|  | Atasözleri Açıklamalı-K- |  | 
|  06-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Atasözleri Açıklamalı-K-Kaçan balık büyük olur  Çok önemsiz, çok küçük de olsa, her nedense elden kaçırılan fırsat ah vah edilerek gözde büyütülür  Kaçanın anası ağlamamış  Karşı koyamayacağı bir tehlikeden ve saldırıdan kaçan kişi kazançlı çıkar  Ayrıca yakınlarının üzülmesine yol açacak bir olaya da fırsat vermemiş olur  Kalaylı bakır küflenmez  Saf, temiz, dürüst ve namuslu kimseye kimse kara çalamaz; onun şahsiyetine kimse leke süremez  Kalıp kıyafetle adam, adam olmaz  Ne kadar güçlü, gösterişli, sağlıklı bir vücuda sahip olursa olsun; bu vücudu ne kadar iyi, güzel ve çekici giyim, kuşamla donatırsa donatsın, bütün bunlar kişiyi değerli kılmaz  Kişiyi değerli kılan güzel ahlâkı, becerisi, üretkenliği, bilgisi ve çalışkanlığıdır  Kalp kalbe karşıdır  Sevgi karşılıklıdır  Birinin hissettiğini diğeri de hisseder, birinin düşündüğünü diğeri de düşünür  Zevk, alışkanlık, arzu ve isteklerde de birlik mevcuttur  Kanaat gibi devlet olmaz  Elindekinden hoşnut olan, onu yeter bulan, fazlasını istemeyen, ihtiras beslemeyen kişi kolay doyuma ulaşır ve mutlu olur  Bundan ötürü de kolay kolay yokluk çekmez, sıkıntıya düşmez  Kanatsız kuş uçmaz (olmaz)  Gerekli şartları sağlanmayan, araç ve gereci temin edilmeyen, kimi dayanaklardan yoksun bırakılan iş ya da insandan başarı beklenemez  Kanı kanla yumazlar, kanı su ile yurlar  Bir kötülük, kötülük yapılarak düzeltilemez; hatta böyle bir karşılıkta bulunmak işi daha da vahim hâle sokar, içinden çıkılmaz yapar  Kötülük ancak iyilik yapılarak ortadan kaldırılabilir  Kara haber tez duyulur  Ölüm veya felâket haberi, kötü haber çabuk duyulur; ağızdan ağıza geçerek hızla yayılır  Karaya sabun, deliye öğüt neylesin  Esası, özü bozuk olan şeyi düzeltmek hemen hemen imkânsızdır  İnsanlar için de durum aynıdır  Kimi akılsız, anlayışsız, yoldan çıkmış kimseleri de doğru yola getirmek mümkün değildir  Kardeş kardeşi atmış, yar başında tutmuş  Kardeşler ne kadar geçimsiz, anlaşmaz, kavgalı, dargın olurlarsa olsunlar yine de kötü bir durumda birbirlerine yardım ederler  Çünkü onları birbirine bağlayan bir kan bağı vardır ortada  Kardeş kardeşi bıçaklamış, dönmüş yine kucaklamış  Bk  “Kardeş, kardeşi atmış, yar başında tutmuş  ” Karga, kekliği taklit edeyim demiş; kendi yürüyüşünü şaşırmış  İnsanlar yetiştikleri çevrenin eğitimini alırlar  Bu bakımdan görgüleri, beceri ve bilgileri, davranışları, yol ve yöntemleri birbirinden farklıdır  Buna rağmen kimi kişiler özenti hastalığına yakalanırlar ve onu bunu taklit etmeye başlarlar  Ancak bunu beceremezler, bunu beceremedikleri gibi tabiî davranışlarını da yitirir, gülünç duruma düşerler  Karga yavrusuna bakmış, “benim ak-pak evlâdım” demiş  Yaptığı iş ne kadar kusurlu, çocuğu ne kadar çirkin olursa olsun, kişiye bunlar iyi ve güzel görünür  Başkalarının bu konuda ne diyeceği o kadar önemli değildir  Kartala bir ok değmiş, o da kendi yeleğinden  Kişi, hayatta karşılaşacağı en büyük kötülüğü çoklukla en yakınlarından görür  Kâr, zararın kardeşidir (ortağıdır)  Ticarette sadece kâr etmek düşünülemez, zarar da edilebilir  Ticarete atılan kimse bunu göze almalı, alış verişe öyle girmelidir  Katıra “baban kim?” demişler, “dayım attır” demiş  Kişi kusurlu yanının açığa çıkmasını istemez, bunu gizlemeye çalışır  Sadece iyi yanıyla görünmeye ve övünmeye gayret eder  Kaynayan kazan kapak tutmaz  İçin için gelişen olaylar veya duygular bir yerde patlak verir, önüne geçilemez, kolay kolay yatıştırılamaz  Kaza geliyorum demez  Can veya mal kaybına sebep olan kötü olayın ne zaman olacağını kestirmek mümkün değildir  Bu bakımdan önceden kimi tedbir alınmalı, ansızın ortaya çıkacak kazaya karşı hazırlık yapılmalıdır  Kazanmayanın kazanı kaynamaz  Yiyip içmek, geçimini temin etmek isteyen insan çalışıp kazanç sağlamak zorundadır  Kazancı olmayan insanın geçinmesi mümkün değildir  Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez  Büyük çıkarlar beklenen yer için küçük fedakârlıklar yapılmalı, kimi sıkıntılara girilmeli ve bundan kaçınılmamalıdır  Kazma elin kuyusunu, kazarlar kuyunu  Sen başkasına kötülük yaparsan, o da sana kötülük yapacaktır  Her şeyin bir karşılığı vardır  Unutma ki, her ne edersen onun karşılığını alırsın  Keçi can derdinde, kasap yağ derdinde  Kötü bir duruma düşmüş, büyük zarara uğramış kimi kimseler acı içinde kıvranırken, kimileri de küçük yararlarını düşünürler ve hiç umursamadan bu durumdan istifade etmeye çalışırlar  Keçi nereye çıkarsa oğlağı da oraya çıkar  Küçükler daima büyüklerini taklit ederler, örnek alırlar  Anne_baba ne yaparsa çocuk da onu yapar; hangi yola giderse çocuk da o yola gider  Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur  Açgözlü, gözü doymaz, hırslı insanlar küçük bir çıkar için bütün varlığını tehlikeye atar  Kedinin boynuna ciğer asılmaz  Kendisine güvenilmeyecek birine bir şey bırakmak, emanet etmek doğru değildir  Yoksa o şey ya zarar görür, ya da yok olur  Kedi uzanamadığı (yetişemediği) ciğere pis (murdar) der  Kimileri, çok istedikleri hâlde elde edemedikleri şeyi hor göstermeye kalkışırlar; beğenmiyor görünürler  Böyle davranmakla asıl yapmak istedikleri şey, kendi çaresizliklerinin ortaya koyduğu açığı kapatmaya çalışmaktır  Kele, köseden yardım gelmez  Yardıma muhtaç olan kişi, ihtiyaç duyduğu şey konusunda kendi dururken başkasına yardım edemez  Kendi derdine çare bulamamış, kendi işini halledememiş ki, başkasına nasıl yardım etsin? Kelin ilâcı olsa başına sürer  Bk  “Kele, köseden yardım gelmez  ” Kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur  Önce değersiz bulunan, beğenilmeyen bir kimse, küçük bir şey veya bir fırsat elimizden çıkıp yok olunca birden kıymet kazanır; çok önemli ve iyi gibi görülür  Kem göz, kalp akçe sahibinindir  Kötü sözü kimse kabul etmediği gibi, sahte parayı da kimse kabul etmez  Kötü söz söyleyenin, geçmeyen para da onu kullananındır  Kendi düşen ağlamaz  Girdiği bir işte kendi zararına kendi sebep olan bir kimsenin yakınmaya hakkı yoktur  Çünkü bildiğini okumuş, istediği gibi davranmış, kimseyi dinlememiştir  O hâlde kötü sonuca da katlanmalıdır  Kesilen baş yerine konmaz  Bir iş yapıldıktan sonra eski durumuna getirilemez  Bu bakımdan bir işe girişmeden, bir davranışta bulunmadan önce, işin nasıl sonuçlanıp sonuçlanmayacağını iyi hesapla; pişman olup olmayacağını iyi düşün taşın ve ondan sonra harekete geçip geçmeme konusunda karar ver  Keskin sirke küpüne (kabına) zarar verir  Öfkeli, sert, sinirli kimsenin zararı kendisinedir  Kendini yıprattığı, sağlığına zarar verdiği, toplum içinde saygınlığını yitirdiği gibi işlerini de bozup alt üst eder  Kılavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmaz  Kişi öncelikle kime danışacağını, kimin peşinden gideceğini iyi bilmelidir  Çünkü seçtiği kişi kötü, işe yaramaz biri olabilir ve onun başını belâya sokabilir  Kılıç kınını kesmez  Ne kadar sert ve öfkeli olursa olsun hiçbir kişi yanındakilere, yakınlarına zarar vermez  Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan  Kişi, kiminle arkadaşlık ederse, ondan etkilenir; onun alışkanlıklarına, düşüncelerine eğilim duyar; huyunu, gidişini kapar  Kırkından sonra azanı teneşir paklar  Yaşlandıktan sonra yaşına uymayan davranışlarda bulunan, ahlâksız bir yola sapan, kötü işlere bulaşan insanları doğru yola getirmek çok zordur  Bu gibi kimselerin sonu da iyi değildir  Kırk yıllık Kâni, olur mu Yani  İyi alışkanlıklar edinmiş ve bunu uzun yıllar sürdürmüş kişi, kolay kolay bu yapısından vazgeçip de kötülük edemez  Kısmetinde ne varsa kaşığına o çıkar  Kişi ne kadar çalışırsa çalışsın, çabalarsa çabalasın alın yazısındaki şeye ulaşır  Yüce Allah, ona ne nasip etmişse ancak ona kavuşur; bu az da olur, çok da  Kızı gönlüne (keyfine) bırakırsan ya davulcuya varır, ya zurnacıya  Evlenme çağındaki kızı büyükleri uyarmazlarsa uygun olmayan birisiyle evlenir  Çünkü yaşı gereği hem tecrübesiz, hem de eğlenceye düşkün olur ve ileriyi göremez  Bu bakımdan anne baba tarafından denetlenmeli, uyarılmalıdır  Kızını dövmeyen, dizini döver  Kızını, çocuğunu daha küçük yaşta eğitme yoluna gitmeyen, terbiye kurallarını öğretmeyen, gerekirse dövmeyen ileride çok pişman olur; ancak iş işten geçmiştir  Kimi köprü bulamaz geçmeye, kimi su bulamaz içmeye  Hayat sıkıntılarla, çelişkilerle doludur  Buna bir de insanların nasipleri arasındaki tutarsızlıklar eklenince hayat daha da çekilmez olur  Kimileri bolca bulurken, kimileri hiç bulamaz  Bu da toplumu kargaşaya sürükler  Gerekli olan şey dengeyi sağlamaktır  Kiminin parası, kiminin duası  Öyle işler vardır ki, kiminden para, kiminden de dua alınarak yürütülür  Bu dünyada para kadar dua da önemlidir  Canı gönülden yapılan duanın önemi büyüktür  Kimse ayranım (yoğurdum) ekşi demez  Herkes sattığı malı; kendi işini, tutumunu ve davranışını över  Kendine yönelik eleştiriler yapılsa da aldırmaz, kusur kabul etmez, o methe devam eder  Kimseden kimseye hayır yok (gelmez)  İnsan, yapacağı işte başkasının yardımına güvenirse, hayal kırıklığına uğrar  Bu bakımdan bir işe girerken kendine dayanmalı, kendi gücüne güvenmelidir  Kimsenin âhı kimsede kalmaz  Güçlü bir kimsenin dine, yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, kıyım, acımasızlık, haksızlık ve cefa asla karşılıksız kalmaz  Zalimler, er veya geç zulme uğrayanların âhını, bedduasını alırlar ve perişan olurlar  Koça boynuzu yük değil  1  Kişiye kendisinin ve yakınlarının işini görmek ağır gelmez  2  Kişi, kendini savunacak araç-gerecini, güvenlik sistemlerini taşımaktan ve kullanmaktan geri durmaz, bunlar ona yük değildir  Komşu komşunun külüne muhtaçtır  Hayat şartları insanları bir arada yaşamaya zorunlu kılmıştır  Bir arada yaşama sosyal hayatı, sosyal hayat da karşılıklı olarak yardımlaşmayı beraberinde getirmiştir  Dolayısıyla insan her meselesini tek başına halledemez olmuş, yakınındakine başvurmak zorunda kalmıştır  Bu bakımdan komşular birbirlerine en küçük şey için bile muhtaçtırlar  Çünkü en önemsiz şeyin yokluğu, büyük bir işin aksamasına yol açabilir  Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür  Başka bir kimsenin malı, kişiye olduğundan daha değerli görünür  Çünkü insan nefsi doymak bilmez, başkasının elindekine imrenir  Hele insanlar birbirlerini çekemiyorlarsa birinin elindeki mal, diğerini sürekli rahatsız eder  Kork Allah`tan korkmayandan  Allah korkusu, öte dünyaya inanan insanları pek çok kötülükten uzak tutar  Çünkü yaptığı kötülüklerin cezasız kalmayacağını bilir ve kolay kolay kötülük yapamaz  Ama insan yüreğinden Allah korkusunu söküp attı mı, şeytanla baş başa kaldı demektir  Artık onun düşünemeyeceği kötülük yoktur, her türlü fenalığı eline fırsat geçti mi kolaylıkla yapar  Bu bakımdan böylelerinden çekinmek, uzak durmak, kendini korumak gereklidir  Korku dağları bekletir  1  Korku varlığını her yerde duyurur  Yapacağı işe karşı verilecek cezadan korkan kimse o işi yapmaktan çekinir  2  Cezadan veya zulümden kaçan dağlara kaçar, gizlenir, zor da olsa orada yaşamaya çalışır  Korkulu rüya (düş) görmektense uyanık yatmak yeğdir (hayırlıdır)  Tehlikeli bir işe girişmektense o işin sağlayacağı kazançtan vazgeçmek daha iyidir  Çünkü sonu pek iyi görülmeyen, her gün ha battım ha batacağım korkusu veren işten insana pek hayır gelmez  Korkunun ecele faydası yoktur  Kişi korkmakla kendisine gelecek bir kötülüğü önleyemez  Bu sebeple korkuyu sürdürmek yerine gelecek tehlikelere karşı önlem alma yoluna gitmek gereklidir  Çünkü gelecek olan gelecek, olacak olan olacaktır  Üzüntü, korku ise bunu önleyemeyecektir  Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler  İstenilen nitelikteki şey bulunamayınca onun daha düşük nitelikte olanına da razı olunur  Çünkü bir ihtiyaca, kalitesi düşük de olsa cevap verecektir  şiiredebiyatÖğretmenler Günlük ve Yıllık PlanlarÖğretmenler ForumuEdebiyat ForumuSohbetGazetelervideo dershaneöss sorularıkpss sorularıoks sorularırüyavideolaredebiyatrüya tabirleriBelirli Gün ve HaftalarŞarkı SözleriEğitim Haberlerişarkı sözlerimatematik Köpeğe gem vurma kendisini at sanır  Hiçbir değeri olmadığı hâlde kendisine değer verilen, lâyık olmadığı hâlde bir makama getirilen kişi, kendisini gerçekten kıymetli sanıp buna da inanmaya başlar  Köpek ekmek veren kapıyı tanır  Şurası unutulmamalıdır ki, köpek bile kendisini besleyen yeri bilir; o yerin insanına karşı bunu iyi davranışlarıyla belli eder  O hâlde insan bunu görmeli ve bunun çok ötesinde olmalıdır  Kendisine iyilik eden, yardımcı olan kimselere karşı gerekli saygıyı göstermeli, nankörlük etmemeli ve kendisine uzanan şefkatli elleri unutmamalıdır  Köpek sahibini ısırmaz  Köpek bile kendisini besleyen, kendisini koruyan sahibine saygılı davranır  Peki, kişi ne kadar kötü olursa olsun iyilik gördüğü, geçimini sağladığı yere nasıl kötülük edecektir? O da nankörce davranıp zarar veremez  Köpeksiz sürüye (köye) kurt dalar (iner)  Koruyucusuz kalan yere veya ülkeye düşman girer, saldırır, ne var ne yok hepsini talan eder  Eğer elinizdeki yeri ya da ülkeyi iyi koruyup gözetirseniz, düşman sizden uzak durur ve kötü sonlarla karşılaşmazsınız  Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı derler  Kişi işini gördürünceye kadar yardım beklediği kimseye dil döker, onu över, ne kadar kötü de olsa onu göklere çıkarır  Ancak işini gördürdükten sonra bu tavrı birdenbire değişir  Karşısındaki kimse, sanki o övdüğü kimse değildir  Kuşkusuz bu tavır iki yüzlü kimselerin tavrıdır ki namuslu insanlar bundan uzaktırlar   Körler memleketinde şaşılar padişah olur  Bilgisiz, anlayışsız, beceriksiz insanların bulunduğu bir yerde, çok az bilgi, anlayış ve becerisi bulunan kişiler başa geçip yönetimi ele alırlar  Körle yatan şaşı kalkar (İtle yatan bitle kalkar)  Değersiz, kötü, ahlâksız kişilerle ilişki kurup arkadaşlık yapanlar ister istemez onlardan etkilenir ve kötü huylar kaparlar  Çünkü insanı en çok etkileyen yakınında bulunduğu insanlardır  Kötü komşu insanı (adamı) hacet sahibi eder  İnsanlar en çok birbirlerine yakın olan insanlarla yardımlaşırlar  İnsanın yardımlaşacağı insanlardan biri de komşusudur  Eğer komşu kötü huylu biri ise, kendisinden emanet olarak istenen bir şeyi vermez  Emanet isteyen de geri çevrildiği için ihtiyaç duyduğu şeyi satın almak zorunda kalır  Böylelikle o kötü komşu, insanı bir alet-eşya sahibi yapmış olur  Kötülük her kişinin kârı, iyilik er kişinin kârı  Bk  “İyiliğe iyilik her kişinin kârı    ” Kötü söyleme eşine, ağu katar-aşına  Yakın ilişkide bulunduğun kimselere (aile fertleri, komşu, arkadaş, mesai arkadaşları vs  ) iyi davran, onları incitip kırma  Eğer böyle yaparsan onlar da senin hakkında hiç iyi düşünmezler, sana daha büyük kötülük yapma yoluna giderler  Kul azmayınca Hak yazmaz  Kişinin başına gelen felâketler hep onun azgınlığı, sapkınlığı yüzündendir  Çünkü Yüce Allah hiçbir kuluna zulüm yapmaz  Doğru yolda giden toplumlar selâmete ermişler, sapanlar ise felâketlerle karşı karşıya kalmışlardır  Kul hatasız (kusursuz) olmaz  Bk  “Hatasız kul olmaz  ” Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez  Sıkıntıda olan, dara düşen ve kendisine inanan insanları Yüce Allah darda koymaz  Onlara en sıkışık anlarında yardım eder, yeter ki o kullar kötü yola sapmadan sabrederek yollarına devam etsinler  Kurda, “Neden boynun (ensen) kalın?” demişler; “İşimi kendim görürüm de ondan” demiş  Kendi işini kendisi gören, başkasına bırakıp yaptırmayan kişinin içi rahattır; çünkü işin bütün yükü ve sorumluluğu ona aittir  Dolayısıyla hiç kaygılanıp üzülmez de, keyfine bakar  Kurt dumanlı havayı sever  Kötü niyetli kimseler ortalıktaki karışıklıklardan yararlanma yoluna giderler  Çünkü o anda dikkatler dağılmıştır, kimin ne yaptığı belli değildir  Dolayısıyla kendilerine engel olacak kimselerin bulunmadığı bu ortamı sever ve bu ortamın oluşmasını istekle beklerler  Kurt kocayınca köpeklere maskara olur  Güçlü, kuvvetli bir kurt ile köpekler kolay kolay başa çıkamazlar, ondan çekinip korkarlar  Bunun gibi her bakımdan güçlü, kuvvetli iken herkesi korkutan, tedirgin eden, yıldıran kişi, bu gücünü-kuvvetini kaybettikten sonra onun bunun, aşağılık kimselerin eğlencesi ve oyuncağı hâline gelir  Kurt tüyünü (köyünü) değiştirir, huyunu değiştirmez  Kötü, zalim kimseler kılık-kıyafetlerini, oturdukları ev ve yerlerini değiştirseler de huylarını değiştirmezler; onların bu kötü yapıları devam edip gider  Kuru lâf karın doyurmaz  Anlamsız, yersiz, boş sözlerle bir iş yapılamaz  Bir işten olumlu sonuç alınmak isteniyorsa, o konuda eylemde bulunmak, yararı dokunan davranışlar göstermek gereklidir  Kurunun yanında yaş da yanar  Bir düzeni kurmak, huzuru sağlamak için girişilen bir eylem sırasında suç işlemiş kötülerin yanı sıra, suçsuzların da cezalandırıldığı ve zarara uğratıldığı görülür  Kusursuz dost arayan dostsuz kalır  Eksiksiz, noksansız kişi olmaz, hiç kimse mükemmel değildir  Bu sebeple kusursuz dost aramak boşunadır  Arayan da dostsuz kalır  Dost bulmak istiyorsak, insanları kusurları ile kabullenip sevmeliyiz  Kuzguna yavrusu güzel (anka) görünür  Bak  “Karga yavrusuna bakmış    ” Küçük suda büyük balık olmaz  1  Yetenekli, büyük kişiler küçük çevrelerde yetişse bile barınıp kalamaz  Bu kişiler kendilerini besleyecek, barındıracak ve olgunlaştıracak daha büyük çevrelere, kültür ortamlarına ihtiyaç duyarlar  2  Küçük kazançlar, küçük ortamlarda; büyük kazançlar da büyük ortamlarda elde edilir  Sınırlı, küçük bir ortamda yapılan işten bol kazanç sağlanamaz  Kürkçünün kürkü olmaz, börkçünün börkü  Başkalarının ihtiyaçlarını karşılayan bir meslek dalında çalışıp çabalayan kişi, kendi ihtiyaçlarını ha bugün, ha yarın diyerek ihmal eder ve savsaklar | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |