Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
damar, hikayesi, insan, kısım, yer

İnsan Kısım Kısım Yer Damar Damar -Hikayesi

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsan Kısım Kısım Yer Damar Damar -Hikayesi



Ne haldayım ala gözün süzenler
Ne olur suna boylum gör beni beni
Eşinden ayrılıp yaslı gezenler
Her sabah, her akşam der beni beni

Der ya! İnsan eşinden ayrılır da "vay beni beni" diye yakınmaz mı? Döğünüp yakınmakla kalmaz insan, az buçuk şairliği, âşıklığı varsa; saza söze döker içini Tıpkı Hüseyin gibi

Hüseyin garip bir köy çocuğu Sivas köylerinden birinde doğmuş Askere gidene dek hiç ayrılmamış köyünden Ne zamanki askerliğini yapmış dönmüş köye, anası çekmiş dizinin dibine "Bak oğul, gayrı zamanıdır; seni everelim Tez zamanda torun ver bana Evimiz şenlensin" demiş Ana sözü ata sözü Ne desin Hüseyin Bulmuş dengince birini, evermiş Hüseyin'i İyi ama, geçim zor Tarla takım hak getire Şu kapı senin, bu kapı benim Irgatlık, tutmaklık karın doyurmuyor ki Üç günlük yiyecek çıkıyor, sonrası yok Bir gün anasına "Bak ana, ikiydik üç olduk Yakında dört olacağız Bu geçim geçim değil, bir şeyler yapmak gerek Ben gurbete çıkıp iş tutmak istiyorum Üç-Beş kuruş biriktirir de bir kaç dönüm tarla edinirsek, bir güvenimiz olur Eker biçer, geçinir gideriz"

Anası "hık-mık" etmiş ilkin, bakmış ki Hüseyin kafasına takmış bir kere "Yolun açık olsun oğul Sağlıkla git, sağlıkla gel" demiş Hüseyin anasıyla, karısıyla vedalaşıp, tutmuş gurbetin yolunu Şurası senin, burası benim derken, varıp İstanbul'a ulaşmış Ulaşmış ya, ha deyince iş bulamamış Ekmek aslanın ağzında Sokaklar işsiz dolu Bir hemşehrisinin kaldığı hana yerleşmiş Hüseyin Handakilerin çoğu gurbetçi Çoğu da işsiz Hazırdan yiyorlar İlkin ufak tefek günlük işler bulmuş Hüseyin Boğaz tokluğuna çalışıyor nerdeyse Elinde avucunda bir şey kalmıyor Bir dolu iş değiştirdikten sonra, bir fabrikaya girmiş işçi olarak, bir gün, beş gün, bir ay, beş ay Değişen bir şey yok

Hüseyin üç kuruş biriktirip bir yana atmaktan öte, geçim sıkıntısına düşmüş bir de Sıla özlemi bir yandan; geçim derdi bir yandan Bir de yalnızlık sarmış ki duygularını Eh! Milyonluk bir kent; bir tek de Hüseyin Yollar sokaklar insen seli İnsanlar şen, insanlar şakrak Bir tek Hüseyin garip Boynu bükük Hüseyin, arada bir mektup yazıyor köyüne Bir iki satır da onlardan geliyor Ama yetmiyor ki! Geçim bir yandan, sıla özlemi bir yandan Bir de on dönümlük tarla var ki gönlünde Şöyle güzelinden, sulusundan Taşı eksen bitirir cinsinden Sözün özü, karma karışık Hüseyin'in kafası Bir dalıyor Kayboluyor Gidiyor köyüne

Elleri dolu dolu Anası, karısı, hısım akrabası bir güzel karşılıyor Sarmaş dolaş Giysilik kumaşlar, pabuçlar, urbalar Tarlalardan tarla beğeniyor On dönüm Ama tarla! Taşı eksen bitirir cinsinden Kolları sıvıyor Bir ekin ekiyor Bir ekin ki, o yörede görülmemiş Boy dersen, insan kaybolur içinde Başaklar koca koca Bir gür, bir iştahlı ki, gören maşallah demeden geçmiyor Çok yoruluyor Hüseyin Ter alnından şıpır şıpır damlıyor

Ama olsun Emek olmadan, yemek olmazmış Böyle demiş atalarımız Olsun! Ter olsun Ter iyidir Ter malı haller "Ter Ter" diye inlerken Hüseyin, bir eli de otomatik dokuma aracının kolunda bir ileri, bir geri gidip gelmektedir Birden öylesine "ter" diye bağırır ki, yanından bir el uzanır Hüseyin'in omuzuna " Ne o Hüseyin gardaş hasta mısın? Kendi kendine konuşup duruyorsun Hem, hiç bu kadar terlemezdin çalışırken Bir şeyin mi var?"

Hüseyin ayıkır birden "Şey, bir şeyim yok be bacı Memleketi düşünüyordum da"

Gün o gün! saat o saat Artık Hüseyin de bir dost edinmiştir Milyonluk kentte yalnız değildir artık Derdini anlatacağı, yardım anlayış göreceği bir dostu olmuştur Hüseyin'in de Bir dost ki, tertemiz İyi Doğru Çalışkan Bir dost ki, sıcaklık veriyor insana Yanında huzurlu oluyor insan Leb demeden leblebiyi anlayıp, elini uzatıyor Hüseyin'e

Gün günü, ay ayı eskitiyor Geçen her günle dostlukları daha da pekişiyor Hüseyin'le komşu makinada çalışan işçi kadının Dostluk öylesine gelişiyor ki, gün geliyor Hüseyin onsuz; o Hüseyin'siz olamayacağını anlıyor Uzun sözün kısası, evleniyorlar İyi ama, Hüseyin evli zaten Köyünde bekleyeni var Ama gönül ferman dinler mi? Kimbilir, gönül mü ferman dinlemedi, yoksa Hüseyin aradığını bulduğu için mi başka şeyi düşünemedi, orası kayıp? Bir de şu var ki, köyünde evlenirken hiçbir tercihi olmamıştı Hüseyin'in

Yani "şu kız mı, bu kız mı" denmemişti "Dengi dengine" demişti anası, o kadar Hiç tanımadığı, huyunu suyunu bilmediği biriyle evlendirilmişti Hüseyin Bütün bunları bir yana itmiş miydi? Anasından, köyünden kopmuş muydu Hüseyin? İşte orasını bilmiyoruz işin Eğer köyünden, anasından, karısından kopsa, öyküsünü sunduğumuz türkü olmayacaktı bugün

Anasını, karısını, köyünü birbir anlatmış Hüseyin, Suna'ya Suna da hiç birine olmaz dememiş "Senin köyün benim köyüm Senin anan, benim anam sayılır Karınla da bacı kardeş gibi geçinip gideriz Köyün şartları dersen, seninle olduktan sonra her güçlüğü yenerim ben" der Eee devir de eski devir Arkadaş sen resmen evlisin Bir daha evlenemezsin Yasaktır, diyen yok

Sırt sırta bir süre daha çalışıp, köye dönmüşler Dönmüşler ya, Suna İstanbul kızı Ne de olsa konuşması, giyinişi, davranışı değişik Kendisi, iyi hoş! Öyle kendini beğenmiş cinsinden değil Zaten öyle olsa, kalkar alıştığı çevreyi bırakıp, köyün şartlarına razı olur muydu? Olurdu ya da olmazdı! Sorun o değil Asıl sorun, kentte doğmuş büyümüş kızın, köy şartlarına tez zamanda uyamaması Almış ortalığı bir dedikodu:

"Hüseyin"in İstanbul'lu avradı çarşaf giymiyor Hüseyin'in avradı ite, köpek diyor Hüseyin'in avradı aşağı, Hüseyin'in avradı yukarı Bir iki olsa, neyse ne! Gün yok ki yeni bir dedikodu gelmesin Hüseyin'in kulağına

Doluya koymuş almamış, boşa koymuş dolmamış İnsan çeşittir demiş Kısım kısımdır demiş Her insan doğduğu, büyüdüğü yerin şartıyla oluşur demiş Ama dinleyen kim? Her önüne gelen veryansın ediyor Hüseyin'in İstanbul'lu karısına Hüseyin'se duygulu bir insan Sanatçı yanı da var biraz Sazı dinlenir, sözü sohbeti yerinde Ama ne etmişse alamamış dedikoduların önünü Uykuları kaçar olmuş Hayal meyal düşlerle uyanır olmuş Uyanmak için, uyumak gerek Uyuyamıyor ki Hüseyin Giriyor yatağa, çıkıyor yataktan Kirpik kirpiğe değmiyor Hayal mi, düş mü karmakanşık duygular içinde

"Bu böyle sürüp gidemez, bir şeyler yapmak gerek" diyor ve kararını veriyor "Haydi İstanbul'a gidiyoruk Ananı babanı göresmişsindir Aylar geçti görmedin onları" diyor Suna'ya Suna itiraz edecek oluyor "Değmez o yolu çekmeye Hele yaz olsun Gidip gelmesi kolay olur" diyorsa da Hüseyin kararlı Artık bu huzursuzluğa bir son verecek

Kalkıp düşüyorlar yola İlçeye gelip, biniyorlar trene İkinci istasyona geldiklerinde, Hüseyin'in bir elinde sazı, bir elinde su testisi iniyor aşağı Su doldurup geleceğini söylüyor İniş o iniş İki dakika Üç dakika geçiyor Hüseyin yok Tren usul usul hareket ediyor, yine ortalıkta yok Suna, bir bekliyor, iki bekliyor, sarkıyor pencereden çevreyi gözetliyor, Hüseyin yok Arka kapılardan binmiştir deyip oturuyor yerine
Aşağıda Hüseyin, trenin hareketiyle çıkıyor gizlendiği yerden Alıyor sazını eline

Oturuyor bir taşın üstüne Vuruyor tellerine sazın Vuruyor ki, kızgın, öfkeli, özlemli Yalvarıyor mu, bir şeylere baş mı kaldırıyor, orası kayıp!

İnsan kısım kısım, yer damar damar
Kaşların lamelif, gözlerin kamer
İnce bel üstüne olayım kemer
Yakışır güzelim, gör beni beni

Hüseyin der, İstanbul'a gideyim
Değmen bana bu dertten öleyim
Güzelim kapına köle olayım
Müşteri bulursan ver beni beni

Ve avuçlayıp yüreğini, koyuyor ortaya Köle olup satılmaya razı Ama ayrılmak gelmiyor içinden Hüseyin'in Ayrılmak gelmiyor ya, Suna'yı trene bindirip İstanbul'a gönderen de kendisi Oturup ağıdını yapan da

Ne diyelim Diyeceğimiz şu; kara tren almış götürmüş Suna'yı İstanbul'a Hüseyin de dönmüş köyüne Dönmüş köyüne ama, hali hal değil Hüseyin'in İçine kapanmış kimseyle konuşmuyor Eski neşesi bitmiş Hüseyin'in Bir tek dostu bağlaması Çekiyor döşüne, çalıyor, söylüyor O kadar Günde özlem dolu, sevgi dolu bir kucak türkü kalıyor Hüseyin'in günden de eriyip akıyor Rengi soluyor Benzi atıyor Çok geçmeden de, genç yaşta göçüp gidiyor dünyadan Ardında tümü de özlem dolu, sevgi dolu bir kucak türkü kalıyor Hüseyin'in

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.