Mimar Sinan Eserleri

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mimar Sinan Eserleri



Mimar Sinan Yapıtları :

Ömrünün sonuna kadar araştıran, deneyen ve yenilikler ortaya koyan bir tasarımcı ve bir bilim adamı olan Sinan, bugün bile evrensel değerlere sahip bir mimari yaratmıştır

Sinan, Osmanlı İmparatorluğu’nun gücünün en üstün olduğu bir dönemde, sanatın en üst düzeyde olduğu bir evrede, bütün bu birikimi mimarlık alanında tek isim olarak temsil edebilmiş bir mimardır Tasarladığı yapıların büyük çoğunluğunu ve en seçkinlerini o zamanın başkenti İstanbul’da gerçekleştirir Bu eserleri adeta bir mimarlık yarışmasına katılırcasına, yeniliklerle dolu olarak geliştirir ve topografyanın en uygun yerlerine yerleştirerek kent siluetine büyük katkılarda bulunur Böylece İstanbul, en özgün yapı örnekleriyle sanki bir açıkhava müzesine dönüşür

Bir Pergelin İki Ayağı Gibi

Kayseri Sancağı’nın Ağırnas Köyü’nde kesin olarak bilemediğimiz bir tarihte (1494-1499 arasında bir yıl olabilir) doğar Sinan Osmanlı kapıkulu sınıfına asker yetiştiren Acemi Ocağı’ndayken dülgerliği ister; ustalarını dikkatle izleyerek inşaatlarda çalışır Kendisi bu çalışmalarda “tıpkı bir pergelin sabit ayağı gibi kararlı” olduğunu ifade eder Diğer yandan “pergelin gezen ayağı gibi başka diyarları gezmeye özendim” der Kanuni Sultan Süleyman döneminde yeniçeri olarak Belgrad (1521), Rodos (1522), Mohaç (1526), Viyana (1529), Alman (1532), İran ve Bağdat (1534-35) seferlerinde bulunur Keşif amacıyla Van Gölü’nü geçmek için malzeme ve alet sıkıntılarına rağmen toplu tüfekli üç kadırga inşa eder Daha önceki savaşlarda da yeteneğini gösterdiği mühendislikteki başarıları nedeniyle ‘Haseki’ rütbesine getirilir 1538’deki Karaboğdan (Moldovya) seferi sırasında, Prut Nehri üzerine kısa bir sürede inşa ettiği köprü, kendisine büyük bir başarı kazandırır; aynı yıl Mimarbaşı Acem Alisi’nin ölümü üzerine ‘Mimarbaşı’ olur



Mihrimah Sultan Camisi - Üsküdar

Katıldığı seferler sırasında gördüğü Doğu ve Batı’daki çeşitli kültür eserleri, karşılaştığı acele çözüm bekleyen sorunlar, askerlikte edindiği disiplin, denetim ve örgütlenme bilgisi, Sinan’a büyük bir görgü ve deneyim kazandırmış, tasarım ve yöneticilik yeteneklerini geliştirmiş olmalıdır Elli yıl gibi uzun bir süre mimarbaşı olarak çalışan Sinan, bu dönem içinde 477 yapı tasarlar, tasarımlarını denetler, inşa eder ya da onarır Sinan’ın yaşamını incelediğimizde yaptıklarıyla hiçbir zaman yetinmeyip, bıkıp usanmadan düşünen, araştıran ve yenilikler ortaya koyan bir yaratıcının öyküsüyle karşılaşırız



Camilerin Mimarı

Sinan, Osmanlı mimarlığında en önemli mekân olan camilerin tasarımına önemli katkıları olan bir mimardır Mimarbaşılığa getirildikten sonra yaptığı ilk cami olan Haseki (1539), dönemin geleneksel bir mekânını yansıtır, herhangi bir yenilik ortaya koyamaz Ancak bundan sonra hemen ele aldığı Üsküdar’daki Mihrimah Camisi (1540?-48), kubbeyi üç yandan saran yarım kubbeleriyle bir sıçrama noktası olur; yapıyı bitirmeden de Şehzade Camisi’ne (1543-1548) geçer Sinan, dört dayanaklı, tek kubbeli yapılardan başlayıp, yarım kubbeler ekleyerek mekânı zenginleştirmiş ve giderek orta mekânı yükselterek yapıyı bir piramit içine almıştır Şehzade Camisi, dört yarım kubbesiyle kare tabana oturan merkezi kubbenin en gelişmiş örneğidir Camide, dört ayağı destekleyen payandalar, içeride ve dışarıda bir tasarım elemanı olarak ustaca kullanılır Oysa payandalar sadece destek amacıyla kullanılsaydı çok kaba durabilirlerdi Sinan, bu payandaları daha sonra Süleymaniye ve Selimiye camilerinde de kullanır

Selimiye Camii
Süleymaniye’den sonra Sinan, Edirne’de gördüğü Üç Şerefeli Camisi’nin etkisiyle altıgen şema üzerinde pek çok deneme yapar Bu denemelerde, daha önce devamlı uygulamaya çalıştığı merkezi simetrik mekân şemasından farklı olarak mekânın enine yayıldığını görüyoruz Sinan’ın fark ettiği bir başka durum ise altıgen şemada, dikdörtgen mekânın, kubbe ve yarım kubbelerle sorunsuz olarak örtülmesidir Her ne kadar altıgen şemayı sevmiş görünüyorsa da Sinan’ın, zaman zaman tekrar kare plana döndüğünü izliyoruz Ancak her dönüş yenilik ve atılım doludur

Sinan, arayışlarına devam etmeyi hiç bırakmaz Sekizgen tabana oturan kubbesiyle Rüstem Paşa Camisi, yeni bir tasarımın ürünüdür Denediği bu şema, Edirne’deki Selimiye Camisi’nde olgunluğa ulaşır Osmanlı mimarlığının çok sevilen bir eseri olduğu kadar, Sinan’ın da en beğendiği yapı olan Selimiye Camisi ile Ayasofya’yı geçme arzusuna gerçekten ulaşmıştır Taşıyıcı sistem güvenli, mekân anıtsal bir kubbe altında yalın ve bütündür Altıgen ve sekizgen şemaların hem mekân, hem taşıyıcılık bakımından Ayasofya ile benzerliği yoktur Selimiye’de anıtsal boyutlarda kullanılan sekizgen şema ile Ayasofya artık simge yapı olmaktan çıkmıştır



Haseki Hurrem Sultan Hamamı - Külliyesi

Bir Tasarımcı ve Bilim Adamı

Osmanlı döneminde mimarlar devlet protokolünde çok önemli bir yer almamasına rağmen Sinan’ın konumu çok farklıdır Üç sultanın yanında pek çok saray erkanı için de yapı tasarlayan Sinan’ın, sevilen ve beğeni toplayan bir mimar olduğu bellidir İstanbul’a su getirmesi için Sultan Süleyman tarafından görevlendirilen Sinan, çok zor ve bilgi gerektiren bu işi başarı ile tamamlar ve sultanın takdirini kazanır Sultan Süleyman’ın Süleymaniye gibi kendi adına yaptırdığı büyük bir caminin açılışını Sinan’a yaptırması bu takdirin en belirgin ifadesidir

“Resmini çizip inşa ettiğim cami, mescit ve öbür önemli yapıları on üç bölüm halinde yazıp benzersiz bir risale oluşturdum, adını da ‘Tezkiretü’l Ebniye’ koydum Umut ederim ki, kıyamete dek ona göz gezdirecek temiz yürekli dostlar, çabamdaki ciddiyet ve gayreti öğrendiklerinde insaflı bir gözle bakıp beni hayır dualarıyla anarlar, inşallah” der Sinan Onun hayatı ve eserleri hakkında kendi anlattıkları sıradan bir kişinin insanca davranışlarını gösteren anılar niteliğindedir Ama eserlerine bakıp çok uğraş ve bilgi isteyen karmaşık tasarım ve uygulamalarını Batı’yla karşılaştırdığımızda çok sayıda eseri inanılmaz kısa sürelerde kusursuz olarak gerçekleştirmiş bir bilge kişi karşımıza çıkar

Sinan geleneğe körü körüne bağlı değildir Dışa açık, analizci, gördüklerinden doğru dersler ve ilhamlar alan, onları kendi görüşleri doğrultusunda senteze ulaştıran bir tasarımcı ve bilim adamıdır Ömrünün sonuna kadar araştıran; deneyen; topografya, kompozisyon, mekân, kütle ve strüktür sorunlarına yeni çözümler arayan ve gelişmiş, değişik örnekler sunan Sinan, Osmanlı ve hatta İslam mimarisinin simgesidir



Sokollu (Selim II) Külliyesi, Hatay Payas


Mimar Sinan'ın Eserlerinden Bazıları:

Haseki Külliyesi
Şehzade Külliyesi
Süleymaniye Külliyesi
Atik Valide Külliyesi, Üsküdar
Sokollu Külliyesi, Lüleburgaz
Süleymaniye Külliyesi, Şam
Sokollu (Selim II) Külliyesi, Hatay Payas

Camiler

Dört Dayanaklı - Tek Kubbeli Camiler

Hadım İbrahim Paşa Camisi, Silivrikapı
Mihrimah Sultan Camisi, Edirnekapı
Zal Mahmut Paşa Camisi, Eyüp

Dört Dayanaklı - Yarım Kubbeli Camiler

Mihrimah Sultan Camisi, Üsküdar
Şehzade Camisi
Sülaymaniye Camisi
Kılıç Ali Paşa Camisi
Altı Dayanaklı Camiler
Sinan Paşa Camisi, Beşiktaş
Kara Ahmet Paşa Camisi, Topkapı
Molla Çelebi Camisi, Fındıklı
Semiz Ali Paşa Camisi, Babaeski
Atik Valide Camisi, Üsküdar
Sokollu Camisi, Kadırga


Mimar Sinan Eserleri Hakkında Kısa Kısa

Mimar Sinan'ın Selimiye Camii'nin kubbesini o genişliğe oturtmak için 13 bilinmeyenli bir denklemi matematiğin bilinen 4 ana işleminden farklı beşinci bir işlem bularak çözdüğü söylenir

Ayrıca minarelerin şerefelerine çıkanların yolda birbirlerini görmemeleri ise büyük bir dehanın ürünüdür

Almanlar aynı sistemi meclislerinin önündeki dev kürede kullanmışlar

Mimar Sinan bu sistemi 2 metre çapındaki minarelere yüzyıllar önce monte edebilecek bir dehadır





Bir gün Selimiye Camii'ne girenler, kubbenin altında bir Japon'un ayaklarını kıbleye doğru uzatmış sırtüstü yattığını görmüşler Tabii hemen Japonu, "Burası kutsal bir yer Bu şekilde yatmak bizim inançlarımıza göre saygısızlıktır Lütfen oturun veya ayakta durun" diyerek

uyarmışlar

Ancak, Japon trans vaziyetteymiş, gözlerini kubbeden ayırmadan şöyle sayıklıyormuş:

"Bu imkansız Ben yılların mühendisiyim Bu kubbe var olamaz Hayal görüyorum Bu kubbenin orada o şekilde durması fizik ve matematik kurallarına aykırı Bu imkansız, orada hiçbir şey yok, orada hiçbir şey yok"

Selimiye camisinin zemini gevşek toprakmış Bu nedenle minarelerinin yakın zamanda yıkılacağı fark edilmiş Uluslararası bir grup bilim adamı toplanmışlar Nasıl kurtarırız bu tarihi minareleri diye kafa kafaya vermişler Sonuçta en son teknoloji olan metal kelepçelerle minarelerin temellerini sabitlemenin en iyi çözüm olduğuna karar vermişler

Minarelerin temellerini açınca, koymayı düşündükleri kelepçelerin aynısıyla karşılaşmışlar Mimar Sinan bilmem kaç yüzyıl önce aynı şeyi düşünmüş meğerse


1950-60 arası bir tarihte inşaat mühendisi, mimar ve jeofizikçilerden oluşan bir Japon heyeti Türkiye’ye gelmiş

Heyet İmar ve İskan Bakanlığı’ndan izin alarak ülkemizdeki tarihi yapıları incelemeye başlamış Ayasofyayı, Yerebatan Sarnıcını filan gezdikten sonra sıra Sinan'ın kalfalık eseri Süleymaniye Camii'yle Sinan'ın öğrencisi Mimar Davut Ağa’nın eseri Sultanahmet Camii'ne gelmiş Japonlar bu camiler üzerinde günlerce inceleme yapmışlar Her geçen gün şaşkınlıkları daha da artıyormuş Çünkü Japonlar daha ilk incelemede camilerin gevşek bir zemin üzerine inşa edildiğini anlamışlar Ama bunca yıl, bu camilerde bir çatlak dahi olmamasına akıl sır erdirememişler Araştırmalarının sonucunda herhangi bir sarsıntı sırasında bu iki caminin sabitlenmediğini aksine yerinde oynayarak yıkılmaktan kurtulabildiği ortaya çıkmış Minareleri incelediklerinde ise şaşkınlıkları ikiye katlanmış

Minarelerin çok daha gelişmiş bir raylı sistem mekanizması üzerine oturtulduğunu ve her yöne yaklaşık 5 derece yatabildiğini görmüşler Daha derin araştırma yapmak için Edirne'ye,

Sinan'ın ustalık eseri Selimiye Camii'ne gitmişler Oradaki olağanüstü sistemleri görünce iyice şaşırmışlar Selimiye'nin tüm sırlarını aylarını harcayarak çözmüşler

Japonya'ya döndüklerinde ise Sinan’ın sırlarını uygulamaya sokarak şehirlerini Sinan’ın kullandığı sistemlerle kurup muazzam gökdelenler dikmişlerYani şu an gelişmiş ülkelerin gökdelen yapımında kullandıkları çoğu sistem, yüzyıllar önce Sinan’ın geliştirdiği mekanizmalarmış

Mimar Sinan Eserleri - Mimar Sinan Yapıtları - Mimar Sinan Sanat Eserleri - Tarihi Mimar Sinan Eserleri


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.