Uygarlık Tarihinin Genel Özellikleri Nedir |
07-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Uygarlık Tarihinin Genel Özellikleri Nediruygarlık tarihi hakkında - uygarlık tarihi bilgileri - mısır uygarlığı Mısır Uygarlığı, Nil Nehri ve deltasında kurulmuştur Mısır’ın etrafının çöllerle kaplı olması diğer uygarlıklarla daha az etkileşimde bulunmasına sebep olmuştur İlkçağ Mısır tarihi MÖ 3000′lerde başlar, Persler’in MÖ 525 de Mısır’ı işgal etmeleri ile son bulur Bu dönem; Eski Krallık, Orta Krallık ve Hiksoslar, Yeni Krallık, Gerileme, Sais Krallığı devirlerine ayrılır - Mısır Uygarlığı ilk çağda en gelişmiş uygarlıklardan biriydi - Mısır ülkesi Nom (Nomos) denilen illere ayrılmıştı Her ilin başında merkezden gönderilen valileler bulunurdu - Eski Mısır’ı Firavun denilen krallar yönetirdi Firavunlara “katip” denilen devlet adamları yardım ederlerdi - Firavunların idaresinde arabalı ve yaya olmak üzere sınıflandırılan güçlü ve disiplinli ordular bulunmaktaydı - Mısırlılar ölümden sonra hayatın devam edeceğine inandıkları için mumyacılığa önem verdiler Bu durum Mısırlıların tıpta ilerlemelerini sağladı Mısırlıların inançları “Çok Tanrılı” idi En önemli tanrıları “Amon – Ra” idi Nil ve Oziris’te önemli tanrılarındandı - Pi sayısını bularak Geometriye önemli katkıda bulunmuşlardır - İlk tapu ve kadastro uygulaması Mısır’da görüldü - 365 günlük ilk takvimi (güneş yılı takvimi) Mısırlılar geliştirip kullanmışlardır Bu takvimi daha sonra diğer uygarlıklar geliştirip günümüz Miladi Takvimi’ni bulmuşlardır - Mısırlılar kendilerine özgü “Hiyeroglif”i (resim yazısını) geliştirdiler Bu yazıyı daha çok palmiye liflerinden yapılan papirüs ve taş anıtlara yazarlardı - Mısır’da hukuk gelişmemiştir Bunun önemli nedeni Firavun’un ilah olarak görülmesidir - Firavunlar için yapılan piramit denilen mezarlar ile tapınaklar en önemli sanat eserlerini oluşturur Keops piramidi, Mikerinos piramidi ve Karnak Tapınağı ile Luksor Tapınağı ünlü eserleridir - Mısır önce Pers istilasına uğradı, ardından MÖ Makedonyalı Büyük İskender tarafından işgal edildi |
Uygarlık Tarihinin Genel Özellikleri Nedir |
07-25-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Uygarlık Tarihinin Genel Özellikleri NedirUygarlıktan bahsedilirken genellikle yazı,yönetim,hukuk,kentler,sanat,madencilik,bili m ve bunlar gibi bir takım ögelerin karmaşık bir bütünlüğünden söz edilirKonuya bu açıdan bakılınca,uygarlığın kökeni için bu tip ögelerin ne olduğu ve nereden kaynaklandığı sorgulanırBazı bilim adamları ise uygarlığın gelişmesinde bu ögelerden herhangi birisinin daha önemli olduğunu düşünerek çalışmalarını onun üzerinde yoğunlaştırmıştırÖrneğin bir bilim adamı metalurjinin uygarlığın gelişmesinde önemli yer tuttuğunu kabul ederse,en eski uygarlıkları tunç devri adı altında sınıflandırırVeya uygarlığın gelişmesinde yazının çok önemli olduğunu düşünür ve yazı kullananları uygar toplum,yazı kullanmayanları ise ilkel toplum olarak birbirinden ayırırBir başkası ise kentleri ön plana çıkarır ve kent devrimi dediği olayı uygarlığın tanımında kullanır Sıhhatli bir uygarlık tanımlaması yapabilmek için yukarıda sıralanan ögelerin hiçbiri tek başına yeterli değildirÖrneğin tek başına metalurjiyi ölçü olarak ele alırsak doğru sonuçlara ulaşamayızNitekim maden işçiliği bazı yörelerde uygar toplumların gelişmesinden önce ortaya çıkmıştırÜstelik hem Amerika’da hem de birçok bölgede hiçbir zaman teknolojik bir öneme kavuşmamıştırYazının kullanılması da böyledirNiteliği ne olursa olsun Sümerlerde yazı toplumun önemli bir özelliği idiAma bugünkü Peru’nun bulunduğu bölgedeki eski uygarlıklarda bir yazı sistemi yoktuAynı şekilde kentleşme de eski uygarlıkların vazgeçilmez bir ögesi olmamıştırHem eski Mısır’da hem de Orta Amerika’da bulunan kentler,kent özelliğinden çok törensel merkez işlevini görüyordu Uygarlığın tanımında tek tek ögelerin ele alınmasının yanlış olduğunu belirtmekle beraber,onların önem sıralamasını yapmamızın bir sakıncası yokturBu bağlamda siyasal örgütlenmenin uygarlığın kurulmasında çok etkili bir öge olduğunu söyleyebilirizSiyasal örgütlenmenin en belirgin modeli ise devlettirGerçekten devlet, hem toprak hem de nüfus olarak büyük olan toplumların sosyal ve ekonomik faaliyetlerini düzenleyen yeni ve güçlü bir araçtıKentleri,tapınakları ve sulama kanallarını inşa etmek,düzenleyici bir otorite olmadan o dönemde mümkün değildiHele ticareti örgütlemek,fetih savaşlarını yürütmek,zanaat işlerini desteklemek gibi işler kabile toplumlarının başaracağı işler değildirAynı şekilde madenlerin bulunmasını,arıtılmasını ve dökülmesini gerçekleştirmek te niteliği ne olursa olsun bir devletin varlığını gerektiriyordu Piramitlerin yapımı, incelenmesi gereken bir konudurAslında eskiden yapılmış olan anıtların büyüklüğü,bunların yapımı için uygulanan örgütlenmeyi kanıtlamazZira bunların yapımında hem zaman süreci olarak hem de işgücünün niceliği olarak değişik oranlar kullanılmış olma ihtimali vardırÖrneğin az sayıda insan ile birkaç kuşak boyunca bir anıt inşa etmek mümkündürVeya çok sayıda insan kullanarak ta kısa sürede aynı iş bitebilirMısır piramitlerinin çok sayıda insanın çalışmasıyla yapıldığı anlaşılmıştırBüyük piramitlerin hepsi Mısır uygarlığının ilk dönemlerinde tamamlanmıştıBu işin başarılmasındaki en etkili unsurun,o zamanlar için yeni olan devletin işgücü ve mali gelirler üzerindeki denetim gücü olduğunu söyleyebiliriz Eski veya çağdaş olması fark etmez,siyasal anlamıyla devlet,zor kullanan bir örgüttürAynı zamanda bu zor kullanımın yasal hakkını kendi tekelinde tutan bir yönetim grubunu barındırırAncak devletle toplum arasındaki ilişki her zaman bir tartışma konusu olmuşturOlmaya da devam edeceği bellidirHer karmaşık ilişkide sorunların çözümü için o ilişkinin zaman süreci içindeki başlangıcına gidilerek basit olan modeli ele alınırBu konuda da devlet örgütünü ilk kez kurmuş olan toplumları incelemek gerekirKabile ortamından doğrudan doğruya devlet çıkmamıştırYani kabile bir gün kendi düzeninde iken ertesi gün uyandığında devlet düzenine geçmiş değildirGenellikle babadan oğula geçen şefliğin yürürlükte olduğu bir sistemde sınıf ayırımı oluşmuştuŞefin otoriter yönetimi altında toplumun ekonomik yaşamı merkezi bir özellikteydiGene de şefler,merkezi otoriteyi temsil etmelerine rağmen zor kullanma hakları yoktu ve henüz kral sayılmıyorlardıBu hiyerarşik toplumun evrimi ile devlet oluşmuştur Devletin sosyal ve ekonomik yaşamı düzenleyen siyasal bir örgüt olarak ortaya çıkışındaki temel etkenlerin ne olduğunu belirlemeye çalışan birkaç tane kuram vardırBunlardan bir tanesi fetih kuramıdırBuna göre bir toplum öteki toplumun topraklarını eline geçirir ve galipler egemen sınıf olarak devlet örgütünü kurarAncak tarihi inceleyen araştırıcılar,karmaşık toplumların fetihlerden önce de varolduğunu görmüşlerdirYa fetheden ya da fethedilen veya herikisi birden zaten devlet özelliği ağır basan karmaşık toplumlardıBu konuda göz önünde tutulması gereken nokta,fetih savaşlarının yeni topraklar,ilave insan ve ekonomik kaynaklar elde etme isteğidir Bazı kuramlar, devletin oluşumunu ve gelişimini belirleyen etkenler arasında ticareti ön planda tutarlarEski dönemlerde ana ticaret yollarının kesiştiği belli bölgeler vardıBuralarda değişik toplumlardan gelen tüccar toplulukları sık sık bir araya geliyorlardıAncak bunların arasında ortak bir kültür olmadığı gibi toplumsal kurumları da birbirlerinden farklıydıİşte bu topluluklar işlerini yürütebilmek için bir otoriteye ihtiyaç duymuşlardıKendi aralarında kurdukları bu otoriter kurum zamanla gelişecek ve devlet haline gelecektirBu kuramın çelişkili bir temeli olduğu için kabul edilmesi olanaksızdırZira uzun yol ticareti sadece devleti olan toplumlarca gerçekleştirilebilen bir eylemdir Tarımda sulama sisteminin önemini vurgulayan bilimadamları,kendine özgü bir modeli olan yönetim şekli ile ırmak vadileri arasında ilişki kurmuşlardıÇin’de Sarı Irmak,Hindistan’da İndus,Mezopotamya’da Dicle ve Fırat,Mısır’da Nil,ve başka bölgelerdeki ırmakların kıyılarında hem sulama işleminin hem de taşkınları önleme tedbirlerinin bir örgüt tarafından yönetilmesi gerektiğinden yola çıkıyorlardıBu örgüt ise, kitlesel işgücü sağlayan ve denetleme işini düzenleyen devlettirEski uygarlıklar döneminde sulamanın yaşamsal olarak çok önemli olduğu tartışılmaz bir gerçektirAncak sulama işleri devlet kuruluşunun nedeni değil,tam tersi devlete bağlı bir olaydırYani sulama işleri ancak bir devlet tarafından organize edilebilirNitekim büyük sulama sistemleri,kabile toplulukları tarafından yapılabilecek olan küçük sistemlerin devletçe birleştirilmesi ile ortaya çıkmıştır Tarımda sulama sisteminin önemini vurgulayan bilimadamlarının bir örneği de Çin uygarlığıdırÇin’de sulama yoluyla yılda birkaç kez ürün alınırBöylece tarım dışı sınıflar için yiyecek sağlanmış olurBu sistemin işleyebilmesi için merkezi otorite gücüne sahip olan bir örgütün sulama işlerinin devamını sağlaması gerekirOluşacak sel baskınlarına karşı baraj yapımı da önemlidirBu hizmetleri sağlayacak işçilerin çalışması böyle bir otorite sayesinde olabileceği için devlet oluşmuşturAncak birtakım eski uygarlıklarda bu tip sulama tesislerinin varlığına ilişkin bir kanıt bulunamamıştır Devletin kökenlerini araştıran kuramlardan bir diğeri sınırlar üzerinde durur ve tarımın gelişmesi ile nüfus artışını birlikte incelerZengin kaynakları içeren bölgeler çöl,dağ veya deniz gibi coğrafi engellerle çevrilmiştirBu doğal yapıların korumasında kalan toplumlar siyasal evrime daha yatkındırBu kuramı önerenlere göre böyle alanlarda tarımsal üretim nüfusun artmasına neden olurBöylece kaynaklar üzerindeki rekabet,ekonomik savaşa dönüşürYenilgiye uğrayanlar galiplere boyun eğerToplumsal evrimin bu aşamasında şeflikler belirirÇatışmanın daha da ilerlemesi devletin kurulması ile sonuçlanır Uygar toplumun kökenini fazladan üretimde görenler de vardırİhtiyaçların dışında yapılan fazla üretim,toplumu besin üreticisi ve besin dışı madde üreticisi olarak ikiye ayırırBesin dışı üretim daha çeşitli mal üretiminin hammaddesini oluşturduğu için bu tip tarımla uğraşanların gelişme süreci hızlanır Devletin kökenini açıklamaya çalışan bütün kuramların asıl noktası, basit bir toplumdan karmaşık bir hiyerarşik topluma geçişin nasıl olduğudurİlkel toplumların başlıca ekonomik yapısı tarımdırSosyal yapılarını ise eşit bireyler oluştururBöyle bir sosyo ekonomik yapıya sahip olan toplumların devlet şeklinde örgütlenmiş toplumlara dönüşmesi,bazı kollarının çıkmaz sokaklarla biten yollarda ilerlemesine benzerEşitlikçi toplumların çoğu ya doğanın elverişsiz olması nedeniyle ya da gereken sosyal dönüşümü gerçekleştiremedikleri için yok olup gitmişlerdir |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|