Solunum

Eski 07-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Solunum




Hava, içinde bulunan oksijeni vermek ve karbon dioksiti almak üzere sürekli olarak akciğerlere girip çıkmak zorundadır Bu da soluk alma ve soluk vermeyle sağlanır Hava alınmasına soluk alma, verilmesine soluk verme denir Normal bir insan dakikada 15-20 kez soluk alır ve verirHer soluk alışta akciğerlere 500 santimetre küp hava girer ve her soluk verişte aynı miktar hava çıkar Ne kadar zorlanırsa zorlansın hava tamamen dışarı verilemez ve alveollerde bir miktar hava kalır Bu nedenle, akciğerler hiçbir zaman havasız kalmadığından gaz alışverişi kesiksiz sürer Normal olarak solukla alınan 500 santimetre küp havaya soluk havası denir Daha derin bir soluk alındığında akciğerlere 1500-2000 santimetre küp daha hava girer ki, buna tamamlayıcı hava adı verilir Normal 500 santimetre küpten daha fazla hava çıkarılması için zorlanırsa, akciğerlerden ayrıca 1500-2000 santimetre küp daha hava çıkar ve bu hava da yedek hava olarak adlandırılır Bütün bu hava miktarlarının toplamı 3500-4500 santimetre küp tutar ki, buna akciğerlerin hayatsal kapasitesi adı verilir Ne kadar zorlanırsa zorlansın, akciğerlerden hiç bir zaman atılamayan bir miktar hava vardır Buna artık hava denir ve yaklaşık 1000-1500 santimetre küp kadardırAkciğerler kendi kendilerine hareket etme niteliğine sahip değildir Bunların genişlemesi ve küçülmesi, yani hava alıp vermesi, birtakım aktif kasların hareketiyle olur Solunumda rol oynayan kaslardan biri diyafram kasıdır Akciğerlere hava girmesi için akciğerlerdeki hava basıncının dışarıdaki hava basıncından az olması gerekmektedir Bu da ancak göğüs kafesinin ve dolayısıyla akciğerlerin hacminin genişlemesiyle sağlanır Göğüs kafesinin genişlemesi ise, kaburgaların kaldırılması ve diyafram kasının kasılmasıyla mümkündür Vücudu göğüs ve karın boşluğuna ayıran bir kas olan diyafram, soluk alınmadığı zamanlarda göğüs boşluğuna doğru kubbe biçiminde yükselir Soluk alınırken diyafram kasının kasılmasıyla kubbe kısmının biraz aşağıya çekilmesi sonucu göğüs kafesi aşağıdan yukarıya doğru genişler Göğüs kafesini genişlemesi sırasında bırakmayan akciğerler, kaburgaların, özel kaslar aracılığıyla kaldırılmaları sonucunda, göğüs kafesiyle birlikte genişlerler ve akciğerlerde bulunan havanın basıncı azalır Böylece, basıncı yüksek kalan dış hava, solunum yollarıyla alveollere kadar girer Diyafram ve kaburgalar eski haline dönerken akciğerlerin hacmi azalır, içindeki havanın basıncı çoğalır ve sonuçta hava dışarı çıkarSolunum sistemiyle kan ve dolaşım sistemi, işbirliği halinde çalışarak solunum görevini gerçekleştirirler Solunum iki şekilde olur:1 İç solunum: Hücreler içinde oluşan oksijen ye karbon dioksit alışverişine, yani biyolojik yanma olayına iç solunum denir Biyolojik yanma olayı, organizmalardaki asıl solunumu oluştururlar Hücrelerde tüm yaşamsal olayların sürmesi için gerekli enerjiyi sağlayan iç solunumdur İç solunum da, hücreye gelen enerji yüklü bileşiklerin, özellikle karbonhidrat ve yağların biyolojik yanması ve yüklü oldukları enerjinin yaşam olayları için serbest bir hale sokulması demektir2 Dış solunum: Akciğerler yoluyla havadan oksijenin alınarak kana verilmesi ve kandaki karbon dioksitin yine akciğerler aracılığıyla dışarı atılması şeklinde geçen solunuma da dış solunum denirSolunum olayı: Alveollerin yalnız epitel dokudan yapılmış incecik duvarları vardır Alveol duvarlarının dış yüzeyleri atar ve toplardamar kılcallarıyla bir ağ gibi sarılmıştır Akciğer atardamarı aracılığıyla alveollerin dış yüzeylerine sürekli olarak karbon dioksit yüklü kan gelir Buna karşın, alveollerin içine de hava borularıyla oksijen yönünden zengin hava girer ve ince duvarları aracılığıyla, içlerinde havayla kan arasında bir gaz alışverişi olur Sayısı yaklaşık dört yüz milyon civarında olan alveollerin akciğerlerde oluşturdukları gaz alışveriş yüzeyi oldukça büyüktür Derin bir soluk alma sırasında alveollerin yüzeyi, yani solunum yüzeyi toplamı yüz metrekareye yükselir Bu yüzey, bir insanın vücut yüzeyinin yaklaşık elli katı demektirAlveollerin ince duvarlarının dış yüzeylerine gelmiş olan kandaki karbon dioksit miktarı, alveoller içindeki havaya oranla çok fazladır Oksijen miktarı ise bunun tam tersidir Aradaki bu gaz yoğunluğu farkı nedeniyle bir geçişme olayı olur Kanın plazması ve alyuvarlarla getirilmiş olan karbon dioksit alveol duvarından alveollerin içine geçer Bu sırada alveollerin içindeki oksijen de kana geçer ve kanın alyuvarlarındaki hemoglobin tarafından kimyasal olarak bağlanır İçinde demir bulunan hemoglobin, oksihemoglobin haline dönüşür Alveollerin yüzeyinde oksijence zenginleşen kan, toplardamar kılcalları ağıyla toplanarak akciğer toplardamarı yoluyla kalbin Sol kulakçığına getirilir Kalbin pompalaması sonucu, oksijence zengin olan kan, sol karıncığa, sol karıncıktan aort ve kolları aracılığıyla tüm vücut hücrelerine yayılır Hücrelere yanaşan alyuvarlar, akciğerlerden beri taşıdıkları oksijeni hücrelere verirler ve hücrelerdeki biyolojik yanma kalıntısı olan karbon dioksiti ve diğer artık maddeleri alırlarSolunum hastalıkları çok çeşitlidir Burun sümüksel gömleği iltihaplandığı ve şiştiği zaman nezle hali olur Burun boşluğunun alın kemiği, kalbur kemiği, üst damak kemikleri gibi çeşitli kemiklerle bağlantısı vardır Bu kemiklerin içlerinde küçük boşluklar (sinüsler) bulunur Bazen burun sümüksel gömleğinin iltihaplanması halinde iltihap sinüslere dolarak sinüzit hastalığını oluşturur Bazı kimselerin burun mukozası çiçek tozlarına (polen) karşı son derece duyarlıdır Böyle kimseler çiçeklerin tozlaşma zamanında ilkbahar nezlesi adı verilen bir tür alerjik nezleye yakalanırlar Bazı hallerde burun sümüksel gömleğinde görülen iltihaplı hastalıklar solunum yollarıyla ilgili bölgelere taşınabilir Buna göre, yutak iltihabı, farenjit; gırtlak iltihabı, larenjit; soluk borusu iltihabı, trakeit ve bronşitten söz edilir Dirençsiz akciğerlerde, akciğer veremi, tüberküloz oluşabilir
Kaynak: Hekimce

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.