Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kopacak, kıyamet, zaman

Kıyamet Ne Zaman Kopacak

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kıyamet Ne Zaman Kopacak






Kıyamet ne zaman kopacak
1841 Yine Ebû Hüreyre şöyle dedi:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bir yerde sahâbîlerle konuşurken bir bedevî çıkageldi ve:
- Kıyamet ne zaman kopacak? diye sordu
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sözünü kesmeden konuşmasına devam etti Bunun üzerine sahâbîlerden biri:
- Bedevînin sorusunu duydu, fakat soruyu beğenmedi, dedi Bir başkası da:
- Hayır, soruyu duymadı, dedi
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem konuşmasını bitirince:
- “Kıyamet hakkında soru soran nerede?” buyurduBedevî:
- Buradayım, Yâ Resûlallah! dedi
- “Emanet zâyi edildiği zaman kıyameti bekle!” buyurdu Bedevî:
- Emanet nasıl zâyi olacak? diye sordu Resûl-i Ekrem de:
- “Emanet ehil olmayan kimseye verildiği zaman kıyameti bekle!” buyurdu
Buhârî, İlim 2, Rikak 35 Ayrıca bk Ahmed İbni Hanbel, Müsned, II, 361

Açıklamalar
Bir âlime soru sormanın da bir edebi vardır En azından onun sözünü bitirmesini beklemek, şayet zamanı ve durumu müsaitse soru sormak gerekir Hadisimizdeki bedevî böyle bir edebe riayet etmediği için Peygamber aleyhisselâm ona hemen cevap vermeyip konuşmasına devam etmiştir Onun bu tutumu mecliste bulunan bazı kimseleri de meraklandırmış, “Soruyu duymadı; hayır duydu, ama soruyu beğenmedi” gibi kendi aralarında konuşmalarına meydan vermiştir
Bu olayda Resûl-i Ekrem Efendimiz’i bir hoca, kendisine kıyamet hakkında soru soran bedevîyi de bir talebe gibi düşünmek ve onlar arasındaki bu görüşmeyi hoca-talebe münasebeti açısından değerlendirmek mümkündür
Bedevîler, medeniyetten uzakta, çölün sıkıntılarına karşı hayat mücadelesi veren insanlardır İçinde yaşadıkları zor hayat şartları onların davranışlarına da akseder Hadisimizdeki bedevînin bir toplulukta konuşma ve soru sorma edebini bilmemesi, Efendimiz’e daha sözünü tamamlamadan soru sormaya kalkması, onun belki de bir başka şahsın sorusunu cevaplandırdığını düşünmemesi bunu göstermektedir
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bedevîye bu kabalığından, yol ve yöntem bilmemesinden dolayı kızmaması, onun zarâfetini ve insanları anlayışla karşıladığını ortaya koymaktadır Bedevînin bu yersiz ve zamansız sorusuna hemen cevap vermeyip zamanı ve sırası gelince kendisine söz hakkı vermesi, dolaylı ve nâzikâne bir eğitim tarzıdır Bir defasında adamın biri, kâmet getirildiği ve farz namaza durulacağı sırada Peygamber Efendimiz’e soru sordu Soru, uygun olmayan bir zamanda sorulduğu için Allah'ın Resûlü ona cevap vermedi Namazı kıldırınca, soru soranı yanına çağırdı ve sorusuna cevap verdi
Resûl-i Ekrem Efendimiz sorunun önemine ve soru soranın durumuna göre de farklı tutumlar izlemiştir 608 numaralı hadiste gördüğümüz üzere, Ebû Rifâ’a radıyallahu anh Resûlullah’ın tam da hutbe okuduğu sırada mescide girmiş ve önce, İslâmiyet’i bilmediğini ve dini öğrenmek istediğini söylemişti O zaman Resûl-i Muhterem Efendimiz hutbeyi bırakmış, minberden aşağı inerek onu karşısına almış, sorusunu cevaplandırdıktan sonra tekrar minbere çıkarak hutbesini tamamlamıştı
Hadisimizdeki ikinci önemli mesele, kıyametin ne zaman kopacağı sorusunun cevabıdır Resûl-i Ekrem Efendimiz bu konuda sorulan sorulara, kıyametin ne zaman kopacağını kendisinin de bilmediğini kesinlikle belirtmiş, bununla beraber kıyametin alâmetleri hakkında bilgi vermiştir Bu cevapların bir kısmı deccâlin çıkması, güneşin batıdan doğması gibi fizikî alâmetler, bir kısmı da dindarlığın zayıflaması türünden ahlâkî alâmetlerdir Hadisimizde zikredilen alâmet de ahlâkî alâmetlerden biridir Emanetin ehil olmayan kimseye verilmesi, her şeyin çığırından çıkması anlamına gelmektedir Bilgiye ve liyâkate değer verilmediği zaman, işler ehil olmayan kişilere bırakılmış olur Onlar da üstlendikleri işi gerektiği şekilde yürütemeyecekleri için her şeyin düzeni kısa sürede bozulur
Hadisimizde sözü edilen kıyamet, öncelikle dünyanın sonu demek olan büyük kıyamettir Büyük kıyametin şartlarını hazırlayacak ve dünyanın defterini dürecek olan küçük kıyametlerdir Meselâ bir şirketin, bir hükümetin, bir devletin işleri yetersiz, yetkisiz, sorumsuz ve Allah’tan korkmayan insanlara bırakılınca, o şirket, o hükümet, o devlet kısa sürede yıpranır, tükenir ve yıkılır Bu kabil olayların yaygınlık kazanmasıyla da dünya yıkılır gider
Emanet konusu 201-204 numaralı hadislerin bulunduğu “Emaneti Yerine Getirme” bahsinde geniş bir şekilde ele alınmıştır
Hadisten Öğrendiklerimiz
1 Âlim, kendisine soru soran kimseyi herhangi bir kusurundan dolayı azarlayıp incitmemelidir
2 Soru yersiz ve burada olduğu gibi net bir cevabı bulunmayan bir soru bile olsa, uygun bir cevap vermelidir
3 Soru sormak için uygun zamanı kollamalı ve sırasının gelmesini beklemelidir
4 Kendisine verilen cevabı yeterince anlamayan ve tatmin olmayan kimse tekrar sormalıdır
5 Kıyametin kopmasını hazırlayan şartlar vardır Bunlardan biri de işlerin ehil olmayan kişilere, yetkisiz ve sorumsuz kimselere bırakılmasıdır
Riyazüs Salihin

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.