Diyabet Ve Göz |
07-23-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Diyabet Ve GözDiyabet ve Göz Diyabet ve Göz DİYABET Pankreastan salgılanan insülin hormonunun, tamamen ya da kısmen eksikliğine bağlı olarak gelişen, kan şekeri yüksekliği ile kendini gösteren bir hastalıktır Kalıtım, şişmanlık, hareketsizlik ve yüksek tansiyon hastalığı diyabete yakalanma riskini artırıyor çok susama, idrara çıkma, acıkma, kilo kaybı ve yorgunluk hastalığın en iyi bilinen belirtileridir Ayrıca, hamilelik, hipertansiyon, böbrek hastalığı ve anemi varlığı şeker hastalarında göz tutulumunu kötü yönde etkileyebilmektedir İki tür diyabet vardır: 1 İnsuline bağlı diabet , tip 1 olarak da bilinmektedir Sıklıkla 10 ile 20 yaşları arasındaki insanlarda gelişmesine rağmen, daha yaşlı insanlarda da ortaya çıkabilir 2 İnsuline bağlı olmayan diabet , tip 2 olarak da bilinmektedir ve sıklıkla 50 ile 70 yaş arasındaki insanlarda gelişir DİYABETTE GöZ Diyabette gözde katarakt, glokom ve en önemlisi diabetik retina hastalığına sebep olarak görme azalmasına yol açabilir Diabetlerde görme kaybı gelişme ihtimali normalden 25 kez daha fazladır 20-65 yaş arasındaki görme kaybının en sık sebeplerinden biri olarak ortaya çıkar Diabetik hastalarda göz hasarı gelişme ihtimali 10 yıllık diabetiklerde %20, 30 yıllık diabetiklerde %80 civarındadır Fakat hastalığın teşhis ve tedavisindeki gelişmeler sayesinde , zamanında yapılan girişimlerle görmeyi ciddi şekilde etkileyen hasarlara günümüzde daha düşük oranlarda rastlanmaktadır Tanı ve tedavi Anatolia Göz'de tanı için öncelikle hastanın gözünün retina tabakası incelenir Bunun için özel lensler kullanılır Eğer diyabetik retinopati bulguları mevcut ise retina damarlarının muayenesi anjiyografi ile tamamlanır Anjiyografi de, tıkalı damar ve yeni damar oluşumu saptanırsa yapılacak laser tedavisi hastanın görmesini koruyacaktır Göz içi kanama mevcut ise ultrasonografi uygulayarak gözün arka bölümünün durumu incelenir ve ameliyata alınır Gözde retina damarlarında tıkanıklıklar veya yeni damar gelişimi saptanır ise hastaya acil olarak laser tedavisi uygulanır Bu tedavi gözde tıkalı olan bölgedeki oksijen ihtiyacını karşılamak için gelişen anormal damarların oluşumuna dolayısı ile kanamalara ve gözün kaybına engel olur laser tedavisi, görmenin azalmasını önler Diyabetik retinopati ilerlememiş olgulardaki tedavi, gerektiğinde gereken dozlarda uygulanan laserdir Bir defa laser uygulanmış bölgeye tekrar uygulanma İlave laser tedavisi, yeni bölgelerin tedavisi şeklindedir Merkezimizde hastalığı çok ilerlemiş, hatta görme derecesi ışık hissine kadar düşmüş gözlere de görme sağlamak mümkündür Vitrektomi dediğimiz ileri mikrocerrahi yöntemi ile göz içine girerek hasar veren dokuları temizlenip,hastalara görme kazandırılabilir DİABETİK RETİNA HASTALIĞI Diabetin en önemli komplikasyonu retinada sinir tabakasında oluşan bozukluklardır Retinada ödem (su tutulması), kanama odakları ve yeni damarlanmaya yol açabilmektedir Bu yeni oluşan hassas damarlar da kanayarak göz içi kanama ve retina dekolmanı oluşturabilmaktedir Hastalığın daha ileri evrelerinde göz tansiyonu oluşabilmektedir Hastalık tedavi edilmezse körlükle sonuçlanabilmektedir Retina dekolmanı üç aşamada sınıflandırılır : 1 BAŞLANGIç DöNEMİ Yapısı bozulmaya başlayan retina damarlarının bir kısmı yer yer daralmalar gösterirken, bir kısmı da genişleyip baloncuklar oluştururlar Bu bozulmuş damarlardan kan ve sıvı sızmaya başlar Böylece retinada ödem denilen birikintiler oluşur Bu dönemde görme genellikle etkilenmemiştir, fakat görmeyi engelleyecek olayların öncüsü olarak kabul edilir Bazı durumlarda sızıntılar makülada (gözün detay görme merkezi) toplanarak özellikle yakın görmeyi bozabilir Bu durum maküla ödemi olarak adlandırılır 15 yıllık diabetiklerin %80'inde başlangıç dönem hastalarına rastlanır 2 PROLİFERASYON DöNEMİ İyice daralıp tıkanan damarların besleyemediği sahalar oksijen ve kansız kaldığı için bozulmaya başlar Bu sahalarda yelpaze şeklinde yani damar oluşumları ve zar oluşumları ortaya çıkar Yani damarların kenarları çok incedir, kolay kanayabilirler Fibrotik zar ise maküla üstünü örterek veya çekintiler yaparak görmeyi bozablir Görme kanamalarının ve çekintilerin makülayı etkilediği oranda azalır Diabetiklerin %20'sinde proliferasyon dönemi belirtileri izlenir 3İLERİ DİYABETİK GöZ HASTALIĞI Gözün içini dolduran vitreus denilen yapının hareketleri veya büzülmesi, yeni damar ve fibrotik zar oluşumlarını çekmeye başlar Zaten ince olan damarlar kanama yapar ve göz içini doldurur (Vitre içi kanama) çekilen fibrotik zarlar da retina dokusunun yırtılmasına ve hasarına neden olurlar (traksiyonlu retina dekolmanı) Ayrıca yeni damarlar göz sıvısının dışarı aktığı yolları etkileyerek göz tansiyonunu yükseltebilirler BELİRTİLER VE TEŞHİS Diabetik retina hastalığında şikâyetler makülanın etkilenmesi, yani görmenin azalmasıyla başlar Bazen çok ilerlemiş diyabetik göz hastalığı yıllarca belirti vermeyebilir Hamilelik, yüksek tansiyon ve ağır enfeksiyonların diyabetik retina hastalığını arttırdığı kabul edilmektedir Diabetik retina hastalığından en iyi korunma yolu düzenli göz muayenelerinden geçmektedir Diyabatik retina hastalığı göz doktoru tarafından basit yöntemlerle tespit edilebilir Her hastanın en az yılda 1 kez göz muayenesinden geçmesi önerilir Diabetik retina hastalığı bulguları tespit edilen hastalarda göz dibi anjiyosu yapılarak retinada damar düzeyindeki hasarlar görüntülenir GöZDİBİ ANJİOSU (FFA) Fundus Flourescin Anjiografisi (FFA) denilen gözdibi anjiosu da son derece kolay bir muayene yöntemidir Göz bebekleri damlalarla genişletilir Kol damarlarından floresan bir boya maddesi verilerek boyanın göziçi damarlarında dolaşımı gözlenir ve fotoğrafları çekilir Böylelikle damarlardan sızıntılar, kanamalar, birikintiler, beslenmeyen sahalar, yeni damarlar, zar oluşumları ve diğer hasarlar tespit edilir Bu sayede tedavi edilecek sahalar belirlenmiş olur Göz dibi anjiosunun diabetik retina hastalığı başlamamışlarda kontrol amacıyla yılda bir kez, retina hastalığı belirtileri başlamış olanlarda, 6 ayda bir yapılması tavsiye edilmektedir LASER FOTOKOGüLASYON Göz içinde kullanılan laserlerde, kuvvetli bir elektrik akımı, argo ya da kripton gazlarından geçer ve enerji oluşur laser bu enerjiyi dar ve düzgün bir ışık demeti şeklinde yönlendirir Bu demet göz içine mikroskop ve mercekler ile odaklanır ve sonuçta bu enerji, diabetik göz hastalığında retina tabakasındaki bozuklukları ve hastalıkları düzeltmek amacıyla kullanılır Laser tedavisi ağrısız bir işlemdir: Göz bebekleri damlalarla genişletilir Göze bir muayene merceği takılır Laser yapılırken, hastanın tek hissettiği mavi-yeşil renkte ışık parlamalarıdır Diabette retinaya laser 2 şekilde uygulanır Sadece lokal bir hasar veya ödem varsa, yalnız o bölgeye laser uygulaması yapılır Diabetik hasar sadece bir sahayla sınırlı değilse, maküla bölgesi hariç tüm retinaya birkaç seans boyunca laser uygulanır Bu işlem panretinal laser fotokoagülasyon olarak adlandırırlır ve proliferasyon safhasındaki diabetik retina hastalıklarında uygulanır Tedavi, çoğunlukla laserle yapılmakta ve ana hatlarıyla ikiye ayrılmaktadır: Birincisi, retinada yeni oluşan damarların gerilemesini sağlayacak şekilde laser yapılarak göz içine kanama, retina dekolmanı ve glokom oluşması engellenir çoğu hastada istenilen sonuç elde edilmekle birlikte, bazen yapılan etkin laser tedavisine rağmen bu komplikasyonlar oluşabilmektedir İkincisi, maküla denilen görme merkezinde su toplanması olan hastalarda ödemi azaltmak veya yok etmek için yapılan laser tedavisidir Tedaviyi takiben ödem kaybolsa veya azalsa bile görme artmayabilir Bunun için, bu lezyonlar ne kadar erken tedavi edilirse, görme o kadar iyi düzeyde kalmaktadır Bununla birlikte, tedavi sonrası görmenin daha iyileştiği veya daha kötüleştiği de olmaktadır laser tedavisine rağmen göz içine kanama, retina dekolmanı ve glokom olan veya makula ödeminin devam ettiği durumlarda vitrektomi ameliyatı yapılmaktadır Anatolia Göz'de vitrektomi ameliyatlarıyla başarılı sonuçlar elde edilmektedir Hastalar hangi şikayetlerle doktora başvurur? Hastalarda, genelde yavaşça ilerleyen görme azalması olabileceği gibi ani görme kayıpları da olabilir Bununla birlikte, hastaların gözlerinde hasar başlamasına karşın görmeyle ilgili hiçbir şikâyetleri olmayabilir Bu da, şeker hastalarının muayenelerinin, diabetologla birlikte göz doktoru tarafından yapılmasının önemini göstermektedir Erken teşhis ve tedavi ve sık kontrollerle birçok diabetli hastada ciddi görme kayıpları engellenebilmektedir |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|