Düşündüren Hikayeler (Meraklısına 2) |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Düşündüren Hikayeler (Meraklısına 2)Arkadaş (Hikaye) Savaşın en kanlı günlerinden biri Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü![]() İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar Asker teğmene koştu ve:- Teğmenim Fırlayıparkadaşımı alıp gelebilir miyim? ![]() ![]() Delirdin mi? der gibi baktı teğmen ![]() ![]() ![]() - Gitmeye değer mi? Arkadaşın delik deşik olmuş Büyük olasılıklaölmüştür bile ![]() Kendi hayatini da tehlikeye atma sakın![]() ![]() Asker ısrar etti ve teğmen "Peki " dedi ![]() "Git o zaman![]() "İnanılması güç bir mucize Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı Onu sırtına aldı ve koşa koşadöndü Birlikte siperin içine yuvarlandılar Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti![]() Sonra onu sipere taşınan arkadaşına döndü:- Sana değmez, hayatini tehlikeye atmana değmez,demiştim Bu zaten ölmüş![]() ![]() - Değdi teğmenim dedi asker![]() ![]() - Nasıl değdi? dedi teğmen Bu adam ölmüş görmüyor musun?![]() ![]() - Gene de değdi komutanım Çünkü yanınaulaştığımda henüz sağdı ![]() ![]() Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim icin ![]() ![]() Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı: - Jim! ![]() Geleceğini biliyordum!![]() demişti arkadaşı![]() ![]() Geleceğini biliyordum![]() ![]() Yolumuzdaki Engeller ![]() (Hikaye)Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu Bakalım neler olacak? Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene kadar Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyordu Sonunda bir köylü çıkageldi Saraya meyve ve sebze getiriyordu![]() Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı ve ıkına sıkına itmeye başladı Sonunda kan ter içinde kaldı ama, kayayı da yolun kenarına çekti Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü Açtı Kese altın doluydu Bir de kralın notu vardı içinde "Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir" diyordu kral Köylü, bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı "Her engel, yaşam koşullarınızı daha iyileştirecek bir fırsattır " Osman Efendi (Hikaye) Osman Efendi bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır ![]() İlaç alır, geçmez Bir iki gün bekler, ağrı devam eder![]() Doktor çağrılır Doktor muayene eder, ağrı kesiciler verir, gider Lakin Osman Efendinin baş ağrısı artarak sürer![]() Üstüne üstlük baş ağrısı yanı sıra gözleri de yaşarmaya baslar ![]() Başka doktorlar çağrılır ![]() ![]() Osman Efendi Uşak'ın ileri gelenlerindendir, ağrıyı kesene servet vaat eder ![]() Doktorların hiçbiri ağrıyı durduramadığı gibi sebebini de bulamaz Ev halkı birbirine karışır, baş ağrısından geceleri uyuyamayan Osman Efendiyi İstanbul'a götürmeye karar verirler İstanbul'da en iyi doktorlar seferber olur Röntgenler, beyin tomografileri çekilir, testler yapılır ![]() ![]() Görünüşe bakılırsa Osman Efendi turp gibidir Oysa dayanması gittikçe zorlaşan baş ağrısı ve gözyaşları hayatı çekilmez hale getirmiştir ![]() Ağrı kesici iğnelerle zor ayakta duran Osman Efendi bu defa da apar topar yurtdışına götürülür O devirde Amerika değil İsviçre moda, Zurih'e gidilir Haftalarca hastanede kalınır, onlarca profesör konsültasyon yapar, testler tekrarlanır ![]() Sonuç: Osman Efendiye teşhis konulamaz Artık yerinden kalkamayan OsmanEfendiye ağrı kesici iğneler verilir, ülkesine dönüp "dinlenmesi", daha doğrusu son günlerini -evinde- geçirmesi tavsiye edilir Osman Efendi bitkin, aile perişan "Kader" denilir, Uşak'a dönülür Osman Efendi yayla evinde bir odaya yatırılır ve ağrı kesici iğnelerle ölümü beklemeye başlar Bir gün, hastanın keyfi gelsin diye, Osman Efendinin eski berberi Berber Mehmet çağrılır Berber yataktan kalkamayan Osman Efendiyi tıraş ederken, adamcağız derdini anlatır ve ölümü beklediğini söyler Berber Mehmet bir an düşünür "Beyim?" der, "Sakın sizin burnunuzda kıldönmüş olmasın" Bir bakar, "Hah işte der "Kıl dönmüş " Osman Efendinin şaşkın bakışlarına aldırmaksızın çantasından cımbızı kaptığı gibi kılı çeker Ev halkı Osman Efendinin köyü ayağa kaldıran çığlığıyla odaya koşar Berber Mehmet, Osman Efendinin elinden zor alınır ve cımbızın ucunda tuttuğu yirmi santimlik kılla kapı dışarı edilir ![]() Osman Efendinin kanayan burnuna pansumanlar yapılır, kolonyalar koklatılır ve yaşlı adam tekrar yatağına yatırılır Ertesi sabah Osman Efendi aylardır ilk defa rahat bir uykudan uyanır Gözlerinin yaşarması geçmiştir Baş ağrısından ise eser kalmamıştır Dönen kılın sinire yürüyüp gittikçe uzayarak dayanılmaz ıstıraplara yol açtığını doktorlar ancak o zaman keşfeder Çözümün bu kadar basit olabileceği kimsenin aklına gelmemiştir Sapasağlam ayağa kalkan Osman Efendi, Berber Mehmet'i çağırtır ve ona bir servet bağışlar ![]() BU YAZIDAN ÇIKARTILACAK SONUÇLAR : 1 Vergiden turizme, sosyal güvenlikten adalet reformuna kadar BerberMehmet efendilerin fikirleri var, dinlemek gerek ![]() 2 Bazen büyük sorunların çok basit çözümleri olur![]() 3 Burnundan kıl aldırtmayanların başı çok ağrıyabilir![]() Bir Küçük Tebessüm (Hikaye) Küçük kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu Bu hava içinde yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı Hemen bir not yazdı, yolladı Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğlen yemek yediği lokantada garson kıza yüklü bir bahşiş bıraktı Garson kız ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu Aksam eve giderken, kazandığı paranın bir parçasını her zaman köşe basında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı ![]() Adam öyle ama öyle minnettar oldu ki İki gündür boğazındanaşağı lokma geçmemişti Karnını ilk defa doyurduktan sonra, bir apartman bodrumundaki tek odasının yolunu ıslık çalarak tuttu Öyle neşeliydi ki, bir saçak altında titresen köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu Sıcak odada sabahakadar koşuşturdu Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı Bir yangın başlıyordu Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman halkı Anneler, babalar dumandan boğulmaküzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar ![]() Bütün bunların hepsi, beş kuruşluk bile maliyeti olmayan bir TEBESSÜMSÜN sonucuydu Bill Gates Bill Gates Microsoftsun bir seminerinde bilgisayar sektöründeki gelişmenin hızını anlatmak için şöyle bir benzetme yapmış ![]() "Eğer Volkswagen firması son 25 yıl içinde bilgisayar sektörü kadar hızlı gelişmiş olsaydı bugün 500 dolara alacağımız arabalara 25 dolarlık benzin koyup dünya turu atmamız mümkün olacaktı" Birkaç gün sonra VW firmasının bir basın açıklaması yayınlanmış ![]() "Eğer otomotiv sektörü Bill Gates in işletim sistemi gibi gelişmiş olsaydı, her alacağımız arabada tek koltuk olacak, diğer koltuklar için ekstra lisans parası ödemek zorunda kalacaktık; arabamız sadece bizim ürettiğimiz benzinle çalışacak; gösterge tablosundaki tüm ikaz ve uyarı ışıkları yerine üzerinde ARABANIZ GEÇERSİZ BİR İŞLEM YÜRÜTTÜ VE KAPATILACAKTIR yazan tek bir lamba olacaktı Ayrıca her kazadan sonra arabanın hava yastıkları açılmadan önce bir düğmenin üzerinde HAVA YASTIKLARI AÇILACAK EMİN MİSİNİZ diyen bir ışık yanacaktı" İNSANLIK DERSİ (Gerçek Hikaye) Ünlü İtalyan sinema sanatçısı Vittorio de Sica bir TV röportajında anlatıyor : İtalya' da Napoli' nin kenar mahallelerinden birinde, bir Cafe-Bar da, espressolarimizi içiyoruz İçeri girenmüşterilerden biri, barmene "due caffee, uno sospeso" (iki kahve, biri askıda) diyor, iki kahve parası veriyor, bir kahve içip gidiyor, barmen de tezgahın üzerinde asılı duran çiviye bir küçük kağıt asıyor ![]() Biraz sonra iki kişi içeri giriyor: "due caffee e un sospeso" (iki kahve ve bir askıda) diyorlar, üç kahve parası verip, iki kahve içip gidiyorlar, barmen gene bir küçük kağıt daha asıyor tezgahın üstündeki çiviye ![]() ![]() ![]() Bunun gün boyu böyle sürdüğü anlaşılıyor ![]() Derken üstü başı biraz eski, püskü, belli ki fakir biri bardan içeri girdi, barmene "un caffee sospeso" (askıdan bir kahve) dedi, ve barmenin hazırladığı kahveyi içip, para ödemeden çıkıp gitti Barmen de tezgahın üzerineasmış olduğu kağıtlardan bir tanesini aşağı indiriverdi ![]() ![]() Gerçek Sevgi (İbretli hikaye) Bir gün sormuşlar ermişlerden birine: "Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?" Bakın göstereyim demiş, ermiş Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış Hepsi oturmuşlar yerlerine Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasındanda derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar "Ermiş bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş Peki demişler ve içmeye teşebbüs etmişler Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan Bunun üzerine şimdi demiş ermiş, sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa "Buyurun" deyince, her biri uzunboylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlarsofradan işte demiş ermiş, 'kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse,o aç kalacaktır ve kim kardeşini düşünür dedoyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz ve şunu da unutmayın, gerçek pazarında alan değil, veren kazançtadır daima DUNYADA TURKCE BILEN HERKESE!!! "Osmanlı 600 yıl durdu durdu da tam Rus'larla savaşırken, tam düşmana değil müttefike ihtiyacı olduğu zaman mi Ermeni'leri kesmeye karar verdi?" MİLLETÇE KÖTÜMSER MİYİZ? (Gerçek Hikaye) Büyük gazetelerimizin birinde yönetici semineri veren uzman Türklerin dünyada en kötümser milletlerden biri olduğunu iddia etmiş Peşinden küçük bir test yapmış Bitişik sözcüklerden oluşan aşağıdaki cümleyi birkaç saniyeliğine gösterip yöneticilerden okumalarını istemiş: "THEGODISNOWHERE" Katılımcıların hepsi bu cümleyi: "THE GOD IS NO WHERE" diye okumuş Yani "Tanrı hiçbir yerde değildir" seklinde![]() Uzman acı aci gülümsemis ![]() ![]() "Tam bekledigim gibi" diye mirildanmis![]() Bati ülkelerindeki seminerlerde katılımcılar bu cümleyi söyle okurlarmış: "THE GOD IS NOW HERE" Yani: "Tanrı şimdi burada" ![]() ![]() ![]() MARANGOZ (Hikaye) Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti işveren müteahhidine, çalıştığı konut yapım işimden ayrılmak ve eşi, büyüyen ailesi ile birlikte daha özgür bir yasam sürmek tasarısından söz etti Çekle aldığı ücretini elbette özleyecekti Emekli olmak ihtiyacındaydı, ne var ki![]() Müteahhit iyi isçisinin ayrılmasına üzüldü Ve ondan, kendine bir iyilik olarak, son bir ev daha yapmasını rica etti Marangoz kabul etti ve ise girişti, ne var ki gönlünün yaptığı iste olmadığını görmek pek kolaydı Bastan savma bir işçilik yaptı ve kalitesiz malzeme kullandı Kendini adamış olduğu mesleğine böyle son vermek ne talihsizlikti! ![]() ![]() işini bitirdiğinde, işveren, evi gözden geçirmek için geldi Dış kapının anahtarını marangoza uzattı "Bu ev senin" dedi, "sana benden hediye" Marangoz soka girdi Ne kadar utanmıştı! Keşke yaptığı evin kendi evi olduğunu bilseydi! O zaman onu böyle yapar miydi! Bizim için de bu böyledir Gün be gün kendihayatimizi kurarız Çoğu zamanda, yaptığımız ise elimizden gelenden daha azını koyarız Sonra da, soka girerek, kendi kurduğumuz evde yasayacağımızı anlarız Eğer tekrar yapabilsek, çok daha farklı yaparız Ne var ki, geriye dönemeyiz![]() Marangoz sizsiniz Her gün bir çivi çakar, bir tahta koyar ya da bir duvar dikersiniz "Hayat bir kendin yap tasarımıdır" demiştir biri Bugün yaptığınız davranış ve secimler, yarin yasayacağınız evi kurar Öyle ise onu akıllıca kurun , Kovadaki Çatlak (Hikaye) Hindistan'da bir sucu, boynuna astığı uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırmış Kovalardan biri çatlakmış Sağlamolan kova her seferinde ırmaktan patronun evine ulaşan uzun yolu dolu olarak tamamlarken, çatlak kova içine konan suyun sadece yarısını eve ulaştırabilirmiş Bu durum iki yıl boyuncaher gün böyle devam etmiş Sucu her seferindepatronunun evine sadece 1,5 kova su götürebilirmiş ![]() Sağlam kova başarısından gurur duyarken, zavallı çatlak kova görevinin sadece yarısını yerine getiriyor olmaktan dolayı utanç duyuyormuş İki yılın sonunda bir gün çatlak kova ırmağın kıyısında sucuya seslenmiş "Kendimden utanıyorumve senden özür dilemek istiyorum " "Neden?![]() ![]() "diye sormuş sucu "Niye utanç duyuyorsun?![]() ![]() " Kova cevap vermiş "Çünkü iki yıldır çatlağımdansu sızdığı için tasıma görevimin sadece yarısını yerine getirebiliyorum Benim kusurumdan dolayısen bu kadar çalışmana rağmen, emeklerinin tam karşılığını alamıyorsun " Sucu söyle demiş![]() "Patronun evine dönerken yolun kenarındaki çiçekleri fark etmeni istiyorum " Gerçekten detepeyi tırmanırken çatlak kova patikanın bir yanandaki yabani çiçekleri ısıtan güneşi görmüş ![]() Fakat yolun sonunda yine suyunun yarısını kaybettiği için kendini kötü hissetmiş ve yine sucudan özür dilemiş Sucu kovaya sormuş "Yolun sadece senin tarafında çiçekler olduğunu ve diğer kovanın tarafında hiç çiçek olmadığını fark ettin mi? ![]() ![]() Bunun sebebi benim seninkusurunu bilmem ve ondan yararlanmamdır Yolunsenin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün biz ırmaktan dönerken sen onları suladın İkiyıldır ben bu güzel çiçekleri toplayıp onlarla patronumun sofrasını süsleyebildim Sen böyleolmasaydın, o evinde bu güzellikleri yaşayamayacaktı "* * * Hepimizin kendimize özgü kusurları vardır ![]() Hepimiz aslında çatlak kovalarız ![]() Büyük planda hiçbir şey ziyan edilmez ![]() Kusurlarınızdan korkmayın Onları sahiplenin Kusurlarınızda gerçek gücünüzü bulduğunuzu bilirseniz eğer, siz de güzelliklere sebep olabilirsiniz "İnsanlarla birlikte büyüseler bile, kurdun eniği yine kurt olur " OKUDUDUNUZ İÇİN TEŞEKKÜÜRLER |
|
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
| Görünüm Modları | |
|
|