Esir Şehrin İnsanları Özeti/ Esir Şehrin İnsanları Özeti Kemal Tahir |
07-30-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Esir Şehrin İnsanları Özeti/ Esir Şehrin İnsanları Özeti Kemal TahirKitabın yazarı Kemal Tahir’dirKitabın ilk basımı 1956 yılında yapılmıştırYazarın Mütareke dönemi aydınlarını anlattığı “Esir Şehir” üçlemesinin ilk kitabıdırKısaca Birinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul’daki sivil aydınların durumunu konu edinirAna kahramanlar; Kamil Bey, Nermin Hanım, Ayşe,Fuat Bey, Nedime Hanım, İhsan Bey, Ahmet Bey, Niyazi Ağabey, Ramiz Efendi ve Fatma Hanım’dır Kamil Bey Abdülhamid’in en zengin vezirlerinden Selim Paşa’nın tek çocuğudurGenç yaşta çok büyük bi mirasa konmuş ve hayatının büyük bölümünü yurt dışında geçirmiştirNermin Hanım,Kamil Bey’in eşidirO da bir Paşa kızıdırMaddi manevi hiç bir zorlukla karşılaşmamış,bolluk içinde yaşamıştırAncak babası ansızın öldüğünde kumar borçlarından dolayı varlıkları yağma edilmiştirO dönemde karşısına çıkan Kamil Bey ile evlenerek hayatını düzene sokmayı amaçlamıştırAyşe,Kamil Bey ve Nermin Hanımın tek çocuğudurİspanyada doğmuştur ve İstanbul’a döndüklerinde altı yaşına gelmiştirKüçük yaşına rağmen bir genç kız gibi girişken,hoş sohbet ve bilgilidirFuat Bey,Kamil Bey’den dört yaş büyük Galatasaray’da beraber okudukları bir tanıdığıdır Mahir Paşa’nın oğludurBağlarbaşı’ndaki köşkün komşusudurİhsan Bey ve Ahmet Bey, Kamil Bey’in Galatasaray Lise’sinden sınıf arkadaşlarıdırNedime Hanım, İhsan Bey’in eşidirNiyazi Ağabey; İhsan Bey,Ahmet Bey ve Nedime Hanım’ın Anadolu’ya yaptıkları yardımlar için aracılık yapan en önemli yardımcıları ve güvenilir dostlarıdır Ramiz Efendi,Mütareke’den sonra savaşa geri dönmemiş ve Anadolu’ya yardım etmek için çalışan bir yedek subaydırFatma Hanım,Ramiz Efendi’nin karısıdır Eğitimsiz ancak son derece cesur ve vatansever bir kadındır 1914 Dünya Savaşı karışıklığından iki yıl kadar sonra Kamil Bey,karısı Nermin ve kızı Ayşe ile birlikte İstanbul’a dönerSavaş yılları süresince yurtdışında mülklerinin bazılarını satarak geçindiği için bir miktar para sıkıntısı çekmektedirİstanbul’a döneceklerini öğrenen Nermin Hanım’ın halası ve eniştesi israrla kendilerini köşklerinde misafir etmek isterlerKamil Bey’de kabul eder İstanbul’a kendilerini getiren vapur Çanakkale’de durduğunda limana inen Kamil Bey İstanbul’un içinde bulunduğu acı durumu daha iyi öğrenme fırsatı bulurŞehir yangın yeri halindedirKuçuk kız çocukları sefaletten kendilerini satmaktadır ve bulaşıcı hastalıklar giderek yayılmaktadırVatanın felaketine dayanamayan subay ve memurların bazıları intihar etmektedirler Nermin Hanım’ın halası ve eniştesi son derece büyük ve gösterişli bi köşkte oturmaktaydılarEnişte Bey, işgal kuvvetlerinin ileri gelenleri ile işbirliği içinde olan, gönülden Padişaha bağlı,vatanseverlik duyguları gelişmemiş,her şeye sadece ticaret gözüyle bakan bir insandırKamil Bey’i Kerkük’deki topraklarını İngilizlere satması için ikna etmeye çalışmaktadır;ancak Kamil Bey bu emrivakiyi kabul etmez ve en kısa zamanda kendi evine taşınmaya karar verir Serencebey’deki konakla,Çengelköy’deki yalı yanmış olduğundan Bağlarbaşı’nda bulunan çok uzun yıllardır bakım görmemiş köşkü tamir ettirerek orada yaşamayı planlarKöşkün tamiri esnasında eski arkadaşı Fuat Bey’le görüşür ve o’nun başına gelen bir felaket neticesinde yaşamını tamamen değiştirerek bir kadiri dervişi olduğunu öğrenirFuat Bey İtalyan olan karısının, çocuğunu da yanına alarak başka birine kaçması yüzünden çocuğunu da kaybetmiş olmanın acısıyla derviş olmaya karar vermiştirİki yıllık derviş Fuat Bey’le,iki yıllık yoksul Kamil Bey köskün yeniden yapılmasında kader birliği yaparlarBirbirlerine hayat görüşlerini anlatarak etkilerler 16 Mart 1920′de işgal altında olan İstanbul tekrar işgal edildiİngilizler İstanbul’u ikinci kez işgal ederken Eskişehir ve Afyonkarahisar’daki askerlerini geri çektilerOsmanlı yanlısı olanlar sanki İstanbul’u Kuvayi Milliyeciler işgal etmişler gibi Anadoluya ateş püskürmekteydilerBazaıları içinse son umut AnadoludaydıKamil Bey ömründe Yakacık’tan öteye geçmemiş bir İstanbullu olduğundan Anadolu hakkında hiç bir fikri yoktu ve bu düşünceye bu sebeple katılmıyorduAnadolu’dan Mustafa Kemal ile ilgili bazı haberler geliyorduİstanbul’da aydınlar bazı dernekler aracılığıyla Anadolu’ya yardım gönderiyorlar,subaylar gizlice Anadolu’ya kaçıyorlardıKamil Bey vatansever olmanın neyi gerektirdiğine hala karar verememiştiBu dönemlerde karşısına Galatasaray Sultani’sinden sınıf arkadaşı Ahmet Bey çıktıOna arkadaşları İhsan’ın yedek subay olarak harbe gitmiş,beş kere yaralanmış,büyük yaralar göstermiş, esir düşmüş,kurtulup gelince küçük bir sermaye uydurup bi dergi çıkartmaya başlamış, Kuvayi Milliye’yi tuttuğu için mimlenmiş,üzerine işlemediği bir suç atılarak on yıl kürek cezasına çarptırılmış olduğunu anlattıİhsanın karısı Nedime Hanım’ın dergiyi çıkartmaya devam ettiğini ancak çok zorluk çektiğini söylediİhsan Bey’le Ahmet Bey, Kamil Bey’in Nedime Hanım’a yardımcı olabileceğini düşündüler ve bunu Kamil Bey’e Ahmet Bey teklif ettiKamil Bey’den ilk defa bir fedakarlık isteniyordu,böyle bir hizmeye evvelden beri muhtaçtıİşi sevinerek kabul ettiHemen İhsan Bey’i Ahmet Bey’le beraber ziyaret ettilerİhsan güçsüz düşürüldüğü,mahpusa tıkıldığı halde büyük bir iş yapmakta olduğu belliydiKamil hayata girmeye başladığını ve bunun kendisi için iyi olduğunu düşünüyorduÇıkartılan gazetenin adı Karadayı’ydıArtık Kamil’de memleketi kavrayan,felakete karşı çıkanların yanında,arasındaydıElinde iyi-kötü bir savaş silahı olan bir sorumlu insandıNedime Hanımla tanıştıNedime Hanım kendisine gazete çıkarmaktan başka işlerde gördüklerini,mimli olduklarını bir çok hafiye ve sivil polisin kendilerini sık sık ziyaret ettiklerini anlattıÖnce onların dostlarını tanıması gerektiğini belirtti bunlardan en önemlisi Niyazi AğabeydiKamil Bey,gazetedeki çalışma ortamını düzeltmek için evden birçok eşyayı oraya taşıttıAntika bir Buda heykeli satarak elde ettiği parayla işe dört elle sarıldıGün geçtikçe Nedime Hanım’ın görüşlerinin,cesaretinin,vatan sevgisinin etkisi altında kalarak ona hayran olduNedime Hanım hamileliği ilerlemiş olmasına rağmen çalışmaya devam ediyorduGazete ünlü yazar ve şairlerin toplanıp,memleket meseleleri ile ilgili görüştükleri,buluştukları bir yer haline geldiNiyazi Ağabey’den biraz bahsetmek gerekirse,kendisi seferberlliğin her cephesinde çarpışmış,Yunan’a ilk kurşunu atanlar arasında olan biridirOğlu rum çetelerince öldürülmüş, kızının ise ırzına geçilmiştirKarısı Anadolu’da kaybolmuş, düşmana duyduğu kin duyduğu kin öylesine artmış ki nerede tehlikeli bir iş sezse hizemete koşar hale gelmiştirİhsan,Nedime,Ahmet ve Kamil Bey ona sonuna kadar güvenirdi Bir gün Ahmet Bey perişan bir şekilde gazeteye geldi ve acilen 50bin liraya ihtiyacı olduğunu,bin ton cephanenin Anadoluya gönderilmek üzere zorluklarla gemiye yüklendiğini,pazarlıkta önce 11bin lira istendiğini ancak daha sonra Rozalti isminde birinin fiyatı 50bin liraya çıkardığını,eğer aradaki farkı bulup veremezse halkın parası olan 11bin liranında yanacağını anlattıHiç birinde metelik yoktu,borç alabilecekleri herkesi düşünüdler;ama hiç umut yoktuKamil Bey nakliye şirketinin direktörünü tesadüfen,Enişte Bey’in evinde tanıdığını hatırladı ve son çare olarak onunda görüşmeye gittiDirektör Fransızdı,Kamil Fransızlar’ın her çeşit vatanseverliği hoş görürlülük ile karşılayacağını düşündüğünü söyleyerek durumu açıkca anlattıDirektör zaten taşıma ücretinin 11bin lira olduğunu aradaki fazkın Rozalti tarafından istenmiş olabileceğini tahmin ederek onlara yardım etmeyi kabul ettiGemi sefere çıktıktan sonra Rozalti’nin işine son verdi Nedime Hanım’ın rahatsızlanarak eve gittiği bir gün Niyazi gazeteye gelerek acilen Nedime ile görüşmesi gerektiğini söylediKamil,Nedime’nin rahatsız edilemeyecek kadar hasta olduğunu,ne gerekiyorsa kendisinin yapacağını;artık kendisine güvenebileceklerini söylediNiyazi çok önemli bazı evrakların Karadeniz postası yapan Gülcemal vapuruna teslin edilmesi gerektiğini;ancak Ahmet’in bir gece evvel tutuklandığını,evrakların Nedime Hanım’da olduğunu söyleyerek sadece Nedime ile bu işi halledebileceğini anlattıKamil aniden aklına gelen bir yalanla Nedime’nin adada yakınlarının yanında olduğunuve ancak kendisinin ona ulaşabileceğini söyledi Niyazi bu durumda mecbur kalarak detayları açıklamak zorunda kaldıNiyaziyi atlatan Kamil karışık yollardan Nedime’nin evine ulaşarak durumu anlattı Nedime evrakları vapura kendisi teslim etmek istediğini,bu işe karışmamasının daha iyi olacağını söylediKamil Nedime’yi de kendisinin güvenilir olduğuna ikna etmeyi başardıİlk kez bu kadar büyük bir iş yapabileceği için kendini şanslı hissediyorduBir çok zorlukdan sonra gayet önemli belgelerle dolu kuru üzüm sandığını Tophane rıhtımında,Gülcemal vapurunun kahvecisi Ramiz Efendi’ye verirken suç üstü yakalandı Uzun ve yorucu sorgularda kendisine bir paşa oğlu olduğu için iyi davranıldıTüm suçlamaları inkar etti,belgeleri bilmediğini,Ramiz’i tanımadığını söylediSorgulamayı yapan yüzbaşı Nedime Hanım’ın elebaşı olduğunu bildiklerini, kendisini uzun süredir takip ettiklerini,itiraf ederse babasının hatırı için kendisini affedeceklerini söylesede Kamil Bey kessinlikle bunu kabul etmedi,sonuna kadar Nedime Hanım’ı korumaya devam ettiYüzbaşı arkadaşlarından birinin Nedime Hanım hakkında tüm bilgiyi verdiğini,Ararat vapurunda kaçırılan cephane işi içinde onun sorumlu olduğunu bildiklerini sölediKamil Bey gemide cephane olduğunu bilmediğini, ilaç ve hastane malzemesi yüklü olduğunu sandıklarını bunun için Fransız direkötöre kendisinin aracı olduğunu,Nedime Hanım’ın suçu olmadığını söyledi Yüzbaşı Nedime’nin özellikle rahatsızlanarak adaya gittiğini evrakları teslim etmesi için Kamil’i kullandığını söylediBunları ispatlamak için bir şahitleri olduğunu da belirttiHer şeye rağmen Kamil,inkara devam ettiŞahitle yüzleştirilmesini istedi Askerler şahidi getirdilerKamil içeri gelen bu perişan insanı tanıyamadıBu Ahmetti Ahmet inanılmaz işkencelere maruz kalmıştıYüzbaşının söylediği her şeyi kabul etti Bütün suçun Nedime Hanım’ın olduğunu söylediKamil çılgına döndü,o anda aklına gelen ilk yalanı söyleyerek,Ahmet Nedime’ye aşıktı,kendisi tutuklanınca Nedime’nin dışarda olmasına dayanamadı ve kıskançlıktan bunları uyduruyor diyerek saldırdı Ahmet her şeyi olduğu gibi bunu da kabul etti ve o akşam hapiste intihar ettiKamil Nedime’nin adaya gitmedi hikayesini sadece Niyazi’ye söyledği bir yalan olduğunu bildiğinden gerçek ihbarcının o olduğundan emindi;ama yinede Ahmet’i de affedemediEşinin eve gelmemesinden meraklanan Nermin,hala ve eniştesinin yardımıyla Kamili buldu ve görüştülerNermin Hanım,Kamil’i hiç anlayamıyordu Kendisinin ve kızının perişan olduğunu,eniştesinin yardımcı olduğunu ve artık işbirliği yapması gerektiğini söylediKarısının Padişah yanlısı tutumu,kızının özlemi,Kamil!in direncini kırıyorduFakat kutuyu teslim ederken yakalandığı Ramiz Efendi ile yaptıkları arkadaşlıkda,onun cesaretinden,karısı Fatma’nın vatanseverliğinden,tüm cahilliğine rağmen kocasını Anadolu’ya yardım etmek için yüreklendirmesinden öylesine etkilendi ki kendinden utandı ve kararından dönmediSon bir teklifle kendisine Roma Elçiliği’nde baş katip olması ve Nedime Hanım hakkında bilgi verdikten sonra hiç bir yüzleştirmeye ve mahkemeye çıkarılmadan yurt dışına gönderilmesi tekilf edilmesine rağmen kadını korumaya devam ettiRamiz’e de Kamil alehinde ifade vermesi için baskılar yapıldı ama o hiç oralı olmadıBu arada İnönü Zaferi’nin haberi bir bayram sevinci gibi İstanbul’a ulaştıMahkemede Ramiz beraat etti,Kamil Bey,yedi yıl kürek cezasına mahkum olduRamiz Efendi,Kamil Bey’in elini öptü ve “Yanlızca sizin elinizi öpmedim,bütün kahramanların ellerini öptümİnönüde ölenlerin,sakat kalanların,mahpus yatanlarınİşin sonuna geldik,buradaki misafirliğiniz çok çok birkaç ay sürer,ben Anadolu’ya geçsemde Fatma Hanım mutlaka size gelir, ömrümün sonuna kadar minnetle hatırlayacağım”dediRamiz Efedi çıktıKapı kititlendi |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|