Mutluluk Üzerine Üç Tez

Eski 07-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mutluluk Üzerine Üç Tez



Mutluluk üzerine üç tez ileri süreceğim İlk olarak sükunet ", uzun süreli bir mutluluk duygusuyla ve böylece ruhun münasip bir düzene sahip olması nosyonuyla bağlantılıdır Mutluluk en iyi şekilde sükûnet terimleriyle anlaşılır Mutluluğun genel bir özelliğinin, onun mutluluk ile huzurun arasındaki bağlantıyı yakalamak olduğu düşünülür Bu huzur herhangi önemli bir çatışmanın olmaması anlamındadır; derin bir sükûnettir Dahası, bir amaca doğru hareket etmekten ziyade, bir durağa gelmek gibi bir şeydir Bir boşluktan, bir boşluğun üstesinden gelmekten ziyade, bir son durum, bir tamamlama, bir gerçekleştirmedir


Yunanca "ataraksiya" terimi İngilizce'ye genellikle "Tranquillity" (Sükûn) olarak çevrilir, bu terim Aristoteles ile Ptaton 'un kullandığı "euidaimonia" kelimesinin doğal rakibidir Bu ikincisi genellikle "mutluluk" ve nadiren de "huzur" diye çevrilir; ataraksiya çevrilmesi zor bir kelimedir, sükun yaklaşık bir anlama sahiptir Mutluluğu sükûnet olarak anlamak, mutluluğun düşmanını kaygı olduğunu görmemize yardımcı olur, Kaygı kelimesiyle şu ya da bu konudan duyulan -örneğin Ajanlar sizi yakalamadan Nebuchadnezzara geri dönüp dönemeyeceğiniz türünden- kaygıyı değil, hayatın uyumdan uzaklığı, istikrarsızlığı, doğru gitmemesi, dağılacağı türünden geceleri uyumanızı engelleyen "zihne takılmış kıymık" gibi bir kaygıyı kastediyoruın


Bu, beni mutluluğa dair ikinci tezime getiriyor Temel görüşlerden biri mutluluğu ataraksiya (sükûnet) ile ilişkilendirirken, diğerleri Aristoteles 'i takip ederek mutluluğu faaliyet (energeia) ile ilişkilendirir Stoacılar ile Aristotelesçiler arasındaki tartışma, temel seçenekler sunuyor Aristoteles mutluluğa- ruhun mükemmellikle (arete) uyumlu faaliyeti olarak tanımlıyor Mutluluk summum bonum 'dur ve bir insan için en yüksek iyi, onun uygun işlevine (ergon), yani ruhuna uygun iş veya faaliyetteki mükemmelliğine dayanıyor Burada "harici iyilere" de (mesela düzgün yiyecek, güvenli ortam gibi) yer var; mutluluk sadece erdemin uygulanması değildir


Buna mutluluğun nesnel tanımı diyebiliriz ve bu tanım birçok aşikâr avantajlara sahiptir Bu tanım bize mutluluk iddialarını değerlendirmek ve insanların (örneğin Matrix'te olduğu gibi) insan-akülerden daha fazla bir şey olmadığı durumlarda mutlu olduklarını sanmalarında hatalı olduklarını açıklamak için araçlar sunuyor Daha önce de söylediğimiz gibi, bu tanım "mutlu köle" ve "mutlu tiran" sorunlarına da uygulanabilir Mutluluğun ahlakla ve bir insanın hayatını bir bütün olarak nasıl sürdürdüğüyle ilişkilendiriyor Mutluluk ile halinden memnun olmaya birbirinden ayırmak için bir yapı sunuyor


Ruh, doğal işlev, mükemmellik, meşhur kuramsal ve pratik erdemi uzlaştırma güçlüğünü bir yana koysak bile, bu tanım mutluluğun tecrübe edilişiyle temiz bir şekilde bağlanmıyor Aristoteles mükemmelliğin (arete) bir pathos olmadığını söylüyor (Nikamakhos'un Ahlakı II v3) ve hiçbir yerde mutluluğun bir duygu (bir pathos) olduğunu söylemiyor Mutluluk bir energeia olduğuna göre, onun faal olma durumu "pathos" teriminin akla getirdiği pasiflikle uyumsuz görünüyor Ve tanımı gereği duygu olmayan erdemlerle uyum içinde olan faaliyet olarak mutluluğu bir duygu veya heyecan olarak anlaması tuhaf olurdu Mutluluk daha ziyade Neo'nun aktif karar vermesi, kendisi ile dünya hakkında gerçeği keşfetmesidir, yoksa kırmızı elbiseli kadınla sanal bir ilişki değil


Nihayet mutlulukla ilgili üçüncü tez: iki temel alternatif mutluluk görüşünden hiçbiri tek başına yeterli değildir Aristotelesçi mutluluk için neden böyle olduğuna dair daha önce bazı sebepler göstermiştim Mutluluğun sükûnet ile ilişkilendirilmesini onaylamış olmama rağmen, benim açımdan bu ilişkiyi bir düzeltme yapmadan kabul etmek mümkün değil Mutluluğun sükûnet olarak gören bakış açısı, onu apatheia ile, tutkusuzlukla, bütün duygulara aynı mesafede olma, uzaklık, kayıtsızlıkla ilişkilendirme eğilimindedir Bunun sebebi bizzat sükûnetin huzurla, barış içinde olmayla ve bahsettiğimiz diğer niteliklerle ilişkili olması, öte yandan, tutkuların, heyecanların, bağlılığın telaşla, uyumsuzlukla, hareketle ilişkili olmasıdır Sakin bir hayat yaşamak böyle anlaşılınca, haklı olarak onun çorak, kuru, ilhamsız ve insan hayatındaki değerli birçok şeyden yoksun olduğunu düşünürüz


Sükûnet olarak mutluluk, bu uzun süreli, yapısal anlamıyla, gündelik hayattaki halinden memnun olmama ve kaygıyla uyumludur Bu anlamda sakin bir hayattan çok, bir insanın temel duruşundaki denge, tutarlılık, oturmuşluk anlamına gelir Yaşanan tecrübeler düzeyinde in- san, bu tanıma göre, gerçekten her türlü tutkuyu, bağlılığı, düşkünlüğü yaşayabilir Hatta bunlar bazen fırtınalı bile olabilir: elbette bunlar insanın mutluluğunu, ruh hali anlamında riske eder ve yine aynı anlamda bir insanın mutluluğunu başkalarının ellerine teslim ederler



Charles LGriswold-Boston Üniversitesi Felsefe Profesörü

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.