![]() |
Osmanlı Sofrası |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Sofrasıosmanlı sofra kültürü - osmanlı sofra adabı ![]() Peygamber Efendimiz "Yemeklerinizi ailenizle birlikte yiyin, toplu yemekte bereket vardır" buyuruyor; ama hayat şartlan, aile bireylerinin bir araya gelmesine fazla izin vermiyor ![]() Sonuçta, "aile" kavramı giderek zayıflıyor, çözülüyor, çöküyor ![]() Ramazan ayı ailenin bir araya gelmesi, iftar ve sahur sofralarında buluşması, böylece bir taraftan Efendimizin buyruğunu ihya ederken, diğer taraftan bağımsız bireyle-rin "aile" bilincinde buluşması açısından da büyük bir fırsattır ![]() Unutmayalım ki, Osmanlı ceddimiz Ramazan günlerini dünya ve ahiret saadetine ulaşmanın vasıtası olarak gormuş, o anlamda değerlendirmiş, Ramazan'ın her gününü ayrı bir bayram havasında yaşamıştır ![]() ![]() Eski iftar ve sahur sofralarından söz edeceğim, ama Osmanlı sofralarını anlatmanın, salt yeme-içmeden söz etmek anlamına gelmediğini peşinen söylemeliyim ![]() ![]() Çocuklar ve gençler, basit bir karın doyurma olayının hem bir sanat şölenine, hem de bir okula dönüşmesini yaşayarak izler, imparatorluk tarihinden ve coğrafyasından beslenen ritüelleri özümseyerek düzgün davranışlar kazanır, aynı zamanda bu gücü sağlayan devlete ve millete güvenmeyi öğrenirlerdi ![]() ![]() Yani Osmanlı sofrasının, "beslenme" ile sınırlanamayan bir dinî ve millî misyonu da vardı ![]() ![]() Asya'dan Afrika'ya, Avrupa'dan Balkanlar'a ve Ortadoğu'ya uzanan geniş coğrafyada farklı beslenme biçimlerinin yoğrulmasıyla oluşan Osmanlı mutfağı, en nadide örneklerini Ramazan sofralarında sergilemiş, her iftar, her sahur düğüne dönüştürülmüştür ![]() Osmanlı halkı, Ramazan dışında, kuşluk ve akşam vakti olmak üzere günde iki öğün yemek yerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yemek yemenin kuşkusuz bir adabı vardı ve herkes buna çok dikkat ederdi ![]() ![]() ![]() ![]() Oruç, su ya da zeytinle açılır, küçük tabaklarda gelen iftariyeliklerle sürerdi ![]() ![]() ![]() Önce sıcak bir çorba içilir, arkasından iftar sofralarının vazgeçilmezi pastırmalı yumurta yenirdi ![]() ![]() ![]() Sultan IV ![]() ![]() ![]() ![]() İftar sofraları elbette meyve ve sebzelerle de donatılır-dı ![]() Yarımca kirazı 1950'lere kadar iftar sofralarımızı süslerdi ![]() Ahmet Rasim (1864-1932) Sultan Abdülmecid (1839-1861) dönemindeki bir iftariye tepsisinde yer alan yiyecekleri sayıyor: Sirkeli yeşil zeytinle yağlı siyah zeytin, susamlı simitler, pastırma, sucuk, hünnap, ceviz, çeşitli reçeller, şerbetler, hurma ve özel kabında zemzem ![]() ![]() ![]() Sahur sofralarında ise pilav (Osmanlı mutfağında pişen 27 çeşit pilavdan bahsediliyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Yemek"le "göbek" arasında elbette bir bağlantı var; ancak Osmanlı ceddimiz midesini tıka basa doldurmaz, çeşitleri tadarcasına yerdi ![]() ![]() Bunların kaynağı hiç kuşkusuz Peygamber-i Âlişan Efendimizin tavsiyeleridir: "Yeyiniz, içiniz, israf etmeyiniz", "Doymadan sofradan kalkınız ![]() Bu sözler hat sanatçıları tarafından yazılır, hemen hemen her Osmanlı evinin duvarlarına asılırdı ![]() Ayrıca kimi selâtin camilerinde hatimle kılınan teravih namazları sayesinde, midede pek az yemek kaldığı tahmin edilebilir ![]() ALINTIDIR |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|