” (Eşlerinizi ihmal etmenize ve kendilerine katı davranmanıza sebep olurlar ) Huzeyfe mektubu okuyunca:
“Şimdi evet,” dedi ve eşini boşadı

[56] Mahkûm, idare edilenlere denir Hâkim otorile sahibi olup insanları idare eden kişidir Bu bir devlet başkanı olabildiği gibi, düşük seviyedeki bir memur da olabilir
|