Kısırlık ( Inferfilite ) nedir?

Eski 06-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kısırlık ( Inferfilite ) nedir?



Kısırlık ( Inferfilite ) nedir?
İnfertilite, yani istenildiği halde çocuk sahibi olamama pek çok toplumda önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır

Tanım olarak, en az 1 yıl herhangi bir korunma yöntemi uygulanmaksızın haftada 2-3 kere girilen cinsel ilişkiye rağmen gebelik elde edilmemesi infertilite yani kısırlık olarak adlandırılmaktadır İnfertilite görülme sıklığı toplumlar arasında büyük farklılıklar göstermez Tüm dünyada çiftlerin yaklaşık yüzde on beşi infertilite nedeni yardımla üreme tekniklerine başvurmak zorunda kalmaktadır Bu çiftlerin büyük bir kısmında gebe kalamamanın nedenini açıklayacak sebepler bulunabilirken, yaklaşık yüzde 10-12''sinde herhangi bir patoloji tespit edilemez Bu çiftler açıklanamayan infertilite olarak adlandırılırlar

İnfertilitenin nedenlerini anlayabilmek ve tedavisini planlayabilmek için önce kadında ve erkekte üreme döngüsünün nasıl işlediğini ve gebeliğin oluş mekanizmasını anlamak gerekir

"Ne zaman çocuk sahibi olmayı planlıyorsunuz ?" sorusu pek çok yeni evli çiftin en çok karşılaştığı sorudur Aslında bu soru yeni evlenen çiftlerin kendi kendilerine de ilk sordukları soruların başında gelir Özellikle kadının çalışmadığı, geleneksel aile yapısındaki çiftlerde balayında gebe kalma hayali kuran çok genç çift vardır Çocuğun ailenin geçimi ve işleri için önemli olduğu, kırsal alanda ise sadece çocuk sahibi olmak için evlenen kadın ve erkekler azımsanamayacak kadar çoktur Bizim toplumumuz gibi çocuk sahibi olmanın ayrıcalık ve prestij olarak görüldüğü toplumlarda ise infertilite neredeyse hayati öneme sahiptir Bir başka grup ise, çalışma hayatının zorlukları içinde evlenmeye zaman bulamamış ancak yaşı ilerlediği için bir an önce evlenip çocuk sahibi olmayı düşünen bireylerden oluşur Tüm bu bireylerin ortak yanılgısı istedikleri anda, hatta belki balayında gebe kalabileceklerini düşünmeleridir Pek çok sinema filminde ve romanda kahraman tek bir ilişki ile ya da bebek istediği zamanda gebe kalabilirken gerçek hayatta durum bu değildir Hiçbir sağlık problemi olmayan tamamen normal bir çifti ele aldığımızda, kadının tek bir adet döneminde, her gün ilişkide bulunsalar bile, gebe kalma olasılığı sadece %25''dir Çiftin fertilite potansiyelini gösteren bu durum "fekundite" olarak adlandırılır İnsan, organizma olarak üreme potansiyeli çok yüksek bir canlı değildir Bunun pek çok nedeni vardır Bazı yumurtalar döllenmez, bazıları da döllense bile embriyo döneminde gelişme gösteremez Gebelik bir anlamda şans işidir Bunu kabaca Rus ruletine benzetmek mümkündür Hangi çiftin gebe kalabileceğini, yada hangisinin gebe kalamayacağını önceden tahmin etmek imkansızdır! Tek bir ilişkide %25 olan gebelik elde etme şansı bir yılın sonunda %85''e çıkar Yani bir yıl sonunda her 100 çiftten 85''inde gebelik elde edilecektir Geri kalan 15 çift ise infertilite ile karşı karşıya demektir Bazı yazarlara göre ise birinci yılın sonunda gebelik olmaz ise, çifte infertil demek doğru değildir Bunun için 2 yıl beklemek gerekmektedir Gerçekten de ilk yılın sonunda %85 olan gebelik oranı ikinci yılın sonunda %92 civarında saptanır

Tek bir adet siklusunda gebe kalma şansı pek çok faktörün etkisi altındadır Bu faktörleri inceleyecek olursak

Kadının yaşı: Biyolojik saat ilerledikçe kadının gebe kalma şansı giderek azalır Bunun en önemli nedeni yaş ile birlikte yumurtalıklardaki yumurta sayısı ve kalitesinin azalmasıdır 20 yaşında bir kadın ile 21 yaşındakinin gebe kalma olasılıkları arasındaki fark çok büyük değilken 30''lu yaşlarda bu fark daha fazla anlam kazanır

Cinsel ilişki sıklığı: Cinsel ilişki sıklığı açısından normal ya da anormal diye bir sınıflama yapmak doğru değildir Önemli olan ilişki sayısının az ya da çokluğu değil yeterliliğidir Bunun için optimum sayı haftada 3 ilişkidir

Zamanlama : Cinsel ilişki sıklığının yanı sıra ilişkinin zamanlaması da önemlidir Yumurtlamanın olduğu günlerde girilecek olan ilişki, gebelik olasılığını arttıracaktır

Süre: Çiftin ne kadar zamandır çocuk istediği önemli bir noktadır Gebe kalmaya uğraşan çiftlerde aradan geçen süre uzadıkça, tıbbi yardım almadan başarılı bir gebelik elde etme olasılığı da o ölçüde azalmaktadır

Patoloji: İnfertiliteye neden olabilecek bir patolojinin varlığı da gebelik şansını azaltır Bunlara en güzel örnek geçirilmiş ameliyatlar ya da endometriozisdir

Eğer bir çiftte fertilite problemi varsa bu gebeliği nasıl etkiler? Gebe kalma pek çok faktörün etkisi altındadır Örneğin sperm sayısı olması gerekenin yarısı kadar olan bir erkek ve normal bir kadından oluşan çiftte gebelik şansı yarı yarıya azalır Gebeliği etkileyen her faktör için durum böyle değildir Örneğin kadında her iki tüpün de tıkalı olduğu durumlarda gebelik şansı neredeyse yok gibidir Benzer şekilde testislerinde sperm üretimi olmayan ya da spermleri testisden dış dünyaya taşıyan kanalların fonksiyon görmediği erkeklerin de doğal yollardan çocuk sahibi olmaları büyük sürpriz olur Bu açıdan bakıldığında çocuk isteği ile hekime müracaat eden çiftlerde hem erkek hem de kadın detaylı olarak incelenmelidir Çiftin her ikisinde de problem olduğunda gebelik şansı bunların toplamı ölçüsünde değil çarpımı ölçüsünde azalır Eğer insan ömrü 300-400 yıla çıkarılabilse ve bu süre zarfında kadından yumurta, erkekten de sperm üretimi sağlanabilse, açıklanamayan infertilite vakalarının tamamına yakını gebe kalabilirdi Bu durum infertilitede zamanın önemini açıkça ortaya koyan bir olgudur Gebelik olasılığı arttırılmalıdır ve bu da ancak tıbbi tedavi ile mümkün olmaktadır

Ne zaman endişelenmeli, ne zaman hekime gitmeli ?

Eğer bir yıldan uzun bir süredir ovülasyona denk gelen günlerde 2-3 günde bir düzenli olarak cinsel ilişkide bulunuyorsanız ve herhangi bir korunma yöntemi uygulamadığınız halde gebe kalamadıysanız infertil sınıfına giriyorsunuz demektir Bu asla normal yollardan gebe kalamazsınız demek değildir ancak istatistiksel anlamdan bakıldığında şans azalmış olmaktadır Artık tıbbi yardıma ihtiyacınız vardır Bu yardım için belirli ve kesin bir zaman yoktur Bebek sahibi olmamanız sizi endişelendirmeye başladığında bir jinekoloğa gitmelisiniz Pek çok çift infertiliteyi çekinecek hatta utanacak bir durum olarak görür ve kendilerini yalnız hissederler Oysa durum bu derece kötü değildir Tüm dünyada pek çok çift aynı problemi yaşamaktadır ve bunları önemli bir kısmı çok basit tedavilerle gebe kalabilmektedir Burada çiftleri kısıtlayan infertilitenin her zaman önemli bir problem olmasına rağmen acil olmamasında yatmaktadır Genelde kişiler doktora gitmeyi herhangi bir bahanenin arkasına saklayarak ertelemekte ve sürekli gelecek ay demektedirler Oysa hayatta zaman dışında her şeyin telafisi mümkündür

Bazı durumlarda ise hekime müracaat etmeden önce 1 yıl beklemek gereksizdir

Çok sık ya da seyrek adet görmek
Geçirilmiş pelvik enfeksiyon öyküsü
2''den fazla sayıda düşük
Kadın yaşının ileri olması
Erkekte testislerin küçük olması
Prostat enfeksiyonu öyküsü

varsa vakit kaybetmeden profesyonel bir yardim ya da öneri almak için girişimde bulunmak akıllıca olacaktır

Hekime başvurmadan önce bazı basit önlemler ile üreme potansiyelinizi arttırabileceğinizi aklınızdan çıkartmayın Bu önlemlerin en başında gelenlerden birisi vücut ağırlığı, diyet ve egzersiz arasındaki dengenin sağlanmasıdır Uygun diyet ve egzersiz optimal üreme fonksiyonu için son derece önemlidir Düşük kilolu ya da aşırı şişman kadınlar gebe kalmada güçlükler yaşayabilirler Kadınlık hormonu olan östrojenin büyük kısmı yumurtalıklarda üretilir Ancak yağ dokusu da küçümsenemeyecek bir östrojen kaynağıdır Döllenme olayı hassas hormonal dengelerin rol aldığı karmaşık bir olaydır Bu olayın başarı ile sonuçlanabilmesi için stabil bir hormonal durum gereklidir Bu nedenle az ya da fazla kiloların infertiliteye neden olabilmesi şaşırtıcı bir durum değildir Normalin %10-15 altında ya da üstünde olan vücut ağırlığı üreme sistemini kökten etkileyebilir Bunun en güzel örneği beslenme bozukluğu olan aşırı zayıf kişilerde adet kanamalarının düzensiz oluşudur Bu düzensiz kanamalar genelde anovülasyon yani yumurtlamanın olmaması ile bir arada seyreder Maraton koşucuları, yüzücüler gibi ağır sporlar ile uğraşan kadınların pek çoğunda adet düzensizlikleri ve dolayısı ile infertilite sorunu mevcuttur

Fertilite üzerinde etkili bir başka faktör de sigara ve alkoldür Sigara erkeklerde sperm sayısını azaltırken kadınlarda da yumurta kalitesini bozar Benzer şekilde alkolde sperm sayısı üzerinde olumsuz rol oynadığı tespit edilen bir maddedir

Değişik hastalıklar için kullanılan ilaçlar da fertiliteyi etkiler Özellikle ülser ve tansiyon ilaçlarının sperm sayıları üzerine etkili olduğu bilinmektedir Kafein alımının azaltılması ise konsepsiyon şansını arttırır

Cinsel ilişki sıklığı üreme yeteneğini direk etkileyen en önemli faktörlerden birisidir İlişki ne kadar sık olursa gebelik şansı o derece yüksek olur Burada kastedilen her gün girilen ilişki değildir Bu sperm sayı ve kalitesini azaltır İdeal olan ovülasyona yakın günlerde gün aşırı ilişkiye girmektir Günümüzde hem erkeğin hem de kadının çalışma hayatı içinde olması, mesleki stresler ve kaygılar nedeni ile cinsel güdülerde ve istekte azalma çoğu çiftin ortak yakınmasıdır Bu nedenlerle ilişki daha ziyade hafta sonları olmaktadır Doğal olarak bu çiftlerin gebelik elde etmesi gecikecek ve büyük olasılıkla çift infertilite nedeni ile hekime başvurmak zorunda kalacaktır

İlişkinin sıklığı yanı sıra zamanlaması da son derece önemlidir İnsan dışında hemen hemen bütün canlılar yumurtlama dönemini bilirler Östrus ya da kızgınlık dönemi olarak adlandırılan bu devrede cinsel istekleri artar ve çiftleşirler Hatta kedilerin bu özelliği pek çok espriye de konu olmaktadır Oysa insanlarda durum farklıdır Kadında belirgin bir kızgınlık dönemi yoktur ve pek çok kadın yumurtlama dönemini fark edemez Çeşitli yöntemler ile kadının adet düzeni saptanır ve ovülasyon dönemi tespit edilebilir Fertil dönem denilen gebe kalma olasılığının yüksek olduğu dönemde bu nedenle gün aşırı ilişki önerilir

Cinsel ilişki ve fertilite arasındaki bağ ile ilgili son nokta uygun şekilde ilişkide bulunmaktır Doğada çok değişik hayvan türleri vardır ve bunların her biri soyunu devam ettirmek için farklı mekanizmalar geliştirmiştir Örneğin domuzlar sperm açısından çok cimridirler Erkeğin penisi spiral şeklindedir ve dişinin vajinasına adeta vidalanır Bu sayede tek bir sperm bile boşa gitmez İnsanlarda bu tarz mekanizmalar mevcut değildir Gerçekte bu tür tekniklere gerek de yoktur İlişki sonrası semenin vajina dışına kaçması son derece normaldir Pek çok kadın bunu gebelik şansı açısından olumsuz bir faktör olarak yorumlamakla birlikte gerçek bu değildir Semenin dışarı gelmesi ilişkinin uygun şekilde yapıldığının göstergesidir Çocuk isteyen çiftlerde genelde önerilen erkeğin üstte olduğu pozisyonlardır İlişki sonrası kadının en az 5 dakika sırt üstü yatması ve vajinal duştan kaçınması da diğer öneriler arasındadır İlişki esnasında kayganlığı sağlamak amacı ile kullanılan yapay maddeler spermler üzerinde ölümcül etki yaratabileceğinden önerilmemektedir Çok gerek duyuluyor ise petrol bazlı olanlar yerine sıvı parafin tercih edilmelidir

İnfertiltenin geçmişe göre daha sık görülmesinin nedenlerinden biriside kadınların çalışma hayatı içinde daha fazla yer almalarıdır Çoğu kadın çocuk sahibi olmak için işinde yükselmeyi beklemekte bu nedenle de yaşı ilerlemektedir Yine pekçok işveren -ki buna çok büyük holdingler de dahildir- işe alacakları bayan personele belirli bir süre gebe kalmama kısıtlaması getirmektedir Zaman geçtikçe kadının üreme potansiyeli azalmakta ve dolayısı ile infertilite daha sık karşımıza çıkmaktadır Aslına bakılırsa bebek sahibi olmak için en uygun zaman diye bir şey söz konusu değildir Kadının üreme potansiyeli 20-30 yaş arasında zirvededir 30 yaştan sonra azalan bu potansiyel 35 yaşından sonra keskin ve hızlı bir düşüş gösterir Bebek sahibi olmak için en uygun zaman oldukça kişisel bir karardır Ancak çeşitli nedenler ile çocuk sahibi olmayı geciktiren ya da geciktirmeyi düşünen çiftlerin karşısında başka bir problem daha vardır: Sosyal baskılar Hemen her toplumda özellikle aile büyükleri biran önce torun sahibi olmak için baskı kurma eğilimindedirler Medyada yer alan ve çiftlerin biran önce bebek sahibi olmasını öneren yazılar da benzer şekilde baskı unsurudur Tüm bu faktörlerin etkisi ile yeni evli ya da uzun süre etkili yöntemlerle korunmuş çiftler daha infertilite sınıfına girmedikleri halde sırf kadın 30 yaşına geldi diye doktor doktor dolaşabilmektedirler

Üreme potansiyeli azalıyor mu?

Bu soru hem konu ile ilgilenen hekimlerin hem de olayla direk ilgili olan çiftlerin cevabını aradığı sorulardan biridir Cevap kesin değildir ancak muhtelemelen önerme doğrudur Kadının evlenme yaşının artması, cinsel özgürlük ile birlikte cinsel yolla bulaşan hastalık oranlarındaki yükselme, nedeni bilinmemekle birlikte erkekte sperm sayısındaki global azalma bu durumun nedeni olabilir Sperm sayılarındaki azalma ilginç bir global gözlemdir Gerçekten de son 15-20 yılda tüm dünyada yaygın olarak sperm sayılarında bir azalma eğilimi dikkati çekilmektedir Bu durumun çevresel kirlenmeden mi yoksa modern yaşamın yüklediği stresten mi kaynaklandığı belli değildir Sevindirici olan ise üreme potansiyeli üzerindeki bunca olumsuzluğa karşın, yardımla üreme tekniklerindeki gelişmeler ve buna bağlı olarak artan başarı oranlarıdır Yine modern insanın infertiliteyi tabu olmaktan çıkarması ve tedavi alternatiflerini bilinçli bir şekilde değerlendirmesi de kayda değer bir ilerlemedir

Kısırlık tanısı için yapılan tetkikler ve muayeneler adım adım uygulanır ve uzun zaman alabilir Bu zaman doktorun problemi iyi anlamasına ve en etkili tedaviye karar vermesine yardım eder Araştırmalar sonucu bir ve•ya birden fazla kısırlık nedeni bulunabileceği gibi çiftlerin yaklaşık %15''inde kısırlığın nedeni saptanamaz

Kısırlığın mutlak olduğu durumlar nadirdir Erken menopoz veya erkekte hiç sperm hücresi bulunmaması dışında diğer kısırlık nedenleri için doğal yollardan çocuk sahibi olma şansının azalmış olduğundan bahsedilebilir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.