Ölümün Kimyasi ( Simon Beckett )

Eski 07-30-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölümün Kimyasi ( Simon Beckett )



ÖLÜMÜN KİMYASI ( Simon Beckett )



Adli tıp uzmanı David Hunter kendisini mahvoluşun eşiğine getiren bir trajedinin üstüne eski hayatını terk edeli üç yıl olmuştur Norfolk'un ücra bir köyünde doktor olarak çalışmakta ve geçmişini arkasında bıraktığına inanmaktadır Ama sonra Sally Palmer'ın cansız bedeninden geriye kalanlar bulunur Ceset vahşice kesilip biçilmiştir Polis katili bulmak için Hunter'ın uzmanlığına ihtiyaç duymakta, o ise bu işe karışmamayı umutsuzca istemektedir Sonra bir kadın daha ortadan kaybolur ve Hunter'a sığınaklık etmiş olan o birbirine bağlı toplum kocaman bir korku ve paranoya girdabında boğulur
Herkes herkesten şüphelenmektedir Bir anda, saklanacak hiçbir yer kalmaz

'Bir solukta okunan' nitelemesini sonuna kadar hak eden bir roman
-Robert Goddard-

Beckett harika bir yetenek sergileyerek tüyler ürperten bir dehşet atmosferi yaratıyor
-Guardian-

Üstün nitelikli bir eser Seri cinayetleri konu alan bir dizinin ilk romanı Elinizden bırakamıyorsunuz
-Publishers Weekly-

Bütün ayrıntılarıyla insanın kanını donduran cinayetler, CSI dizisinin müdavimleriyle Patricia Cornwell ve Kathy Reichs hayranlarını tatmin edecek, ama romanın parlak başarısının asıl nedeni yer verdiği incelikli psikolojik ayrıntılar Kesinlikle tavsiye edilir
-Library Journal-


Larvaların Dansı / Ertuğrul Özkök
27 Nisan 2008 - Hürriyet Gazetesi

"İNSAN öldükten sonra, gövdesi 4 dakika içinde çürümeye başlar O, artık nihai metamorfozun başladığı andır

Gövde kendi kendini sindirme eylemine geçer

Hücreler, içten dışa doğru çözülür

Doku önce sıvıya dönüşür, sonra gaza

Hayatiyetini yitiren beden, başka organizmalar için besin haline dönüşür

Önce bakteriler gelir, sonra böcekler ve en son sinekler

Sonra onlar çoğalıp yumurtlarlar

Bu zengin besin kaynağında beslenen larvalar, işleri bitince, bir moda defilesi yapar gibi, zarif adımlarla bedeni terk edip göç etmeye başlar

İşte o an, hayatın en ilginç şeylerinden biri gerçekleşir

Larvalar, başları hep güneye dönük şekilde giderler

Ya güney, ya güneydoğu, ya da güneybatı

Ama hiçbir zaman kuzeye doğru gitmezler"

* * *

Bu cümleleri, son yılların en ilginç polisiye eserlerinden biri olan, Simon Beckett'in "The Chemistry of Death" adlı kitabında okudum

Yani "Ölümün Kimyası"

Ölüm, hep benim hayatımın merkezinde oldu

Lise yıllarımda, üniversitede, daha sonraları hep ölümle uğraştım

Gazeteciliğe başlamasaydım, projelerimden biri, "ölüm sosyolojisi" adlı bir kitap yazmaktı

CSI, yani suç mahalli incelemeleri, son yıllarda hem kitaplarda, hem televizyon ve sinemada çok ilgi çeken bir konu haline geldi

Bunda Patricia Cornwell'in romanları ve onun kahramanı Kay Scarpetta'nın etkisi olduğunu düşünüyorum

Ben de bu konuda epey okudum, epey seyrettim

Ama bugüne kadar, cansız bedenden doğup ayrılan larvaların, hep güney istikametinde göç ettiklerini işitmemiştim

Bana çok ilginç geldi

* * *

Hemen, Hürriyet'in adli bilim uzmanı Prof Sevil Atasoy'u arayarak bunun doğru olup olmadığını sordum

Öteki bilgilerin hepsini doğruladı

Ama larvaların güneye gittiği konusunu o da hiç işitmemiş

Yine de tam bir bilim insanına yakışan şüphecilikle, "Yeni bir yayın olabilir Araştırıp size döneyim" dedi

Yazıyı tamamladığım sırada, henüz bana dönmemişti

O nedenle bu bilgiyi doğru kabul edip ölüme değil, ama ölümden sonraki hayata ait bu müthiş gerçek üzerinde biraz düşünmeye karar verdim

* * *

Sizce tuhaf bir benzerlik yok mu?

İnsanlar yaşlanınca, emekli olunca hep güneye göç etmek isterler

Bir güney kasabasına yerleşmek, hayatın son dönemini buralarda geçirmek, hepimizin içine işlemiştir

Şimdi larvaların dansını gözümün önüne getirince, o soru da aklıma geliyor

Acaba güneye göç etmek duygusu, her canlının genetik özelliği midir?

Bir tür alın yazısı mıdır?

Ölümden sonra bir hayat varsa, onun ilk adımları acaba böyle mi atılıyor?

Güneye göç etmek duygusu, üremek kadar, sevişmek kadar kudretli bir içgüdü müdür?

Yani öldükten sonra yeniden doğmak için

* * *

O yüzden larvaların içgüdüsel bir estetikle güneye doğru giderken yaptıkları bu dans, bana ruhun bir başka bedene taşınması gibi göründü

Bir kere daha anladım ki, bizler, şarkıdaki gibi gezgin avareleriz

Bazen bedenimiz bir yere çakılı kalırken, ruhumuz güneye bakar ve burnunun dikine dikine gider

Kafa tutar

Hayat da işte tam budur

Bir an geldiğinde, avaz avaz içindeki gerçeği, en önemli gerçeği haykırabilmek

Ve sonra alıp başını, güneyin neresiyse oraya gidebilmek

Roman
İthaki Yayın
18 TL
400 sayfa
2 hamur
ISBN: 9786053750277
Boyut: 14 x 21 cm
Baskı Tarihi: Mart 2010

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.