İstanbul Hakkında Genel Bilgi |
07-28-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İstanbul Hakkında Genel Bilgiİstanbul İle İlgili Bilgiler İstanbul Resimleri Ve Haritaları İstanbul Tarihi İstanbul Türkiye'nin en büyük şehridir ve 1950’lerde başlayan hızlı sanayileşme süreciyle birlikte 14 milyonu geçen nüfusu ulaşmış olmasına rağmen halen gün geçtikçe büyümeye devam etmektedir Bunun yanı sıra sanat hayatı, eğlence yaşamı, müzik ve eğitim konularında Türkiye’nin elçisi olmuş, ülkenin en yoğun ve en zengin finans merkezi haline gelmiştir İstanbul, Asya ile Avrupa kıtalarının birleştiği bir noktada; Karadeniz ve Marmara denizlerinin dar bir geçit olan “Boğaziçi” ile ayrıldığı yerde, dünya üzerinde iki kıtanın birleştiği yerde kurulu olan tek şehirdir Bulunduğu coğrafi konum nedeni ile Balkanlar’dan Anadolu’ya, Karadeniz ve Akdeniz’e uzanan geniş kültürleri içinde barındırmaktadır Dünyanın neresinde bir kıtadan diğerine 15 dakikada geçebildiğiniz vapur seferi yapabilme fırsatını yakalayabilirsiniz ki? Sahip olduğu bu coğrafi koşullar İstanbul’un tarih boyunca da önemli bir role sahip olmasını sağlamıştır Her medeniyet kendinden öncekilere eklenerek medeniyetler üstü bir yapı ortaya çıkmış ve her kültür kendinden bir miras bırakarak modern Türkiye’ye katkıda bulunmuştur Tüm bu öğeler İstanbul’u büyülü ve gizemli bir şehir haline getirmekle kalmamış, bir kere ziyaret edenlerin de bir daha unutamayacağı bir şehir haline getirmiştir İmparator Constantine tarafından başkent yapılan İstanbul, 4yy’dan Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923 yılında kurulmasıyla birlikte Ankara başkent ilan edilene kadar Roma İmparatorluğu’na (330-395), Bizans İmparatorluğu’na (395-1453) ve Osmanlı İmparatorluğu’na (1453-1922) başkentlik yapmıştır İstanbul tarihte birçok farklı isim ile anılmaktadır, Byzantinium ve Constantinople bunlar arasında en çok bilinenlerdir Şehrin antik kısmı yedi tepe üzerine kurulmuş olduğu için Yedi Tepeli Şehir olarak da adlandırılmaktadır UNESCO 1985 yılında bu kısmı Dünya Mirası listesine dahil etmiştir İstanbul’un tarihi, şehrin fethinden önce ve sonra olmak üzere ikiye ayrılmaktadır Çalkantılar ve karmaşalarla dolu İstanbul tarihine kısa bir göz atarak devam edelim İstanbul’un fethinden önce İstanbul’un varoluşu MÖ 7 yüzyıla dayanır MÖ 680 yılında Yunanlılar bu toprakları istila etmişlerdir MÖ403 yılında şehir Yunanlılara karşı ayaklanmış; ancak Büyük İskender önderliğindeki Spartalılara MÖ 334 yılında teslim olmuştur Makedonya’nın kışkırtması ve devam eden karışıklıklar sonucunda güçsüzleşen şehir kendi istediği ile Roma İmparatorluğu egemenliğine MÖ 146 yılında girmiştir MS 330 yılında İmparator Constantine, Byztantium şehrini başkent ilan ederek şehrin adını Konstantinopolis olarak değiştirmiştir Batı Roma İmparatorluğu’nun 476 yılında yıkılması sonucunda Konstantinopolis Bizans İmparatorluğunun başkenti ilan edilmiştir Hristiyanlığı getirerek şehri Ortodoks başkenti ilan eden İmparator Jüstinyen devrinde, Ayasoyfa inşa edilmiştir 543 yılında başlayan ve nüfusun çoğunluğunun ölümüne sebep olan veba salgını , daha sonra Persler, Macarlar ve Müslüman Araplar tarafından yapılan sayısız işgaller ile şehrin kaderini etkileyen felaket dolu bir dönem başlamıştır Yaşanan bu felaketlerin en kötüsü 1096 yılında başlayan Haçlı Seferleri sırasında meydana gelen işgaller olmuştur 1204 yılına kadar 1 Haçlı seferi ile başlayan ve iki Haçlı Seferinin daha yaşandığı bu dönemde, yerli halk kılıçtan geçirilmiş tüm şehir yağmalanmış bir halde kaderine terk edilmiştir Orta Çağ’da iyice fakirleşen şehir adeta bir enkaz haline gelmiştir 1453 yılında Sultan Mehmet şehri fethetmek için hücuma başladı Saldırı 6 Nisan 1453 günü başladı 29 Mayıs 1453 günü Roma İmparatorunun kendi adamları tarafından terk edilmesi ve öldürülmesi ile Türk askerleri şehri ele geçirmişlerdir Sultan Mehmet (daha sonra Fatih adı eklenmiştir) şehri fethettikten sonra ilk olarak Ayasofya’nın cami haline gelmesini sağlamıştır Fatih Sultan Mehmet 31 sene boyunca Osmanlı İmparatorluğu’na padişahlık yaptı Osmanlı tarihinde Sultan Osman Gazi (1299-1326) ile başlayıp Sultan Mehmed Vahdeddin (1918-1922) ile sona eren 36 sultan hüküm sürmüştür En ünlüsü ise 46 yıl hükümdarlığını sürdüren Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) olmuştur İstanbul’un fethinden sonra İstanbul’da yaşayan tüm halka, Hristiyan ve Yahudilere din özgürlüğü getirilmiş, şehir yeniden yapılanma sürecine girmiştir 16 yüzyılla beraber şehir eski ihtişamını kazanmaya başlamış; ancak 1509 yılında meydana gelen deprem ile şehir “küçük kıyamet” denilebilecek bir trajedi ile karşı karşıya kalmıştır 45 gün boyunca devam eden sarsıntılar sebebi ile şehirde sağlam hiçbir minare kalmamış, neredeyse tüm şehir harabe haline gelmiştir Sultan II Beyazıt 1510 yılında tekrar yapılanma sürecini başlatmıştır 1520 yılında Sultan ilan edilen Kanuni Sultan Süleyman döneminde de bu yapılanmaya devam edildi Kanuni, 1566 yılında vefat edene kadar yeniden yapılanma için zamana ve hava şartlarına dayanıklı daha iyi bir plan bulabilmek amacıyla çabaladı Bugün bile turistleri hayran bırakacak güzelliğe sahip ve günümüze kadar gelebilmiş sağlamlıkta yapılar bırakmayı başarmıştır Bu dönem İstanbul’un altın çağı kabul edilmektedir Kahve dükkanları, bankalar, su kanalları, mimari eserler, gün geçtikçe sayıları artan okullar ile şehir büyüyüp gelişimine devam etmektedir Türkiye’ye özgü bir çiçek olan “lale”nin yoğun olarak yetiştirildiği 1718-1730 yılları arasındaki refah ve bolluk dönemine Lale Devri ismi verilmiştir 1877 yılına kadar süren bu refah dönemi Rusya’nın Boğazı, ticaret yolu olarak kullanmak istemesi üzerine meydana gelen kargaşa sebebiyle sona ermiştir 1878 yılında imzalanan bir barış sözleşmesi ile İstanbullular 1894 yılında yaşanan bir başka deprem felaketine kadar yeniden yapılanma sürecine devam etmişlerdir Bir zamanlar güçlü olan ancak gücünü zamanla yitiren ve zayıflayan Osmanlı İmparatorluğu, I Dünya Savaşı sırasında tamamen yenilgiye uğratılmıştır Yenilgiden sonra yaşanan yılların ardınan İstanbul yeniden canlanmaya başlamıştır 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk şehri yeniden eski canlılığına kavuşturmuş, ülkeye saygınlık kazandırmış, ülke ekonomisinin iyileşmesi yönünde çalışmalara başlamış ve 20 yüzyıla yepyeni ve capcanlı bir Türkiye hediye etmiştir Türkler, Atatürk’ün kurduğu modern ulus devleti ile gurur duymakta ve millet olarak “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözünü benimsemektedirler İstanbul’u ziyaret edenlerin çoğunluğu Avrupa yakasında bulunan Eski Şehrin eşsiz güzelliklerine odaklanmaktadırlar Eğer zaman el verirse, Eminönü’nden başlayan kısa bir vapur yolculuğu ya da Boğaziçi köprüsünü kullanarak farklı turistik özelliklere sahip olan Anadolu yakasını ziyaret etme imkanını bulabilirsiniz Gözalıcı mahalleleri, geniş ve muntazam caddeleri ile İstanbul ziyaret edilmeye değer bir şehir olmakta; bu ziyaretler size Türklere özgü hayat tarzına kendi gözlerinizle şahit olabilme imkanını sunmaktadır Bağdat Caddesi boyunca modayı takip eden Türk mağazaları ve bunların yanı sıra Avrupa ve Amerika’ya ait markaların mağazaları ile karşılaşabilir caddenin her iki yanında yoğun olarak bulunan kafe ve pastanelerde güzel vakit geçirerek yorgunluğunuzu atabilirsiniz Deniz kenarında yapılacak bir yürüyüş şehir sakinlerinin yanı sıra yorgun ziyaretçilere de enerji toplama fırsatı tanımaktadır İstanbulluların sokak hayvanlarına olan son derece iyiliksever tavırları hayvanseverleri bile memnun edecek düzeydedir Kediler bakımlı ve temiz olmalarının yanı sıra kapı önlerine bırakılan temiz su ve yemek kapları sayesinde iyi beslenmektedirler Köpeklerin kulakları ise veterinerler tarafından aşılı ve sağlıklı olduklarını belirtmek için işaretlenmektedir Büyük olasılıkla dünyada İstanbul dışında böyle bir anlayışın uygulandığı başka bir şehir bulunmamaktadır Türkiye öyle çok zenginliğe sahip bir ülkedir ki bu zenginliklerden hangilerini ziyaret edeceğinize karar vermeniz oldukça zor olacaktır Sadece yüzeysel olarak İstanbul’u gezmek bile haftalar alabilmektedir O yüzden ilk seferde sadece şehrin öne çıkan güzelliklerini görmekle yetinebilirsiniz Türkiye’nin bir gelenin bir kere daha mutlaka gelmek isteyeceği ve hiçbir zaman keşfedilecek yanları tükenmeyen bir ülke olduğu konusunda herkes hemfikir |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|