Furkan Süresi Meali

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Furkan Süresi Meali






furkan süresi meali Mumine Sitesi
025-el-FURKÂN 25-el-FURKÂNBu sûre Mekke'de nâzil olmuştur, sadece üç âyetinin (68, 69, 70) Medine'de nâzil olduğu hakkında bir rivayet vardır 77 (yetmişyedi) âyettir Sûre, adını ilk âyetinde geçen "el-furkan" kelimesinden alır "Furkan", hakkı bâtıldan ayırdeden demektir ve Kur'an-ı Kerim'in isimlerindendir Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla1 Âlemlere uyarıcı olsun diye kulu Muhammed'e Furkan'ı indiren, Allah, yüceler yücesidir2 Göklerin ve yerin mülkü O'nundurO bir çocuk edinmemiştir,mülkünde ortağı yoktur Her şeyi yaratmış, ona ölçü , biçim ve düzen vermiştir3 (Kâfirler) O'nu (Allah'ı) bırakıp, hiçbir şey yaratamayan, bilakis kendileri yaratılmış olan, kendilerine bile ne zarar ne de fayda verebilen, öldürmeye, hayat vermeye ve ölüleri yeniden diriltip kabirden çıkarmaya güçleri yetmeyen tanrılar edindiler4 İnkâr edenler: Bu (Kur'an), olsa olsa onun (Muhammed'in) uydurduğu biryalandır Başka bir zümre de bu hususta kendisine yardım etmiştir, dediler Böylece onlar hiç şüphesiz haksızlığa ve iftiraya başvurmuşlardır5 Yine onlar dediler ki: (Bu âyetler), onun, başkasına yazdırıp da kendisine sabah-akşam okunmakta olan, öncekilere ait masallardır

Bu ayette, bazı kafirlerin, Kur’an ayetlerinin inceki kavimlerin masallarından ibaret olduğu, Hz Peygamber’in bunları başkalarına yazdırdığı ve ezberlemesi için kendisine sabah akşam okunduğu yolundaki ifadelerinden sözedilmektedir Tefsirlerde genellikle tercih edilen bu mana esas alındığında, ayetin dikkat çekici bir hususa işaret ettiği görülür, ki bu, Hz Peygamber’in ümmi olduğunun yani okuyup yazma bilmediğinin mürkirlerce de bilinmekte ve kabul edilmekte oluşudur
6 (Resûlüm!) De ki: Onu göklerde ve yerdeki gizlilikleri bilen Allah indirdi Şüphesiz O, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir 7 Onlar (bir de) şöyle dediler: Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı! 8 Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya içinden yeyip (meşakkatsizce geçimini sağlayacağı) bir bahçesi olmalıydı (Ayrıca) o zalimler (müminlere): Siz, ancak büyüye tutulmuş bir adama uymaktasınız! dediler 9 (Resûlüm!) Senin hakkında bak ne biçim temsiller getirdiler! Artık onlar sapmışlardır ve (hidayete) hiçbir yol da bulamazlar 10 Dilerse sana bunlardan daha iyisini, altlarından ırmaklar akan cennetleri verecek ve sana saraylar ihsan edecek olan Allah'ın şanı yücedir

“Bunlardan daha iyisi” denirken, kafirlerin Hz Peygamber’e değer vermek için kendisinde aradıkları imkanlara işaret olunmaktadır
Cenab-ı Allah, Irak bölgesindeki münbit arazileri, İran şehinsahlarının ve Rum imparatorlarının saraylarını müslümanlara nasip etmek suretiyle bu vadini gerçekleştirmiştir
11 Onlar üstelik kıyameti de yalan saydılar Biz ise, kıyameti inkâr edenler için alevli bir ateş hazırladık 12 Cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerini görünce, onun öfkelenişini (müthiş kaynamasını) ve uğultusunu işitirler

Cehennemin insanları görmesi, onunla karşılaşmak manasında mecaz olabileceği gibi Allah’ın ateşe görme kabiliyeti vermesi manasında hakikat de olabilir
13 Elleri boyunlarına bağlı olarak onun (cehennemin) dar bir yerine atıldıkları zaman, oracıkta yokoluvermeyi isterler 14 (Onlara şöyle denir Bugün (yalnız) bir defa yok olmayı istemeyin; aksine birçok defalar yok olmayı isteyin!

Bu hitap ile, bütün azabın karşılaşılan azaptan ibaret olmadığı, daha çok çeşitli azapların kendilerini beklediği bildirilmiş olmaktadır Bir de, cehennem azabının sürekliliğini ifade eden başka ayetler dikkate alındığında, bu hitaptan, inkarcıların yanan derilerinin tazeleneceği, böylece tekrar tekrar azaba maruz kalacakları manası anlaşılmaktadır
15 De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takvâ sahiplerine vâdedilen ebedilik cenneti mi? Orası, onlar için bir mükâfat ve (huzura kavuşacakları) bir varış yeridir 16 Onlar için orada ebedî kalmak üzere diledikleri her şey vardır İşte bu, Rabbinin üzerine (aldığı ve yerine getirilmesi) istenen bir vaaddir

Müminlerin, dualarında hep bu vadin yerine getirilmesini istedikleri, ya da bunun istenmeye değer vaad oluşu anlatılmaktadır
17 O gün Rabbin onları ve Allah'tan başka taptıkları şeyleri toplar da, der ki: Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?

“Allah’tan başka taptıkları şeyler” hakkında tefsirlerde değişik izahlar vardır Bunlar tanrı diye taptıkları (İsa aleyhisselam, Uzeyr aleyhisselam gibi) elçiler, cinler veya putlar olabilir “Bunlar putlardır” diyen tefsirlerde, Cenab-ı Allah’ın onlara lisan verip hakikati söyleteceği ifade edilmiştir
18 Onlar: Seni tenzih ederiz Seni bırakıp da başka dostlar edinmek bize yaraşmaz; fakat sen onlara ve atalarına o kadar bol nimet verdin ki, sonunda (seni) anmayı unuttular ve helâki hak eden bir kavim oldular, derler 19 (Bunun üzerine ötekilere hitaben şöyle denir İşte (taptıklarınız), söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar Artık ne (azabınızı) geri çevirebilir, ne de bir yardım temin edebilirsiniz İçinizden zulmedenlere büyük bir azap tattıracağız! 20 (Resûlüm!) Senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberler de hiç şüphesiz yemek yerler, çarşılarda dolaşırlardı (Ey insanlar!) Sizin bir kısmınızı diğer bir kısmınıza imtihan (vesilesi) kıldık; (bakalım) sabredecek misiniz? Rabbin her şeyi hakkıyla görmektedir

Bu ayette müminlerden, müşriklerin kendilerine verecekleri ezalara dayanmaları istenmekte; Allah’ın herşeyi hakkıyla görmekte olduğu belirtilerek, zalimlerin de, iman mücadelesinde sabır ve metanet gösterenlerin de, yaptıklarının karşılığını görecekleri ima edilmekte ve müminlere teselli verilmektedir
21 Bizimle karşılaşmayı (bir gün huzurumuza geleceklerini) ummayanlar: Bize ya melekler indirilmeliydi ya da Rabbimizi görmeliydik, dediler Andolsun ki onlar kendileri hakkında kibire kapılmışlar ve azgınlıkta pek ileri gitmişlerdir22 (Fakat) melekleri görecekleri gün, günahkârlara o gün hiçbir sevinç haberi yoktur ve: (Size, sevinmek) yasaktır, yasak! diyeceklerdir

Bu sözü müşriklerin kendi kendilerine söyleyip hayıflanacakları manası düşünülebileceği gibi, zamirin meleklere gönderilmesi ve bu sözün melekler tarafından söyleneceği şeklinde anlaşılması da mümkündür
23 Onların yaptıkları her bir (iyi) işi ele alırız, onu saçılmış zerreler haline getiririz (değersiz kılarız)

Kafirlerin, misafire ikram, akrabayı ziyaret gibi güzel davranışlarının, iman etmemiş olmaları sebebiyle boşa gideceği, işe yaramaz telakki edileceği anlatılmaktadır
24 O gün cennetliklerin kalacakları yer çok huzurlu ve dinlenecekleri yer pek güzeldir25 O gün gökyüzü beyaz bulutlar ile yarılacak ve melekler bölük bölük indirileceklerdir 26 İşte o gün, gerçek mülk (hükümranlık) çok merhametli olan Allah'ındır Kâfirler için de pek çetin bir gündür o 27 O gün, zalim kimse (pişmanlıktan) ellerini ısırıp şöyle der: Keşke o peygamberle birlikte bir yol tutsaydım! 28 Yazık bana! Keşke falancayı (bâtıl yolcusunu) dost edinmeseydim! 29 Çünkü zikir (Kur'an) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı Şeytan insanı (uçuruma sürükleyip sonra) yüzüstü bırakıp rezil rüsvay eder

Bu ayetlerin Ukbe bin Ebi Muayt hakkında nazil olduğu belirtilmektedir Rivayete göre Ukbe, verdiği bir ziyafete Resul-i Ekrem’i de davet etmişti Hz Peygamber, şehadet getirmedikçe yemeğinden yemeyeceğini söyleyince kelime-i Şehadeti söylemiş; fakat müşriklerin ileri gelenlerinden Ubey b Halef’in gönlünü hoş etmek için bilahare sözünden dönmüş ve gidip Hz Peygamber’e hakaretlerde bulunmuştu
30 Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'ı büsbütün terkettiler

Ayette, Hz Peygamber’in, Kur’an’a gereken değeri vermeyen ve hatta onunla alay eden kavminden yakınışı anlatılmaktadır Ayetteki “mehrucan” kelimesi “kötü söz” manasında da anlaşılmıştır Bu manaya göre, müşriklerin Kur’an hakkında onun sihir vb olduğu yönündeki ithamlarına işaret edilmiş olur
31 (Resûlüm!) İşte biz böylece her peygamber için suçlulardan düşmanlar peydâ ettik Hidayet verici ve yardımcı olarak Rabbin yeter 32 İnkâr edenler: Kur'an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi? dediler Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk33 Onların sana getirdikleri hiçbir temsil yoktur ki, (onun karşılığında) sana doğrusunu ve daha açığını getirmeyelim34 Yüzükoyun cehenneme (sürülüp) toplanacak olanlar; işte onlar, yerleri en kötü, yolları en sapık olanlardır 35 Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik, kardeşi Harun'u da ona yardımcı yaptık 36 "Ayetlerimizi yalan sayan kavme gidin" dedik Sonunda, (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ediverdik37 Nuh kavmine gelince, peygamberleri yalancılıkla itham ettiklerinde onları, suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret yaptık Zalimler için acıklı bir azap hazırladık38 Ad'ı, Semûd'u, Ress halkını ve bunlar arasında daha birçok nesilleri de (inkârcılıklarından ötürü helâk ettik)

“Ad” Hud (as)ın, “Semud” Salih (as)ın kavmidir “Ress” hakkında değişik tefsirler vardır; daha çok Şuayb (as)ın kavmi olarak bilinmektedir Bir tefsire göre ise, Yemame çayı üzerinde bir köyün adı olup, Semüd kavminden kalanlar burada otururlardı Fakat bu bilgiler, sahih haberlerle sabit değildir Kur’an tarafından bize bildirilen husus, “Ashab-ı Ress” denen bir insan topluluğunun yaşadığı ve küfürleri yüzünden helak edildiğidir
39 Onların her birine (uymaları için) misaller getirdik; (ama öğüt almadıkları için) hepsini kırdık geçirdik

Kendilerinden öncekilerin başlarına gelenler ve acı gerçekler, öğüt alsınlar diye her bir kavme peygamberler aracılığı ile anlatıldığı halde, onlar bu imtisal nümuneleri üzerinde ibretle düşünmek yerine bunları uydurulmuş birer masal telakki etmişler ve nihayet ilahi gazaba uğramışlardır
40 (Resûlüm!) Andolsun (bu Mekkeli putperestler), belâ ve felâket yağmuruna tutulmuş olan o beldeye uğramışlardır Peki onu görmmüyorlar mıydı? Hayır, onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar

Tefsirlerde, bu ayette, Mekkeli müşriklerin, ticaret için gittikleri Şam seferleri esnasında, inkarları ve sapık yolda inatları yüzünden taş yağmuru ile helak edilen Lut kavminin kalıntılarını gördüklerine ve yine de ibret almadıklarına işaret edildiği belirtilmektedir
41 Seni gördükleri zaman: "Bu mu Allah'ın peygamber olarak gönderdiği!" diyerek hep seni alaya alıyorlar 42 "Şayet tanrılarımıza inanmakta sebat göstermeseydik, gerçekten bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı" diyorlar Azabı gördükleri zaman, asıl kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler! 43 Kötü duygularını kendisine tanrı edinen kimseyi gördün mü? Sen (Resûlüm!) ona koruyucu olabilir misin? 44 Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten (söz) dinleyeceğini yahut düşüneceğini mi sanıyorsun? Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar yolca daha da sapıktırlar

Bu gibi kimseler, akıllarına ve kendilerine ulaşan ilahi tebliğe uymayıp sırf hissiyatına göre hareket etmeleri bakımından hayvanlara benzetilmiş; hayvanlarının hareketlerinin kendilerine verilen güç ve kabiliyetlerin yaratılış amacına uygun olmasına karşılık böyle kimselerin davranışlarının bu özellikten yoksun bulunmasından ötürü de onlardan gidişçe daha sapık oldukları belirtilmiştir
45 Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmedin mi? Eğer dileseydi, onu elbet hareketsiz kılardı Sonra biz güneşi, ona delil kıldık 46 Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş kendimize çektik (kısalttık) 47 Sizin için geceyi örtü, uykuyu istirahat kılan, gündüzü de dağılıp çalışma (zamanı) yapan, O'dur48 Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen O'dur Biz, ölü toprağa can vermek, yarattığımız nice hayvanlara ve nice insanlara su vermek için gökten tertemiz su indirdik 49 Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen O'dur Biz, ölü toprağa can vermek, yarattığımız nice hayvanlara ve nice insanlara su vermek için gökten tertemiz su indirdik 50 Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşitli şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir

Bu ayete, “ilahi kudretin eserlerinin ve insanlara verilen nimetlerin birçok peygamberin dilinden defalarca ve çeşit çeşit anlatıldığını” ifade etmek üzere yukarıdaki şekilde mana vermek mümkün olduğu gibi; “suyu evirip çevirip, değişik yerlere türlü türlü yağmur yağdırdık” tarzında bir mana da verilebilir
51 (Resûlüm!) Şayet dileseydik, elbet her ülkeye bir uyarıcı (peygamber) gönderirdik 52 (Fakat evrensel uyarıcılık görevini sana verdik) O halde, kâfirlere boyun eğme ve bununla (Kur'an ile) onlara karşı olanca gücünle büyük bir savaş ver! 53 Birinin suyu tatlı ve susuzluğu giderici, diğerininki tuzlu ve acı iki denizi salıveren ve aralarına bir engel, aşılmaz bir sınır koyan O'dur

Bu ayet hakkında değişik tefsirler vardır: 1) Maksat, denize karışan nehir (Dicle gibi) ve onun karıştığı denizdir Denizi yarıp arasından fersahlarca akıp gittiği halde, nehrin suyunun tadı bozulmamaktadır 2) Maksat, Nil gibi büyük ırmak ve büyük denizdir ki aralarına bir kara parçası (dil) girmektedir 3) Maksat, müminlerle kafirlerdir Tatlı su müminleri, acı su kafirleri sembolize etmektedir Dünyada yanyana fakat birbirlerine karışmadan yaşadıklarına işaret edilmektedir
54 Sudan (meniden) bir insan yaratıp onu nesep ve sıhriyet (kan ve evlilik bağından doğan) yakınlığa dönüştüren O'dur Rabbinin her şeye gücü yeter55 (Böyle iken inkârcılar) Allah'ı bırakıp kendilerine ne fayda ne de zarar verebilen şeylere kulluk ediyorlar İnkârcı da Rabbine karşı uğraşıp durmaktadır56 (Resûlüm!) Biz seni ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik 57 De ki: Buna karşılık, sizden, Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen kimseler (olmanız) dışında herhangi bir ücret istemiyorum 58 Ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan O'nu hamd ile tesbih et Kullarının günahlarını O'nun bilmesi yeter 59 Gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden (ona hükmeden) Rahmân'dır Bunu bir bilene sor

Arş’a istiva ve altı günde yaratma hakkında A’raf suresi 54 Ayetteki, Arş hakkında Hud suresi 7 Ayetteki açıklamalara bakınız
60 Onlara: Rahmân'a secde edin! denildiği zaman: "Rahmân da neymiş! Bize emrettiğin şeye secde eder miyiz hiç!" derler ve bu emir onların nefretini arttırır 61 Gökte burçları var eden, onların içinde bir çerağ (güneş) ve nurlu bir ay barındıran Allah, yüceler yücesidir 62 İbret almak veya şükretmek dileyen kimseler için gece ile gündüzü birbiri ardınca getiren de O'dur 63 Rahmân'ın(has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) "Selam!" derler (geçerler);64 Gecelerini Rablerine secde ederek ve kıyam durarak geçirirler 65 Ve şöyle derler: Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav Doğrusu onun azabı gelip geçici değil, devamlıdır 66 Orası cidden ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir!67 (O kullar), harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar68 Yine onlar ki, Allah ile beraber (tuttukları) başka bir tanrıya yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler Bunları yapan, günahı (nın cezasını) bulur;69 Kıyamet günü azabı kat kat arttırılır ve onda (azapta) alçaltılmış olarak devamlı kalır 70 Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlar başkadır; Allahı onların kötülüklerini iyiliklere çevirir Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir 71 Kim tevbe edip iyi davranış gösterirse, şüphesiz o, tevbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner 72 (O kullar), yalan yere şahitlik etmezler, boş sözlerle karşılaştıklarında vakar ile (oradan) geçip giderler73 Kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığında ise, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar; 74 (Ve o kullar): Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl! derler 75 İşte onlara, sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamı verilecek, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır 76 Orada ebedî kalacaklardır Orası ne güzel bir yerleşme ve ikamet yeridir77 (Resûlüm!) De ki: (Kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? (Ey inkârcılar! Size Resûl'ün bildirdiklerini) kesinkes yalan saydınız; onun için azap yakanızı bırakmayacaktır!

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.