07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Gecenin Sessizliğinde Sen Varsın Çanakkale
Gecenin Sessizliğinde Sen Varsın Çanakkale - Toplumsal Hikayeler - Ali Başyaran
Gece tüm sessizliğiyle kapanmış,örtüsünü şehrin üzerine örtmüştü Saatler çoktan on ikiyi geçmişti;ama küçük kızın gözleri karşıda asılı olan takvime dikilmişti Uyumuyordu;fakat uykusuzluktan olsa gerek kızarmış gözleri birşeyler seziyordu veya rüyadaydı kimbilir
Dışarıda geceye eşlik eden sessiz yağmur çiselemekteydi Küçük kız yerinden doğruldu Gaz lambasının hala sönmediği evler dikkatinden kaçmamıştı Meryem`in Ardından gökyüzüne daldı Ay tüm ihtişamıyla orada asılı bekliyordu Gözlerini aya dikerek :
-Öğretmenim haklı galiba Evet mantıklı,dedi Hafızasında yer etmiş bir olayı irdelemekteydi Köşedeki askıda duran yeleğini arkasına geçirip tekrar pencerenin önüne geldi Gözlerini yumdu Öğretmeninin söyledikleri aklına gelmişti bir bir Bunu dışa vurdu
-Şu an ülke ecnebilerin işgali altında İleride patlak verecek harbin olması an meselesi Anadolunun hali de ortada Yoksul ama aynı zamanda umudunu yitirmemiş gözler hala var
Meryem bir an duraksadı Hafızasında yer etmiş öğretmeninin sözlerini tekrar hatırlamaya koyuldu
-Gelip buraya bize tepeden bakmayacaklar mı,küçümsemeyecekler mi?Tabi ki yaparlar,bu onların kanlarında var Ama yok öyle,Türk dedin mi önce bir durup düşüneceksin Onların silah gücü,para gücü varsa,işte bizim de ta buramızda bir olup kenetlenmiş kalpler var,iman gücümüz var,şerefimiz var Verir miyiz sanıyorlar o ÇANAKKALE`yi
Kendine engel olamayıp düşünceye dalan Meryem birden:
-Tabi ki vermeyiz öğretmenim,dedi Terlemiş ve ateş püskürmüş gözlerinin önünde öğretmeninin gözleri canlandı Meryem`in İrkildi
Daha sonra okulda değil de kendi odasında olduğunu farkedince gülümsedi Yorgundu
-Artık yatmalıyım , dedi
Yatar yatmaz uykuya dalan Meryem gecenin soğuğuna karşı iki büklüm olup,büzülerek uykusuna devam ediyordu Bu arada kendi kendine bir şeyler söylüyordu
-Ağlama! N`oldu anne? Titredi
Yine uyku 
-Harp mi,kim,nasıl ?Babam mı ölm Bu sırada alnı müthiş terlemişti
-Babaa! diye ürktü Korku içerisinde garip bir sesle delice bağırdı Hemen babasının yanına koştu Daha beş dakika önce korkuyla gördüğü rüyası babasına sarılınca bir an silinivermişti hafızasından Çünkü babasının yanında olmak ona cesaret veriyordu,kudretlendiriyordu
28 GÜN SONRA
Telaşla bağıran Meryem`in annesiydi
-İhsan Bey,İhsan Bey! size bir mektup neyim atılmış
Kadının okuma yazması olmadığından mektuba da şöyle üstünkörü bakarak kocasına uzattı İhsan Bey `in mektubu heyecanla okuması belli ki kadını meraklandırmıştı Atılarak ve kalın kaşlarını çatarak sordu:
-Ne olmuş bey?
-Harp başladı başlayacak hanım İki gün sonraya er olarak çağırılıyorum Bu da çağrı belgesi işte
Avluda annesiyle babasının birşeyler konuştuğunu gören Meryem,merakına yenilip hemen avluya koştu O sırada annesi sessizce ağlıyordu Bunu gören Meryem çok şaşırmıştı Gerçekte ilk defa annesini ağlarken görüyordu Birde rüyasında görmüştü ama o rüyaydı
-Ağlama N`oldu anne, dedi sesi çatlayarak
Hemen bu anda araya İhsan Bey girdi Kızının etkilenmesini istemiyordu Ama öncesinde kendisini pür dikkat dinleyen eşine döndü Ona kuru bir yere oturmasını söyledi İki canlı olduğunu unutuyorsun diye biraz sinirli hatırlatmada da bulunmuştu Ardından kaldığı yerden konuşmasına devam etti
-Meryem biliyorsun ki ülkede harp var
Meryem harbin olduğunu biliyordu Ama bunu babasından duymak tüylerini ürpertti Aklına gelen şey belliydi
-Rüyammm! dedi Ağlayan gözlerine şimdi hıçkırıklarında eklenmesiyle daha çok gözyaşı döküyordu Babası kızının bu denli içli ağlamasına dayanamamış,onun da gözleri dolmuştu Belli aralıklarla devam eden karın soğuğunu içine çeken İhsan Bey biraz olsun rahatlamış,kızına da teselli vermişti
İki gün,su gibi geçmiş İhsan Bey hazırlıklarını kontrol etmiş ve vedalaştıktan sonra yola koyulmuştu Gideceği yol çok uzundu,bunun bilincindeydi Ama gözü pek ve kararlıydı Sadece İhsan Bey değil onun gibi niceleri vardı
Anadolu`mun karlı yolları aşılmış,omuzda yüklerle binbir güçlükle harp yerine varılmıştı Muazzam kalabalıktı Ölenler,öldürülenler  ortalık tam bir mahşer yeri İhsan Bey kalabalığın verdiği şaşkınlıkla;
-Aman Yarabbi! Bu ne kalabalıktır Sen koruyucumuz ol,diye kısa bir dua etti
o sırada komutan yeni gelenlere alel acele;
-Siz şuraya Sizler gözcülük yapın Geç hemen Çabuk El tetikten gözler düşmandan ayrılmasın Olayın ciddiyetini kafanızdan çıkarmayın,dye o topların tüfeklerin susmadığı müthiş gürültüde avazı çıktığı kadar bağırıyordu
Harp gitgide kendini belli etmeye başlamıştı Göz gözü görmüyordu Patlamalar, silahlar  İşte tam bu sırada düşmanın gönderdiği iki acı kurşun İhsan Bey`in kalbinin hemen üstüne isabet etmişti Olduğu yerde yığıldı Gözlerini açtığında hastanedeydi Hastanede olduğunu öğrenen Meryem ve annesi derhal ilçedeki hastaneye geldiler Babasını yarı baygın şekilde gören Meryem hemen yanına koştu Sarıldı,öptü, kokusunu içine çekti
-Babacığım !Lütfen kalk,ben geldim bak kömür gözlü kuzun geldi
-İhsan Bey,Allah aşkına birşeyler de Korkuyorum
İhsan Bey onları zor duyuyor ve nefes almaktada güçlük çekiyordu
Hafifçe gözlerini açtı
-Meryem`im dedi Tekrar kapattı Ardından yine gözlerini açtığında kuru dudakları şunları söylemek için hayat buluyordu
-Hanım tükenmek üzereyim Sakın lafımı bölme hemen anlatayım Meryemime,doğacak olan yavruma ve kendine çok dikkat et Sakın ha yalnız bırakma onları
Durdu,dinlendi ve tekrar devam etti
-Ben çok huzurluyum ve mutluyum Çocuklarımın ileride övünçle anacakları,bir babaları ve seninde bir kocan var
Kısık kısık nefes almaya devam ediyordu İhsan Bey Meryem babasının yanına tekrar oturarak boynuna sarıldı Kaldığı yerden devam etti kahraman asker
-Eminim ki o Çanakkale`m geçilemeyecek ve şanlı bayrağım asla yere inmeyecek Zaten bizde bu güç ve iman dolu göğüs olduktan sonra zor bizi ezmeleri Her zaman şunu bilin ve unutmayın ki ;
-"Çanakkale`m geçilemedi geçilemeyecek" dedi
İhsan Bey`in alnı olağanüstü terlemiş,rengi büsbütün atmıştı Odanın içinde eşinin ve kızının kokusunu son kez almak istercesine derince nefes aldı
Ve boynuna sarılı olan kızının minik kollarına kendini bıraktı
Büyük şair Akif`in:
- Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın
dizeleri dökülmüyor mu şimdi dudaklarınızdan?
Ali Başyaran
|
|
|